25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuri SATILMAZ * 3 fani adama: «Abdestsiz namaz kı ınır mı?» diye sormuşlar da «ben kıldım oldu» cevabım vermiş. Samed Ağaoğlu dostumuz da asayiş bahsinde aynı şekiide düşünüyor olmah. Yurdun her tarafında otomobil erin, otobüslerin yolu kesilir. kadınlar, kızlar tecavüze uğrar, cinayetler gırla gider ondan sonra da getsin: Memlekette ssayiş herkemaldir. Vatandaş huzur içindedir, teranesi. Peki, üstad. lâfını etmekle asayiş temin olunur mu? Eicevabıpür Samedî: Ben ettim, oldu. Peynir Gemisi H • * * UcU Tecessüster tan sonra caiisnıa;; niyetinde misiniz? Nato kafa.. fzmire her gfliîimde bir ruhaflıkla' karşılaşınm. Bu sefer dp (zira bu * yazılar İzmirden yazılıyor) şoyle bir şey çLktı: İstanbuLa Izmir ara•ında gidij dönüj iki çeşid vapur işler. Birisine ara postası, diğerine | ekspres diyorlar, »ma her ıkisini de aynı vapur yapıyor: Trabzon. Trabzou vapuru ara postası olduğu zaman buradan saat 11 de kalkıyor, aynı Trabzon ekspres rolüne çıktğı zaman saat 2 de. Demek ki • rı postası yclculan bir öğle yemeği fazla yiyorlar ve üsteHk, hele bu ! •ıcaklarda, cört beş saat faz a deniz havası alıyorlar. Buniar böyle iken, herhang: bir mevki ara postasında meselâ 40 lira ise ekspreste 59 lira. Vapurumuz aynı, mesafe aynı, yol aynı, ama ' geigelelim arada isim farkı var. «Sen ucuz gü ara postası ile. ben fazla para veririm ama ekspressiz yapam«m. Ayıb değii ya elimden gelmiyor.» Ah, bu kafa! Dün ve bugün • * * tih Sultan Mehmed (merak etmeyin, 500 üncü fetih yıhndan bahsedecek değilim) ve Karıuni fctanbuîda fuhşa karşı dehşetli bir mücadeleye girişmişler. Umumi kadınlan toplatmışlar, zindanlara atmışlar, sürgün etmişler, hattâ evlenmek bahanesine sapanlan bile kocalarile beraber sürmüşler. Ve Biıam yadigân bu ahlâk sukutunun onüne geçmişler. Geçen gün bir tarih yazısında bunlan okurken limdiki haiimizi düşündüm. Baı rendevu evini, yakala kadınlan, üç gün hapiı, tecil, haydi baştan! Getie bas, gene yakaıa, gene bırak. Bu ne fasid dairedir, Yârabbi! Yokna, mücadele riddl tutulursa, büyük tehir'erde meaken buhranının bütün bütün artacağından mı korkuhıyor? • • * Güle güle nâme A nadolu Ajanîinın Umum Müdurü yeni fsayın bay» larunızdan Saiın Nurl Uray Avrupada tetkik »eyahatine çıkmı». Allah ielâm*t ver. «in. Bu tırada umum müdür olup da ctetkik »eyahatl» n t gitmcmek, bir nevi hakarete uğramak »ayılıyor. Bundaa dolayı onun da kaideyc uymajı esasen lâzımdı. Yalnız neyi tetküc edecek aeaba? Söylerimtroij nutukhnn ajanı buJtenierine najıl geçirildiğini mi? Dünyanın butuı» havadiil«rini bir taraia atıp Bakan «eyahatlerile aahlieler doldurmak marifetini miT Muhaıefet diyince susup, iktidar diylnce halkı tt«nvlr» etmek hflnerini mi? Velhasıl hangi biriniT Biçarenin i«i çok. Seyaha* dt btı y4rd«n bir hayli uzun gürecek gaJiba! ÇOCUK İŞTE GENCLİK... • • • Şehir manzarası Dilmem dikkat ettiniz mt bizım şenirlerd» daiml bir yarış manzarası var. Meselâ ben gramofonumu çaimağa başhyorum. Karşıki komşum radyoeunu sçıp benimkini susturuyor. Derken bir tramvay, bir otobüs zangır zangır yeri gökü «arsarak hem benim eramofonu, hem komşumun radyosunu dinletmez haie sokuyor. Biz bun* »inirlenirken Carusonun gırtlajı ile muazzam bir dananm gövdesini nefsinde toplamış bir satıcı heomizi bastırıyor. Ama ei elden üstiindür derler, bu sırada toprak yük!ü bir kamyon carhıraş ferjadile birinci plâna geçiyor. Ben pikabm, komşum radyosunun düğmelerini sonuna kadar çevirlyoruz. Tramvay bütün bütün zangırdıyor, satıcı artık iyicene, yırtınıyoı. Ve bu hayhuy içinde, kimin kazandığı bilinmiyen bir yarışUn helâk düfCyoruz. İstanbul Şehir Tiyatrosu bize bu mevsim neler hazırlıyor? • * * Akıllı bolluğu J^animatkanm küçük Livos adasındaki tunarhanenin deliieri, ellerine ~ıı. kopeare'in ı.Kırtına. pıyesinin provaMnda Ttılât Arteınel, B ehzad Bıi'.ak. Necdet M. A>ral bir sahneyi tcnısil ediyorlar ve (sağda) Rejisor Meinecke bir rolii tarif edivor geçirmtğe muvaffak oldukları silâhlarla, isyana teşebbüs etmiş!er. Sonunria yakalanan bu deliler. maksadlarının «adada müstakil bir «Fırtına» İstanbul Şehir Tiyatrosu bu sene hakikî olduğuıa insnmıs, Peri'o kika sonra Meinecke ile kavu^abi simini, Shakespeare'in hükumet kurmak olduğunun söylemişler. bize neler hazırlıyor? Bilhassa. ye tın korkusuna iştirak ediyordum. lecektik. Halimizden şikâyet etme isimli bir eserile açacağız. Böy'.ece, Ben. bu deli teşebbüsünün akim kalmasına çok üzüldüm doğrusu. ni ve yabancı bir rejisörün idar;si Arasıra rejisor elini masaya vu den onları seyre daldık. Yeni ek bu iddia da çürümüş oiuyor. Daha Ak'lhlann eünde haiımizin nereye vardığı meydanda. Bu vaziyette bir altmda hazırlanan programda aca^a rarak. onları durduruyor, yanlanna lenen veya düzeltilen bir harccet sonra Avusturyalı Franz Grillpar, zer'in «Denizin ve Aşkın Dalgalade deiîlerin tecrübe edilmesi pek muvafık olurdu. np eibi eserler var? giderek, icab eden hareketleri tarif hemen kendini gösteriyordu. Ne biçim yerdtr bilmem ama, Allah bilir, o küçücük adayı, bir de Bu suallere revah bulabilmek edip anlatıyordu. Sözlerinin terr.üNihayet çalışmaya son verildi ve ': n» isimli klasik eseri sahneye konulacaktır. Bu eseri tercih etmembskarsinız. gül gibi idare eder. hattâ cpnnete çevirirlerdi. üzere. hafta içinde bir gün. foto me ediltnesine lüzum kalm&dan reiisör odasında bizi kabul etti. 4 * * arkadaşımla beraber. Tepebaşımn sanateârlar istenilen şek'.i alıyorlar. Pek çok şey öârenmek istiyor. deki sebeb. mevzuun Türkiyede yolunu tuttuk. Meinecke memnun. yerine dönJ fakat kan ter içinde karşısında tîu gecmiş, fakat piyesin şimdiye kadar Bir neşe kaynağı ran bir insanı da yormaktan çekini burada oynanmamış olmasıdır. Tiyatroya gittiğimiz zaman lıa yoı. | «Denizin ve Aşkm Dalgalan», deme. Rejisöıün provda olduğ'inu Cevimli sanatkâr Muammer Karaca Izrniri kasıp Yarım saat kadar önümüzde de yordum. söyledi. fakat, her ihtimale karşı: vam eden, bu yorucu çalışmadan Refik Kemal Arduman. büyük j eski Yunan efsanelerinden meşhur *^ kavuıuyor. Mubarek. aktör filan değil, bir nevi «Bir haber vereyim.» dedi. sabahtanberi Leander'le Eros'un macerasıdır. neşe ilâcı. Halk sanatkârîan böyledir. Onlarda bizim sonra. resim çekme müsaadesi ve bir nezaketle. fzira Vak'a Çanakkalede geçer. Yanlış «jeytan tüyü» dediğimiz bir şey^er vardır ki okuBeklemek üzere içeri airdik. rildi. Fırsattan istifade Perihanla aynı işi yapıyordu) tercümanbğı olarak, Kızkulesine «Leander Kumakla, yazmakla elde edilmez. Merdiven başmda bizi Ercüm^nd konuşmağa başladık Ter içinde ve kabul etti. lesi» denmektedir. Behzad pak misafir perver bir le yorgun gorimüyordu. Sanat aşknm 193940 kışmda Pariste idim. Harbin ilk senesi. «Modern ve klasik eserler a«Avusturya klâsiklerinin en mübessümle karşıladı. verdiği hafiflikle olaeak, şen ve rasında bir tercih yapacak mısıKcca Paris zindsn gibi karanlık, zindanlar gibi nefe\ himlerinden olan bu eser, prograsiz. Akşama, sabaha Alman tayyareleri bekleniyor. Biz orada beklerken. iceriden mesud, çahşmalarındar. baha?tfi. nız?» diye sordum. mıza göre ocak ayında temsil ediHerkes smirli, suratlar bir karış. Bir Fransız dostum sanatkârların bize kadar gelen »• s o Perihan terli ve yorgunsun» deMeinecke. bu soruyu bek'.ediğini lecektir. beni bir akşam, o zamanlar zannederim Casino de Paris'de şarkı söy leri onları iş başında gormek iste mekten kendimi alamadım. Sevinıü ve bu hususta anlatmak ihtiyacını i «Shakespeare'in ve Grillparzer'in liyen Maurice Chevalier'ye götürdü. ğimizi körüklüyordu. Bu hisle. 7.a j tebessümıi ile: «Eh, biraz» cevabını duyuran bir acele ile söze başîadı: bu klâsiklerinden başka, modern eSalon dolu ams neşe yok. Bir çeşid matemhane. Iki saatten fazia man zaman açıian p»rdeden i^enye j verdi. «Kîasik eserler her tiyatronun çınlçıplak kadınların danslanna, türlü türiü hokkshazlıklara. şakla griz atarken, Fskülte arkadişımj O zaman. sanatın insana bahîjet , temelidir, yalnız bir anlaşmazlık serler de oynıyacağız. İlk olarak Sabahaddin Akselin «Konakta Oban'ıklara rağmen h?lkı ranlan^.'.rm^k kabi! olmadı. Sonunda meşhıır Perihan Tedüyü gördüm. Har?ket i tiği büyük tahammü! kudretine bir olmuştur. yani gazetelere yanlış yun» isimli telif eseri var. Sonra hasır |apk:3tile Maurice göründü. Adam daha ağzmı açmadan salonda Urinden prova vapmakta olduşu I defa daha inandım. aksetmiştir. Klasikleı'i sevmediğim bugünkü dünya tiyatro edebiyafıkır fıkır bir kaynaşms. kikir kikir bir gülüşmedir başladı. »ilaşılıyordu. Bir ara göz aöze t«>l j Prova tekrar başlamışh. on rta söylenilmiş. Halbuki tiyatto mevtından, İngiliz. Fransız, Amerikan, leni D"î"tum kulsfıma iğildi: «Bana öyle geliyor ki bu nevi sanafkArlar dik. Sonra. dolu bakişlarile Alman ve Avusturyalı muharrirle şan aktörlerdir. Gene ve yaşlı hepolm?3? ded:. bu hsiinde. Parîste intihar vak'aları pek çok artar.» îelâmladı. Dişer taraftan vaktımiz rin eserleri geliyor. Meselâ, Goethe si, bir mevzuu iyi kavrıyorlar. OnMusmmeri her görüşümde bunu hatırlarım. Bizde de onun gibi dolmuş olacak ki. içeri girebüec? den sonra, Alman aalıne edebiyatı ların canla, başla çahşnı;ıları beni sanstkârhr clmasa, intihar'ar değil ama, hiç şüphe yok neşesizler pek ğimizi söyleHi'er. nın tek ve en kuvvetli müııııssili çok memnun edivor. çok artaıdı. Buıası. Dram kısmında sahnenn clan Gerlıardt Hauptmann'ın bir e [ «19521953 tiyatro mevsimini iyi s?ğ taratma is;.bet eder, yiiksek taseri sahneye korıulâLaktır. Bu ese açaeağımızı ümid ediyoıum. Cemi! vanlı geniş bir yer Loşhığu ve ruri Gerhaıdt Hauptmaıın bitirememiş Rejid Rey gibi kıymctli bir Tüık tubet kokusüe salondan ziyrde ölümündeıı sonra, gene tiyatro mü . bestecisinin, bizimie beraber çalışbo^rıımu andıııyor. ellifi olan Zııcknıayer tamamlamıj masına aynca seviniyorun. Ümid Avusturyalı rejisor Meinecke. tır. Eser İkinci Cihan Harbinden ' ederim ki, ufacık bütç?mizle ilk easistanı Refik Kemal A>duman ile sonra bir vak'ayı anlatmaktadır ve ! serirrüzi mevkii tatbika koyabilemasa başında eserin »slından proceğiz. Bana .ilerisi için icab eden geçen sene Viyanada oynamıştır. vayı takib eHıyordu. Fejisör, azun tahsisatın verileceğini vaHetti!?r.» «Elimizde oynanacak bir çok eboylu. kızıla çalan .»açlı. aç'k alınli Meinecke ancak bir soruma daha serler var; fakat tercüme edilecek, ve hareketli bir insan. Karşılarınsöyleyince: edebî heyete verilecek, kabul edi cevab verebileceğini da. Behzad Butak, Talât Artemel Dram sanatttârlarile komedi ürse temsil edilecektir.» ve Necdet Mahfi Ayral, ellerinde sanatkârları arasında bir »ynlık «Edeb! heyet hakkında n* düçişelerle, bir sarhoş kav'asını temmevzuu bahis midir, diye saıdum. iiirıiiyoı.iinu/?» sıle çalışıyorlar. Perihan T«iü, nıSozlerim tercüiiıe edilırkeıı, elkada yükselen merdivenden yuka «Henüz yeniyim, bu hususta lerini yukarı kaldıraıak doğıuldu. n doğru kaçıyor, dehşetten büyuytn hıç bir fikrinı yok. Onun iein jını Bütün hareketiie, cevabının menfi ({özlerle korkıısunu cok güzel ifadn dıden bir şey s6yle\emiyeceğim. J olduğunu anlamıştım. Nitekim öyle ediyordu. KenHimi bu »ahneye o Yalnız şunu zikredebilirim ki, be | de oldu. kadar kaptırmi}tım ki, sarhoşlann I Ktjiför Meinecke v« ErcuutDend Behzad mujıamrimizle görusürken nim için bugün en mühımmi, saü J Tam bu nrada kapı açılarak if Eskiden trenler (am vaktinde geJirrfi... 73 ya^ında olan Einstein bir çocuk gibi şaka yapmaktan hoşlanır Herkes ihtiyarlıkta bir köşeye çıkar. Bu gibi arkadaşlarla rv v« çekilip çubuğunu yakmak ve key iş dıjı eğlenc» v» »ohbetler hoş fin» bakmak mazhariyetine nail o vakit geçirmey» yaradığı gibi, inlamaz; bazılarımız geçinmemizi te san kendisini hiç bir zaman yamin için gene çalışmak zorunda dırgamıyacağı bir hava içinde hi;yızdır. Hattâ, mecbur bile olma seder ki bu da artık hayatta yeri sak, i;imizi o kadar severiz ki, alt olmadığı düşüncesinden uzaklajümıjtan değil, yetmişten sonra bile, nr. son nefesimize kadar çalısjnak is4 Kusurlarının diizeltmeye ç«teriz. Fakat, niyet başka, imkân lışın. başka çeydir. Onun için, eğer altNiçin? Çünkü ihtiyarlıkta insan mışından sonra çalışmak niyetinde | daha sinirli, daha titiz, daha müsaUeniz bu imkâru jimdiden hazırla mahasız olur. Yoktan yere kızar, maya bakın. tenkid» tahammül edemeı, lâtifeBir Amerikan hayat sigorta şir den alınır. Bu huylar, altmışından keti, bu mevzuu incelemiş ve muh j sonra çalışmak istiyenler için iyl telif ilim adamlanna başvurarak, ' bir jey değildir. Kimse iş vermez, ihtiyarlıkta da bir gene gibi çalışa | kendi başına ç?hşıyorsa da ypnınbilmenin nelere bağlı olduğunu tes ! dakiler memnun kalmazlar. Bun» bit etmiştir. Neticeyi 6 kalemde dan başka, ahir ömıünüzde hayatın tadını almak isterseniz, böyle hırçın hulâsa edebiliriz: 1 Dimağınız! daima Idmanlı, huylardan kurtulmaruz lâzımdır. 5 Gencliliğinizde ve orta yaşfaal ve yeni fikirlere açık bulunlılık devrinizde sıhhatinizle yakındurun. dan alâkadar olun. Niçin? Çünkü «işleyen demir pas tutmaz» sözü tabibce de doğru o | Niçin? Çünkü ban hastalıklar larak kabul edilmektedir. «Benden vardır ki genclikte veya orta yaşartık iş geçti» diye kendinizi bıra lılıkta kendilerini pek belii etmezbirdenbir» kırsanız dimağ ve vücüdünüz de u ler, fakat ihtiyarlıkta ortaya çıkarlar. Onun için, ihtiyaryuşukluğa uğrar. Çok yaşamış bir çok ihtiyarlarm okuma, yazma ile lık devresi gelip çatmadan her semeşgul olarak, yeni şeyleri öğren ne en aşağı bir kere kendinizi dokmek hevesini duyarak zihinlerini tora muayene ettirmeyi unutmayın. ve dimağlarını daima ışlettikleri, bu Ihtiyarlıkta insanı elden, ayaktan sayede de ruhan dinc kaldıkları düşüren şey, umuml halsizlik v» malumdur. Bir çok müesseseler de, yorgunluktan ziyade muhtelif has70 yaşındaki memurlannın 4550 talıkların tesiridir. 6 Kılığmua, kıyafetinize ehem yaşındaki bazı memurlarına nisbeten kafaca daha gene olduklarını miyet veriıı. Niçin? Çünkü kenduini giyim, tecrübe ile bilirler. kuşam bakımından bırakıveren bir 2 Bir mevzu üzerinde ihtısas kimsede, ruhan da bir gevşekiik yapın. başlar. Üstüne, başma bir delikanlı Niçin? Çünkü belli bir mevzua ) gibi dikkat eden ve daima iki dirmerak sararsanız onun üzerinde uğ I hem bir çekirdek giyinen öyle ihraşmak için daima heves ve merak tiyarlar vardır ki ,bunlann yürü* duyarsınız. Bu ise, bir taraftan di yüşünde ve duruşunda da dinclile mağınızı faal "halde tuttuğu gibi, ( göze çarpar. Takdirle bakan gözler bir taraftan da sizin hayata karşı i onlara ayrıca kendilerin» karşı bir alâkanızı devam ettirir. 3ir insanın guven verir. kendisine daima merak ve alâka *** veren bir mevzula uğraşıp yeni yeBütün bunlardan sonra, umuml ni bilgiler edinmesi de ona derin bir kaide halinde hatırda tutulacak bir zevk verir ki bu da yaşama ar ; bir nokta daha vardır ki o da çuzusunu kuvvetlendirir. dur: yanna daima bir iş bırakın. 3 Yaslandıkça ahpablannızın Vâkıa ,bugünün işini yanna bırak sayısını arttınn. mamak şarttır ama, yarınuı işini de Niçin? Çünkü ihtiyarlık, eşin, bugünden yapmaya lüzım yoktur. dostun pek rağbet etmediği bir çağ . Işin çok, vaktin az olduğu günlerde dır. Halbuki insan yaşlandıkça ya esasen buna imkân bulunmaz Fakın bir arkadaşa daha fazla .ihtiyac kat, işin nisbeten azaldığı ihtiyarlık duyar. Beş arkadaşınız varsa bun i günlerinde, bütün işi bir günde bilar. gerek hayat şartlan bakımın tirip yanna yapılacak şey bırakdan, gerek temas imkânlarının azal ! mamak, ilerisi için gayesiz" bir haması yüzünden, yavaş yavaş sizden yat hazırlar.Halbuki, yarın yapılaayrılırlar. Halbuki on beş ahpaoı cak bir işimiz varsa, ileriye daima nız olursa, bunlarm arasından si iştiyak ve arzu ile bakarız ve bu zinle fikir ve zevk bakımından ar bize yasamak için biraz daha kuvkadaşlık edecek olan bir iki kişi , vet verir. riye Mahmud Moralı girdi. Sorııma verilecek cevabsn kendini ilcilendiıdiği söylenilinee: * Aramızda bir Vüzife tsksimi vardır. Biz bütün sanatkârlar ve idare heyeti Meinecke'nin etrafında tam bir isbirliği ile toplannuş bulunuyoıuz. Adeta onun çocukları gibi hareket etmekteyiz» dedi. Rejisor bu cevabdan çok memnun görünüyordu. Mahmud Moralıva, Haikevinde verilecek temsilleri sordum. «Eu ay başı Eminönü Haikevinde, Priestley'in «Tehlikeli Dö, nemeç» i oynanacak. Provalar, muvaffakiyetle devam ediyor cevabını verdi. istanbul halkına, güzel bir tiyatro progıamı takdirn etmek için, ei~ birliğile çalışmalara rr.uvaffakıyet» ler dileyerek, tiystrodan ayrıirlım. . Vasfiye ÖZKOÇAK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear