26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 Şubat 1951 CÜMHÜR1TET BİR DAKİKA Sanfa Margarita Konferansı atı Avıupanın en kalabalık komünist partilerine sahib bulunan Fransa ile İtalyanın Başbakanlan ve Dış İşleri Bakanları üç gün sürecek bir konferansa başlamış bulunmaktadırlar. İtaljan riviyerasının Santa Margarita şehriııde cereyan etmekte olan bu ikili gö'rüşmelerden müsbet neticeler doğacak mıdıı? Bugün Parisin Romaya. Romanın da Farise ihtiyacı vardır. İtalya, Birlesmiş Millctlere aza olanıamış, sulh andlaşmasının ağır hükümlerinden kurtulaıtıaınıştır. De Gasperi ile Kont Sforza'nm Fransız idarecilerinden bu husustaki İtaljan çörıişlerini desteklemelerini istemeleri kuvvetle muhtemeldir. İtal Kızıllar Kore'de karşı Toprak Ofis hakkındaki taarruza başladılar Baştarafı 1 inci sahifede nldığı zannedilmektedir. Düşman Nazallah! Akşam arkadaşımızvn anketine verilen bir cevab: Karaborsactları meydan dayağına çekmeli. Bu iptidaî ceza • tekliji, memleketimizin şimdiki halinde, bize pek tehlikeli görünüyor. Zira, karaborsacilar o kadar çoğaldı ki, bu anketten bir jikir edinip de, onlar bize meydan dayağvna başlarlarsa, vay halirnize... D. N. Bütçe müzakereleri bu aym 19 unda başlıyacak Ajansmın bütçesile 951 yılı bütçesinin gelir kısmı müzakere ve kabul edilmiştir. Gelir bütçesi görüşülürken gelir vergisinin bu yıl hizmet erbabına (memur ve ecirlere) tatbik edilmesi de ittıfakla ka bul edilmiştir. Bu suretle uzun zamandır üzerinde münakaşa edilen gelir vergisinin memurlara tatbik edilmiyeceği haberleri de resmen jalanlanmış oldu. Gelir vergisinin hizmet erbabına tatbikı halinde bütçede husule gelecek 150 milyon liralık açığın ne suretle kapatılacağı da komisyonda karara bağlandı. Bütçe raportörlerinin hazırladıkları raporda, gelirlerin bir çok fasıllarında hükumetinkilerden daha fazla gelir tahminlerinde bulunmuşlardır. Gelir vergisinin bu yıl tahminierinin nihayet ilk defa olarak takdirî bir tahminden ibaret olduğu ve hükumetin çok ihtiyat payı bırakarak hesablannı yapmış olduğu raportörler tarafından ileri sürülmuştür. Bütçe komisyonu bu mütaleayı doğru bularak gelir tahmininde arttırma yapılmasını kabul etmiş ve böylelikle gelir tahminleri gelir vergisinin hizmet erbabına da tatbik olunması kabul edümek su Baştarajı 1 inci sahifede retile yapıknıştır. Raportörlerin ge Klâkson yasağı ayın Vali ve Belediye Reisi Profesör Doktor Fahreddin Kerim Gökayı bir basın aile toplantısında gördüm bana sordu: Yahu! Klakson yasağuıdan memnun değil misin? Neden yaınııyoısun? Orada kendisine veremediğim cevabı burada yazmakta bir mahzur görmüyorum. Evvelâ klakson yasağını ve giirültü ile mücadele edilmesini Belediyeden rica eden ben duacıjim. Bu arada en kolay temin edilecek şeyin de klakson yasağı olduğuna kanaatim vardır. Nitekim ne top, ne tüfek atmadan bir emirle bu yasak tatbik ediliverdi. İnşallah devam eder. Ben bir klakson ya&ağını tatbik etmenin, Doktor Fahreddin Kerim için, işten bile olmadığını bilirim. Bunu bir kalemde çırpıştırdıktan sonra gelelim yasağın mahiyetine: Evvelâ şurası muhakkaktır ki! Avrupada gündüz klakson çalmak yasak değildir; ama kimse calmaz. Avrupada gündüzün nâra atmak da yasak değildir; ama kimse nâra atmaz. Hâdiseyi olduğu gibi görmek icab ederse bizira şoförlerimiz klaksonu bir nevi çalgı gibi. eğlence ve ali vasıtası ve sürat faktörü olarak kullandılar. O kadar suüstimal et tiler ki gündüz, büyük caddeler üzerinde bulunanlann, çalışmalanna bile imkân kalmadı ve nihayet her ifrat gibi, bu da işte böyle bir tefriti doğurdu. Avrupada, Amerikada otomobiller klakson çalmaz; ama hepsinin klaksonu vardu. Yani eğer bu yasak bir şey olsa, bunu arabalara takmazlar. Yalnız orada klaksonu dalguı bir yolcuyu ikaz veya işaretsiz kavşaklarda muhtemel bir çatışmayı önlemek için çalarlar. Ama orada bilhassa şehir içinde yol çaprazlannda ya işaret memurlan, ya ışıklı işaretler otomobilleri ve yayalan, durdurup yürütürler. Bunun içindir ki; arabalar klaksou çalmağa mecburiyet duymazlar. Bizde böyle midir? Dün akşam Sıraservilerde iki sıralı parke edilmiş arabalann arasından geçmeğe mecbur olan karşılıklı otomobiller on dakikadan fazla kördüğüm oldular. Kimse klakson çalamıyor, bir memur çıkıp durumu düzeltemiyordu. Nihayet bir insaflı araba geri geriye Taksime kadar gitti.. biz de yakamızı < kurtardık. Diyecek şudur ki klakson çalmayı yasak ederken, klakson çalma ihtiyacuu da kaldırmağa matuf tedbirler aluvmalıdır. Bizim halk gibi caddenin ortasından giden yayalan ikaz için klak~ son çalınmazsa, ya bir boru veya bir düdük öttürmek icab edecek, yahud şimdi b a a muzib şoförlerin yaptıklan gibi: Hanım teyze! Otomobil geliyor. Yol verir misin? diye bağırmak lâzım geîecektir. Bu küçük hasbıhali yaparken oto mobil sahiblerinin bir serzenişini de burada zikretmeden geçemiycceğim. Ben araba sahibi olmadığım için bilmiyorum ama galiba klakson yasağı bir kaç giin evveünden gazetelerle ilân edilmemiş, sadece radyo ile ihbar edilmiş. Bu ihbar da tam şekilde olmamış. Aldığım muhtelif mektublarda bu cihetten şekva ediliyordu. Gerçi radyo da bir ilân usulüdür; ama herkes radyo dinlemez ve herkesin evinde radyo da yoktur. O sebeble bu yasağın gazetelerle bir kaç gün ilânı daha doğru olurdu.. eğer hâlâ yapılmamış ise bunun yapılması şarttır; aksi takdirde bu yasağa aykın hareket edenlerin tecziyesine imkân kalmaz. Ve nihayet, bu satırları bitirirken. zannediyonım ki; durum Belediyeyi ya gündüz muay yen saatlerde ve lüzumlu yerlerde tek sesli klakson veya koma çalmağa müsaade vermeğe sevkede tahkikat tarihî istilâ yolundan güneye doğru taarruzu karşısında bozulup kaçan şiddetli bir mukabil taarruza başla, Güney Koreliler şimdi Poençsongun mışlardır. bir buçuk mil kuzeyinde yeniden Merkez cephesinden alınan son toplanmaktadırlar. haberlere göre, komünistler asgarî Türklerle Anıerikalılann yeni 4 veya 6 tümenle taarruza geçmiştaarruz sistemi lerdir. Bu birliklerin mevcudu Batı Cephesi (Kore) 12 (A.P.) 60,000 olarak tahmin edilmektedir. Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin Komünistler merkez cephesinde 8 Seul kapılarına kadar dayanan bümil ilerlemişlerdir. Taarruzun ilk jük taarnızunda cr.cülüğu, cetin 12 saati, komünistlerin 22 kasım ha Türk tugayı ile 25 inci Amerikan rekâtını hatırlatmaktadır. Birleşmiş tümeni yapmıştır. 17 günlük taarMilletler kuvvetlerinin 38 inci arz ruz sırasmda Türk ve Amerikan dairesi istikametinde iki haftadan askerleri, Birleşmiş Milletler hatberi devam eden harekât neticesin lannın Batı cenahı karşısına diişen de kazandıkları arazi, bir kaç saat kızıl blrlikleri tamamile yoketmişiçinde komünistler tarafından ^erı lerdir. alınmış buîunmaktadır. Taarruz, Tüık ve Amerikan birliklerinin batı cephesile doğu cephesi arasınzırhh hücum kolları, Çin ve Kuzey da bir gedik açmak gayesile yapılan Kore mevzilerini söküp atarak duşbir teşebbüsu andırmaktadır. mana en ağır zayiat verdıre verdıre Güney Korelile, çözülüyor yanlar. Avrupada kurulmakta olan Geçen kasımda KuzeyBatı Ko cumartesi günü, Seul'un fabrikalar savumna sisteminde zayıf noktayı rede gene böyle bir vaziyet tahad kesirni olan Yongdunpo banhyösune girmişlerdir. Aynı gün şehrin Kimteşkil ettikleri kanaatindedirler.Suih düs etmişti. Komünistler o zaman po hava alanile Inçon limanı da zap andlaşması bunlaıın 250000 kişiden da Amerıkan hatlarmı yarmağa muvaffak olamamişlar, doğuya doğ tedılmiştır. daha fazlasını silâh altına almalaTürklerle Amerikalılar Kore serına mani olmaktadır. Koma, hcm ru kayıp Güney Koreli birlikleri bozmuşlar ve diğer Birleşmiş Mıl ferinde yeni bir taarruz sistemi inbu tahdidin kaldtrılmasını ve aynı kişaf ettirnuşjerdır. Müttefıkler sim zamanda da Pö vsdisindeki tahki etler kuvvetlerini kısmen çevirmedive kadar Kore harbinde, taarruza ;e muvaffak olmuslardı. matın yeniden yapılmasını isteBir Amerikalı komutan, Vonju geçtiklerı zaman aerüerde kendilemektedirler. nun kuzeyinde şose man^eri kur rini sonradan iz'ac edebılecek düşBunlara mukabil. Fransanın da m birlikleri bırakmaktaydıiar. duğunu, kaçan Guney Korelılen Koma idarecilerinden bekledikleri yeniden teşküâtlandırıp geri gon Türk ve Amerikan birlikleri bu kere 25 ocakta Pyongyaek'ten harevardır. Pleven kabinesinin şu anda dermeğe calıştığını bildirmistir. desteklemekte olduğu bazı milletTeeyyüd etmiyen bir habere gö ketle taarruza giriştıkten sonra Selerarası plânlar geniş bir alâka gör re, düşman, Müttefiklere aid 75 ta ul'la kadar uzanan 40 mıllik arazi kesımi dahılinde tek bir kızıl moDiemiş, beklendiği gibi ekseriyet ta şıtı tuzağa düşürmüstür. Bildirildi;ine göre, bir Amerikan topçu bir kavemet cebi bırakmamışlardır. rafından tasvib edilmemiştir. SchuTüıkler, Kore yarımadasına ayak man plân, el'an kâğıd üzerindedir iği, toplarmı ve cepanesinı olduğu jibi bırakarak çekilmek zorunda bastıklan gündenberi, giriştıkleri ve bunun hemen yann tatbik mevI kalmışar. Bir Güney Kore alayınm her savaşta kat'î neticeyi elde edinkiine konulacağma da pck inanıl ! Poengsong'un kuzeydoğusunda sa ceys kadar savaşmışlardır. mamaktadır. Avıııpa ordusu plânı da aynı şekilde karşılanmıştir. Fransız idarecileri bu iki meselede İtalyanın Parisi desteklemeleriııi istiyeceklerdir. Fakat Schuman plâmnda olsun Avrupa ordusu plânında olsun, Paris ile Romanın eötüş Baştarajı 1 inci sahijeâc Baştarajı 1 inci sahifede leri arasmda esaslı farklar bulıınDevey, Yunanistan ile Türkiye müsbet cevab verilemediği malummaktadır. Fransa, hazırlamış nidu nin de derhal Atlan'ik paktına a dur. Bugun haber aldığıma gdre ğu Schuman plânı tasarıtına Kuzey lınmasım istemiş ve şunları ilâve Sabıha Gokçen Koredeki savaşlara Afrikayı dahil elnvmiştir. Halhuki etmiştır: katılmak için evvelce yaptığı mü< Eğer Yugoslavya Rusy?nın racaati tekrarlamıştır. Sabiha Gökİtalyan çelik sannvii kendine clzcm olan iptidaî maddıvi oradan tcmin eline düşerse Yunanistan ne ka çen bu hususta şunları söylemiştir: etmekte ve bu. kenılİMne ucuza mal dar daha hür kaiabilir? Yunanistan <ı Bazı gazeteler, ilk teşebbüsüolmaktadır. Kont Sforza. Fransız ile Boğazlar kaybedilecek olursa miin kabul edılmemesi üzerine KoDış İşleri Ba'<nm tarafından orta Doğu Akdeniz, bir kızıldeniz olac=ık reye hastabakıcı olarak katılmak e bu bölgede Amerikanın müda üzere müracaatte bulunduğumu >a atılan eelik sanayiin birleştirilmesi plânına Kti7ey Afrikanın da faası için tesis edilmiş olan üsler yazdılar. Bunun aslı yokrur. Filvaki bu hususta yeni bir müracaatdahil edilmesini istemektedir. Bıın de elden »idecektir.» te bulundum. Ancak bu teşebbüsüm lar, böyle bir tedbir alınmadığı de hava hizmetüıde vazife almam takdirde ileride zarar görecekleriniçindır.» dcn, Kuzey Afrikadaki demir maÖğrendiğime göre Sabiha Gökçedenini Fransanın kendilerine pahanin ilk müracaatine Amerikan malıya mal edeceğinden endişe duyGeçen sonbaharda Amerikan Gaınaktadırlar ve bunu. simdiden ön zete Başmuharrirleri Cemiyetinin ve kamlan tarafından müsbet cevab verilmek imkânı bulunamamşıtır lemiye çalışmaktadırlar. Amerikan Basın Enstitüsünün teÇünkü Amerikan hava ordusunda şebbüsile on dört memlekete menAvrupa onlusu ile ilgili Pleven sub on beş başmuharrir, Amerikan muvazzaf kadın pilot bulunmamakplânına dair iki hükumetin görüş gazete başmuharrirlerile haftalarca tadır. leri arasında da farklar mevcuddur. temas ve müzakerelerden sonra, İtalvanlar. Batı Almanyanın es.it milletlerarası bir basın enstitüsü ku haklara sahib olarak Avrupanın sa rulmasına ihtiyae olduğunu tesbit \ unmasma katılmasını taleb etmek etmişler ve bunu hazırlamak üzere Baştarafı 1 inci sdhifede tedirler. Paris ise bu göriişe yanaş bir teşkilât komitcai kurmuşîardı. Fransızlar bu alâkasızlıktan münnmaktadır. Bu enstitüden m«mleketimizde de teessir görünmektedirler. Fransız Üç gün süreeek çörüşmeler esna bir grup meydan* fetirilmesi komitece rica edilmiı ve bunun üze Başbakara Pleven tarafından hazırsmda her iki tarafı memnun edecek lanraif olan bu plân bir Avrupa sabir pazarlık miimkün olacak mıdır? rine Ulus Başmuharriri Hüseyin Ca vunma bakanhğının ihdasını derpiş hid Yalçuı, Akşam Başmuharriri ve Buna pek ihtimal verihnemektedir. eski Dış İşleri Bakanı Necmeddin eyliyor ve bunun emrinde de bir Konferans esnasında yeniden ortaya Sadak, Yeni Sabah Başmuharriri ve ordunun kurulmasıru istiyordu. atılacağı bildirilen Gümrük birliği Burada belirtildiğine göre neticeGazetecilik Enstitüsü Müdürü Şükandlaşması üzerinde de kat*î bir ne rü Baban, Cumhuriyet Başmuharri nin böyle olacağı esasen evvelden ticpve vanlması heklenmemektedir. ri ve Muğla milletvekili Nadir Na belli oluyordu. Pleven plânmm bi1948 de hazırlanmış olan bn andlaş di, Vatan Başmuharriri Ahmed E dayettenberi müsbet neticeler vema muhtelif sebeblerle kâğıd üze min Yalman bir müteşebbis heyet receğine inananlar pek azdı. Avrinde kalmışfır. sıfatile bir araya gelerek meseleyi rupa ordusunun kurulması ile ilgili Bir taraftan De Gasperi ile Kont konuşmuşlar ve grupu kurmak konferansın fiyasko ile neticeleneüzere bir toplantıya çağınlacak ar ceği ve bir kaç günde dağılacağı Sforza'nın. diğer taraftan da Pleven kadaşlann listesini hazırlamışlardır. anlaşılmaktadır. ile Schuman"ın iki memleketi yakından ilgilendiren bütün bu mesePROF. NİMBUSTJN MACERAI.ARI: leler üzerinde bir göriis teatisi» nde bulunmalarına mtizar editanektedir. Belki de bu konferansın en müsbet neticelerinden bir Batı savunma cephesi gerisindeki komünist besinci kolla müşterek bir mücadele plânına vanlması olacaktır. Bugiin bu iki memleketteki komünist partiler de buhran geçirmektedirler. Paris ile Romanın alacaklan müşterek tedbirler bu buhranın daha da şiddetlenmesine muhakkak ki yardun edebilecektir. '*lf Ömer Sami COŞAR Sinan Tekelioğlunun önergesi dün Mecliste şiddetH tartışmalara vesile oldu Ankara 12 (Telefonla) Zahire ihracatı dolayısile, Toprak Mahsulleri Ofisinde yapılan tahkikat dosyalan Ankara Savcı'ığına verilmişti. Savcılık, vasfı itibarile Ai Kanunu şümulüne girdiğinden âmme davası açılmasına kanunen imkân görmemiş, dosyaları Ticaret Bakanhğına iade etmiştir Meselenüı böylece kapanmış olup olmadığı Sinan Tekelioğlunun önergesi üzerine bugünkü Mecliste görüşüldü. Adalet Bakanı Halil Ozyörük»akdin hukukî ve malî sorumluluğu ortadan kaldıramıyacafiını anlatarak <<suçlular hakkında hukuk davası açılmasına hiç bir engel yoktur» dedi. Ekonomi ve Ticaret Bakanı da hukukî takibat için alâkadarlaıa emir verildiğini söyledi. Ancak bunun için, zarar ve ziyanm tesbiti lâzımdır. Zuhtü Velibeşe, muhasiblerin çalışmakta olduğunu ilâve etti. Tekelioğlu, bu zahire satışından mem leketin 3040 milyon lira zarara girdiğini bermutad anlatmakla soze başladı, At:f Inan meselesmde komısyon raporunun gecelen rlağ:larak tetkikine imkân verilmeden bir cumartesi günü konuşylduğunu, müracaatin o zamanki Meclis Başkanı (Feridun Fıkri Düşünsel) tarafından kale ahnmadığuıı, bunun da vebali o reise aid olduğunu söyledi. Ve memleketin çektıâi sıkmtıyı tasvir ederken, o zaman yediği ekmeklerden hâlâ kaşınmakta olduğunu haber verdi. Düşünselin sözleri Feridun Fıkri Düşünsel söz istedi. Meclisin altmcı ve sekizinci devresinde Tekelioğlunun C. H. P. li milletvekili olarak bulunduğunu ve eğer varsa bütün mesuliyete sonuna kadar iştirak ettiğini, üstelik bu mesele görüşülürken şimdi gıyabında mütemadiyen aley hinde bulunduğu Atıf Inanın masumiyetinden bahsettiğini anlattı. «Fakat hâdisede alâkadar olan memurların takibi bakımımlan evrakın Yüce Divana sevki gibi garibin garibi bir mütalea serdettiğinden Mecliste kahkahalara sebeb olmuştur.» dedi. Feridun Fikrıye göre, Tekelioğlunun sözleri bastan sona kadar hilâfı hakikattir. Nitekim mesele Mecliste onun r ' ; ? ' r gibi cumartesi değil, pazartesi görüşülmüş ve azaya raporu tetkik için bol bol vakit bırakılmıştır. Tekelioğlu kürsüde Sinan Tekelioğlu, tekrar kürsüye gelerek Feridun Fikrinin sözlerine zabıtlardan okuduğu satırlarla cevab verdi ki, Meclisin meseleyi cumartesi günü görüştüğünü teyid ediyordu. Eski zabıtlar okunurken bazı isimler de geçti. Bu arada o zaman Top;%k Ofis Umum Müdürü olan ve şimdi Mecliste Amasya D. milletvekili Hâmid Koraym da adı vardı. C H P. li milletvekillerindan Naşid Fıratın mutadı üzere oturduğu j'erden söz atmalan da o zamanki zabıtlarda kayıdb. idi. Naşid Fırat, kendisme sataşıldığmdan bhisle söz istedi. Başkan Mustafa ZeTen, bunun zabıtlann okunmasından tevellüd ettiğini ileri sürerek söz vermek istemedi. D. milletvekiHeri bir söyleyeceği varsa dinlemek arztısunda idiler. Fakat bu arzulannj pek de yerine getiremediler. Naşid Fıratın konnşması Naşid Fıratın konuşması daha başlangıcda salonu asabileştirdi. Sıra kapaklan vuruldu. Bu konuşmarun uyandırdığı aksülâmel Tekelioğlunun tekrar kürsüye gelirken uzun uzun aikışlanmasile de Ya ya hep hiç Dewey'in mühim nulku Sabiha Gökçenin yeni müracaati tJaşmakaloden tierm lerden faydalanıp ona göre tedbir alınmak hususunda gcç davranılmaktadır. Haklı tarafın geç davranması ise tecrübe ile sabittirdaima haksızlara cesaret vermektedir. Batı AVrupanm hazırlanması daha ne kadar sürer bilemeyiz. Buradaki hazırhklara muvazi nlarak adı geçen bölge üzerinde de çalışmalara hır verilir ve iki kuvvet arasında bir işbirliği sistemi kurulursa güney doğunun çok çabuk kuvvetleneceğine, hattâ Batı Avıunadaki eavrptlprin hi7İaPir>!»«'na yardım edecejine biı eminiz. Aksi takdirde hür Avrupa bi»s*Tr;'>'=a büyük bir krizle karjılaşmak teh Baştarafı 1 inci sahifede jlikesine ddşecek. daha doirrusu. re bu hususta jnutabakat hasıl oliçinde bnlunduğn tehlikedcn bir muştur. Sadece, anlaşma şekli tattürlü kuıtu'amnacaktır. bikı bakırr.dan formüle edilmekNADİR NADİ tedir. Bu yardımdan sonra bir yıl içinde memleket dahilinde yarım milyar lira bir sermaye terakümü sağlanmış olacaktır. Hususî surette öğrendiğimize göre, memleketimize yapılacak bu yardım aynî şekilde olacaktır. Bu suretle memleketimize Tahran 12 (a a.) United Press: gelecek olan ihtiyac maddelerinin İran Çahınm evlenme töreni bugün bedelleri getiren firma, müessese yapılmıştır. Sah Muhammed Rıza ve tüccar tarafından, Amerikaya Pehlevi İranın en nüfuzlu aşiretledolar olarak değil, Merkez Bankarinden birine mensub olan Bayan suıa Türk lirası olarak ödenecekSüreyya İsfendiyariyi iki sene önce Pariste İran Büyük Elciliğinde ve tir. Bu suretle elde edilecek yekunun yarım milyar liradan aşağı rilen bir baloda tanımıştı. olmıyacağı hesablanmıştır. Bayan İsfendiyarinin mensub olTabiatile bu ithaller dolayısile duğu aşiret merkezî ve güney İranda büyük nüfuz sahibi olup eski gümrük varidatında bir artış husuSah ile daimî ihtilâf içindeydi. Fa le geîecektir. lir tahminlerini ve tekliflerini kabul eden Bütçe Komisyonu varidatı hükumet teklifmden yüksek olarak nazarı itibara almış olduğu ve kabul ettiği için gelir vergisinin hizmet erbabına tatbikından dolayı bütçede hiç bir açık husule gelmiyecektir. Komisyonda açıklanan mü him bir nokta da, hükumetin bu yıl için normal dış yardımların harıcinde olarak 500600 milyon lira civarmda bir yardım sağladığı ve bu paranın yatınmlar kısmma verileceğidir. Muhalefete mensub milletvekillerinden bu kısmı dahi varidat hesablannda hükumetin tahminlerinden daha büyük rakamlar vermişlerdir. Dünkü müzakerelerde Anadolu Ajansının bütçesi de kabul edilmiştir. Anadolu Ajansının bütçesi üzerinde bir çok münakaşalar cereyan etmiş ve Ajansta muhakkak surette ıslahat yapılması lüzumu üzerinde durulmuştur. Neticede Bütçe Komisyonu, hükumetten, Ajansın kendi statüsü dahilinde acele ıslahat yapılması tavsiyesile Ajansın bütçesini 13 bin liralık bir indirme yaparak kabul etmiştir. Amerikadan yarım Bir sabıkalı, bir polisi milyar Eiralık yardım ağır suretfe yaraladı Evvelki gece Çarşambada çok sağlandı cür'etkârane bir hâdise cereyan et İran S^hının düğiinü dün Tahranda yan;!dı Milletlerarası basın enstitüsü hazırlıkları kat genc Şah tahta geçer geçmez bu ihtilâfı halletmeğe gajTet sarfetmiş ve bunda muvaffak olmuştur. Ş?h 31, Kraliçe 18 yaşındadır. Güiistan Sarayma dünyanın dört bir tarafındaa hediyeler gelmektedir. Başbakaııın McGhee ile kabul etti Avrupa Ordusu plânı Ankara, 12 (a.a.) Cumhur Baş kanı Celâl Bayar bugün saat 16.30 da Çankayada Amerikan Dış İşleri Bakan Yardımcısı Mr. McGhee'yi. beraberinde Birleşik Amerika Büyük Elçisi Mr. Wadsworth bulunduğu halde kabul etmiştir. Ş«hrimiz İran KonsoloshanesinBu kabul esnasında Dış İşleri Ba deki ınerasim kanı Prof. Fuad Köprülü hazır İran Şahı Rıza Pehlevinin evlen bulunmuştur. mesi münasebetile dün İran konBaşbakanuı Mc Ghee ile soloshanesinde bir imza defteri açı] görüşmesi mıştır. Dün sabah Vali ve Belediye Başkanı Fahreddin Kerim GokAnkara, 12 (a^.) Başbakan ay beraberinde Emniyet Müdürü Adnan Menderes bugün saat 12 de Kemal Aygün olduğu halde konso Başbakanlıkta dündenberi şehrilosluk binasma eiderek defteri mah mizde bulunmakta olan Birleşik Asusu imzalamıştır. Bundan başka merika Dış İşleri Bakan Yardımcısı kordiplomatik ile İran tebaasından Mister McGhee'yi kabul ederek biı ileri gelen zevat konsoloshaneye saat 45 dakika kendisile görüşmüşgiderek tebrik resrainde bulunmuş tür. lardır. Dış İşleri Bakanı Profesör Doktor Fuad Koprülü, Birleşik Amerikanın belirtildi. Dci milletvekili arasınAnkara Büyük Elçisi Mister Wadsdaki «ben hizmet ettim, sen ne ' vvorth, Birleşik Amerika Dış İşleri yaptın? Ben cephe kumandanı idirn. Benim de Istiklâl madalyam Bakanlığı Türkiye Yunanistan var! O daha kimlerde yok. Onun İran İşleri Dairesi Direktörü Misiçin taşımıyorum ya» kabilinden ter Wılliam Mannüıg Rouni de sözleri bir müddet daha devam et görüşmede hazır bulunmuşlardu. Dış İşleri Bakanı Profesör Fuad tikten sonra gündemin diğer maddesine geçildi. Bu sırada Feridun Köprülü de Amerikan Dış İşleri Fikrinin de zabıtlarla cerhedilen Bakan Yardımcısı Mr. McGhee şeiddiasuıı teyid için o zamanki za refıne bu akşam Hariciye köşkünde bıtlan tetkik etmek üzere alelâcele bir yemek vermiştir. kütübhaneye gittiği görüldü. miş, bir sabıkalı tabanca ile bir polis memurunu ağır surette yaralamıştır. Vak'anın mahiyeti ve cereyan tarzı şudur: Fenerde Sultan Selim caddesinde 23 numaralı evde oturan ve Kadıköyünde bakkallık eden Ali Altıer, evvelki gece saat 22 de sarhoş bir halde o civardaki Musa Tekelin kahvesine gelmiştir. Ali Altıer, kapıdan içeri girer girmez masaları tekmelemeğe ve müşterilere küfur etmeğe başlamış ve bu meyanda tabancasmı da çekerek etrafı tehdide kalkışmıştır. Bu sırada devriye gezmekte olan Çarşamba karakolu mürettebatından Macid Alkanla. Ahmed Dicleli kahveye girmişler ve sarhoşun bu mütecaviz hareketlerine mâni olmak istemişlerdir. Fakat Ali Altıer zabıta memurlarına itaat edeceği yerde elindeki tabancanın kabzasile polis Macid Alkanın başına müthiş bir darbe indirmiş ve bu arada silâhını ateşlemiştir.. Tabancadan çıkan kurşun polis memurunun göğsüne isabet ederek ağır surette yaralanmasına sebeb olmuştur. Diğer memur Ahmed Dicleli ve kahve müşterilerinden bazılan mütecavizin üzerine atılmışlar ve tabancasırı elinden alarak karakola getirmişlerdir. Cerrahpaşa hastanesine kaldınlan polis Macid Alkana derhal ameliyat yapılmış, kurşun göğsünden çıkanhnışür. Emniyet Müdürü Kemal Aygün dün sabah saat 9 da hastaneye giderek yaralı poüsimizi ziyaret etmiştir. Dün öğleden sonra savcıhğa teslim olunan Ali Altıner sorgusunu müteakıb tevkif edilmiştir. Amerikan Hava Bakanı dün Ankaraya geldi İnşrilfere Başbakanının beyanatı Baştarajı 1 inci sahifede fade etmi|tir. Amerika da aynı fikirde Washington 12 (a.a.) (Reuter): Bugün burada öğrenildiğine göre, Birleşmiş Milletlere mensub kuvvetlerin büyük birlikler halinde 38 inci arz dairesinden öteye gönderilmeden evvel, Birleşmiş Milletler memlekeüeri arasmda istişareler yapdması hususunda Birleşik Amerika İngilterenin fikrine iştirak süzdü. Sonra. gözlerindeki ifade etmektedir. Resmî şahsiyetler bu yavaş yavaş bütün yüzüne dağıla mevzuda iki memleket arasuıda bir müddettenberi müzakereler yapılrak gülümsedi: «Anlaşıldı. Siz çok romantik makta olduğunu bildirmişlerdir. siniz. Tabiate insan eli değmesini istemiyorsunuz! demek aynı zamanda mütevazı ve kanaatkârsı2.» «CUMHURİYET» în Tefrikası: Nakieden: VAHDET GÜLTEKİN kında oldu: Üzerine bir sıkılganlık gelmisti. Bir mektebli kız gibi icinin garib bir ürpertile titrediğini hıssedıyordu. Kendi kendine: «Neden acaba?» diye düşündü. Izahını bulamadı ve, bunun için, heyecanı bir kat daha arttı. Fakat Ferid, kızın bu halinin farkında olmasına rağmen, gayet sakin, hattâ lâkayd davranıyordu. Onun insankrdaki ufak his değişikliklerile meşgul olamıyacak kadar olgun bir kimse olduğu anlaşıhyordu. Semrayı görür g^rmez beğendiği ve onunla alâkadar olduğu muhakkaktı. Bununla beraber, onda Semranın daha evvel tanıdığı erkeklerdeki açık alâka tezahuratı yoktu. Bu hal, Irmn eesaretini kıracak yerde, bilâkis, alâkasını daha fazla çalışmış ve onların kendisini keşfetmelerini beklemişti. Şimdi ise karşısmdaki bu yeni insana karşı bir merak ve tecessüs duyuyor, onu derhal tanımak, fıkirlerüıi, hislerini öğrenmek istiyordu. Oyle bir kuvvet olmalıydı ki bu.yabancıyı ona bütün hüviyetile bir an içinde tanıtsın ve aralarındaki yabancılığı derhal gidersin. Semra bu düşünceleri zihninden geçirirken kendisindeki büyük biı değişiküğin de farkında oldu: Hayret değil mi! Adamın güzelliği ile değil, iç hü%riyetile alâkadar oluyordu. Karşısındakini bir «erkek» olarak değil, bir «insan» olarak görüyordu. Ferid: «Hangi ağaçlar aşılandı?» diye sorduğu zaman bu sual Semranın tuhanna gıt+i. Başbaşa kalmışlardı; etraflannda tabiat hummalı !bir coşktmluk bütün heyecanile artbrdı. Şimdiye kadar daıma er O anda tuhaf bir şeyin daha far kekleri kendisile alâkadar etmeye yordu; böyle bir yer ve zamanda âşıkane bir söz, imalı bir iltifat beklenmez miydi? Buna mukabil genc adamın sorduğu sual ve açtığı mevzu Semraya pek yavan geldi. Bununla beraber, nedense, ona karşı gene bir soğukluk duymadı. Yeni bir hâdise karşısında kalmış da neticesini merakla bekler gibi, gözlerine daha derin bir alâka toplandı. «Şunlar,» dij'e gösterip o tarafa doğru ilerleıken başıru çevirip Feride baktı. Delikrnhnın gözlerinde de bir alâka canlanmıştı ama, ona karşı değil, ağaçlara karşı. Semra, tuhaflıklar diyaruıa düşmüş Alice gibi, hayret ettiği şeylerden büyük bir haz duyuyordu. Bu onun için yepyeni bir histi. Adeta, şımdiye kadar başka bir dünyada, sahte bir dünyada ve kuklalar arasında yaşamıştı da hakikî hayatı ve bu hayatın hakikî insanlarından birini ilk defa taruyordu. Ferid, aşıları vukuflu bir bakışla tetkik etti, onlara dair izahat verdi, sonra sraziyi toplu bir şekilde gözden geçirdi. «Topraklannız geniş,» dedi. «Burada çok güzel bir çiftlik kurulur.» Semra, konuşmalarına biraz şaka havası veiTnek için güldü: «Kuruiur mu, dedıniz? Ben çiftliği çoktan kuruldu «anıyordura'» Ferid, gene ciddi bir tevırla ce vab verdi: 1 «Toprağı ve yapılarile kurulmuş. Fakat tara manasile çiftlik olabilmesi için yapılacak daha çok şey var.» Semra, genc adamın kendisile ve çiftlikle alâkasının derecesini öğrenmek için bunu vesile bildi: «Bu hususta bize yardun edeceksiniz. değil mi?» «Çalışınm. Ben de çok meşgulum. En sevdiğim şey olan ava gitmeye bile zor vakit buluyorum. Fakat, bir iki avı feda eder, pederinize yardıma gelirim.» «Teşekkür ederiz.» Ferid buna manasız ve basmakalıb bir «estağfurullah» la mukabele etmek ihtij'acını duymadı. Yapacağı şey teşekküre değerse bunu lüzumsuz bir tevazula karşılamakta mana görmüyordu. Semra: «Gelin, size benim burada en sevdiğim köşeyi göstereyim,» diye onun önüne düştü ve bir çocuk heyecanile hoplaya, zıplaya bahçenin henüz yabani otlarla kaplı olan tarafına koştu. Ferid, onun arkasından ağır adımlarla yürümüştü. Oraya gelince, bahçenin hududunu teşkil eden köşedeki ağaca baktı. tGüzel bir ayva ağacı,» dedi. «Aşılanırsa ve bakılırsa çok bol meyva verir.» «Böyle kalsa olınaz nu?» Genc adam, uzun müddettenberi ilk defa olarak kıza alâkayla baktı. Onu kısa, fakat derin bir bakifla Baştarafı 1 inci sdhifede indikten sonra alanda bulunan bh ihtiram kıtası tarafından selâmlanmış, bando Amerikan ve Türk milli marşlannı çaldıktan sonra kıtayı teftiş etmiştir. Esenboğa hava meydanmda kendisile görüşen Anadolu Ajansı muhabirine Thomas Finletter şu beyanatta bulunmuştur: « Hükumetinizin nazik daveti üzerine memleketinize gelmiş bulunuyorum. Türkiyeye olan bu ilk jdyaretimden dolayı da büyük bir memnuniyet duymaktayım. Ziyaretimin maksadı ise, şimdiye kadar Türkiyeye yapılmakta olan askerî yardımlann neticesini yerinde bizzat incelemekten ibarettir.B cektir. Thomas Finletter. Amerıkan BüB. FELEK yük Elçisinin, şerefine verdiği öğle yemeğinde hazır bulunduktan sonra saat 15.30 da beraberinde ANeyyire Ertuğrul için merikan Büyük Elçisi Mr. Wadsworth ve Amerikan Askerî Yardım Mevlid Heyeti Başkanı General Arnold olBugun kıymetli sahne sanatkârıduğu halde Millî Savunma Bakanı mız NEYYİHE ERTUĞRULun olum Refik Şevket İnceyi, saat 16 da yıldont*mudar. Bu munasebetie, her General Brooks ve General Arnold yıl olduğu gibi bugun de. Teşvıkiye ile birlikte Gepelkurmay Başkanı CamHnüe bğle nümazmdan sonra Mevlid okunacaktır. Merhumeyi seOrgeneral Nuri Yamutu ve daha venlerin teşrıfleri rica olunur. sonra da saat 16,20 de Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral l l u zaffer Göksenini makamlannda ziyaret etmiştir. r İÂSÂLLâl! Kanaatkâr mı? Semra belki mütevazı ama. kanaatkâr olup olmadığını o zamana kadar hiç düşünmemişti. Bundan e\rvelki hayatuıı gözden geçirirse bu kanaate hiç de varamazdı. Fakat şimdi... Herhalde oldukça, belki de ziyadesile kanaatkâr sayılabilirdi. Bunu kendisinden evvel başkası keşfetmişti... Mahcub bir halle gülümseyerek: «Bilmem,ı dedi. «ihtimal...!) Feridin onu alâkayla süzen gözleri biraz daha üzerinde kaldı, sonra etrafta dolaştı: «Yerüıiz hakikaten güzel. Babanızı boyle bir yerde çiftlik almaya ne gibi bir arzu sevketmiş, bümiyorum ama, sizin de burasuu sevmeniz ve çiftliğin hanımı olmayı istemeniz doğrusu tebrik edilecek bir şey. Bilhassa Istanbullu bir kız için...» Semra, mevzuun şümullü bir şekil abnasma memnun olmuştu. (Aman Istanbuldan bahsetmeyin bana!» dedi . Ferid merakla sordvu .*. «Nicin?» "f" 1 Ninemin Masallan (YerU Masal) 2 Tavşan Kardeşin Kurnazlıkları. Yazan: Naime Yaşaroğlu 50 K. AİBÎET HALİT Kitabevi Ker Türkun ibretle okuyacağı bir eser: TÜP. K İ Y E D E MASONLUK İçyüzü ve Sulan Yazan: M. BAİF OGAN Muhim vesikalar, aramızda yaşayan meşhur masonlarm nutuklarile açığa vurulmuş hakikatler, Türkiye Mason Demeği, Türkiye yüksek şurası çalışma rehberı, gizli talimatnamesi aynen kitaba konulmuştur. Yeni çıkan bu kitabın fiaü (250) kuruştur. İstanbul Beyazıd (Ergin) Kitabevi, İnküab Kitabevi, Orijinalliği yüzünden Pitigrilli'nin bu son romanı Avrupada fırtınalar kooanruştır. Şaheser bir tercümesi çıkü. Çeviren : M A H M U D A B A Ç NOT: Eser, aslının tam tercümesidir. Adapte değildir. Hâveler de yapümamıştır. Bütün nükteler, tam bir sadakatle tercüme edilmiştir. Arzu edenler, İNSEL Kitabevtnde teşhir edilmekte olan aslı ile karşılajürabilirler. Bütün kitabcılarda bulunur • (Arkası var) . İNSEL KİTABEVİ HAZIMSIZLIK İÇİN SUDOL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear