26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 23 Kasun 1961 FORSA H A L İ L SehiT üece gelen ulak önleneıniyor Bilet karaborsası ieUnbalao »nBmoMi meıhor cabita vak'aıan • ™ » " M Urihindekt mesnnr cabita vab'alsn ^ ^ m ıııı=ııııııııııııııiiiııııııııuııııımımııııııımıııııııııııııııııııııııııııımııııııııi!iıııııııiHiııııııiMiıııı|ıııı | Sanat Bahisleri 1 HEM Bizde şahitlik hnlfeti eçenlerde bir fikramda her sklı bafltnda insana düjününce agır ve «cı gelen eirkln bir davranışımızdan bshsetmiştinı: Mahkemede şahitlik etmekten kaçmak. böylece sdaletin teceilisine «et çtkmek... Rir okayncam baııa yazdığı mektupta diyor ki: «Bazı hallerde vatanda$lar lahitlikten kaçmakta mazurdurlar. Çankü bu vazife insana hayli pahalıya mal olur. Polise uahat. karakollara taşınma. sorgular, sualler, zabıtlar... Soura celse celse füıen v e bittnek bilmiyen muhakemeler... Polisimizin hait raalum: Jjahıdın adalete bir yardımcı, bir âmrr.e lıizmetı fedaisi oiduğunu müdrik değıldır. Onun kıymetli vaktinj in'afsızca, merhametsizce İ5raf ve istismar eder, durur. Size 5 sene evvel lrgilterede başımdan geçen ufak bir hâdiseyi aniatmak isterim: Tenha bir sokak içerisinde önümde cereyan eden bir trafik kazasına şahit oirııustum. Ortada benden başka kimse yoktu. Bır otomobile çarpan motosikletli, benden adresimi istedi, verdım ve vazifeme gitmek üzere oradan uzaklaçtım. Takriben on gıin sonra evime reıml tnakamlardan bir mektup geldi. İçinde matbu bir varaka üzerinde bir trafik kazası haünde akla gelen her türlü soru vardı. Bunlar: (Evet, sağmdan 20 mil, yoktu, eksikti) gibi gayet kısa cevapları icabettirıyordu. En sonunda «Kanaatiniz?» sualine verdiğim cevap. ısin cümle kurmayı icabettiren yegâne tarafı oldu. Zarfı kapayıp zannederim pulsuz olarak evin önündeki kutuya attım. Ketice ne oldu bilmem Bir daha bu mevzua dönen olmadı. Benim vazifem evimde, arzu ettiğkn zamanda ve 10 dakikada bitmiçti.» Okayacnmun elbette hskkı var. Bizde ba i.şin safameti bö vük, memırUr anUyışsız, vmktin kıymetini biien yok. Ama hangi işimiz yolunda, hangi işimiz Batı *lrü ve şekilleri içinde yörüyor ki bn ba$ka türlü olsun. MHIetçe e! ele verelim. birleşelim ve o memleketiere benzeyeliın. Benziyemedigimiz müddetce de birbirinıizc, hakikate, adale te yardımdau vazgeomivelim. Vazgeçersek cemiyet eUrak bojrÜDfimüzden daha parlak güoler beklcır;iyeîim. Yazıraı ok«yac«Ban kulagına Mtyllyece|im bir cümle i!e bitireyin: Rahsettifi Batı memleketinde şahitlik, bizdeki a£ır şartlara b»flı eUaydı dahi oralı bir vstandaş bn razifeyi yerine getir mekte bir saniye t«reddit etmezdi. Cevat Fehmi BAŞKVT Tiyatro veya flntî Tiyatro Melâhat Menemencioğhı 23 Yıllardan beri lennde o n bir se. llk pazarlıkta anlaşamamak mü mın çavuşbaşı olmadığını, Alber sosyal hayatımızda nedenberi iki pi. him değildi. Alber Bezirgân için Bezirgânâın da k3rd»şi gibi esi mühim bir yer tuyesi fâsılasız oy den «bu if oldu, ben biraz çıkarım, rarengız bir sekilde kaybolduğut'amaktadır. «Lâ tan tiyatro edebio da biraz iner..» diyebilirdi; astl r.u ve îsak Bczirgânın kaatili olaCantatrice chauyat dünyasından miihim olan çey Mvievi Hiccar ile rsk suçlandırılsn Rıdv»ı Beyın ve» (Kel şarkıcı sayılır mı? sualine mahrem kâtibinı giderlerken ko sarayda idam edlidiğini resmen tstaubul Beledıye Zabıtasj, sine hiç şüphesiz evet diyebilirız. Ti| bir ilâh gibi radyufonıyi, «inemayı I kadın) ve «La leçon» (Ders) yazaı nmğm tâ sokak kapısına kadar i. tebliğ etti. nıa karaborsacılannın /aahyetleri yatro da. plâstik san'atlar gibi. şı' ve televızyonu yarattıktan sonraj rı Eugene Ionesco bizzat kendısi nerek uğurlıyan Forsa Halilin Toır ve romanın geçirmiş olduğu is1 kendi bünyesmde hiç durmadan | eserlerini Antitiyatro olarak vaToledo aüesi, dehşet içinde, Ce ni bir türlu onliyemeınektedır. I ledolann ikincisine fusıldadjğı su j n e V ı z konağmın kahn dmir 'kspıDun geıe yapılan kontrollarda tihaleleri aynen. hattâ daha geni? j yeniyi, cskiyi, bugünü ve yarını i sı/landırmıştır. Neden? , meıcederek bir ünite doğurmıya Eugene Ionesco her seyden önce »°Uer<il: sıaı kapodılar, küidinden baska 10 karaborsacı yakalaıunış; mev bir anlamda geçirmistir. kolanlarını da ] z u a t gereğince sadece ellerind«ki Realizm teatrai tıpkl psikolo.ü, çaiışıyor. Tiyatro içirı hudut yok' zaman mefhumunu topyekun rcd Bezirgân.. düşün bir kere, bun kahn demir krapı . . . bilet dayadılar. Pencerelerin keper.kleri \ l e r alınarak .«erbest bırakılmış konaturalist romanlar gibi tüken tur: en erişilmez gibi görunen j dediyor. (Klisiklerden ne kadar ralı sana ne verir?.. la dlr miştir. Maaraafih halâ <tiyatroti memleketlerin örf ve âdetlerini, uzaklajtılıraız görülüyor. InsanlaAlber dö Toledo'nun vücudü buz, sunsıkı kapandı. Yalnız küçük bir J' ve yüzü kireç gibi bembeyaz k e [ u ? a k k a P ' s l divandan gelecçk yeni l a Dtlgililer. zabıta talimatnamesi. yatro (theatrr • theatre)» ve «sah aşk ve nefretlerini bir anda karjı rı. örf ve âdetlerini kâh bir kuş 1 a ' ya. yetkı vermedikçe bu gibi ne tiyatrosu» diye tiyatro eserleri mızda canlı olarak görüveririz. O basıjı ile görüyor, kah bir ev kasilmişti, iakat Forsa Halil heye b i r h : î b e r c > için sadece kilitlenhareketleri önlemenin ımkânı ol r>i ikiye «vırabiliriı. Birincisı da i ulkelerde yirmi »ene geçirtniş ol dını titizliğine bürünerek zeytincansız, gayet rahat: ı. O geceyı buyuk «üond. tekr,rİMnı^rdlr. ha fazla okuyucuya ve muhayyi. ' yaydık, belki insanlarını bu kadar yağını, patatesi, bnkkalı ve hem Bunların kıymetini ne sen, ne b/epsi bir arada uykusuz geçirdi, m a d l ğ m ı leye hitap ederken, ikincisi (audi , benimsemez, bu kadar iyi tanıya de en iyi zeytinyağı satan bakkalı, ben, ne de bizim vüıerarr.ız anlar, ler, yalnız çocukiar uyudu. Ertesi j „ " '. " .. iki üç keüme ile gözümüzün önütion) dinlemiye ve sahnej'e elve. j mazdık. bunların kıymetini frenkler bilir, sabah bir divan çavuşu geldi, Al i *»asın Teknısyenlerı Sendıkası ri li : ? <U'"Genel olarak halkın tiyatro zev ne getiriveriyor. Fakit IoneFco ayfrenkler.. diye ilâve ettl: Genel Sekreterine buıs ber Çelebi hakkında onlardan ha• Geçen a ı n n sonlanna dogru P ki ne gibi eğüimler göstermekte nı zamanda bir topluluğun karakverildi Bezirgân ile kâübi Fındıklıdan ber sordu. Böylece üç gün geçti. debiyat v e tiyatro ayrı amaçlar di r ? f Sahncakta iki kisı» yazarı teristik noktalannı da yakalayıp Üçüncü gece Te geceyansına yaGalataya kadar yolda hiç konujIstanbul Basm u, Teknîsyealeri güderken bugün bu iki nev'in baGibson'un hakiki vakıa k a n a v i C « örer gibi örer ve kendine Ü 7 e r e madılar, s«nki bastıkları yerin ku km büyük kapının ejderha »eklin ' Se"ndikâ*"ını temsi'l et"mek nsmasına sahit oluyoruz (1). Hiç ı a r l i^tinat eden en son eseri «Alai h a E b i r m i z a h i l e renkleştirir. MeIağı varmış diye korku içinde idi deki ağır tokmagı üç kere tak, tak. Beynelmilel Basın Teknisyenleri çüphesiz Jean Cocteau ve Jean Gi ama mucizesi», dünyayı yerinden ' K e l a b i r k r r l k o c a misafirliğe giler, Ceneviz konağmın kapısmdan tak diye vuruldu. fasılah üç dar Sendıkası Keaerasyonu (t.Gf.) nın raudoux bu iki egilimi en mükern D bekiediklerıni oynattı Geçen sene Brodvay sah derler kendilerini içeri girdikten sonradır ki Alber be. Aiie rnum ı$ığı etrafında top Oslo'da akdetti|i «congreye katılan mel şekilde telif edenlerdendir. nelerinde çılgınca alkışlandıktan ve beklemediklerini aynı kuvvetlanmışU, korkulu gözlerle bakı^tı Genel Sekreter tbrahim Güzelce' Ne dersin?.. diye lordu. Marcel Paçnol. Andre Roussin ve bugünlercîe Paris'te temsi! ! e i d d i a e d e n e v sahiplerinin salolar, sanki nefes almıyorlardı. Tak! ye Batı Berlir! Teknisyenleri Sen Marcel Achard. hâlâ dünya sahne Müthiş bir adam.. nunda. bu misafir karı koca birTak!. Tak!. dikası tara'ından uzun sıireli bir lerinde oynatıldığı halde, itiraf et lıne baçlanmış olan bu eser. dün birlenr.i daha önce nerede görmüş Müthiş ve tehlikeli.. ya eleştirmecilerini ve seyircileri Kim olabilir?. burs tahsiü edilmjştir. Kendisini yine dâvet edelim meli ki bir yenilik getirmedikleri v e c c i g bırakmıştır. Eu p y piyei olabileceklerini araştırıp dururş Bakalım mı?. Bu burs, Ibrahim Güzelce'ye lar ve neticede biraz önce nıüştemonsenyör.. Belki Monsenyördür!. Goethe Enstitüsüne devam ve Te gibi eski inceliği dahi muhafaza , j n büyük başaromın »ebebini araş rek y,;tak odalannda beraber bu <> Kimi çorabca, kimi yalın ayak. legraf Zeitung gazetesinde çaiış edememijlerdir. «Marcel Achard' tıracak olursak, yukarıda söyledi lunduklannı hayretle müşahede Geçen »efer çok beğendiği bütün aile halkı cessizce aşagıdakı mak imkânlarını %ağhvîcat;*ır. ın bir iki eseri müstesna). Korku ğimİ7 g i o i halkın jugünkü kültür d e r l e r ! suzca kara seriden pembe seriye seviyesine uygun olması »nrtiyle, Daha sonra akşamı hoş gePortekiz şarabmdan ikram ederiz. taşlığa indi. Bir uşak: gıdip gelen Anouilh hiç süphesiz hakikatle efsanenin birlestiği mev' d r m e k maksadiyle misafirler ve ! Kaybolan genç kız bir An» elindea evveli şu evra Kim o?. diye »ordu. çağdaj dram yazarları arasında en z u j a r dan hoşlandığını gorurüz. ev sahipleri birbirlerine hikâye kı alalım. pavyonda bulundu Monsenyör değildi, yabancı, bir kudretlisidir diyebiliriz. Fakat Maamafih «koreografik» ve «mi. anlatmaga baçlarlar. Hikâyelerin j Monsenyör, vaüt kaybetmeğe genç tesi; fısıldar gibi: îzmır'de kaybolan bir kuın şeh Sartre, Miller, Caldwel ve Wüin mühim bir yer tuttuğu es ne başı ne de sonu olduğu halde j gelmez.. bana öyle geliyor ki bu birinde lianıs Gibson gibi tek eserle tiyat Aç!. Aç!. Çelebiden mektup! rimizdekı pavyonlardan kahkahalarımızı zaptedemiyoruz. ki Yunan piyeslerin adaptasyon Birden misafir hanım (MisU Marçalıştığı tesbit edilmiftir. adam eğer isterse sizi, beni, bü dedi. ro dünyasında egemenlik kurama lan, tezli piyesler, asrımızın başAli Tasdemır. bazı gazetelere tün bendelerinizle sütün siîeniz ef tçeride bir fısıldaşma oldu. Yi üân vererek kızı Güler'in kaybol ; mıstır. Bir şehrin kültürel seviye langıcında meşhur olan zina ve mi tin) o gün müthiş bir hâdise ile radını bu konaim pencere ve kane anı uçak: karşışlaftığını söyler; kundurasıduğunu ve annesimn teessürunden | sinin âdeta tiyatro binaları ve oypüarında astırabilir.. Yan sokaktaki küçük kapıya hastahaneye yattığım bildirmıştir. j natılan piyeslerle ölçüldüğü bir ras mevzulan, burjuva zihniyeti nı baflamak üzere bir adam a rastreddetme arzusu ve isyan dolu ruh geldiğini iddia eder ve dinliyengcl!. dedi. Ama o evrak?.. Bunun ürerine yapılan ıncelemede ı •:agda, acaba tiyatroda bir boşluk, Alacağıı^ armatör ölecek, te Heyecanla titreyen bir e! anah genç kızın şehrimizdeki pavyoniar j bir buhran mı var? Mevzular mah problemleri kollektif bir mitoloji leri hayret nidaları kopararak, teskil etmektedirler. Bunlar arasın «imkânsız, bu ne garip sey» diye rckesinin latifiıula bu acayip kâ tarı kilidin içinde döndürdü, dedut dram yazarları mı eksik? Yuçalıştığı aalaşılmıştır d a n b i r l n d e gıt ve hesap pusulalanna kirase mır sürgüyü çekti, ve kapıyı aranan k'.âsiklerine dönüş, adaptas da bariz bir perspektif farkı görül birbirlerine girerler. İki üç saat İlân levhalan kontrola pey «ürmiyecek ve biz alacağız.. lıyarak adamı iceriye aldı'r.r Bu yonların ve tercümelerin çoklugu mediği gibi, müşterek tahayyül kahkaha tufanı ile seyredilen bu hem de yok pahasına alacağız.. bir genç Yeniçeri rjeferi idi, fakat tâbi tutulacak bunu bir an için zarmettirebilir. noktaian mevcuttur. Yani halkla piyes 1950 senesinde temsil edildiBiraz sonra kâtip ters ytizüne geçen gün gelip bezirgânı eötü Şehrimizm muhtelif yerlerıne çe Fakat gerçek sudur ki, seyirci ve aktörler arasında zamni bir anlaş ği zaman kahkaha ile değil, fikâFmdıklıya döndıi, ertesı gün için renlere hiç benzemiyordu, tiyatro yazarları insiyaki olarak ma vardır. TemsiHeki şahıslar, es yetler. sızlanmalar ve alayh gü.. i şitli müessese ve fırmalar tarafın tiyatro yazarlan insiyakl olarak yalar, hâdiseler, doğrudan doğru lümsemelerle karşılanmış ve bütün Forsa Halil Ağayı Teledoiar kona ç o v e yaiIn a T a k t 1 ü , *"„ . ' S 'dan levhalan Belediğına dâvet etti. Halil Afanın «an. zol yüzünü ' bir »al ile ortmi:s| y e c e asılan t rilân a ltma alınacaktır efsaneye döntnek ihtiyacını duy. ya halka tesır eder. Tiyatrodan dö seyircilerin ağzında şu müfterek de kon ol muçlardır. Bu cümleden olmak üfual çalkalanmıstır: «Fakat yazar ki böyle bir daveti beklenniş gi tu. bellı kl, tan.nmamak içinrl:. n Mues«eseier, ilân levhalanm vaantik mevzulan yenj bir an nen «eyirci kendi kendine «Bu pi piyese neden kel sarkıcı kadın adıyaklannın çıplak oluşu da bi bir hâli vardı: tandaşın can emniyeti bakımından lamla sahneye koyan Jean Louis yesin manav acaba ne idi?» diye nı koymujtur?» îşte bu sual yazases çırkarmadan yurümesi içlnrii. Portakalın o nefis kırmm ŞB Kovnundan dörde katlanmış bir Belediye Fen Işleri Müdürlügunür Barrault mimik ve koreografigi ti sormak ihtiyacını duymaz, ancak nn tnaksedını hülâsa ediyor: i l rabından içmeyi çok isterdim. de kâğıt çıkardı: I murakabesi altında asabilecekler , y a t r 0 «nırlannın içine »okabilmis tems.il hakkında müspet veya menGenel olarak insanlann zekacı di, Lâkin işim var, beni vezîri&zam tir. En fazla muvaffak olmuş eser t\ bir fikri vardır. idir. R'fel kimdir? diye sordu. hazretleri çag;rmış, yarın erkenGelelim Anti Tiyatroya. Biraz kendilerini rahatsız eder (bilhassa lerden «Mezarsız ölüler» (Morts Rafel?.. Rafaello olaca*;, sadık ' Ahmet Çiftri'nin duruşması «ans sepulture), «Altona mahpus önce çizdiğimiz tiyatro profiline felsefeden korkanlar!) ve bu inden pajakapıema gideceğim. Ahmet Çiftçi'nin duruçması, Adli kâtip «Benim..» dedi. lan» (Les sequestreı d'Altona), paralel olarak, on bir seneden be sanlar Jacques Marchand'nın dediBu red cevabı kâtibi büsbütun Kâtip kâîıdı açarken. birinin kaJ Tıp Meclisinden gerekli rapor gel <öfke geceleri» (Nuit de colere) ri tek bir yazar yeni bir tiyatro £i gibi, aç ve gaddar bir tilki gikuşkuiandırdı. Ve o geceyi Alber dırdıgı «amdanın ışıfı altın'ia kâ mediği için dün yapılmamıştır. bi, boyuna zekâlannı doyurmak. dö Toledo çok sıkıntıh geçirdi. Er ğıda dört bes has birden uzand Balmumcu'dakı Örfi Idare Mah dramdan ziyade tezli romana bağ perspektivi ile. asırlardanberi ka onu tatmin etmek Uterler. Daha lıdır. Yazarlar bu eserlerle «anki bul edilen bütün kaideleri reddettesi ubah da erkenden Çavu^başı Yazı ve imza Albpr rîri Toledonu' kemesi, Çiftçi'nin tekrar müşahadoğrusu suallerine metrik ölçülü Aga yamnda iki yeniçeri ile kenj i d i i b r a r , , ; c e y a , , ı m , s t l y a 7 1 M v îe altına ahnmasına karar vermiş bir boıluğu telafi ctmeğe çalısı mis ve yeni bir sistem icat edip bir cevap isterler, Seyirci de tiyst;i. Rapor hazırlanıp henüz mahke yorlar. îste. boşluk gibi görünen tiyatro dünyasını de.5i?tirmeje nra rodaki koltuğunda otururken her , disini götürmeye geldığinde tatna | ; m l a , , t a f c l i t edilebilir endiseM i men şaşırdı; ağanın yüzü asık, iki ı ] e daima imir.sını kasden yanlı neye gelmediği için Ahmet Çiftçi bu mekân tiyatronun verdigi »on vaffak olmoştur. Muvaffak olmuş an bir kel çarkıcı zuhur edeceğini i yeniçeri de dev yapılı, ve vahşi | va7r"ığ! kelimeier bu mektup'da di getirilmemiş ve duruşma başka suz itnkânlardır. Tiyatro bin başlı tur divorum. çünkü Paris sahnt bekler. Bu boşuna bek'eyiş, kendi | oir gune bırakılmıştır. bakışh idi, dSvetin sebebini öğren i vardı. Ve havli U7unra bir mplc iine dolandınlmış. aldatılmış hissi [ mek istedi: «Ben ne kişiyim ki söy tııptu; a*las?rak okundıı ve din • Tophanede bir ceset bulundu \erir. Bir müddet sonra «tskem'.ele^inler, sâhibi devlet efendimizin lendi, eenç Yeniçeri de hiçhir ;ey ler» (Les chaises) adlı temsü veriTophane'de Iskele Caddesinde bezirgânı al getir dedi biz de seni anlamadan dinliynrdu. Bütün aİ' Merkez sokaçının başında, henüz lince, bu zekı insanlar elbette ki aldık gotüruyoruz..> riedi. iskemle ile alâkası olmıyan bir pile efradı. genç neferi ayrı ayrı ÖD', hüviyefi tesbit edilemiyen 45 50 yes seyredeeeklerini tahmin ederBirkaç saat sonra vezirden ikin. tü. ve kendfsfrıe bin' altına yerine^ yaşlarındaki bir çahıs 61ü olartık ken. aksine. sahnede sonsuz iskemç ci dâvetçi gelince Toledolar birbir bin be« vüz a!tm verildi. O da bu! bulunmuçtur. lelerle karşılaşırlar. Bu işkemlelerine garip garip bakıştılar. Mon cömortüjin altında l:almak istej Meçhul şahsın bir cinayete kurler yaslı ve fakir bir knrı kocaI ban gidip gitmediŞinin incelenmesenyörün sabahleyin erkenden ça medi.. nın evvelce sevdikleri ve nefret Çelebiye nâme yazar verir|si için ceset morga kaldırılmıştır. vusbası tarafından alındıjını öğ. ettikleri in«anları. varlıklarının bir renen çavuş da şaşırmiftı. Zira seniz götüremem. olmava ki yakaj Morgta yapılacak otopsi neticeköşesinde hâlâ canlı kalan ihtirasâmiri olan Çavuşbaşı Ağa, saray lanır isem aman vprmeyip beni' sinde meçhul şahsın ölüm sebebi | ları ve hayal kırıklığını tecessüm katlederler, ama azık verir Igeniz tesbit edilecektir. dan hiç çıkmamıştı. ettirir. Bu tnısafirlere iskenıle yeeötüreyim, zira ki çelebiye su ile 61 tane saat çalındı KAHIRE Toledolar için yapılacak hiç bir kuru ekmek verirler, gayri nesne tiştirmeğe çalışan ihtirar çiftin diKartal'da Maltepe'de Imam Ah hiç şey yoktu, akşama kadar vermezler..» dedi. yalogları sayesinde misafirleri c.'ın . . Sokağındaki 21 sayılı saatçi dükkâyeni bir haber beKİeıhler VİYANA h olarak görür gibi oluyoruz. Kim Yenıçenye, Çelebinin ne durum m n a anahtar uydurmak suretiyle Gün kararmak üzere idi, sarayler yok: sık sosyete hanımları (çırda olduğu soruldu, «Mektupta ne , g i r e n m e çhul bir hırsız içerde müşdan ikinci bir çavuş geldi. sabah ki kinteşmi?, bozulmuş bir halde, çün yazmıs ise öyledır..> dei. terilere ait olup tamir için bekletileyin iki Yeniçeri ile gelen adakü koca eski sevgilisinin o hale len 61 adet saati çaiarak kaçmıştır. (Arkası var) gelmiş olmasını arzu ediyor), su1 Dükkân sahibı îsmail Karakuş'un baylar. ÜTIIÜ yazarlar. fotoğralçımüracaatı üzerine sanığın tesbitılar, ve nihayet bir kral! Evet bir NEW YORK tıp çaliMİmaktadır kral dahi bu iskemleler vasıtasfy Gazla yanan bir çocuk öldü le, cemiyet tarafından terkedilmi» LOS ANG j Bir hafta önce Bakırköy'de gaz o fakir karı kocayı ziyaret ediyor. * lambasının parlaması neticesinde Ionesco'nun piyesleri zekâdan ziUZAK^SARK'a muhtelif yerlerinden yaralandığı yade hislerimize hitap etmekte. aiçin Gureba Hastahanesine kaldırınalizden çok tahayyül istemekte' lan 13 yaşındaki Süreyya özgün tskandinav Havayollarımn dir. Maamafih birkaç sene önce O. ! Curtey Han Cağahtia httulrul TtL : 32663* / 325369 Tıtt ismindeki kız dün ölmüştür. deon tiyatrosunda temsi! edilen Caravelle vc DC8 uçaklanyla Olayda ebeveyninin bir ihmali ıLes Rhynoceros) «Gergedanlar» hakiki Jet Bervisinin bütün olup olmadığı incelenmektedır. SAVIN OOKTOR VE ECZACILARA sahneye bir sirk havafi vermeseyavantajlanndan faydalanarak uçunuz di, halk psıkolojisinin korkunç salKasım 23 Cemaziyel'âhır 14 gınmı ve amansız ferdi mücadeleİSTAMBUL: Cumhurlyet Cad. Tel.: 47 3140 sini daha tesirli bir şekilde hi«sE c ANKARA : Atatürk Bulvan Tel.: 12 84 65 edebilirdik. Zira gergedanlar ne o c c a İZMiR : David Oabıt, CumburiY«t C*d. T«l.: 22 0 93 kadar güldürücü. ne de o kadar E T j b l e t 3 0 0Mgr.2 5 . 5 0 , 1 0 0 Adetlik kutulards O , ^ Malcne Mühendisi Aîınacak Bir gaz tesisinin montaj ve i^letmesini deruhte edebilecek kabiliyette. 45 sene meslekî tecrübeye sahip ve yaşı 35 d*n fazla olmıyan, Fransızca veya İngilizce lisanlarından birine bihakkın vakıf. Bir Makine Mühendisi aranıyor İş devamiıdır. Taliplerin şahsen «Gazsan İstiklâl Cad 347/3 adrefine müracaat etmeleri rica olunur. Faal 4327/7611 IL 23'7573 Tütün Eksper Kursuna Talebe Ahnacaktır. Tekel Genel Müdürlüğü Enstitüler Müdürlüğünden: 1962 yılj Tütün Eksper Kursuna askerliğini yapmış, 25 yasını a«mamıs olan lise veya muadili okul mezunlarmdan müsabal^a ile namzet aiınacakur. Müsabaka imtihanı 22 aralık 1961 nıma günü saat 10 da (CevizliMaltepeİstanbuJ) Enstitülerde yapılacaktır. İsteklilerin 21/12/1961 perşembe saat 17 ye kadar gerekli belgeleriyle birlikte Müdürlüğümüze müracaatleri. (Basm 10595/7605 HAN ILAÇ KONTUARI AHAPIKOĞLÜ SUCUK ve SALAMLARI senelcrin tecrübesine dayanır. Tuberkuloıtank mustehzanrr.ız piyataya cs tdılmif'ir V. ] (5.57 12 00 ,14.01 16.45, 18.22 j . i a E. | 2.11 7.15 • 9.45 12.00 1Jİ6 12.2d S4S S4S SAS S/tS S4S Faal 4237/75C3 n Reklâmcılık 2812/7616 olarak tanımak zamanı gelmış(1) Gaeton PJc«n Cmferance^ \immjLUN YAZAN: Ce e eee, Ce i cii, Ce a caa... Belliyecekti oknma yazmayı, kaabili yok. Belliyeeek, kendi el yazısıyla babssma mektup salaeaktı. Ah o gün bir geUe de babasına oturup uznn uzıın yazsa. Babası amma da stvinirdi ha! Ka i kii, Ka a, kaa, Ka o koo Elinde mektup. koşa koşa kahveyr varır, millete mektu. bu gösterir, «Oğlumdan mektup çeldi!» derdi. «... bakııı, kendi el yazısı. Nasıl? Baba'jı. nın oğlu ıtıuymuş değil mivmiş? Hani o mıhtar? Bir de sönderme, tstanbulda ziyaıı olur df>diydi Nirde? Niye olma dı? Beııım oglntn o. Ben oŞlu. mu bilmem mi?» Akları to/daıı pembe pemhe ço7lpriyle süldü kernli kendine. Fvel Allahın izniylr kara çıkarmıyaraktı yiizünö babası. nın. Okunu yazmayı da belliyeeek, duvar örmcsini de. Oka. ma yazma bellemesi su nıavi pantolonlu Kastamonuluııun sa yesiiîde. O gete arka cebindcn Alfabesini çıkarıp yagtığının altına koymasaydı Kazmasına davanıp soluk aldı. Kastamonu'lu Altabesini ar. ka cebinden çıkarıp vastı|ınıi) altına korken Memed görmiiş sormnstn: ^UIIIIIMIIIIMIIIIIUIIIIIIIIIHIinilllHllimillllllllllllimUIIHIIIIIIIIMIIIIIinnillMllllllllllllllllimilllîlllllllMIM EDEBÎ ROMAJ«MIZ: « tir. trirdiği gün tokat atmıştı ya, şimdi iyiydi arası. Candan çalışıyordu, gâröyordu herif candan çalıştığını, seviyor, candan çalışmıyanlara Sivaslıvı örnek gSsteriyordu. Hem iyi ealıştıfını Bekir astaya demrse giinde liği nasıl artardı? Belim afndı çavnşun. Çavaş Bznn boyln, geniş t > muzlu bir adam, elleri, yüzü Sünesten iyice yanmıs, kasları, kirplkleri toz içinde, yaklaçtı Şehir işleri bSyle» dedi Pişeceksin, sen de piseceksin bir gnn. I.âkin dedifimi nnut ma: Sen sen ol, kara amelelik ten kurtul oğlum. Gençsin, güç Hisün. Baban madem duvar ustasıymıs, sana da belleteydü Ben kendim belliyenıeni rai? TJstasız belliyemezsin. Dar bakalım, çün gelirse o da olur isallah. B«n göz kulak olnrum. 'nşaatlarda dnvarcı nstaları ab baplarım var. Birinin yanına katarım «eni. . nödötânü öttürerek hızla u zakUfmakta olan amele çavuvunmı ardından şüpheli şüpheli lıaktı. Amele çavuşu taa karşılarda dalga çeçen işçilerin yamna gidiyordu. Gidiyordu ya, ne demiye arka oluyordu Me mede? Onn ahbabı dovareı ustalarından birinin yanına salıp duvarcı ustau yapınca cline ne geçecekti? Kannasımn sapına «ki nkı sarıldı, basladı. Yoksa Hacı emmi gibi avanta mı Istiyecekti? «... is(e«ln!e diye geçirdi. «... veririm. L'stalıti kaptım mı, ondan sonra da kimse avanta iitiyeme» ya. (Arkası var) ± = = ^ 5 Ş ^ E ~ E = E avncnnn yüzünden geçirdi, yapı? yapıs olnjnstu. Sonra yıkjlan dnvarın tozu günesli şökyiizüne doğru dağılınca kazmasına yeniden yapıştı. Kattamonnlunan iyi •ğlan oldnfuno baban bir bakıata an Ur mıydı aeep? «Cık» yaptı. «N'irden anlıyseak? Sen elli 8İsan gene anlıyamazsın. Babam «O ne ki Kastamonulu?» Heraen o gece başlamışlardı değil ya, babamın emmisi olKastamonnla, giiler yftzlfi oÇ derae. sa anlardı. Canun bırak şimdi lan: Avuçlarına tükürdu, tükrük babamı, emmiml Oknma yaz«Heç» demifti. «Alfabe!» lü avnçlannı •jirbirine sürdü, ma belledikten sonra k5ye sa«V'er bakim.» sonra çene sımsıkı «anlıp kaz lacağım mektaba bak ıen asıl. L*zatmı;tı; manm sapına, başladı. Kazm.ı Kaıtamonnlununki gibi bir de «Okuman yazman v»r mı?» taptaze bir güçle köhne duvar dolma kalem alırıtn, mektnbu L'tana utana a indikçe duvardan parçalar dolma kalemlc yazanm. Tüz «Yok., dökülüyor, teri «7 daha artıyor yirmi beşe veriyorlarmı;. Cebe «Niye bellemiyon?» du. 3unun da arkında değildi takacak yeri de var. San. Oh. «Kendi kendime belliyemem Demek babasınm dcdiçi gibi. Bir gfin de köye vardım mı biki! «Hayvanlar koklaşa koklasa, in zim nsaklar ıaş ha *a« eder«Ben belledirim sana istersanlar konuşa konuşa'ydı. llk ler!» sen.. zamanlar bn Kastamonu'luvu Buldozcrne delme makinelcgbzü hiç tutmamıştı. Beyaz diElindeki Alfabe'nin yaprakrinin kulaklan »ağır eden gükişli mavi pantalonu, kollan larındaki kara kara harflerden rültüjü yüklii »ıcak, toz toz hagözlerini Kastamoııyluya kal kısacık fânilâ gömleği, jülüve. vayı duymoyorda. Babanna «al rinee sarı sarı parlıyan teneke dırmıstı sevinçle. dığı mektupta önemli elan. disi . Gatur aeası olsa bu dişe «Essah mı?» « . baba, babacığım, bak, ben «Altın» der çıkardı. Kaşları ca«Tabî essah.> tlldı. « . ford atardı ipne. Kab scnin oflun, Memmed. Okuma «Demek ben bu oknma jazvazma belledlm. Davarcıük da zımal dükkâoına benim dedifı mayı belliyebilirim?» belledim. Al kardaşlarımı gel. Sibi. Kastamonu'luya? Oelana «Calışırssn bfll?rsin.» Burda duvarcılık üstüne çok is disini sordnm. teneke, dedi: o «Mektüt) yazabilir raivim?» var. Istanbulu sen bilmezsin. kuması yazması olduğu halde «V»zabilir«in.» Bilme, Ben varım, Kastamonuöçiiumedi. Gafnrnn okumaıı «Kaça belledecen?> lu var. Korkma, gel. Sen de çayazmayı olsa töbe belletmez Kaslanıonulunun kasları çaUşının ben, de. Sırt sırta verdik Para alır. Almasa bile bellct tılmıştı. mi kazancımız iki kat olur. Ismez. Haşut. Lâkin KastamonuaAyıp ettin Sivıslı.. Her *cv lu... Llan eferim karda». Eüme tanbulda tomofil var. tramba parayla tnı?^ var. Sen trambayı nirden bilekalem <uttur, babatna mektup İflânsızın Memed pençe ptn yazdır bana, eh. Ben de insan een? Tramba bir tren. Trambaçe kızarıveren anl.ıü yüıü>l( nın yolu tıpkı tıpkısına treninsam » sevinçten kırılar.ık hovnuna sa ki. Bi gidiyor ki. Sen btanbnln rılmıştı Kastamoııuiuııun: Temelini durmamacasına kaz bi görsen yangına kalırsın alla«Kurban olurum sana Kaşta hıma. tstanbnl gibi var mı?» maladıfı duvarın kocaman bir monnln, itin oltırnm l.aıdaş. parçası gürültüvle yıkılınea orKazmasına dayanıp doğruldu. Sen bana okgma yazmıyı beltalık harç, kireç tozundan töArkasında bir ses: let, ondan sonra öl dcdigin jfrrünmei oldu. Terli ısçları, eli Ne o Suvaılı yornldnn mn? de ölürüm senin!» yüzü toz içinde kaldı. Nasırlı Döndü. Amele çavnfa. t#e llk V EFA T Emekli öğretmen Sadiye Gökçaym eçi. kıdemli Binbaşı Bahattin Gökçay, A«abiye Mütehassısı Dr. Şahap Gökçay'ın ba•baları. Muall* Gökçay. Şükran Gökçay'ın kayınpederleri, Neşe. Sevinç. Erdinç vc Hasan Gökçaylann sevgili dedeleri. emekli Dz. Bnb. Xurl Omayn kayınbiraderi. öğretmen Fahrünnisa. Solmaz, Mehmet Omay'lann ve Aptullah Moluşoğlu'nun dayıları, 18 Mart 1915 Canakkale Savası kahramanı Xusret Ma\in gemisinin. hayatta kalan subaylanndan rm»kll Deniz Binba=ı Boyahatlı HASAN APTULI.LAH» Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 23 kasım 961 perşembe günü (bugün) öjrle namazını mü taakıp Fatlh camiinden ka'.dınlarak Koıludaki aile meıarhğına defnedüecekür. Allah rahmet eylesin. Gökçay atlesi Cumhuriyet 762* HASAN GÖKÇAY j ^AiıiHMiıııniHHiıııiHiHHiıiHinıınnırıııııınıiHiuıınıııiHJiımııııııiHnııııııııınıınııııııııııııııınıııııııııııınıııiHMiıııııııııııııııııı = = :z ~ E = Nüshası 25 Kuruş E Basan ve Yavan = Cumhuriyet Matbaacıhk ve ^ Gazeteeilik Türk Anonim Sirbeti x Cağaloğlu Halkevl Sokak No. 3941 Sahibı = NÂZİME NADİ = Yazı işleruıı tiilpn ıdare edtn Mesul Müdür VECDİ KIZILDEMİK E = Gazetemize pönderilen yazılaı ko= nulsıın. konulmasın iade edilmez. Uanlardan mPFUİiret kabul olunmaz. * ~ Abone ve ııân 15leri tcln larfır» ^ üstüne «Abonea veya ftlân Servısı» z: kaydinın konması lâzımdır = BU GAZETE BASIN AHLAK S YASASINA UYMAYI TAAHHÜT ıııııııııııııııııııııııııııınıımıııııııııııııııı^ El MİŞTİR. SALAM VE SOSISLERIMIZ Dana, Malak ve koyundan yapılmıstır. Gönül rahatlığı ile yiyebilirsinizA. ve H. APİKOĞLU KARDEŞLEK yazısına dikkat ediniz. Tel: 22 78 72 Telgr: NAMLISUCUK İstanbul (IL 189/7619) CUMHURİYET AKÜLERİN KRALI Uzun Ömür. Hakiki kapasite. Bolışık. Ucuz fiat. ASGARI 1 SENE GARANTiU İL 191/7611
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear