28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Doktor 75 Ç'rvırea: M KtNA.N KAN IKJ Tifüs salgını Böylece ayrıldılac. Demina'nın küçük cep fenerinin ışığı dar taşlıga daldı, kirli du\»arları, pis merdivenleri aydmlatarak uz:.î;'??tı ve karanlık Yuri'yi çevreledi. Sağıijda Park Zafer Soksf x 'uy'>. Pavk Araba Sokağı vardh. Uzaklara. karlı mesaieye uzancbkça bunlar sokak olmaktan çıkıyor, Sibiryanın, UraHarm sık annanlarındaki gibi, kâFgir bmaların vahşi ormanı içinde biıreT yarmayı andırjyordu. Döndüğünde, evi aydınlık ve ılıktı. Tonya: «Neden bu kadar geciktin?» dedi. «Sen disanda iken. inanılmaa bir şey oldu burada.» Ve onun cevab veımesini beklemeden, izahatma devam etti: «Gerçe'rten, anlaşılmaz bir şey. Dün babam çalar saati bozmuştu. Sana söVlemeği unuttuydum. Çok üzültryordu: Evrfe ondan başka doğnı dürüst işliyen saat yoktu. Tamir eimeğe çalıştı. Evirdi, çevirdi, göktü. taktı bir şey beeeremedi. Köşe basmdaki aaatçi ise gülüne bir ucret istiyordu. Düsün bir kere üç libr« ekmek! Ne yapacağımı şaşımnıstıra. Babarnm ise ağzım bıçak açmıyordu. İnanır mısın? Bir saat evvel bir çıngırak sesile, yırtıcı, kulağı delici bir sesle yerimizden fırlajnıyalun mı? Ödümüz patladı tabü. Fakat, bir de bakalım ki, çalar aaat değil mi imia) bu? Hiç akıl •rer mi bSyle şeye? Dunıp dururken, kendi kendine işlemeğe baslayıvermiş saat!» Yurl Andreyeviç gGlerek: «Demek, benim de tifüse tutulma saarinı eelip çattj!» dedi. Ve 6* "atarısına tifüsHl nastasile çalar saat hikâyerini anlattı. 11 Ttfttg iae eok sonra çelfp çattı. Bu arada Jivaeolar tahammiillerinin izamf hududıma varan güçlükler, aıkıntılarla çaınıstılar. Hiç bir şeyleri kalmamıs açlıkla perçeleşiyorlardı. Çaresizüei içinde doktor, bir geee. tessdüfen hayatım kurtarmış olduğu partiliye, sokak ortasmda hücuma ugrayıp da •oyulmuş olan adama gftö. O da doktora yardım edebfhnek lçin elinden gelen her şeyi yaptı; fakat, o sırada iç harb baslamıstı, kendisl de nâdiren Moskovada kalabiliyordu: üstelfk' o jrÖTilerde halkm ccktigi mahramiyetlere pek fcıbif bir olay gözlle bakıyor. hattî. verine )?3re, kendisinin dahi aç kaldtğı oluyor, fakat, bunu kimseye sezdirmiyordu. Yuri Andreyevie Brest sokağındaki müteahhidi de bulmağı denedi. Fakat, aradan bu kadar ay geçmiş, fcenç adam ortadan kaybolmuştu. Çoktan fyilesip hastahaneden çıkan kansmın da ne olduğumı bilen yoktu. Galiullina'yı «radı, onu da bulamadı: Dısan eıktı dediier. Zaten binadakiler de tamamile yenl kiraeılardı. Demina iae crnhede idi. Günün birinde Yuri Andreyeviç'e resmî fiatla bir miktar odun tahsis edildi. İstihkakmı Vindava istasyonundan alıp evine taşıtması gerekiyordu. Gözleri bu beklenmedik define ile yüklü arabaya dikili uçsuz bucaksızmış gibi uza. yan Meşçanskaya caddesinde ağır ^»ğır ilerlerken bu pek iyi bildiği .yerler bir acaip göründü ona. Biraz :«lfkkat edince, kabahatin kendinde olduğunu anladı: İki tarafına yalppiıyor, bacaklan tutmuyordu. O . :£*a>an başma geleni anladı: Tifü•e tntulmuştu. ' Mvşterisinin bhr kfilçe jrlW yere yığıhverdiğini gören arabacı Jivago'jTi kaldınp odunlann iistüne atıverdi. Doktor evine nasıl döndüğünü bilemedi. 12 Hastahğın ilk iki haftasında Yuri Andreyeviç nöbetler içinde çırpındı. Kâbuslu rüyalar gördü. Sonra : .ij'avaf favaş lyiieşmeğe basladı. .lHrten, beyni işlemez birisi gibi ...:ber şevi olduğu gibi kabul ediyor^"İu. Hiç bir şey hatırlamıyor, bir şeyle bir diğeri arasmda hiç bir tminasebet kuramıyor, hiç bir şeye hayret etmiyordu. Kansı onu beyaz ekmek, tereyağı ve şekerli ç="?la besliyor. bazan kahve de veriyordu. O, böyle şeylerin rrıevcut CUMHURİYETln Edeb! TeJrlkaaıt olmadığım unutmuş, bunlar nekahet devresindeki bir hastaya vcrilmesi gereken şeylçrdir diye şiir gibi, masal gibi lezzet almıştı bunlardan. Fakat, çok geçmeden. düşünmeğe ve merak etmeğe bLşladı, nihayet. Günün birinde. Varısına: «Bunları nereden, nasü bulabdldin?» diye sordu. «Granya'n buldu.» «Ne Granya'sı?» «Granya J i v a g o «Granya Jivago mu? O da kim?> «Canmn, işte evdeki kardeşin Yevgraf Omsk hani... Evdeki kardeşin. Sen hasta iken, her gün geldiydi.» «Geyik derisinden bir ceketi vardı üzerinde? ı> «Tastamam! Demek görebildin. Çoğu zaman kendinde değildin, halbuki. Sana, bir otel midir, nedir? bir yerde rastlarrı». Derhal tanımı? seui Konuşmağa heveslenmis, fakat Anlasılan sen çocukcağızrn ödünü patlatmıssın! Taparcasına seviyor aeıü. Yazdığın her şeyi, her «aün, her kelimeyi okuyor. Ya birdenbire bulup getirdikleri? Pirinç getirdi, kuru üzüm getirdi, jeker getirdi .. Daha neler... Ama şimdi, gitti artık. Bizi de beraber götürmek istiycıdu. Garib bir çocuk, biraz da esrarengiz. Zannederim, o laraflaıdaki hükumetle bir münasebeti var. Bizim için «hiç değilse bir iki seneliğine buralardan uzjklaşmanız lâzım» diyor. «Büyük jenir'crden uzaklaşm, azıcık da toprağa ddnün!» diyor. Benim de, ilkten, aklıma Krüger'ler mâlikânesi gfidiydi de omükemmel fikir> dîdiydi. Gerçekten, ne iyi olurdu. Gvzel güzel, kendi sebzemizi tencimiz yetiştirirdik. Etrafımız ormaniarla çevrfli, ne iyi olurdu. Burada çrrpmmadan, savaşmadan koyun gibi ölmenin ne mânâsı var Kİ?» O senenin nisanında Jivago, burün ailesile birlikte, tâa Urallarda Yuryatin şehri civarındaki eski Varikino mâlikânesine har3K<;t clti. Zimmetine 17,500 Hra Bir Sümerbank meniuru dün tevkif edildi =haberleri $etıjr I 1 •K T cınmuuTET 21 Aralık 1958 S A D B A II İ S L E «1 f I KSABAH Denizden karaya İstikrar mı, intikal mi? zım geldiğini iddia ederdi. Halbuki ! daraltmaktadır. Hem de ne zaman? ' bu sefer, iküsadi teşekküllerin ve : Dolar 280 kuruştan 9 liraya çıkarıhp | belediyelerin ihtiyaçlarını kendi kay piyasanm aynı muamele hacmini de. naklarile karşılamalarına hükumetin ğişen fiatlara intibak ettirmek üze taraftar olduğu söylenmektedir. İk ; re kat kat fazla krediye ihtiyaç duy tidarın eski ve yeni tezleri arasır.da, duğu bir sırada.. Dün daralmış tica kutuplarla ekvator kadar mühim bir ret hacminin şişkin kredi tahsislerile derece farkı bulunduğu meydanda beslenmesi ne kadar mahzurlu olmuş dır. Yıllar boyunca ucuz para ve bol sa. simdi de devalüasyon'.a yükaeltil kredi »istemi yürürlükte tutulur ve mis fiatlara rağmen kredinin donaonra âniden para darlıgına sebebu durulması aynı derecede sıkıntılı yet verilirse, iş hayatmın ciddî sar neticeler doğurmaktadu. smtılnra mâruz kalmaması imkânsız Maliye Vekili, devlet teşekkülledır. Dört ağustos kararlan, yakın rinin işletme açıklarını kendi kayzamana kadar müdafaası yapılan naklarından kaıfilayacaklarmı söy. •ExpanEİon» siyasetinden bir dönüı Kiyor. Devlet teşekkülleri, yani Süteşkil etmekle beraber, dâvayı müs merbank fabrikalan, kömür madenbet bir istikamete çevirmiı bulun leri, demiryollan, ıu ve elektrik ida mamaktadur. releri, belediye otobüsleri vesairc. Yeni siyaret muvaffak olabilecek Bu müesseselerin gittikçe pahalılamidir? Hasan Pol fcanın iktisadi nan maliyet ve hizmet masraflarmı istikrar programına terael saydığı karşılayacak hususî kaynakları var tedbirler, fiiliyarta devlet ve piya mıdır? Piyasada kredi darlığı hü. Enflâsyon ve devalüasyon, «ncak sa faaliyetinin Merkez Bankası kay küm sürerken istikraz t=hvilleri çıpiyasanm uzun bir nekahat devresi naklarından faidelenme imkânlarını karabilmeleri güçtür. Memurlara ve esr.asmda izlerini tedricen «ilebileceği iktisadî ârızalardır. Fakat dört ağustos kararlarile alman tedbirler, Ord. Prof. t. H. ALANTAR . Prof. S. B. TÜMAY Doç. M. BİLGER sabırlı ve mutedil bir siyasetle piDoç. C. T. GÜRSON Do«. Ö. BEDİR . Dr. M. AKÇASU yasayı bu uzun nekahat devresine hazırlayabilecek bir mahiyet arzet. memiştir. Krediler dondurulmak suretile, iktisadî bünyede âdeta bir şok yaratılmıştır. Oysa y.i. iktisad C 1L T : I doktorları, bir taraftan işsizliğe ve Kuşe kâğıt Lüks Cilt 596 sahife. Fiatı 50 Lira. • diğer taraftan para buhramna yol açabileceğini düşünerek devalüasyon (Talebe için) Simili kâğıt Ciltsiz Fiatı 35 Lira. ları müteakıp sert tedbirler tatbikini tavsiye etmezler. İ S M A İ L A K G Ü N Geçmis bütçelerin müzakerelerinM a t b a a c ı l ı k ve K i t a p ç ı l ı k M U e s s e s e l e r l de, pa r n mikr'arının devamlı olaMerkez: Cagaloğlu Servilimescit Sok.24 IstanbulTel. 22 09 68 rak arttırılması tenkidlere yol açar. HAK KİTABEVİ (B.lnill) Ankara Cad. 4 IstaN. dı. Kasan Polatkan ise, emisyon faz H A K K |TABEVİ Y«mk«arayUr Soh. 1» istanbMt lalığını kalkınan bir ekonomir.in di namik bünyesile alâkalı görmek lâtktisadl şartlar istikrara kavuşabilecek mi? Bu mesele günlerden be ri Bütçe encümeninde konufuluyor. Hasan Polatkan, bir istikrar proğr» mı tatbik edildiğini ileri sürüyor. Muhalifler ise, pahalılık ve işsizliğia artmasından endi'je duyduklaruu saklamıyorlar. Encümenin dört du varı arasmda. birbirme 180 derece aykırı görüşler çarpışıyor. İktisadçıların yaşadığımız sartlar altında istikrar politikası tâbirini yadırgayacaklarma süphe yoktur. Çünkü devalüasyonları daima bir hv tikal devresinin takip ettiği malumdur. Bir çırpıda döviz kurlarma yüzde 220 nisbetinde zam yapan dört ağustos kararlan, bütün fiatları ha rekete geçirmiştir. Beş aylık bir tat bikat devresinde, piyasanjn normale döndüğünü gösterebilecek tek bir te zahüre rastlanmamıştır. Fiatlar pa hahlanır ve işsizlik korkusu yürekleri titretirken, istikrar kelimesinin hakikate ne derece uygun düşebileceğini sonrak yerinde olur. Piyasa lartlarımn deşiştiği ve is adamlan, nın teerddüdlere sürüklendikleri bir devreye verilemiyecek bir isim var ise, o da budur. YAZAN * Dr. Feridun Ergin Bir Sümerbank memuru, zimmetine 17,500 lira para geçirmek £Uçundan ssnık olarak, dün nöbetçi Suih Ceza Mahkemesinde tevkif edilmiştir. Behlül Aksunar ismindeki sahsın Siımerbankın Beyoğlu şubesinde memurluğu sırasında zimmetine para geçirdiği ihbar edilmiş ve yakalanan memur, dün mahkemedeki ifadesinde suçunu inkâr etmiş tir. Dün 2 kaçakçı tevkif edildi Hasköy Gümrüğünden 12 sandık içinde kaçak dolmakalem, tükenmez kalem, kol saati bileziğmi çıkarırken yakalanan Abdüllâlif Büyükcan ile Fıkret Tan, dün 1. Ağır Ceza mahkemesinde tevkif edilmiştir. Zatî eşya kaydı ile malların gönderildiği İbrahim Garib adlı komisyoncu hakkmda ise kıyabî tevkif kararı verilmiştir. Ayrıca, mahkeme dosyası icinden kaybolan konşimentonun yeniden çıkartılması hususu da karar altına alınmıştır. Çocuk Kastalıkları Bilgisi Kızılay Kadıköy Şubesi bir senede 3281 kişiye yardımda bulundu Kızılay Kadıköy Şubesi, bu seneki yardım programı hakkında bir broşür yayınlamıştır. Verilen malumata göre, şube tarafındatı 1958 senesinde 559 kişiye 12180 lira nakdî, 600 kişiye 16.000 lira aynl, 300 kişiye 400 lira tutarında ilâç, 22 kişiye 3310 lira prevantoryum, 1050 kişiye poliklinik ve 750 kişiye de 1500 lira dis yardımı yapılmiftır. Bu suret'e Kızılay Kadıköy Şubesi 30 bin nüfuslu kazada 3281 vatandaşa çesitli yardımlarda bulunmuştur. YedinH Bölüm VARIŞ 1 Jtvagoian getirmis olan tlren, istasyonu perdeleyen bir kaç katarın ardında, hâlâ bir yan hatta idi; fakat Jilvago'larda Moskova ile o âna kadar sağlam kalabilmiş olan irtibatlarının o sabah birdenbire kopuverdiği, bu çok eski münasebetin sona erdiği issi vardı. Burada başka bir "î ke, kendi ayrı ağırlık merkezi olan doğiçik bir taşra âlemi başlı/ .c (u. Bura halkının, Moskpva'dakilere, Petersburg'dakilere kıyasen birbirlerine daha yakın yaşadıkları daha ilkten göze çarpacak kadar âşikârdı. Istasyon bölgesinden sivillerin tahliye edilmiş ve bu c'vara Kızılordu birlikleri yerlejtirilmjş olmasına rağmen msballî tiren yolculan gene de. akıl havsalınıa elmıyacaeı Hr «»'î'de, demıry Oıina ulaşmanın bugünön tabirile istaayona «sızmainm bir kolayını bulmakta idiler. Bunlar çoktan vagonlan doldıırmuşlar, yana kayarak açılan kapıların öniermde k'i • melenmişlerdi; diğer bir kısmı da ya bir aşağı bir yukarı katar boyunca geziniyorlar, ya da küçak gruplar halinde, hat boyunda *oplanmış duruyorlardı. İstisnasız hepsi birbirlerini tanıyorlardı. Daha uzaktan birbirlerini görür görmez el kol salhyorlar, birbirlerini çağınyorlar, yahut da birbirlerinin yaır^dan gecerken <îelâmlaşıyorlardı. Şiveleri de giydikleri de, yedikleri ve edalan da baş şehirde yaşıyanlarınkinden ılraz farkh idi. Doktor kendi kendine tAcaba bunlar maişetlerini nasıl kazanırlar?» diye düşündü. Ne Sle alâkalanırlardı? Maddî gelir kaynaklan nelerdi? Devrin zorluklarile nasıl bss edebiiiyorlardı? Yenl kanunlardan, nizamlardan paçalarml n" ' '"'irtarabiliyorlardı? Çok geçmeden, biitün bu sualler en canlı bir şekilde cevaplandırıldı. (Arkası var) 56 Yeni doğan çocuğunu öldürmeğe teşebbüs eden kadın mahkum oldu Meliha Bal ismindeki kadın, dön 2. Ağır Ceza Mahkemesinde, yeni doğan çocuğunu öldürmeğe tejebbüs suçundan 3 sene 4 ay hapis ve bu müddet Emniyeti Umumiye nezaretin.de bulundurulmaya mahkum edilmiştir. Meliha Bal, 1956 yılınm 8..aymda gayri meşru 8 aylık doğan çocuğunu helâya atmış ve çocuğun Uk bağınşları duyularak komsular tarafuıdan kanaldan çlkartlmıs, Zeynep Kâmil Hastahanesine kaldınlmıştır. Çocuğun orada ölmesile açıl mıs buluTian dâva, dün sonuçlanmıştır. Cankurtaran arabası ile kaza yapan lsveçli mahkum oldu John Harry Haguist adlı îsvesli gemici. sarhoşken Şişhaneden bindiği Cankurtaran arabaa ile kaza yapmak suçlarmdan sanık olarak devam eden yargîlanması sonunda. dün 9. Sulh Ceza mahkemesinde 2 ay hapse mahkum edilmiştir. Suç .'lk defa işlenmis olduğundan mahkeme cezayı geri bırakmıştır. ı30 Aralıkta bılll slacak .çünkü, lstanbulda, Göztepede ayda asgari 2000 lira kira getiren, sağlam yapüı, konforlu, 6 DAİRELİ bir apartmanın TAMAMI, bir dönüm kadar arsası ile 30 Aralıkta tek bir talihlinin malı oluyor. 24 KİŞİYE 24 APARTMAN DAİRESİ i ADET 20.000 LİRA 10 ADET 10.000 LİRA 20 ADET 5.000 LİRA ZENGİN VE ÇEŞİTU PARA IKRAMİYELERİ cem'an Balıkhaneye dün 1 ton orkinos geldi Dün Bahknsneye bir ton orkinos, 1500 çift palamut, 2500 kilo kılıç, 1500 kilo hamsi, 2500 kilo uskumru ve 3500 kilo muhtellf cins balık gelmistir. Fiatlar orkinos 1S€ krs., palamut 250 krş, kılıç 812 lira, uskumru 56 liradır. İKİ MİLYON Arahk 21 Cemaziyelâhır 10 T 0 RKIYE BANKASI PAAL d«m 'ıını kaldırdı. Bak, Fatma gideceğı yeri hiç kurcajamami}. O, baba evine .' run.ği kendine bir hak tanımıs. Ama hakkı değilmiş. Iiman dolu. Ağzı ağzına dolu. Yer yok ona. Yeniden ucu bucajı görünmiyen, büyük dalgalann aah V. ] 7.22 12.12 14.32! 18.44118.22| 5.34 E. 1 2.39J 7.23! 9.43112.00; 1.39 12.81 paranuın... istikballntzln emnlgetl da küçük bohça var. Kaduılar hep zayıftırlar i»te. Ana kız birbirlerine aarüdılar. Dünya bu. Kim öle kim kala.. Fatma Hreç denll aklaşmış dudaklanyla cptü annesinin elini. «Kızım, yavrum, flıOlme.. difini gık azıcık. B«n onun gönlflnfl t derim!» Hayriyânım bal gibl valan »öylüyor. Yediği ekmek gibi biliyor ki, kocası şaşmaz bildiğinden. Hasan yakında evlenecek. Bir de nun çocuğu... Adamcağiz oanavar mı artık, kimbilir neler hesaplıyor? Baba olur da kalbi sızlamaz mı hiç? Beyaz bir kedi kapının es:ğine uzanmış. Akşam güneşine. Tanımıyor onu Fatma. Buraya yeni geimiş o!sa gerek. Eaşını kaldınp isgiili gözierini Fatmaya çevirdi. Sımra ge ne uzandı. Bahçede, ekmek k ı ı n tıları arıyan serçeler cıvıldadıkça, kedinin kulakları sesin geldiği yana dönüyor. İş çıkmıyacağmı kes tirip rahatmı bozmuyor. 3una kerşıt, tel bıyddarı titriyor. Annesi babasının peşinden seğırtmisti. Çocuklar da ana'annın. Yukanda ne kararlar alınıp veriliyor. Tanrı bilir. Kuşların biri ama da yürekli. Ke dinin burnuna değin sokuldu. rCedi kuyruğunun ucunu hafiften kıvırın ca, kuş pırr.. havalanıverdi. Kedi heyecanîa ayaklandı. Sırtını kan burlaştırdı. Pençelerini ileri verip geriniyor. Derken geldi. Fatmamn oturduğu iskemlenin ayağına sırtını sürdü. Gitti tencereyi kokiadı. Oradan çöp tenekesine uzandı. iki ayağınuı üstüne ka'karak başını içeri uzatmış kokluyor. İş yok iş yok.. kedi. Bay Aptullah Tanyol karısma sor makta: «Ne diye geimiş bu sülık.. yoksa onu sen mi çağırdın kadın? > «Kayır, kendisi geidi sabahleyin.» oNeye geimiş pekiy?» «Kocasını hapsetmişler.» Anne: «Kuzum bey.. sen bilirsin!» diye yalvarıp yakarıyor. «Gebe de üstelik!» «Niçin hapsetmişler?» Öyle ya, niçin? Kadın kekeliyor : «Şey... şeyden... dilimin ucunda...o Fatma ona birşeyler anlattı ama şu adam insanda akıl fikir komaz ki... Kekeliyor: « Cahillik yüzünden Bey, sırf cahillik. Yazı mı ne yazıyormuş. Başaıa bu felâket gelivermiş. Kızımıza da çok iyi bakıyonnuş doğrusu. Kendi anlats:n... 7^kat bajma bu felâket geimiş. Şimdı Ankaradaymış ama, kur tulmak ümidi fazla.» «Suçu neymiş?» 'Fatma, suçu yok anne diyor» Bay Aptullah Tanyol, eşini yan cKadın, sana n« emrediyanam onu yap. Günaha »okma beni akşam aksam. Beni xivanadan çıkartma!» tBey, ayaklarınjn altuu öpeyim..» «Bebek değil ya, katır kadar karı, baksın başınm çaresine. Fesüphanallah!» Gümrük memurunun aakaklan zonk zonk atıyor: sıladı : «Cçı sakah değirmende ağart«(Fatma suçu yok anne diyor!) madık. Bunca yıllık tecrübem var Suçu yokmuş... Seni beni neye benim.. Gozünü kulağuu dört aç hapsetmiyorlar? Suçsuz insan hapda dinle; Zehra büyüyor. Önüne sedilmez, anladm mı sersem kan!» emsal mi verelim, istediğin bu Kocası bağırıp soruyor: «Heri mu?» fin suçu neymiş, sen onu söyle! Bıçak gibi kesici bir el savullaHırlı mi, hırsız mı, ne?» masıyla anneyi dışarı çıkartıyor. «Bilmem ama, galiba, blrlleriyle Artık kurtarma umudu kalmadı. ağız dalaşması yapmıs...» Ana yüreği parça parça.. delik deBöyle söyledi. Anntnin aklı iyioe »ik. kaıışü. Havadaki umutsuzluğu peFatma annesinln kızarmıs gSzlekâlâ bılmekte. Tehlike büyük. (Ya rini, bozgun halini görünce ayağa rabbi, sen yetiş benim imdadıma) kalkıyor. Anladı. Valizinl yakalı«Gebe...» dedi en sonunda. «Kız yor. Valiz de ağır mı ağır. Dalgıncağız gebe Sekiz aylık. Bu gün ya ca, kardeşlerini öpüyor. r a neredeyse...» Hasan: «Sen bırak abla..» dedi. 'Ben Bay Aptullah Tanyol azıcık duraladı. Karısını kötü kotü süzdü tramvaya kadar taşırım!» Karısınin sözleri onu yumuşatacağl O bile yola geldi. Sanılannda yerde, daha beter çileden çıkarttı : hep aldandılar. Sanıyorlardt ki; 1 ; «Defolsun gitsin evimden...» diye ı baba'?rı sö^'er s» " da on . onu gürledi. «Benim Fatma adında kı da gene alıkor. Gebe kadım sczım yok, anladm mı karı? O çok kağa atmaz. İçleri buıuldu. tan b'ldü...» Kendisine tüy gibi hafif gelen «Bey Bey!» valizi yakaladığı gibi kaldırdı. Bir alıkçılar, Marmarada, ikl buçuk tonluk bir könek balığı yakalamıslar. Bir balık yağı tâciri. bu balığı satın almak istemiş, bin beş yÜ7 Hra para teklif etmiş: vermemişler. Adam basına yirmi beş işçilere yol vermek suretile masraf kuruş ücret karsrfıjh. merakîılara ları indirmeleri, şiddetli itirazlara yol acabilir. O halde geriye kalacak çaDenizler âlemi, hele çok derin renın zamlaıdan ibaret olduğu an. denizlerin dibl, son zamanlarHa, laşılmaktadır. Her ihtiyacın yeni bn insan oğlunun ^icakları, eğlenzauıma zemin hazırladığı bir sistem celeri arasma girdi. de, istikrarm hasret duyulan plâtoSırtlarında oksi.ion rihan. ellenik bir gayeden başka bir manâ ifa.rinde foto&r«f ve sinema makinede etmiyeceği düşünülebilir. Üstelik bu zam'uiı eoflâsyondan leri, gözlerinde. su geçmez tertikuıtulmak üzere katlanılacak zaru. batlı gözlükler. denizlerin di'ıinde rî bir fedakârlık addetmeğe de im kulaç atanlar, bu rensârenk, hârikân yoktur. Tanınmış İtalyan iktisad kalı âlemden a>Ti'mak istemcyeçısı Umberto Ricci'nin tetkikleri or cek kadar azametli manzaralar ortaya koymuştur ki, vasıtalı vergile tasında dol«s.ıyorlar. Ama bu ihtire ve inhisar işletmelerine yapılan şamlı tilkede gözienne i'i«en dtniz zamlar aynen kâğıd para basılması hayvanlannın köpek balığı kadar gibi enflâsyonist bir baskı yar«t yırtıcısına, zannederim, henüz temaktadır. Târifeler ve fiatlar yükseltiliııce, emisyon aynı seviyeae tu sadiif etmediler. Tabiat. köpek balıpınm agzım, tıılsa bile. enflâsyonun fasid dairesi caliba daha çabuk, daha kolay, yeni bir hız kazanmaktadır. İktisadi hayat, dört ağustoı tari daha fazla yiyebilsln diye. Hemen hinden önceki duruma nazaran istik hemen karnında yaratmış. Hayvarara yakla?mış değildir. Tarladaki nm vahşUiği evvelâ orakan belH. çiftçi, fabrikadaki işçi ve bürodaki İnsan, hayvan. canlı ne bulursa, memur. kendini bir intikal devresi AlJah yanttı demez, sömürür; kcn nin müjhemiyeti içinde hissetmekte d! boynndan büyük teknelere. kul dir. Ih'racatın canlanamamm, dıj ti. vapısı demer. saldınr. Onun irin caretin düzenlenememcsi. zamların bu korknnc havvanın, elbet, acıbirbirini kovalaması ve fiatların pa ^!>ıak firafı yoktur. halılanması, geçirilmekte olan iktiAma ben. v'rmi be? kuruş ticsadi şokun piyasayı ahenkli bir nizama «okabilmpk ihtimaünl zayıf ret mukabilinde halka »eyrettirilatmaktadır. Dört ağustos kararları. len bu köpek balıgma acıdım. doğ nın orta halli ve fakir tabakakra da rusu. ha iyi hayat sartlan getiremediği ar Neden m! aeıdım? tık anlaşılmaktadır. Anlatayim. Sen. sittin gene, her Iktidarın takip edilen «iyaseti bir ugradıîn yere dehşet salan bir Alistikrar programı olarak vasıflandır man denizaltısı beyhetiie, ıımmanmanna mukabil, bazı milletvekiUeri lan snsadurdur: dünya denizledeflâsyondan bahis açmaktadırlar. Ne lerinde, alabildieine nalma gez; bübiri ve ne öteki.. Pahalıbğın »rtaca ttin canavar balıklara hükümdarğını gösteren kuvvetli alâmrtler var lık et: önüne trelenl kap. ardına ken ne deflâsyondan korkmak ve ?elenl tep. «onra. basbavagi torikne de istikrar ümidir.e bağlanmsk caizdir. Bu sadece bir intikal ve sar lerln bile hakkından gelemediklerl sıntı dcvresidir. tssizlik tehlikesinin idn memlekcrl sene'erce nskumruve piyasa teşrvvüşlerinin siyasi mah MIZ bırakan balıkçılana eline düs; zurları anlasılmca, tckrar kredi mus dev ıribl gövdenle. ml^kin mi«kin. luklarının açılmasına ve dört ağus kaldıntnlsra uzan: seni, gelene dtostan önceki siyasete dönülmesirte dene, kolhıklannı kabartarak ıeyzaruret duyulacaktır. Ve pahahlığın rettirsinler! temposu ıralum seyrinden inhiraf et Hem de yimd beg knruıja! miyecektir. Hiç olmazsa yeni seçimHem de, ikl adnn ötedeki mıylere kadar. mmrı palamutun tanest ikl buçuk 1950.55 arasmda enflâsyon» başvur Hrava satıldığı devirde! maksızın kalkınma hamlelcrini gerNasıl acımam! çeklestirmek kabil olabilirdi. Fakat *** kısmet degilmis.. Dört ağustos kaBn yatımı, futbol meraklılan orarlannda baska bir teknik tatbik edilerek sıkıntılar nisbeten hafif se Wı?>"ssın. ÇSnkfl fiıtboliin. fnydaTİvade nran olduğunu söy çirilebilirdi. Ama bu fırsattan istifa de edilemedi. Fiatları u«uzlatmaksız>n istihsal bünyesini sarsan bir kre Gerçi, bu futbol «algıntndn, bn di darlığ! ve ihracatı canlandıramı. <or. hemen hemen «kimse okumayan bir devsKlasyon.. Dört sgusos sınn gibl bir mânâya gelir ama, y öt k kararbrınm görünür neticeleri |im. baska bir sey de diyemezdim. dilik bunlara münhssırdır. Futbol, kimse inkar edemez kl, şimdiye kadar sayısız kol, bacak TESEKKÜR kırmıştır; zaman zaman: ahaliyi 15 Kaiıım 1953 gunC müesaif tay birbirine katmıştır; şunun bunun yare kazasınrh bızİPri sonstız bir m lçerifinde bırakürak çehit düsen İ>!ÜDI halleri geçirmesine, haftâ olümlerine sebep olmtıjrur: ceıriallemizin az'7 %a"lı*ı ,v«<in terbiyesine zarar vermiştir; Pilot T»m. haftada bir kaç defa,' vatanda«lan YUCEKAL'm E'rek tclerafla gerpk opnaze ınoraM «vaz avaz haykırtarak, biribirinl, ıripdp bizzit bulunar^k «nnııuz acı yamynmlar gibi, çiy çiy yemeğe lanmızı paylafan. başta Hv. K. K., teşvik etmbtir. S Hv. t's K.. bütün üs mensuplnrına. Ama ben, bn bfr sflrfl «mlşHr» Bandınnalılara. akrsba. do«t VP knnış'.!lir:r»ııza ayrı ayn tpşokkürp bfl le tmnstur» a bir tarafa bırakıTDk acımız rrani oldusrundan muh yorum. Futbolün asıl zaran, bentPrem gazct^nizin tavassutunu rica ce, bunlar değil; gencinl, yaşlısım, ederiı. çocuğunu, bfiytiğüntt derbeder hâAİLESÎ la getirmis ohnasıdır. Pazarlara, tattl gflnlerine diyeceTESEKKÜR giffliz yok. Ama hafta içindekl çaAr»mızdan rbPdiyen aynlan lışma günlerinde, stadvumdan yük se> gili büyüğümüz selen âvazeleri duydukça, gözümün A F İ F E Z E H R A önüne, agıı hirliei < Hn moktepten » ! ARABOÖLU'nun kactnıs bir haylaz talebe kalabalığı cenaıc merasimine iştirak eden, geliyor. çclenk göndercn. telpfon ve Son mae günfl, bir işim için, bir telgrafla t^ziyette bulunan. bizmüesseseye telefon etmek ihtiyarıIPII ziyaretle acılarımm paylasr.ıak lfttlunda bulunan büjrukm duydum. Bir amme müessesesllerimiz, dost ve arkadailanmıza ne. Telefona bir hanun eevav v«rminnot ve şükranlanmızı arzdi. Müdür beyi aordu». Çıktılar, ederiz. dedi. Muavin beyl »ordum. o da Araboğlu Taniu Kuzucu Saylam Aileleri çıkmış. Mııbas«becl bevi aradım; A oonn da çıktıiru gö' ~, \. Sn?(ime baVtım, iki. Her fc^He venn>se çıkmıs olacaklardı. Kaçta dönerler, diye sordum. Dö'nmiyecekler, ct^ abmı aldım. Nc biliyorsunuz, dedim. Hep beraber eıktılar, çıkarken YARIM ASİTLİ tenbih ettiler, asaça gidiyorlarmış, Teneke ve kutularda artık yaruı geleceUermiş, dedi. Aklima koca NedSm geldi. ÇalısKilosu 497.40 Kuruş ma r»nlerinde ka>aniaktan maça gidc"<k olan (evliyayı umur) a PAKSOY Ltd. Ort. haddim olmıyarak tavsiye ederim. İstanbul Şubesi onun öğüdUoe uysunlar. Maium ya, Galata Rıhtım Cad. 155/1 hazret, servirevam Saadabad'a dâvet ederken ffmâderden cum'a naTel: 4410 84 mâzîna devfi izn ataiims tekiıfînde bnhtnur. Ama divecçksiniz ki o de virde, ibadet de eizlijiniş. kabahat de. Orası da d^îğru ya! ZEYTINYAĞI CUMHURİYET Nüshası 25 Kuruştur ABONE ŞERAİTİ Türklye Harlel Lira Kr. Llra Kr. 75.00 150.08 Senellk denize açılmalı. Ya batarsra, ya ka• aylık 40 00 8000 lırsın. Açılmah3 arlık 22.00 44.00 Gülliver derler diyanndan dSBaoan ve yayan nünce; yoldaki evlerin, ğaçiuın, Cumhuriyet Matbaacılık ve duvarlann ve i"""1 ' riiklüGaıetecilik Türk Anonim Şirketl ğünü görüp kendini bir dev saCagalnğlu Halkfvl iokak No 39 41 Sahlbl narak, onları ayaklannın altında NÂZtME NADİ ezecek korkusuyla, yolundan çeYan işlerinl fl'len idare eden kilmelerini bağırmıstı. Her neaneMeVul MUdür yi devler ölçüsünde görmeğe alıaÖMER SAMİ «Şimdi nereye gidecekain? V«y mıstı çünkü. Kendini de dev £ö Gaaetemlze gönderilen evrak ve yazılar neşredlltin edilmesin lade olunmaz benim başıma gelenler» vay y»v rüyordu öyla. Ilytt kabul edllmeı. (Aıkaa TM) tltnlardan rum vay!» Diinkfi yazımda, bir rütbe adında hataya düştüğümii farkettim. Atufetlu demek îcabederken utufetlu demişim. Özür dilerun. Hamdi VAROĞLU MEVLİD Ziraat Bankası emekli rr.pmurlırından aziz ruhuna ithaf edilmpk üzere ohV münün kırkıncı gününe rastlıyan 23 Aralık 1958 salı günü lklndi namazını müteakıp Şisli Camiinde Mevlid kıraat olunacaktır. Akraba. dost vp arzu edenlerin tesriflerl rica olunur. AİLESİ TAYYİB HERSEGTL'in PROF. NtMBÜS'ün MACERALARL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear