23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 Aralık 195» CUMHURtYET Ikinci Dünya Harbinîn denizhava savaşlarından JapondonanmasınınbdkemiğiniW:» • ^ L Yazan: Abidin Dav'er PARİSTEN İSTANBULA kıraıı muharebenin ilk safhas. S i m S i y a h Ve ÇamUT.U TUHa . ^ ,***••<•• • •ı • ı. T U N A nehri hayellerimi kırdı Yazan: Simone Leslard sma yardım ediyordu. Kendiml tarihte gerilemiş sanıyordum. Saat yirmi bire doğru canlı, geniş caddeli modem bir şehir olan Zagrebde idik. Burada tek istikametli bir caddede yaptığım yanlış manevra yüzünden bütün halk etrafımm aldı. Bereket ki karanlık olduğunu söyleyerek polislerin elinden kurtulduk. Yoksa belki de hâlâ karâkollarda idik. Otelde masamızın yanında harikulâde neşeli iki İtalyan hem makamalaruu yiyor, hem beni süzüyorlardı.. Slovonski Brod şehri, Zagreble Belgrad drasında, yoldan dört kilometre içeridedir. Bu yol, Tito'nun vergi kuvvetiie yaptırmskta olduju gayet nefis otostradlardan birHir Ortalıkta kımseler olmadığından arkadaş:m arka lâstik patlaymcaya kadar 120 kilometre ile sürmeğe başladj. Beleket ki yanımızda elektrık lâmbası vardı. Listik bu sayede yanm saatte değışti. Brod otelinde yattım. Frtesi günü arkadaşım beni otostradın servis istasyonuna kadar götürerek oradaki makinistten beni Belgrada gidecek bir arabaya bındirmesini rica etti. Sonra da gayet Eoğukkanh olarak bana telefon nuBelgradda marajuu verdi: «Araba bulamazsa dar çıkmam icab eıti. Fakat bu fanız, gece gelip sizi buradan alırım» yede de Türkiye Kcnsoloshanesindedi. de bir İranlı ile tamştım. Bir saat Yarım saat sonra içi dağ çantala sonra da bu adamm Chevrolet'si rile dolu bir Opel çıkageldi. Yugos ile İstanbul yolunu H.rmuştum Tam lavyada benzin depolsrı o kadar üç gün dünyanan en berbad yollaazdır ki şoförler ister istemez hep rından geçtık. Berek»t ki İranlı sinin önünde durmak mecburiye bunlan evvelden biliyonnuş. Yoktindedirler. Opelın sahıbi de yemek sa muhakkak ki seyahatten vazgeyedikten sonra beni alıp götürdü. çerdi. Rommel ordusunun eski komutanBelgraddan sonra uğradığımız lanndan olan bu adamın üç saat Nış, Üsküp gibi şehirlerde İtalyan sonra önüme serdıği Eİmsiyah ça veya Amerikah olmadığ:mızı isoıt murlu Tuna nehri bütün hayalleri ettikten sonra ctelde vatak ve 'omi mahvetti. kantada yemek temin edebıldık Belgradda bir vize meselesi yüzunden tam bir gun geçirdim. İç İşleri Bakanlığı Müsteşarlığma kakumandanının bu maksadına iste ı miyerek hizmet etmışti. Çünku A j miral Hsîsey, Kurita'nın donuşunü haber alınca, bunu kat'î bır ric'at tahmin etmiş ve butun kuvveti ile kuzeyden güneye doğru sevreden yem filoya, yani 3 üncü Japon fılosunun üzerine saldırmıştı. 38 inci muhtelit filo tam yolla Amiral Ozava'nın üstüne giderken San Bernardino boğazını duçmana açık bırakmıjtı. Filvâki Kurita, geceleyin tekrar eski rotasın? dönmuş, bu i sırada'Tokyodaki ba^kumandından da «Allahın yardımına güve.'erek ilerJr^yiniz» diyen bir telsiz de almifıl. 25 ekim sabahı Kurita, hiç bir mukavemete uğramadan Filipin denizine girmişti. Çıkarmayı himayeye memur 7 nci Amerikan filosu büyük bir tehlikeye maruz bulunuyordu. Şehlrlerin içinden geçmemeğe karar verdik. Bilhassa Ljubliana'ya uğramak istemiyorduk. Çünkü Triestenin bu şehre yakınlığı burada bir nevi husumet dalgası yaratıyordu. Yol, ikide bir askerl kamyonlar tarafuıdan tıkanıyordu. Bunlar kenara yanaşmayıp sanki bilhassa yapıyorlarmış gibi yolun ortasında duraklıyorlardı. Her defasmda bir hayli beklemek ve ağır ağır icra edilen manevraıun sonunu beklemek mecburiyetinde idik. Benim Amerikah mevcudiyetimden hayli memnun görünüyordu. Çünkü ya•'rda bulunmam onu bir çok sıkıntıdan kurtanyordu. Askerler gelip bize yakından bakıyorlariı. 3en de onların gülümsemelerine cevab vermeğe çalıştı&ımdan fazla üzülmeden geçip gidiyorduk. Yugoslavya benim yaptığım gibi milll şoselerden gayri yollardan %idilmek suretile baştanbaşa katediidiği zaman güzel manzaralar arzetmektedir. Muhteşem nehirlerin ortalarından geçhği ormanlar. gül»r yüzlü su kenarlan, her tarafta görülen çiçekler, bakımlı tarlalar, dikkatle tevzi edjlmiş ekinler... Daha uzaklarda yeşil ormanlann ve kızıl kiremidli köylerin süsladiği tepeler enfes. Belgraddan Yunan hududuna kadar katettieimiz bölge ise tam bir çöl. Tepeler, kum yığmlan ve üstüva hattı ötesi bitkileri göze çarpıyor. Fakat memleketin güzelliğine. zengin görünüşüne rağmen köyler bana pek sefil geldi. Sonra bu mem lekette yol y ^ Sadece ilerisi için tasanlar yahud eski istilâ yollarının izleri var. Senelerce evvel belki şurada asfalt bir yol mevcudmuş. Taşocaklan arasmdan, çamurlu yollardan, sallanan köprülerden saatte 30 40 kilometre süratle zar zor ilerlıvorduk. Karşımıza çıkan öküz arabaları. yaptığım seyahatın bende bir ortaçağ intıbaı yaratma «Leyte» uçak gemisi Japonlann ağır blr mağlublyeti fle neticelenen 1920 hazirandaki fiirinci Filipln denizhava savaşmdan sonra, 1944 ağustos ve eylulünde Amerikan hücum filosu Filipin sulannda tam bir hareket serbestliği ile dolaşıyor, bu denizlerde Japonlann elinde bulunan adalardaki hava meydanlanm mütemadiyen bombalıyordu. 19 temmuzla 16 eylul arasında Amerikan denizaltılan da 3 Japon hafif kruvazörü ile 2 uçak gemisini batırmışlardı. Japonian za'fı karşisında Filipin adalanna çıkarma yapmadan evvel Amerikahlar. şimal Karolin adalarını zaptetmek için 800 harb gemisi, 1600 uçak ve 250 bin askerle taarruza gectiler. Japonlann bu adalardan ik'=inde 40 bin kadar askerleri vardı Bundan evelki yazımda anlattıfım gibi evvelki savaşlarda Japon uçakları müthiş bir katliâma uğradıklanndan bu adalarda yalnız bir kaç tane keşif uçaklan kalmıştı. Japon denizaltılan da müdafaadan âciz bir hale gelmişlerdi. Yalnız 3 denizaltı, Amerikahlara karşı koymağa çabşıvordu. Bunlann da 2 tanesi batınlmıştı. Japon hava kuvvetlerinin büyük ra'fı karsısmda Filipinlere yapılacak taarruzu Amerikalılar iki «y evveline alarak 20 ekimde Leyteye çıkarma yapmağa karar verdller. Amerikahlar düşmansr ueles aldırmak istemiyorlardı. Japon başkumandanlıih. Filipinlere karşı yapılacak Amerikan taarruzuna karşı bütün Japon donanması ile mukabil taarruza geçmeğe karar vermiş; uçak gemilerinde pek az uçağı kaldıSı için bütün ümidini karada üslenmiş hava kuvvetlerine bağlamıştı. 1944 eylulünde Japon bahriyesinin effl" rîndeki adalarda üslenmiş 900 uçak vardı Japon ordusunun da Filipin adalarında 250 uçağı mevcuddu. Fakat bunlan Çinden ve Japonyadan gelecek ihtiyatlarla takviye etmek mümkündü. îkinci bir Japon uçaklan katliâmı 9 ekimde Amerikan denizhava kuvvetleri Filipinlere civar adalardaki hava meydanlarau bombar dımana başladıklarından Amerikan donanma uçaklan ile Japonlann karada üslenmiş uçaklan arasında çok siddetli savaşlar oldu. Bir Amerikan uçak gemisi ile 2 ağır kruvazör agır hasara uğradılar. 1216 ekim arasında Japon hava kuvvetleri 1000 uçakla yaptıklan hücumlarda 650 uçak, . Amerikan denizhava kuvvetleri de 90 uçak ve 64 pılot kaybettiler. Bu savaşlarda yeni bir Japon uçak katliâmı olmuştu Japonlar, uçak gemilerinin mahdud uçaklanm da bu muharebelere iştirak ettirdik'erinden bunlar da mühim kayıblara uğramışlardi Japon başkumandanhğı verilen j'anlış raporlara inanarak Amerikan uçak gemileri filosuna ağır darbeler indirildiğini sanıyordu20 ek'rrde 2 kolordudan mürekkeb Amerikan kuvvetleri Leyte adasma çıkanlmaya başlandı. 850 nakliye gemisile 400 çıkarma gemisinden mürekkeb bir kafile halinde idi. Çıkarmayı 6 eski zırhlı. İS refakat uçak gemisi, 8 kruvazdr. 26 muhribden mürekkeb 7 nci filo himaye ediyordu. Japon uçakbrı 2 ağır kruvazörü yaraladılar, kücük cıkarma gemilerini batırdılarsa da Arnerikslılan çıkarmaya devam dan vazgsçiremediler. Bunun üzerine Jarjon donanması butün kuvvetile Fihpinleri kurtarmaya koştu ve 2326 ekim arasında muazzam Leyte denizhava savaşı vukua geldi. Leyte savaşında iki tarahn kuvvetleri Amerikan donanması topyekun şu gemilerden mürekkebdi: 6 ağır, 6 hafif ve 18 refakat olmak üzere 30 uçak gemisi, l2 zırhlı, 7 ağır kru vazör, 13 hafif kruvazör, 93 muhrib, 11 refakat muhribi; uçak gemilerinde 1280 uçak. Japon donanması ise şu gemilerden müteşekkildi: 1 ağır, 3 hafif uçak gemisi, 7 zırhlı, yarısı u çak gemisi haline konulmuş 2 zırhlı, 13 ağır kruvazör, 6 hafif kruvazör, 33 muhrib. Yalnız 116 sı uçak gemilerinde ve 600 ü karada üsleniş olmak üzere 716 uçak. Görülüyor ki Amerikahlar gerek deniz kuvvetleri, gerekse uçak ıtibarile Japonlardan çok üstündüler. Amerikan ve Japon kuvvetlerinin filo taksimatı Bu muharebeleri daha iyi takib edebilmek için iki donanmanın filo teşkilâtını da bilmek lâzımdır. Amerikan donanması: Amlral Halsey kumandasında bulunan S tincü filo İle bu filoya dahil Amiral Mitscher kumandasındaki 38 inci muhtelit filodan ve Amiral Kinkaid kumandasındaki nisbeten zayıf 7 nci fllodan mürekkebdi. T ' n c i filo çıkarma kuvvetlerinin yakın hjmayesine memurdUj. , < ( M ,^. Amerikan donanmasına da merkezî Pasifik deniz kuvvetleri başkumandanı Amiral Nimitz Pearl Harbor'dan direktifler veriyor, fakat Halsey'in sevk ve idaresine müdahale etmiyordu. Japon donanması: Birinci ve ikinci hücum kuvvetlerinden mürekkeb Amiral Kurita kumandasındaki 2 nci filo, Japonlann en büyük kuvveti idi. Bunlardan birinci hücum kuvvetine bizzat Kurita, ikincisine de Amiral Nışimura kumanda ediyordu. Amiral Ozava kumandasında 3 üncü filo ile Amiral Şima kumandasında 5 inci filo. Japon filolan 3 muhtelif istikametten Filipin adalanna doğru seyrediyordu. Japon donanması başkumandanı Amiral Toyoda harekâtı Tokyodakl genel karargâhından idare ediyordu. Oünlerce süren bu büyük denis savaşını 4 safhaya ayırmak lâzımdır. Bu yazıda ilk safhayı okuyacakıınız. Amerikan denizalhlarının Japonlara indirdiği darbe ponlan arayıp bularak hücum etmek üzere uçak gemilerindeki denizhava kuvvetlerini hareket ettirdi. Bu uçaklar, 2 nci Japon filosuna saldırdılar. Amiral Kurita emrinde tek uçak gemisi olmadığı için, Manilla'dan hava himaye kuvvetleri istedi. Havanın bozukluğu Japon uçaklarını güçlüklere uğratırken daha iyi talim ve terbiye görmüş olan Amerikan pilotları mükemmel surette çahştılar. 82 000 tonluk Musaşı zırhlısma 40 bomba ile 21 torpido isabeti temin ettiler. Bu müthis hava hücumunda çok ağır yaralar alan dev zırhlı, sahile varmak için boşuna gayretler sarfettikten sonra, akşamüstü batb. Amerikan pilotları bir Japon muhribini daha batırdılar ve Myoko ağır kruvazörünü fena halde yaraladılar. Diğer gemileri de hasara uğrattılar. Dah8 güneyde bulunan Amiral Nişimura'mn kumandasında ikinci hücum kuvveti de Amerikan uçaklarının taarruzuna uğradı. 20 330 tonluk Huso zırhlısı yaralandıysa da yoluna devam edebildi. Japonlann intihar hUcumlan Filipin adalarındaki karada üslenmis Japon denizhava kuvvetler.i 24 ekim günü 38 inci Amerikan muhtelit filosuna hücum ettiler. Bu hücumlar sırasında Japon pilotldrı tiij^ı h,üc||rrı^r^ d^ y^ptılar. 10.000 tonluk Princeton hafif uçak gemısinde yangmlar çıkardılar. Bu genıi beriutva.oldu ve infiiâk imdadına^ koşan Birmingham kruvazörünü de ağır surette hasara uğrattı. Dev zırhhnın batması ve hava himayesinden mahrum kalması Üzerine maneviyatı bozulan Amirai Kurita geri döndü. Verdiği raporda 8.30 ile 15 30 arasında kendi filosuna Amerikan uçaklarmın 2ö0 den fazla hücum yaptıklarını ve Millî Ktttübhane ve Fen Fakultesi binaları Buraların insanlan pek keyifli ve tok görünmüyorlardı. Gazeteler halkı kışkırtıyordu. Işıklandınlmamış sokaklardan gelişıgüzel alaylaı geçiyordu Herkesin yorgun, sinir'i olduğu belli idi. Ihtiyacı olan şeylerden mahrum bulunduğu da görülüvordu Hilâsa havada teneff.is kabilivti yoktu. Selâniğe şöyle bir föz attım. Tuhaf güzelliklerin çamurlu gümrük ambarlarile çevrelendığı bu şehri Ege denizi, harbcu bir ihtişamla kuşatmaktadır Bir pazar ak|amı vardığım parlak İstanbul şehrinin esrarıru çozdüktcn soı.ra Selân' belki tekrar uğrarım. İstanbulu o âna kadar masallann suflediğı şeffaf perda arkasından gormviştum. Simdi, bu yi.zıyı nasıl bitırm?li? i Gazetecılik ve bedava sevahat me ; rakı bir hayal doldurmağa bol bol kâfidir. Seyahat vaptıkca yislardığımı değıl. bü>Liduğürr.ü hissediyordum. Bu yuzden de şimdıve ka \ dar evlenmek hiç aklıma gelmemiş ' ti. Halbuki şimdi çocuk sahıSi olmak istiyorum ki onlara: «Anneniz neler gördu neler..» diye gördükJ lenmi anlatabileyim.. Boş Vaktiıtizi Hoş Geçirmek için LJ lJ J ı k tt Li İi Japon hava kuvvetlerinin kendisine yardım etmekten âciz kaldıklarıru, zayıatın arttığını, bu yüzd<;n Amerikan hava kuvvetlerinin menzili dışına çıkmak için geri dönmeyi muvafık gördüğünü bildirmiştir. Japon yem filosu geliyor Amerikan 38 inci muhtelit filosu, karada üslenmiş Japon lenizhava kuvvetlerinin hücumuna uğradığı sırada başka bir Japon dt nizhava kuvvetinin yaklaşmakta olduğunu haber aldı. Bu ı^aklar, kuzey istikanretinden Filipinlsre doğru gelmekte olan Amiral Ozava kumandasındaki 3 üncü filodan Lüson adasına gönderilmiştir. Japon başkumandanı, 17 tlâ 24 gemiden mürekkeb olan bu filoyu, Amerikalıları aldatarak Leyteden uzaklaştırmak uzere bir yem olarak ileri sürmuştü Bu fıloda yalnız bir kaç keşif uçağı vardı. Fakat AmeLeyte savaşının ikinci, en muhim rikalıların bunu bilmelerine imkân yoktu. Amiral Kurita'nın beklen ve en heyecanlı safhasını gelecek medik geri dönü^ü de Japon baş yazıda anlatacağım. t) 4 İki resim arasındaki farklan hulabilir misiniz? HİKÂYE Kalb yarası Yazan: N. Severin İhtiyar aktor içeri gırerek Madmazel Suzanne'in sert bakışlarının farkına varmadan yazıhanenm karşısında yer aldı. Aktörün elbiseleri iyi dikıLmiş fakat eskilikttn parlamağa baslamıştır. Mösyö Oswald'ı maalesrf bizzat göremedim, dedi, beni uzun rr.üddet tanır ve .. Suzanne sözünü kestl: Mösyö Oswaid seyahattedir, ben yeni umumî kâtibim. Sizin k'ı oHurmuzu da biliyorum Mösyo Dartagny! İhtiyarın gururu okşanmıstı: Teşekkür ederim! Sessiz sinema devrind» büyük roller oynadınız. füzel ftlmler çevirdmiz.. Evet.. ama bunlar mazive karıştı. Bu hususta hiç bir hayale kapılmıyorum.. Buaun artık unutuldum. Fakat Oswald ajansının her şeve rağmen.. Seai boğuluyordu Nihayet küçük rollerde ovnsyâbilecetini, hatt* figuranlık bıle »debileceğıni sd"İPvebildi. Scnra cevgbı bekledi Madmaıel Suranneın bakıfi daha da keikinleşmıştı Fskat »esinin tonu aynı kalmıştı O halde yarm için size blr daverlye vereyım. Neuilly «tüdyalarında bir iş var. Çok teşekkür ederim Madmazel... Suzanne bir kâğıda bir feyler vazarsk uzattı: Buyurun, bunu sizin için yapıyorum Çünkü listelerim tamam ama aizin fi:bi bir artİBte red cevabı vermek mümkün değil! Mösyö Dartagny iğilirken de Suıanne ıgrsrr etti: Belki de sizi nereden hatıriadığımı merak etmişsüılzdir. İsmim Suzanne Charmin'dir. Sizin kadar tsnmmış olmıyan artist A^oree Charmln'in kızıyım. Dsrtaany birden scndeledl: Andret Charmin mi? Demek «ız .. Suzanne doğruldu Son derece «ert bir eda ile: Çeviren: M. K. lıyı berbad eder. Dün gene çok 9 fena olmuş, neden . Bilmiyorum ama mazeretini söylemek üzere beni gönderdi.. Gayet samimî konuşan bu kızın karşısında Suzanne'ın kalbi burkuldu. Evet, o babasını yaralamak istemişti. Fakat darbenın bu derece müessir olac^ğını tahmin etmemişti O zaman hareketinin ne kadar fena olduğunu anladı. Zayıf kız sozunü bitırdiğinden gitmek istiyordu. Babası yalnız kalmıştı. Demek ikiniz.. Yalnız yaşıyorsunuz, öyle mi? Suzanne'in karşısma babasının hayali geldi: İhtiyar adam yoksuz luk ve hastalıkla penc^'eşirken bu mahzun çocuk kim bilir ne kadar ıstırab duyuyordu Bu iüşünce ile kızın birden omzundan tuttu. Fakat bu temasta o kadar derin bir şefkat vardı ki çocuk şaşaladı: Haydi yavrum, ben de gelıyorum, beni de ona götürüver . Dedi. Ortadaki tavşanın sağ arka ayağının altında bir nokta varKbpeklerin hangisi ba noktadan en uzak bnlunuyor? (Cevabı, gazetenin 4 üncü aahifesinde) Bı mvammayı çözebilseek misiniz? 23 ekim günü, Amerikan denizaltılan Palawan adalan açıklar<nda hic hir hava himayesi olmadan ilerleyen Amiral Kurita'nın fı'osuna hücum ettıler. Dartef denizaltısı Atago ağır kruvazörünü batırdı ve Takao ağır kruvazörünü ağır surette yaraladı Dace denizaltısı Maya ağır kruvazörünü batırdı. Bream denizaltısı da, alelâcele Manilla'ya takviye götüren bir Japon gemi kafileıine refakat eden Aoba hsfif kruvazörünü yaraladı. Amlral Kurita batan Atago kruvazöründe idi. Kurmay heyeti iie beraber 63.000 tonluk, tam yvkle 82.000 tonluk Yamato zırhlısına geçti. Bu zırhh efi Musaşi ile ber?ber dUnyamn en büyük zırhlısı idi. Muazzam Leyte deniz • hava tavaşı Japonlar için hıç de ümid verici bir fekılde ba;lamamıştı. Daha büyük kuvvetler aratında temas vukua gelmeden ilk gıinde 4 Japon kruvazörü harb <lıjı olmuılardı. Amerikan denizaltılan, Japon fılosunun kuruluşunu ve roUtını I Amiral Hslsey'e bildirdiklerinden Elıo Pedrctt: adında Parıste yer | Amerikan amirali çok kuvvorli oleşmiş bir İtalyan. Frsnsa bisiklet J lan 38 inci muhtelit filo i!e Jayarışına patinaj tekîrle'deri ile ış ponları San Bemardino bpğazı ! tirak etmış ve bisıkletçilerden geri j ağzında beklemege başladı. Baş | kalmadan on kılometre yol g:tmiş , ka bir Amerikan deni^aıtm da tir. ' Amiral Nişlmura kumadatındaki ikinci hıi^um kuvvetinin roMsını *** rapor etti Bu Japon kuvvetinin Mex:co (Meksika) da bir adamm, misafir gıttiği evde yemek yerken SurİAjto boftrti'na doğru t>vretttgidalgmlıkla çatalı cebine koyduğu nı tahmin eden 7 nci Aım.ıikan tesbit edilmış ve hırsızhk suçun filosu kumîndsnı Amlrsl KınVaH, dan beraet etm:ştır Fakat temyız '•asmını Uyikı veçhil* karşılamak | mahkemesı, «dalgmlıkla bile olsa azer» tertıbat iltı. Amerikan uçaklan dev Japon başkasının mahnı cebine indırmeluhlııını bahnyor sinin» hırsızlık sayılacağını ileri 24 eldm günü Amiral Halsey Jalürerek karan bozmuştur. Kendini ele veren Güzel Mado deh|etten sapsan ketilmifti Yirmi be» yaşlannda güzel bir delikanlı olan gert tavırlı arkadaşı Joe Larse'e: Zavallıyı öldürdün, Diye bafırdı. Hakikaten Frsnçois Mirter upuzun yere serilmişti. Çenesine yediği sert bir kroşe biçarenin hesabını gSrmtiştü Mitter kendinden geç Joe Ölmedi, merak etıne, «lediKe«ki ölseydi. Bu geveze hakkımızda pek fazla malumat cahibi. Yok olması her halde daba muvafık olur » Sahne Nogent'te nehir kenarında Vuıiunan güzel bir paviyonda 1 eereyân edivordu. Mevsim yâz ol1 dufundan Jo adamm boğulduğu i hissini yantmak istiyordu. Delikanlı Madö'ya döndü: « Haydi bana Vıiraz yardım #t. | Kaybedecek vaktımiz y«k» dedi. *** Polis müfettişi Fauvel tehkikat için hâdise mahalline geldiği zni man genc çift kendini mesulivrtten kurtaracak bir şeyler bulmuştuI Fauvel cesedin elbiselerini karışı tırdı. Pantalonun cebinden bır ku| tu kibrit, bir kol «aati, bir mendil j bir kıravat iğnesi ufak par», «raj banın kontak anahtarmı, beş yüz franklık iki banknot. ve bir yüzük çıkardı. Bunlann hepsi su içind» idi. Cesed bulunduğu zaman tiç saatten fazla suda kalmıştı. Artık kurtarmanın imkânı kalmanuıtı. Mado ifadesinde sunlan sSyledi: « Mltter geldifl zaman ben ytiz mekte iiim. Jo da biraz içki almağa gitmi|ti. Mitter'in gelmesinde fev kalâde bir taraf yoktu, çünkü arada ıırad* uğrardı. 0nun İçin kendisini gördüğüm zaman hayret etmedim Fakat o anda midemde müthiş bir sancı hissettim. Kramp gelmişU. Ancak bağırabildim. Korkudan ve ıstırabdan olduğum yerde kalmi| tek hareket yapamıyordum.» Jo da hikâyeye şu suretle devam etti: « Arabadan indiğim sırada Mado'nun bağıHığuiı işıHim. Hemen koşarak bahçeyi katettim. Nehrin kenanna geldi^im zaman Mitter'in caket ve pabuçlanm cıkararak »uva daldığmı gördiim. Bir kâç s»niy«lik bir geeıkrhe ile ben de aynı $«yi yaptım ve hemm Mado'ya yetitprek «nu yan baygm kıyıya çektım v« avılttımAneak o z»t«»n Mitter aklıma f»ldi Zavâlh çoeuk ortâlarda yoktu Belki ona da kramp gelmış ve bojulmuiru. Fauvel alijniin elbiselerini tetkik ettikten »onra: Bu sn*akta ac»ba ne diye caket givmiş? Bı'meıtı ki Ama bu bedbaht ıiHk^nlı üatüne bâjına çok dskkat Derbeder gezntâini se\Fâkat Fâuvel kaslarmı çatarak |u cevabı verdi: Bu sefer biraz ileri gittiniz fibi jelivor. Artik hâk ettiğiniz d k mufrttişi .Tn'nun cinaveti bızzat it'*<1:*ir!i n#rt/1#n «ınUyabilmişti dersini*? Metelenin halli gazetemiîin dördüneü « NELER Evet. kuıyım, dedi. O kadar. jimdi artık beni mazur görunüz, dışarıda bır çok kimse beklıyor. Dartagny sersemlemişti, sdze devam etmek ister gibi bir hareket yaptı, fakat büsbutün şaşırdı ve yavaş yavaş uzaklaşb.. Suzanne içinden: «Ah anneciğim, annec ğim, diyordu, bulunduğun kara toprakların altından şu intıkam alışıma scab» şahıd oluvor musun? Babası olan bu alçak herife kat'iytn acımak istemiyordu. Dartagny, parlak günlerinde çılgınca bir hayat yaşamış ve üç metresi birden idare etmişti. Gunün birinde Adores'nin elıne bir tvuç par* ko^mak ve kansının hâdi«eden haberdar olduğunu söylemek suretile bajmdan atmısb. Suzanne ertesi günü stüdyoya giderek figüran listelerini gozden geçirdi. Dartagny'nin ismi yoktu. Demek izzeti nefsine yedirememiştü. O sırada on beş yaşlannda renksiz. zayıf bir kızcağız içeri girdi. Zavallınm hali Suzanne'in içine dokundu. Beni babam gönderdi. Dartagny.. Çok hastalandığı için gelemiyecek.. Suzanne, babasının âhâr ömrün de bir kadraa tutulduğunu, cnu deli gibi sevdiğini bildirdi. Demek bu kız, o aşkın mahsulü ve kendi kardesiydü. Çok hasta mı dediniz? Ama dün iyi idi! Heyhat1 Babamuı kalbi haata. En küçük bir heyeean, zaval
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear