24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET lllEIIMIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIItllllllllllllllllllllllllltllllllllllllHlllEllll 13 Mayıs 1961 | DÜŞÜNCELER | lyi bir yazı yabır şiırin, kiğıda Yazan dır. Japonlann terbıyesı, nezakezabılmek ıçm nedokulmeden ontı, hemcinsine karşı yumusak muler gereklıdır, dıce, kafada belirıamelesı kendısinı burada da gosye sorulsa bana, 1 şı, sınır bozucu, terır. Hiçbir gürultü, hıçbır yay • tellerı bırbırıne ta l yakışıksız bir ış gara duyulmaz. Bir taksi şoforü, gıbı gorunmuştür. duruşmada sanık, kılmıyan bır yazı **»^l başka bir taksıye yol verırken a Dünkü yuk bır guçluğu yenmek duru bana. Bu yuzden daha ilk sdzmakınesı \ a da murekkep rabasını, gulumsiyerek kullanır müdafaa sahidi olarak i yan bır kalem, murekkebı yaymı munda olmalar^ndan oturu çok va cuklerden başlıyarak, bu belırtiJaponun bu yumuşak ve terbıdinlenmesini istedi yan kâğıt, derdım. Yazı sanatının kıt yıtırdıklerını soylemek yanlış ;en yazmağa bakarım. Şıır ancak yeli halini bır NewYorklunun haHatıce Çıgdem adındakı bır genç | gereçlerıdır çunku bunlar. Butun olmaz Bu yuzden, onlarin duşun yazılmağa başlandıktan ^onra bışın kayıtsızlığiyle, bır Londralının kızı oldürdukten sonra cesedını , ışler gıbı, j azı ışı de gelir, yazı celerı belkı ayrmtılardan yoksun çımını ahr, saygı değer bır iş odonuk nezaketıyle, bir Parishnin sandığa koyup Burdura postaia "gereçlerını kullanma bılgısıne, ko dur, ama bır bakıma daha da guç lur. Dıvan şaırınin, şıır yazmayıp, taşkın sınirlilığivle kıyaslayınca, maktan sanık. Turan Zekı lvgen"ın layhğına. alışkanhğına dayanır. lu, daha da oturaklıdır Bakm de şıır soylemesı j adırgatıcıdır. Kenbatılınin utancında n vuzunu ort yargılanmasına dun de devam edıl Yazı makmesınden, kalemden, kâ neyın, kuıı un kalemle yazılan ya dı başına duşunce, kendı başma ; mesi icabeder. mıstır. ğıttan korkan yığmla ınsan var zılar. yazılanın yenıden murek us, sıkıntı verıcıdır Haklannda nice yanlıs telâkkıIkıncı Ağır Ceza Mahkemesınde d r Işte bu yuzden de, yazarlık keple ya da makıne ıle temıze çeBu açıdan duşunulecek olursa, lere sahip bulunduğumuz geyşa' yapılan duruşmada, Turan Zekinm uğraşı dıye aj'rı bır uğraş çıkmış kıleceğının bıhnmesınden oturu, ' Ro.na împaratoru Julıus Caesar'lar, Japon medeniyetinin inj:e nok hâtıra defterı ıle ılgılı olarak Ari tır ortaya bır çok yanlışlar. gereksiz sozcuk! m, boyuna duşunduğu ıçın Cassitalarından birini teşkil eder. Gey lî Tıptan gelen rapor okunmustur Gerçı yazı makınesınde çalışaruk lerle dolup taşar. Mürekkepiı ka1 us'tan çekınmesıni, korkmasını, çir îşın asıl garibi bu aramaların sü şa geleneği binlerce yıllık bır esOkunan bu raporda, Turan Zekı geçımını doğrultan «daktılograf» lemle ya da doğrudan doğru\a ma kın bır gorünu karşısında duyukunet içinde geçmesidir. Ne şofor kı gelenektır. nın, hâdıseden sonra hâtıralarını dedığımız kımselerı. her gun ka, kınede vaz lan vazı daha sağlam lan sıkır.tıja benzetmek yanlış ollerde bir sinirlenme alâmeti göDerebeylik Japonyasında Bey deftere vazdığı belırtılmektedır le"n kâğıtla ış goren ışyarları (mej olur. maz. Uygarlık, duşuncenin gereçrülür, ne yolcularda. Arava araya, ler, Japon orizacına pek uymamak Bu durum karşısında hâtıra defte murları) da, bu duşunce ıle. yai Yazısını ozel yazmanma (kâtıbı lerle bıçımlenmesınden doğmuşnihayet «dres bulunur. Taksi saa la beraber yine de ddğüşurler fa rının bır tertıp esen olduğu anlazar saymak gerekeceğını one su ne) soylıyerek yazdıran zengın ya tur. tinin yazdığı ücret sofore ödenir kat günün birinde, er veya geç şılmıştır. Ancak sanık, defterın bır Bır Anadolu kasabasından çıkıp, rerek bu goruşu çurutmek ıstiyen zarların, nasıl olup da bır konuyu on para bahşiş ilâve edilmeden. barışırlardı. Barış konuşmalan kere de Pohs Enstıtusunce tetkıkıler çıkacaktır Bence daktılograf yazı olarak duşunebıldıklerını bır Fransa'nın buyuk bır kentınde oBahşış verirseniz, adam ters ters çok defa tehlikeli olur, ölümle bi nı ıstemıs, fakat bu ısteğı mahkela (Yunanca «parmak» ve «yazı» turlu anlıyamamışımdır. Doğrusu. kumağa gıden bır tan.dığım (şımyüzünüz* bakar, paranızı idae e ten bir çarpısma ekserı zaman mu me tarafından kabul edılmemıştir sozcuklerınden vapılmış olan «dak o yolla vapılm.ş kitaplarda da kıdı yuksek okul oğretmenıdır), oder. zakereleri yanda bıraktırırdı. Dığer taraftan dunku duruşma tılografı» soîcuSunu, dıhmızd" «par şılık bulunmaz Sozjelışı Chur kulun telefonundan kendısinı araBu tehlikeyi onlemek üzere, düş da, sanık mahkemeye bır dılekçe makyazi" ya da «vurmayazı> soz chille'ın anıları bıze Churchılle'ı dıklarını duyunca, o gune değın Japonya, bahsişin hakaret sayılman kumandanların bir salonda vererek, Şukru Özturk adında bır cuğu ıle karşılasak olmaz mı') ış tanıtmaz. bır takım olayları bıl telefonla konuşmadığı ıçın, nasıl dığı tek memleket ols a gerek. Aranılan yeri bulmanın bu güç toplanmalan ve müzakereler kızış şoforun müdafaa sahıdı olarak din varlar da bırer yazardırlar; salt dırır Napoleon, dort ayn yaz.na tıtremeye başladığını bana anlatlüğu yuzünden, posta idaresinin, tığı zaman ileri gidilmemesi için, lenmesini ıstemıstır Durusma, bu bu gereçlen kullanmacı bilmele nına. dolaşarak, buyruklar, genel nıştı Oatınm geçen yuzyîlda ormensup güzel genç sahıdin dınlenmesı için başka bır rınden oturu, başkalarından daha mektup tevziatı işini nasıl idare asil ailelere geler vazdırırmış Bunların soy ta\a çıkardığı makıneler, gerı kalkızların, kimonolariyle, müzakere gune bırakılmıçtır mış ulkeler halkları uzerinde buna kolaylıkla duşuncelerını kâğıda levden ayrımı nedır' •ttiğini soracaksınız, değil mi? lere iştirakleri kararlaştırıldı. gecırebılırler Caraı avlularındakı Şıirler yazdığım ıçı n bılırım; benzer korkular yaratarak da. soBuna verilecek cevap da tahmimurgecılığı kolaylaştırmış olmaKişizade askerler, bu güzel ka«ıstıdacılar» arasmda benım dıyen nidir. Mektup larflanna yazılacak hdır dınlar karsısında, üst perdeden ?\ukatlara tas çıkartanlar vardır. adreste semtin bolgesi ve mevkiı konuşmağı asaletlerine yakıştırU>arların çoğu, kımı ozanlardan Oğlunuzun yazar olmasını mı ıs» belirtilir. Üst tarafı, posta müvezş ı TEŞEKKUR mazlardı. Kazara, birisi sesini yük da'ıa duzgun tumceler ba*lamasıtıyorsunuz; ona bır masa alın. Muziinin zekâsına kalmıştır. Postaseltecek, işi şiddete dokecek olsa, nı şaşılacak bır ustalıkla becerirKıjm«"tlı aıle bujugumüz zık sevgısınm uyanabılmesi ıçm larda gecikmeler çok olur. Bunun genç kızlar tebessumleriyle ve sar ler Tmekli Tumgeneral radyo, pıkap gıbı gereçler gereklıbir sebebi de adresin tam tarifle kılariyle onun öfkesini hemen tesdır evde. Tıyatro mu kurmak istiAncak yazı gereçlerını kullanyazılmacnasıdır. Burada, batıya REFIK ASLAN'ın kin ederlerdi. jorsunuz. tıyatro vapıları yaptımasını bılrxk, ortaya ivı bır şey has kaain usulleri aramak beyhuesnasında > akın alahastalıgı racaksmız geyşa'nın rolu aynı de olur. Esasen Japonlar da bu Bugünkü Yeşıltepe Mahallesi 7 uncü so çıkmasım her zaman sağlamaz; 4 kalarını gordügumüz baçta pro J Geçende Burhan Arpad, boyuna keşmekese karıı hiç bir zaman iti mahiyettedir. kakta oturan Ismet Kurşun adlı bundan oturu de, gozlemın, usun, f fesor Doktor CAVÎT SÖKMEN " venı tıyatrolar açmak tutkusuna değerler f Doçent razda bulunmazlar. Doktor MUHARREM Bjiyük iş adamları, aralarmdaki bir genç, Kezban Sevım adındakı bılgının, yazıya kattığı kapıldığı, tıyatronun ozunu duGerçek f ÖZSAN ve Asistan Doktor ORkaynanası tarafından bıçakla sır uzerınde durulmaktad.r Tokyo, bu muazzam sehir, rast bir anlaşmazhğa son vermek, yaşunmedıgı ıçın Muhsın Ertuğrul'u hut muhim bir mukavele imzala tından yaralanmıştır. Geçımsızhk ten de, gozleme. usa, bılgıye da f HAN ŞARDAŞ olmak üzere bugele büyüyen bir mamuredir. Betün Tıp Faktlltesı 2 ncı Dahıhye yerıyordu. Bence haksızdır. Nazaman, bir gıin yuzünden çıkân munakaşa sonun yanmıyan bır yazı ıçın, «ıyı» sıKhnıgi personelinc, vefatı dolalediye nazannda şehircilik diye mak istedikleri zılerın gununde Avusturya'da bol da damadını yaralıvan sanık kay fatını kullanamayız Ama bunun yısıyle mektup, telgraf ve telcbir mefhum mevcut değildir. Ba oğleden sonra, ticarethanelerindebol tıyatro varmış Ne çıkar bunnana yakalanmıştır. Yarah Ismet tersı de doğrudur; yazıya dokul ğ fonla ve evımlze kadar zahmet sık ahsap evlerin iki geçeli dol kı işleri bırakarak bır geyşa evından? Bunhan Arpad. nıce kotu duolayla ılgılı memış, demek yazı gereçlerı ıle oılıtıyar ederek ugradığımız büde bir oda tutarlar, asil ailelere ise tedavı edılerek, durdugu daracık sokaklann birinçuncenın ortaya atılmasına da araluşmamış bır gozlem, bır us, bır vük acıyı paylaşan. çelenk gontahkıkata baslanmıstır ci sınıf lokantalara ulaştığını gö cnensup olmasalar bıle öyleymış cı olduğunu duşunerek baskı cnabılgı ıçm de boyle duşunmek gederen. cenaze raerasımıne ıştırak kimonolar giyen rürsünüz. Sonr» birdenbire karşı gibi debdebeli Ticaret Odası Umumî kınelerını, alaturka muzik de yaybuyuraıı. başta Genel Kunnaı rekır Okur vazar olmıyanlar içinnıza koıkoca, muhtesem hanlar geyşaların bulunduğu bır meclısBaşkanımız Orgeneral Cevdet Kâtip muavinliği dığı ıçın radyoları gereksiz buldude, iyi gozlemcıler. vaman uslute işlerini konuşurlar, ekseriya çıkar. Sunay olmak üzere, bilumum sığunu soylıyebıhr mı? bilgililer Istanbul Tıcaret Odası l'mumı lar (akıllılar), giderek müspet netieelerle ayrılırlar. lah arkadaş ve meslektaşlannn Tek katlı »vler vardır, hafif inKâtip Muavınlığıne l^maıl Özaslan çıkabıhr, ama bunlardan hıç biriîstanbul'un yoksul bir semtinde akraba, dost ve yakınlanmız.) Bır geyşa evi hıç de uygunsuz ne vazar dıyemevız. ja«t malzemesiyle yapılmıstır. bır çocuk bahçesı açıldı; gelip geç ebedl minnet ve çükranlanmızı bir ev değildir. Gevşa sıfatı mut getirilmıştır. Ismaıl özaslan seneCepheleri çogu zaman harap hallerdenberı Oda Hesap Islerı Mütıkçe ızledım, çocuklarla beraber arzederız Papırusler, tuğlalar uzerıne, kım laka nezahet ve ıffet ifade eder de bulunan bu binalar zelzeleye durluğunu ve ayrıca Aksam Tıca bılir hangı gereçlerle yazan esAılesi anneler de o bahçeye gelmıye başıddıasında değılız. fakat geysalakarşı bir müdafaa vasıtası teşkil ret kurslarını idare etmıstır. ladılar, annelerın ellerındeki orkılerın. ^ımdıkılere gore daha büi rın çalıştıklan müesse^elerde. ajk eder. Büyük binalann depreme guler, yavaş yavaş, yerlerını kidayanmasım temin için kullanılan ve kın dahil hiç bır duvguda şid Ticarî Nümuneler Kanununun taplara, dergılere bırakmağa başdetten eser bulunmaz. tatbikına başlandı madenî malzeme çok pahahya mal ladı. Bır küçuk çocuk bahçesı, 0 Ja.pon lolklorunun en buyuk olduğu için Japonlar bu yapı usuTicarî nümuneler mubadeleMm semtı bırdenbıre uygarlaştırıverlünü kabuld* gayat ağır davranır hâdısesı kirazların çıçek açma ha£ kolaylaştıran ve bırçok formalıtedi. tasıdır. Her yıl, nısanın birinci lerı ortadan kaldıran kanunun tatlar. Neden bır turlu demokrasıyi kuhaftasıyle uçuncu haftası arasın bikına baslanmıstır Muhterem aıle buyuğümuz amcamız ramıyoruz' Çunku onu iyı kotu Buna mukabil, bir büyük raağa da, Tokyo yollarını ve sokaklarıAldığımız bılgije gore tıcari nüduşunuyoruz da. onun gereçlerine zaya girin, hayretle görecekginiz nı en küçük köylere varıncıya kamuneler bundan boyle Turkıye Oahşamiyoruz, korkuyoruz onlarki bu raağaza Paristekilerden ya dar kaplıyan yuz binlerce kıraz adalar Bırlığı temınatı altında mudan. Halkımızın çoğunluğu okuhut NewYork'takilerden daha bü ğacı çiçek açar. Hıç bır meydan, vefatının yıldönumüne tesadüf eden 14 mavıs yarınki pazar badele edılecektır. ma vazma bilmıyor dıye uzulmıyuk, daha genlstir. gönö 'tfcfhdı namazını mutaakıp Şişlı Ca"miîhde okunacak Mevhiç bır boş saha yoktur kı büvük Muvakkat ithal suresı altı ay oyenı.nız yok; ama bın çıkıp da olıdı Şerıfe akraba ve dostlarımızla arzu edpnlerın teşrıflerinı Tokyo, böylece izah edilmez fa bır itına ıle yetiştırılen bu ağaç lacak ve bunun ıçın hazırlanmış kullar açmağa başlarsa. kımımızı kat goze batmaktan geri kalmıyan larla suslu olmasın. Bu çıçek aç bulunan ECS karneleri gereğınce rıca ederiz. Yeğenleri bır kuşkudur alıyor. Sosyal devlet çirkınliğine rağmen yine de sirin ma olayı bir hafta sürer. duzenlenecektır. kurmak için Temsilciler Meclisi'dir. Japonlann pek cana yakın neJaponlar, çiçek açan kıraz ağac Bir hafta içinde limanımızdan ne gırenler, «Toprak reformu gezaketi, baskalannı tedirgin etmek ları şerefıne, asırlardan beri, Jareklı değıldır. dıyebilıyorlar Bayapılan ihracat şöyle dursun her fırsatta onlara tıda demokrasıyi doğuran bır tapon edebiyatında büyuk yer tutan, Son hafta zarfında limanımızdan yaraıma kosmalan, bu ufak tefek kım nedenleri, bizım demokrasıhalk şarkılarından ve efsaneler 3 mılyon 173 bin liralık ihracat yaadamcıklan pek sevimli, başkentden beklememiz, kâğıtsız, kalemden yapılma azametlı bır zafer ta pılmıştır. lerini pek eazip hale getirmektesız duşunmek ısteyışımızdendir. kı kurmuşlardır. Bu meyanda krom cevherı 648 dir. Kutsal hafta içinde, her türlü bın lira ile başta gelmektedir. BuJaponlann bu nezaket ve insan tarikata mensup din ada.nları, hat nu 522 bin lira ile tiftık, 363 bin Iîk tarafını gösteren bir misal zik tâ Katolik azınhk temsilcileri bı lira ıle tutun takıb etmektedir. redelim. Bazı yerlerde is başında le, aynı tabıat aşkı içinde, torenAyrıca muhim miktarda yapak, TEŞEKKUR ıpek. paçavra, halı, bağırsak ve salJaponlar görürsünüz. Ağızlannda ler yaparlar. Kıymetli aıle büvü&ümüz eski j'angoz ıhraç edılmıştır. ve burunlarında tamponlar varGır«"*un mılletvckılı dır. Bu manzara karşısında şaşmaYeni yılın buğday ve İSMAİL HAKKI mak lâzımdır. Bunlar nezleli veya arpa mahsulii SABUNCU'nun gnpli kımselerdır. îs yerindeki öCamille Sue Cartwright Bankamızca ınşa ettınlmek te olan Er Eğıtım tesıslerı için 1 5 Istıhsal bolgelerınden gelen bılânt vefatı dolavısıyle. akraba, bur arkadaşlarına hastalık geçiradet 50 ılâ 55 Kva. lık 7 adet 30 ılâ 35 Kva. lık Elektrojen gru. ıle gıye gbre, tarım faalıyetıne butun dost ve arkadaşlanmızın gösme'.Tiek için burunlannı ve ağızlapu satın alınacaktır. Bunlara aıt şartnameler Umum Müdürluyurtta hızla devam edılmektedır. terdiklerı »amıml yakınlık v t Dr. Ferruh Ünâlan rını tamponlarla tıkamışlardır. ğumuz ınsaat servısınden temın olunabilır. Yeni yılın ılk arpa mahsulü Ayardımlanna tesekkürlerlmUl Evlendiler. Batılılarda hemcinsine karçı bu dana'da pıvasaya getırilmiştir. Ay bildinriz. Bu iş için verilecek teklıfler, engeç 24 5.1961 gunu akşamına Kadıkoy Istanbul kadar ince alâkaya tesadüf edilesonlarına doğru ilk buğday mahAileti kadar Bankamıza tevdı edilmış olacaktır Postada vâkı gecıkme 12 Mayıs 1961 sulu piyasaya çıkacaktır. mez. nazarı ıtibare alınmaz. Amerıkadan yapılan ıthalat ve Tokyo'da kalabahk, tıkanık yol, Bankamız, Elektrojen gruplarını satın alıp almamakta veya yeni mahsulun piyasaya arzı netiturlu nakıl vasıtası Paristekinden dıledığı firmadan satın almakta serbesttır. cesmde fiyatlarm gerılemesı bekve NewYorktakmden daha fazlaOtobus . Vapur Trende TEŞEKKUR i lenmektedır BAYANLARA BÜYÜKLERE Şehnmiz Ticaret Borsasmda sert KıymptH aıle büyügümuz Ada f yer veriniz. pazan tüecarlarından J buğdav 65 72.50 kuruş arası muaB E B E K ' TE lyi Ahl&k Demeşi mele sormektedır Tokyo, esrar.na kolay kolay nufuz edıleoıez bır şehirdir. Orada her şev bır tezattır. Dünyanın belki de en buyuk şehri olan on milyona yakın nufuslu Tokyo bır Avrupa koyunu andırır. Hıç bır sokağın adı, hiç bır bınasının numarası yoktur. Bır yere gıtmek uzere taksıye bınersenız, mahallenın adını söyledikten sonra gideceğinız adresı tarifle anlatmaga mecbur olur, meselâ koşe başında bır kolacı var, kolacıdan sonra beşınci bina falan dersiniz. Son ra, önceden hazırlamış olduğunuz plânı, bir erkânı harb haritası gibi çozmeğe çahsarak sokak sokak dolaşırsinız. Esrar ve cazibe diyarı Tokyo llllElllllllllllllllllllllllllUlllllllllllllllllllllllllllllflllltllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllİilll HEM Ktssadan hisse ski kıraat kitaplarında her hikâyenin altına bır «kıssa dan hisse* faslı eKleme k âdetti. Bugün dinledıiım Lıır j hikâye, y^ssıada'daki samkların tuttuğu ınkar voluna dair yazdığım yazıya y akısır bir hikâye oldngu icin onu siılere anlatmak istedim. Anlatmak ıstediğim bu bikâ veyi, uzun zaman .Mısırda yaşı yan bir dostumdan dinledim. «O rada» kendı başından geçmiş bır vaka. Inkâr yoluna §apmağı aklı na koyan bir kımsenin bu yolda ne dereceye kadar ılerı gidebile ceğini, ne yapsanız onu bu niyetinden vazgeçiremıyecegınizi ıspat ediyor. öyle kı, bir bakıma, hakika ti göz göre ınkâr eden, ttstlerıııe konmus toz gibi bir fiskede atmak isti>en bızim iassıadadakile ri, bu hikâyenin kahramanına kıyasla, inkârda beceriksia bile sayacağımız geliyor. Arkadaşımın hikâyesı su: « Masamın başında talışıv ordum. Bir aralık kahvecı vırağı geldi, az evvel ısmarladığım kahveyı getirdi. Fincanı masanın üstüne bıraktıktan sonra elınin. biraz evvel bozdurup masaya bıraktığım lira üstü bir küçük yı ğın bozuk parava doğru gittiğinı gördüm. El, paraları aldı, geri çekildi. Başımı kaldırdım. gözünı paralara henüz ılismiş gibi, sor dum : Burada daha tazla para vardı, sen mi aldın? Gözünü kırpmadan inkir etti: La'efendı ben almadım. Avucunu açtırdım. Sağ avucunda bir sey yoktu, tabii. Solu • nu aç, dedim. Elini yumruk yapıp uzattı. Onu da açtırdım. İste meye istemiye açtı. Paralar orada durujordu. Herifin, gözlerini faltaşı gibi açıp bir bana, bır paralara ba karak, hayretler içinde: «Allah Allah» deyişi görülecek seydı. Çingenenin dıvıt hikriycü kadar gülünç bir şeydı bu. Gördün mü? dedlm. Kunları sen almadınsa avocuna kim koydu? Mısırlı kahveci çırağı o ipti daî, o fitrî zekâsı ıle bana öyle bir cevap verdi kı, beğendiğimi belli etmemek için kendimı zorlamak mecburi\eünde kaldı m. Ya efendi, sen lıu kadar akıllı adam oldufun halde bunu bilemezsen, ben bu cahıl kafana la nasıl bilirim? Basına yemın rderim ki ben almadım, avucnma kim koydu, onu da bilraiyorum. Sus! dedim. Benim başıma yemin edip durma. Kendi basına yamin etsene! Ne cevap verdi, biliyor mus un? Boynunu büktfl, yezidçe, kurnazca bir sev daha söyledi: Seııin basın kıyrnetli, akı Ilı baş, onun için vemin edıyo • rum. Benim basımdan ne olacak, ben miskin bir Arap! Diyecek bir şey >oktu, savdım gitti.> Mısırlı kahvecı çırağı, başına gelecekleri bildiği için, saptığı inkâr yolundan, düze çıkmağı zekice bilmiş. Hiç degilse sempatik yalan. Çünkü öyle de böyle de başka çare yok. t m i t Ya sar Oğuzcan'ın «ötesi yok» redifli şiirine bir mıgra ilâve etmek şaire saygısızlık olmazsa şöyle diyebiliriz: «Söylenemez gerçeğe, inkârdan ötesi yok.» Hamdl VAROGLU Sandık einayefi «lavası Gereçler ve Uygarlık E r Melih Cevdet Anday .«J Damodını bıçakla yaralayan kaynana Beynelmilel DANCE and SHOW SEXTETTE SOLMAZ 15. 5. 1961 gecesinden itibaran Bütün Yaz Sezonu YEN'İKOY MEVLİT GAZİNOSUNDA MEHMET SAİT KOZOULU'nun TEL: 6 2 4 0 01 125 TÜRKİYE TURÎZM BANKASI A. Ş. Makina Mühendisi Aranıyor Dış İnşaat makinaları ithal ve satışmı yapan bir firma. servis işlerinde veya sabit atelyesinde calıstrrümak üzere, İngilizce bilen TÜRKİYE ENLÂK KREDI BANKASINDAN: Muhtelif Takatta Elektrojen Grupu Mübayaa Olunacaktır Yüksek Mühendis Mühendls aramaktadır. Alâkadarların «MAKİNA* rümuzu ile IıtanbuL 176 Posta Kutusuna yazmalan. Ofr/cgMERPOLİN "TÜSÜ2 KUILANİIAN KADIN«ERKEK POPLiNi KESME KRISTAL PARÇALARl, PORSELEN TAKIMLARI, TEKNİK ve STİL EŞYA.. MÜZAYEDESİ 14 mayıs 1961 pazar günü saat 10 da Maçka Eytam Cad. İS No. lu AÇIK HAVA Apartımanı 2 nci Kat, Daire 5 MOBİLYALAR: Ingiliz Rejensy stilinden 13 parça yemek odası takımı, maon masif Dagobe stıli 3 parça salon takımı, ttalyan stılı hasırlı 4 parça salon takımı, ayrıca Luis Philips kanape ve 4 koltuk salon takımı, lake komple yatak odası takımı, Marköteri kadın yazıhanesi, Parkoteri bronz garni zaVf orta masas»t hakikî Fransız kıymetli bronz avizeler, muhtelıf masalar, yağlıboya tabloları v.s. v.s. TEKNtK EŞYALAR, 9 ayak yeni halde Philco buz dolabı, Norg otomatik çamaşır makınesı, Mıelle elektrık supürgesi, parke cilâ cnakınesı, havagazı fırin ocak, Telefunken radyo v.s. KRİSTAL, BİBLO, PORSELEN, Limoges 12 kişilik komple tabak takımı. renkli ve kesme lıkor takımları, vazolar, şekerlikler ve bademlikler, bronz saat ve şamdanlar, bronz ve onıks vazolaı kristal şampanya ve çay kadehlerı, Limoges vazolar, şekerlık ve vazolar, Japon ve Çin duvar tabaklan v.s. v.s. LÜZUMLU EŞYA, rahat etajerh dıvan ve koltuklar, orta ve sigara masaları, portmanto, antre aynası ve koridor lâmbaları. butun evin tülleri, güneşliklerı ve trinkleri, sofben. Aladin sobası, elektrik sobası ve utü, muhtelif porselen tabaklar ve tarifi gayrikabıl luzumlu eşyalar. KIYMETLt Acerm ve Anadolu halı ve seccadeleri. B E H AR T3rlabaşı Cad. No. 46 Tel 49 44 38 BEBEK RESTAURANT ucuz Çok temız .. Pek yakında Çok vefatı dolayısıyle gerek bizzat ve gerekse telgraf ve telefonla derın acımızı paylaçan akraba, dost ve arkadaşlara ayn ayn teşekküre kederimız mâni olduğundan. alenl minnet ve şükranlarımızın ıblâgına gazetenızın delaletinı nca ederiz. Ekıner Rençperoglu aılesı HASAN EKİNER RENÇPEROĞLU'nun Boğaziçinde Kiralık Otel MAYIS 13 ZİLKADE 28 V E ] 4.4i 12 10 16 06 19 18|21 06 ] 9 28 4 53 8 49 12 001 1 49 2 42 7 25 Istanbul'da Boğazıçı'nın en mutena yerınde bulunan Tarabya Yenıköy caddesınde kâin Vıllâ Zanf Otelı, restoran pavyon ve yazlık bahçesı dahılınde bulunan eşyalarla bırhkte kıraya verılecektir. Taliplerin îzmır'de mumessıllığımize yazılı olarak ve daha fazla izahat almak için de îstanbul'da Yemış vapur ıskele sokak No: 4 telefon 2 21 88 de mumessillık memurluğuna 2 muracaat edılmesı rıca olunur. Ali Haydar AlbayrakTeTekesiMümessili^^ B ü y ü k FELSEFE LÛGATI TAMAMLANDI Beher oildi 40 TL^ Her uç cıldinın baslıca satış yerlerı VAIAN i KOklAY 55 Çamur golünü geçerlerken. birden durdu ınek. fifçe oynnan. minik bir buyandan dolanmak içın, dosdoğArkasında vürüyen kıı da run . sonra onu büyülemiş giru çamnrlara basarak gelen idurdu. bi »eyreden iri fri, pırıl pırıl neğin arriındaıı ayrılıp çıktı Ne zamandır devam eden habir çift elâ göz! .. bir tana, hu kolun gahibi! reketin kesilmesiyle, irkildi. uTam o sırada, inek duruş seyandı Ahmet. Bır kızdı. bebini izaha girişti. Arka ajak İlk farketilği, yukarı doğru, Penıbe basnıa entarısinin üslarını araladı, ku^^uğunu kaderin kırı«ıklar \aparak yüktüne ayni basmadan salvar çekbil olduğu kadar kaçırarak se'eıı basma şa!\arın altından mıs, basortülıi bır kız. dikip kaldırdı, sonra pespembe görünen bir çift minik ayak \e Az daha \aklastılar. açılan bir oloktan kuvvetle bunların bembevaz, ince bilekŞinıdi. güllü başörtünün alfışkıran sapsarı bir su, topraleri oldu. tından. her adımda hoplayarak ğa şakır şakir dökülmeye, 3ersallanan, kalın iki saç brgüsüde kflçük bir derecik halinde Vavaşca başını kaldırdı. nü görüvordn Ahmet. şekillenmete başladı. Gözleri, salvarın, iç tarafları Ahmet, tızın o kadife yumuineŞin koca memelerı bir sa gölgeli derin kırısıklan boyunsaklıgındaki yanaklarına, penâa, bir sola \a!pa vurtnor, bu ca \ükseldi; ince bir bel sonra pembe basmanın altından çe pence b>r Ui7T'1*lık, bir apembe et kampanasının üzerinbütün diriliğiyle belli olan, hate$ yayıldığını gördü. deki sarı çiller. bayvanın ıslak fif re inip kalkan, titreyen bir burnunun üst tarafında asılı Ne yapacağını saşırmış bîr göğüs . kocaman gözlerın ivilik ve baybalde, önce ineçi itmeğe çalısır ret bakışları gitgide daha çok gibi oldu kızcağız. Ama AhmeKarşısında bir çocuk yoktu. bellı oluyordu. din hemen bir iki adım önünde, Hattâ. küçük hir kız da değilHep bovle, ınek onde, hafifanatomi dersi veren bir profedi kar$ısındaki. çe hop'ayan >ürüyüşüyle küsör tınmazhğı^ la ve öylesine Sir an doııup kaldığını hisçük bir cocusa benziven kız arbir azimle. etrafa serpintiler setti Ahmet, kalın basmanın alkada gcldiler. tında. bu derece canlı, bu de sıçratarak isine devam ediyordu ki hıyvan, gavretinin semcrece ha>at dolu heliren yuvarAhmet, neji seyrettit,inin, lak, oynak hatlardan çok zor resiz kalacağını sezince, büsbükendi de farkında değildi. tııetün sasırdı zavallı kız. Kafasıa>ırdı gözlerini. Güçlükle dağe de, küçük kıza da, az e\vel nı önüne eğdi. ha >ukan bakabildi \e sarsılordeklere baktığı gibi, anl?dı. madan, görmeden bakıyordu Sonra da\anamadı, basını azıgaliba. Knır kıvır, pembe dudaklı, cı' kaldırarak gene baktı AhTam önünden geçerlerken, küçük bir afız.. kanatları hamede, kıpkırmızı bir yüz, ka bahatli gözlerle. Tutamadı kendini, çülüverdi Ahmet! O zaman. koştu kız, ineğin başında sallanan kısa ipe, başladı çeîmeye doğru çekmeğe; henüz işi bitmediğinden, şiddet le direnen hayvanı! Nihayet, sanki küçük bir emme basma tulumbaya bağiıymışcaâina, artık keıik kesik, açıla kapana akan fıskiye inceldi, azaldı, kesildi. Yürüdü bayvan. Bir iki adım sonra, soktu basını çeşmenin yalağına. Kız gene tutamadı kendini. tneğin yumuşacık sallanan gerdanının, boynunun üzerinden. kaçamak bir bakış yolladı, koca çınarın dibine doğru .. Ahmedin kömür karası gözlerinden, hafif bir af dilemeyle kanşık tatlı, bal gibi bir ısık çıkıyordu çimdi. Bu defa, hep 0 pençc pençe. al al vanan yanaklarla, belli belirsiz gülümsiyen, kız oldu. Sonra bemen eğdi başını gene önüne Ahmet, onun dudağının üst yanında, açılmasiyle kapanması bir, minik gamzeyi gördüğü an, içinde bir şeyin tutustnğunu bissetti. Hep büyüyen, hep coşan tuhaf bir yantrın, ilk bö\le «fayrap» edildi iste! Nihayet inek, kafasını sudan kaldırdı. Kız ipinden tuttn ha\ \anı. Bu defa gözlerini yerdeıı a\ırmadan, yavas yavaş geçtiler çınarın önünden .. Ahmet, dipdiri ovnıyan göfsü gene gördü. Riraz nzaklaşana kadar, başını çevirmedi kız, geriye. honra bıraktı ipini hayvanın. ardına geçti, başladı iki adımda bir, dSnüp arkaıına bağma ^ Kanaat ve İnkılâp Kltabevleri YAŞAR KEMAL t» E Tökezlcnerek, ayakları dola şarak, ama boyuna kafasını ge ZZ riye döndürerek, sanki artık o E nu inek çekip sürüklüyonnus 3 gibi, yavaş yavaş uzaklaştı. = Ahmet en son, köşeyi kıvrıl= madan evvel, kızın bir kere da = ha dönüp baktığını gördü ve o ^ tatlı yüz hep ona çevrili ola= rak, dönemeçte silindi fitti. = tşte o zaman Ahmet, o yüzü, = 0 göğsü, o ayak bileklerini, 0 = minik gamzeyi bir daha göre E mezse, çıldıracağını sandı! = tkindiye kadar oturdu, nlu = çınarın altında; kız jBrünme di bir daha. ^ O günden sonra Ahmet kaç = kere geldi, sabahtan akaama = dek bekledi afacın dlbinde, a = ma hep nafile yere. 3 Nereden bileeekti ki, birbir= lerini ilk defa gördflklerinden = üç gün sonra, Meryemin artık = ne babası kalmıştı, ne ineği. E ne evi! Nereden bllecekti ki = 0, koca çınarın altında otnrur = ken, Meryem Marmarada am = cası Veli Reisin evinde, pence rede, kim olduğunu çoktan E öğrendiği kara gözlü, esmer = balıkçınin kıçıkırık sandalını = hekliyor, limana dönsün diye ~ Ama bunları öğrenmekte de gecikmedi Ahmet. Köhne san^ dalının çatlamış bir eğrisini de = fistirmek için gittiği, kayık us = tası Recep dayının atölyesinden ş cıkarken, başını havava kaldı rınca, hemen yanındaki Veli E Reisin evinin penceresinden ^ kendisine bakan relâ gözleri» = gördü. (Arkası \ar) TAS CATLASA Çıktı ATAÇ KÎTABEVÎ Ankara Cad. No. 45 İSTANBUL SANAT = FESTİVALİ E 10 Gün. KONSER : ŞEHİR ORKESTRASI Şef: Sohstler: CUNHURİYET Nüshası 25 Kuru; Türldye H*rld Llra Kr. Lira Kr. 150.00 75 00 80.00 40.00 44 00 22 00 Basan T« Yayan Cumhurlyet Matbaacılık ve Gazetedlik Turk ABonta Şirlcetl Cağaloğlu palkevl Sokak No. 3941 Sahlbi Senelik 6 aylık J ıyhk CEMAL REŞIT REY AYŞEGÜL SARICA SELMA BERK UĞURTAN AKSEL HİLMİ GİRGİNKOÇ 15 MAYIS 21,15 de ŞAN Sinemasında Fiyatlar: 1 0 5 Lira (Talebeye % 50 Tenzilât) NÂZİME NADİ Yan tfllertnl flllen Idare eden MPSUI Müdür Gazetemize gcnderllen evrak ve yazılar neşredılsin edilmesın lade edilmez tlânlardan mesuliyet kabul edılmeı Abone ve llân islerl lçm, zarf'n üstüne «Abone» veya «tlân Servist» kaydının konması lâzımdır BU GA21£T£. BASIN AHL\K YASAS1NA UYMAY1 TAAHHÜT ETMİŞTİR. SATİLIK TRANSFORMATJRLER \ 2 Adet B.T.H. Yıldız Muselles TRANSFORMATÖR K.V.A. 750 VOLT YV. 10.500 Volt A. V. 400 Faz Y.V 3 Faz A V.3 Taliplerin: İZMİR PAMl'K MENSUCAT1 T.A.Ş. 1201 sokak No. 11 Halkapınar • Izmir müracaatl. ŞAHİN PERESE \ YAKACIKTA Büyuk Yenıliklerle NİMRT OTELİ Açıldı Samandra Cad. No: 523 Tel: 44 06 12 IlIIIIIIIIIIIIIIllllllllllIIIIIIIIIIIIIIIIllIIIIIIIIIIIllllIIIIIIIllllllllllIIIIlIIIIIIllIIIIIIIIIIliIlIIlIIIIIIIIlllIIIIIIIIIIIIllllllIIIII'lllllllIIIIIIIIIIIlllIIIIIIIflllllIlllllIllllllllllllllllllllllllllIllllllIllll\Sf^ i
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear