28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DÖRT HJMHURtYET t Ağustos 1958 Y A DA Yazan: ZEVTUNE CEBBAR Emir Beyin ölümüne Zeynebin oğ keltraşlarmdan Masao Aatoni, onun lu Fuad jahit olmuştu. Nâşuıı •; • teşvikile açtığı ilk heykel sergisini ahp Kobeye getirmiş, cani gasilhr barındıran galerinin sahibi. Daha önesıne teslim etmişti. tede Kobe gazetesinin sanat yazarı.. Bir gün öleni hatırlayınca Sara ' Onların hepsi Meryemi bir sanatkâr nın içi buıkuldu. O gün, ögleden olarak tanıyorlar, içlerinden biri osonra Emir Beyi pejmürrie. dilgırı larak kabul ediyorlardı. Acaba Türbir halde köşe başında bekler görkiyede nasıl karşılanacaktı? Ayni müştü. Her halde *borc> adı aitınteşviki orada da görecek miydi? Ayda para sızdıracak birini korhıyorni muvaffakiyeti orada kazanabileouı oüşüncesile Sara yoluıu d?ğişcek miydi? Yoksa yeni parlamsğs tirmiş. ona görünmemeğe ç*ılışmıştı ' başladığı sanat göklerinden bir şihaf Kimbilir, böyle yapacağnıa gidıp dc gibi geçip gidiverecek miydi? eiıne üç beş yen sıkıştırsaycu, belki Her şeye rağmen asıl vatanına döde bu facıa vukubulmıyacaktı. Ger. nüyordu. Muvaffak olursa vatanına. çi kendisi de zengin değiidi. Parasımilletine hizmet etmiş olmanın sonm meteliğine kadar hesaplamrık mec ] suz hazzını, gururunu duyacaktı. buriyetinde ama gene de Emir Be : Babasını da düşünüyordu. Daha yin durumunda değildi. Onun eltn ' bir gün evvel oradan oraya koşup de, avucunda bir şey kalmamışlı ı dostlarına. arkadaşlarına veda etmaÜstelik k a m ı n m sıhhati de hiç ye j ğe çabaladığı sırada. yılbaşı gccesirinde değildi. ne haznianan kalabalıkla tıkhm tıkBu düşüncelerle bütün bütün ke | lım dolu caddede iyi bir tesadüf sedertenen Sara Zeyneple hirlikte Enelerdenberi nerede, nasıl oılduğunu mir Beylerin »vine girdiğinde h«nım bilmediği babasını çıkarmıştı karşısıyemek pisiriyordu. O günierde Ka*; i na. Daha doğrusu adamcağız onu defa kendisi kuru ekmekle idare et i ' görmüş, arkasından: miş. bulabildiğrni pişivip çoetrklarını •Meryem! Kızım!» diye bağırdoyurmuştu. Bu yüzden bir deri biı mıştı. kemık kahr.ış, sapsarı bir renge büIhtıyar öylesine çökmüşıü ki tarünmtiştü. îkide bir kesik kesık öknınmaz halde idi. Meryem babasmm •üriiyordu. elini öpmüş, hakkını helâl etmesin 1 Sözu Sara açtı: istemişti. «Neden?» mi «Heme:ı ertcs «Size bir haberimiz var!» dedi günü Japonyadan ayrılıyordu» dt> «Ma«l«sef körii bir haber!» ondan. Bunu işitince addnıcağızm SayonarHİ Sffsin âhenşrinden, Zeynebin bakışeli tutmaz olmuş, bastonu yere düşlarmdaki ifadeden Emir Beyin hanı gritürdüğü dcstları o, rıhtımdan sey Fakat annetiııin bu yüzden hasıalan müştü. Meryem bastonu slıp babasımının haberin gerçekten kötü oldu J retmişti. İşte bugün durum tam ter ması ihtinıali onu çok korkutuyckdu. na uzatmış sokak ortasındî sarnı:; ğunu sezdiği belli idi. Biraz dahs 5İne idi. Vapıırdaki kendisi, rıhtım Bir sene kadaı evvel Türkiye J a duıaş olarak vedalaşıp helâlbşınışpon tersanelerine gemi ısmarıaırağa lardı. saıarınış, dizinin bağı çözülerek o i da kalanlar ise dostlarıydı. başlamıştı. Bu gemiler munıehf liracıktaki koltuğa çöküvermişti: Artık Japonyadan ayrılıyorlardı. K..mpana Meryemi yerinae.i gıçraSevinmeli mi'' Üzölmeli mi? Kes manlarda yapıhyordu. Türkiyeye boş taak daldığı hayalâttan uya;ıdirdı Ne... Ne... Ne di...yorsun?» Bu vaziyet karşısvnda Sara başla . tireniyordu. Seyahat. uzun uztın gittikleri için Tokyn'dBki scfaret a İskele alınıyor, uzun yolculuk başdıfı işi tamamrtysmadı. • seyabat muhakkak ki keyifli bir $ey. navafana dönmek istiyenlerin bu ge lıyordu. Zeynep nihayet: j hiç pörmediği. tanımadışı hir ülkeye milerle bedava nsk!pdilec<>klevir.ı taSert bir rüzgâr denizden esıyor mim etmişti. porlaK kış günesi Rokko dağlarının «Emir Bey... Sizlere ömiîr% di | gTtmek ise oldııkca heiecanlı bir hâdi.«e idi. Tabiatile sefaret en eyvel ı^ovypm karh, azamptli zirvesıni p^rlaK bir yebildi. Bıına karsjılık içinde büyüyüp ya ile annesini durumdan haberdar r t aydınlığa bürüyordu. Emir Beyin hanımı hiç hayret ettnedi. Sadece başmı tnasaya daya çpdığı bir mnbiti. insan oğlımun \nr. mişti. Meryemi Ankara Konsetvatuf'ihayet azametli dağın çenıesuı <h ve spssiz sessiz .uzıın uzun s»sl«»dı jilaşabilececi âfetiprin en büyiiğü varına göndermek vaadlerini boyle bir tebessüm gibi süslıyen bu guzel kımseieı; likle tabsisata filân ibtiyaç çös'er i şehirden de ayrılmak mukadderdi. Emr Beyin ölürnü bütün camiayı harbin acısım paylastığı imkâni'.a ! Bütün memleketi harabeye yevırüsüntüye bağdu. Cena7e«ii büyük biı hem de bir daha görmemek üzerc meden yerine getirmek kalatrohkla kaldirıldı. Bilmiyerek f> terk etmek ise, en azından, hazün sahip olmuslardı. Nitekim •Kaysovi» miş. halkını kırıp gpçirnıiş olan harp veriri idi. silrbinde Merypnıle annesi için biı biteli on yıl olnuıştu. Kaı nıakarışık, lüme sffbebiyet vpren judo güreşcikamara ayırtmışUrdı. Fakat genıi yeniden toparlanma, kalkınnıa gaysi de cenaz'ede idi. Adamcağız yas,ıRıhtımda kalantar ona: na başına bakmadan ağlamış, ağln «Üziilme. Sen günün birindf Çinden hamiılr hu'muç olduğıı için retleri arasmda, kanunsuz, hırs yürmş, gözleri kan çanağma dönmüş ne yapar yapar, ziyaıet için olsun. ynlcularıni Japonyadan rleeil anrak zünden zilletin en aşağı de"kesine tü. On senedenberi profesyonel ju Japonyaya döıımenin kola"i,iı bu HonpKong'dan alabilecekti. Bu yüz düşülen on yıl... Ama. dünyanm her «fc'eu olarak hayatmı kszanmakta lursun. Japonya hiç unutulur. ebe den de Kayseri» ile gitmek arzusurı tarafında bu böyle değil 'niydi Eda olanların başka bir pemi ilc zelden ebede. harp her yere aym idi. Başına böyle bir hâdise gelme diyen terkedilir mi?» demişlerdi. HonkKong'a gitmeleri gerekiyordıı. âkıbeti getirmemiş, getirmiyecek mi misti. Bundan sonra da gelmiyecekEvet... Kimbilir? Belki bir gün... tj. zirs artık bir <Jaha rrnge çıkacak Fakat, birdenbire, nasıl oluvermişti Bu haber Sara'yı sevinçten çılgına idi?... değildi. bu iş? döndürmüştü. Önlerinde toparlanıp Şimdi gemi hafif çırpıntı'a» ü?eUzun zamandanberi Sara Türkiye hazırlanabilmek için toputopu hiı Cami ihtiyar hevetinin delâletile Emir Beyfn silesi için para toplandı ye göcmüş olan ağabeyleıi ile kız giinlük vakitleri oiması bilp onu üz rinde bir tüy hafifliği ve zyrifliği ile Nasılsa bu defa büyük bir cömertlik kardeşini düşiiniiyor, yirmi seneden medi. Yepyeni nınbilyeleıini fatıp süzülüynr, ^ahilrie kocaman ınendille davranmışlar, başsız kalan mlevj fnila bir zamandanberi görmediçı paraya tahvil edemedigine. hattâ u lerini, rengârenk pşarplarır'i ko'laııhasretile yanıvordu r.un yıHarm dostlarına teker iekeı nın bütün kuvvetile «aUamaşu hâlâ epey zaman idare edecek bir meb kardeşleıinin lağ tepLanabilmişti. Ondan sonrası Onları bir kere daha görebilmek ar veda edemediâine hayıflanmıştı. devam edenler yavaş vavaş renkten zusu içini kemiriyor, kadını âd"*.!1 için de Allah kerimdi. Haber verebildiğine haber verdl birer nokta oluyorlardı. Son vcdâ hasta ediyordu. Rüyalarında on'ar> o kadar. Meryem ise bambaşka dü haykırışları. denizden esen rüzgâra xxx rv çarparak kuıhyor, sönüyorclu: 195* yılmın htrrnti günü idi. Saai görüyor, gündiiz hayalâta datdıâmda şüncelpre dalmıstı. onları düşünüyor, yemeklerincle onSayonara!... Japonyada yıldı?? parlamağa başlı. iabahm onu idi. Sayonara! yan bir sanatkâr durumunda .di. )şMfryem Ssngola adlı geminin kü lardan bahsediyordu. Meryem bu riayVları, teyeeyi, JTVI (p rıhtımda onu uğurlamağa ge'cnSayo!... pest«»sme dayanmrş;, rıhtımı seyredizadeieri, teyze7?de!eri ömründe gö" lerin en ba?mda konserlerinde kcııSa!... yordu. SON Kaç defa bu ayni rıhtıma gelmiş memişti. Ona mektepteki. mal'alle disine refakat eden piyanist... ünnn Nisaıı 1957, Cihangir, Istaubul. giden vapurların dönmemek üzere dcki arkadaşları çok daha yakındı. yanında Japonyanm tanınrmş hry lî i Doğu Âlmanyadan İfhalât Yapacak Sansyi olcpmmn Hazarı DİKKATİNE 1 Ticaret Vekâleti tarafından neşredilen 678 sâyılı sirkülere tevfikan Doğu Almanyadan yapılacak ithalâta müteallik beyannameler kat 3. No. 24 de 1 lira ücretle verilmektedir Mezkur beyannameler, sirküîer esaslarına göre doldurularak, 1.8.1958 tarihinden sonra alınmış iki nüsha proforma fatura ile iki nüsha tasdikli Türkçe tercümesi ve 55 kuruşluk posta pulu yapıştırılmış sanayicinin sarih adresini muhtevî bir aded mektub zarfı ile beraber 1 Eylul 1958 pazartesi günü akşamına kadar ayni katta Tahsis Büromuza tevdi edilecektir. 2 Proformalı müracaatlerin hitam müddeti olan 1.9.1938 tarihine kadar proforma fatura temin edemiyenler, sipariş verccekleri mallar için Doğu Almanyah satscı teşekküllere taahhüdlü olarak gönderdikleri Almanca. İngilizce ve Fransızca müracaat mektublarının bir suretini veya fotokopisini ve taahhüdlü irsalât makbuzunu beyannamelerine eklemek suretüe 10 Eylul 1958 çarşamba günü akşamına kadar adı geçen büromuza vereceklerdir. 3 Muhterem sanayicilerimizm bu esaslara göre hareket ve fazla izahat için Tahsis Büromuza müracaat etmeleri lüzumu ehemmiyetle tebliğ ve ilân olunur. Bu hafta PAZAR (1 13380) aded basıldı. Yann bir PAZAR almayı unutmayınız. İsfanbul Sanayi Odası '• Oksijen İhtiyacı Olan Imalâtçı Sanayici ve Tamirrilere Müjde TOPKAPI OKSÎJEN FABRİKASI ••' İşletmeye agılrrnştır Uevamh olarak ihtiyaç sahiblerinin hizmetinderiir. ADRES: Topkapı !\laltepe Gümüssuyu caddesi Tel: 21 48 34 ten muhtelif semtlerde bayilikler tesis edilecektir. Satış yeri Galata Tersane caddesi Üçel Mağazasında da tevzi edümektedir. Teleîon: 44 90 99 Tuğla, kiremit ve karo imalâthanelerinde jtecrübeli işçiler ile devaınlı çalışmak istiyen [işçilerin fabrikamıza mürscaatleri. İşçi Ahnacaktır T O P S E R çalışmış yardımcı Toprak ve Seramik Sanayii Anonim Şirketi. Büyükdere «Köstebek. ifadesinde böyle de j Polis müdürühe gelince? Koıidora mişti; fakat Mösyö PireDandoy biı | fırlamıt, maiyetine emirler veriyororkestra şefi gibi elile işaret ede du. Simon! Hemen Chaptal sokağına rek kâtibe: Bunu zapta geçirmeyiıriı, Gig koş! Apartmanın ikinci katında oturan Letellier adında biri hakkında noux! Dedi. malumat topla! Her perşembe akVe maznuna hitaben: Fazla söze lüzum yok! Sualleri şamı bir numarada oturan JeanJoseph Thiais adındaki komşusile me evet, hayır diye cevap veriniz! kâğıt oynayıp oynamadığuıı ögren! Ufak tefck adam somurtarak: Öyle ise; evet! Dedi. (içinden Oraya gitrr.işken, bu herifin hizmetbelki de hayır demeyi düşünıîüğü cisini de kafese koy! Ağzından bir şeyler almaya çalış. Sen, Mgsure! halde). Sen de mahallede tahkikat yap! Şu Sual 6 şubat akşamı nerede idi Letellier denilcn herif hakkında malumat edinmek istiyorum. Bakalım niz ve ne yapıyordunuz? Cevab Hatırhyamadığını iddia nasıl adammış? Namuslu mu? Sözüne. ş .hadetine itimad edilebilir mi? ediyor. t şubat akşamı nerede idiniî Anlaşıldı mı? Sonra, şu Thiais'nin evinde yapılan araştırmanın ilk neve ne yapıyordunuz? ticelerini öğren! Pandüllü saat buC Unutuğunu ifade ediyor. lundu mu? Ben ?aat sekize kadar buSorgu devam ederken »anık hâki radayım. Ondan sonra dairedeyim Bütün bu karışıklıklardan istifade me: Siz o tarihlerde ne yaptığımzı eden hastabakıcı kadın da hastanın baş ucuna konıılan suyu değiştirmek hatırlıyor musunuz? Karşılığında bile bulunmuş. zabıt için odîya girdi? Çıkarken yiirüyüşündeki erkck tavrı Mösyö V.'ens'in kâtibini, büsbütün ürkütmüştü. gözüne çarpîı. . s 27 şubat akşamı nerede idiniz! Poiis müdürü de ayni şeye dikkal Ne yapıyordunuz? etmiş olmalı ki şüphe ile Mösyö C Hatırhyamadığını beyan edi V/ens'« baktı; fakat onun zihni baş yor. ka şeylerle meşgul olduğu için buns S 29 şubat akşamı neıede idi dikkat etmedi. niz, ne yapıyordunuz? Jeanjoseph Thisis namı diğer C Kestiremiyor. • Köstebek» kameleon oyunuaun izahını bitirmişti. Mösyö Hyacinthe ya•Köstebek» in sorgusu polise mi kalıemı biraz eevşeterek karşı hücuadliyeye mi ait olduğu da münakaşa ma geçti: mevzuu olmuştu. Bu esnada adlî he Farz edelim ki söylediklerinil kim yarah sanığ'n 24 saat istirahnte muhtaç oldueunda ısrar etti ise 6c doğrudur; ve bu cinayetlerde <:izin ız. alâkanız yoktuv. O halsonunda sorgu hâkimi galip gelmişti de bunların vukua gcleceğini en a2 S 7 mart aksamı nerede idiniz, 24 saat evevl napıl biliyordunuz? Ufak tefek »dam mahcup bir f#ne yapıyordunuz? kilde cevap verdi: C Hatırtnda kalmamıs. S 15 mart akfamı nerede idiniz? Pek basit! Ama sözüme inanaNe yapıyordunuz? cağınızı sanmıyorum; ben bunları yıldrzlardan keşfederim. C Unutmu!. Ne? Yıldızlardan mı? Çehresi Mösyö Wens'e hiç de ya Evet! Yıldızlardan kesfederim. bancı gelmiyen bir hastabakıcı hem Hattâ o derece bunların mesut veya şirp odaya işkemlelcr grtiriyordu mc^um tosirleıi altındayım ki; sizi Sonra hcıkes hu hâdisede oynanv.ys aynanızda kendinizi tedkik ettieinız namzed olduğu rolün derecesine gö gibi ben rle bir •hülur kürr> vasıre yer aldılar: tasile bu yıldızları tedkik ederim. Mösyö PireDandoy ve kâtibi yaMösyö Hyacinthe vücudünün oıitağın sağınria. Mösyö Hyacinthe ve Cadrnn solund», orta yeıden bir fi tün ağırlığı ile yatağın üstüne abarar ihtimalir.i kapatırak da durjm nıp oradakilerin umumunun efkârına tercüman olarak sordu: icahı Mösyö Wcns'e düşmüştü. Siz bizimle alay mı ediyor«unuz? S 23 mart akşamı nerede idi Ufak tefek adam sükünetle: niz? Ne yapıyordunuz? Nerpdcn anladmız? C Biiemiyor. Ve ilave etti: S 2 mart akşamı ner:d? idiniı ... Tabii polisin ilmi nücmna • H ne vapıvordunuz? inanacaâmı beklemiyorduın; a m a . . C Hiç hatırlamıyor. Mösyö Cardon, Mösyö Hyacinthe'in Zabıt kâtibi sarih bir eaa iıe ce öfkeli edasına taban tabana zıddı vabları okudu: sükünetle müdahaie etti: Unuttuğunu ifade ediyor; hstırlı 17 nci asırdanberi art'k ilmi nüyamadığmı beyan ediyor; kestiremi cuma inanan kalrramıştır. yor; hatırında kalmamış; unutmuş. | ... Ama sizin adaşınız Caıdan biiemiyor; hiç bir şey Dilm'yor.ı j TyehoBrahe. Kepler. daha bir sürü Hülâsa, bütün bu sö'ler hazır ce ] meshur müneccimîer daha evvel bu vap bir adamın kaçamaklı cevapla ilme inanmışlarr'ır. Bımun'a h"';j!.ı:t rından ibaretti. ben, şimdi artık modası geçmis bir Bu cevaplar üzerine »orgu hâkimi falcılık s»natinin şampiyonluğ'i.ı; ile polis müdürü ve muavini sanığın iddia etmem. Bon sadece bu ilme ait o tarihlerdeki zaraanlarır.. ııssıl kul bir vaka. yrv. landığını ispat edemiyeccğı ü":ir<ine Bu sözler üzerinr Mösyö Hyacinthe düşerek birbirlcrine bakıştılar. Sortekrar parlnmak istediyfe de uf^k gunun ilk partisini kazHiım:."1aıdı. tefek ve pcrvpsı/ adam sözirvine deAdam bir şey söylemiyoruu. va mptti: Bu sırada «Köstebek»: Hâkim bey, benim de bir sual Ocvamı var sormama müsaade eder misiniz? Dedi. Mıymıntı bir seste söy»enen bu söz üzerine memurlar yaraiıya baktılar. Mösyö Wens ise bu söz üzeine mücadelenin ancak başlıyacjaını hissetti. Sorgu hâkimi: Söyleyin! Dedi. Saydığınız taıihler ar:ıınriaV:i perşembe günlerini •iöyliyehiit misiniz'' Dört perşembe var... Sahi mi? Ne kadar da çok? Suali sorarken diısckleri üzerine dayanıp doğrulmuş olan «Köstclıek» j sırf bu cevaptan partiyi kaznnınış gibi memnun görünerek tekrar y?stığına yaslandı. Ve biraz sonra lüzumlu saydığı şu sözleri ilâve etti: SOLDAN SAĞA: Aylardanberi her perşembe ak şamı, bizim apartmanm iki nuınara m a 1 d e s l Kıbrıst^ki ırkdaşlarınııza gıda d v * düer yardımlar yapan şef. smda oturan Mösyö Letellier bizc gekat mü<»sse?«:Tilz. 2 Ittna eden veya lir, birer kadeh anizet içer ve .kaerşemiyeceği bir vaziyete girnıeğe ye!meleon» partisi yaparız. teneri. 3 Bırakıp kuyuverme yahud Sorgu hâkimi bu söz üzerine bu üzerire atılıp hücum euecne.me. 4 oyunu dahi bilmediğini gösterecek Vücudünün yenllebilecek adale kıs. derecede bir itimatsızlıkla: mı bayat değil (iki kelim«ı. 5 Me Kameleon mu dediniz? Diye safe ölçüSerinden. kadıniar <eski usul coğul). 6 Yabancı. btr cins toprak. sordu. 7 T a m m 5 ir k a d l n " ' ^ '»"^imizin .Köstebek basile tasdik etti. Bh r i ~ s adı. R gözünü örten ba.şmdaki sarık gibi limeK jHayat fıskırtan sada ı :ki ke. pansımanla acaib bir ha>"vana nenYUKARIDAN ASAĞ1YA. zivordu. İzah etti: 1 ~~ Koyun sürüsünün önündp gi. Adam başına altı kâğıt verirsi[ d«n. 2 Tersi çıldırmıs beli ince niz. Geri kalanı yere; son kâğıdı da | cinsinden av köpegl manasına gçlir (iki Sefil ve nakir duaçıp altına koyaısınız. rumda. yivli çivîDinliyenlerin şaşkınlığı o derece Yİ nin yarısı. 4 Y E idi ki ağız açıp bir şey söylemediler A ; A Çevriiince *rnü. ' r O da bundan istifade ederek sözleri T p $!f KXİU şerref ol!» karşıni bitirdi. A R ı • EJİM t. 'îğı bir emlr pey I HK'A •NMNİ Meslekdaşları afasmda hiç bir zacis olur, sahiblr.e İA V E T man lâyık olmadığı halde inanzengîn olmayı sağ A nıaz lâkabile anılan ve boynun oW IKJCİI N lay?n ı eski t e . K.İP l A İ i l daki yüksek ve katı yakasının terim). 5 İsviç. red sirile başım sağa sola çeviremiyen « bir göl, noUııııku blımecenln Mösyö PireDpndoy tıkanacak lıâle halledilmls srklt ta. 6 Tersi dügeldi. Polis müdür muavini ağzı zineden dört ek. acık dinliyor, zabıt kâtibi de kalem sik valid*» demektir (lkl kellme). elinde hayretten donmuşa benziyor 7 Gezlnti yeri (eski terim). 8 du. Bir eör.t. btr renk. Bu sııada Karaca Ahıiin kapisı atlılaıla doldu. Karaca Ali buna en çok şaşırdı. Gökdereliler kendi köyünü mü basıyordu? Bir eli tüfeğinde bir tl:nı salhyarak bağırdı. . •Köyümü basmağa mı ^eldmiz? Köyümü basmağa felduuüe K* ıaca Ali sizin dersinizi varr.» Yaşlılardan biri one dtıldı: Biz köy möy basrnağa gelmedik. Sen nişan yüzüğünü bu Kadar adamla gelip kıza takmuitın. Biz de bu kadar adamla geldik. Yuzuğü geri vermeğe bu kadar adamla geldik. Sen şanlı şöhreıü bır nışan taktın, biz de şanlı şöhretli geri verelim, dedik.» Atının basını çeviıdi: «Haydin aıkadaşlar geriye. koye. Bız döğüş çıkaımağa gelmeJifc Karaca Ali döğüş çıkarmak istiyorsa, biz de hazıi'iz. Haydin d c . nün.« ; : i B U Î . M AC A I I I I I Bu sıra atlıların etrafmı köyün kadınları, çocukları, delikanlıları almıştı. Meydan kalabal'ktan kaynıyordu. Yaşlı adam: «Haydin» deyince Halil öne düştü, atrnı «urdü. Öte, kiler ona bakıyorlardı zaten. Onlar da arkalarına takıldı. Bir toz ; \ duman içinde köyden çıktılar. j Karaca Ali öylesine saşıımıstı ki, eli hiç blr ieye varamanuf, | dili hiç bir şey söyliyememışti. = Onlar köyden çıktıktan sonradır ki, kendine geldl. Bagırmağa, = küfretmeğe başladı. Adamlaıını çağırdı. \ Ulan itler.» dedi, ulan köpoğullari, sizde hiç kan yok mu? : Gökdereliler köyümüzü, evimı bastılar da hiç birüıiz yerinden kı| mıldamadmız. Ölmüş mü idiniz? Haydin çabuk çabuk atlanm... Köy \ leruıe ulaşmadan onları bastualim yolda. Köy nasıl basıhr, agaya I nasıl sövülür onlara göstereüm.» = Köyün de kanına dokunmuştu bu. Birden, hızla atlandılar. Ar; kalarına düştüler. Dııştüler ama, onlar çoktan uzaklaşmıştılar. Yal= niz atlaıuıın tozu gözüküyoıdu. Onlar kovalandıklarının £rkında bii le olnadan köylp: ine geldiler. ı ı ı ı ır n! 1 • ı m B m 1 1I • 1 1i Sulatn Kan onları alandn k;ı "pıladı. • Kazpsız belâsız geıdünz ıiüîallah,» dedi Herkcs nefdiydi. • Kazas.z beiâsız gelıiık.' dıdiler. • Şölcni bazır ettim. Kövün kızlaımı hep çalıştırdım. Zt.v!ii?bi de çaiıştırdım. Sire cticvı iyle bir kızarttırdım ki... îşte ?imdi ağzınıza lâyık. Oturun helâl j':sun fize.» Keder yemek yedirmıycdu cıılaıa. şimdi de sevinç onUrı iyice acıktırmıştı. Sofraya çöktüier. Akşam oluyoıdu. OıtndJ.:i kiz Öbeği gittikce büyümuş, nkaııı yarı yerini kpplam'ştı. Köz, çin erJ.ere kadar taşmışt;. • I f • V ; M / /YAĞ LEKELERİ I / ile / • • • SIHIRLI gibi zayil olur cn sabit yağ bulaşıklannı dahi VIM'in nasıl yokettiğini bizzat müşahade edinİ2. Şu kirli bulaşık kuması dahi çok kısa zamanda temizlikten pınldar. Nemli bir bez parçası üzerine VIM serpiniz ve azak ovnnuz işte yapılacak iş b\y kadar kolaydır. Kap kaçak, banyo, fayans ve yağh boyanın tertemiz olması ve pınl pınl parlamasj için pek az VIM'e ihtiyaç vardır. Y I M tahrış etmez ve çabuk temizler 7.27 Açılış ve proşram 7.30 Karıçık sabah müzigi 8.00 Haber.er 8.15 Şarkılar 8.30 Chanson'lar 8.45 Saz «serleri 9.00 Kapanıs 12.27 Açılıs ve program 12.30 Ka nşık hafif yemek müziği 13 00 Şar kılar Nevzad Yalçmsu 13.20 Üç mam bo 13.30 Haberîtr 13.45 Şarkılar Mua'.lâ Gökçay 14.15 Dans ve c&z müziği 14.45 Saz eserlerl 15.00 Sevilmiş melodilcr 15.20 Haftamn programı 15.30 Şarkılar Necde: Clci 16.00 Plâklarla başbaşa Takci;m eden: Cumhur A p 16.30 Türk mu siklsi dinleylcl lsteklerl f7 00 Cumar tesl konseri 17.20 Spor posiası Eşref Setik 17.30 Hakkı Derman f». 8:1 heyeti 18 00 Üç »azdan meiodller 18.15 Ovun havaları 13.30 Av ten Gençer ve arkadaşları 18.50 EŞİ tim saati 19.00 Şarkıiar Mefhiret rı'dırım 19.30 Haberler 19.45 Gitar kuarteti 20 00 Kıbrıs saatj 20.15 Radvo gaz<t*6i 20.30 Dinlçvicl Istekleri (Hafif batı müziiiı 21.00 Şarkılar Zeki Müren 21 30 Onbcs günde bir proEramlarıııdan seçme'cr 23.30 Cumartesl gecesi içl n müzik 23.15 Haberler 23 30 Pro»rsm hava.arı ve türküler 7.00 hafif müzik 7.30 Şarkılar 7.45 Haberler 8.00 Çeşitli hafif müzik 8.30 Sanatkârlardan b'.rer şarkı 9.00 Program ve kapanış. 11.57 Açılış ve program 12.00 Çe şitli müzlk 12.30 Üç malcamdan şark'.lar 12.55 Serbest ssat 13 00 Haberler 13.15 Necdet Toka: ırjğludan şarkılar 13.30 Çeşttll me'odüe 14.00 Beraber şarkılar 14.30 Dans ve caz müziçl 15 00 Kemal Karasüleymanoğludan türküler 15.15 Cu. rnarte?t konseri 16.00 Kayıb rr.ektup ları program ve kapanış. 16.57 Açı'.ış ve program 17.00 Rad vo çocuk saati 1800 Cumartesl ak şamı lçi n hafif müzik 18.30 Spor haberleri Kemal Deniz 18.40, Nured din Çamlıdağdan türküler 18.55 Ser best saat 19.00 Haberler 19.15 T» rihten bir yaprak 19.20 î i t boiero 19 25 Gönül Akmdan şarSUar 19.50 Radyo köy postası 19.55 Tür küler 20.00 Kıbı.s faatl 20.15 Pad yo şazetesi 20.30 Serbest saat, 20 35 Ziya Taşkentîen şarkılar 210» Sairler ve bestekârlar Ref'.k Ahmet Sevengll 2125 Serbeçt saat 21.30 Dans müziği 21.50 Konuşma. A'cı.iık hakkında 22 00 İrfan Do§ruibz 23 33 Dans .T.Ü/IT! 24 no Kaparnş. dan şarkrar 22.30 Swinpler dinleye llm 22.45 Haberler 23 00 Yann ANKARA *.J7 Açıli} v« program 6 30 Oyun pazar 24 00 Program Te kapanış. ISTANBUL Karaca Ali k ö y u a kıyı,ına gelince duımadı. ilk evle;i s ^ i O § ,IK evleri geçince Durmuş Ağa arkasından bağırdı: § «Ağa dur! Ağa tiur!» • % Ağa Tİurdu. 2 Durmuş Ağa: = • Bire Ağa!> dedi, •bövis de iş olur mu? Soma onlar şıkâ\et e ^ lcrler. Varır Adanadaki Ömer Paşaya derler ki. evlerım'.:ı bastı 3 lar. çocuklarımızı jldürdüler ıleıler. Ömer Paşa çocuklan.ı öidürul ş mç.iine, köylerin talan edümesiiie çok kızar. Kökümüzü !:a;:ır s>n = ıa. Geri dönelim d» işimizi yolu ile yordamiylan '••.oalım. Bi/im M köyde akıl etseydik dc. hepisini öldüı s?ydik. Ömer v 'Şa bir şey =1 ^emez, üstelik de varol'.m, dpıdi Haydi geri döneîizı .> = Karaca Ali düşündü: Ömer Pasanın elinden kurtuluş yokiu. Kf' = 1 vün ilk evlerinden gerisın ge . i döndüler. 3 Karaca AHnin kederınden yiireği parçalanıyordu. |§ Durmuş Ağsya: 3 • Bu hakaıet beni Sldürür. Bu beni iflâh etmez.. liyoıöıı. ş Oevatnı var S
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear