24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ı Tctnmtiz CUMHURÎYET Deli Olmadığınızı Nasıl Anlarlar? Hidrojen L 5 bahsinde yeni bir nazariye 1 Bir adam: «Ben katilim!» diye mayın. Bunlar normal insanlardır. tayı evvelâ, sinir muayenesine tâbi ortaya çıksa, onu nrf bu itirafı ü Bilâkia, kendisini akıllı, bütün dün tutar. Diz kapağının altına çekiçle zerine mahkum etmezler, suçu tes yayı deli «ananlardan korkun. Asıl vurup bacağın sıçrama derecesinin bite çalışırlar. Onun gıbi, tben de« bunlar akıl hastasıdır.» tesbitini hepiniz bilirsinız. Bu ani liyim!» diyen de deli olarak kabu] Şuphesiz, deli var, delıcik var. darbe üzerine bacağtnız, elinizde edılmez, hakikaten deli olup ol Bugün, ruh hastalıklannın bol ol olmadan, fırlıyorsa sinir cümleniz madığı araştınlır. duğu bir devirde yaşadığımız mu bakımından sizde bir bozukluk olhakkak. Gürültülü patırdılı, dağ madığına hüküm verebilırsıniz. ZiNasıl? dağalı velveleli hayat içinde sinirleri ra, bu hareket gayet tabiîdir. BilâBir fıkra vardın Doktor, kendisine muayeneye ge bozulmıyan var mı? Eğer bunlann kis, eğer bacağınız bu ani darbe hepsine deli diyecek oiursak asıl karşısında hareketsiz kalıyorsa, sitirilen akıl hastasına sorar: Magellan dört kere dünrayı bizim akhmızdan jüphe etmemiz n|r cümlesinde bır bozukluk oldolaşmış, bu seyahatlerinden birin lâzım gelir. Bütün dünya deli, yal duğu, yani bu tabil harekete engel olan bir manıa bulunduğu anlaşılır. de ölmüştür. Acaba hangisinde?» nız biz mi akılhyız? Deli cevab verir: Bir doktor, kendisine: «AklımBeyin dalgalan «Affedersinız, doktor bey, be dan korkuyorum:» diye gelen has Akıl doktorudiıu, karşısındakinin nim tarıh bilgim kıttır. Başka lual sorun.» Bu, işin şaka tarafı. Fakat meseleyi ciddî olarak ele alan nıh doktorlan da delUiğin tesbitinde bu gibi suallerden istifade ediyorlar. Bu suallerin başında, meşhur «mürekkeb lekeleri» geliyor. Bilirsiniz: Kâğıdm üzerine bir damla mürekkeb akıtıp kâğıdı katlıyarak bastırınca ortaya acayib bir jekil çıkar. Bu şekil ekseriya biı kelebeği Bugünlerde en fazla temasta olveya karşı karşıya kavga eden iki duğunuz iki şey var ki biri güneş, adamı andınr. biri de sıcak. Bunlardan kaçınmaj|l • "* Doktor sorar: nın imkânı yok. Fakat fena tesir «Bu şekilde ne görüyorsu lerini bir dereceye kadar önleme ş • Güneş iyi şeydır. Sıcak nuz?» niz mümkündür. : da, hoş gelmese bile, öHastanm lekelpre vereceğı mana Güneşten başlıyalım: : nüne geçilmesi zor olan bir akhnda bir bozukluk olup olmaCildiniz yağh mı? Güneşin beda : şey. Fakat yazın bu ıki ardığını gösterir. Zıra, bu lekeler u va hizmetinden istifade edebilirzun tecrubelerle hazırlanmıştır ve siniz. Fakat, herşeyde olduğu gibi ; kadaş, biri bir kolunuza, diher birınde akıllıların ve deıilerin bunun da azı karar, çoğu zarardır. ] ğeri b'bür kolunuza gırerek ne gördükleri tesbit edilroiştir. Ge Bilhassa yüzünüzü güneşe tutar : size refakat ederken onlann ne bu cevablara göre, ruhi bozuk ken kurulamayı unutmayın. Yaş 0 : zaranndan fcurtulmak için İ nastl hareket edeceğinızi biluğun şekli ve derecesi de anlaşılır. lursa deriniz kavrulacağına pişer. : liyor musunuz? Bundan başka, aklî durumu Cildiniz kuro ma? Doğrudan doğ muayene ve tesbit için doktorlann ruya güneşe tutmayın, ışığın tesisordukian daha bır çok sualler var. rihi azaltrnak için krein sürün. dır. Fakat, deliliğin veya, umıim! Aksi takdirde yüzünijz yaşlanır. tâbırile, ruh bozuk luğunun tesbiti tUdinlz hassas nn? Çabuk yaiçin bunlardan ÇOK daha iımi ü'stfl nan, çil basart cildJere sade krem lere başvurıjlur. masjcesi de kâfi değildir. Genis ke«Âkhmdah korknyoıuijı!» par.ll japka giyrneli, hattâ şemsiye jltosıalıdır,. Çil çabuk basar, fa«Deli olmak bir şey dertek değil» sözü meshurdur. Bizi Jajırtan ve kat kolay kolay izale edilemez. havsalâmıza sığmıyan bâdiseter fcar Çok mu yanıyorsunuz? Bazı cild şısında bu sözü sık sık kullanıtız. ler, vard?r, güneşle teroasa gelir Şuphesiz, sözün gelişi böyle söyle gelmez derhal ve kötü bir şekilde riz. Fakat, hâkijt&teö dçli olmak yanar. Bu gibi cildleri öğle güneüzere bulundukhnnı ve her an a şine tutmarnalı, diğer saatlerde de kıllarını kaçıraçaklarmı zanneden pıaskeleyici kremleri sık sık tazelemeli. ler de az değj|dir. Gelelim sıcaga: Doktorlar diyorlar kl: «Bıze başvuranlânn yüzde |r}izıirıüz pariıjor mu? Sık sık doksan beşi, bundan şiicâyetçüej; yiKa'yın ve yaglı krem kullanmadır. Fâkai bu doksan bejin yüzde yın. Umumıyetle güzellik müstahyuzü ruh ba$ımından sapasağlara zaratmdan kaçuun. ^ . ., insanlardır. Keniîüni deji veya Sâçlaraıız yapışıyor mri? Stcakta olmak üzere hissedenlerden kork bazı saçlar başa yapışır ve tutam deli olup olmadığını anlamak için lâzım geliyor. başvurduğu ilmî usullerden biri de Yukanda «deli var, delicık var,» beyin dalgalarını ölçmektır. dediğimizi unutmayın: Doktorun Ruh hastalıkları ilminın en son zikrettiği bu anormaller, şüphesiz, keşiflerinden biri olan bu usul e hiç bir şekilde deli sayııamazlar. lektro enkefalograf deuılen âlet Gene Dr. Valentine'in veraıği male tatbik edilir. Beynin çalışma tar lumata göre, bunlann çoğu muzmL, kafatasından geçen elektrik vakkat hallerdir. Fakat, insanlann dalgalarile ölçen bu âlet, zelzeleyi kendileri farkında olmadutlan bu kaydeden cihaz gibi, bir kâğıd ü haller, tedavi edilmedikleri takdirzerine bir takım çizgiler çizeı. Aklı de, vahim şekiller alabilır. başında bir adamın beynınden çıDoktor, buna misal olarak, şöyle kan dalgalarla >uhu bozuk bir in bir vakayı zikrediyor: sanın dalgalan birbirinden çok fark S. Adele sevişerek eviendıği alıdır. Bu çizgilerin neye delâlet et damla mesud gunler yaşadıktan kıtikleri muhtelif tecrübelerle tesbit sa bir müddet scnra, kaynanasile Fakat, dedığimız gibi, endişe anedilmiştir. Doktor, elektro enke beraber oturmak mecburiyetinde falografın kaydettiği inışli, çıkışh kalmışür. İhtiyar kadin, gelinîne cak «bır dereceye kadar» zayıflaçizgilerden hastasmın aklî duru hayatı zehir etmektedır. Hassas bir mış bulunuyor, henüz tamamile zail munu anlar. taze olan Adele, derdini dışarı vur olmuş değıldır. Çünkü, bır ıki atom (veya bugünkü «mütekâmii» şekDiğer bir teşhis usulü, uyutma muyor ve sineye çekiyor. dır. Hasta, bir hap halınde veya Bu hal onda nâd derecede bir lile hidrojen) bombası beİJri bütün iğne ile verilen bir ilâcın tesirile asabiyet şeklınde nihayet patlak ve dünya insanlarım zehirliyecek deuyur ve uykusımda sayıkıamaya riyor. Bir gece rüyasında kaynana recede radyoaktiv ışın serpemez; başlar. Bu suretle, ruhu rahatsız sını öldürdüğünü görüyor ve hay lâkın, buyuk bır harbde mılletler eden hâdise öğrenilir. kırarak uyanıyor. birbirlerine karşı bütün gayretlerile Bu usul, bilhassa, ani bir darbe Ondan sonra Adele'in sinirleri mücadeleye gırerler de elıerindeki ile şaşkın hale çelmiş ve konuşa büsbütün bozuluyor. Rüyasında gör bombalan son tonesine kadar atamıyacak vaziystte bulunan hasta düğü şeyin hakikat olmasından kor cak oîurlarsa çık^cak radyoaktiv lara tatbik edilir. kuyor ve bu korku içinde dehşetli bulutların yer yer muhteiif memElektrikle sarsma usulü de, asıl dakikalar geçırıyor. leketler üzerine kapanarak oralarakıl hastalarını tedavide kullamlan Nihayet doktora müracaat edi daki hayatı kurutmalan tehlikesi bir vasıta olmakla beraber, ruhî yor. Kısa bir elektrikle sarsma te yok mudur? durumun tesbitinde de işe yarar. davisinden sonra, zihnındeki bu Âlimler bunu da pek mümkün Hasta vücudüne geçen hafıf elek sabit fıkirden kurtulan kadın norgörmüyorlar ve bızleri şu şekilde trik cereyanile «arsıldıkça, kendi mal hayata dönüyor. sini rahatsız eden korku, üzüntü Dr. Valentine bu hâdiseyi anlat eselli ediyorlar: gibi vehimlerden kurtulur. Sağlam tıktan sonra diyor ki: «Her bombanın infilâkmdan insanlarda bu netire delilerden daha «Eğer S. Adele vaktinde te sonra radyoak*iv ışınlan taşıyan çabuk alınır. Oniın için, bir ıki sar davi edılmemiş olsaydı zihnindeki bulutlar büyük bir süratle havaya sıntıda normal nale dönmlyenlerin bu sabit fikir onu çok daha vahim yükselır ve oradaki hava cereyanaklından şüphe »tmek caız olur. hallere sürükliyebılirdı. Onun gibi arı vasıtasile boşluğa dağdır. BuAnormal normaller daha bir çok kimseler vardır ki ^utiarın kötü tesııleri alunda kaGeçenlerde toplanan nıh doktor maalesef vaktinde harekete geçip labılmek için ya infilâk sahasının lan kongresinde C. W. \alentine kurtarmak kabıl olamamıştır.» hemen yakınında bulunmalıdır, yaadtnda bir İngiliz dbktoru şöyle Bu İngiliz run doktorunun tav hud da...» diyordu: siyesine göre, herkesin, hıç olmazİşte burada endişe yeniden baş «Bugün no.iial insanlaı bir a sa senede bir vücud muayenesi ge österiyor: normallik teşkil ptiyorlar » çirmesi şart olduğu gibi, aynı zaEvet yahud da tesiri derhal İlk bakışta *uhaf görünen bu manda ruhî bakımdan da muayezail olmıyacak kadar kesıî bir busözün hakikatte ne kadar doğru neye tâbi tutulnası lâzuncır. lut neşreden bir öomba infilâk etoldnğunu gene Dr Valen'ine cnGene ruh doktorlan kongresinde melidir. lattı: verilen rakamlara göre, Amerikada Böyle bir bomha yapılamaz mı? Doktorun verdıği rak'mlara göre, her sene akli durumları bozuk kım Alelâde bır atom bombası 20 bin son senelerde iîisanlarm ruhları o seler 16 bın intıhar, 9 bın cmayet kadar bozulmuştur ki muhtelif vakasına sebeb olmaktadırlar. Bu ;on dınamıte bedel bir infilâk hasrruiHyenelerdeki umumî neticeye gö bakımdan, bugün yüzde yetmışi az •asına sahıbdır. Hidrojen bombası re insanlann yüzde yetmişi az ve çok sinir bozukluğuna duçar olan ise atom (uranyom) bombasmın a çok bir nıh bozdk'uğıırdan muz insanlann bu hallerine çare bu beş misli kuvvette olduğuna göre tarıbdir. Demek o'.uyor ki aııormal lacak tedbirler almak aünya tıb 00 bin ton dınamıte muadıldir. ler ekseriyeti teşsil ediyor ve bu ilmine düşen büyük vazıfelerden Bundan daha büyuğunü yapmak, halin normal olaıak kabuı edilmesi biri olarak kabıl edilmektedır. tabıî, kabıldır. Fakat, taşıması o İlk atom bombası pat.adığı gündenberi dünyayı taran endışe malum: Bombadan çıkan radyoaktiv ışınlann yeryüzündeki hayatı kurutmak tehlikesi. Bunun lehinde, aleyhinde çok şey söylendi ve nihayet endişeler bir dereceye kadar zayıfladı. Dediler ki: cAtom bombasından çıkan radyoaktiv ışm'.ar tek bir bulut halinde bir yere kapanacak olursa oradaki insanlan ihtimal mahveder. Fakat, rüzgâr, gökyüzündeki buhar bulutlarını olduğu gibi, bu zehirli bulutları da dağıtır. Böylece, radyoaktiv ışınlar zeıre zerre serpilir, tesiri azalır.» Dünyumn bir bomba gibi patlamak tehlikesi var! ba atomlann zincirleme infilâkı ne elma dflşecegini aklına getirm*ticesinde pathyor. Fakat, ya bu pat mişti. Fakat, elmayı kafasma yelama keyfiyeti insanlann kontrol dikten sonra aklı başına geldi v« lan dışına çıkar da tabiatteki bü bu gizli kuvvetin ne olabüeceğinl tün atomlar infilâk ederse ne olur? düşünerek yer rekimi kanununu Bu, şimdiye ladar bizun hiç dü buldu.» şünmediğımiz bir mesele. i'akat, bir Newton'un başına gelen kaza nisâlim onu da düşünmUş. Dıyor ki: beten hafifti. Fakat akla gclmedik «Şimdiki halde hidrojen a bir kaza ile atnn veya hidrojen tomlan insanlann kontrolu altında. bombası bir felâkete sebeb olacak Bombaiar da bu sayede kabil olu olursa neticesinde kimse yeni bir yor. Fakat, bu sahada henüz yeni fizik kanunu keşfeimeye ımkân buyiz. Elindeki nantar tabancasının lamıyacak, zira o zamaıı ortada bütün ilmini aliığını zanneden bir dünyadan eser kîımıyacak! Evet, hidrojen atomlannm bir çocuk, nasıl hiç aklına gelmiyen bir kazaya uğnyabılirse bizim de bu kazaya sebeb olab'Ieceğüu ileri süşekilde bir aksilıkle karşiıaşmamız ren âlimlerin haber verdikleri tehlike Allah göstermesinj tahakihtimali yok değıldir.» «Bu kadar inca hesablara daya kuk edecek olursa, yeryüzündeki su nan atom ilminde bilinmedık nok ve topraklan teşk'l eden atomlar hâdisesıne talar olur mu?» diye şaşmayın. Bu da zincirleme infilâk ihtimali ortaya «üren âlunuı fikri tâbi olacaklar ^e dünyam:z, muazne başkalan da iştirak ediyor ve zam bir bomba gibi, patüyacaktır! Görüyorsunuz kı bu tehiike, yerşöyle diyorlar; hayatın radyoaktiv «Vakıa bugünkü hesablan yüzündeki mız da hiç bir iıeçhul kalmış de ışınlarla korunması tehlikesınden da dir. Fakat Uim daima yeni meç ha korkunc! Bakalım âlimler bu hullerle karsılaşma ıhtımalıni göze yeni endişeyi de hiç oımazsa haalarak ilerlemiştır. Newton, elma a fıfletecek bir izah şekli balabileğacınm altında yatarken başına bir cekler mi? Güneş, Sıcak ve J Kadın Sağhgı: nisbette zorlaşır. fşin daha güç tarafı, bu koca dtv jnimurtalannı saklamaktır. Zira, buradaki «yumurta» kelimesini sadece bir teşbıh olarak kullanmıyoruz. Atom ve hidrojen bombası başka Dakımdan da yumurtaya benzer: Zamanla bozulur. Nasıl yumurtaları, bozulmasın diye, soğuk hava dolabında veya bu tertıbattaki depolarda sakamak lâzım gellyorsa, bombalann tutam bir hal alır. Bunun önüne geçmek için ılık bol su ile yıkamak da böyle, fakat çck daha soğuk, lâzımdır. ve iyi bir saç suyu kullanmak lâ yerlerde depo edilmesi zımdır. Bu gibi saçlan kısa kesmek Hem de kaç derecede? Sıfırın altında 200 derecede! de başı halıfletir. Ayağmız şişiyor mu? Sıcakta aFakat bu tedbir de kat'l bir çare yakkablannız daralımş gibi gelir. değıldir. Zamanıa sıfıraltı 200 deFakat hakikatte ayakkabı daralma recedeki soğuk da para etnıez ve on mış, ayak büyümüstür. Bu gıbi ca emekle, masrafla meydana gelhallerde serbest ayakkabı en iyi miş olan bombaiar muayyen bir zaçaredir. Rahatsız olan ayaklar bo man sonra gene bozulur. Bir de rakslı veya karbonatlı suya batır bakarsınız ki, taaı düşmanın bamak suretile dinlendirilir. Yıka şına fırlatacağınız sırada atom vedıktan sonra silmemeli, havlu ile ya hidrojen bombası yumurtaları dokuna dokuna kurutmalı. cılk çıkmış! Banyo ile serinleyemiyor musuBütün bunlar, bombalann bugün nuz? Yıkanmak yerine ılık su dökünmeyi deneyin. Bu usul yaz ay kü cüsselerinden çok daha büyük lannda tatbik edilecek en iyi ban şekilde yapılmalanna mânı olan yo şeklidir. Boraksh veya karbo âmillerdir. Demek ki şiradiye kanatlı su ile banyo vücude de teş dar olduğu gıbi şimdiden sonra da mıl edilebilir. çok çok 100 bin ton dinamite muaTerliyor musunuz? Tere karşı dil çapta atom bombalan kullanaMartine CaroL, halen Fransanın diye satılan ilâclann çoğu terleme cağız. O halde, bunlann etrafa saradyoaktiv ışmlar da en gözde yıldızlanndan biridir. Son ğe değil, kokuya mâni olmak içın çacaklan dir. Bazılan ise terin önüne geçe mahdud ölçüde bulutlar teşkil e olarak çevirdiği «Caroline Cherie» bilir. Böyle bir müstahzar bulamaz deceğine ve bu bulutlar da rüzgârla (Caroline, yavrum) filmi büyük sanız hafif ve bol elbise giymeyi savrulup dağılacağına göre, öldü muvaffakıyet kazannuş ve kışuı tercih edin. En kestirme çare bu rücü şualardan fa'an korkmaya lü Paris sinemalannda aylarca gösterilmiştir. Martine Carol bu filmi dur. zum yok. bitirdıği sırada Hollywood'dan daBunalıyor musunuz? Evvelâ, yaBu korku böyıece bertaraf edildi vet almış ve oraya gitmiştir. Orada, vaş yürümeğe çahşın. Sonra, sık ya, artık rahat bir nefes alabıliriz... Lana Tumer'in sabık kocası ile sık yüzünüzü, şakaklannızı ve dirderken ortaya yeni bir endişe mev evlenmiştir. seklerinizi yıkayın. Şakaklan kozuu çıktı! Kan koca şimdi Pariste bulunlonya ile oğmak da iyi netice vemaktadırlar; Martine Carol bir fil*** rır. Bir şey daha var, unutmayın: Hidrojen bombası üzerınde oku min dış sahnelerini çevirmek üzere Sıcaktan şikiyet etmeyin! İnsana osıcak» dedikçe sıcak basar! duklanmızdan öğrendik ki bu bom Ispanyaya kadar gidip gebniştir. "Kanunî Süleyman,, ı meraklaokuyan bir artist Gene çift yakuıda Amerikaya donecek ve yıldız Hollywood'da yeni bir filme başlayacaktır. Martine Carolu, Georges V. otelindeki hususî dairesinde ziyaret eden Paris hususî muhabirimiz, kendisini, bir kitabı merakla okur bulmuştur. Bu kitab, Harold Lamb'ın gazetemizde tefrika edilmekte olan, «Suleiman, the magnificient Suıtan of the East = Şarkın muhteşem hükümdarı, Süleyman» dır. Yukandaki resim, cazıb yıldızı kitabma dalmış göstermektedır. Aşk Rcmiara $ A N G M A İ M A C ER A S I T kaçmak için bunu bahane ediyorsun. Ne olur, Valya da seni unutsa, da bari rahat etsek. Senin dediğine bakılırsa kadınlar âşık olmazmış!» Cevab vermeme kalmadı, zaten ne cevab verecektim, bihniyorunıtelefon çaldı. Vyanor açtı. Konuştuktan sonra bana haber verdi: «Callahan» dedi. Callahan dediği «News Mags gazetesınin muhabiriydi. «Ne anlattı?» «Kötü bir haber: Şehirdeki biı çok Çinlılerle Ruslann yarısını tev kif etmişler. Bana da polise görünmemeyi tavsiye etti.» «Sen Amerikan tebaasısın.» «Olsun. Tevkif ettikleri arasında başka tabiiyette olanlar da varmış. Sen burada yatsan olmaz mı?» «Senin için iyi mi olur?» «Evet». «Peki» dedim. Fakat aradaki camlı kapıdan ışık geliyordu. Uyuyamadun. Valya ile beraber geçirdiğim geceyi hayalimde canlandırmaya başladım. * * * Gece saat on birden sabahın be «Küçük mü? Kimbilir şimdişine kadar solcağa çıfona yasağı konulmuştu. Bu müddet zarfında ye kadar...» Kaşlanmın çaüldığuıı görünce polis kimi sokakta görürse tevkif ediyordu. Bu tedbir, beşinci kolun durdu: şehri ele geçirmesi tehlikesine karşı «Affedersin, hislerini rencide alınmıştı. ettim galiba. Demek ki seviyorOnun için. gece saat on birde ne sun.» Cevab vermedim ama, yüzumün redeysek sabaha kadar orada kalmak mecburiyetindeydik. O gece rengi değişmiş olacak ki Ludmila, Metro gazinosundaydık. Ben, Val o zamana kadar başı öbür tarafta konuşurken bana doğru döndü: ya, Callahan ve Ludmila. Valya'yı dansa kaldırdı. Ben de «Bak, kızardın! Anladım: Seonun «kızı» na dansa kalkmayı tek viyorsun.» lif ettim. Gene cevab vermedim. «Ben evleniyorum» dedi. Başuıı arkaya atarak. «Nyet» «Kiminle? Callahan'la mı?» dedi. (Malum: Rusça «hayır» de «Evet.» mek). «Yorgmıum.» Doğrusu aranılırsa ben de yor «Tebrik ederim.» Kadehimi gundum. Valya ile Callahan'm dans kaldırdun. «Ne zaman?» «Yakında. Daha teklif etmedi edişini seyre koyulduk. Ludmila bir aralık: «Seviyor mu ama, ben istiyorum ve muvaffak olacağım. Evlenme çağım geldi de sun?» diye sordu. «Sevebilirdim ama, daha çok geçiyor bile. Yinni dokuz yaşındaküçük» dedim. «Mekteb açacak yım.» değilim ya. Düjfln: Ben onun ağa Valya ile Callahan gelmişlerdi. Ayağa kalktım . beyisinin arkadaşıyım.» «Ne çıkar! Ben de vaktile a Ludmila benim kıza doğru eğilğabeyimın arkadaşile seviştimdi. di: «Bana açıkça söyle, kardeşim» Valya kaç yaşında?» Yaş bahsi büsbütün canımı nktı: dedi. «Ben Mark'm çok eski bir arkadaşıyım. Seviyor musun onu?» <ıOn dokuz» dedim. c Yazan: Ahmad Kamal Çın dahiU.har'b'inlheii |uîdftii oltiruz. §öhrâ ^fclımız bâşımıza gegünlerınde Şa'ngh&u Sif föfc ma lir ve gonlümüzün ayağ» kayıç düş ceraların merk'ezı Jja[in§ ğ'elmiş mesine kahkahalarla güleriz. Fakat tı. Amenkah, aO2$î'eii Maît? ile kadınlar bizden evvel gülerler. aslen Rus oîatı VîjSiıor, Şanghayda hâdıselen takib edıyorlar ve cephe habcrıerıni derhal bıldrmek ıçın geceli gündüzlü çalışıyorlardı. Fakat, Vyanor'un fcîzfcardeşi Valya, Mark'ı seviyor ve kendısını alması için ısrar edıyordu. Bır gece sabaha karşı Vtya» norun evıne dbndüklen vakit Valya odasına çekıldı. Mark da arkadaşıle günün hâdıselen üzerınde konuşmaya başladt. Vyanor'un haber verdiğine gore, uhaydudlar» mültecı Çin hükumetının nıttn paralarının kalıbını çalmıfardı. Fckat hükuvıet bu haberin hance bıldirılmesını yasak etmıştı. Vyanor suçluları bulmayı teklıj ettı. Fakat Mark bu tc'clîfi lâkayd karşüadı, çunkü memlekette fazla kalamıyacaktı, bırinden kaçıyordu. Hikâye devam ediyor. * * * «Genclik bu'» dedim. «Malum ya, bız eiKekler çabuk âşık «Bu da öyle oldu. Gözümü açtığım zaman kadın halime gülüyordu. Ben de gülmeye başladım. Birbirimizi sevmek şöyle dursun, beğenmediğimizi bile artık anlıyor duk. Sonra kadın başkasına kaçtı. Kocası benden şüpheleniyor. Bulursa oldüreceğini soylemiş. Düşün: Insan sevdiği kadın için canını verse bile, sevmediği bir kadın uğrunda pisipisine kurban giderse ynzık olmaz mı?» Vyanor'un suratı gene asılmıştı: «Bahane!» dedı. «Valya'dan Valya kıpkırmızı kesildi. Bana Işte kavga da bunun üzerine çık diye haykırdım. baktı .O anda gözleri de ateş rengı tı ya. Otomobüde gelirken: «Ne za Cevab vermedıler, sadece sırıttıman evleneceğiz? r> diye sormaya lar. almış gibiydi. Başını salladı. O zaman işi daha iyi anladım: Callahan: «Bugün ne oldu, bi başladı. Ondan ötesini de daha evÇinhler Valya ile Vyanor u da yaliyor musun» diyordu. «Tam yazı vel anlattım. kalamışlardı. Onların imdadına k^haneden çıkarken poUs geldi..» *** Bir kulağım Ludmila ile ValyaBunları hatırlarken uyuyakal şayım derken karşıma Çınlılerın nm konuştuklarmda, Callahan'a mışım. Gözlerimi açtığım zaman, elebaşısı olduğu anlaşılan bın çıktı, sordum: karşımda alu Çinliyi görünce şa ayağıma bir çelme taktı. Kendımi zor tuttum. O zamana kadar ıki «Sonra?» Çınli de kollarıma yapışmıştı. Ludmila: «Evlenecek misiniz?» Elebaşı: «Nerede?» diye sordu. diye soruyordu. Para ıstiyor sandım. Valya gene bana baktı. Ludmila «Caketimin cebınde» dıyerek bir bana, bir ona bakıyordu. Ben gösterdım. Callahan'm anlattıklarile alâkadarCaketımi alıp aradı. fakat aramışım gibi göründüm. dığını bulamadığı anlaşılıyordu. «Saçma sapan suallerle beni Tekrar sordu: sorguya çekti. Ne öğrendi? Hiç! Bu «Nerede! söyle?» hükumetin işine akıl sır ermiyor, «Ne nerede?» birader.» «Zarf! Hastaneye göturdüğüBenim bir kulağım gene Valyada şırdım. Sonra yavaş yavaş anlamanüz bu adam otomobılde bir zarf ya başladım. idi: Çinlilerden biri dün geceki şo duşurmuş! Onu istiyoruz!» «Ben evlenmek isterim» diMuşkul bır vaziyette kalmıştıö Bu fördü. Biri hastaneye bıraktığımız yordu. «Küçuklüğündenberi...» Ludmila uzanıp kızın elmi tuttu: Çinli idi. Kırık çenesi sargılar ıçın sırada dışarıdan düdük sesleri du «Hiç merak etme, o da seni de, benim elimi gösteriyor ve eli yuldu: Polis gelmişti! Çmlıler bızı bırakıp birbirlerine seviyor. Sen benimki ile dans e min bağlı oluşunu bir delil olarak derken ağzını aradım, açıkça söy kullanmak istiyordu. Otekıler de girdıler ve kaçmak ıçm etrafa bakındılar. ilk olarak Valya şaşkmodayı aramaya koyulmujtardı. lemedi ama, sevdığinı belli etti.» bktan kurtuldu ve yandakı odava Hemen ayağa fırladım Bunu söylemekle iyi etmemişti «Ne arayorsunuz burada?» kaçıp kapıyı kilidledi. (Arkası var) Kızın kalbıni heyecana vermiştı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear