Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sehir= i îstanbul ve limanı =haberleri Bu Şehrin Dâvaları I Yazan: Y.M. Mimar Tuğrul Akçura Tarih boyunca şehirlerin kurulu: ve gelişme sebepleri araştırıldığınd ticaretin ve bu arada liman görevi nin pek mühim bir rol oynadığı görülür. Umumiyetle liman su nak liyesinden kara nakliyesine veya di ğer su nakliyesine geçiş, aktarma yeri olarak tarif edilebilir. Böylece kara yolları ile deniz yollarınm kesiştiği yerlerde bu yolların önemin orantılı liman ve liman şehirleri meydana gelmiştir. Liman şehirlerini incelediğimizde önce liman ve liman ticaretinin bu şehirleri kurduğunu, geliştirdiğin görürüz. Sonra bu ticaretin tesirile malî zenginlik, bankacılık, endüstri ve diğer görevlerle beraber meselâ Nowyork"ta 12 milyon, Tokyo'da 8 milyon kişi bu jehirlere yerleşmiştir. Şimdi Akdenlz Karadeniz IU yolu ile Avrupa, Balkanlar . Anadolu, Asya karayolunun kesiştiği tstanbulu ele alalun: Klâsik ve hattâ modern dünyanın en önemll coğrafl yerlerinden birinde kurulan Îstanbul aynı zamanda Marmara ve Haliç tabiî limanlarma gayet müsait bir topoğrafyaya iy: bir iklime ve tabil güzelliğe sahıp olma şansına maliktir. Bütün bu faktörler tarih boyunca lstanbulun hiç bir vakit kıymetini kaybetme. miş olmasını, daima işlek bir liman ve büyük bir şehir kalmif olmasını tabil kılar. Muhtemelen 1800 yülarında (Çin şehirleri belki haric) dünyada nüfusu milyonu geçen ye gâne şehir olufu da bunun iyi bir delılidir. Birinci Cihan Harbinden lonra • Türkiyenin küçülüp fakirleşmesi, memleketimiz havaÜsindeki politik . durumun istikrara kavuşmaması ve bilhassa Rusyanın kapalı bir ekonomik politika gütmesd bu inkişaft durdurdu veya geriletti. Ancak mera leketimizin v« umumiyetle Ortadoğnnun gelişmesi, politik durumun . normalleşmesile lstanbulun şehir ve liman olarak coğrafya durumuııun hakettirdiğj büyük ehemmiyete tekrar kavuşacağım ümid etmek yerinde olur. Bu bakımdan lstanbulun bir liman ve ticaret şehri olmamatı gerektiğini, şehrin gelişmesi ve endüstrinin gelmesine mani olmak icap ettiğini savunmak doğru bir , . gö'üş olamaz. Îstanbul büyük bir şehirdir; bir limandır ve daha mühim bir liman, daha büyük bir şehir olscajh da muhakkaktır. Ancak Istanbulu yalnız bir liman olarak görmek. diğer bütün görevlerini, turizm imkânlarını, bu şehirde yaşıyan insanlarm rahat etmek haklarını ve bilhatsa şehrin tabii ve tarihî paha biçilmez kıymetlerini liman için feda etmek affedilmez bir hata olur. Şehrin geçmişine baktığımızda eski devirlerin imkânları içinde Haliçin liman seçilmesi en tabii hal çaresi idi. Gemiler v« liman tesisleri daha küçük, şehlr tepelerde, kara nakliyatı sakindi. Endüstri devrinin akisleri bizde de duyulduğunda alışkanlık ve kolaylık neticesi eskı linıana sâdık kalındı, Haliç, Sirkeci, Galata liman ve liman tesisleri mıntakası fJdu. . llk reaksiyonu Prost'un plânında görüyoruz. Şehirci limanm şehrin en merkezî ve güzel yerinden kaldırılması ihtiyacını hissediyor fakat çok hatalı ve dar bir görüşle Yenikapıyı teklif ediyor ve Haydarpaşa limarn emrivakisini kabul ediyordu. Nihayet kati bir liman seçilemeyince. daha da geri gidilerek hiç bir esasa dayanmaksızın Salıpazarı ve Haydarpaşadaki liman tesislerlnin • yaoılmasma karsr verildi. ilerilerde yapılmasına yol bakımjndan hiç bir mani olmadığına gdre, demir ve karayollarmm mevcudıyntini şehrin en güzel yerlerini çirkinleştirmek için kâfi bir sebep olaıak görmüyoruz. 3) Limanın büyük tahmil ve tahliye tesislerine ve antrepolara ihtiyacı vardır: lstanbulun en durgun devrinde bi le Sirkeci ve GalaU depolarının .*ıa li düşünülürse bu tesıslerin ehemmiyeti ve meydana getirdiği pislik, paürdı, intizamsızlık daha kolay anlaşılabilir. Salıpazarı ve Haydarpaşa limanlarında bu tesisler için gereklj saha olmadıktan başka, Cihangir vc Haydarpaşa, Salacak eteklerini depo gruplarıle doldurmanın korkun; çırkinleştirici ve sehir halkmı rahitsız edıci trsisıeri hakkında şımdi yapıJan bir iki antrepo iyi bir fikir verrnektedir. 4) Liır.kn endüstriyi çeker: llk lim&rcılıkla doğrudan doğ.uyn alâk&lı «anayiın (Haliç'teki tersant gibi) »onra nakledüen hamule il* ÜgıU endüstri kollarının limanın etrafına yerlesrnesi ve bunlaruı di ğer her nevi endüstriyi çeknifsi klâsik bir hâdisedir. Sanayi muıjakasının Salıpazarı ve Haydarpasyıda yapılması, ümid ederiz, düjünüLmediğine nazaran bu bakımdan da se çilen liman yerinin tamamıle irrasyonel olduğu görülür. 5) Limanın genişlema imkânları olmalıdır: Büyük garb şehirlerinin limau uzunluğunun yuzlerce kilometreyi bulduğu malumdur. Îstanbul lımanınm da genişlemek istiyeceği ve tercihen etrafına yayılacağı tabii. dir. Halbuki Salıpazarı ve Haydaıpaşa'da bu genişleme ancak mukaddes Boğaz'a, Beşiktaş'a, Salacağa, Modaya büsbütün tecavüz luretile mümkün olabılir. 6) Liman ve limanm getlreceğl •ndüatri ve diğer tesiilerinde çalı»<m ların ikameti meselesi: Modern şehircilik evla yakmlığıru temin prensibine dayanır. Bilhasbüvük şehirlerde çalışanların rjzuli vakit kaybedip yorulmalarına mani olmak trafiğin bof yere kabar. masındaa kurtulmak için bu şarttır. Salıpazarı ve Haydarpaşa lıavalisinde yer darlığından, arazi ve ev kiralarının pahalılığından bilhassa işçinin ikametinin mümkün olmıyacağı muhakkaktır. Böylece burada çalısanlar uzakta oturup, her gtin saatlerce seyahat edecek vakit parn kaybedecek, meydana (etıreceğ( trafik ise şehire> çok pah=dıya mal olacaktır. Yapmıya çalıştığımız etüdde seçilen liman yerlerinin hiç oır esasa dayanmadığı her bakımdan lıatalı lduğu meydana çıkmaktadır. Bu limanlan muvakkat kabul etmek, ve ciddl bir Uman seçiminden sonra kaldırmak gerekecegi muhakkaktır. Bu yapılacak seçmede ne nadar tecrübeli ve kabiliyetli olursa olsun, yalnız bir sehircinin veya nıimarın. eya bir limancmm, bir iktisadçın ra vey» bir karayoicunım tek biJfina karar verebilmesi 4abietıl« »ızdu. Bir yandaa hu Kmanı lstar.bul b«l gesi ve hattâ bütün Türkiye içinde iktisadî ve coğrafl bakımlardan nıü talâa ve tesbit etmek diğer tnraftan Îstanbul şehrinin diğer problernlerile bağdafmasını mümkün Vdmak gerekir. Bu bakımdan bizce: 1) Yapılan Salıpazarı ve Haydarpaşa limanlarınm hatalı olduğunu kabul edip, bunları muvakkat mütalâa etmek, her nevi tevsii ve yeni antrepo vs. inşaatı sureti katiyede yapmamak, 2) Limanın bir yandan bölge vs memleket ölçüsünde görevini tesbit etmek. diğer yandan Istanbulun gpnıj ve ciddl bir imar plânı içinde mütalâa etmek, Ve ancak bundan sonra gerek.i Inşaata başlamak doğru olur kanaatiııdeviz. r ÎKJ CTJMHUBfYET 29 Temmuı 1958 1 A • E R KA M E KT U P L A R I Yaş meyva ihracatı devam ediyor BİlhaSSa şeftalüerrmiz büyük rağbet buluvor, günde 3040 ton şeftalı ihrac ediyoruz Yaş Meyva Tarun Setış Kooperatifleri tarafından bu mevsim Avrupaya sevkedilen şeftali miktarı 450 tonu bulmuştur. Sevkiyata. limanımn vasıtasile, günde 3040 ton olmak üzere devem edilmektedir. Şeftalilerimiz Italyan menşeli şeftalilerden nefaset itib^rile çok üstün olduğundan büyük bir kolaylıkla satılmaktadır. Bu yemişler bilhassa Alman piyasesında rağbet görmekte ve buradsn kilosu bir buçuk marktan ihrac edilmektedir. Temmuz, New York Bu «efer patlak verdi dediler. Tabii Üçüncü Dünya Harbinden bahsedili' yordu. New Yorktaki muhteşera Bir \ leşrniş Milletlerin camla çevrili bi1 Irak, Amerika ve dünya YAZAN 1 1 I I fSABAH Geceler gebedir •celer gebedir, derler. Gün doğmadan meşîmel «ebden neler doğar, düiler. Bu sözlerdeki yumusak, ümidli ifa4e, gecelerin, daha ziyade iji. RÜzel mutlu hâdlselere gebe oldugui'u anlatnıak ister gibi gözükürsc dc. !;a klkat bunun tam nddıdır. Geceler, çoğu zaman, veledi zinâ doğururlar. Belki de kötü lşler, karanlıklaıın esrarb havasında daha rııhat h;ızırlanabildikleri için boyle oluyor. Gecelerin doğurduklan veledi rinâlann ele avuca sığmıyacak kaüar afacanlannı bir tarafa bırakalım. eu hafiflerinden birini ele alalım. Bu en hafiflerinden bıri bızıra nunlardır. Alı» veris İçin tabahları çarşı.a paıara çıkanlar, gecelerin bu gtbeUğini acı •« müsahede ederler. Bizim geceler hep zamma gebedir. Doğum tancılan, dükkânların k ıpandığı aksam laatinde başlar. !abahleyin dukkânlar açıldığı zam ııı, bir de bakarsınız, doğum o'mvtur. Aksamki etiketlerin hepsi. kuoUhınnda gece vakti doğurduklan velcdlerl, arsız «rsm sUe »ıntmak«adırl<r. Gebe gecelerimlz, pek alçak g ö . nttUüdürler; yemiş sepetine rfojrıır<.rlar, balıkçı çavalyesine doğurıtrlnr, manavın küfestne doğururlar, iıa?axa vitrinlerine dofıırurlar. Hem de daima, rakamlan y n : , r . laklaştaran nur topu gibl, jürb::z yavrular doğururlar. sahip dldııkl ırı döl bereketine sizi havran eıl"rler. Aksamdan tedbirli davranmaı<i7ia fayda yoktur. Çünkü ne olsa bir trk defahk tedbir alabiltrsiniz. b'tesi geee bir mesut doğum hâdisesi d ıha olacaktır, ona da mani ola. a/> •mız ya! Adamcağiz mazulmüs. Maıülluiıi bir kaç sene sürmüs. Evde. sıtılmadık yatak. yorgan, kap kaçak. encik boncuk kalmannş. Sefalet. jı)ksullok canma tak etmiş. Derken. eski bir arkadan. \u ü ya kulum emrine uyup nnzır olu vermis. Bizim mazül, derhal tebrike V 5muş, bu arada halini de ıınlatmış: Aman, birader. demis: ben m bir çareme bak. Sefil oldıııu. i.ır merourlyet'. Nâur bey bol ke<eden vaad ctni?: Merak etme, demiş; s;ıııa nıemuriyet bulmıyacağım da kime bıılacağım? Yalnız, malfım yn. dı".' t umuru bende, başımı ka*ıyarnl< ' 'kit bırakmıyor. Sen nkı takib et, blr yerde münhal duyarsan «I^rh ıl bana haber getlr, taylnlni yaptırayun. R. Türhkan \ nasl ışı1 y a n d l İç piyasada hayırlı bâzı hareketler müşahede ediliyor Bizce önce modern bir limanın ne olduŞunu hatırlamak ve buna nazaran ljman yerini mütalâa etmek fay dalı olur. Limanın deniz ve kara. yolların m birleşme yeri olduğunu söyledik. Buna nazaran: 1) Limanm deniz vasıtalarınm ya.. .naşmasma v« barınmasma müsait olması gerekir: Modern limancıhk lmkSnları He Resmî arabalan husust Marmara gibi küeük dalgalı bir deislerde kullananlar nizde bunu teminin büyük bir probResrrl arabalprı hususl lşlerinde lem teşkil edeceğini sanmıyoruz. Ay Vilâyetçe takib olunrıca Haydarpaşa ve hattâ Sahpazarı kullananlar maktadır. Vilâyct karanna aykın nın hâkim rüzgârlara kapahlık ba harrketi gbrülenlerc takibat »çılmakımından büyük bir üstünlük gös ı için Vall Yetkiner emir vermiştir. terdiğini de tahmin etmiyoıuz. .... 2) Limana kara ve demir yollarının kolaylıkla bağlanması gerekir: Liman gerisindeki arazüıin kara MEVLİD . ve denvr yollarınm geçme'une müA'.'e 6'JmSümüî sait bir topoğrafyası olması lâzunHAŞtM SANVER'in dır. Limanm çok mühim bir trafik vefatının kırkıncı grününe tesave dolayısile gürültü, pislik memduf eden 31 ttnmuı perşernbe baı olduğu hatırlanılmalıdır. günü ülndl namaz'.nı müteakıp Salıpazarına demiryolu geçmeslnin Brenköy İstaayon Camlrnde (Zlh imkânsızlığ:nı ümid ederiz, herVe'çe Paça Camlli, Hafız Kâzım ni ! Büytiltakaoy T« Hafı» Ahmet Bokabul edilir. Karayolu trafiği ?ehrin tam ortasmdan geçmekle hem lu'u tarafından okunaonk Me^111de dost ve akrabalarımıaın ttu "şehir sakinleri için büyük bir rayurtaalarmı rlca ederlz. hatsızlık merrbaı olacak ve hem de Çocuiisrı, torunlan ve haüme çalışılan şehir trafiği probgellnleri lemini tam bir çıkmaza sokaeafctır. Haydarpaşada ise limanm daha Bu tabil ve bejerl bir reaksiyon maasedilebileceği anlaşılmektadır kl, bunun da iyi neticeler vereceğinden olabilir. Fokat milll selâmet için her h&lde en mükemmel bir tavır değilşüphe edilmemektedir. Hulâsa olarak, le piyasada hayırlı di. Nitekim Amerikan hükumeti de, bazı hareketler müsahede edilmekt» bir hayli niyet, plân ve hevesten son ra, Irak isine müdahaleden gevgeçti ve Lübnan harekâtile iktifa edeceğini Avrupa Fotograf müsabakası llân etti. Üç Avrupa teşkılâtınm (Avrupa Böylelikle, Irakı kaybeden Batmın Konseyi. Avrupa Dttijadî îşbirliği aarsılan prestiji biraz düzelecekse de, ş ve Avrupa Bırlıği^ tertiblediği «Av hiçbir mesele halledilmif olmıyacakrupa Fotograf Müsabakası» 15 eylul tır. Zaten Amerikan siyasetinin en 1958 günü akaamı nıhayet» «recekbüyük zaafı, müsbet bir plân takip tir. «deeeğine.'Ruslana plân v« hareketi , 20 yaşından a«ağı amatör «rtek ve kadınların katılacakları bu müsaba n* eksülamel tarzında perakende i» kada da en iyi muvaffak olan, Av görflşüdür. Ruskr şu istikamett* mı rupada dılediği bir bajşehre Hçakla yayılma temayülü gösteriyor? Amerl bedava seyahat edecek ve ayrıca 20 ka öyleyse o tarafta tedbirler »lacak bin kişi muhtelif hediyelerden f«y Ur. Rusya, beşka memleketlerin iktidalanacaktır. Müsabakanu» mevıau, sadî geriliğini mi istismar ediyor? fotoğrafla veya foto montaj luretile Amerika o memleketlere iktisadî yar (resmin eb'adı 9X9 18X24 kadar dımda bulunmak için plân yapacakolabilir^ Birleşmiş Avrupayı en gü tır. Bazı memleketler Rusyaya yanaş zel şekilde temsil edecek resmi çekveya tarafsızbk temayülleri mi mek veya bu resmi muhtelif terimgösteriyor? Amerika onlara, hekiki ler kompozisyonu ile vücude getireli mektir. Ayrıca resmin arkasına 20 dostlarmdan daha fazla yardım kelimeyi geçmemek lartüe bh l e uzatacaktır. Rus>a Fezâ yarışını kfi zanmak üzere mi? Amerika progra jand yazuacaktır. mını buna göre ayarhyacaktır. Orta Müsabakaya katılmak istiyenler, Doğuda Rusye lehine gelisrneler mi çektikleri fotoğrafları «Avrupa Mü oluyor? Amerika hemen bir Orta Do »abakası, Posta Kutusu, Avrupa Ankara» adresine gönderecekle''dir. ğu plânı tasarlıyacaktır... ilk... Ve her acele U gibi, reaksiyon tep Müsabaka, bütün Avrupa gençliğinde olduğu gibi memleketimiz genç kisine dayanan ve uzun vâdeli olma iği tarafından da büyük alâka ile yan bu siyaset de teşebbüsü bir tür karsılanmıştır. lü RuslaroVm alamıyor, dili bir karıj dışarda, müdafaa deliklerini bir bir Açıkhava TiyatTosunda hkamak için koşup duruyor. Musiki gecesi verilecek Amazaman oluyor, insan oğlu «bu Sehrimizc'*. S ağustos çars'mba ak. nun sonu ne olacak?» diye soruyor. lamı saat 21 de Açıkhav» Tiyatrosun Rusların, kâh içten fetihle, kâh teh a «Buv.lk Musikl Gecesi» adı altınditle, kâh pare yardımile, kâh tekla. «enjrtn ve eatip programlı bir nik, propaganda ve siyaset üstünlüğü anat f(ö«t»riBİ tortiplenmiştlr Bu gecenin repertuannda: Münlr le, ve nihayet bir gün de silâh 20 Nurettin Sclçuk ve yeni korosu, Ah ruyla teker teker dünyayı fethetmeğe med Üstün. Tülin Korman. Sadi azmettikleri aşikâr. Hedefleri vazıh, şılay ve arkadasları. Recep Birgtt. plânlan sarih. Nereye gittiklerinl, Aziz Basmaeı sk<>ç grupu gibl tanın ne yapmak istediklerini biliyorlar. mıs ııanatkArlar topluluklan yer alaUsta bir satranç oyuncusu gibi, teaktır. şebbüsü ele almışlar, taşlarını yü Sehrimiz piyasası Bonn, Paris ve Wasrtington'dan gelecek haberleri büyük bir dikkatle beklemek vaziyetine girmiştir. İş adsmlarının bir nevi hazırlık devri yaşamakta olduklan göze çarpmaktadır. Bununla beraber bazı hazırlıklara da girişildiğî enlaşılmaktadır. Bu hazırlıklar meyanında rüccann verimsiz işlere yatırdıklan paralan da aktif dururrvî geçirmek maksadile nakde çevirmeğe uğraştıkları görülmektedir. Altm, arsa ve emlâk alımlarma alâka iyiden iyiye azalmıştır. Bunlann kıymetlerindeki gerileme bu Buna rağmen, ne yaptığını bilir m harekete etfedilmektedir. «anların azmini ne hükumette, ne d« Diğer taraftan yeni ticaret rejinü halkfea görmek kabil olmadı. Bilâkis hakkında 20 ağuıtosta yapıUcağı bil endise, hatta korku açıkça belliydi. dirilen resmî açıklama ve bu husu»«Lübnana asker çıkarmsmır lâzım taki t lcninler piyasada çok müsbet dı. Baska çaremiz yoktu. Ama belki tesir yaratmıştır. İş adamları pek ya de bu yüzden harbe gireceğiz.» diye kında memleketin iktisadî hayatında rek suratı aayorhr, yani doğru yolu memnunluk verici inkişaflar meyda seçmi? ve kararını vermis olanların na geleceği kenaatindedirler. »ükuneti yerine, mezbahaya sürüklen Nihayet yeni çıkan Bankalar ka diğinl bilenlerin tevekkülü vardı ha nunu ile piyasadaki fazla nakdin vada. lısıyordu. Çalışmilarını, bitmez tüI kenmez nutuklarını dinledık. Otoma tik olarak jepılan tercümelerden son ra, resmi olsun diye bir daha yapılan tercümelerin yiyip bitirdiği saatları yaşadık. Takrir üftüne takrir, onun üzerine de tavzih konduran diplomet ların maharetini seyrettik. Ve Macaristan hâdiseleri sırasında aynı sa londa, zaman oldürmenin millet öldürmek, insan öldürmek olduğunu farketmez görünen .delegelerin sonsuz ve neticesız tartışmalarını haürladık. Ve birbirünize bakıp, Ruı de legesi Sobolefin küstahhğına bir kere daha şjjtık. Sobolef, pek mantıkt bir sual sor muş gibi sırıtarak: «Muhterem Amerikan Delegesi, Birlesmiı Milletler müıekeretinin ne ticesini beklemeden hükumetinin Lübnana asker çıkarışını nasıl izah edebilir?» diye soruyordu. Umumiyetle tasvlb Amerikanın süratle hfrekete geçişi ve Eİ9enhowerin «hesaplı risk>i göze alabilme cesareti burada umumiyet le tasviple kerşılandı. Eski Cumhur Başkanlanndan Trumanla Hoower de bu hareketi doğru buldular. O nra da Moskovada seyahatta bulunen De mokrat lider ve Eisenhowerin son se çimlerdeki rakibi Stevenson bile bu hareketi destekledi. Bir iki ten kit, birkaç homurdanma olmadı değil, Fakat Amerikan muhfllifleri, tnğilix Işçi Partlsi mebuslan gibi «Ayıp!» diye bağıracak dereeede ayrılık göstertnediler. gecelere ve sabshlara kadar ışıl D İ P l o m a t kr hani harıl ça rüttükça karşı tarafı müdsfaaya çe l Gıtgide azan yeni silâhların, harbkilmeğe mecbur ediyor ve başka bir leri daha kanlı ve daha mel'un bır jey düşündürtmüyorlar. hale getirdiği muhakk=k. Son herbin Atom harbi korkusu bır senesinde ölen insanlar, muhak«Ruslar harb istiyor mu"1» sueli mâ kak ki yüz sene harblerinde ölen in nasızdır. Hab onlar için bir vasıta sanların yekununu kat kat aştı. Şedır. Eğ)er istediklerini harbsız ele hirlerin yıkılması da, sivil halkın geçirirlerse, riskli bir iş olan harbı c<ın vermesi kadar fecî oldu. elbet istemezler. Ama en iyi neticeyi Buna rağmen medeniyet mahvolharble elde edeceklerini anladıkları madı ve insanlık yok olmedı. Hidro gün harbte de tereddüt eüniyecekler jen bombaanın mucidi Profesör Teldir. ler'in de dediği gibi, Atom Harbi Harb me\"zuu gelince Amerik^n bundan evvelkilerden çok daha fecî ve Rus düşünüşü arasındski büyük ve tahripkâr olacaksa da, insanların fark da şayanı dikkattir. Amerikalı kökü kurumıyacak veye kurtulanlar lar harbten o kadar yılmışlardır ki, mağra devri medeniyetine dönmiye«Harb p<itlak verirse sonra ne olacak» ceklerdir. sualine doğu dürüst cevab verebilecek İnsenoğlu, daha kuvvetli bir BirAmerikalı pek zor bulunur. Bu ba lesmiş Milletler tejkilâtı yaratmayı, histe zihinleri pek bulanık. Adeta be bu teşkilâtı hakikt bir orduyla teçyinlerinin o kısmı felce uğramış gibi: hiz etmeyi ve milletlerin ordu bulun «Korkunç bir facia olac?k. Her iki durma hakkını kaldırıp H^rbi haki taraf da mahvolecak, medeniyetten katen yok etmeyi öğreninceye kadar, eser kalmıyacak, belki de yeryüzün harbli ve kanlı bir dünyada yişadıden insanlık silinecek» diyorlar. ğuıı idrake mecburdur. Ve kafasını Tarih tetkik edilirse böyle meş'um da. ruhunu de buna gore ayarlama kehânetlerin bolluğuna insan »asar. sı lâzımdır. Ayarhyaniazsa âkibetBarut icad edildiSi Bnmanlar da in leri. tek kurşun dahi sıkmadan çsare aanlar aynı şeyi söylemiş, zehirli gaz te düşen Çekoslovakyanınki gibi ol ortaya çıktığı zaman da... İkinci ması nihayet bir zaman meselesidir. Rusların hazırlığı Dünya Harbi arifesinde cövl?nen ve yanlanlin da hep hatırlarız: Ruslar herb mevzuunda «Mâazal«Tahrib silâhlan o kadar fecl bir lah!» larla vakit kaybetmiyorlar. Son hale geldi ki, harb patlak verirse kim günlerde Amerikada yayınlanan son se kazanmıyscak, medeniyet mahvola derece mühim bir eser bunun korkunç delillerini vermektedir. «Soviet ctk!» deyip duruyorlardı. Strategj'ın the Nucleer Age* (Atom çağında Sovyet stretejisi) adını tajıyan bu eserde Raymond Garthoff, Rus askeri liderlerinin ilk Atom Har bi zâyi'atıru nasıl soğukkanlı bir hesabla kaleme vurduklarım, Harbin ondan sonraki 2, v» 3. safhasını nasıl plânladıklarını misallerile gösteriyor. Şimdıden gayrimerkezilestirilen ağır sanayi ve kuvvetli tutulan kara ordusu, hep bu «Atom zayiatın dan sonraki herb safhası» için hazırlık larmıs. Tito'nun geçenlerde açıkladığı Mao TseTung'un mahrem bir sozü de üzerinde durulmağa değer. «Üç yüz milyon Çınli ölmüş ehemmiyeti yok. Zaten kalabalığız. Maksat harbe de vem edip neticeyi elde etmektir» diyen bu Kızıl Çin lideri, Komünistlerin nihai mücadeleye nasıl bir zih niyetle hazırlandıklannı (österir. Karşı tarafta düşman, insan canına bu derece kıvmet vermeden hesablarını yeparken, Batının beseri zaaf lara kapılması, ahlâkî bakımdan nekadar takdire değerse de, hayetme mat realitesi bakımınden da o kadar tehlikelidir. Madam ÇanKayŞek'in nutku Geçen hafta Amerikeya gelen Hür Çin Başbakanının karısı Madam Çan KaySek, Michigan Üniversitesinde fıhrî doktorluk unvanıle taltif edildiği sırada Amerik?lılara bazı a a hakikatlerden bahsetti: «Modern harbin dehşetl üzerinde o kadar çok duruyoruz ki» dedi, herşeyden daha üstün olduğunu bildiğimiz hürriyet ve insanlık vekerı gibi değer hükümlerimiz bulanıyor, biyolojik beka asıl mühim dâva oluyor... Ne scıdır . Nice parlak zekâlar, fer ginliğin azaltılması, yatıştırma, hatta «yok olnv ktana esarct» gibi fiklrlerin münakaşasına kapılmışlar, canlarını kurtarmak ümidiyle zelil vaziyetlere düsmüşlerdir. Bu mütefekkir ler, sulh ihtiyacını, her ne bahasına olursa olsun yşamsk hırsıyla karıs tırıyorlar Sunu unutuyorlar ki dün ya üstiine mutlâk k=ranlık çökecek olursa, bunu onlar Komünistlere temin etmiş olacaklardır. Çünkü dövüş me azmini kırıyorlar. Bundan d*ha âlâ bir y»rdımı Komünist Emperyalizmi arasa bulamazdı » tşte bu zihniyettir ki Rusların kih yatıstiNİabileceği. kah değiştikleri ve birlikte yaşanabilecekleri ümidlerini Amerikslıların kalblerinde zaman z* man körüklemiştir. Aldandıklannı tnkat yemiş gibi Berlin. Kore. Budapeşte .. v.s. hâdiselerinde anlayınca da kı«men felce u^ramışlar, yerım ve eksik adımlar atar?k meseleyi tam halletme ce^aretini gösterememisler dir. Irak hâdisesinde de. gene tipık hir yarım cesaretle ije girismlş, » n ra da durmuslordır .. . ., Araa kaHflhat !rde Amertkalıferda j aıı? J):Jer Batı devletteri sanki daha büvük B7İm ve ce=?.ret göstermis mi dir? Af^caristan gibi, işin ucu bia«t kendiVrine dayamrsa davranacnkların da şünhe ptm<K3i*''mİ7. Bn'ılılar. tehlike b?=kal?rını tehdit edince cflretk5r olamrm \*a, tehdirlin kendilerine de dokunduSunu bilHikieri halde ha rekpte geçememeVtedirler. Ama mademki B t ı n ı n lideri Ame rlkadır. tereddüHün asıl mesuliyeti onun omuzundadır. 31.7.958 perşembe günü öğle Beyazıd Camii Şerifinde eczacı MEVLÎDİ NEBİ namazını müteakıb ruhunu taziz ve âlemi insaniyetin huzuru selâmeti için meşahiri hulfazı kiram tarafından Mevlidi Nebî kıraat edileccktir. Dua teyemmünen Şemşeddin YEŞİL tarafından ifa edilecektir. Akraba, dost ve ehü agkın huzurlan niyaz olunur. TiUây Arsan, Füsun Arsan HÜSNÜ ARSAN'ın \ SANtYE ŞEVKATLt ile Sabahaddln Kadlrbeyofln Evlendiler. Buyükada Anadolu Kulübü 247195? Acele Sat.lık Arsa Edirnekapı semtinde. Draman caddesinde 700 ilâ 900 M2 ı r a satılıktır. Tel: Yazıhane 44 02 11 Temmuz 29 Muharrem 12 Acele Satılılc Arsa Kartal, Cevizlik. Dragos tepe eteğinde denize 80 metre mesafede 935 M2 arsa satılıktır. Tel: Yazıhane: 44 02 U 1 YENi BULAŞIK YIKAYICI V. ] 4 531220İ1P16 19.29 "E~| 21.21] ! 4 9 1 ŞİPŞAKf ' KULLANINIZ V 9.241 4.51) 8.47:1200' 1.51] 7.20 CUMHRİYET'in mımnıımi!!innnııııti!iMiınınııi!!!iııı»ııııiHiıU!iıtııiHUiı»ııwınıiHimffl Tefrikası: 17 WWS ııiMimntıımmıımiHiuıtınıiHHiuiHmiHuuııuııutımtHHnıtiHumm HiunıuıiHnHüiıtniiuıniıııuuııuıuiHiuttnuuitiuıunıııtıuuMtünnnn adam ev yapar ki, tutrurur: "İlle denizi görsün,,. Görür denizi. Bajk» bir adam gelip bunun önüne ev yap tırdı nu beriki »esinin çıktığı kariar bağıru hemen: "Höyt! Manzaıaru kapatma arkadaş!,, der. O hesap OıUyor seninki de. Bizim köyumüz biı kuru köy. Ne manzarası var, ne bır şeyi. Kapansa ne olur, kapaiimasa ne olur? Ayıptır bunlardan ötürü kavga niza çıkarmak. Bırakın güriiltüyü. Barışık yaşayın. Bak lökumetimiz heykel bile diktiriyo'. Utanmıyor musun ulan?» «Bunda utanacak ne var ağamız?» dedi Bayram. «Bir adam geLsin »enin evinin önune kocca bir haney otuıtÜstüne oturup keyfine baksın. Altuıa öküz eşşek taksın. Gübre^inl de senin evin önüne atsın. Biz ay.ptu deye sesimizi çıkarmıyalım emme o heç ayıp mayıp demeden hep bu hakaretleri yapsın bize. Ona ayıp olmasın da bize ayıp olsun, hey g'dı hey...» «Konufuyor... Ulan tmme d* kalın kafalıymıssın be!» «Ben kalın kafalıdırım. Onun çin evimin önüne ahır yaptırmam.» «Ulan şimdi memlekette kanun vaı be! Her iş kanunla. Kanunsuz iş görüyor musun heç sen? Memlakette kanun olduğu için köyler kendi feyline yaşamıyacak artık. Her iş kanunla olacak. Kanun deyor ki 'Köy içine gübre dökülmüyecek!,,» •Ne olacak gübre, nereye dökülccek?» •Tarlaya dökülecek.«Bi gün döktun, iki gun doklan .. Uçüncü gün?» «Her gün.» «Kışın karda?» «Her zaman.» •Olmayasıya!...» dedi Bayram. «Ka rataş'ın adamı kışın kağnı koşacak da tsrlaya gübre iökmeğî gıdccfk he mi? Dünyada gitmez!. «îsrzet ki gitmedi. Haceli de »enin evii! önüne attı gübrcyı. Ne var bundo% «Ne vsr olur mu? Koku yapar.» «Kcylüsün ıen ulan. Aoylü aanm gubre kokusundan kaçar mı heç 7 » «Ben gelip senin evin önüne gubre atsam sen demek onun koku«undr,n kiçmazsın öyle mi?» «Kaçmam.» «Ben kaçarım.» «Ben kaçarunmıs... Senin humun peygamber burnu mu Kara Bsyram? ^fç var bu gübre kokusunda da kaçıyorsun?» «Peygamber burnu olmasın b«rıim ourun, gübre kokusu istemiyorum» «Madem tatemiyorsun, sana bir so? Eyi dinle: Dedim ki, "Köy guıuiu ksıar verdi, burasmı satacak,,. Haceli rîması. bi başkası alacak. Senin için burasını Haceliye vermiyelim. Ge! aynı fıyete sen al.» Bayram biraz düsundü. «Nasıl alayım ben?» «Satm al» dedi Muhta, «Yedi yüz lira. Sekiz yüz ver, ien al.«Muhtar enuni, niye hep benim iıstüme g geliyorsun? Herkes CUMHURIYET Nüshası 25 Kuruştur Ahone Şcram Senelik 6 ayhk 3 ayhV Tdrklye 75 00 40 00 22.00 Beriki. memnnn, sevinclııden etekleri zil çalarak cikmış. Kadnılarıla münhal arama işine koyulmuş. Bir gün sonra, defterhanede blr müııhal haber almış. Ver elini ne/aret. Buldum, demiş. Defterhanede kuyudn attka kaleminde blr münhal var. Aman su lsi yapıver. Nâzır bey kaşlaruu kaldırmıs: Geç kaldın be birader. demis. Bngün mü gellnir? Dün neredeydiu? Oraya bir başkasını inha ettiler. Dün de tayini yapıldı. Sen günii güniine gel, günü gününe! Blzimki gene gitmiş. yenlden a . raftınnaya başlamış. Bu fefer. rıisumatta bir münhal haber vernıişler. Tekrar koşmo; nâîira: Rüsumatta bir münhal var. * e mis. Aman AUahaskına, totret fu tayrnlml yaptır. Nâzır, gen« üzgün blr yüzle: Bu sefer de geç kaldın, »zlziro, demiş. O kadar çok znazul, o kadar çok kadro harici memur var ki, münhali duyan istldayı dayıyor. Tabil, taylnlni yapmamaga imkin yok. Sen benl dinle, günü günün* gcl, günü günfine! Çıkmıg. Başlamış gene mönhal arunağa. Yolda bir ırkdaşuna rsst • lamış. Müşterek dostlanndan birinln ağır hasta olduğunu « arkadası haber verince onun ziyaretine girmeg* karar vermİB. Bakmıs ki, »danKats faıhMen agır hasU. Ha gttti, ha gideeek. Birden, aklma fehnls: «Bu «asılsa oluyor, denls. Ha bagfin Slmüa, ha yarın. farkı yok. Bari şunnn gırtlagmı sıkayırr», öldüreyim de, hiç kimse haber almağa vakit bıılmad»n, bırakacagı münhale ben oturayını». Dediği gibi de yapmif. Adamın basına yorganı cekmis, ev halkına da •Dokunmaym, biraz daldı» demiş, fırlnmıs. Doğru nâzınn yanına. Bir tpmenna: Bizim Rıza Bey lizlere bmiir, demiş. Memuttyetl nfinhal, aman benl şu vazifeye tayin edivcr de bu iş bitsin artık. Nâzır, ellnl masaya vnrmrş. tozde bfkelenmis: Be birader, demiş; ben »nna iriinü gününe gel demedim mi? O münhale tayin yapıldı bile! Biçare marul artık dayanamamıs: Be adam, demis. Geberdiğini ne zarnar. haber aldın da tayininı yaptın. Daha yanm saat evvel Rirtlağnu sıktım, günü gününe dcğil. saati sastine geliyorum! Işte bizim geceler de böyledir. Ne zaman gebe kalırlar da, nr za> man yavrularlar, hie belli olnıaz.. Boauna münhal aramryahm! Harodl VAROGLU HtttÜ EOtttVN AKMAfnAHl Rarlel 150.00 80 00 44 00 TEŞEKKÜR Çoktanberl çekmekte olduğum müzmin romatizmayı kısa bir zamanda tedavl eden ve Tak8im Şchidmuhtar caddeaindeld modern muayenehanesile büyuk bir ihtiyaca eevab veren Fzikoterapl mCtehaseısı kıymetü Doktor ve masör Mcdiha Engizere gosterdikleri yakm alâka ve lhtimamdan v»j muayenehanelerinde görülen lntizamdan dolayı sonsuz minnet, şukran ve tebriklerimi arzederim. Saime Günay Basan ve Yayan «Siz de oturun.» dedl Mııhtar ü1 i yelere. Bayram iskemlesinl kuruluu yakınına getirdi. Muhtar bir «igara çıkarılı Nuri hemen koşup atej sundu. Bir iki çektikten sonra: «Eee Bayram!» dedi Muhtar. «Yahu biz seni akıllı makıllı bir »ey bilir dik be. Şöyle eyi bir komşu bilirdik biz seni.» «Siz gene öyle bilin.» dedi Bayram. «Ben gene eyiyim.» >Biz bu dünyaya kazık kakıcı değiliz. Bizden sonra muhtar olmasan da gurul üyesi filân yaparız seni diyorduk.» • Olanlara mübarek olsun.» rliyecekti. demedi. Daha akıllı koınşular var.» dedi. «Bir benim çürük çık=mamla koca köy üyesiz kalmaz ya!» «Bak!» dedi Muhtar. «Öyle «ahar11 gaharli konuşuyorsun ki. Ne de olsa senin yaşın ufak daha. Ve de eklrnın almadığı pek çok raesfle vardır. Böyüklerin ne derse onu dinle. Ve dahi cuvap verme . » Bayram: «Dinliyorum.» deyip »ua ta. «Eyi dinle! Şimdi bu Haceli'nin karakollara yollarım. Candarmalarm temel kazmasına gönlün ohnuvor kulağuıa fıslar, dayak attuırun. N«zarete kapattırırım...» mu», öyle mi?» •Evinin önüne ev yapıin.asını Jste«Haceli temel kazarken ananı eön mlyen bir kaduıa dayak atarlarsa derip kazmasının önüne yatv.ıvor attu. Senin şanma düşerie, h ı y hay.» «"Evinin önü,, deyors'in. Nasıl evimuşiun. Böyle »eylerin bu köyde görülmesini istemem Bayram. Kan nin önüymüş? Ulan, o^ası koyün ortamalı. Gurul karar verdi, iatışa çımı çıkarmak istiyorsun?» kardık.» Bayram: «Benim kanlan filân bir İJim yok.» «Köy içinde yirmi Kİ|tntn rrl v«r.» dedi. «Anamı da gönderip kazınanın «Var...» önüne yatırtmıyorum. Kendi gldip «Yirmi kisinin lçind^n tade banJm yatıyor. Haceli'nin temel ijine »im evin önünii satanaga mı karar redilik ben karışmıyorum.» riyor gurul?» «Sen dururken dişeyll halinde a.Kara Bayraaam, Kara Bayram! nanm çıkması doğru mu ortaya? Ne Bak sen çok ireli gidiyoısun »slaye mâni olmuyorsun? Neye "Dur,, nım. Ulan, Haceli'nin yîpacnğı evin demiyorsun?» senin evine ne zararı var?» «Nasıl "Dur,, diyeyim? Aitmı? ye«Kapatır.» sındaki kadmın ayağına duşak mı «Kapatırmış. Nesini Kapatır vlan?» vurayım?» •Manzarasmı kapatır.» «Onu yarın oda'ya çağırırız. Bu «Hıh!... Şunun düşündüğü «.eye kadar erkeğin içinde sorgnya çeke bak. Bir de akıllıyım dcy» pezevsin riz. Sen bundan utanmıyacak nusın?» köy içinde he mi? Ulan .t;nin ne«Niye utanacağmı? Bir eKsık işi yine manzara be? Sen bir çarıkh ıni var?» köylüsün. Köylü herif jötüne mi «Bu eksik iştlr lste. Kadm kısmı gokacak manzarayı ulan? O senin •rkek İBİne ne karısır? Bak, sonra dedlğin seherliye mahsus. Harü biı Cuırıhuriyet Matbaacılık ve c'nünı ev yaptumamak için orasını Gazetecilik Türk Anonim Şirketl satın mı alıyor? Boı toprağı lotın Cagaloglu Halkevi sokak No 3S</41 eJa^ım. Bo« bırakayım. Bu ne bıçüıi Sahibl akıl böyle? Koca Erle ovasuıda 'jenı kepaze etmek istlyon anlaşılan... SeN A Z İ M E NADİ kiz yüz lira ver; toprak yatsm, T a « işlerlnl fi'len ldare eden bomboş!» Mes'ul Müdur «Boa yatırma. Rarun yap. Çeviı ÖMER SAMt etrafını çitl«...» Gaıetemıze gor.clerıltn evrak ve «Suyu yok, bi şey yok... Orda ha yaralar neşredilnin edilmesm lade rım mı olur?» olunmaı. tlftnlardan memıliyet kabul Aıkası var edilmeı. CEMAL ADADEMİRe PROF. NİMBÜS'fa MACEBALARI: