Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C13MHURİYET 1 Temmuz 1951 Boş vaktinizi hoş geçirmek için Kendinizdeıı Eıııiıı misiniz? Sız ne kadar «eminim » deseniz boş. «Emin değilim!» deseniz dp para etmez. Çünkü hislerinize guvenemezsiniz. Bunun en iyisi, ruhî tahlil yolile, netıceyi ilmî bir şekilde öğrenmektir. Aşağıdaki sualleri okuvun. «Evet» diyorsanız yanına + 3 , «hayır» diyorsanız yanına 1 işaret edin. Sonra 3 leri topiayıp 1 lerin yekununu ondan çıkarın. Elde ettiğiniz sayıya eöre yazının altındaki izahatı okuyun. *** 1 Kendi fikrinizi söylemeden evvel başkalarınm fikirlerini ileri sürmelerini bekler misiniz?.. 2 Mukabil cinsten biri üzerinde derhal iyi temx husule getirdığinize hükmeder misiniz?. 3 Mühim bir sahsın karşısında sıkılır mısınız? 4 Hislerinizi tahlile çalışır ve başkalan üzerinde ne gibi bir tesir bıraktığınızı araşhnr mısınız?.. 5 Arkadaslannızı hayrette bırakmak için lü•umundan fazla gayret sarfeder misiniz?... 6 Yeni Rimalarla tanışmaktan ve yeni vaziyetlerle karıılaşmaktan çekinir misiniz?.. 7 Başkasmm yanında gölgeye çekilecek kad*r mütevazı mısınız?... 8 Yoksa, hakiki değerlerinizi göstermeğe gayret eder misiniz?... 9 Baskalanıun komutası altına ginneyi kabul eder misiniz?... 10 Kendinize güvenmediğiniz için bir çok gusel nrsatlan kaçırdığınız oldu mu?.. * * * 2 2 3 0 arasında bir yekun kendisinden hiç bir feyde emin olmıyan bir karakter gösterir. Bu kadar zayıf irade ile yaçanamaz, bunu yenmeğe çalışmalıdır. 3 2 1 arasında bir yekun herhangi bir sebebden ileri gelen bir emniyetsizlik gösterir. Bunun sebebini aramak sizin vazifenizdir. 3 den asağı bir yekun son derece müvazeneli bir ruha sahib oldu£unuzun deülidir. HÎKÂYE: mektubumu okuda beni anbyamıyanco. Hakkın var. Bu kadar set; •. birbirimizi sevdikten, birbirimiz için ıstırab çektikten sonra tam evlenebileceğimiz sırada seni terketmem garib gelir. Seni seviyorum ve senin de beni sevdiğini biliyorum. Fakat evlenemiyeceğız. Kabahat sende değil, Franco. Sana kusur olarak bulabileceğim bir şey yok. Kabahat benim; daha doğrusu, fazla hassas, fazla içli yaradıîmış olmanıın. Beni gene hislerime esir olmakla itham edebilirsin. Fakat emın ol ki şu anda gayet sakin bulunuyorum ve, bu tuhaf değıl mi, son mektubumu yazarken, bundan evvelkilerin aksine olarak, elım titremiyor. Çünkü çok düşündüm ve kararım düşüncelerimin mahsulu. nm serinliği avuc avuc yakalamağa çalışıyordu. Gözlerim havuzun derinliklerinde hulyalara dalmıştı ve hulyalartmda sen vardın. Birdenbire hayalinin sularda canlandığını görür gibi oldum. Başımı çevirdım: Sen ^elmiş, yanı başımda duruyordun. Arkama döner donmez seninle kucak kucağa geldik. Bir an böyle geçti. Sonra bir hıçkırık. Ağlıyordun. Sevincden, saadetten ağlıyordun. Ben niye ağlamıyordum? Seni Beni anlayabilmen için, her şe daha mı az seviyordum? Hayır, yi izaha çalışacağım. Fakat . Parkın ıçindeki evinizden beni I Acı hakikat zihnime bir burgu hergün portakal ağaclarınm altın gibi saplandı ve fcîr an evvelki dan geçerken görürdün. Ben de o parlak saadet güneşi sönüverşimdi kendımi o halde görür gibi di. oluyorum: Saçları örgülü, gözleri İçimden: «Çocuk!» djyordum. hulyalı bir kızdım. Bana âşık olEvet. Sen henüz çpcuktün. Heduğun zaman on iki yaşındaydın. nuz on dort yaşında bir çocuk. Ben de on beş. Sana gülmüştüm. Btn ise on yedi yaşındaydım: BüFakat bir yandan da memnun yuk bir kız, hele annesi öldükten dum: Hayatındaki ilk kadın ol sonra evin hanımı olan bir genc muştum. kız.. O zamana kadar bunun farKinIki sene beni bu şekilde sevdin: Gözü başka hiç bir şeyi gor | da değıldim. Sadece, senden «uç miyen, derin ve ümidsiz bir çocuk yaş buyük» olduğumu biliyoraşkıle sevdın . ve ben bundan, dum. Fakat şımdi «senden yaşlı» kadınlara mahsus olan o boş gu olduğumu hissetmiştım. ruru duydum... Bir bakınıa ben de çocuktum: Nihayet bir gece... O geceyi ne Hâlâ saçlarım orgulü, çorablarım ben unutabüirım, ne sen, değıl kısa idı. Arkamda çanta, üzerimmı, yavrum? Hava çok sıcaktı, de sıyah gomlekle mektebe gidip dışanda yaprak kımıldamıyordu. gehyordum. Fakat, içim yaşhydı. Uyuyamıyordum. Üzerıme bir şal Haminnem beni birah evvel evalıp parka indım. Küçükken ke lendırmek istediğı için, bana yenarında beraber oynadığımız ha tiskin bir genc kız gibi hâreket vuzun başına oturdum. Yıldızlar etmesıni öğretiyordu. suda oynaşıyorlardı. İğildim, elYetişmek, çocukluk. çağındari lerimi suya daldırdım. Parmakla derhal kurtulup geric kâaın dev encli Yazan: Marcella D'Arle Veda Çevjren: Vahdet Gültekin rum. Hayır, beni ölünceye kadar tıpkı çocukluğumuzdaki gibi seveceğine eminim. Ben de öyle. Fakat... söyledim işte, kendini genc hissetme arzusu, senelerdenberi içimde basıh kalan o temiz arzu artık isyan ediyor, hakkını istiyor. Bak, daha şimdiden bana ve sana karşı geliyor; bütün ıstırabıma rağmen kendisini yenemiyorum. Ruhumun, benliğimin, maddi ve manevî varlığımın isyanı. O havuz kenarındaki geceden, ilk busemizden evvelki günleri hatırhyorum. Gencliğimi ondan evvel ne derin bir hazla hissederdim! Gene öyle hissetmek, hayatın kay nağı olan o temiz sudan kana kana içmek istiyorum... rine girmek her kızın hulyasıdır. Fakat, senin yanmda kendımi bir türlü genc hissedemiyor, sadece yâşlı hissediyordum. Lâkin, seni sevıyorum da. Senin beni sevdiğin kadar seviyor, fakat senden daha fazla ıstırab çekıyordum. Fakat, susmasını bilecek kadar da olgun bir insandım. Istıfabımı sana bile belli etmedım. Aylârca geceleri parkta buluştuk Xe!er konuşurduk, hatırlar mısm? Ne mesud anlardı onlar... senin için! Fakat ben de haz duyuyordum: seni mesud ettiğim içm. Nihayet bir gün... Biri ğören olmuş, hamınneme söylemişler. Itiraf ettim. «O da beni seviyor, ben de onu seviyorum. Evleneceğiz,» dedım. Güldü: «Kendinden üç yaş kvjju bir çocukla nasıl evlenirsin!» dedi. «Âlem güler!» Ne acı sozdü bu! Benim hissettiklerimin doğru olduğunu ispat ettiği için bana daha acı geldi. Babana da söylemiş olacaklar ki belki de haminnem söylemiştir çok geçmeden başka yere, çiftliğe gıttiniz. Fakat aşkımız devam etti. Aradan üç sene geçti. Baban, aynlığın kâfi geldiğıne kanaat getirmiş olacak, tekrar döndünüz ve biz tekrar buluşmağa başla... Ve işte buiıun için seni, en dık. sevdiğım insanı terkediyorum. Bir On yedi yaşına geldin. Ben yir kaç saate kadar buradan uzaklaşıyonım. Beni arasan bile bulamımime basmıştım. Herkes haminneme: «Kızımızı yacaksın. Elveda, sevgilim. Son ne zaman gelin edıyoruz?» diye sözüm olarak şunu haürlamaru isterim: Sensiz çok yalnız kalacasoruyordu. «Çağı geldi...» Evet, çağım gelmişti. Her genc ğım ve sen benim hayatımda sevkızın büyük bir ümid ve halecanla diğim tek insan, ilk ve son erkek eşiğinden içeri adım attığı evlen olacaksın.» me çağı. Fakat ben gencliğimi * * * hissedemiyordum. İster on beş Bu mektubu yazan gene Jnz, yaşında olayım, ister on yedi, isburada durdu. Gözlerini karşıya ter yirmi; ben daima senden yaşlı dikti, bir an öyle, hareketsiz, kalbir insandım. Sen, dünyada sevdı. dığim tek insan, bana niçin böyle Sonra elinden kalemi bırakü. bir ıstırab sebebi oluyordun? Bugün de dyle, bundan sonra Sessiz sessiz ağlamağa başladı. İri tanelerle dökülen gözyaşlan, da öyle olacak. Bunu düşünmeden, hissetmeden kuru bir yaprağın üzerine düşen sevişmek ne hoştu! Fakat artık sonbahar yağmuru gibi, kâğıdı ısimkân yok. Bunca sene birbiri laüyordu. Birdenbire genc kızın başı 8mizi düşünerek yaşadıktan sonra, tam blrleşeoileceğimiz bir sırada nüne düştü. O zamana kadar titaramıza yeni bir mâni girdi: İçim remiyen elleri asabî bir ra'şe gede genclik arzusu, gencliğini ya çirdi ve parmaklan mektubu buruşturarak parça parça yırtmağa şatnâ arzusu uyandı. Bilmem anlatabildim mi, Fran başladı. co? Bir gün olur, beni artık sevMas?%n üzerine kapanan bu mezşin, dıye korkmuyorum. genc başın üzerine zaman bütün Ben4en daha genc biri çıkar da ağırlığile çökmüştü... ve bu böylil çalar, diye korkmuyo le devam edecekti. Tarihin garib vak'alarından Her şey olur arnma... On altıncı asır ortalannda, Kral IX. uncu Charles'ın hükümdarlığı esnasında, Paris civarındaki Saint Germain ormanında tek başına yaşayan ihtiyar bir kadın vardı. Evden ziyade kulübe denilebilecek kadar küçük ve fakir bir yerde inziva hayatı süren bu kadını yalnız o civar halkı değil, butün Parislıler de tanır, kendisini istikbali okumakta çok mahir bir falcı olarak tanırdı. AnneMarie admdaki bu ihtiyar hatuncağız, aradan geçen dört yüz sene sonra bugün değil, ihtimal hayata gözlerini yumar yummaz unurulur giderdi. Fakat bir gün öyle bır hâdise oldu ki Saint Germain ormanındaki falcı kadımn ismi tarihe geçti ve biz ondan bugün bile bahsedebiliyoruz. Fırtmall, yağmurlu bir gündü. Ağaçlar köklerinden çıkacakmış gibi sarsüıyor, ormanın loşluğu yer yer şimşeklerle aydınlanıyordu. Bir aralık, kulübenin kapısı vuruldu ve içeriden cevab gelmeden, hızla itilerek açıldı. Dışandaki âfetten kendini zor kurtaran bir delikanh soiuğu içeride aldı. Köşesine büzülmüş oturan kadın sesini çıkarmadı ve bu Tann misafirini kendi mevcudiyetinden haberdar bile etmek istemedL Yirmi yaşlarında kadar gösteren ve üzerindeki elbiseden hanedana mensub bir asılzade olduğu anlaşılan delikanlı üzerini kurutmaya çalışırken kapı tekrar açıldı ve aynı kıyafette, aynı yaşta başka bir genc girdi. Beşer, onar dakika ile hâdise tekerrür etti ve biraz sonra, dört delikanlı bu fakir kulübede kendiısrine güzel bir sığınak bulmuşlardı. Fakat bu garib tesadüfe dördü de şaşıyordu. Çünkü bunlar, sade aynı hanedana, aynı saraya mensub aynı isimde ve hemen hemen aynı yaşta dört delikanlı olmakla beraber, birbirlerine hem teker teker, hem toptan düşmandılar. Henri'lerin dördü de kadm, mevki ve servet ihtirası içinde birbirlerile daima kılıc kılıca gelirler, yenişemeyince kinleri biisbütün artardı. Bir Falcı kadımn kehaneti ve Fransız tarihinin dttrt Henrl'ıi ceksiniz. Temiz yuvamı kana buladığınız gibi, memlekette de çok kan akıtacaksmız. Sizi böyle felâketli bir gün burada birleştirdiği gibi, kara talihiniz de sizi aynı âkıbette birleştirecektir.^ *** AnneMarie bu sozlerini bitirdiği Firada fırtına durdu, yağmur dindi ve bulutlar sıyrılarak masmavi bir sema göründü, orman aydınlandı. Henri'ler, içlerinden bu bunak kadına gülerek, fakat birbirlerine gene düşmanca bakarak, birer birer çıktılar, ayn ayn istikametlerde uzaklaştılar. Akşama sarayın kendilerine mahsus dairelerine donerek yattılar. Daha ertesi günden itibaren falcının sozlerini unutmuşlardl bile. Aradan on beş sene geçti. Bu müddet zarfında birbirlerine karşı türlü entrikalar çevirdiler, muhtelif siyasî plânların esiri olarak sürüklendilrr. Nihayet, falcı kadımn dediği çıktı: Üçü 1588 le 1589 seneleri arasında, dördüncüsü de 1610 da öldürülmek suretile aynı âkıbete uğradılar. Henri de Çonde, 24 ağustos 1572 Yukandaki resmi dalgın ye tam manasile «aklı havada» bir ressam yapmışür. İnsanlan havada uçurmaya kalkmıs, hepsini pek garıb vaziyetiere sokmuş. Fakat, bunu bııakın ve şairliğine verin. Yalnız, her jey olur ama, öyle büyük bir hata yapmış ki, işte bu olmaz! Bu yanln nedir, bulabilir misiniz? Tehlikeli yolculuk O gün de, evvelâ biri ikincisini» sonra ikisi birden üçüncüsünü nefretle süzdüler. Nihayet dördüncü de elince ihtiraslı bakışlar alevlendi. Birbirlerine, o de\Tİn delikanlılarında âdct olan, ığneli ve nükteli sözlerle meydan okudular. Afrika ormanlannda yolunu kaybeden bir seyŞimdi, falcı kadımn da odada buyah, çok tehlikeli bir geçide gelmiştir. Öyle yollardan iunduğunu farketmişlerdi. Fakat geçecek kı, hemen hemen hepsini yırücı veya zehirli ona hitaba bile tenezzül etmiyorlarbir hayvan tutmuş. Acaba hangi yolu takib etmeli ki, dı. AnneMarie de, köşesinden, onaşağıda sol köşede okla gösterilen selâmet noktasına larm hareketlerini hem kızgın, hem çıkabilsin? akur bir halle sejTdeiyordu. Nihayet iş alevlendi. Delikanlılar gene kılıc kılıca geldiler. Kulübenin içi altüst oldu. Camlar kınldı, lâmba devrildi, küp parçalandı... Burada gördüğünüz yeEn sonunda, müsavi kuvvetlerin di sayının çok tuhaf bir arpışmasından dolayı yenişemiyen nususiyeti vardır; Her dört Henri'ler, bitab bir halde yerbiri tersine çevrilince, kendisini teşkil eden saere serildiler. lyıların teker tsker toplaŞimdi işe müdahale sırası fala nının 11 ile çarpumca vekanına gelmişti. receği sayı, ilk şeklin ilâEvvelâ, hepsine dik dik baktı ve vesine muadildir. lusmakta devam etti. Misal: 162 tersine çevirin: 261. ayılarm toplayın: Henri'lerden biri: «Ne bakıyor1+6+2=9x11=99+162=261. sun?» diye sordu. Inanmazsamz diğerlermi de siz deneyin O zaman kadın: «Size acıyorum,» dedi. «Kim olduğunuzu bilmiyorum. Bilmek de istemem. Fakat dördüMeselelerin halledilmiş şekilleri gazeteminüzün de yüzünden okuduğuma göre sizi çok kötü bir âkıbet bekliyor. zın 4 üncü sahifesindedır Benim bu fakir evimi harab ettiğiniz gibi Fransayı da harab ede KaJiın ve Ctkekteı Sihirli sayılar Çocugunuzutı Muhtaç H U B U B AT U N LA R I Oldugu G I D A N I N EN  L  S I D I R de Saint Barthrlemy protestan katliâmından zor kurtuldu ve bir müddet Almanyada sığındıktan sonra, Parise döndü. IX. uncu Charles'm yerine geçen 1U. üncü Henri'ye karşı mücadeleye hazırla,nıyordu. Fakat karısı Catherine de la Tremouille onu, bir kıskanclık yüzünden zehirlcyerek öldürdü. Dört Henri'nin ikihcisi Henri de Guise katolikti ve bundan dolayı Kral IIL üncü Henri'nin adamlann dan biri onu mühim btr raevkie getirmışti. Fakat Kral, onun kendi mevküne göz diktiğini sezmişt' Gizli bir emirle bir gece öîdürttü. Sene 1588: Hikâyemizdeki Henri'lerden ilkinin öldurulduğü yıl. Tarihin III. üncü Henrı'si bizim bu hikâyedeki üçuncü Henri'den başkası değildi. Ne zamandanberi diş bilediği adaşım bu suretle nihayet öldurtebıldıği için herhalde mem nundu. Fakat falc kadımn sozlerini unuttuğu da muhakkaktı. Bir Ingiliz halı fabrikası hesabıSürücü robotfilin boynunda oKardeşi IX. uncu Charles'ın ölü I na 6 metre genışliğinde bir halı turur. Boyun kısmında direks.voa münden sonra tahta geçen III. ün dokuma makinesı inşa edilmiştir. kollu ve normal otomobıl kontro'cü Henri de Valois, memlekette ge 15 M. uzunluğunda olan makıne ları vardı. Robotun srürati saatte ne katolıklerle protestanların kav dakıkada 4 M. halı ve kilimin ap 32 kilometredir. Yani oanlı fil gibi galanndan çıkan karışıklık üzerine resini bıtirmektedır. Şımdıye kadar koşmaktadır. Şimdiden Amerıkadan Henri de Bourbon'dan yardım iste kullanıîan makinelerın a/amî ge 5, Kanadadan 2, Avustralva ve Afdi. Hikâvemizin dörduncu kahra nişliği 4 M. olup, çahşma suratleri rikadan birer fil siparış edilmiştir. manı olan bu Henri, diğerinin yar yem tesisın yansı kadaıdı. Yeni tip Robotfil 1^00 sterline saıılmaktaHım talebini kabul etti ve beraber makineler bılhassa ihracsta mahsus dır. j kilim imalâtının ozel ıhtiyaclannı ce Paris isyanını bastırdılar. Televizyonu parâzitten Fakat, o sırada Patrik Jacques karşılamak için gehştirilmiştir. BuClement Kral Henri'yi, tıpkı onun nunla beraber, makın2İerin kendikoruma usu(!rr< Henri de Guise'i öldürttüğü şekilde lerinin de yakında denızaşın pıyaMotörlü taşıt vasıtalarından haöldurttü. III. üncü Henri de öldüğü salara satılması muhtemeldir. A sıl olan elektrik müdahalesi yani vustralyadaki bir firma şimdiden sırada Henri de Guise gibi otuz üç parazit dalgaları bazı hallerde telemakine sipdrışi verdıği gıbı yabanyaşındaydı. vızyon programlarının zevkini kacı fabrıkatorler de bu konuda rnaçırmakta&ır. Bu mahzuru gozŞimdi yalnız Henri de Bourbon lumat istemişlerdir. önunde tutan BBC, Birleşik Krallık kalmıştı. III. üncü Henri'den sonra Plâstik saksfon radyo endustrisinin de yardımıle tahta veraset eden ve IV. üncü HenLondralı bir firma, ton ve SPS bir kampanyaya gırışmiş ve herri unvanım alan dördüncü kahramanımız bir müddet rahat bir ha kalıtesı itıbarıle standart madenî hangi bır motorlu taşıt vasıtasına yat yaşayabildi. Fakat mezheb aletten çok daha üstün olduğu ileri antiparazit tertibatı monte edilmekavgalan için için devam ediyor sürülen ve fiat bakımınOan yarı sinin ne kadar kolay olduğunu beyarıya daha ucuz satılan plâstik lirten bir fil ra hazırlamıştır. saksofonlar imal etmekte"iır Fılmde ekseri televizyon seyircibir fütuhata hazırlanırken. müteas5 yıl süren araştırmalar neticesıb protestanlaı dan François Ra sinde geliştirilen plâstik saksofo lerinin ahştıkları, resim üzerinde vaillac admda biri tarafından ödlü nun madenî saksoton'aıa diğer bır «kar tipisi» ve ses üzerinde «makinelitufek çatırtısı» tesirini yararuldü. üstunlüğu de hemen hemen psrİhtiyar falcı istikbali iyi görmüş çalarının kırılmaz olmasıdır. Arıza tan müdahale veya paratizin nev'i ve sebebleri gosterilmektedir. Bu tü. ya uğrayan bır parçamn değıştirilmüdahsle, antiparazit tertibatmı mesi de mümkündür. haiz olmıyan bir otomobil alıcı bir Firmanın bir yıllık imalâtı şimtelevizyon antenine yakın mesafediden Birleşik Amerika firmaları den geçtiği zaman husule gelmektarafından sipariş edilmiştir. Halen filmde müdahaleyi Londralı firma yılda 2000 kadar tedır. Aynı plâstik saksofon imal edebilmek onleyen iki terübat ve bunların tedir. Bununla berabtr diğer de motöre montaj tarzı gosterilmeknizaşın piyasalann da gittikçe ar tedir. Bu tertibattan en basit olanı tan talebi karşısında imalâtm geniş arabanm riistributör başlığma taölçüde fazlalaşacağı anlaşılmakta kılmakta olup, parazitin ekseri şekillerini durdurmaktadır. Diğer tip dır. cihaz şu şekilde takılmaktadır: IşÇocuklartn sevgüisi: tial kablosu kesilmekte ve uclar antiparazit cihaza vida ile tesbit «Robot fil» edilm e k t e d i r . Bu tarzda cihaz, moGeçenlerde Ingılterenin Essex gevşememekeyaletinde, Thaxted kasabasınm ço törün sarsıntılarile cuklan hayatlannın en buyük zev tedir. Antiparazit tertibatm istikmi sürdüler. Sekizer kişilik grup mali motorun çalışmasını hiç bir lar halinde zevk ve heyecandan ba suretle aksatmamaktadır. ğınşan çocuklar bir fille gezmtiler Atom enerjisinin sanayie yaptılar. Ingiltere ve Avrupa kasatatbikı balarında çocukların iıle bınip dolaşmaları pek âdet değildir ama, Büyük Britanya Atom Enerjisi Araştırmalar Müessesesinin Direkbu da alelâde fillerden degıidi. Hakikatte bu fil, otomobıllerm torü Sir John Cookcoft, geçenlerkine benzeyen bir dışli ile vites de verdıği bir demecde, atom değiştiren bir robottu. Bu robotfil, enerjisinin muhtemel olarak ancak Venedik ve Nis karnavalları için a 10 yıl sonra geniş ölçüde endüstrirabalar imal etmekte olan fabrika de tatbik edilip kullanılabileceğini tör Frank Stuart :aıefından ıcad açıklanmıştır. edilmiştir. Tıpkı hakikî file benzeDirektorün geçenlerde Londramektedir. Bir kaç metre nıesafe da tertiblenen Dünya Enerji Konden canlı filden tefrık edilemez. feransında müzakere edilen rapoRobot filin ağırlığı â.a yerındedir. runda şu kanaat belirtilmiştir: Tec Bir tondan fazladır. Karnında 8 bey rübe mahiyetinde kurulan ilk r e gir kuvvetinde bir motör vardır. aktörlerin inşası muhtemel olarak iipkı canlı fil gibi yürurnesini sağ 3 ilâ 5 yıl sürecektir. Bu müddet 0İmnn layan bacakları, bııbirınden ayn zarfında ilk tam teşekküllü enerji hareket eden kontrollu dişlilere istasyonlarınm da kurulmasına ile merbuttur. başlanılması beklenilebilir. Yeni icadlar Yeni t ip h a h dokuma makinesi KIBAR $ KİBAtt