25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DÖBT CUMHUKİYET'in Tefrikaw: s CÜMHUBİYBT .lllllllllilllllllllllİtllllllllllllllllIlllllllllllllllIlllllllllllllllllllllllllllllllllllIIIIIllltllllIllIIllllllllliltlllllllIllIIIIIIMIIIIIIIirilllllIIlllllMlllliltİilllIIIllII, CUMBUIUYKT> ın z « b ı t * romanı I Ocak 1960 a ILK İP UCU vc civarda bir hayli itiban olan bir hekimdi. tgii evin holüne girdıği zarnan: «Gomen kudasaı (Japoncada «affedersiniz» anlamına geliyor)» dedi, «sızi muhim bir ış için rahatsız edivorurnt Japon geleneklerıne pek bağlı olan Doktor, tgii nın hareketlerıne hayret etmışti Zıra tgii ne avakkabılarını çıkarmış, ne de Japonlar arasında nezaket kaidesı olarak muhafaza dilen kartv»i?it vermnk t»sebbü«ünde bulunmuştu. îgii odaya girip oturdu. Dnktor kendısıne çay ık ram etmek istedi, fakat polis müfettişi bir el hareketiyle bunu reddetti Sonra derhal konuva girebilmek için cüzdanındaki kartviziti çıkarıp doktora uzattı: «Bu kartı tanıvor musunuz?» «Tabi! Bu kartvizit bana ait Olup bitenden bir şey anlamıvormuş gibi tgii'nin yürüne bakıyordu. Igii'nin cevap beklediğini görünce ciddî bir tavırla ilâve etti: «Bundan altı ay kadar onee bunlardan yiiz tane yaptırmıştım.» Sonra verirHen kalkarak biraz ötedekı ara'aav yaklaştı ve orada duran ufak Uke bir kutunun içindeki kartlan savmıya başladı. Saymayı bitirince başını kaldırdı ve: «Tarn S4 tane kalmiî» dedi, «di»erlerini kullandım». îgil, gsyet kestirme sözlerle ziyaret «ebebini doktora kısgoa anlattı. Bunu yaparken de doktorun takınacajı tavrı eavet dikkatle takip ediyordu Fakat Dr. Mat«ui' nin hiraz ifadesiz bir çehresi vardı. Ipii âni olarak sordu: «26 ocak günü ögleden sonra neredeydini??» Bu çok kritik bir sualdl. Doktorun verecefi cevaha göre tgii bir kanaat edinecekti. Dr. Matsui buna derhal cevap vermedi Bir muddpt dü'ündii ve sonra ağır aSır: «Bır hastavı ziyarete gitmiştim Dunımu çok ümitsizdi Nitekım o gece öldügünü sonradan haber aldım Çok şiddct'i bir zatürrievdi » tgii her «eve kolav kolav inanmazdı Ciddî bir tavırla cevap verdi: «Bu ifadenizin gerceffe uvup uvmsdıŞını ta^kık edece*iz • Ve ayaja kalkarak doktorun evinden ayrıldı V Vatandasııı Yazan: Burhan FELEK HEI Yazan. f W CRA*TS Nasfp abla!... Yanlış yabn! Bu bnraya . Kinıe anlatırsın! Rahmi İlk sopayı yedi . Vay anam! diyerek kaçarken peşinden. Kaçargın va kahbenin evlâdı. Dive bir kadin ta» sttı. Ahmet üstüne gelen iki kadın dan birini tuttu. ötekine siper etti. Lâkin arkadan bir başka sı kafasına bir kova geçirdi Bn da isine yaradı. Hemen ye re çöktü.. kafasına gelen dar beleri bnnnnla tesirsiz bıraktı M f 7 " i MI hic dav3k yemeden ba^tı eittl. Peşinden vetisemediler. Cflnka coenk ivi kosnvor dn. Taşaron Nuri: Pirakın hizum vakamızı.. dive baîırıvor.. fakat şnrasına burasına vıınıruk, sopa ypmekten kurtulamıvordu. En çok da^ak viven soför oldu; ama nihnvpt derdini anlattı. Nasîn abla! Nasip abla! Vallahi de biziz, billâhi de... O sırada sesi kısık. bas örtüsünü kıılaklarının arkasına atmıs.. eünde sigara, parmakla rında altın i « ; k l e r . hileğinde hücT" '°r <r<î^iprj sfirmeli elli nln üsti'ndp bir kadın: Kimmis o hanım evlâdı.. bakayım beni ça*ıran? diye soföre yaklaştı.. tam da arabanın farlarının önüne gelmişlerdi. Aaa! Sen miydin be Nail? Ne Dn şamıtanız? Iraan Nasip abla! Müsteri îetirdim.. re^il o'dum. Seninkilpr bizi pit^kladılar. Kadın bajırdı Ki7İır. Alın bevlpriml iceri Hadin hakalım Bir cünbüs! Ravga mavna oldn. Bizimkilerin kolura girip içeri soktnlar. Yalnız Vatandaş Ahmet efendi kafi«ına eecirdtkleri kovanın vüzü suvn hürmetine faz la sarsılmamısiı. Rahmi: Aman abla! Oramı tntma' Çok sızlıvor.. nlan bangi namnssu7.. vav vav vay vay . Tasaron Nurinin snratı kanamıstı. Avaiının üstüne basamıyordu. İçeri girdüer.. Rahmi: Aman, beni şöyle biraz yatırın! dedi.. Nuri de . Bizi hir hamnma götürnn! Baska türlü tem>7'pnemcvuz. Ahmet etrafa h.'tı. Ali vok, Ali! Dedi E\ sahipleri sordu Ali kim? Bir arkad.ts vardı da .. O sır.^da dı^arıdan bir ses: Ahmet aeabev! vendik mi venüdik mi? Karakola gideyim mi? Dive bağırdı. H ı v ! Ali eeldi. Alın iceri! dedi. Pencereden de. Ali sel iceri! Dedi. Ali de sirdi. Az nefeslendiler. Nasip: Pişirin hirer kahve bevlerimp! dedi. K^h\cler gelirken d'.: Esrefinkiler «elemediler.. '•mı orıiarın hakkmı siz vediniz! Kısmet! diverek güldü.. ve Esref takımının, rakip bir Çingene kolu olduâunu anlattı.. sa baba kadar kaldılar.. davak ved'ler ama ivi ejîrndiler.. üstelik ne soför para aldı. ne \asibinkiler öteki meseleyi de ben laded dışı görüyorum. Hani |U, ikl erkekle iki kadının elbirüği «tmis olmaları faraziyesini. Bu adamlan n böyle bir şey yapabileceklerine ben ıhtimal verme. Belki bu mütalâamı saçma bulursunuz, efendim. Kesin bir sev diyemem. Ama benim ıntibaım da o. Hele 6 iki kadın bana samımi ve gayet dürust gibi görünuyorlar Tuturnları gayet ncrmal. Vicdanlan bir cina yetle kirlenmiş olsaydı ne bu durumda gozükebilirl<»rdi, ne de bu kadar rahat konuşabilirlerdi. Kasabada herkes onları övüyor, zaten Sahiden bir muamma karsısındavız Şimdi ne yapacağız? French gülmiye basladı. tşin püf noktası bu. Rolo ıçini çekti: Beni uzaklaştırmasalardı, ne yapacağımı hen biliyordum. Evvelâ, Wedgevvood yahut Little bir mayin yapahilirler miydi, gece vakti de iîkeleye kadar gidebilirler miydi. onu bir araştıracaktım. Bu iskeleye gidis arka arkaya bir kaç gece olmuş olmalı, çünkü eminim. bu tertibat bir gecede ahnamamıstır GÛHUNMEYEN Çevlren: HATİCK VU.DAN «Biliyorum, biliyorum» dedi, «takat lüphelilerin çevre«i btr hay 11 jeniş. Hekimler, eczacılar, kimyagerler Hâdıenin mahiyeti böy !• bır cınayetın ışlenmesi içın kimya bılgısıne sahip «Imak gerektiğıni ortava koyuyor. Kaatil daha çabuK netıce almak ıçin meselâ asıt hıarosiyanık kullanabılırdi. Fakat bu noaddenin keskin bir kokusu olduğunu ve derhal zehir olduğunun anlaşılacağını gayet iyi bildığı ıçın onun yerıne siyanür dö potas kui'anmayı tercih etmıstir. Bu sağlam bir kimya bilgiain« ihnyaç gosteren bir harekettir. Kaldı kı bu suretle kaatil bir rizikoya da gırmeyı goze almıs buluauyor.. Zira liyanür dö potas tuda tesirım kayberien bir maddedlr. Eğer memurlar derhal «u içebilmis olsalardı kaatılin teşebbülü akim kalacaktı. 1? bu kadarla da bıtmıyor Anlaşıldığına groe memurlardan bazılarının mıde yapısı dığerlerınden değısik. Kurtulaa dort memurun mide usaresi gayet azdır Bunun netıcesinde siyanür do potas gayet aı mide u»aresiyle bırleşmce pek cüzi miktarda bir asıt hıdrosiyanik hâsıl •tmis ve bu onlan öldürmiyt yetmemistir. Netıce tam aksine de tecelli edebıhrdi. Bu takdirde memurların hepsi ölebilir v« bix de h u o l a y hakkında en ufak bir şey ftfrenemezdık » V Ifli biraz müstehıi bir tavırla •tnrap verdi: «Tabıi tabii. Şu halde biıim Içtn memleketteki bütün doktor, eezacı ve kımyagerleri tevkif etmekten baçka bir çare kalmıyor demektır.» Komıser bu müstehri söze biraz •lnirlenmışti. Tam bir sey söyliyeeekti ki kapı çahndı ve içeri giren üniformah polis bir mesaj getirdi: «Biraz önce bu telefon mesaJını aldık komıserim». Komıspr heyecanla mesajı aldı ve yüksek »ejle okumıya basladı: «Haga«awa Kenzan isimli bir banka direutorü, altı ay önce aynen Teikoku bankasında kullanılan bır metodla kendi bankasının da karşılaşmıs olduğunu bildiriyor. Kenzan'ın büdirdiğne göre meçhul şanıs bir ilâç getirmiş, fakat dırektor durumdan biraz süphelenır gıbı olunca belli etmeden oradan sıvışmıj. Yalnız Kenzan'a bir kart bırakmı?. Kartın üzerinde Doktornn eavhnhet Iddiası Dr. Shıgeru Matsuı ismi yazıhyeürütülmiivor onıs.» Komisp' kâğıdı masajının teü merke?e gid^r g'.tmez polisüzerıne bıraktı. îgıi heyecanla alerden birini Doktor Ma f ^ui'nin yağa fırladr idiasının dogruluŞı^u ara^tırmak «Çok rnuhim bir ipucu bu Kartviziti derhal temin etmeliyiz.» la vazifelendirdı. Polie urur rruddet sonra kotu haberlerle dnndü. IV Doktorıın iddia1!! eavet s»51am ve Dr. Matsuı'yl livaret do*ru idi. G»rçekten hSdi«.e günü •tgii bir hayh yorgundu. Dr. MatoS'.eden sonra bir ha^tanm mııavesrfi'yı zıyareı edebıimek için butun nesindevdi. tgii böviece ilk maSgününü volda geçirmişti. Uzun alı'ibiveti tattı. Haval kırıkh?ına ramalardan sonra nihayet doktouSramış olmakla beraber azmiri run evırı "m'abümişti Bu eski kayhetmemi«ti. Miidiıriveti terketJapon geleneklerıne gore tahta ve i ti ve a£ır adımlarla Tokyo «nkakmukavvadan inşa edilmis küçük, ' larında gave=iz rtolaîmıya başlafakat temı? Mr evdi Kapıyı dokdı. Kafa"!i başka şevlerle meşgultor bızzat açtı Dr. Matsui sevilen dıi. Oectijı vprlerdeki harap binalara. bir çoplük haline gelmi? olan yıkmtılara, şehrin en ziyade hasara uiSramış olan bu bölgeMnde dolaşan fakir insanlara bakıyor, Japonyanın sekiz • on yıl önceki mesut ha'ini düşünüyordu. Sağından solundan kalabalık akıp ISTANBUL gidıvordu Biraz ötede karçılaçan T.27 Açılış ve program 8.00 Haber ikı adam eski Japon Sdetlerine go lar 8 15 Saz eserleri 8,30 Müzlkll re saygıyla eîilio birbirlerine kart pazar vbahı gezmtisl ».00 Türk rau VT7İÎ vpriynr 1 prdi «Hdsl dlnlevicl itfefcleri 9 30 Büyük Virtüozlar »Jul'an Von Karolyil Bir harabe haline gelmış olan 9,50 Tat 1 =ohbetl 10 00 Hafif Batı Japonya'ris vaşamavı mumkün kıınüıifci ff.''e'îcl (stekleri 10 30 Ço. IHII tek şev hâll geleneklere bageuk °»atı 11 00 Konservaruvar kon h, saygılı insanlann bulunıışuydu •erlniT r^klei vavıaı 1S.00 Haberler Ppîkı müthiş cinavetleri gizliyen 13 15 CUr kuarteti 13 30 Şarkılar de bu nezaket perde*ivdi tnsanla(Mefhret Y!>ırıtn> 14.00 Mıll! Us rın birbirine kartvizit vermesinin maçmın ravien yayım 15.45 Kanart hafif rnnzik 16 30 Saı*ı!ar stbebı. bırbırlerınin isimlerini doğ M.4S O>IJTÎ hiva'arı 17 00 Tanınmış ıu olarak öŞrenmelerinl teminden taarrü7i*l ıE. Grle«. J. Brahrn». ıbarettı Zıra Japon isimleri baM. Pagarıinit 17 15 SarkıUr (Periban zan çok kanşık olurdu. tgii bu KlavUT . \>virı Karmdaf) 17 45 S« kart verme sahnelerinl beiki bir. vtoç Tevi ve Arkadasları 1S.0O Şar ı!efj ^se'TetTiış. fakat bunun gerkllar fMustsfa Çağlar) 18 S0 Müzlk çek onemini düşünmpk zahmetine 19 00 Hahr'er 19 15 N'hat E'en eınsmemi'H Fakat içte »u anda glndep «ak^of^n soloları 19 30 $ar. bu hareketi inceden lnceye düsükllar (Mual'S "'ika^der) î<">0 K:b nu\ oriu. Muhskak geçen altı av rıs "«aaü 20 15 Radvo Gazetesi zqrf;nda Dr. Matsui'nin kartvizit 26 SS SarVı'ar lAl'ct'dfn Y?va«al 21 90 Snrvr «a;i 21 30 Sarkı'.ar CRs verdijH (îfi kişiden biri kaatilin ta dlfe Frte>ı 2' 55 Haberler 22 0(1 kendi«i olmalıvdı. Yapılacak yeMiizlk 22 30 »f u'tk minyatürü gâne mü?bet ŞPV, bu 66 ki«iyi araş23.00 Kaber'er 23 15 Tatü bitiyor (Ha. tırmaVtı. fif melodüerı 24 00 Program ve kaVI panış. atanda* Ahrael Efendi oldum olası geoe hayatından hoalanmaıdı. Za ten boşlansa da nereye ^idecek, değil mi ya? Akşaro vemejinden sonra yarım taat kahveye gider, Kabveci Recebin Meyzin Ali ile yârenliklerini dinler, Eczacı beyin Kap tanla tavla oynayışını seyreder 'ialkar eve gelirdi. Ama ba tefer 6yle olmadı; Vhmet Efendivi rahat bırakmalılar. Ağabey! Tılbaşı yapıetfiı. dediler. Vatandaş Ahmet Efendi besâbî adamdı. Bir yılbaçı bngfln neye mal olur, bilmese de tahmin ederdi. Hiç bana bakma! dedi. ( t ' s telik aklına şeldi) Mübarek kandil gecesi vılbaşı ne raene? Rahmı atıldı. Geç onn ağabey.. Biı scrdnk. lmam efendi, vatsıdan son ra çezebilirsiniz, dedi. Zaten gazoz içeceiiz.. kaba leblebi y|vecaîız.. üst tarafi hani bakalım şn vılbası nasıl olnyor yahn? Taha! Yılbaşı nasıl olnr.. çelin ba?ı deftii < • bu! Tılbaşı.. • saati gclir.. yılhaşı olnr. ASabev be! M>zıklanma Al lahaskına. Bizi Tasaron Nnri çStürecek.. sen olmazsan ben çitmem! Gitmezsen bana ne? Ovun bozanlık etme aSabey! Paraları Tasaron verecek! Eğlenlriz be!... Ahmet snstn . Susunca Rahmi Gmitlendl A*abe\ î Tarın akşam nerede toplanalım? Ne bilevim ben! n t Rebml! Saat onda da bnray» ol... Saat onda teplandılar. Kahvedekiler de merakta idiler. Rahmi tahin rengi çizgili hir gömlek givmis. bir kırmızı bovnnhajı, baîlamıştı. Ahmet Iâcivert bir kostüm eiymij. kurjnni bir kravat batlamıstı. Hü l&sa herke» kıhfmı çekmif çevlrmlstl. Rahmi ilk sözü açtı. Nnri aînbev! Gene *en biIlrsin va! Cok masraflı yerlere gitmİTelim. Bn Rahminin knrnazlıfı Idi Pırak «en onn bana!!.. Nene cerek? Peki aÇabev! Kızma! Hani ben senin icin «öylüvordum. Sen cendune bak! Havdi Ahmet Bev Davranalım mı? O'ur.. havdi Allahaısmarladık Recep! Güle ÇÜIP Ahmet Bev! Ivi vıl seneleri k'ntlanm! Rahmi bizim icin bak! E mi? O'.ur. Recep.. hiç merak etme! Çıktılar Sn t?raftan mı? Bn taraftan mı? I.âfivle hiraı ovalanıNktan sonra Nnrl* Celun pinelnm blr taksiye.. dedi. Aksaravda taksi bekledüer.. srelen gecivor.. gelen geçivor.. Rahmi sesieniyor. Taksiii!.. Taksi be!.. Vlan bunlara da ne olmns bövle? Nihajet bir taksiyi dnrdnrdular Şoför bizimkilere baktı .. Nere>e «ideceksinlz? Karşna? .. Üsküdara mı? Rahmi levzek ya! Tok Toptaşına! .. Alay mı ediyorsun? ŞofSr de bıçkin: Alay etmedim y»! Eder»em r.e olnr vani? Rahmı direndi. Alav mı ediyor^un? Sen onu sövle bir kere de sonra konıısuruz. E. alav ettim.. ne olacak? Rahmi takiiye dofrn ilerlerken. adam kapıvı açtı, dışan fırladı ve Rahmiye doŞrn yürüdü. Tasaron Nııri de yürü dü.. Ahmet kenarda dnrdn. Ali de vanında Şoför, Rahmtnin çenesinl tutnp sarstıktan sonra.. göîsünden itti. Hadi git belânı arama! R^.hmi gözii pek çocnktn ama çelim^izdi. Sendelerken Clan cenden gelecek belS, kamvonlan gelsin, ne olacak; dive aaldınrken Nnr) şoförden blr tokat yedl.. ve Ahmede dönerek Nt hakayisun! Ha bn berlf bizi öldürsün divemn? Ahmet soknldn.. şoföre: Git, isine, git! .. Istersem giderim. istemezsem gitmem . Ahmet saî taraftan yere tükiirdü.. ötekilere Dönün gidelim, yahn! Eğlenmiye mi gidecegiz, karakola mı? Şoför arkasını dönüp giden Ahmedin sol kolnndan tutup çekerken Ahmet birdenMre dönfip «ait elivle bir tokat.. adam olduğu yerde varım çark etti.. elini snratın3 götürdü.. Ahmet fiç dört adım ılerlemisti H!c biri lâf etmeden ayrı!dılar« şoför arabaya bindi.. yol verdi. Ve hareket ederken. l'lan topunuzun yılbaşına.. diye bir şeyler söyledi ama çabuk eittiŞi için bizimkiler alt tarafı is'temediler. Rahmi.' Küfür etti çaliba Ahmet ağabey! Yok dna edecekti.. nlan ?ittin herife çattın.. basımız belâya çirivordu . Vallahi Ahmet ağabey! Sen bırakmadın voksa.. ben onn avağımın altına alır Bırak yılbası gecesi.. yarın yaparsın! Havdi yürüyelim. Bir hayli yüriidüler. Ali: Yorulduk bevahu! ¥a\an mı gidece*iz Nurı de Yürü birazçuk daa! Köp rü ba>ından bineriz. Derken vanından geçen bir otomobilin çıkardı^ı zitosla Meyzin Ali bastan aşaÇı çamnra bnlandı. Hav Allah kahretsin. Llan sn hâle hak be! Ne oldu çimdı? Begendin mi Nuri Bey? Bana ne soylisun? Goygoycnlar gibi yay» yflrötüvorsun kardeşira. Ben simdi naaapıyım.. Rahmi Kamstleyl yıkarız. Aldırma! Dedi.. oracıkta bir kahveye girdiler. Ahmet eebinden renkli büyük bir mendil çıkardı. Alinin basına kadar çıkmış oian, çamurları sildi'er. Orada on d.ıkika kadar kaldılar. Tekrar çıktılar.. cıkar çıkmaz. Ah met: Nuri, gayn yeter.. daha bir adım gitmem Kızına eözünü seveyum^ ha şnna pinelum. Diye bir taksiye seslendi. Araba dnrdn. Bin diİPr. Nnri de: Bana bak arkadaş. Biz yılbası gecesine gidecoğoz. Sen soförsün. Rılirsin bn dalavereleri. Cotur bizi evi bir jere ki eğlenelum. Anladın mı? Sana yirmi kâîıt vereco£nm. Hav bereket! Sen bana bırak aŞabev! dedi. Bastı gaza.. gidiyor.. !\îc\itvokusunun basın dan çark etti. Tersvüzü döndil.. içeridekiler biraz sasaladılar Nereye yahn? diyecek oldalar. Sen bana bırak dedik ya! diverek bızlandı. ŞofSr seslendi Nasıp »blaî Nasip abla! tçeride cünbiis son haddini bnlmnştu. Zunıa, çifte nâra sesinden dısarıdaki bagirtıyı işitmek mfimkün değildi. Şoför bir daha leslendi.. yine cevap alamavınca.. yerden hir küçük tas aldı.. pencereye fırİT*tı. Fakat galihs hçlıca olmuş ki; cam sançır sangır kınlmca; bir vavevlâdır koptu Basıldık.. Esrefinkiler çeldl. Vav n ojulları. A be cocuklar gösterin kendinizi... Şoför bu sırada Yanancı deîM.. Nasip ah la! Biz geldik. Kazalan kınldı cam. Diyecek oldu ama kinıe anlatırsın.. evden karılı erkekli bir giiruhfur çıktı.. kiminin elinie masa. kıminde sopa, kiminde halı vuracağı, kiminde terlik . Bizimkilerin etrafını aldılar.. soför hilâ Aman Ahmet Afnbey! Sen de ne akslsin be!.. Hn yılbaşı vahu! tnsan nîur tntar be!... Kırk vılda hlr yılbası gSrecatım. Ona da .. Anladık yahn! Tann Hay vaşavasm! Ver elinl Spevim ağabev .. Ahmet sululuktan pek ho»lanmazdı. Onnn içn Rahmiye yüz vermedi. Erte^i t;ün akşam OstB tiler. Rahmi, Tasaron Nnrl. Ah met, Mevzln A», Halcl tdris saat onda kahvede bulnsacaklardı. ^aat ondan evvel Mevlid vardı. Mübarek kandili vap tıktan sonra vılbssına tıkacaklardı. Zaten Rahml sövlrdi Ahmet aeabev, taten hep eazoz lcf"afıı çaiiha! Tasaronda para verecek göz rBremiyorum. tceriiiiı . Aman aSabev' Tılbaşında da gaîoz icilir mi? Ta ne içiür? Koktil İcilir a«abev! Nedir o? Rakı mı? Gazetelerde oknmadın mı aSahev! Kihar adamlar içivor. Ahmet aldırmadı.. Rahminin •»acmasanan sözlerine cevap ver mezdi. Tasaron Nnri onlara Bsna p a t ı n ! Ovle hırpsnl ceyinmevin! Her ce^un nsmusi var. Dive de Ihtarda bnlnndn. Rahmi sordn: Frenksömlefi falan defil mi Nnri Bev? Ha! Oyle.. kravatinf nnnt nüyor. Bir ftletin ıçinde hareketli bir parçayı isletmiye mahsuı türlü türlü küçük elektrikli tertibat vardır. Umumiyetle, böyle bir par çayı açmak ve kapamak içın elektrikli milhsatıs kullamlır. Bundan müspet bir şey çıkaracağız galiba. French memnundu. Mühendis, kendisine, bu mekanizmayı bir misalle de anlatmıstı. Ertesi sabah, Freneh, dosyada Savory'ye ait olan kısımları bir kere daha gözden geçirdi, onun hakkmda, Cundy çavuşun malumatına müracaat etti. Sonra Savory'nin evıne gitti. Kartını yolla. dı, Savory kendisini derhal kabul etti. Daha sokak kapısım örtmeden, aksi aksi sordu: Niçin beni görmiye geldiniı? Çünkü sizinle bir kere daha konuşmak istiyorum. Dünkünden daha açıkça. French. bir yandan konuşurken bir yandan da, ev sahibinde, bilinen bazı âlâmetlere dıkkat etmekten kendini alamadı Savory kuşkulu idi. bu kuşkusunu da gizlemi ye çalışıyordu Bovle bir adamm bu türlü end.se alâmetleri gostermeşi, müfettişi şüpheve dusurmek ten geri kalmadı. French. SavoryFrench bu fikri verinde buldu. nin suçlu olması ihtimalini RolloAma kendisi de ayni ?eyi düşün ya kendısPsoylemis oldugunu hamuş, cep dpfterine «ihtimaller» tırladı Fakat burvun tmkânsız oldukaydı altında geçirmişti. Bunu gu ispat edilmis bulunduğunu da Roüo'ya sövlemive lüzum görme hatırladı di. Savory: Bu iki adamı suçsuz sanıyo Ne tahmlnleriniı var? diye ruz, dedi; eğer zannımız doğru ise. sordu. îhtiyar Radlett'den kurtul bu tecrube bize hiç bir ?ey ög mak istiyen bır kımse akhnıza gelretecek değil. di mi? tste bütün mesele burada. Tah Haklısmız, ama o tarihte sizın de benimle avni fikirde oldu minlere göre, hiç kimsenin böyle îunuzu bilmiyordum. Sonra. Rad bir niyeti yokmus. Savory kıpkırmızı kesildi. lette'in mazisini eşelemek niyetin Ne demek istiyomunuz? Bedeydim Bu teçebbüsten fazla bir ümidim yoktu ama ne de olsa ge nimle alay etmive geldinizse, vız r.e bir şev bulmak ihtimali vardı. gelirsiniz Bir polis mufettisinln de Güzel fıkir. Mpsele yakın bir Allah kadar kuvveti yok ya! Affedersiniz, efendira, sizinle tarihte aydınlanmazsa belki de bu araştırmaları kendim yapanm. litife etmiye hiç niyetim yok. Tah Rolo, mufettışin fikrini çelip a min ediyoruz ki kaatil hedefme uraştırmaları başka mecraya döken lasamamış, Mr Radlette yanhçlıkla ' oldürülmü=tür. Kaatilin maksadı fikri o zaman ortaya attı. Mesele evcyçe müşkül, dedi. • başka birisini Sldurmekmis. Savory, muhatabına dikkatle E*er Radlett'ın verine, Savory 61seydi, daha akla yakın olacaktı. baktı Kimi, meselâ? Kaiaba halkının vansı ona diş bi Bizzat sizl, efendim. ler Beni mi? Frenoh, viizüne bir kova dolusu (ArkMt buz gibi soğuk su serpilmis gibi. ye rinden farladı. Aklma birdenbire bir şev saplanmıştı. Acaba cinayetin izahı bu noktada mıydı' Savory için kurulan tuzaga, acaba, ıksi bir te;adüfle. Radlette mi yakalanmıştı' French, bu yeni nazariyeyi gitSide artan bır hevecania inceliyor du Derin bir nefes aldı Bu fikir. karanlık bir mahzende bir güneş ı^ığı gibi parlamı«tı. Eğer bu fara7ive rîo^ru çıkarsp., muamma ^Qgt 7Ülebilerekti Rolo'nun mütalâasına ve Vanson'un notlanna bakıIITSV, Savory'nin ö'umil pek ç'oK kim'îevi sevindıren bir hadi^e olacrktı Cinavetin <;ebe^t meselesl halledi'miş bulunuyordu Ama bu mumkün müyriü? French b ; r kore daha Rutberfcırd'a damsrnp a karar verdi IX French hemen o akşam, Rutherford'un evine telefon etti Müherd's. onun sorduğu suali işitinoe çulmive başladı. Sualleriniz oldukça acaip. azizim. dedi Bir kara mavininin ici ne yerleştirilmis elektrik tertibatı bir elektrik dügme«ivle işler mi? B n i u ömrümde hiç i>=itmedim. Freirh: Ama böyle bir şev mumkün murlür'' dpdi Dıının bakalım. blraz sabredin tn<;ai. bövle bilmecelerle birdenbire karşılaşınca ne kadar şaşırır bilemezsiniz. Size cevap verebilmem icin bir lâhza düşünmive ihtivacım var. Frpnch <?ülerek özür diledi. t^tedieiniz kadar düşünün. i valni7 pe*iceyi bana mümk'in mertebe erken bildirin. Peki. ama ilk bakısta. bu sorduğunuz şev mumkün gibi görü Tstanbul Belediyesi SEHtR TtYATROLARl DRAM KISMI HAMLET Saat »1 dp Yatan: Shake«p*are rtlrkçpsi: ürhsn Burtan Pazartesl aksamlan temsll yoktuT Pasar (On)*ıl İS 30 d« matlaa Telefon: 44 11 IT Saat M d« YlCNt TtYATRO'd* T a k t t r i T t l H Yaıam: Ç««n Ait*» . Salı aksamlan temsil yoktu». Pazar (Unleri 15 30 da matioa Telefon: 44 04 0» ••rt « de RÂDYO T u u : Narr.ık Kemal Sahneye koyan: H. Nuri Oüntekia Temall gOnlerl: Perşembe, cama, cumartesi pazar P u a r ırflnlerl 19 S0 d* mvttaa Teleion: H Tt 3T Saat n de fLâle Slneman) Carsamba ı k j n n l ı n temsfl yoktur Eer Qç tlyatrod» pazar gOnlezi «aat 15 S0 da ma'inf Yazan: Jack Poppl*we11 Törkçesi' Oenco Erkal Çaraçmha akîamlan temsll yok+ur, Pazar günlerl 15 3" da matlne Telefon 44 38 M ' Saat Jl de Istanbul BöHimflnd» AKtF BEY LALE TtYATROStTN^A I1IIIIIIIIII IHIIIIIIIIIIIUII III IMIIIIIIIIİMIIIIIIIIIIIIIIMIMIIIIÜÜIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIII M E L E K L E R IMilllliliillülllliüMIIIİ lllllllllT K O R U Y U C U . SATOMUN KlRALİCEST 28 YARAMAZ ÇOCUK ÇABUK OLUN ELIM KOPACAK NER. D£Y5£ KADIKÖT BOI.ÜMÜNDI MUTPAuA,\ E NEFEİE*) CABUK BULMACA 1 2 3 4 I S 6 T 8 I Yazan Loulf Verneufl TOrkçesl: Bedla Akkoyunla er^embe frBnlerl temell yokrrar. Pazar tfünleri 15 30 da matlne Telefon: 36 M 82 Küçük Sahne Devlet tşleri BAVKA DtREKTÖRf ÎKÎNCt HEFA tFADE VERtTOR TEŞEKKÜR Evimizin büyüğu olan kardeşimiz. arncamız Hovannes Varjabetyan'm (Kapai'caırı kuyumculanndsn) cenaze m f r a s ı n n e iştirak eden. bızzat t.~igrâf ve telefonla eviTTtZi ziv.iret eden. çeienk yollavıp. h,A i sever cemıyetlenne tfberrulsrda bulunup, acımızı paylaşan rr»uhter=m dost akraba ve h»rr,serilerimize minnet v» çükr'>i!annıızı arzederız Aüpı Dul Bayan Nıvart Varjâbfty^n. Çocuklan' KaP T ve Alıs, Kızkardeşi Bavar Manıı c ?k Varjabetyan. Kardeşj Bav ve Bayan Bofos V'nriaı^ f j.n <rc evlâtlsn EnLstvsı Bay ve Bayan Harr r^rp»!ı'n Avedvar. ve evîâîîarı Gece bastırmıştı. Tokyo'nun mağaza ve lokallerinın bulundufiu ceniş Ginza caddesi, reklâm ış;klarivle pırıl pırıl parhvordu Îgii uzun müddet gavesiz dolaştıktan Einra buraya gelmışti. Bu b de Tokvo'nun sefalet ve fakirliSi pek husedilmivordu. tgii agır ağır carideden aşagı indi. Bir yan sokaea japtı Burada tablo birdenbire değisivordu. Hemen bütün evler yanrnış, bunların yerire gelışi güzel bsrakalar inş? edilmi^ti. G»cenin bu saatinde sokaklarda pek insan kalmamıştı Tek tük ra=tladı£ı adamlar acele adımlar!a yanından geçip gidiyorlardı. Herkes sefalet içerısinde'di. Namu^lu insanlar pırmakla gösterilecek kadar ?zdı Zaruretler bu insanlan doğru yoldan ayırmıştı. (Arkasi var) SÜLDAN SAGA: 1 Bır îük çeşıt ıçki kanştırılarak yai'ilmıs ıçkı. 2 Yuzun yarı&ı kadur sayıda SÛIU (iki kelıme,'. 3 Heı hangı bır konu ;le üih, akcığer (eski terım;. 4 Seslenme edatlarından, salâhiyet (jenı terım I 5 Bır erkek adı, kızdıkları ?aman kedıler eskıden oraya çıkarlardı 6 Din ve dünya ıslerini birbırlerır.den ayrı telâkki eden kımse. 7 Yerleşmış kalmış tesırin belirtılerıni muhafaza etmeş durumda, mânevi leke ve kuçulmuş duruma düsme hali 8 Bir hayvanm sevimlı yavrusu. 8ÖZDE ! ! 1 * Pazartesi. Salı,MELEKLER 21 de, Çarşamba Sah talebeye 17 de !I 1 1 1 I 1 I ! 1P1 1 1 ! Perşembe,BEŞ PARMAK Pazar Cuma, ı ıa 1 1 1 21 de; Cumartesi, Cumartesl. 17 II Pazar matine de; Cuma talebeye. 1 m ı ı 1I KARACA TIYATRO 1I 1 m m Pazartesi m \ \ MUAMMER/ HerSalmcakta iklhariç de 1 i | gece Suvare 21 kls1 H « m 1 1 I Her pün matine 18 de | ! « e sfcC A TAHTA ÇAN'AKLAB T e ' ' ** 66 66 Elhamrada tSTANBUL Tiyatrosn Her akşarn 21 de Pazartesi Salı . Cirşarr.bs Perşembe • günlerlBulunmaz Panet^on Cuma Cumartesi Pizar günleri tMAM GEIDt Mİ Komedi 3 perde Çarşaraba tenzilâtlı halk matinesL Cumartesi Pazar lfi da matine. perşembe suare. cumartepi günclüz üniversitelilere tenzilât. Tel: 44 22 36 TEVHtT BÎI.GE TÎY\TROSU 'Aks.ray Küçuk Opera"da Tel: 21 57 22) MEBUS OLACAĞIM Komedi 3 perde Her gece 21 15 te Cumartesi, Pazar, JfiOO da talebe ve halk matinesı. VUOW NİMBÜSün MACERALARl: VLKARIDAN AŞAGlTA: çıkış tarihinden önce bir TANÎTMA SAYlSİ yaymlıyor. Baskı aded' 500 000 8 Ocakta bayilerden isteyiniz! NOT Bu sayıya ılA'i vermek istiyen müesseselerin 6 Ocak akfamına k^da' Eüyük Gazete İdarehanesine başvurmaları rica oluaur. Kenkli sayfalar iHn ayrı tarife, Adres. Cağaloğiu, Molla Fenari No. 38 Telefon: 22 75 88 22 85 15 1 Endıse ve huzün içerisınde 2 «Vukuat ve hâdisesi fazla değil» karşılığı iki kelime. 3 Tersi «siftah» demektir, Anadoludakı kasabalardan biri. 4 Her b.ineı bir «>vın n ' h c e tutkunu ve müptelâsı 5 Yeni» nin taıamil> aksinin a.nsı. . 6 leı.ıleket ha: c'i (ikı kelı| ne). 7 Bır adın adı, ra^ . Süper Kukla Tiyatrosu razaların paket j iairelerinde çok kullanılanlarhallodllml? «pkll dan. 8 «Alçak tıynetli valide» kaışılığı iki keliıne. Ult:» , I.U.IJ. ,, TEMSİLLERI itibaren SARAYda Hf" £ ü matine Saat Tn ıvare 21 İS te. .nba Cumartesl e pa^ar sabahlan ' izüâtH talebe matlnelerl mat 11 de. M « 24 ve 44 1« 5«
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear