Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CÜMHURİYET f ÂraMc Boş vaktinizi hoş geçirmek için İskarpin bağiarı HIKAYE Vaza YAŞAR KEMAL YAT | Zabıta terihimizde aşk faciaları: 1 "Sana kim dedi bukadar güzel ol diye!,, Yazan: Feyyaı TOKAR « 18 >ene ağır hapse mahkum oldunuz!» diyen yargıç daha do«yasını kaparken sanığm kurumuş ve kırışmış dudaklan «18 tene!> kelimelerini hsıltılar halinde defalarca tekrarladı. bi malumdu. Huriya kısa bir tereddüd inı geçirdi vt korktuğunu hissetti, fakat bu durumunu Haüde belli etmemek ve onun ziyaretini tabii karşılar gfirunmek istedi. Zoraki bir tebessttmle: «Hayhay.ı der ken gözleri kaymblraderinin gitgide donuklajan nazarlanna takoldı. Derhal toparlanarak sabahbgını Ud ucundan yakalayıp düğmelemey» çalışırken, kapıyı örtmeye bile lüzum görmiyen Halid «kendini benden saklamaya çalışma, çünkfl artık benim olacaksın!^ diyerek 4zerine atıldı. Şimdi müthiş blr boğuşma başlamıştı. Halid bir elile kendlsinden kurtulmaya çahşan yengeslnia saçlannı sımsıkı tutarken diger elile de onu kendine çekmeye çalışıyor ve: «Sen benira olacaksıniı diyi homurdanıyordu. Huriyenin sabahlığı omzu hlzasından yırtılmış ve bir sadist kadar şuursuzca üzerine atılan kayınbiraderinin elinden kurtulamıyordu, Komşularm haberi olmamaaı İçin azamt gayretl gösteren kadın nihayet canhıraş bir feryadla silkindi ve taçından bir tutam, sabahlığından da bir parçayı Halldin ellerinde bırakarak açık kapıdan •okağa trladı. İşçiler fabrikalanna dağılmif, §okaklar tenhaydı. Yoldan tek tük geçenler, gözleri yaşlı, vücudü kısmen açıkta ve bembeyaz ayaklan çamurdan renk değistirmlf bu güzel kadının arkasından uzun uzun baktılar ve çeşidli tefslrlerde bulundular. Onun hiç kimseyi, hattâ kendi halini bile görmeden koftuğu aşikârdı. Huriye karakolda yalnız bulunan komisere: «Şimdi kimbilir nereye kaçmıştır. Onu yaka!ayın!ı derken sabahlığuım yırtılan kmmlannı iğneyle lliştirmey» çahşıyordu. Karakola yakın bir evden blr manto tedarik edildi T« komiser gelecek memurlan derhal bu ise tahsls edeceğlni bildirdL Huriye perişaa blr halde «vine dönerken akşama kopacak kıyameti düşünüyor ve titriyordu. İki kardeş arasında bir kavga çıkacağl muhakkaktı. Gene kadın ağır »dımlarla, bu binbir düşüneenin ruhunu tızlatan ıstırabını çekerek son dönemed kımlırken krulagının dlbinde gürleyen lgrenç bir •«• galiı küfürler arasında: (Karakola gidenln ha!» diye haykınyordu. Kofmak İstedi, fakat muvaffak olamadı ve sırtında tivri bir eismin sızlaba acısını hissetti. Feryadlan sakin mahalleyi çok geç ayaklandırabildi. Bu arada gene kadının vücudüne slvri ucla ayakkabı bı < çağı sekiz defa girip çıkmif T« onu .' bir külçe halinde yere sermisti. Ça * murlu yoilar kırmızılaşıyor, haber alıp gelenler yaslı gözlerle yerde yatan bedbaht kadının eesedinl seyrediyorlardı. Malzeme: İki kişilik rahat bir uk, birer çift bağlı iskarpm. vun: Erkekle kadm koltuğa yanyana oturur ve iskaroinierinin bağını çözerler. Sonra erkek kadııun, kadın erkeğm ayakkabısmı bağlaAıağa çalısır. Bunu yaparken, ikismin de ayaklarını yerden kaldırmamalan veya kıpırdatmamalan Barttır. Müddet 40 saniyedir. Bu müddet zarfında hangi tarai hata ederse veya geç kalırsa oyunu r»ybeder. Diğeri oyunu tamamladıysa, galib olarak dışan çıkar, tamamlayamadıysa o da kaybetmiş sayılır. k Bir hesab Hendese meselesi Bu hem hesab, hem de hendese Bieselesidir: \4 j 1 9 8 8 5 Yukandaki an altı haneyi o gekilie iki denk parçaya böleceksiniz ki gerek her İki parçada buhınan sayılann jrekunu, gerek gene her iki parçada, içinde sayı bulunmıyan haneleria sayıa aynı olacak. Mühim bir şart: Çizeceğiniz Mlgü çizgisi hanelerden hia birini kesmiyecek! Sihirli sayılar * * * * * * * * • * * * Buradaki yıldızların yerine 1 dtn 16 ya kadar olan sayıları o jekilde yeıleştireceksiniz ki gerek soldan sağa, gerek yukandan aşağı bütiin sırslarda, gerekse alt köşelerden flst köşelere çapraz bir jekilde toplandığı zaman yekun 34 çıksın! Makas oyunu Şimdikı gibi aklımda. ! lık Çukurova yağmurlan başladı. / de hasret, rahat bir yatak, bir uyEen, o yıl orta okulun üçüncü Hava biraz bulutlandı mıydı, ku hasreti... Yan sersem, yan uykulu... sınıfında, bızm Durmuş Ali de okuîda Durmuş Ali ile bir araya Aşağıdan bir ayak sesi geldi. ikincideydi. Ikımizin de parası | gelir, bırbirimize sokulur: ikimız Gece yarıyı bir hayli aşrni"; . Guyoktu. Köyde, onun bir dul ana birden sı, benim bir dul anam vardı. On I Allah be! Allah be! Etme no zümü act'.m, merdivenden iki gene kadın göründü. Yataklara basmalar da kenc"erıni zarzor geçindi ' lursun? derdik. Ya bir de yağmur çiselemeye mağa çalışarak kapıyı açtılar. Karebiliyorlard . Durmuş AUnin umudu, para görs'jn, o zaman bizim yürekleri dınlann ince. uzun boylusu içe'sız yatılıday^ı. İmtınna girmiş, mizde kıyamet kcpardı. Durmus den geri çıkt'. Bız'.ere hayret'e yuzde yüz kaîjnacağmdan e Ali hemen, okuldan eve firlar, va b'kıp geri girdi. Sonra geri çıktı. mindi. B?na seiince ben, bir taklan damın saçağmın alt'^a ın Hep bakıvordu. GirrH. çıktı, girdi çıktı. Telâşh bir hali vardı. En umudsuziuk :cinde • uvarla dirir, koşa koşa geri gelirdi. Yağmur)u giin err'c, eve, y=ni sonunda gelip durdu; konuştıadı. nıyordum. Ntı .ye gitsem, ne yapsam? İki yıldır geceleri çalış saçağın al::na 'geceyarı=ındin son Sonra birden bana Bir kibrıtmiz var mı? dedi. tığım fabrika, bu yıl beni almı ra .ortalıktan el avak çekilince C'kanp verdim. Gözleri havyordu. Talebeleri fabrikada ça gelir, usullacık yataklanmıza gilıştırmak yasakmış! Neden ya rerdık. Saçak altında yattığımızı retle açılmıştı. Sigarasını yaksakmış, bir türlü anlıyamıyor elâlcmn görmesmden, bir utanır, tıktan sonra, bir sıgara da bana dum. Bu yıla kadar ne güzel, ça ' bir utanırdım kı, biterdim. Dur uzattı, almadım. Israr da etmedi. Bu yataklar sizin mi? dedi. muşu derseniz, o, oralı bile ollışıp okumuştum. Bizim. Beş parasız... Başımı sokaeak mazdı. Vakit çok geç, yatsanıza.. bir ağaç kovuğu bile yok! KocaB.zan erken uyanamazdım. Ampulün sönük ışığında, bereman şehrin ortasmda yalnız, ya Birden uyanırdım ki, arkadaymun payalnızım. Sanlacak bir dahm j anası. öteki komşular uyanmışlar, ket, yataklann ıslaklığı belli olda yok!. Içerimde dayanılmaz bir avluda dolaşıyorlar. O zaman muyordu. Ben: ben yorganı başıma iyicene çek»r, keder, bir hınc. Hiiiç... Uykumuz gelmiyor Durmus Ali ile bir zaman is yatağ'n içine büzülür, büzülür, tasyonun önündeki sıtma ağaçla yok o'.urHum. Yanımda, yönümde da... Durmuş Aliye döndü. O uyurının altında eeceıedık. Sonra ayak se^lori duydukça küçülür, olmadı. Bu böyle sürüp gidemez küçücük kalu'dım. Ayak sesleri yordu. Dürttüm, Durmuş uyandı. Dürtdi. Bekçüer de de rahat vermi kesilince hemen yataktan hrlar, yorlardı. Sonra da okula gitmek giyinır .knçard'.m. O gün ben gi tüğümü kadın da gördü. Ben küçuk bey değıl'n. İç bir üşüdü ki .. Yorganı başıma, Yatsanız iyi edersiniz. mecburiyetindeydik. Biz okula yinirkpn birinin bana baktığmı mem işte. Sıze ne yani? İçnıem bacaklanmı kamıma çekip bir Durmuı Ali: gidince, meydanda kaian yatak sanmışram akşama kadar başım topak oldum. işte. döner, kendime gelemezdim. Is... dedi. larımızı çalmazlar mıydı? Durmuş Ali yorganımı çekti. Haa. dedi, SBhiden siz niSertçe ağzını kapattım. Kadın Çok iyi bir arkadaşım vardı, içinde yattığım yatağa dönüp Abi be, dedi, abi be! Donuçin yatmazsmız? Yataklarınız da huylandı. Yusuf. Beru çok severdi. Sıtma de bir türlü bakamıyordum. Bak yorum abi be! Vıcık vıcı'.ı! Bir |ey mi »öyleyecekti ço serilmiş işte.. . ağaçlannın altında geceledişimi mayı içim götürmüyordu. Yatak, Kekeledim: Ben büzülmüşüm. tİırsımdan cuk? zi nasılsa öğrenmiş. aaçağın dıstnHan fırlayan çamur Biiiz mi? Size ne? dişim dısimi yiyor. Patavatsızın biridir de.. Bir gün utana utana: larla bezenmişti. Bakm, çocuk uyumuş. Ne : Abi be, sana diyorum abi Kızgın «öylemiş olacafım ki, Gene geç uyandığım bir sabah, Bizim damın üstünde yatden yatmıyorsunuz? be!. Dcnuyorum be! sanız, dedi. giyinip kaçarken, arkadaşımın a kadın odasına gitti. Arkâsmdan Uyumuyoruz. Uyumıyaca t Yorranı üstümden hışımla atDeli gibi sevindik. Durmuş \li nasile pözgöze geldik. Aksaçlı bir baktım. Gözlerimde, incecik bir ğız iste. Can.mız uyumak istetım. ile kucaklaşıp öpüştük. başta kocaman açılmış acıyan bel hayali kaldı. miyor. Ne var ulan? Abi be. abi Durmus Aliye usuldan: Durmuş Ali bir, gözler.. Yıllar geçti, o gözlerin a Neden? be!. Yat, geber işte!. Kadın güzeldi, dedim. Amğırlığı daha üstümde.. Bin yıl ya Alloooş.. çekti. Yaşadık be Varır yatağa bakar, yaş olduTekrar yorganı üstüme çektim. abi.. Bir günün beyliği de bey şasam da, o eozler öyle, öylecene ma da iyi ha... ğıınu anlar diye de deli oluyor İçimde so^uk bir ürperdi. Sanki Içerden kadının kahkahası gelbakıp duracak. lik. dum. bir yığın yılanı getirip çıplak teBiliyorduk ki, dam üstünde Sabahleyin okulda Durmua A di. Ben buna içerledim. Deli gibi bagırdım: nime sarmışlar. Güzel amma, bunlar pis kagüzün yağmurlan başlayıncaya Hye: Yatmıyoruz işte. Yatmıyanlar, dedim. Pte olmasalar ne i; Abi be.. Vallahl Oşüyorum. kadar yatabilirdik. Sonra, sonra Ben o eve bir daha gitmiyecağız. leri var otelde... Üşümekten ölüvorum. Vıcık, vısına Allah kerim. cefün, dedim. Kadın: cık... Su.. Abi be! sana diyoruro Yataklan hemen, istasyondan Sonra hiç konuşmadık. YüreŞtştı: A... a... a dedi, ne baftın be! alıp eve getirdik. Yusuflann evi, Neden be abi? dedi. Nerede ğimizde derdimiz. yatağımız da yorsunuı öyle? Ben bu çocuğa pazar yerinin yanında bir tek kalacaksm? ıslak olmasaydı, Durmuş Ali iie acıdım, oracıkta uyumuş da.. yaBen, birden yataktan hrladım. odaydı. Yataklan dama serdik. Giyindim. Ali de öyle yaptı. Gebu kadm üstüne kımbiiır ne lâf zık.. flşür. Gidemem. Bekçi korkusu yok, bir sey Yapma be abi! Nerede ya lar eder, ne hayaller kurardık. Durmus Aliyi sertçe dürttüm. ne gittik köşeye oturduk. Sudan yok. Damın üstünde blr ev sı Ucaksın? Neden yani? U>umuşuz. Oğlan irkildi. Gözlerini korku ile çıkmış gibi ıslanmıştık. caHığı, bir baba ocağı sıcaklığj.. Ama yüreğimde korku, ya kaDurmu? ne etti eyledi de, beGecenin saat üçü mü, dördtt açtı. Bunoa nkınbdan sonra yatacak ni o gün eve götüremedi. O gün, mü, ne, kapının gıcırtısıyla goz Kalk ulan! dedim. Kalk! dın şimdi çıkıverir de, bizi gene bir yerimiz vardı lste. Şu hayat daha başka günler gidip istas lerimi açıyorum. Bakıyorum ki, Sersem gibi burada uyuyacağına. böyle görürse!. dedikleri de ne güzei fey!. Durmuş Alinin dişleri birbirine yondaki kanapelerin üstünde ge kadın gecelik gömleğile, merdiÇocuk neye uğradığını bilevenden iniyor. Az sonra da gelip, medi, gözlerini tekrar yumdu. çarpıyordu. Ben de titrivordum. Akşam, ekmeğimisi yer yemes eeledim. Ya kadın şimdl çıkarsa! Bir ara yağmurlar durur gibi gene karşıma dikiliyor. Her ya Başı 8nün* düştü. hemen damın üstüne damlıAlinin elinden yakaladığım ginı açık sacık, göğsü dışarıda. yor, yataklara girip yorganlan •tti. Gene dürttüm. bi: Çınlçıplak denecek kndar çıplak.. Durmuş Ali bir gün: boğazımua kadar çeklyorduk. Ge Başımı kaldınp da kadının yü Yiirii parka kadar koşahra, Abi, dedi, yataklan dama Gözlerinde bir kızgınlık ve uy züne bakamıyordum ya, gözlerioel«r biraz soğuktu ama, gökte uınınz. kunun mahmurluğu var. Gene çıkardım, gel artık! kocaman, ışıltıh yıldızlar vardı. nin üstümde olduğuna, öldürür5yle açılmış gözlerle bakıyor. O Gittim. Hep yüdızlara bakardık. Bazı geParka kadar koştuk. Asfalt cad cesine üstümde, bana baktığına oeler de fökyüzünü yıldızlarla de ıpıssızdı. Oradan istasyona Bir kaç gün sonra, bir Ocindi fls baktıkça ben köşemde küçülü emîndim. dOfell bulurduk. O zaman sevin tü bir yağmur bojandı, gök delin yorum. Blr ara, hırsla gözleri Kalk u!an, kalk da yatağına kdftuk. Yüreğimİz küt küt atıdrruze payan yoktu. Ve blzler mif gibi... Durmuş, fırladı ama, mi kapadım ve bir' zaman açma gir, orada uyu! yordu. Isınmıştık ama, sıtma ağaumudla doluyduk. Sıkıntılardan, yetişememiş, yataklar çıpıldak su. dım. Sonra açtım ki, kadm daha Oğlan, uykulu uykulu bumunu cının altında biraz bekleyince acılardan sonra gelecek, güzel Bir otel bilirdim, eskiden bir öylecene duruyor. kaşıyıp, beceriksizce soyunmaya yeniden üşümeye başladık. günlerin, daha güzel olacağına kaç gün yatmıştım. Otel deyince.. Istasyon meydanının ortasmda Içimden, «Ne durmus bakıyor başladı. Jnanıyorduk. Bu umudlar, bu ha Gariblerin yatağı. Güzel Yurd öyle? Pis, bu pis domuzlar, hep Sahiden de, dedi, ben neden bir kaç salepçi duruyor, bir insan yaller benimdi. Ben söylerdim, oteli... Oteller o zamanlar çok böyle bakarlar işte. Kendlsine burada uyumuşum? kalabalığı da salep içiyordu. Durmus Ali dinler ve tasdik ey ucuzdu. Bir yatak elli kuruş... ne oluyor uyumuyorsak. Ne kaSıcak salep bardaklannın buğu Elinden tutup yatağına soktum. Gel gör ki elli kuruş!.. Ivdi. rıjıyor. Salla bir yumruk çenesiDurmuş, duyulur duyulmaz blr landığım görür gibi oldum. Elim Kâttb, yatağımız olduğu için, ne.» geçti.. eebime gitti ama .. nafile... Durur, durur: sesle: öyle değil ml Durmus? der koridorda, geceliği on kuruça, Durmuş da salep bardaklanna Kadın: Abi be, dedi, ne de soğuk! yatmamıza razı oldu. Kibritinizi verir misinlz? Yat ulan, dedim, şimdl ısı gözlerini dikmişti. Kendimde olmadan içimi çekDaracık koridora iki oda kapısı dedi. Heyye abi, derdl. Sabahlar nırsın. Çıkanp verdim. açılıyor. Yataklan kapının önüne karanlıklardan sonradır. Kadın başımdan gitsin diye, mişim. Durmuş da içinl çekti. Bu lâfı da benden bellemişti. serdik. Biz de yataklann dışına Gidip Içerden sigarasını alıp yak ben de hızlı hızlı soyunup yataDaha gün doğmamıştı ya, usul Serin dam üstü, ısıklı, iri yıl çömeldik. Hiç konuşmuyoruz. Be tı. Bir tane de bana uzattı. Bir ğa girip yorganı başıma çektim. duruyor, de canım sigara istiyordu ki: usul şafaŞın yerleri ışıyordu. dızlann geceleri, sokağın sabah limizi duvara vermiş, Alayh bir ses: Ben sizin sigaranızı istelara kadar süren gürültüsü, bi birbirimize de hiç bakmıyoruz. İki büklüm olmuş, tirtir titri Allah rahatlık versin. Geceyansını buldu. Yataklar mem, dedim. zim umudlanmız, hayallerimiz Kapı kapandı. Arkadan da bir j yorduk. tam bir ay, kasım baçına kadar önümüzde serili duruyor. UykuKadının yüzünde hos, fakat kahkaha geldl. Var gücümle diş j Durmuş AH, blr ara bana dönmuz geliyor, gözlerimizden uyku beni çıldırtan bir gülümseme do lerimi sıktım. sürdü. dü. Birden akbna gelmis gibi: Yatak su gibiydl. Tenimden Sonra.. Sonra o belâlı, o karan akıyor ama, yataklara girilmez îaştı: Abi be, dedi, sahiden, o ısiak buz gibi bir ürperti geçti. İçim yataklara biz ne diye girdik? Neden küçük bey? lık, bir kara çul gibi, kapkaran ki... Gözümüz yataklarda, içimiz ' * •• Yağmurun kayganlaştırdı|ı toprak yolda yürümeye çahşan gene adam sigarasını yakmak için dördüncü kibriti çakarken: «Ağabeyim yarım saat sonr» gider, onu evde yalnız bulabilirim,» diye düşünüyordu. Kat'î kararını vermişti. Beş senedenberi çılgınlar gibi sevdiği yengesine her şeyi anlatacak ve onu göremeden geçırdiği sevimsiz, ıstırablı ve karanhk günI lerinin yıkıcı hâtıralarını çekinmeden sayıp dökecekti. Fakat beyninde silinmek bilmiyen ve büyüdükçe onu biraz daha ürkütüp harab eden istifham, adımlarını kısırlaştırdı ve durakladı. Hafif hafıi çiseleyen yağmur llıklaşarak bıyıklarından dudaklarına süzülürken: « Ya reddederse?ı diye düşündü. O zaman her sey bitmiş; virane bir hayatın sarsıntılı günleri başlamış olacaktı. Fakat, ne olursa olsun, artık bu işi bltirmek lâzımdı. Yengesine kendisini sevdiğini ihsas ettirmiş olmasına rağmen onun hareketleri sadece kaçınmak ve görmemezlikten ibaret kalmıştı. Halbuki her vasfile ağabeyıinden üstündü. 21 yaşına henuz basmış vakışıkh bir gencdi. Ağabeysi bir fibrika işçisiydi, kendisi ise blr ayakkabı dükkânmın sahibiydi. 25 yaşının olgun güzelliğini, mütenasib vücudü, iri gözleri ve etli dudaklannda toplayan Huriye, her ne pahasına olursa olsun, kendi mah olacakb. Dükkânının kepenklerinl kaldınp vitrin camlannı silerken gözü saatine ilişti: Sekize çeyrek vardı. Ağabeysi evden aynlah on bes dakika oimuştu. *** Saatin devamlı blr parazlti andıran çalışı üzertne yatağında doğrulan adam, kansının mlnderin üzerinde duran labahhgını çekerken «Huriye, kalk yavrumı diye sesleniyordu. Gene kadın nfak yorganm »çıkta bıraktıg1! omuzunu ovBİarken: «Arif.ı dedi. «Mangalı eşele, çaydanhğı koyuyer, biraz açılayun.ı Küllerin arasına itinalı bir sekllde gömülmüş bulunan komflrler küçük odanın havasını kırarken gene kadın kocasının dlzlerine uzanmıs, «korkuyonım!» diye mınldanıyordu. «Halid, komşularla beraber elduğum zamaolarda bile, yanıma gelip sırnaşıyor. ElSlem va ziyeti anlarsa rezil olacağız!» Bardaktaki çayı sinirli hareketlerle son defa yudumlayan adam: «Böyle kardeşe lânet olsun! Artık konuşmıyahm» dedi ve pardesüsünü sırtına çekerken kansını teselli etmek istercesine kınk bir tebessümle: (Sana da bu kadar güzel ol diye kim söyledi!» dedi. Huriye, kahvalb tepsisinl kaldınp henüz sedire uzanmıştı ki kapı bir kaç defa vuruldu. Bu saatte kim gelebilir, diye düşündü. Her halde bitişik komşunun kızı labah çayına geliyordu. Sabahlıgının düğmelerini iliklemeye lüzum görmeden aşağı indi ve kapıyı araladı. Karşısında halid duruyordu. Oldukça heyecanh görünüyor, fakat belli etmemeye çalısarak titrek bir sesle: tGirebüir miyim, yengeciğim?» diyordu. Halldin bu saatte gelişinin sebe *•* Jandarmalar 18 senellk mahkümun ellerine kelepçeyi takarlarken o yutkunarak mmldanıyordu. (Bir aşk İçin 18 sene.» Siz ne dersiniz? İr Bir yola beraber çıkar.lann beraber dönmesi lâzım gelmez. İt Sevgi, her yolda en lyi kılavuzdur: İhtiras halini «lmamak şar tile. •• İnsan hergfin blr kere gülmelL * Hiç olmazsa, içinden. İr Beğemediğimiz klmseler olabilir. Fakat kabahati daima onlnra değil, biraz da kendimize bulmalıyız. if îlim ancak ruhîan nurlu olanlarm gözünü kamaşürmaz. İf Sigaranın ilk nefesi, içkinin ilk yudumu gibi aşkm da «seviyorum» dediğimiz ilk anı tathdır. V. Gautier •jr Almteri ve nasır, çalışan adama en kı>Tnetli nişandır. + Başkalarmdaki mezijretleri değil, kendimizdeki kusurlan görmeliyiz. İ \ Arkadaşlanruzı bir müddet uğraş.rmak isterseniz onlara şu oyun! teklif edebilirsiniz: Bir kâğıdı evvelâ yukandaki biçimde ke?eceksiniz. Sonra bunu, yalnız 3 makas vuruşta o şekilde par çalsra ayıracaksınız ki bunlan bir başka kâğıd üzerine yapıştırarak üç kaJb meydan gelsbilsin. Ş A K A HÂDİSE Hollyvvood artistlerinden Mri telefonu açtı: John, aen misin, aekerimT Bizim ev yanıyor. Çabuk gazetelere haber ver, resmimi bassınlar. Güzel bir reklfim olur, değil mi? Kapatmak üzereydi, ilftve etti: Vaktin olursa bir de itfaiyeye hab«r ver, olmaz mı? T A R A F I CENNET Kont cenablan, yeni Fransu •amlanndan birine, Cenneti teavsil eden blr tablo ısmarlamiftL. Ttnıınm tabloyu yapıp geÜrdL Kont resmi uzun uzun tetkikten sonra bir nok. taya ltiraz etti: Güzel, ho| ama, meleklerden birinin ayağına iskarpin geçirmis Biür misiniz ki... Göriişünüz kuvvetli mi? Buradaki şekillerden hangisi diğerinden büyükrür? îhi nerede? Hizmetçiler Nihayet kitablann blr işe yaradığını gördük! ... Bir istatistiğe göre, yeryüzünde hâlâ çırılçıplak yaşıyan 310 milI yon insan vardır. KUYRUK Evet. Ne var bunda? ... Yan vahşi memleketlerde yp Ne var olur mu! Siz hiç iskarÇocuk babasına tordu. şıyan 700 müycn insanın da arcak Baba, yılanm kuyruğu rar pinM melek gördünflz müT kısmen örtülü olarak gezdikleri de Ressam güldfi: mıdır? a>Tiı istatistıkte bildirilmistir. Vardır, yavrum. Zaten başka Affedertiniz ama, siz Ukarpin... Bu hesabca. yeryüzünde anca'< 1 milyar 350 milyon kişi giyimli birseyi yoktur. slz melek gördünüz mü? yaşamaktadır. ... Bueün bütün dunyada 68 milyon 700 bin otomobil vardır. ... Bunun üçte ikisi Amerıkadadır. ~* Tflsflffln tsfi ntootgiıııden kflçüic ama, t&Hmln ettiğim* .. İngilterede 3.230.530, Frar^sada büyük. Teşekkflr •derim! 2.242.000, Batı A'rnanyada 984.0CC, Italyada 581.000, Belçiçksda 415,000 AŞKOLSUN! otomobil vardır. Kaç yaşmda âşık oldun? ... Yeryüzünde ilk fillsr bundan Otobüs bsrd«Bbire durunea deu Haürlamıyorum. Fakat her 35 milyon sene evvel yaşamıştır. kanh fltao ***~»» flıeılm ytrvar halde kendiml bilmeden evvel. Fakat o tarihte fillerin boyu sıpa kadardı. Difleri de bugünkü kadar K«dm hiddatte haykırdı: uzun değildi. Kor DflfflB be, aptal herif! ... Bugün, tutuştuğu zaman, neşll rettiği bir gazla atesi derhal sönbsfmt kaldınp hayretle düren kumaşlar yapılmaktadır. Bu bakta ve Mikantaya gülümMdi: kumaşlar yıkandığı takdirde hassalarını gene muhafaza etmektedirler. TANASİBt jhi arkaclj^ araandat Şu adamı gArüyor musun? O bana, ben ona gıpta ediyoruz. j OlabiHr. İnsanlar hep öyledir ; Resiır.rie gordüğünüz iki hayvauın sahibi onlar su içerken, ortadpn kaybolmuştur. Nere "e gizlenmiştir, bulabiür mim;r? Hay«r, bizhnld baeka türlü: lldmia de aym kızı seviyorduk, sonunda kızı ben eldna. BHMECB Gazetedekl htlmecc'yi halle çaOkumaysn çocuğun ileride ışıyordu. Arkadaşma sordu: h^i' o olur, b ; ' r r ımıc:m? > j «Su» manasına gelen bir ke Biliyorum, baba. Çok feci iime biliyor musun? o!ur: Evlenmek için zeogia bir kız ı TahU: >SaU I arar, durur. K.ş BTİıçesinin Gülleri KA ME FA Yünlüler: Meseielerın haüedılmış şekillerı gazetemızin 4 üncü sahifesindedir Eller yukanl N'işanhmla Uk gec* bu kanap«4« bulugmujluk. l^te bak. k*nditi hâlâ oıadat Piy3Saya <ıkü. Tutan satış: Âşir Efendi Cad. No 4 t < Kumaş kenaruıdaki KA MF FA markasına dikkat.