18 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
l f Kasım 1952 CUMHURlYET S A NA T İlk Türk renkli filmi çevriliyor • Memleketimizde çevrilen ilk renk bir metresi bile stüdyo dahilinde İli Türk filmi taraamlanmıştır. Fil çekilmemiştir. Haricî sahnelerin :min hususiyetlerinden biri de Türk [ ekserisini Bursa ve Mudanya cıvarı • ve Amerikalı artistlerin ük defa bir teşkil etmektedir. Diğer kısımlar jarada oynamalandır. I şehrimizde çekılmiştır. Fakat haricî İ Filmin başerkek rolıinü bır Türk ' sahneler çevrılırken pek çok guçjartisti, Kenan Artun ovnsmaktadır. ' 1 J ü k l " I e karşılaşılmış. Meselâ cadjBaşkadın rolünde ıse Hollywood'un delerde veya dığer kalabal'k yerîmeşhur yıldızlarıınıdan Virginia lerde makinelerle ılgılenen bır çok İBruce var. Ayrıca Amerikah genc k İ 5 İ e t r aflarını alnış, tabıî bu da İbir yıldız namzedi daha bu filmde sahnelerin bozulmasına sebeb cl; Jrol almıştır. Gloria Doman. Bu m u 5 i •genc yıldız namzedi şehrimizde Butün itinalaruna rağmen şayed; îvazife goren bir Amerikah albayın filmde boyle bozuk sahneler çıkar; •kızıdır. Filmin sermayedan Ali M. sa bu sahneierın yenıden çevrılj Jİpardır. Senaryoyu da kendısi ha ,mesine teşebbus edilecek. • jzırlamıştır. Filmin ismi «Salgın» • Filn harıce satılmak maksadile; •dır. Vak'anın ilk kısmı Anadolu ı hazırlandığı ıçın ingılizce olarak: •nun sa'şın bir hastalığa maruz kal ' seslendinlmiş. Ingilterede banyosu; •mış bir bölgesinde cereyan eder. yapıHıktan sonra m?mleketim:z; •Vakanın kahramanları Kenan Ar için bır kopyası da türkçe olarak; •tun, Virginia Bruce ve Gloria Do seslendırilecektir. • •man burada bırbırlerıle tanışırlar. [ Ali M. Ipar, Amerika ve İngilİ • Virginia Bruce hemşıre rolunde |terede «Salgın» a muşteri bulabij • dir. Kenan Artun doktordur Gloria leceğıni kuvvetle tahmin ediyor.; JDoman ise Virginia'nın kızkardeşi Bıldırıldığıne göre, «Salgın» gerekj •dir. |teknık, gerekse sanat bakımından| : Bundan sonra doktorla hemşire Sinemacılığımızda bır inkılâb ya; •arasında bır aşk macerası başlar ve Pabılecek kudrettedir. «Salgın»,: •hâdise, o bolgede sari hastal'ğın 'Şİnde bulunduğumuz sinema mev| •sona ermesile Istanbula geçer, ve s>m>n>n ortalarına doğru şehrımızin: •aşk macerası İstanbulda devam e b i r v e y a * i sınemasmda bırlıktei •der. gösterılmeğe başlanacaktır. j M. Ali İpar geçen hafta içinde •evinde yaptığı bır toplanhda fıl•min mevzuundan bize bu kadarcık •bahsetti. Bizden sadece iki şe>ı giz •ledi: Biri filmin sonucu, diğerı ken •disine kaça mal olduğu. Bu arada jfılm çevrılirken muhtelif sahneler jiçin Kızılaydan gordukleri yardı;ma bilhassa teşekkür etmek istedi•ğini belirtti. Bu filmin bir diğer hususiyeti de Jhemen hemen bütün sahnelerinin •dışanda çekilmiş olmasıdır. Filmin ' Telefonda BİRSES: ((Şimdi intihar ettim, bir iki dakikaya kadar öleceğim!» Zabıta tarihinde meraklı hâdiseler Yazan: FEYYAZ TOKAR Sabahat telefonu kapadıktan sonra şaşkın bir hal aldı . Teîefon zili üç defa paraz tli bır , otomobile bindirerek hastaneyj göistasyon gıbi çın'adı. Dorduncusü türdü. ne başlamak üzereyken Sabahat, Bir balo gecesi sofradan kalkarak ahızeyi aldı ve Sabahat, Rasım bej'Ia yirmi bır gözlennın ucuyla kocasına baktı: yaşıntîa evlenmişti. Rasım o zaman O, yemeğine d^vam ediyOıdu. otuz yâşlarındaydı. İlk evL'ık yılgeçti. Fakat bu Genc kadm, Şevkmm «Allo» de ları gayet sakin yişinden sesını tanımış, fakat bu gıpta edi ecek aile saadeti b:r kış saatte telefon edışıne hayret etm ş gecesi Taksim Gazinosunda verilen ti. Sonra sesı de gayet kısık çıkı bır ba'oda ı'k defa zedelendi. Güzel'ıği ve kultürüyle etrafın alâkayordu: «Sabshat sen misin?» dıye sını üzerinde toplıyan Sabahat, o sordu ve devîm ettı: «Şimdi inti gece genc bır müteahhidle tanıştı. TRT ettım . Bır kaç dakikaya ka Şevki, her kız ıçin ıdeal bir koca dar öleceğim Eğer son ânımda ya tıpı olabilirdi. Genc, yskışıkı:, zennımda bulunmak ıstersen derhal gın ve çok nuktedan Dir zattı. Evli ve bir çocuk babası o masına rsğgel. Bu, bana yapacağın en büyuk men yüzük takmadığından çok azız ık olacak.» kimseler onu bekâr olarak tanırdı. Şevkinin sesı her kelimeden sonEvlilık mevzuunda daima yalan ra biraz daha kısıklaşarak sönüsöylemeyi âdet edinmış olan Şevki yordu. Sabahat.n rengı kül gibi olo gece her nasılsa Sabahate evli muştu. Ne yapması lâzım geldıği 1 yp g ne derhîl karar vermeliydi. Bu olduğunu söylemekte mahzur gör karan bır kaç sanıyelık bir durak medı. Fakat bu itırafı kur yapmalamadan sonra kesın olarak verdı: sına da mâni olmadı. Sabaha karşı Sabahatle Her ne pahasına oiursa olsun gide balo nihayet bulurken Şevki âdeta senelerdenberi tanışan cekti. Bu sırada kocası, kımin teiefon ve bırbirierini fazlasile seven iki ettiğinı sordu, fakat Sabahat bu insan halme gelmişlerdi. Bu vazisualin farkında bile olmadı. Der yet Rasimin de gözünden kaçmadı, hal yatak odasına geçerek gardrop fakat karısınuı alkolün tesiri altan kürkünü çıkardı. Saat 19.30 a tında biraz neşelendığini zannettiartık kan ve kocalarından aynlarak evlenmeleri lâzım geldiğini söy lüyor, fakat ikisi de bu işe bir türlü başlayamıyordu. Şevki teyzesinin kızı ile evliydi. Sabahati çok sevdiğini hissetmekle beraber, kansından aynlacak oiursa bütün aile efradile darılması lâzım geldiğmi düşünüyordu. Sabahat de evvelâ Şevkinin ayrılmasını bekliyordu. Çünkü daha evvel kocasından ayrılacak oiursa Şevkinin kendisini almamazlık edeceğinden korkuyordu. İlk adım Bu durumun daha uzun bir müd det devam edemiyeceğine her ıkisi de kanaat getırince Şevki karısına açılmağa karar verdi ve bar gün ayrılmak teklifinde bulundu. Genc kadın bu teklifi çok soğuk karşılayarak kabule taraftar gozükmedi, fakat kocasının ısrarı karşısmda izzeti nefsini fazla korumaya tahammül gösteremiyerek teklifi kabul etti. Fakat bir ay için Adanaya annesmın yanına gideceğıru, dönüşünde aynlmak için mahkemeye miiracaat edebileceklerini eöyledi. Şevki büyük bir yükten kurtulmanın huzuru (!) içerisinde sevincle vaziyeti Sabahate bildirdi. Bir mekrub Fakat karısının Adanaya gidişinZor mesele den bir kaç gün sonra ondan bir Sabahat müteahhidle sık sık bumektub aldı. Mektubda, genc kaluşmaya başladı. Bu buluşmalar dın aynlmaktan vazgeçtiğini, dönsırasında her iki taraf da birbirine meğe karar verdiğini bildiriyordu. Mektub, Şevkinin bütün hayallerini altüst etti. Sabahati bu vaziyete inandırması oldukça güçleşmişti. Tamamen soğuduğu karısile yeniden beraber yaşamak imkânsız göıünüyordu. İki günlük bir hayal kınklığı ve duşünce devresinden sonra karanm verdi: intihar edecekti. Nitekim bu kararını tahakkuk safhasına sokarak bir gece kalbinin üzerine sıktığı bir kurşunla intihar etti. Son ânında Sabahati görmek istediğindfen telefonla vaziyeti ona bildirdi. Sabahat iki senelık sevg.lısını goz yaşları arasında hastaneye ka!dırdı ve, öiünceye kadar bajucunda bekledı. Kızıılınayın Ali M. Ipara yardıj mına mukabil o da Kızılay içın: k " ç u k bır şey düşünmuş: Ilk gece| n i n hasılâtını tamamıle Kızılaya; bırakacak. j ; Renkli fılm mevzuunda her imj kâna sahıb bulunmuyor, fakat muj , vaffak olabilmek içın her çareyebaşvuran Ali Ipar ve arkadaşları • nın bu teşebbuslerınin neticesini; en az kendıleri kadar bizler de me; rakla bekliyoruz. • Kâzun KİPi yaklaşıyordu. Hava adamakiliı kararmış, kar çiselıyordu. Şevkinin apartımanının bir anahtan da Sabahatte duruyordu. Yemek odasından geçerken kocası ayağa kalkarak: tYahu, ne oldu? Nereye gidiyorsun?» dedı. Sabahat: tMühim bır i} var, geiince anlatınm» dıyerek süratle dışan çıktı. Yolda düşünceler Evleri Feneryo undaydı. Şevki de Kızıltoprakta oturuyordu. Sabahat, bir taicsıye bınerek adresi söyledi. Arabanm içerisinde zihnini kurcahyan ve aklını altüst eden tek bir düşünce vardı: Acaba Şevkiyi son bir defa daha gözleri açık olarak görüp sert bıyıklarının altmda ınce bir hat teşkil eden dudaklanndan öpebılecek mjyott? jnühar etmesine de sebeb bulamıyordu. Şevki, malî Ali M İpar (solda) muharririmize film hakkında izahat veriyor durumu gayet iyı, hayatta sıkmtısı olmıyan bir adamdı. Bır iki aya kadar o karısından, Sabahat de kocasından ayrı arak evleneceklerdi. Evanston (Amerika) da «yanguı Genc adarr.ı, bu ânî karara sevkehalı müst«sna, otomobil içinde soden âmil çok mühim bır çey olyunmak veya giyınmek yasaktır.» malıydı. * * * Otomobıl apartımanın önünde Mettenheim (Almanva) da bir durunca Sabahat, bır hamlede ıkınkadm mahkemeye başvurarak şu ci katın merdivenlerini aştı. Anah. şıkâyette bulunmuştur: «Kocam tan kapınm delığine yerleştınrken: tepemden tımağıma kadar bana «İnşallah hiç bır şeysi yoktur. Sa doğme yapıp beni sanatının şahesedece beni özlediği için boyle bir nu ri olarak teşhir etmek istıyor. Bu• İstanbu] FUârmoni Derneğinin ye senfonik konserlerine iştirak edei mara yapmıştır» dıye düşünerek, na razı değılım ve boşanma davası jni mevsim festivali geçen hafta cek ecncfii sanatkârlar ve konseri son haddini bu'.an beyecanını tes açıyorum » •Dernek salonlannda tertib edilen lerin verıleceği aylar şunlardır; Mahkeme kadının arzusunu yerı•parlak blr davetie açılmış bulunu. (tarihler aynca ilân edilecektir:) • kine çalışıyordu. Hole gırınce elektrik'.erin söni'ık ne getırmiftir. •yor. Kasımdan sonra' (Bernard Mi! * * * • Bu davette başta İstanbul Valisi chelin (Çello); Aralık: Mme. Gobi olduğunu ve oda kspısının kapalı •olmak üzere kordiplomatik, sanat bi . Nardi (piyano), Agostıno Ori: bulunduğunu gördü. Kapının feeSanüago (Şıli) da bir delıkanh, Jseverlerimlz, İstanbulunmuzun ta zio (piyano); Ocak: Mainardi (çel: narındaki düğmeyı cevırdikten son fena halde dovüldüğünü ve bu aİnınmış şahsiyetleri, muharrirler, lo); Şubat: De Carvalho (orkestra: ra boğazında duğümienen hıçkınklı rada çenesinin kırıldığını söylıyei İressamlar ve musikişinaslar hazır şefi), D. Erlich (keman); Mart:: bir sesle: «Şevki, neredesın?» m r e k J u a n G u z a m a d m d a b m h a k . :bulunmuşlardır. Makcuziski (piyano); Nisan: Samİ ye haykırdı, ve oda kapısma atudı k m d a d a v a c l o l d u ğ u n u bildirmistır. Korkunc manzara J u a n y a k a ı a n d l g l z a m a n b u m ı n y u z • Filârmoni Derneğinin bu sene de son François (piyano), Henrich: Carnlı kapıyı açmca holden ka y a ş m d a b l r ihtıyar olduğu gorul: •Saray sinemasında tertib ettiği Schering (keman). ranhk odaya dalan ışık huzmelerı ' jnuşiyj.; •senfonik konserlere dünyaca taOda musikisi ve yaylı sazlar kon; altmda iki senelik sevgiisinın ka* * * înınmış ecnebi sanatkârlar iştirak serlerine iştirak edecek Türk sani •edeceklerdır. Aynca âzaya mahsus atkârlan arasında Cemal Reşid; lın halı üzerinde acaıb hırıltılar çıKansas (Amerika) da nefes darİolarak Dernek binasmda her cu Rey, Ferdi Statzer, Ömer Refik; kararak yatmakta olduğunu gordü. lığı çeken bır çocuk muayene edil•martesi saat 18.30 da Oda musikisi Yaltkaya. Semih A^geşo. Emine; i Kesık bir çığbk attı: dığı zaman cığerlerinde bir ayçıçeği •konserleri tertib edilmiştır. Bu Erel, Mithat Fenmen, Mu7affer; I <ıAU?ha şukür ölmemiş» di;i gorülmüştür. Bir buçuk san •konserlere Türk ve ecnebi müstes Tema. Muh'd^n Sadak. Mesud Ce: | yerek Şıvkın n uzenne kapandı. kutrunda olan bu çiçeğın vak| Genc müteahhıd sırtüstü düş•na sanatkârların solist olarak iştirak j mil, Hadiye Ötüeen gibi çok sevi: çocuğun nefes borusundan içe•edeceği gibi daimî olarak da çala len değerli virtüozlarımız da vari | müş, goğsünden kan sızıvor ve aoz ıır tohumdan çıktığı anjcak bir yâylı sazlar grupu teşkil dır. j leri hafıf aral'.k duruyordu. Baş Nebat ameliyatla çıkaaenuz nlmıştır. •edilmiştir. Musiki, tiyatro v.s. gibi sanat; ucunda da barut kokusu ; tamamen dağıimamış bır bro\nig | Bundan başka. gene âzaya mah bahisleri üzerinde konferanslarıni; dinliyeceğimiz muharrir ve edıblerj tabancası vardı. jsus olarak, her çarşamba saat 18 30 Seviglia (İspanya) da Navarro cSabahat: «Ş?vki, bana bak, ben jda konferanslar verilecek, resim, arasında da Pevami Safa, Dr. SÜ; .. dında bır adamın, kedilerı yakalaS:bahat, senm jheykel, elişleri, kitab v.s. sergileri heyl Ünver. Behcet Kemal Çağlar, geld m. : açılacakbr. Sanatkârlaruruz tara Haluk Şehsüvaroğlu. Ahmed Ham; diye hıçkırarak, koma ha mde bu yıp lokantalara sattığı ve lokantajfından iıahat verilmek suretile ve di Tanpınar. Vasfi Rıza Zobu. Zeki; lunan genc adamın üzerine kapan j lann da bunlardan «et» yemeği yaptıkları meydana çıkmıştır. YapıJprojeksiyonlarla bu toplantılar çok Faik İzer, Cemal Tollu, Bedri Rah; dı. Bu hıçkınk ve inlemeleri bir kaç lan bir hesaba göre, Navarro'nun Salâka çekici bir mahiyet alacaktır. f"mi Eyüboğlu, Nurullah Berk gıbi' : "lakika sürdü. Sonra kendısmı to altı sene süren bu ticareti yüzün: Filârmoni Derneğinin bu seneki meşhur şahsiyetler bulunuyorparlıyarak sokağa fırlayıp b r tak«i den şehrin lokantalaruıda 18 bin çevırdi. Şoforün yardımıîe Sevkiyi kedi yenmiştir! Yıldızlarda Hayat Hakkında Yeni Bir Nazariye DAHA NELER Hayatı yaratan mikroblar ışıkla seyahat ediyorlar! Gök boşluğundaki diğer yıldızlarda da dünyadaki gıbi hayat var mı? Varsa oradaki mahluklar nasıl varlıklardır ve aralannda insanı andıranlar da var mıdır? Bu sualler asırlardanberi insanlann zihinlerini meşgul etmiş ve bir yandan halk arasında, bir yandan da âlımler arasında çeşidli efsane ve nazarıyelere yol açmıştır. Efsaneler bır tarafa, ilmi nazariyelerin de bir çoğu zamanla değenni kaybetmiş ve onlar tifc btrer masal haline gelmiştir. Meselâ, Merihte bizim gıbı insanlar bulunduğuna dair bir zamanlar hemen hemen ılmî bir kanaat haline gehniş olan nazariye bugün sadece bir fantezi sayıhyor. Geçen asrın en tanınmış hey'et âlimlermden bıri olan Fransız bilgini Flammarion, yıllarca süren incelemeleri sonunda Merihte de dunyadakınin tıpkısı bır lıayat olduğunu ileri sürmüştü. Ona göre, Merıhliler de medeniyette hayli ileri gitmişlerdi, aile hayatı sürüyorlör ve bir cemıyet halınde yaşıyorlardı. Bugun, daha yeni aletlerle ve daha derin bilgılerle yapılan ıncelemeler Ibu nazariyeyi reddediyor. Âlımlerın bugünkü kanaatine gore. Merihte bızimki gıbi bir hayat olamaz, çünkü bu yıldız dünyadan çok daha yaş'ıdır; orada oisa olsa bir takım hayvanlardan, nebatlardan murekkeb kısır bır hayat vardır. ettiği bu kongrenin programmda da bulunan mikroblardır«Yıldızlarda hayat» mevruunun Hakikaten, bazı göktaşlannda bir münakaşası yoktu. Çünkü bu hu j takım mikroblar, yani canlı varhk. sustaki görüşlerin hiç biri tatmin1 lar bulunmuştur ki bunlar, <bizira kâr, yani «ilmî» olarak kabul edil, şımdiye kadar bilıp öğrendiğimiz, miyordu. i görüp tanıdığımız mahluklardan Fakat dört yüz küsur hey'et âü' değüdir. Göktaşlanna binerek gelmi bir araya gelir de bu bahis açıl diklerine gore, gökyüzündeki hayamaz olur mu! Nitekim, kongTenin taı birer parçasıdır, daha doğrusu, resmî toplanü saatleri dışında bil öyle olması lâzım gelir. Fakat acaba ginler arasında aşağı yukan hep öyle mi? yoksa bunlar dünyamıa bu bahis konuşuldu ve bu arada saran havada bulunan ve bizıra yeni bir nazariye ileri sürüldü. | şimdiye kadar tanımadığımız mıkBoylece, «yıldızlarda hayat» veya | roblar mı? O da olabilir. «hayatm başlangıcı» mevzulannı ele almamağa karar vermiş olan kongre, ihtımal bütün diğer tartışma konularından ziyade bu bahıste ilme faydalı oldu. * * * Yeni nazariye eski bir müşahedeye dayanıyor: Gok boşluğundaki diğer yıldızlarla onlardan biri olan bizim dünyamız arasuıdaki tek münasebet, «göktaşlan» dır. Bilirsiniz ki zaman zaman yeryüzüne bu taşlardan bırer tane düşer. Kimisi ırı bır kaya parçası kadardır, kimısi de muazzam bır kütledir. Yapılan hesablara gore, bunlann sayısı pek fazladır, fakat dünyada insanların bulunduğu yerler, geri kalan kısma nısbetle, pek küçük olduğu için, bu taşlardan bizim ancak pek nadir haberımiz olur. Bır çoğu da, hızla gelip toprağa gomülurler, üzerlerine düşen taş, toprak arasında kaybolup giderler Çok kuçuk parçalar hava ile temasa gelınce yanıp kül olurlar. Berrak gecelerde gbkyuzunde yarup söndüğunü gorduğümüz ve «yıldız düştu» ded'ğımız ışık işte bunlardır. Bu mevzuu inceleyen meşhur âlim Svante Arrhenius 'bunlann gökyüzünden geldiği neticesina varmıştır. Muhtelif keşiflennden dolayı Nobel mükâfaü kazanmış olan âlim, işi bu kadarla da bırakmamış, mikroblann, bakterilerın, hulâsa gözle görülmez ufacık canlı varlıkların yıldızlar arasında gok» taşlarile değil, güneş ışığı ile d« seyahat edebileceklerini ispat etmiştir. Burada akhmız bir noktaya ta» kılıyor: Canlı varlıkların yaçamaa için muayyen bir derecede ısı (hararet) lâzımdır. Gök boşluğunda isa dondurucu bir soğuk hâkimdır O canlı varlıklar nasü oluyorlar da bu soğukta ölmüyorlar? Buna da Fransız âlimi Paul Becquerel cevab veriyor. Bu âlim, yap. tığı bir tecrübede, bazı iptidaî canlı varlıklann, soğukta uzun müddet bırakılınca donduklan halde, tekrar sıcakla temasa gelince canlandıklarını ispat etmiştir. Hulâsa, şimdi hayatın başlangıeı hakkında yeni bır nazariye ortaya atılmış bulunuyor: Güneş ışıklarıle dolaşan mikroblar, ihtımal yeryüzünde de hayat boyle başlamıştır ve. bu boyle olunca, öteki yıldız» i larda hajat olması mumkundur. Siz ne dersitıiz? İr Bır adamın bir mesele hakkında ayn ayrı iki fikri v^rsa bunlardan biri muhakkak kansının fıkrıdir. •£ Muvaffak olmanın tek şartı, omağlub oldum» dememektır. •£ Hayat uzun bir yolculuktur. Nereye gıdeceğıni bilene ne mutlu! •k Bir kadm erkek evlâdını kocasmdan fazla se\er Çünkü ona her ikisinin sevgisile bağlanmıştır. İt Erkeğin sevgi tezahürü ek seriya kadının beklediği gibi değildir. Bunu keşfetmek kadının vaıifesidir. 1t Kadından korkan erkek ken. dinden korkuyor deraektir. Filârmoni Derneği I yeni mevsimi açtı Einstein bedbin Einstein c'üşündüğunü açıkça söyleyen bir âlım olarak tanınmış* * * tır. Geçen hafta bir Amerikan gazetecisile gorüşürken de zamanıBu ve bunun gibi daha bir çok mızın delıkanhlarmdan memnun mevzular sık sık bahis mevzuu olmadığını söylemiş ve şöyle de olur, ilim cemiyetlerinde münakamiştir: şa edilir, üzerlerinde kitablar ya «Bugünün gencleri çabuk iş zılır. Fakat bu bahsin en esaslı Şımdıye kadar bulunmuş ve ügören birer makine gıbi yetişiyor tartışması geçen ay Romada toplanan milletlerarası Estronomı kon zerlerinde ıncelemeler yapılmış olar. Fakat insan demek makine delan goktaşlarında âlımlerin en fazmek değıHir. İnsanın iyi ile kötü gresinde oldu. Dört yüzdcn fazla âlimin iştirak la dıkkatle durduklan cihet, onlaryu, güzelle çırkini ayırd edecek b.r kafası olm3k gerek. Bu kafa ve anlayıs olmadıkça makineden farkı kalmaız. Ben bugünkü genclikte en büyuk eksıklık olarak bunu görüyorum. Çocuklanmıza başka turlü bır terbiye verelim, yoksa taKÜS limli köpekten farkları kalmıyaKöylü, tarlayı sürerken, öküzünü cak.» boyuna sopa ile dürtükleyip duruyordu. Arkadaşı akıl öğretti: TATLI SÖZ, GÜLER \\Z Uçan kadm * * * Bos Vaktınuı Hoş Geçirnek Için Yeni Bir Dehliz Muammâsı Zihin Sporları 1 Bır dükkâncı bir miktar top alıyor. Bunlann yarısı ona çifti 5 liraya, yarısı da üçü 5 liraya mal olmuştur. Hepsini tanesi 3 liradan satıyor ve 110 lira kazanıyor. Bu hesabca toplarin sayısı ne kadardır? 2 Ateş edildiği zaman tüfeğin ağzından ilkönce kurşun mu, yoksa infılâkın sesi mi çıkar? 3 Beşle çarpıp ona bölünce 18 çıkan sayı nedir? (Zihinden cevab vereceksiniz.) 4 Bir adam polise verdiği ifadede evvelâ İstanbulda 1950 den 1951 e kadar kaldığım söylemiş, sonra yalnız bir gece kaldığını iddıa etmiştir. Bu adam yalan nu söylüyor? 5 Bir direğin dörtte biri kjrmızıya, üçte biri yeşile, geri kalan 10 metre de beyaza boyanmıştır. Bu hesabca direk kaç metredır? 6 Yırmı dört çocuk bır sıraya Bu bıraı zorca bir dehhz muamması. Fakat zor bır işi başarmak daha zevk.idir. Kurşun kalemüuzle beraber zekânızı da keskınleştiren ve İge koyulun, Ortadaki X ijaretlı yerden başlayıp, hiç bir çıkma2 sokağa sapmadan ve geçtiğ.nız yoldan bır daha geçmeden alt taraftakı çıkış noktasına geıebılır nusınız? Norfolk (Amerika) da bir gece karanlıkta bir adam Mary Wilgon adında bir kadının üzerine saldırarak sol elinin orta parmağuıı ısıra«Uçan Kadm» hazırlandıfı yeni rak koparmışür. Sonra kadının yüzünü gören mütecaviz «affedersi uçuşu, son derece hızlı uçan yeni nız, sizi karım zannettim!» diye ö bir Fransız bombardıman tayyaresile yapacaktır. Bu aynı zamanda zür dilemiştir! bir deneme uçuşu olacaktır. Fransızlann bu yeni bombardıAhmed 6 ncı, Mehmed 17 ncidir. Sağdan sayıldığı zaman her biri ka man uçağı, «Delta Kanad» adı verilen, üç köşe biçimdeki kanadlarçıncı olacaktır? 7 Ayn ayrı ırklardan üç ki la mücehhez uçaklardandır, Diğer taraftan, İngilizlerin de şinin kanlannı mikroskop altında muayene etmekle ırkları anlaşıla ıDelU» (D) biçimi kanadları modası geçmiş hale getirecek yeni bilir mi? 8 Bir döşemenin her kenan bir tip kanad bulduklan haber venı bir misîi uzatırsak dörtköje kaç rilmektedir. Ay (hilâl) biçimi olan bu kanadlar havaya daha az mumisli büyür? 9 Bir köpek havlarken alt çe kavemet eder mahiyettedir nesini mi oynatır, üst çenesini mi, yoksa her ikisini de mi? PARİS Modası 10 Aşağıdaki cümlede üç hayvan saklıdır, bulabilir misinlz? Yünlülerin hârika «Keşke, keşke dıye söyleneoeğidesenleri piyasaya ne çabuk atla git de dönüşte kese çıkarıldı. kâğıdına buz dolduı geür...» Israrla arayınız. 3 metrede bir Fransızlann meşhur kadın tayyarecisi Jacqueline Auriol yeni bir rekora hazırlanıyor. Fransız Cumhur Başkanı Vıncent Auriol'un gelini olan Jacqueline bundan önce de bir çok uçuş rekorlan kırmış ve «Uçan Kadon» unvanını kazanmıştı. «Yahu, böyle yapacağına «hey! dehey!» diye seslensen hayvan daha iyi iş görür» Köylü cevab verdi: cOnu ben de b.liyor'um ama, bu kör olası hayvan bana iki kere tekme attı, küsüm, kendisile konujmuyorum artık» MAHARET Trenin arkasından koşmuş, koşmuş, yetişememişti Ali al, moru mor ve biraz da mahcub geri döndüğü zaman etraftakıier: «Treni kaçırdınız» dedıler. Yolcu dudak büktü: «Hayır, maksadım trene binmek değildi. Gitsın diye şöyle bir ittım 'i Meslektaşlar işbaşında CEVAB MACERA Kızın ev işlerıne hevesı yokcu, Maceraperest, Afrıka seyahatınde başına gelenleri anlatıyordu: j gezıp tozmaya pek merakhydı. An» nesı o un kulaâını buktu. «... birden, baktım etrafımı «Bana bak, kızım Bu gidışl© yüzlerce vahşı sarrmş Hemen tebancamı çıkardım. Boyuna ateş et sen evlenemezsm Erkekler yemek tım .. Durmadan ateş ettım... Nefes pişirmesini, dıkiş dıkmesıni, ç?ma. almadan ateş ettim ..» şır yıkamasını bilen kadın isterler. Bunun dışında, ısterse aptalın, se> Peki, tabancanı nasü doldur semın biri olsun, zerre kadar dun?» heosmiyet vermc&ler» Adam gfildi: Kınn esvabı hazırdı. Bırader, Syl» bir ftnda bısan Anlamadım, kancığım. Ber «O sizin devırde öylevouj, a» be\eıni gidiyorsun, yoksa berber tab=ncasuu dOidıırmayı düsünebılır neciğun.» Imi?» 1 den mi geliyorsun? Dinliyen'.erden biri sordu: duüıyoriax, Soldan sayüdığı zajnao Meselelerin halledilmiş fekilleri gazetemizin 4 üncü sahifesindedir. KAMEFA markasma dikkat. ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ 1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear