28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Z7 Şubat 1S61 BİR DAKtKA Akdenizde yeniden manevralar Londra. 26 (s.s. Afp.) Bu gabah Londradan bildirildiğine gdre Akdeniz filosu anavatan filosile müsterek manevralar yaptnak üzere Cebelüttanktan hareket etmistir. Amerikan donanmasının da kafalaeağı bu manevralar hafta sonuna kadar devam »decektir. Geçim zorluğu Baştaraf\ 1 inci sahifede dığından dolayı» muhalefet lözcusun» teşekkürl* baçladı. Sözcıinün açık veya kapalı suretta fakat mütemadiyen, devletin iktisadî hayata müdahalesine hasret çektiğıni kaydederek cevablar verdi. Biı surü haksız ve insafsız isnadlar yapıldığmdan bahsederken: «Bu uydurma ve yalan isnadlara rağmen, kervan yola çıktı ve yürüyüşe devam ettu dedi. Yeni ticaret •ejıminin bir çok yolsuzlukları önlediğini, son derece iyi neticeler rerdiğini »dyledi. Ticaret Odalan v« Borsalar nizamnamesinin ele ahnan mevzular arasında olduğunu, yıllarca sade edebiyatı yapılan ve 40 küsur senelik bir kanunla idaresine çalışılan yeraltı servetleimizden hakkıle istifade ıçm bır maden kanun tasansı hazırlanmakta olduğunu, önümüzdeki nisanın i!k haftasında ilim adamlan v« kü;ük büyük alâkadarlanmn iştiracıle bır sanayi kongresi toplanacağını ve kul halınde bir sanayi kanunu hazırlanacağını söyledi. Dünya şartlan karşısında uyanık bulunulduğunu, halkın ve ordunun yıyecek ve giyecek ih^iyacı vesaır rr.addelerin şimdiden ithalâtına rüsat verüdiğini anlatarak geçim :or!uğu bahsine gecti. Geçim zorluğu Bu mevzudaki mücadelenin daha zıyade iktisadi tedbirlerle yapılabileceğıni ızah etti: «Avrupalılararası para birhğıne iştirakımir neticesinde elde ettiğimiz imkânlardan azaml faydalanarak çok lü:umlu maddeler için bılhassa son ıvlarda geniş tahsisler yapılmıştır. tstanbul, İznıir, Ankara, Mersin, Samsun gibı büyuk piyasalan takib ediyoruz. Hangi mal azalır ve karaborsa tehlikesi başgösterirse o sahada azamî tabsis yoluna gıdıyoruz. Millî Korunma Kanununun yenl baştan tedvini de zarurî gönilmüştür. Kanun, tatbıkatta beklenilen neticeleri vermemiştır. Aksak bünyesini tamamen değiştiren yeni bir tasannın hazırlıkları son safhasındadır. Pamuk meselesi Ekonomi Bakanı pamuk babsin d« yapılan dedikodulan ele aldı Bu zengin maddenin hazin bir macerası olduğunu, eski hfikumetlerin pamuğa karşı aldıklan tavır yüzünden 150 binle 250 bin baly» arasmda oynadığını, serbest bırakılınca rekoltenin 350 bine, D. P. iktidan yeni bir ümid kaynağı olduİundan 1950 de 550 bin balyeye çıktığmı ve ihracıün memlekete 200 milyon lira civarmda döviz getirdiğini söyledi ve (imdiden alınan haberlere göre, bu seneki rekoltenin 1 milyon balyeyi aşacağım tahmin etti. Bakan, kalay, kanaviçe gibi bir çok malların fiatlan arttığını, bunun pamuğa münhaar olmadığı ha!de muhalefetin bjı maddeyi dıUne dolamasını vaktile pamuğa reva gördükleri sakat muamelenin ruh! tesirlerine atfetti ve herhangi bir tahdid konulamıyacağıru açıkladı. Esasen yerli sanayiima pamuklu ihtiyacını tam karşılıyamadığından gene mühim miktarda ithalât yapılacak ve böyle bîr tahdid sadece karaborsanıp doğmasuıa sebeb olacaktır. Kapanan fabrikalar Velibeşe. Tarsustaki fabrikanın pamuksuzluktan değıl. çalısamıyacak halde eskımış olduğundan elindeki pamuğu satarak kapandığuıı, Izmirde kapanan fabrikaya gelince bunun çok garib vazıyetler geçirdi ğıni ve bir devrın nafız adamlannın fabrikanın menfaati için müstahsilı rarara sokmaktan çekinmedıklerıni anlattı .Ve: «Ticaret rejimını bir mevsimde ddrt defa değiştiıineğe muvaffak olanlann bu yıl biraz sıkıntı çektikten sonra gelecek sene memleket ekonomısine hizmete avdet edeceklerinden emin bulunduğunu» ilâve etti. Behzad Bilginin bir hububat darlığı veya ithal ııkıntısı hakkındaki suaiîne şu eevabı verdi: «Harb yıllaruu hatırlatan kepek ve kara ekmek mevzuuna dönmek istemiyoruz. Bütün bu hususlar düşünulerek tertibat alınmıştır. Müsterih olmarun rica ederim.» Tugayımız, Seul önünde düşmana intizar ediyor Bajtorofı 1 inci löhtfede lan mukabil topçu atefi mitraiyöz yuvasını »usrurmuştur.