Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
IKİ CUMHURÎYET 31Ekiml9«l REŞAD EKREM Ş M : 1STANBUL IARİHINDEKI ıııı=ııııııııııııııııııııııiiiııııııııııiııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımıııı=ıııı VAKALABI | G Ü N Ü N K O N U L A R I | ıııı|ıınııınııııııııiMiııııııııııııııııııııi!iıııiMiıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııuııııırıııııııı|ıııı HEM Garb Kafası Şark Kafası skişehirde yapılan (Devri m) markalı ilk Tflrk otomobili Ankaraya gönderildi ve Devlet Baskanıns hediye edildi. Sayın Gürsel bnna binerek Anıtkabre gitmek istedi. Araba hareketindea bir kaç dakika s o n n dnrunca şoförfl: Bensin bitti Pasam! dedi. Cemal Gürsel'in mnkabelesi: Garp kafası ile »tamobili yaptık ama içine Şark kafası ile benzin koydnk ve barada kaldık!, Teeriibe mnvaffak olfnustur ya, muvaffak olmasaydj dahi Cemal Gftrsel'in bize ait bir hakikati bu kadar gflzel şekilde söylemesine vesile teşkil ettiği için ilk Türk otomobiline yapılan masraflar yine boşa gitmis sayılmazdı. Evet biz bir çok feyleri Garp kafası ile plânhyor, hattâ vücude jetiriyoruz. Fakat sonra tatbikatta işin içine Şark kafasınj kattık mı idi her sey berbat olnp çıkıyor. Garp kafası ile bir Anayasa ve bir Seçim Kannnn vncnde getirdik. Banların koydııklan esaslar dahilinde seçimler yaptık. Yeni milletvekilleri T.BJH. Meclisine geldiler. Ancak hie bir parti kesin çogunlugu sağlıyamadığı için bnnlar yeni Meclisin Başkanlannı seçmek üzere aralarında Senato Baskanının bir büyük partiden, Meclis Baskanının ise diğer büyük partiden olmasını kararlaştırdılar. Fakat ne zaman ki Senato Başkanı seçildi, bn zatın listesinden »enatör oldafa parti, Meclise gelince anlaştıfı diğer partinin adayına rey vermedi. Böylece Garp kafasiy le hazırlanan anlaşmaya Şark kafasiyle tertiplenen hile karışınca ayıkla pirinci taşını bakalım. Canım, ne uzafa gidiyorsnnnz, Devrim adım taşıyan ilk Tfirk otomobili kendi ismi ile dahi bizim halimizi tanzir etmiyor mu? Rahmetli Atatürk'ün tam bir Garplı kafasiyle açtığı yol üzerinde yürüyen bizlerin Şarklı kafasiyle düşünüp davranmamız yüzünden bn ileri hareket ne hale geldi, hep biliyornz. Her işimiz böyle işte, Garplı kafasiyle yapıyor, sonra bu yaptıgımızı Şarklı kafasiyle bosaveriyanız. Allah encamımızı hayır etsin!. Cevat Fehmi BAŞKU1 Haydutların idamı Otellerde Fındıkhh Kanlı îbrahim ile genç kalyoncu Yusuf oğlan padL şahın emri üzerine Tersane zindanından çıkarılarak kayıkla Sir. keci îskelesine götürüldü. Soğuk, pusarık, sokaklar ıslak ve çaraurlu bir mart günü idi. Her ikisinin de üstünde yalnız kısa diz çağşırları vardı, başlan açık, gövdeleri çıplak, bacal, baldır, ayakları çıplaktı. Elleri arka. da n zincirle bağlanmış, ayak bilek lerinde zincirler, biri çocuk sayıla cak yaşta, öbürü gençliğinin en revnakh çağında, ve her ikisi güzel insan, zincirleri şangırtılarla sürüyerek, kendilerini nefret ile seyre koşmuş binlerce îstanbullu. nun önünden fütursuz, pervâsız geçtiler. Halk tarafından keşkek (linç) edilmemeleri için, Sirkeci. den Alay Köşkü önüne kadar yol sıkı bir kordon altın a ahnmıştı. Işkence altında da metânetlerini muhafaza edebilecekler miydiî Ka zık mı, çengel mi, çarmıh mı!.. Şiş, çivi, satır, kerpeten, ustura altında vücutlan ltme lime edilir, elleri, «yakları, kolları, bacakları burun ve kulaklan kesilip doğranırken yalnız gözlerine dokunmıyacaklar dı, kendi fect tkibetlerini gördük. ten lonra ölmeleri gerekiyordu, ama, gözlerinde görecek fer kalacak mıydıT îkl cftni Alay Köşkü önüne güç lükle getirlldi, birkaç yerdt taşa tutuldular. Padişah köşkün penceresinde İdi; iki genci bir müddet seyretti, Ibrahim ile Yusuf da, gözleri can havli ile açılmış, padişaha baktı. lar, üzerlerinde kendilerine başka ca bir güzellik veren târifi güç bir vahşet vardı. Demir kafes lçinde iki parı gibi. Sultan Mehmet: tkisi dahl »ehbaz •• şehlevend yiğitlerdir, Allahm bu kadar gıizel yarattığı bir vücut yapısı ile başa ve yüze işkence reva de. ğildir! dedi, ve İki saktyi kollarından tutan cellâdlara hemen baş larını vurmaları İçin ellyle küçük bir işaret verdl; cellâdlar, ense kök lerina indirdikleri birer müthiş yumrukla ikisini de diz çökertti, Ibrahlmle Yusufun diz çökmesi İle başlarının gövdelerinden ayrılması bir oldu. Padlşahın merhameti h.alkın bir protesto uğultusu ile karşılandı, bel ki kesik başları ve başsız gövde. lerl paralanabillrdi, fakat ona da imkân verilmedi, iki çuvala tıkılıp garayın köşk civarındaki Has. bahçe kapısmdan içeri alındı, ve Marmara kenarmdaki Balıkhânej kapısı önünden denize atıldı. Birkaç gün lonra Kasımpaşada, Kanh ıbrahim çetesine mensup olduklan ihbar edilen iki kalyon levendi daha yakalandı, sorguya çekilmeden yine Alay Köşkü ö . nünde başlan vurularak idam olundular. Fakat bu levendlerden birinin tevkif edilen kapatma fâ. hişesi müthiş bir itirafta bulundu: Levendim üç beş gece Kanlı İbrahim ile talana gitti, her sefe rinde ban a cevâhir getirirdi, çok tath geldi, kenditniz müstakil iş yapahm dedik. Elmaslarımı takıp takıştmrdım, Istanbul kadınlan j gelin seyrine heveslidir, rast gele bir kapıyı çalar, «hâtunlar, Ka. sımpaşada düğü n vardır, gelin sey rine gider misiniz?..> diye sorarım, muhakkak bir iki avrat kan. dırınm, yanlarına câriyelerini de alırlar, avratlar elmaslarını takınır, câriyelerine de lâyik olan şey leri takarlar, doğru bizim eve gi. deriz, kocam ile ayakdaşı levend. ler pusudadır, hemen üzerlerine atıhrUr, palalarını çekerler, av. ratlan n nutku tutulur, üzerlerindeki cevâhirleri verirler, levend. lerden her biri avratları ve câri yeleri sîneye çekip muhabbet eder, onları istifrâş eyler, sır çıkmamak İçin de tamam keyfeyledikten son ra boğarlar, böylece bizim evde on dört avrat katlettiler. Kadın, tahminen otuz yaşlarında, Rumelinde Lüleburgaz'ın hasırcı ak çingenelerindendi, koyu kumral saçlı, karaya yakın koyu yeşil gözlü, elleri, ayakları büyük büyük, göğsü ise, muhakkakki pek küçük yaştan fuhş ile âlude olduğu halde porsümemiş, körpe bır kız göğsü taravetini muhafaza etmiş, ucları dışarı dışarı bakan küskün memeliydi ve uzun boylu idi. Aleti, şahidi ve belki de faillerinden biri olduğu cinayetleri gayet sakin, âdeta bir marifet nakleder gıbi anlatmıştı; «Secaat arz ederken merdi kıptı sirkatin soyler» mısraı bu kadın için söylenmiştir denilse yeriydi. Levent kapatması fahişe Kasımpaşadaki evine götürüldü, evin içinde ve bahçesinde gösterdiği yerlerden gömülü cesetler çıkarıldı; cani kadını da ondört cinayete sahne olmuş meş'um evinin sokak kapısına asarak idam ettiler. Asılmadan önce topuklanna inen saçları dibinden kesilmiş, başı aynca ustura ile de kazınmıştı. Çınl çıplak, anadoğması soyulmuş, önüne, peştemal yerine, belinden bir iple kesik saçları bağlanıp sarkıtılmıştı. Mart sonları idi, kış geri dönmüş gibi soğuktu, çıplak fahişe, belindeki saçlan savru savrula evinin kapısında iki gün asılı kaldı ve seyrine hemen bütün îstanbul halkı gitti. Bu vakalardan sonra Boğaziçinin Rumeli yakası bir yıl kadar pek sönük kaldı. Köylüleri ve yalı sahipleri gidemedikleri gibi, o tarafın kırlannda, korularında avcılar da dolaşamadılar. Bir şakinin tecavüzüne uğramak tehlikesinden başka, şaki leventtir diye yakalanıp sorgusuz cellât pençesine düşmek de vardı. devam ediyor İstanbul'daki 280 otelden ancak 25 i Belediye Zabıtası Talimatnamesine uyuyor • E sm fiandırma devrimi karşısındaki tutumu Toplum hayatını, çağımızın akla dayanan ve her şey. den önce ihtiyaçları karşılamayı ve adalete cevap vermeyi gaye edinen Iftik huku. kuna göre düzenlemek için, 1926 da îsviçre Medenî Kanununu ör. nek alarak Türk Medenî Kanununu kabul ettik. Aynı vasıflara sahip tamamen yerli bir Medenî Kanun hazırlamak için 19241925 yıllarında yapılan teşebbüs, eski (şer'i hukukumuzun kolay kolay değişmeye müsaade etmiyen ke. sin nasları (nususu katıası) karşısında boşa çıkmıştı. Diğer birçok ana kanunlarımız da, batı âlemi. nin tanınmış modellerine uygun olarak hazırlandı. Böylece batı hukuk sistemini benimsemekle, en büyük ve memleket için en hayırlı devrimlerimizden birini gerçek leştirdiğimiz şüphesizdir. Bazı ak. samaların düzeltilmesi ise, her za man mümkündür. Başgil'in Medenî Kanun Yazan: Muammer 4 Aksoy Belediye Zabıtası Talimatnamesine göre şehrimizdeki otellerin sınıflandırılmasına devam edilmektedir. Talimatnamenın oteller kısmı A merikan Zabıta Talimatnamesınden ahndığı için bizim oteliere tatbikı çok zor olmaktadır. Şöyle ki. Talimatname, üçüncü sınıf otellerde dahi odalarda banyo istemekte dir. Bu durum karşısında şehrimiz de bulunan 280 otelden ancak 25 ı talımatnameye uyabilmektedir. Dığerlerinin ıse, talımatnameye uydurulması gerekmektedir. Belediyenin talimatnameyi nasıl tatbik edereği ve otelcüerin zam taleplerini nasıl karşılıyacağı merakla beklenmektedir. Evvelâ memleketimizin bir turisti alâkadar edecek neleri var. Onları sıralıyahm, bunların başında: 1) Eski medeniyetlerin eserleri (hemen tamamı harabeler halin. de). 2) İslâm medeniyetinin eserleri SON Filvaki Kanunu Msdenimiz, 4. (Selçukiler, Osmanhlar), 3) Tabiat güzellikleri, tnaddesiyir hâkimlerimize yalnız Bu izahatı verdikten sonra ecnehak ve nısfete göre hüküm verme 4) Deniz, güneş ve kum. selâhnc'ı bi turistleri alâkadar edecek şarttanımış ve bu suBunlar bizim memlekete ne çelar bakımından memleketimizin retle bukukun esasının hakkani. şit turist getirir: kuvvetli ve zayıf taraflarını şöyleyet, insanilik ve ahlâkilik oldu. 1) Eski eserler tnerakhlarını, ce sıralıyabiliriz: işaret etmi'tir «(Başgil, ay. 2) Tabiat güzelliklerinden istiİdar* Meclisimizin 25/10/1961 tarihli karariyle Bankamn Turistik bakımından kuvvetli tanı <a:ı ? 305, 306, 307.) fade edecek olan turistleri. taahhüt edilmis sermayesinden % 19 unun tahsiline karar veraflanmız: «Hususl Hukuktaki sahıı, bil. b 1550 den sonra Medent Kanu Bunlardan eski eserler meraklırilmis ve sayın ortakların 1/12/1961 aksamına kadar taahhüt 1) Güneş, denlz re kumsallara hassa aile ve miras münasebetle nun düşmanı ve karalayıcısı olan ları, bu meraklarını tatmin edecek ettikleri sermayenin % 19 una tekabül eden miktarı makbuz ri her cemiyetin bünyesine göre Başgil. Vaktiyle yazdıklannı, 1950 tetkiklerde bulunduktan sonra he sahibiz, mukabilinde Bankamız Şubelerine yatırmaları rica olunur. 2) Eski eserlere bol bol sahibiz, büyük değişiklikler arzeder. tşte orn sonra bir anda unutuveren men giderler. Yani bu turistler PAMUKBANK T.A.Ş. 3) Fiyatlarımız ucuzdur. Medent Kanunun getirdiği asıl bü cnİLra taban tabana zıt (gel geç) nevinden, kısa devreli $ İL 9600/6615 Umum Müdürlüğü 4) Bol ve ucuz gıda maddeleri, yük inkılâp, bu alanda olmuş; es. ol>ı*ı fikirleri savumbilmiş. her turistlerdir. Döviz bakımından bi. kiden dinî hukuka dayanan bu hangi bir aydına, hele Üniver. zim için az kârlıdırlar. Bunlardan bilhassa meyvalarımız var. Zayıf taraflanmıza gelince: münasebetlerde esaslı prensip dehocasına asla yakışmıyacak bir çoğu da ümit ettiklerini bulağişiklikleri yapılarak, bunlar lâik bir htıfiflikle, en sivri ve mubalâ mazlar 1) Menaleketimiz sapa yerdedir ve bulamıyorlar. Yani leştirilmiştir. Şu halde Medeni Ka gah kelimeleri bile kullanmaktan memleketteki bu eski ve kıymetli ve hele Istanbul Karadeniz sa| (Başgil, Medeni Kanunun 15. nunun heyeti umumiyesi değil çekinmemiştir. Kendisinin bu dav. yıl dönümü için. önsöz S. XX, yalnız işaret olunan bazı noktala ranışı hakkında 1957 de yazmış ol. medeniyet eserlerini kendilerine hilleri Demirperde gerisine geçinhakkiyle tanıtacak ve bilhassa ce pek sapa olmuştur. Yol üsXXII.) ra ait kaideler dinl hukuk gelene dufunıu, makalemizden ilgili cüm lisan bilerek onlara izah edecek tünde Atina'dan sonra sadece ts( 1950 vılından sonra Medenî Ka. ğimize uymaz. Fakat yeni TürkiVri r.akledelim: tercüman ve kılavuzdan çok defa tanbulu görmek için çok uzun bir nunu, komünizmden beter aile düş ye, bile bile bu asnn içtimai, hu «Prof. Başgil'in 1951 genesinde mahrunı olarak gezip gitmektedir mesafe katetmek lâzımdır. Memlemanı olarafe damgalamaya yelte kukl ve hattâ ahlâki telâkkileriy nesrettiği bir beyanname, Medeni ler. Memleket dahilinde yaptığı ketin diğer tarafları da 8yle. Bunecek kadar ölçüyü kaçııan Başgil, e telif kabul etmiyen bazı anane Kanunumuza karşı yapıla n en mız gezilerde turistlerin bilhassa nun için, fazla heveslisi olmazsa, 1949 de bile onu, inkifâbın büyük eri kökünden kaldırmak arzusu sert, en insafsız hücumu teşkil et bundan şikâyetci olduklarmı gör turistler Türkiye'ye kadar uzantarihi âbidelerinden biri olarak ile bu kanunu aldı. Medeni Kanu mektedir. Birkaç cümleyi aynen dük. Yani bunlar memleketteki ge mamaktadırlar. vasıflandırrmştı: nun me/nleketimizdeki inkilâpçı naklediyoruz: «Medeni Kanunun zilerinde karşılarında bu kıymetli 2) Reklâm yapmasını bilmiyo«Türk Medeni Kanunu bundan vasfı da, esasen buradan geliyor millî hayatımıza, hususiyle aile eserleri bilgi ile kendilerine ruz. Hem de çok fakirane reklâm15. yıl yuvamıza indirdiği darbeler, in. izah edecek eleman, teşkilâttan ta lar yapıyoruz. Aksi ve düşmanca 3 sene evvel, yürürlüğe girdiğinin (Başgil, Medeni Kanunun 15. yılını doldurmuş bulunuyordu. dönümü için önıöz S. XIX.) kâr kabul eder şeyler midirT Bu mamen mahrum olarak eserleri propagandalan cevaplayıp çürüteBaşgil, Atatürk ve Inönünün kanunun evlenme ve miras sistem sadece görmekle tnkilâbın büyük tarihi anıtlan kalmaktadırlar. miyoruz. arasına giren bu eserin...» (Mede. Cumhurbaşkanlıkları zamanında lerinin bu memleketin aile ocağı. Ve, şayet varsa, ellerindeki kendi 3) Asayiş bahsinde çok layıfız, nı boaıbaladığı bir hakikattir. dillerindeki neşriyatın yardımiy bazı misaller çok fena tesir ediMillet varlıgımızın temeli olan bu le bir şeyler öğrenmeye, incele«ni yor, ve aleyhte neşriyata sebep ocak, gözlerimizin önünde her gün ye çahşmaktadırlar. Ve tabiî ya luyor meye bastı. Aıanıör «bnr bir Kapı acıldı. Beyaz kar gibi 17 EDEBÎ ROMANIMIZ: biraz daha eökmektedir. Komüniz nm yamalak yaptıklan bu seya4) Ne şehirlerde, ne de tabil güiştahla yükselmefe başladı. beyaz önlüjfüyle mnn bacaklı, min aile düşmanlıgından bahsolu. hatlerden gayri memnun olarak zelliklere sahip sahil orman ke Beyefendiden Ankara için sarif bizmetçi kız: nuyor. Fakat Türk ailesi için bu memleketlerine dönmektedirler. nan gibi yerlerde kalacaklar bir kartını rica edeceğim. Kar Bnynmn efendim. üşmanhğı, evvelemirde Medeni Memleket dahilinde eserler hak için kâfi ve tatmin edici tesisat tı ahr almaz hemen ilk uçakla Hanımefendi kanunda aramak lânmdır. Bu ka kındaki malumatı, bizler dahi, ya ve teşkilâtımız yok. Ankaraya atlarsın. Bayındırlık. Hanımefendi henftz nyannunu memleketin tarihi realitele oralardaki bekçilerden onların 5) Tercümanımız yok, AvrupalıUnuuf, şn pjg terminoleit de... dılar. Bnynmn! rine, içtimai mutaianna, ruhl iz'an ve kültür seviyeleri nispe nın aradığı mânada gıda maddeNafia Vekâleti yani, gidersin, Müteahhit Hüseyin beyefen = ve örfî temayüllerine intibak et. tinde veyahut müze memuru gi lerimiz az veya yok. Möiteşar beyi görursun, dinin gözleri hizmetçi kızın bi E tirmek üzere yeniden gözden geçir bi yine kifayetsiz kitnselerden al6) Turistik yerlerimlze çeki düKabzımal Hüseyin, Müteabhit raı fazlaes sişkin göfstinde, ka E mek, kanaatimizee, âcil bir milll dık ve tabii, bizler dahi, tatmin zen verip para almasmı yani ki nln eeviıin altından, bir es Haydi eyvallah. O biçim durulmaz gersem! Hüseyin beyefendi: rısının ardından girdi. tçerde E zarurettir. «(Başgil'in, Savaş Der olunmadık. duhuliye gibi bilmiyoruz. ki doktor kızı olan kansınm ça Şoförün ne karşılık verdiğini Güle füle. SSz vermemig miydi? diye koya bir eami sükunn. Bembe = gisinin 16.3.1951 günlü sayısmda Bütün bu noktalar üzerlerinde tık kasları örrvne geldl: Gözleri kadının afacık ayak. duymadı. Belki de Bahkpaza. Bizim bir türlü anlıyamadığımız sordn. yaz dnvarlar, serin gBlrelerin şş yayınlanan ve el ilânı olarak dağı ve en boş taraflarımızdan birisi de, dikkatle durulup işlenecek tnevzu Bnyur kaneıgım. lariyle dolgıın bacaklannda. nndaki gibi okkalı bir küfür Vermişti ama, belli elmaz. sessiıligi. Taa derinlerde tram E ılan «îrtica Yaygarası» başlıklı mevzulara bâkim, bilgileri haki lardır. SSyle hanımcığım, de. Bitiyordu. «... Ulan açılamadım sallardı. Üzerinde durmadı. Bir içki meelisinde, koskoes bir vay ficırtılan, etobfiı hemor E ansından.) Söyle hanımcıfım. gitti karıya, ama, nasıl açılmah? Taksi, dolmuş şoförlerinin hnkî (evet hakikî) ve ifade ve izah Vekilin verdifi »öz .. tnları haVnde yansıyan, ama bn E Prof. ün sözleri, hakikatın tam kabiliyetleri muayyen bir seviye Şimdi gideceğimiz yerde çok Olgnn kadın. Ya bozarsa? Koca susilere içerlerişleri de umu. Asansör dördüncü katts durdördüncü fret sessizliğini boza E ıksini ifBdc etmektedir... Şimdilik nin üstünde (tercüman, kılavuz) dikkatli ol, beni utandırma. Ha sı kavalın biri ya, sıkı herif. Ko V E F AT runda defildi. dn, çıktılar. mıvan gfirültü, fstanbnlun gü adece gerici temayüllere özenen sınıfının fayda ve lüzumudur. Böy nımlann eli sap diye öpülmez. casına söyler, iş uzar. Bakışları Cerrahpaşa hastanesi müteZarif Opel, Inçiliz Sarayının Dedifimi anntma: Hanım rültüsu. E Prof. Başgil'e, devrimci Prof. Baş. le bir sınıfm yetiştirilmesi ve heHafifçe eğilir, eli hafifçe, zahassıslarından Dr. Sami özzaten tnhaf...» ardından Tarlabaşına doğru efendinin elini zarifçe tntar, tır yurt'un ve Belediye memurveciz le lisanla takviyesi bize pek zenrifçe tntar, tırnakların üzerine.. Önde hizmetçi kızın zarif göl E gil'in 1942 yılmda yazdığı kayarken, az önce tath bir efKarısının hafifçe sol gerisin naklarının uçlarına zarif bir lanndan Kemal özyurt'un anne Ben öyle yapmıyor mngesi, ardında hanımefendinin Şjj cümlelerle crvap vermeyi kâfi bu. gin, rakipsizce zengin olduğumuz riyle solunda kalan sisler için. den gitmekte olan adama nefpnse. Köyde defilsin, Kabzımal leri, müteveffa Kayseri P T.T Ark«M Sa. S, gfi. s te eski medeniyetlerin miraslannı tet ynm? ki, daba arkada da Kabzımal. ~ deki Halici, Halicin iki kıyısınMüdürü Mustafa Beyin kız.. retle baktı, yüzü buruştn. Kö. Hüseyin efendi de degil, koskoMüteahhit tngiliz knpon kuma E kik için gelecek turistleri cezbedeKızdı: Mehmet özyurt'un eşi, Cerrahdaki altalta, iistüste yapılan, eaman Müteahhit Hüseyin Bey şeyi dönüp gözden kaybolmnşeektir. Çünkü turist her şı giydirilmis AnadoİQİ«UJh> E paşa hnstanesi Laboratuar Şefı daha vnkarlardaki minareler efendisin. Göze girdin mi, bir Yapmıyorsun ya. Haminnelardı. Kahverengi tngiliz knpon Sevlnç Özyurt'un kayınvalidesi. kette bu gibi elemanların mevcu. Kansının zarif hanımlar mec j= kalabalıfını çörmemişti bile. dahaki devrede mebus, unut nin elini öper gibi, sap! Ta o kumaşından elbisesi içinde Niğ Bursa Devlet hastanesi Kulak. lislerinde taman zaman sörBnfl E diyetlerine ve kolayhklanna alışIstanbuldu orası. Halkı n yıfın. ma! öptükten sonra eli alnına koyde köylerinden birinin her an Boğaz mtitehapsısı Dr. Sadettin ettifi kocaman ayakkaplanyla E mıştır. Kaldı ki diğer memleketler Nüshası 25 Kuruş la besin ve yakacak maddeleri mak ne oluyor? esneyip gerinmeğe can atan, Yücel'in. D. D. Y. Umum Müdür Peki karıcığım. çekingendi. Dar bir koridor ses E Tflrklye Harld lisan bakımından bize faik oldukiçin kuyruklar yaptıgı, başka. Ağır demir kapısı, bnzln cam hart hart kaşınmayı, altı kolln lüğü Saghk Dairesi EczacılıV Kapıya yaklaşmıslardı. Genç sizce geçildi. Töl perdeleri yer E Ura Kr. Lira Ki lan için, pek bilgili olmasalar dalarının refahına hasetle, kinle Şube MUdürü MUnim Yücel'iri larryla son derece zarif bir kaiskambil oynamayı havyarla vis kadın gene durda, iriyan, güçyer ksldınlmış pencerelerden Ş hi, bu nevi tercüman ve kılavuzve Vedia, Nezihe. Şükran Yübakılan, en küçük fırsatlarda pı önünde dnrdular. Genç kaki içmeğe, hemencik defişiver. 10 knvvetli kocasını çabneak Seneük 75 00 150.00 lerdan daima memnun kalmaktacel'in halal?rı salihatı nisvanvvran bol bir günesin taban z: sövülüp sayılan yerler. Opel'se dın rile bastı. tçerde, derinlermeğe hazır bu, parti ve lüksün 6 aylık 40.00 80.00 gözden geçirdikten sonra eklehalıları, muktesem eeviz bflfe E Taksime gidiyordu. Garaja gi. deki hafif bir /ınıltıdan sonra bozduğu Anadolulu, hayatından S aylık 23.00 44.00 dırlar. di: içindeki billurlarda sessiz, ay E Binaenaleyh, ikamet müddetleri HAYRİYE ÖZYURT otomatik kilit ?ak diye açıldı. recek, Astragan manto, Astra. Bagan ve Yayan memnnn muydu? Mal, mülk, Beyefendiyi görfince asın dınlık şakırlısıyla kırmızı, ma E kısa da olsa, memleketimizin saHakkm rahmetine kavusmuşCutnhuriyet Matbaacılık ve gaıı şapkah tatlı hanımının kim Girmeden önce. para kendinden aşagılar yanın. saygı ve heyecanla ayaklanna vi, siyah koltnklu, modern kol = Cazetecilik Tflrk Anonbn Şirketl hip olduğu bu eski medeniyetler tur. Cenaze namazı 31.10 961 bilir kaç saat sonra örselen. da önemli kişi sayı^oıak, şu bu, Sonra, dedi, beyefendiyi (Bugrün) öğle namazını mütaakapanacakmışsın gibi... snlıyortuklu kocaman bir salona bir = Cağaloğlu Halkevi Snkak No. 3941 eserlerinin hazinelerini rahatlıkla miş, yorşnn dönmesini hasretle o rahat rahat esneme, gerinme, çörtnee ayaklarına kapanacak Sahlbi kıp Aksaray Valide Camiinde' sun ya? ve kolaylıkla tetkik imkânını budenbire girdiler. Kimsecikler E bekliyecekti. hart hart kaşınmaların yerini ""I Sibi, heyecanla Kos. Bilirkılındıktan sonra MerkezefenNAZİME NADt lacak turistlerin tatmini suretiyle Kabzımal Hüseyin başını salyoktn. Tflksek tavan, zarif de E Garajm önünde arabadan intntamıyordn. Şimdi Taksim, Tadideki aile mezarlıfına defnesin bunlar dinamık insaular. Vazi işlerinl fillen ldare eden adetlerinin artırılmasında büyük ladı. fyice heyecanlıydı. Sonn senlerden ibaret birkaç soynt E «îiler. ıiilecpktir. Mevlâ rahmet eyliye limhane apartımanlarının koyu Heyecanh jestleri severler. An Mrnıl Mfidflr faydalarımız vardır. Son zamanlar mebaslnğa varacak oldnktan tablo, sarı topuzlan pınl pınl (Çelenk gBnderilmemesi r i c Buynrnn efendim. gölgeli ağır başlıhğı içinde de. ladın mı? da dövizlerimize yazdığımız gibi ŞAHİN PEBESE sonra, ayaklarına kapanıp öpse olunur ) Cumhurivet fi63n kapılar... E Elâ göziü, genç irisi nsta. ğil de, Nifde yakımndaki köKocasının verecefi kar^ılığı Gazetemize göndfrllen yazılar ko «Bir turist bin turist getirebilecene lâzımgelirdi? Kabzımal, Moteahhit Haıeyin = Genç kadın: yünün şınltılarla akan dere bs nulsun, konulmasın iade edilmez. ği» hakikati, kısa ikamet devreli beklemeden, hafifoe nerali, geGenç kadın zile bastı. Içerde bey, caketinin dfifmelerini ilik E Buyurdnk, dedi. ynnda, uln cevizlerin koyu yetlânlardan mesuliret kabul olunmaı olsun olmasın her turistin memlerin antreye girdi. Kocası da arderin derin yansıyan zil sesi liyerek, «Saygıdeğer koltnkla» E fcıuğlada bir Revizyon lâzım mı? şili altında, yanüstü nzanmış, » dında. Asansör nyakluyordn. ketimizden memnun aynlması mu ) Az sonra, kapının ceviz tahta dan birine kıçının ncuyla iliş E Zannetmem ama, alın a. Abona re Uân lslerl için. rtrfın hakkak surette bize büyük kârlar ! Eczaneye Mesul Müdür; eli apış arasında, tatlı bir uyku Kapısını açıp içine girince nsından tek bir gSz gibi bakan miş, hanımefendiden çok beye E östüno cAbone» vey» ctlân Setrlstı nahtan. Belki yağlarsınız... kestirseydi! yandı. Portakal renkli bir ı»ık. saglar. yuvarlak camda bnlantı. De! ARANIYOR fendiye heyeeanla koşacagı ânı E kardınıo kotımatı lânmdır Adara anahtarı aldı: Bana bak! Kapı kapandı. Genç kadının Ikinci nevi turist. tatilini. yazını mek içerden kirain geldigi kon* beklemenin tedirginliği içindey 3 » (22 75 77) n (22 77) numaraya müracaat Emredersiniz efendim. Şınltayla akan dere boymnds TE BA bembeyaz, zarif parmağı dfîğBO GAZCTE BASIN AHLAK geçirmek için, güneş, deniz ve K Cumhuriyet 6634 trol ediliyordu. di. (Devamı var) = YASASINA OYMAVI T A A HH O T H H O T kum veya (tabiat güzelllği) arıyan Aocscscvcsc>oo <i/iinııınııııiMinıııııımııi!HinııııııııııııııııııııııııınHiıııımııııımımıııınııııııiHMiiiMiıııııınıiHiıiHMiiMiııııııiH ıııııııııı^ tTVrtŞTIK. PAMUKBANK T.A.Ş. den f Hukuk Devrimimizi ve özellikle Medeni Hukuk Devrimimizi akla pek sığmayan çürük ve tezatlarla dolu bir takım gerekçelerle tenkid edenlere karşı dahi, muhak. kak kötü niyet isnadında bulunacak insanlardan değiliz. Amma Haber aldığımıza göre 1964 yılı Ordinaryüs Profesör olmuş, yaşı ilkbaharında New Yorkta açılacak çoktan aşmış bir hukukçu. olan Dünya Fuanna Türkiye d « < nun, senelerce yâni 1950 ye kadar, katılacaktır. Fuar tertıp komıtesi Türkıyeyı Medeni Kanunu her fırsatta çeşit methettikten, onu de fuara katılmak üzere davet et li yönlerden «Türk Devriminin büyük anıtla. miş ve bu davet kabul edılmistır New York şehrinin kuruluşunun rından biri ve milletin müşterek 300 üncü yıldönümü dolayısiyle eseri» diye Visıflandırdıktan sondüzenlenen fuar 1964 sonuna kadar ra, 1951 de «millt hayatımız ve aile devam edecektir. yuvamız için komünizmden daha Orhan llter t E. T. T. Umum zararlı bir adım gibi göstermesi» ve «Medeni Kanunumuzun, mem. Müdürlüğüne asaleten leketin tarihî realitelerine, sosyal tâyin edîldi perçeklerine ve milletin ruhî v» 27 Mayıs tarihindenberi I.E.T.T. Umum Müdürlüğü görevini vekâle örfi temayüllerine aykırı olduğu. ten yapan emekli General Orhan nu iddia etmesi», elbette ki havsa llter bu vazifeye asaleten tayin lanın pek kavrayamıyacağı garip edilmiştir. bir davranış teşkil eder. Karısına aşk mektubu yazan a) Başgil, 1959 ye kadar Medeni genci döven koca mahkum Kanunn. hem prensipleri ve karak teri bakımından methetmiş ve oldu Karısına aşk mektubu yazan bir ve hem de ikttbas edilmis olması. genci dün öğleden sonra Langada nı mikul gerekeeye dyandırmışyakalayıp döven Muhsin özyurt tır. taş, nöbetçi Sulh Ceza MahkemeBaşgil'in, irticaa tâviz verilme. sinde yapılan duruşması sonunda ye başlanınca yerden yere vurduğu 150 lira para cezasına mahkum eMedenî Kanunu, inkilâpçılığı n bidilmiştir. ricik çıkar yol olduğu yıllarda Mütecaviz koca tarafından dövü göklere çıkaran yazılanndan sa. len Süha Kaptan adındaki genç, dece birkaç cümle: «Medenî Kayapılan duruşması esnasında, «Ben memleketten mektup yazmadan önce, Ş.ö. bana nunu, yabancı bir mektup yazıyordu. Bir arahk mek alınmış olmî.sı dolayısiyle, yapı. tuplarına cevap vermedim. Fakat lan itiraz ve tenkidlere karsı yalgönderdiği mütaakıp mektupların nız umum! mülshazalarla müda. da, cevap vermediğim takdirde, du faa etmek kâfi degildir. Onun tek rumu kocasına bildireceğini ve nik, hukukî ve moral bakîmlarkendisini baştan çıkarmış olduğu dan nasıl bir ileri ve üstün kanun mu söyliyeceğini bildirdi» demiş oiduğunu göstermek de lâzımdır. tir. Mfdenî Kanun gibi büyük bir ese Hâkim, duruşma esnasında genei dövdüğünü itiraf eden sanığa 150 ri n müdafaa kuvveti, umumi ve ziyade, ira para cezası vermiş, ancak sa mantıki mülâhazalardan nığın sabıkası olmadığı için ceza bizzat taşıdığı kıymetlerde ve üs. tünlüklerde gizlidir. Bu kıymet ve sını tecil etmiştir. üstünlükleri çıkarıp herkesin gözü önüne koymak, bu kanunu en Ekim 31 Cemaziyelevvel 21 kanaat verici şekilde müdafaa et. mektir. Işte Profesör ve doçentleX c rimiz bu işi üstüne almış, Medeni İ | c O > • Kanunun muhtelif bakımlardan X •f taşıdığı kıymetleri ve üstünlükle. V. ] o 3 0 11 58,14 48 17 07 18 411 4.50 ri belirtmeye çalışmıştır .. E. 1 1.22 6 50 9 . 4 1 1 2 0 0 1.32.11 42 Düşünülsün ki, Medeni Kanun, memleketin kanunu ve amme malıdır. Onda her vatandaşın »âyi bir hissesi vardır. 1 NewYork Fuanna katılıyoruz ni Kanunun 15. yıldönümü için, önsöz S. VII) Medeni Kanunun bilhassa Aile Hukuku kitabını (yâni 1950 den sonra yeıden yere vurduğu kısnaını) üstün prensiplere ve doğru te mellere dayanan pek başarılı bir kanun olarak göstermiş bulunan Başgil'in. bu istikametteki sözle. rinden sadece iki misal daha: «Ailede müsavat esası: Devri. mizin Devlet Hukukunda fertlerle hükümet edenler arasında oldu ğu gibi, Aile Hukukunda da kan koca arasındaki münasebetlerdt hak ve vazifenin ölçüsü müsavat. tır. Kanunu Medenînin 112, 116, 117 129, 130, 134, 161, 162; 165 ve bütün VI ncı babile 263, 265 ve ilh.. maı delerinin ihtiva ettiği ahkâmın es, sı budur... Ailede himaye ve terbiye fikri Kan ile koca arasındaki münase. betlerin ahlâki mihveri müsava olduğu gibi, ana baba ile evlâl arasındki münasebetlerin mihveri de himaye ve terbiyedir. Kanun Medeninin bütün velâyet fasliyl 266288 inci maddeleri ahkâmı nın esası bu fikirdir... özünü insan ruhunun derinlikl rinden alan aile müessesesi, tari boyunca, şekilden şekile girmiş evvelâ despotik, sonra yan despo tik ve nihayet, bugün de zevcî m nasebetler esasına dayanmıştır. Ve bu istihalelerin de bu müessese medeniyetin ve ahlâkî münasebei ve telâkkilerin umumi tekâmülü. nü ta&ip etmiştir. Şurası muhak. kaktır ki, bugünkü medeniyetle. rin ahlâki vicdanı, bu birliği mü. savat, himaye ve muavenet esasla n üzerinde oturan bir eşitlik v < arkadaşlık yuvası ve bir sevgi ve saygı ocağı görmek istemektedir Devrimizin Medeni Kanunlar: da, muasır Medeniyet vicdanını bu emperatifine tercüman olarak aileyi bu esaslar üzerine kurmay ve demokratlaştırmaya çalışmışla dır. Hususiyle bugünkü Türk Ka nunu Medenisinin aile ahkâmı, hı lâsasını bir tek fikirde bulur ki bu da demokrasidir... Türkiyemiz, varlığını ve istikll lini, sivil ve siyasl hayntında, de mokrasi idealine bağlarken, bt hakikati göz önünde tutması, ail üzerinde birbirine perçinlemey: unutmaması lâzımdır.» (Başgil Aile Müessesesi ve tekimül Huku kun Ana meselesi ve müesseseleri S. 348.) Başgil, Medeni Kanunun uzun aile nizamını batıdan iktibas et. mekle, doğru hareket etmis oldu. gumuzu ispat için, başka, ilim damlsrının fikirlerini benimseyerek tekrnrlamayı da ihmal etme. nıişti Meselâ Velidedeoğlunun şu cümlelerini benimseyen Ba;gil onları yazısında aynen nakletmiş. tir iki «lefa yayınladığı bir yazısında, .Medeni Kanunun yerine kaim olduğu eski Huku. kumuz yâni Şer'i Hukuk hakkında bakınız neler demişti: «Bu gistem ile yepyeni vaziyetler, eskimiç ve devrini yaşamış formülrerle izah edilmeye kalkı. şılır; eski bir kanunun mantığma uydurulmaya çalışılır. Fakat bu yolda yüründükçe nihayet bir zaman gelir ki, kanun da, hâkim de değerini kaybeder, gülünç bir ha. le girer ve artık eski kanun değiş tirilmek yeni vaziyetlere uygun yeni kanunlar konulmak zarurî olur. Çok geçmeden eski kanunun başına gelen yenisinin de başına gelir... Son devirlerin islâm üleması, asırlann hayatını ve yeniliklerini, bir takım teviller ve tefsirlerle, nassa uydurmaya çalışmışlar ve bu suretle hem hayatın inkişafına engel olmuşlar; hem de şeriat ka nunlannı aslından ve hakikctında n uzaklaştırarak karanlık bir skolastisizme düşürmüşlerdir. Va. zu kanunun aklından bile geçirme diği meseleleri, bir takım mantık oyunlariyle ona isnada çahşan bir hukukçu ve hâkim, adalet vicdanını kanatacak vaziyetlere düşer ve kanun hâkimiyeti perdesi arka sında zâlim hükümlere ve iğrenç riya oyunlarına meydan verilmiş olur. Hâkim de, kanunda, şu Istan bul Şehir Tiyatrosunun oynadığı meşhur «Aynaroz kadısı» piyesin. deki gülünç fakat acı vaziyete dü şer.» (Kanun Hâkimiyeti prensipi karşısında, hukukun ana meseleleri S. 302.) Başgil, eski hukukumuzun bu derece gülünç olduğunu ifade ettiği noktada, bakınız Medeni Ka. nunu n üstünlüğünü nasıl belirtmektedir: «Hâkim aradığı hükmü kanunda bulamazsa, örf ve âdete göre ve o dahi yok ise kendisi vazıı kanun olsaydı bu meseleye dair nasıl bir kaide vazedecek idiyse ona göre hüküm edecektir. Demek ki, hâ. kim, kanun hâkimiyeti prensipi karşısında eli kolu bağlı ve otomat vaziyette kalmıyacaktır... De. mek ki, Türk hukukiyatında ka. nun hâkimiyeti, mabutlaşan bir fikir, bir put değil; insaniliğin, adalet ve hakkaniyatın icaplarına göre tashih edilebilen, hülâsa ga. yesi insanîlik olan bir hâkimiyet tir. Demek ki, Türk vazıı kanunu, mantık oyunlarına bürünen riyalara ve acaip tefsirlere meydan vermemek için, kendi noksanını kendisi itiraf etmekte ve bu nok sanının ikmalini hikime bıraka. rak onu kendi faaliyetine iştirake dâvet etmektedir... ımıııııımıınıııııııınııııı Memleket Meseleleri 1TTTTlri1III1IIIIIIIII1ItIIMIII Turizmde zayıf ve kuvvetli taraflarımız Yazan: Suat Aray Son bir kaç ay içinde evvelâ memleket dahilinde, sonra haricinde olmak üzere binlerce kilometrelik geziler yaptık. Bunların bir kısmı tamamen turistik bölgelerde geçti. Bu geziler esnasında bir çok müşahedelerimiz oldu. Bun lardan neticeler çıkarmak imkânını bulduk. Bu yazımızda mukayese yoluyla turizmde bilhassa zayıf ve kuvvetli bulunduğumuz noktaları belirtmek istiyoruz. turisttir. Bunların ikamet müddetleri uzundur. O bakımdan bizim için daha kârlıdırlar Bu turistlerin aradıklannı tabiat bize bol bol, çeşit çeşit vermiştir. Fakat ne yazık ki bu turistler de bizde tabiatın bahşettiği bu güzelliklerden ancak ve ancak göz açıp kapayıncıya kadar istifade etmekte ve bütün hüsnüniyetlerine rağmen, ya rahatsız edlmemek, veya namuslarını hattâ hayatlarını kurtarmak sebepleriyle veya ikamet imkânlarını uzatmıya, ihtiyaçlarını karşılamıya maddeten imkân bulamadıklan için memleketimizden kaçıp gitmektedirler. Memleketimize gelen turistlerin vasati olarak ikamet müddetlerinin diğer turistik memleketlere nazaran düşük, hattâ çok düşük olmasının ikinci sebebi de budur. CUMHURIYET