Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
'İKt CUMHURİTET 17 Ekim 1960 MESELELER Işsizliğin bir yüzü = hflhpr|prj Yazan: Mazhar KUNT " " liUUUİ lUİ I Memlekette işsızlik var mı yok mu? Gece gündüz dolu kahvelere, sokakta ağzı açık gözleri kapah gezen âvarelere, bir şoföre ceza zaptı tutulurken toplanıveren yüzlerce aylağa, köprüden suların akışını seyreden kîm selere, ne yapılsa işgal ettikleri caddeleri bırakmıyan işportacılara. gündüz sinemaları dolduran, hafta arası stadyomlan taşıran güçlü kuvvetli insanlara bakılırsa işsizlik var. Hem de had bir şekilde. Ama öte yandan eviniıi bir badana ettirmeğe kalkmayın: adam bulamazsınız. Bulduğunuz da bin naz ve minnetle gelir ve üç küçuk oda için gozünu kırpmadan üç yüz elli Hra ister. Ama iş iki günde bitermiş. sermayesi hiçmiş! Zararı yok, İstediği paravı da vermez=;eniz kahvede pinekler yine gelmez. Bir kilidiniz, bir mu^luğunuz borulmasın. Gelen işçi on dakikada bitireceği bir işten haftalığını çıkarmağa bakar. Hele istihsal bolgelerindekı çiftçiler bu haîden son derece ıstırap çekerler. Bizım badana gelecek yıla da kahr. Bu vü?den geçinmemiz darlsşmaz. Kilit yerine kapr.a mandal asarız olur biter. Halbuki çifteı icin oyle değıl.Onun tarlası behemehal surülmeli, otlar ayıklanmalı. Toprak çapalanmah. Pamuk kaldırılmah. Tütun ve zeytin toplanmalı ve işlenmeli, yoksa mahsul tarlada kurur, çürür. çiftçinin elleri de böğründe kahr. Lâkin kolay ve zahmetsiz bir tek işin peşinde elli kişi koşar. Kapıcı olmak için yalvar yakar olurlar. Onbir kuruşa alınan limonu otuz kuru^a satabilmek ıçın Belediye zabıtasiyle bütün gun koşe kapmaca oynarlar. Bızde işsizlık var. Ama herkes hakkına rıza gosterip çalışsa işsızlık pek kalmaz. Şöyle bir mahallenize bakınız: kaç kasap, kaç bakkal. kaç manav ve sebzecı var. Bir saymaga kalkın, hayrette kahrsınız. Gunde iki koyunu zor satan bir surü kasap ne yapar? Elbette kı butun gündeliği ve masrafı bunlardan çıkarmağa bakar. yerde esnaf luzumundan fazla ] çoğaldı mı; derhal aralarmda zımni bir anlaşma oiuı ve fiyatlar yükselir. Onun içir değilmidir ki alıcının kesif oıduğu semtlerde fiyatlar aşajı tutulur ve bunun aksine, esnpfın bol, sürümün eksik olduğu yerlerde fiyatlar dik yukarı gıder? Bu kol bolluğu içinde çekılen darlik yuzünden ücretler de nisbetsiz bir şekilde de artmış ve her çeşit istihsalin maliyeti yok yere yükselmiştir. 1 ALMANYA MEKTUPLARI | Gülermisitt, ağlarmtstn • şin şakaya tahamnıülü olmadıfını bilivorum. Fıkra anlata cak. helva sohbeti vapacak jünlerde değiliz. Ama hani bazan insanm aflamak isteği ile gülnıek zoru arasında kaldığı anlar olur; dudaklan, bu iki haîden birine, elinde olmaksızın uyar : hattâ gülerken aflar, ağlarken gülersiniz. tşte simdi ben öyleyim. Bu hale, kahkaha ile aglamak, hüngür hüngür eülmek divebiliriz. Ağlamanız bir nevi çülmedir, çülüyorsanız bir bakıma ağlıyorsunuz savılabilir. Yassıada vüzlerce eski millet^ ekilinin doldurduğu mahkeme salonu. devlet büvüjü diye bir zamanlar savçı gösterdifimiz insanların simdi içinde bulunduklan durum, zamanında etrafına bakmamanın. »erceji görmek istememenin bu neticesi, memleket namına ancak esef verici diyehileceğimiz bu ojay, ıklıma bir fıkra getirdi. Dedigim eihi, şakaya tahamnıülü ol mıyan sünlerdeyiz ama, fıkra bu hale övle uyuyor ki, sizlerin de bildiğiniz muhakkak olmasına rafmen, anlatmadan geçemedim. Adamcağız etlenmiş. Malüm ya, eski zaman evliliği, kadınlar erkeklerin >üzüne pek bakamazlarmıs. Gelin haııırıı <ia epevce kapılı bir eski zaman kızı olduğu içın, hep başı \ erde imiş. Damat is eiic sahibi. Sabahleyin karanlıkta çıkıp gidiyor, 'rtalık karardıktan sonra dönüyor. Her gelişinde de eli dolu. Ya bir zembil, va bir çıkın. Kadın kapıyı acınca. ilk işi efendinin elindeki cıkını almak. Doğru nıutfaça. Adam, sahah karanlığı yine ise gittiği için, birbirlerinin vüzünü, beş numaralı petrol lâmbasının ışıîında. yarım \amalak görüyorlar. Günüıı birinde, adanıcaeız eve eli boş gelmiş. Kadın, kapıvı açınca, her zamanki alışkanlıkla elini uzatmış. Avlardan beri kocasının elinden almava alışık olduğu çıkını alacak. Bir de bakmış ki çıkın filân yok. Fena halde şaşırmış, o saşkınlıkla, adamın yüzüne hakmıs. Bakmasıyle de çıkını unutması bir ol muş. Bir çığlık koparmış . Aaa ! Efendi, senin bir gözün körmüş, ayol ! demiş. Bu fıkra>ı niçin mi anlattım? Yukarıda söyledinı, Yassıada'dan ötürü. Bunca vıl haşlarını kaldırıp memleketin haliııe bakmayı akıllanndan geçirmivenlerin, Türk siyasî tarihine bir Yassıada sahifesi ilâ\e etmiş olmaları k arşısında ağlamakla gülmek arasında sasırıp kaldım da ondan. Yassıada macerasını rüyada eörseniz, uyandıktan sonra. saçlı sakallı yüzlerce insanın. hem de sırtlarında bütün bir memleketin sorumluluğunu tasıyan, aklı başında olmaları gerek yüz lerce kisinin bugünkü uçurumda çırpındıklarını size çösteren bu rüvaia ancak gülüp geçer, onu tabir bile ettirmezsiniz. Çünkü rüvanın komik ve trajik taraflarla dolu bu kadar korkulusüna ancak trülünür. Anu bu eşsiz macera gerçek olunca, komik tarafları gözden kayboluyor, ağlamaklı oluyorsunuz. Dedim ya. kahkahalarla aflasamz da haklısınız, hüngtir hüngür gülseniz de ! Hamdi VAROGLU IIIIEIIIIIIIIIIIIIIIIIIfllllllllllllllllllllflllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllMIIIIIIIE1111 Iktisatta bir kaıde vardır, bir ı BONN, Fransa B asveki1 i Michel Debre ile Hariciye Vekili Couvre de MurTurk Hava Yollarının kış tari ville son günlerD>U «.ııııanys Başvekilı fesi 1 Kasım Çarşamba gününden t». ıtibaren başlıyacaktır. Türk Ha Konrad Adenauer ile görüşva Yolları kış programında Ağn, mek üzere Bonn'a resmî bir Buyük Kars. Gaziantep, Urfa, Alaşehir, ziyarette bulundular. Aydın, Kütahya, Zonguldak, Kas devletlerin, UNO (Birleşmiş Mil yeni kış tarifesi Paris Bonn görüşmejeriI Y A Z A N Seyfeddin Akersin I le oldu | Zira De Gauelle son zamanlarda ortaya öyle teklifler atmıştı kı. zamanımızdan ziyade 18. Asrın mustemlekeci ve koyu milliyetçi zıhniyetı ile bağdaşabılecek olan bu tekliflerin, Batı Almanya gibi çok kuvvetli bir muhalefet partısıne sahıp bir memlekette tasvibi ımkânsız idı. Kaldı ki bugun tam bir demokrat memleket olan Batı Almanyada, hattâ sosyaüstlerin bu muhalefetı olmasa dahi, De Gaulle'ün fıkirlerinın itibar göreceği şuphelidir. Nitekim iki memleket Basvekil ve Hariciye Yekilleri arasındaki goruşmeler b j düşuncelerin ışığı altında, evvelden tahmin edildığı şekilde zaman zaman sert munakaşalarla geçmış ve hiçbir anlaşmaya varılamamıştır Şüphe sız De Gaulle'ün goruşmeler devam ederken Chambery'de yaptığı ve tercumesı derhal Adaneuer'e verılen konuşmanın da Paris Bonn muzakerelerimn bu şe kilde kapanmasında rolü olmustur. De Gaulle bu konuşmasında, atom silâhlarına sahip olmıyan bir Fransanın «buyuk Avrupa devletı» olamıyacağını, hattâ mıllî hukümranlık haklarnı da kaybederek bir «peyk devlet» haline geleceğıni soylemış ve Fransanın milli mudafaasını bizzat yapmasınm, bunun içın de bugün müstakil kalmak istiyen her milletin muhakkak sahip olmak mec buriyetinde bulunduğu atom sılâhlarını elinde bulundurmasının zaruretini belırtmıştir. De Gaulle un bilhassa, sahıp olduğu atom silâhını nerede ve ne zaman kullanacağı hususunda NATO devletlerinin değil, Fransanm karar vereceğini söylemesı, Adenauer ile Debre arasında sert tartışmalara sebep olmustur. Zira açıkça görüldüğu gibi. hakikatte Cezayir Milli Hükümetine gozdağı ver mek uzere soylenmış oian bu söz ler, NATO birliğıni kuvvetle sarsacak mahiyettedir. Nitekim bunun ilk işareti olarak, güçlükle kurulmus olan Paris Bonn dost luğu tehlıkeye gırmiştir. Adenauer ile De Gauelle bilhassa şu noktalar üzerinde anlaşamamaktadırlar: cienebılecek rolunun» elınden a hnmasını ıstemekte, buna muKa bıl NATO'nun m ^ K Fransa, İngıltere \e Birleşik Amerıka'dan teşekkul edecek bir uçlü «NATO Merkez Direktörlüğu» tarafından ıdare edılmesini ıleri sürmektedır. H Adenauer, NATO'da yapı= lacak bir reformdan bahsedıldiğı zaman «evet» demekle beraber, bir uçlu «NATO Merkez Dırektorluğu» nu tasvıp etmemektedır. Boyle bir uçlu dırektorluğun her şeyden evvel NATO idaresını muşkuller içinde bırakacağı aşıkârdır. Diğer taraftan bu haklı olarak, NATO'yu teşkil eden 15 devletın mukadderatının, üç devletın menfaatıne gore ayarlanacağı şuphesını uyandıracaktır. Hatırlarda olduğu gıbı De Gaulle, Ikıncı Dunya Harbınde işgal edılen Fransaya, ancak zaferi nüteakip Amerıkan ordusunun arkasından gırebılmıştı Bugün Fransa Cumhurreisının. Bırleşık Amerıkanın Avrupada ve NATO içerisınde nüfuzunu kırmak içın gayretler sarfetmesınin tek sebebi, Fransanın ışgalı altında bulunan Cezayırı elınden kaçırmak endışesınden doğmaktadır. Zira bılındığı gıbı Birleşik Amerıka, Fransanın Cezayirdekı tutumunu tasvip etmemektedır. Bu memlekette vapılanlar her şeyden evvel, UNO Insan Hakları Anlaşmasına bir tecavüzdur. Diğer taraftan Birleşik Amerikaya göre. Fransa bu suretle. tarafsız mılletler karşısında NATO'nun nüfuzunu kırmaktadır. Bundan başka Fransanın NATO adına teşkil ediktıiş ve Avrupada bulunması lâzım gelen ordu bırliklerini. Afrikaya geçirip Cezavirde milliyetcile'e karşı yaptığı muharebelerde kuilanması; NA Jl tamonu seferlerini tarifeden kal ' letler) toplantılarına iştirak etdırmıştır. Bılindiği gıbi bu vill mek uzere, devlet veya hükümet yetlerin bazılarında hava alanla reislerini New York'a gönderdiği bir sırada, Fransanın bu toprı topraktır. Diğer taraftan oğrendığımıze lantılara o da sadece iki gün içın göre Amerikadakı « Wichita » firHariciye Vekılını gondenp, Başmasmın yeni imal ettiği « Beech vekıl Debre'yı B. Almanya başQueen Air » uçağı bugün saat şehrine yollaması, dünya siyasi Bu durum bövle devam edip 14.30 da Yeşilkoy Hava Alanına çevrelerinin dikkat nazarını gagidecek midîr? Fabrikalarda gelerek davetlilere teşhır edile yet tabiı olarak bu ziyaret üzerandıman vermiyen ışçüeıin. tar cektir. rine çekmış bulunuyor. ladan kaçan rençperlerin karşıŞurada hatırlatmak yerinde osmda elimiz kolumuz bağlı kalıpj lur ki, De Gaulle'ün iktidara gelTekel Genel Müdürü «n e yapalım zahir biz böyleyiz»| mesini muteakıp, gerek Generadivip gececek mı'iz'' Yarım sa; enıekliye ayrıldı lın ve gerekse Adenauer'ın gayatlik vakit almı/an bu iş için Tekel Genel Muduru Ömer Re reti ile, Fransa ve Batı Almanya adamlara avuç dolntı: para ve fik Yaltkaya emeklıye ayrılmış arasında, iki memleket tarihinde rıp bu halin dc.'ar'inı teşvikte yerine emekh Kurmay Albay şımdiye kadar tesaduf edilmiyen îbrahim Doğan tayin edilmiş ve bir dostluk kurulmuştur. Bu dost i'riT edecek miyız? Kimsenin beda ı çıhmasım bununla ılgili kararname Resmi luğun gerçekleşmesinde. karşılıkh menfaatlerın oynadığı rol, şüpistemek akhmızdın seçmez. A Gazetede vavınlanmıstır. hesiz birinci plânda yer alm«kma bu kadar iş d'irn;. iş sahipSatıs barakaları satışa tadır. lerı vardımcı VOKIUS*' ndan kıvçıkarıhyor Bir tarafta, Fransanın dahilde ranırken issizlis*?n hahsetmek Belediye tarafından şehrın muh bızce pek do*"u oıın»sa gerek. telif yerlcrinde kurulmus olan ve hariçte itibarmı kıran bir Cezayir meselesi vardır. Beş seneH^tıı gonül içın arpahklara satış barnkaları yakın bir zamaidenberı bu topraklar üzerınde konan, parti gayıet 3le kendile da açık arttırma İH kiraya veriyapılan harp. Fransaya yüzbinler rine iş yaratılan kın seler tabii lecektır. İlk partide kiraya verilecek ce asker kaybı. iktisadî çöküntübundan hariç. Onla bugün haolan barakalam semtleri sunlar ler ve biribirini takip eden hükıkaten i,sız kdlmış riurumdadırdır: Karaköy, Bebek, Taksım, kumet devrilişlerinden başka bir lar. şey kazandırmamıştır. Bilâkis Ce Şişli. Eminönü. zayir gün geçtikçe kuvvetlenmiş, Yıldız Teknik Okulıı bugün manevi birlik yanında modern sıV E F AT yeni ders yılına başlıyor lâhlarla mücehhez milli bir ordu Yıldız Teknik Okulu bugün kurmuştur. Yurt dışında teşkil eGırit Hanya eşrafından Ufakya Mutasarrıfı Osman Beyin torunu. saat 10 da yapılacak törenle yeni dılen Milliyetçi Cezayir Hükumemcrhum Ahmet Muhtar Beyin ve ders yılına başlıvacaktır. ti ise bugün otuza yakın devlet Hayriye Hanımın oğlu. Nermin Bu münasebetle yapılacak tö tarafından resmen tanınmaktadır. Saraç'ın eşi. Saffet Akman. Osman rene M. B. K. üyeleri de davet Saraç ve Hediye Saraç'ların ağaBatı AlmanDiğer tarafta edilmıstır. Aynı gün okulda ayyanın da halli guç. hattâ imkânbeyleri r'ca bir sergi de açılacaktır. sız görünen bir «Berlin meselesi» Bakteriyolog Doktor Bir geııç intihara teşebbüs ile bir «Oder Neisse» meselesi MEHMET EMİN SARAÇ etti vardır. Rus işgali altıntfaki KoBesıkta«'ta Necipaii sokağında munist Doğu Almanya dahilinde 15.10.960 cumartesi günü vefat etmlştir. Cenazesi 16.10.960 pazar. o turan Dinçer Akdeiiz adında 23 kalmış bulunan Berlin ve ikinci günü ikincii namazını mütaakıp. yaslarındikı genç, aılevı geçim Dünya Harbinden sonra Polonya Zincirlikuyu mezarhffına defnedil sizhk dolayısiyl" fazla miktarda tarafından işgal edilmiş olan Omi?tir. Allalı rahmet eylesin. uvku hapı içip intiharR t°şebbus der Neisse. bu gun Batı Almanptmiştir. Akdeniz. koma hahnde yayı en fazla düşunduren ve dola tlkyardım hastahanesıne kaldı yısıyle parti programlarmda ılk I ıılmıştır. olarak ele alınan meselelertlir. Bunda süphesız paranın kıy metten duşmesinın önemli bir rolu olmustur, fakat bizde ça lısma alemınde görulen sevsekliği de bu sahada hatm sayılır bir âmıl olarak saymak gerekiyor. i TO'nun sulhcu da dünya umumi efkârına çok kötü bir misal vcıiTiFktedır. hakkın! BU GÜN Zabıtadan kaçarken kamyon j altında kaldı AKİS ÇIKTI D İ Ş T A B İ B I % T Ü R K A N K A R A Ö R Pedodontı Periodontolojı Amerıka'dan donmus. hastalarını kabule baslamıstır. TELEFON : 48 23 88 Taksım. Abdülhakhâmit Cad. No. 16. Da. 2. (Tufekçıoülu Apt. Alemdar >i Teması = bnlerinde galeta satmakta olan 13 yaşlarındaki Nüsret Katar Belediye Zabıtası memurlarnı görüp yakalanmama'.c icin kaçarken. Sultanahmet'ten Sirkeci've gitmekte o'.an Salâhattin Turan'ın idaresindeki «Manisa 50442» sayıh kamvonun sadmesine maruz kalmıstır. Ayaklaında'.i yaralanan Nüsret hastahaT?ye kaldırılmıştır. Olayla ilgili soruçturma başIpmıstır. Flektrikcilerin sikâyetleri l^tanbul Elektrıkçiler Perneği t. E. T. T. tarafından, kendi men suplanna güclük çıkardığını iddia etmektedir. Elektrikçiler. bu iddialarında insaatlara ve evlere zamanında verilmesi icap eden cereyanm verilmedıâini, kura meselesiiin hile sek*=ye uğratıldığnı ifade etmektedirler. Dernek. bu konuda ilsili makamlara muracat etmek kararını vermi^tir. İki memleketin bu mevzuularda menfaatlerınin herhangi bir suretle çatışmış olmaması; Fransa ile B. Almanyayı mazideki kinleri bir tarafa bırakarak, gerek UNO ve gerekse NATO içerisınde yekdığerinin dâvâsını desteklemek uzere biribirine yaklaştırmıştır. Hattâ bu yuzden Batı Almanya Hukumetı, Fransızların atom sahasındaki başanlarını, para ve teknik yardımı ile hakikat sahasına çıkartmakla suçlandırılarak. başta Ingiliz basını olduğu halde, dunya basınının devamlı ve şiddeth hücümlarına maruz kalmıştır. O kadar ki, nihayet Batı Almanya Mudafaa Vekâleti, bu iddiada en fazla ileri giden îngiliz gazetecısıni, meseleyı mahallinde tetkik etmek ricası ile resmen Bonn'a davet etmiştir. Fakat Bonn'da bu Vekalet içerisinde tetkiklerde bulunan ga zeteci Londraya döndüğü zaman yazdığı ilk makalesinde, bu mevzuda fikrinde hiçbir değişiklik olmadığını açıklamıştır. Işte Fransa Başvekili ile Harici ye Vekili. Batı Almanya Başşehrinde Adenauer ve diğer kabine azaları tarafından, iki memleket arasında kurulmus olan böy le bir dostluk havası içmde kar^ılandılar. Fakat Fransa Başvekilinin getirdıği meselelerin, bu görusmeleri aynı dostluk havası içerisirde tutamıyacağı evvelden tahmın edilmekte idı. Nitekim öy Ekim 17 Rebiülâhır 26 Ikındı S :3 İ X »• a 13 £ X. V. ] 6.14,11.59 15.O.İIİ7 21 18 Si) 4.33 E ]12W 6 32 9 3fi 12 00 1 j l 11 07 De Gaulle Fransanın artık tek başına Cezayirı elinde tutmak kudretınden manrum olduğunu anlamış bulunuyoı. Fılhakika 5 senedir devam ec'fn harpte. en modern silâhlarla mücehhez yarım nilvona "TK:O Fransız ordu•De Gaulle, Birleşik Amerıka su, Cezayirin milli kurtuluş orile Sovyet Rusya karşısında üçıin dusu karşısında elle tutulur bir cü bir kuvvet olmak üzere, Fran başarı gdsterememiştir. Üstelik sanın reisliği altında teşkil edimemleket bu netıcesi ge'miyon lecek bir Avrupa Bııliğı kurulharb yuzünden iktisaden sıfır masını teklif etmektedir. noktasına inmış bulunmaktadır. •Adenauer, NATO ile işbirliği Butçe ancak dost devletlerin etmiyerek «üçüncü kuvvet» duyardımları ile ayakta durabilşüncesi ile kurulacak bir «Avrumektedır. pa Birliği.nin aleyhındedir. AdeBu durum karşısında De Gaulle nauer'e göre, Avrupanın Birleşik en kısa zaAmerika ile Rusya karşısında bir Cezayir meselesim «üçüncü kuvvet» olarak birleşme manda halletmek ıstemektedır. Ebu vaad ile si, Avrupa milletleri için de aynı sasen iktidara da derecede tehlikeli olar> bir kuv gelmiitir. Fakat Fransız ordusuvet karşısında Birleşik Amerıka nun ve yabancı lejyonun muvaffakiyetsizliğinden sonra, NATO yı yalnız bırakncaktır. * De Gaulle, NATO teşkilâtı devletlerinin Cezayir meselesindesteklemeyışleri, nın bugünkü idare şeklinın de de Fransayı bir sukutu ğiştirilme=:ıni, Birleşik Amerika De Gaulle'u büyük uğratmıştır. Gerçı De nın NATO içerisindeki «Reislik ha\ale Gaulle, NATO'nun kararlarını bütün âza devletlerin ıştiraki ile ve eşit reylerle aldığını bilmektedir. Yine bilmektedir kı; NATO bir müdafaa topluluğudur ve Nüshası 25 Kuruş Cezayirin «Fransanın bir anavaBasan ve Yayan tan parçası» olduğuna diğer devCumhuriyet Matbaacılık ve letler gibi NATO devletleri de Gazetecilik Türk Anonım Şirketi Cağalojlu Halkevi Snkak No 3941 ınan.namaktadır. Fakat buna rağ men De Gaulle. dun olduğu gıbı Basıldığı ver • bugun de. Birleşık Amerikanın Tıfdruk Matbaacılık Sanayıı A Ş Basımevi ta.svıbini. dığer âza devletlerin Sahibı takip edeceğine inanmaktadır. SAYIN DOKTOR VE ECZACILARA Çoçukların bütün ateş ve ağrılarında BEBEALJİN DAMLA tavsiye ediniz (l damlada l ctgr. novaljin vardır) Nuraune için:ltt.Kemalpaşa cad. 76/A Akaaray Istanbul Tel. 22 41 07 r KEPEKTEN KURTUUMAK İÇİN CUMHURIYET = Işte Fransa Cumhurreisi bu düşünce iledir kı; Fransanın reislığı altında bir «Avrupa Birliği> Mesul Müdüı teşkil ve NATO içerisınde Bir.ııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımııııııiiiıııııııııııııııııııııı ıııııııııııııııııııııımııi//^ ŞAHİN PERESE vır takındı : Gazetemıze gonderılen evrak ve leşık Amerikanın reisliğini berCUMHURÎYET'ın edebî tefrikası: 84 « Doğru söylüyorum, Stu ^ yazılar neçredilsin ed<lmesın tade taraf etmek üzere. Fransanın da ıştiraki ile bir üçlü «NATO Mertlânlardan mesulıyet art Dayı. Haziranda nişanla ^ edilmez kez Dırektörlüğu» kurmak ıstekabul Pdılmez nıvoruz. Kız şimdi on altı ya ^ mektedir. Bunda muvaffak olçında. Gelecek yıl, çok çok = Abone ve llân *Ulerj için, îarfın duğu takdırde De Gaulle. Cezabir buçuk yıla kadar evlene = ÜBtüne «Abone» veya «llân Sprvısi» vir meselesini bir taraftan «Avceeiz. Laurie için ne masraf ~ kaydının konması lâzımdıı. rupa Bırhği» ne, diğer taraftan * ettinse hepsini o zaman bir da NATO'va malederek. bu mem BU GAZETE BASIN AHLÂK tahtada öderim, Stuart Dayı.» E leketi elinde tutacağını ümıi etStuart kendinde degildi, din = YASASINA UYMAY1 TAAHHÜT mektedir. ETMÎŞTtH Yazı ıslerınj fıılen tdare eden NÂZİME NADİ lemivordu bile. ™ Gözlerini iri iri açarak • ££ «Sahi sen bu pis kızı alacak = r «Laurie'rıın sesi için de «Bu işi annenle konuş «Ozaman it%j olur elbet!» mısıh? diye haykırdı. «Pis, pa s öliim olur ou, Stnart Dayı. muşsundur elbeU dedi. KızıDurdu. Düşündü. Anjns. saklı, rüküş bir kız o, oçlum. E Onun ne de altın gibi bir se nı şarkıcı yapmak istemez o. başı önünde, onun verecefi Ancus Cauder böyle biriyle E si var! Yazık olacak bu secevabı bekliyordu. Arasıra Anrus şöyle bir diklesti. evlensin.. akıl alacak şey de E se! Kardeşimın bu fevkalâde «Annem bu iste anlayış gözlerini biraz yukarı kaldırı î\\ dofrusu. O mendebur Al E tarafının ölmesine gönlüm ra yor, vüzünü jrörmeye çalışıgösteriyor. Jenny Lind çok manların kızı sana lâyık mı?» = zı olmuyor. Bütün dünya dinyordu. para kazanıyormuş çünkü. Angus susuyordu. Yalnız, s lemeli bu bulunmaz sesi. Dünya ona hayranmış.» En sonunda Stuart: «Ben keskin. azametli bakışlannı da ş den çok büyiik bir iş istedigi Stuarfın yüzunden ayırmıyor E Stuart önce bir şey söjleAngus hnıada durdu. Sonııin farkınd:. mısın. Angus?» du. medi. ra, daha sakin bir sesle de= vam etii. Sonra; «Peki» dedi, «Lau diye sordu. Öteki sesini *aha da yük 3 Angus başını kaldırıp onun «Bliyor«un, Stuart Dayı, rie şarkı dersi almaya razı oseltti. = lursa N"ewYork'a gitmesi lâ eözlerinin içine baktı. Şimdi Laurie seni öteden beri çok , Neerde kaldı senin şere E yüzü düzelmiş, bakışlarına sever, sayar. Evde senin lâ zım gelecek. Çok masraflı bir fin? Nerede kaldı senin sere = bir güven selmişti. kırdını çok etmez... bu da, iştir bu. Annen bu masrafa fin. vakarın? Bu kızın parasın = annemin yüzunden, Yalnız. razı olur mu?» «Hepsini sonradan ben dan bagka nesi var ki?? Ne gü = seni çok sevtr, hayandır saAngus büsbütün kızardı. A ödeyecegim. Stuart Dayı. zellik, ne zarafet, ne mezi ş ııa. Onun için, kızcagıza sö sıl bahsetmdk istediği noktaHem de çok yakında. Schnit yet.. hiçbir şey! Sepicilerin kı = zünü geçirirsin sen. Kendisinya gelmişti. zel'lerin kınnı alıyorum çün TI! Aman yarabbi! Bir şeyden E den bir şey isteyecek olursan «Annem. param yok, di kü... Kız on yedi yaşına babir şeyi olsaydı. hadi gene E eminim ki hatınn için yapar.» yor ama, var. Bu masrafı pek sınca evlenecesiz... yani, önü nevse. anasınınbabasınm kim âlâ verebilir. Talnız. vermi müzdeki yıl. Babası razı olStuart bunları dinlerken oldufuna bakılmazdı ama, = gözlerini Angjs'un yüzunden yecek elbet. Bunun için de, du., bunda o da yok. Bana bak, = bir bahane bulup, Laurie'yi ayırmıyordu. Ançus bunları birbiri peşiAneus.» E NewTork'a falan gönderme sıra söylemişti. Bitirince göıSonunda. alçak sesle: «BenOğlanı omuzupdan yakala den istediğin nedir, Angus?» meye bakacak. Annemi razı lerini gene önüne e|di. etmenin bir tek yolu var, diye sordu. Stnart, şaşıra kalmış, arka yarak hızla sarstı: « Angus, bana bak! Yalan = Ançus'un eörleri canlandı, Stuart Dayı: Masrafı sen üze sına yaslanmış, ağzı açık, çorine alırsan sesini çıkarmaz.» söyledin, dei|l mi? Söyle, ya = yanakları al al oldu. cuğa, öyle bakıyordu. Yüzü lan. deSil mi? tnanamıyorum = Stuart, Angus'un bunları sapsarı kesilmişti. «Ona şarkı derslerine dekabul edemiyorum... Ne de ol = « Neler söyliiyorsun!; diu m etmesini söyliyeceksiniz. söjleyebilmiş olmasıııa şaşDediğim gibi, senin hatınnı mıştı ama, Janie'ye karşı o ye haykırdı. «Ne saçmalar yu sa, hısımımsm sen benim, böy ş le bir kız almana içim razı = lan hıııcı üstün geldi, şaşkııımurtluyorsnn!» kırnıaz.» lığını unuttu. ?t acı güldügene mafrur hir ta olmnyor'.» Stuart'ın bakısları değişti. (Arkası var Ş Thdcn CodoLdl'den, Ceumı bahdefc (jöltekin ^ BOL MİKTARDA PİYASAYATVERltMİŞTlR J BAY OSCAR PROF. NİMBÜS'ün MACERALAR1