> Türk tugayı ile beraber bulunan Amerikan irtibat subayı tejmen John Chapman da Türk topçusunun çok isabetli aü^ yaptağını söylemi? ve numara «rlerinin de gayet iyi yetıştirilmij olduğunu ilâve etmi?tir.> Birleşraiş Milletlerin rayiaü Ne\¥York, 26 (R.) Birleşmij Milletler kuvvetlerinin jimdiye kadar Korede uğradıkları zayiat bugün açıklanmıjtır. Verilen malumata gör«, Birleşik Amerikanın zayiatı ölü, yaralı ve kayıb olarak 49 132 kişidir. Bunun 8000 i ölüdür Korede 250.000 Amerikan asker:nin de bulunduğu bu akşam bildirilmiştir. Aile geleneği Meclıste Sıvas milletvekilt Sedad Zeki Örs, Dxş İşleri Bakanhğvndan »bir takım finolar» diye bahsediyor. §ımdi, gelin bir mantik oyunu yopahm: 1 Bu tabiri. Akşam gazetesi muharrirleri için, ilk defa Ali Kemal kullanmıştı. 2 Ali Kemal Sedad Zeki Örs'ün eniştesiydi. 3 Sedad Zekı'yi Dtj îş!erinden ayıran Necmeddin Sadak'tır. 4 Necmeddin Sadak hâlen aynı Akşam gazetesinin Başyazandır. Bu nt sıhrî kin güderlık, bu ne gizli kapaklı (!) düş1 manhk böyle üstad " D. N. Cevaba cevab Vali ve Belediye Reisi Profesör Fahreddin Kerim Gökaydan arkadaşımız Burhan Feleğin bir yazısına cevaben dün şu mektubu aldık: «Saym Burhan Felek, «Cumhuriyet» te çıkan 26 satırlık cevabıma sızı 191 saürla cevab vermek zorunda bırakarak yorduğum için üzüldüm. Ben de sıze biraz uzunca cevab vereceğim. E%velâ şunu tebarüz ettireyim ki geçen gün Şehır Meclisinde de ifade ettığim üzere, ben bu vazüeye kecdimden evvelkilerle uğraşmak için gelmedim. İmar Komisyonuna tasdık için gelen bir plânın müzakeresı esnasında konuçulan mevzularda icab ettiği zaman üyeler taraimdan sorulan meseleleri aydınlatmak için makam, gerekli cevabları vermek vazifesüe mükelleftir. Bunu, uzun jillar Şehir Meclisinde üye bulunmaruz itibarile takdir edersiniz. Binaenaleyh (bakla çıkartmayı) müstelzim bir hareket göremiyorum. Şimdi esas mevzulann cevabına geleüm; şöyle ki: Terkos borulannın tefriş i|i 1950 yılının eylulünde değıl, sonunda bitecekti. Bu husus selefim tarafmdan neşredilen (Cumhuriyet dev rinde İstanbul) albümünde yazıldığı gıbı 1 ağustos 1950 tarihli Akşam gazetesinde selefimin bu tarzdaki iddiasına karşı Sular İdaresinin yaymladığı resmî cevabda da işaret edilmiştir. Binaenaleyh benim zamanımda bir gecikme vâkı olmamış, fazla oîarak, noksanlarının tamamlanması, elektrifikasyon işi tarafımdan yapıian istikrazla temin edilmiştir. Henüz İstanbul tarafının ihtiyac• ıkmal edilmedıği için oradan m artmış bir tahsısat yoktur. İstanbul tarafı için lüzumu olan 22^00.000 liraya mukabil 1950 yıh sonuna kadar 19.5 milyon lıra temin edilmiştir. Daha 3.000.000 liraya ihtiyac göstermektedır. Bu ödenek ona sarfedilecektir. Şu halde Anadolu yakasına sayın Cumhur Başkanımızın yiiksek alâkalarile temin edilen istıkraz olmasavdı başlamak imkânı yoktu. Zamanımda tahakkuk eden bu başarıdan bir tefahür hissesi çıkarmak niyetınde değilim. Bugüne kadar 16 aylık vazıfem esnasında yapmaya çalıştıklarunızın bir kalem darbesıle hiçe indirilmek istenıldiğıni görünce söylenecek bir söz kalmıyor. Yeni Vali olduğum zaman «Cumhuriyet» te bana ithaf edilerek, asayiş meselesini derhal elıme almakhğun yazılmıştı. Zannederim ge rek asayiş ve gerek sarhoşlarla ve uyujturucu madde kaçakçılarile yaptığımız müeadele, genış bır umumî affa rağmen alınan neticeler »azeteniz tarafmdan da makalelere takdir edıldi. Bılet karaborsasuu mümkün olduğu kadar önlememiz, Stadyom dağılmalannda nakil vasıtalarını teksif etmek suretile sağanan kolaylık, seyrüsefer işlerindeki çalışmalar gazetenızce de takdir edilmişti. Balıkpazarından başlıyarak tamir edilen yollar ve kanallar, üç buçuk milyon lirahk yol, Beyoğlu mmtakası asfaltlannuı yeniden tamiri, 2 No. lı Park yollarının tamamlanması. Ortaköy Kuruçeşme yolunun açılma ve inşasına devam, susuz yerlerde açılan çeşmeler, karanhk sokaklara konulan 1087 lâm ba, Hıfzıssıhha Enstıtüsü ve mekteb binaları inşaatma devam, bazı tarıhî mâbedlerin tamiri sizce malumdur. İmar işlerınde devir aldığım çeşidli yolsuzluk'ara karşı açtığım mü cadele, vatandaşm şıkâyetinin azabnası, Üsküdann birlikte dinledığimız derdlerı karşısmda Büyük Çamlıca yeni turistik yolu ve Üsküdar araba iskelesi meydanınm tamiri ve bunun gibi küçük hizmetlerımiz, Emnıyet Sanatoryomu, yeni yıla kadar ihmal edilen emet karakollan, ufak da olsa gönül alacak işlerdir. İktisadi sahada, Hâl ve dükkânlarda yaptığımız sıkı kontrollan bilirsiniz. Toptan fiatlarm perakendeye intikalinde zorluğa manız kalınca tanzim satış yerleri muvaffak olamayınca çareyı pazar sayılannı çoğaltmakta bulduk. Bunun müsbet faydalannı sayın valideniz adına bana bildiren de sizdiniz. Kömür tevziinin taTirimi, geçen büyük kışta odun ve kömür fiatının artmamasını temin, et fiatlannı normalde tutmak, ucuz yemek lokantası, ve henüz temelini atmadığım için sözü o güne sakladığım ve fakat sermayesini temin ettiğimiz ucuz evler çauşmamızı yakından bilirsiniz. Temizhk sahasmda hurda vesait teslim aldık. Bu sene şubat ayında ser\'ise yeniden 20 kamyon ve 3 yeni arazöz ilâve ettik. Bu suretle temizliğin daha iyi gittiği kanaatindeyiz. Siz aksini iddia ediyorsunuz. Ne diyelim? Tophane, Defterdar mıntakası sey rüsefer yollarmı yaptırarak seyrüseferi imkân nisbetinde kolaylaştırdık. Gecekondulardaki vatandaşlann ıztırablarile iigilendik. İki arteziyen açmak ve lâmbalar koymak suretile mümkün olduğu kadar halerile alâkalandık. Ana caddelerin ağaçlandınlmasına başladık. Eu on altı ayın politik, kültür, enclik hareketleri, göçmenler meselesi, milletlerarası temaslar, kongreler bakımından ne kadar olgun olduğunu ve Allaha şükür İstanbulumuzda herhangi bir tatsızlık kıulunmadığını takdir edeceğinize ninim. Kan Bankası tahsisab mevkuftur. Fakat Üniversite Cerrahpaşada ve Sağlık Bakanlığı Beyoğlu hastanesinde yapmağa başladıklan için bizim elli bin lirayı kullanmaklığımzıa lüzum görmüyoruz. Beş yüz yatakh hastane diye bir mevzuu teslim almadım. Fakat Hasekide yeni bir paviyon ve ZeynebKâmilde paviyon üzerinde im kânlar anyoruz. Opera binası daha on milyon lira istemektedir. Belediye bütçesini bilirsiniz. Ben selefimin bazı işlerini eski daimi komisyonda nasıl müdafaa ederek devam ettirdiğimi de o arkadaşlar bilirler. Operayı da tamamlamak için malî imkânlar aramakla meşgulüm. Bundaki zoruğa vâkıfsınızdır. Evvelce yapılan Sergi Sarayı, Şark Kahvesi ve 2 No. lu Parkla bazı istimlâklerin 13 milypn liralık borclarmı ve ilâveten faizlerini de ödüyoruz. Görüyorsunuz ki başlanılan işler, yani imar duraklamamıştır. Yanm olarak aldığım işleri malî zorluklanna rağmen tamamlamağa çalışırken yenilerini de yapma yolundayız ve bir kısımlanna da başlamışızdır. Alim ve fâzıl olduğuna sizin de inandığınız Günaltayın beni memleketin en nazik zamanında bu mevkie getirmesinde ve yeni iktidann da beni tutmasında herhalde bir hikmet vardır. Sayın Günaltayuı da, hall hazır ricalinin de itımadlan benim için bir şereftir. Yabuz (mahmî) kelimesi dün de hoşuma gitmez, bugün de Onun da takdiri gene size aiddir. Nahiye Müdürlüğü etmemek vaziyetinde benden başkalan dahi vardır. Böyle bir şart obnadığı malumdur Günaltaya hürmetim herhalde Başbakanlığile alâkalı değildir. (Ikdar) diyorsunuz. Ordinaryüs Profesör olarak milleün en büyük irfan müessesesindeki vazifem de herhalde hiç bir vazifeden geri değildi. Maddî tarafını da siz bilirsiniz. Memur hayalı.. ocukluğumda babamınv bir memur olarak maruz kaldığı haksızhkîan, geçim yüzünden uğradığı giiçlükleri ve haksızlık ve güçlüğun aile sinesinde açtığı yaralan gcrdüğüm için memur ohnamağa Ehdetmiştim. Genc yaşımda geçen kısa bir devreden sonra bu ahdimde çok şükür durdum ve artık memur değilim. Memur olanlara da Allahın başka bir geçim yolu vermesini dua ederim. Bu mukaddemeden sonra bugün bizdeki memur rejimi hakkında hükumete haklt tarizlerde bulunacağım. Efendim, bundan bir kaç gün ev;1 bu sütunlarda bir hükumet tabibinin gönderdiği bir mektubu neşaetmiştim. Mektub sahibi, bir kısun idare âmirlerile hâkimlere, hattâ veznedarlara maaşlan dışında su veya bu nam altında bir takım paralar ödendiği halde, pek çok resmi vazifeleri olan doktorlarm bundan mahrum olduğundan şikâyet ediyordu. Bir çok hâkim ve kaymakamlardan hattâ bir da veznedardan bana karşı cevablaı aldım. Bunlardan anladım ki; doktorun sozlerini yanlıs tefsir etmişler. Doktor «Bunlara neden para veriliyor?» demiyor. «Bize de versinler» diyor. Artık bana karş* cille vermesinler. Çünkü onlar dışanda hastaya bakıp para kazanırlar» demek reva değildir. Eğe* doktor hastaya bakıp para kazanıyorsa, bir kaymakam da «lindea geliyorsa kitab yazar, tereüme eder, satar. Yahud ressam ise resim yapar. Bunlar memuriyet harid yapılan gayriresmi çalışmalann temin edebildiği kazanclardır. Buna gözönünde tutup doktora •* para venneli dememeliyiz, çünkü doğru değildir. Zaten doktonın Iddiası rtıemura eşit muamele yapümasa davasıdır ki bunda yerden gök* kadar haklıdır. İşt* bugünkü yanm bu mevzua dair olacaktır. Bizim memurlarm mukadderatını tayin eden bir barem kanuna vardır. Bu kanun iyi bir kanun, değildir. Çünkü kaliteye kıymet vermez. Zamana ve yaş ilerlemesi» ne kıymet verir. Ondan başka havyat endeksi ve işin hususiyetlerinl de pek gözönünde tutmaz Ba yüzden devlet turlü «hilei şeri'ye» ler aramış, kâh ihtısas mevkii demiş, kâh iktisadi teşekküller demiş; fakat bir türlü memuriyeü ba barem kanununun tesirinden kurtaramamıştır. O yüzdendir ki bu) gün devletin elindeki personel hususî müesseselerdekilere nazaran kalite bakımından olduğu kadar randıman bakımından da geridediı ve bunun da «barem hastalıgı» olarak teşhisi konmuştur. Bu böyle oladursun devletin bir de barem dışı memurlan vardır. Bunlar bütün memur mesuliyetle. rine ve salâhiyetlerine maliktirler, lâkin barem dışı olduklan için doğum ikramiyesi, çocuk zammu hastalık ve tedavi masrafa, tazminat gibi barem içi memurlarm mazhar olduklan bir takım nimetlerden mahrumdurlar. E bu iki devlet memurunun aynı sekilde çabşması kabil midir? Meselâ bir ücretli memur, iki aydan fazla hasta olamaz. Olursa işinden atarlar; fakat bir barem içi memur iki seneye kadar hasta olur. Hem de parasını devlet verip tedavi ettirir. Bu yolda söylenecek çok söz vardır. Valinin basın foplantısı Baştarafı 1 inci sahtfede lardan farklı obnası için düşündüğüm bazı hustıslar vardı, onların tahakkuku için çalısüm. Mülhak kazalarda, köylerde seyyar sağlık ekipleri kurulacaktır. Bu ekipler mütemadiyen dolasacak ve köylünün sağlık durumunu kontrola tâbi tutacaklardır. Bundan başka, mevcud dispan«erlerin yanında, çocuk bskımevlermin üzerinde duruyoruz. Bu •««• umumî helâlann sayılsnnı çoğaltacağız. Sahaflar çarşısı da şark stilinde restore edilecektir. Buyükçamhca ruristık yolu da tamamlanmıştır. Gelir bakımından reklSm kulübelerı tesis edilecektir. Kırk iki milyon liralık bir bütçe fle çok is görülemez. Benden evvelki Taliler nasıl tenkid edilmişlerse, ben de tenkid edileceğim; benden gonrakiler de tenkide uğrıyacaklardır. Bır sehirde, su, kanalizasyon bulunmazsa,' o, sehırde belediye vardır, denilemez. Metnurlar hakkındaki kanaatime gelince: Memur denilen lÜMrenin parti ve siyasetin dısmda kalması lâzundır. İmar hareketi hiç bir zaman duımıyacaktır. Bu husustaki çalışraalar» devam olunacaktır. Hayat pahalılığı ile mücadeleye gelince: Çarsı. pazar gezdiğım zaman, sen İhtisab Ağası mısın; bakkalbaşı mısın şeklinde yazılar yazridı. Belediyede murakabeyi arttırdık. Ekmek fiatını ben çoğaltıuıııııımııiHinillHI«ll!!l!nlUİIİIIItllllllltllimil«N«ra"" madım. Gürültü ile mücadeleye gelmce: Kome işınde muvaffak olduk. Kuduz köpeklerle de müeadele edılecektir. Hattâ bir arkadaşm temenni Bajtoraft 1 inci sahifede Wasbington 26 (a.a.) (United ettiği gibi, evlerde horoz ve tavuk maktadır, fakat Bulgarıstan huku Press) Avrupada 7 hafta süren bir beslenmesine izin verilmiyecektir » metınin Bulgarıstanh 800.000 Tur tetkık seyahatinden dönen eski kün hepsini tehcir edeceği tehdı fiyan üyesi John Sherman Cooper, dıni fı'lıyata koymasından korkul bugün Ayan Meclisi Silâhlı Kuvmaktadır. Washington'dakj daplo vetler v« Di| Işleri Komisyonlan matların bildirdiğine göre, goç toplantısında yaptığı beyanatta, menlerin iskânları için, Türk hü Türkiy» ve Yunanistanın askerl Baştaraf\ 1 inci sahifede kumetı Ametikadan Marshall yar kuvvetlerinin Atlantik Paktı kuvyeni idare heyetine büdirmlştir. dıır.ının arttırılmasını taleb et vetlerin» ilâv» edilmesi lâzım gelMuhabirin ilive ettiğine göre, Falih miştir. Turkiye aynı tamanda bu diğini tekrar zikrederek, bu hususRıfkı Atayın gösterdiği bu teıviye goçmenlerın iskânı ile meşgul ola ta te?ebbüs« geçilmiç olduğuna suretile 17 bin liralık borcu, ancak cak Amerikan mütehassısları gon emin bulunduğunu »öylemiştir. derılmesini ve Amenkadan azamî 57 senede Sdenmiş oiacaktır. 25 milyon dolarhk yardım iste Dün bu hususta malumatına mfiracaat ettiğimiz Falih Rıflu Atay rriştir. Yetkili şahsiyetlerin belirttiğıne bize şunlan göylemiştir: « Bundan 20 senı evvel siyast gore, iktisadî isbirliği idaresi ile mîrikan Diş Işleri Bakanlığı bu nüfuz kullanarak zengin olanlardan bıri bana demijti ki: tBirader isteklerı rr.üsaid karşılamışlardır. Amerikadan askerl sahada sıkı sen nasıl adamsın, paran yok, bor Baştaraft 1 inci tahifede bir yardım cören Türkije. iktUacun var.» di yardım teşkılâtından mütevazı blr isyanın mevcud olduğunu tesUlus'taki yazılanmı hazmedemlbit cdcrek lüzumlu tertibatı almifyen bir takım partizanlar da An bir hisse almaktadır. tır. karapalas otehne borcum oldufuOrdu vapurunda pasif nu keşfetmışler. Ankarapalas yüıGeml tayfasmın ekseriyetinl te?de doksan sermayesi Fransız kil eden Yunanlılar, Yunanistan sa korunma tecrübesi olan bır anonim şirkettir. Bu şırket hillerinde, henüz bılmmiyen bır İzmır 26 (Telefonla) Limanı sebeble şilepin faaliyetini sabote etalacağım almasını, vereceğini vermızda bulunan Ordu vapurunda bır mek maksadile isyan etmişler vc mesini bihr. pasif korunma tecrübesi yapılmış kaptanı başından yaralamışiardır. Demek ki 30 senelik tek parti tır. Butün mürettebat cankurtaran Vaka bizim sularımızda bastınliktidanndan ben, Hakımiyeti Mıllıvenın vs Ulus'un 20 yıllık yazan, yeleklerini giymişler, muhayyel bir mıjsa da herhangi bir hâdisenin fıorclu çıkmışım. Bu da ancak be hucum karşısında vapurun lı>trrası tekrar başlamaması için icab eden nim samımî bır fikir davacısı ol ihtımalıni önlemeğe çalışrnıj.ardır. tedbirler alınmıştır. A'âkalı makamiar, gerekee tahduğumdan bugune kadar şüphe e •Sahılde toplansn ha'.k bu tecıubeji kikatı yapmaktadırlar. denler varsa, onlan da füpheden hcyecanla sevre'nustır. kurtanr. Bızım kbsebaşındaki bakkala da bir ayhk borcum var. Lis PROF. NİMBL'STJN MACERAt.ARI: tcsinı versem hoşlarına gider miyim?.. Marshall yardımının arttırılmasını istedik Atlantik Paktına iştirakimiz Falih Rıfkı Atay ve bir iddia ile eevabı Savaşlara beş bin kişilik bir kuvvetle katılmış olan Türk Tugayı 298 şehid vermiştir. Türk Tugayının zayiah arasında 400 yaralı ve 200 de kayıb vardır. İngiltere 892 kigi kaybetmiştir. Bunun 145 i ölü ve 500 ü de yara Bir otomobil hendeğe >Tivarlandı, lıdır. Fransa birliğinin layiatı 374 genc bir kız beyni parçalanarak kişidir. Yunanistan 46, Felemenk öldü de 96 er ve subay kaybetmijlerdir. Dün sabah saat 5 te Maslak yoGeneral Tahsin Yazıci Amerikan lunda feci bir kaza olmuş, bir genc radro5urvda konuşacak kız ölmüş 3 kişi de ağır surette Washington. 26 (a.a.) (Usis): yaralanmışlardır. Kazanın cereyan Amerikanın Sesi radyosu 1 ve 2 tarzı şudur: mart »kşamlan Türkiyeye hitaben Beyoğlunda oturan, şehrimizin yapılan neşriyatta Koredeki Türk Birliği Komutanı General Tahsin tanınmış ihracat tacirlerinden YunVazıcının kendi sesile bir hitabesi ta Mudit, idaıesinde 7251 plâka ni plâkla yayınlıyacaktır. Bundan sayıh otomobılle dün sabah saat 5 başka 26 fubattan itibaren, Ameri te Maslak yolunda ilerlerken Derkanın Sesi radyosunun Koredeki bend yokuşunda arabanın frenleri hususî muhabiri Robert Lasher'in birdenbire bozulmuştur. Bu sebebT harb hakkındaki röportajlan ya le büyük bir süratle \ irajı dönyuılanacaktır. Bu suretle Amerika mekte olan hususl araba, asfaltm nın Sesi Kore savaşlan hakkında solundaki hendeklerden birine yuher akşam verdiği harb haberleri varlanmıs ve hurdahaş obnuştur. nin daha emin ve en son haberler Bu âni kaza neticesinde otomobilde olmasını saghyacaktır. bulunan Keti adında 19 yaşlarında bir kız peyni parçalanmak suretile ölmüş, tüccar Yunta ile arkadaşı Avram ve Viktor vücudlerinin muh teüf yerlerinden agır surette yaralanmışlardır. Kazadan kısa bir zaman sonra oradan geoen bir taksi şoförü faciayı görmüş, hâdiseden mahalîi jandarmayı haberdar et Baştarafı 1 inci sahifede miştir. Yaralılar sıhhl imdad otokında genel kurula ban iddia ve mobilile Şişli hastanesine kaldırılihbarlarda bulunulmuş, tahkikı ve mıslardır. Vakaya Büyükdere Savbir karara bağlanması taleb olun cılığı el ko\"muştur. muştur. Bu sebeble genel kurul araştırıp «oruşturmalarm selâmetini temin bakımından bu 8 D. P. üye»inin vazifelerine son vermiştir. Genel kurul tahkikatmın sonuna kadar işten el çektirilen zevat şunlardır: Büyükdere yolunda (eci bir kaza (D,P.) İsfanbul erkâsından sekizine işten el cektirildi Marshall yardımı getiren bir gemide isyan çıktı Şehrimit il idare kurulu üyelerinden ve Beledive Daiml Encümeni azasından Salâhaddin Genc, D. P. Eyüb ilçe başkam ve Daiml Encumen üyelerinden avukat Ali Çekiç, Beyoğlu ilçe teşkilâtından ve Sehir Meclisi üyelerinden Niyazi Türkay, Haysiyet Divanı üyelerinden ve Şehir Meclisi azalanndan Mehmed Kuran, Şehir Meclisi üyelerinden avukat Hasan Kangal, parti üyelerinden Şemst Işeri, Ka.ragümrük bucak başkanı Dr. Ömer Famk ve Bakırköy t«»kilâtmdan Sabri. Bu hususta Parti il idare kurulu ve Şehir Meclisi Daimi Encümen üyesi Salâhaddin Genc bir muharnrımize junlan söylemiştir: « İl idare kurulu başkanlığından, il »aymanlık vazifesile diğer vazifelerden muvakkaten çıkanldığıma dair bir mektub aldım. Benden baska dığer bazı arkadaşlar da aynı suretle mektub almıs bulunuyorlar. Size daha faıla malumatı zaman verecektir.ı General Robertson dün yaralılarımızı ziyaret etti Baştaraft 1 inci sahifede Oğledan sonra Eyübdeki Istihkâm okulunu ziyaret eden General saat 17 de Kasımpaşa Deniz hastanesine giderek Kore eazilerinin hatırlannı sormuş, her biriyle ayn ayn mesgul olmuş ve kısa zamanda ivileşmelerini temenni etmiştir. Sir Robertson, akşam yemeğini Ingılter» Başkonsolosunun davetlisi ola rak Büyük Kulübde yemiştir. Ortadoğu Kara Kuvvetleri Başkomutanı, bu sabah, Ingiliz Ortaşark kuvvetleri karargâhı olan Fayd'e müteveccihen hareket edecektir. Komünistlik propagandası yapan köy öğretmeni Bursa 26 (Hususî) Orhangazinin Şeloz köyü başöğretmeni Mehmed Derganişin kahvede komünistlik propagandası yapüğı tesbit edilmiş, yakalanarak adalete tevdi olunmustur. Kaldı ki bu hp?=»bm tasfive olunmak iızcre bulunan başka bır anonim ^ırketin hisse senedleri olarak karsılığı vardır ve sırketin mesul sermavedarlanle anlaşma yapmıfimdır. Acaba Ankaıada ve Istanbulda bir arsamı bulamazlar mıydı'. . Bununla beraber bana bu haftaki Ulus konusması içm güzel bir mcvzu verdıler. Karşılıklı eğleni«Cl.MHlRIYET» in Tefrikasi: zetiyordu; yalnız, içindeki huzur arayışma pek o kadar büyük bir ümid cevab vermiyordu. Günef, mor çamlarm arkasında grupun al kadife yastıklanna gömülürken ona: tSabaha görüsürüz,» der gıbiydi. Babası Semradan aldıgı mektub Ozerin* bir yandan Hjırmoa, bir yandan da sevüunifti. Onu iatasyonda karşıladığı zaman sanbp yanaklarmdan öperken: cHof geldin, kızım.» dedi. «Ben leni İstanbulda daha fazla kalırsm sandımdı. Konuştuğumuzdan daha az kalacağını hiç düşünmemiştün.> Semra: «Canım sıkıldı, baba,» diye cevab verdi. «Seni ve çiftliğimizi özledim.» Şakir Bey koıunu kızının boynuna attı: «Benim bir tanecik kızım,» dedi. «Dünüp dolaşıp gene babana ko^arsın. Hatırlar mısın? Hani bir gıuı sana iormuştum: Kimin kızıaııı sen? diyt.» Semra gülümsiyerek cevab verdi: «Senin kızınım, cevabını vermistim. Gene öyle, baba. Senin kızınım ve daıma senin kalacağım...» Semramn bu sözlerinde teessüre benzer bir ifade vardı. 0nun için, Şakir Bey, bu eevabı ilk aldıgı gün kadar memnun olmadı. TCiTinA aynlmak istemezdi. Fakat onu «birine» bırakmak da en büyük arzu'uydu. Burada aklma Ferid geldL , Siz bir de bana gelen mektublan okursanız tevatürun hakiki mahiyetini anlarsınız. Siz bu yazıma da cevab verirsiniz. Ben hak ve hakikati aydınlatmak için bu eevabı yazdım. Ve bunun için bir hayli de zaman ayırdım. Bundan sonra beni mazur görürsünüz. Bu vesile ile saygılanmın kabulünü rica ederim. istanbul Valisı Memur rejiminde barem içi ve Ord. Prof. Dr. dışı olmaktan başka gerek barem Fahreddin Kerim Gökay içinde, gerek barem dışında bir takım musavatsızhklar memurlar General Naci Aka için daimî bir şikâyet kapısı ve bir kompleks sebebi olmuştur. Hükuvefat etti met denilen manzume dünyanın en Bursa 26 (Hususi) Kor Ko iyi işlemesi lâzım gelen bir cihazımutanı General Naci Aka bugün dır. Bu cemiyetin nâzım cihazıdır. dimağ sektesinden ölmüştür. Ce Bunun da iyi unsurlarla ve iyi nazesi yarın törenle kaldınlacaktır. şartlara tâbi unsurlarla ancak kabil olacağı meydandadır. Halbuki hü. kumetler, bir türlü bu işe el sürmezler. Demokrat Partinin iktidaMEVÜD ra gelmesinde pıopaganda bakı19/1/1951 de ebedl Isttrahatgâhına tevdl ettiğimiz Ee\'gıli bumından çok mühim rolu olan meyuğumuz mur kütlesinin mukadderatını duFATMA TUĞRUL'un zeltmek babında bu parti hüku40 ıncı ölum gunü olan 28 2 951 metinden müsbet şeyler beklenırçarşamba gunu öğle namazmı di. Ben memur obnadığun ha^âe muteakıb Beyoğlu Ağacamil Şebu beklenen şeylerden hiç birinjı. rıfinde Mevlid okutturulacaktır. tahakkuk etmemesine mukabil Kendislni seven dostların ve arzu mesken zamnıı nev'inden bazı öednelerln teşriflen nca olunur. Oğ'u, çelini ve torunlan deneklerin kesilmesine de şahid olduk. Fırsat düştükçe bahsederim, Hacıbeyzade Muhtar Bey isminde bir arkadaşım vardı. Evkafta Kutubhaneler Müfettişi idi. Daiıeden oaima biraz erken çıktığına dikkat eden müdürü bir gun gene erkence çıkarken seslenmij.. Muhtar Bey, Muhtar Bey.. Buyurun beyefendi. Muhtar Bey, sabahiarı erken gelmediğinizi biliyonım. Şimdi de akşamlan vaktinden evvel çıkıyorsunuz. Nasıl olur canım. Burası resmi... Beyefendi hazretleri, hakkı âliniz var. Bendeniz de işte «sabahlan erken gelenıiyorum. bari akşamları erken gidejini" ciiye çıkıyorum, cevabını vermiş. Hükumet de: Herkese müsavi nimet ve hak lar veremiyorum. Bari hepsinden keseyim, diye duşündunı.. mü diyecek? B. FELEK Pek muhterem Vali beyefendıye, Uzunca mektubunuzun aynen dercmde Sekreterlık bır mahzur görmedi. Bendeniz de tahminınız hüâfma cevab vermeğe ihtiyac hısseunedun. Hürmetlerimle efendim. B. F. Duzekme: Donku yazıniüi a 7 nci satınndakı (ıtuaı.1) kelımesı (ıtmam) ola^aiıar. Yanlışı ozürlerımle düzeltırım. 'B. F. Drew Pearson gitti Taıunımş Amerıkan radyo tefsırcısl ve gazetecısi Drew Pearson, dıın ugalc la sehrimızden ayrılmıjar. Nakleden: VAHDET GLLTEK1N Shndı bu huzur bozulmuştu. Fakat salıneve venı bir kahramanın çıkmasuıa müsaid bir hava da henuz tee3=us etmış değildi. Semra. gozvaşlannı kurutan parmaklarım yüzünden çekerek, nemli gozlenle arkadaşına baktı. Sonra acı acı gülümsedi; «Benı hiç ajlaıken gormedindi. de§il mi? > H;"dıve dud;ık büküp alayh alaylı çüîtrek: «Bıhnenı.» dedi. uHatırlamıyorum. Fakat bunu daima hatırlıvacagım. Yalnız, bu hatıranın tfk olarak kalmasını isterım. Bir dalıa senı ağlaıken görmiyeyim olmaz mı?» Semra: «Soz veremem,» dedi. «Çünku artık çok hassaslaştım ben Hanı sıcak bir yaz gunü, sıkıntılı bır havadan sonra gokyurunde kara bulutlar toplanır da arkasındsn yaemur boşanmca ınsan nasıl ferahlar... İşte ben de kendımi öyle inssediyoruın: Hıçkıra hıçkıra ağlayıp gözyaşlarile boşanmak istiyorum. İçımdeki zehirleri ancak böyle entebilecegımi sanıyorum.» Hâdiye: «Yo.» dedi. «Bak ben sana daha tesırli bir ilâc tavsiye edeyim.» «Nedir?» «Kalıkahsı1» Semra: «Kaiıkaha bahar neşesidır,» dedi. «O »ncak yaz sıcağı geçip, kış sükuııeti yaş&ndıktan sonra gelır » «Bazan baharın yazdan sonra da geldıği olur. Insan ruhu burada tabıat kanunlarının dışındadır.» Semra içini çekerek: «Keski,» dedi. IX Güzel bir yaz aksamı onu tekrar çiftlikte buldu. Semra, Istanbuldaki tatıl devresmi kısa kesmıs ve iki haftayı hulmadsn çifthee dönmüştü. Bu seferki gelisini de ilk gelisjne ben Feridin macerasından Semraya bahsetmemisti. Onun İstanbuldayken bunu baska birinden öğrenebileceğini de hiç aklına getirmiyorö)u. İstediği gibi, bu bahsin kend^liğinden kapandığını sanıyordu. Bununla beraber: tlstanbulda kimleri gördün?» diye sormaktan da kendini alamadı. Semra: «Hemen hemen bfltun gun lerim Hadiyeyle, Nigârla beraber geçti,» diye cevab verdi. «Ya? Nigârla iyi arkadaş oldunuz demek?» Semra biraz durdu. Sonra: «Evet,» dedi. «Çok iyi v« candan bir kız. Hadiyeyle de yıldızlan derhal banstı. Uçümüz ve diğer bazı arkadaslar çok iyi eğtendik.» Semra «bazı arkadaşlar» la acaba kimleri kasdediyordu? Şakir Bey bunu merak etmisti ama, aonnadı. Eğer Semra ehemmiyet vermi? olsaydı onlardan islnüerile bahseder, hattâ kız arkadaşlanndan evvel onlan söylerdi. Esasen İstanbuldan bu kadar çabuk dönüp gelmesi de orada yeni bir ealâka» bulmadığına kâfi delü değil miydi? *** Çiftlikteki günler gene eskisi gibi geçmeye başladı. Yalnız, bu sefer Senara kendini ije daha fazla vermişti. Babası bunu gayet tabiî buluyordu. Çünkü kızının o ük heyı eanlı alâkası yavas yavaş tavsarken, uzerine almi} olduğu ifler de git tikçe çoğahnıştı. Sabahtan, dışanda biraz meşgul olduktan sonra yazıhaneye çekiliyor ve hesablarla kayıdlarla uğraşıyordu. Şakir Bey nihayet bu işin kızını fazla yorduğunu ve onun çok vaktini aldığını görerek: «Semra,» dedi, «sana bir yardımcı bulalım. Zaten başlangıçta da öyle konuşmuştuk ya. Bize bir muhasib lâzım.» Semra babasının bu teklifini biraz donuk karşıladı. Kendisile, bütün varlığını vermek istedifi çiftlik arasına bir yabancmın girmesini istemiyor gibiydi. Bu arzusunda, belki kendisi farkında olmadan, Feridin de tesiri vardı: O nasıl, askmı, ıztırabını unutmak için kendini tamamile çiftliğe verdiyse, Sem ra da aynı şekilde hareket etmek istiyordu. Bu ihtimal aynı çarenin kendine tatbikından ibaretti; fakat bu suretle Feridle kendisi arasında biı yakınlık, beraberlik tesis etmek arzusunu da gayrişuurî olarak duy* muş olabilirlerdi. Biraz dürduktan sonra: »Bilmem lüzum var mı, baba?» dedi. Şakir Bey, kat'î bir tavırla basını salladı: «Lüzum var, kızım. Bu hesab ve muhabere işleri hem seni yoruyor, hem de...» Cümlesini bitiremeden durdu. AAART 1951 ÇEKİLİŞ! (Arkası var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear