25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 Ağustos 1950 CUMHURİYET İIIDIIIIIIIIIIIIIIIIIllllllllllllllllllllllllllllllllllllll F A N T A ZI ıııııtıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı Ingiliz görüşüne göre aşkı yasak etmek lâzım! herkese teşhir etmek istiyen bazı erkekler de mankenle evlenir ve altı ay geçer geçmez kanlarının milletlerarası vaziyet hakkında hiç bir fikri olmadığını anlayarak sinirlenirler. Başkâlan 17 yaşında bir kız bulur, hiç düşünmeden alır. On beş sene geçtikten sonra da kadın hep 17 yaşında kalmadığı için de hayal kınkhğına uğrar. Her şeyi bilen, okumuş kadınla evlenenler de vardır. Bunlar lâf ve bilgi bolluğunun, güzellik ve ahlâk yumuşakhğının yerini tutmıyacağım son radan anlasalar bile iş ışten geçmiş olur! w Fakat kan koca birbirlerile mükemmelen uyuşmuş olsalar dahi aralanm bozacak çareler ve yollar bulunur. Bunlardan biri ve en mühimmi «balayı» zıhniyetidir. Bır çok kimseler evlenmeyi sonu gelmiyecek bir «balayı» sanır'ar. Bu zavalhlar evlı çiftlerin hayatlannı ay ışığı altmda, romantık şatolar gölgesinde elele tutuşmuş olarak gezmekle ve denizin hafıf mtnltısını dinleyerek birbirlerine asklanm terennüm etmekle geçirdiklerine inantnakla kalmazlar. Bunu tatbika kalkarlar. Hemen bütün filmlerde ve mecmu alarda okunan hikâyelerle radyoJa temsil edilen piyesler size mevcud rahatsızlıklann hepsinden vahim olan bir hastalığı aşırlar: Bu hastalık aşktır; bunun bir ismi de ımuvakkat erken bunama» dır. Bu afetin başhca flraa funlardan Ibarettir: 1 Mikrob genc ve güzel bir kız (bazan genc ve güzel olmıyabilır) şekline girerek saçma sapan ve beylik sözler söyler. Fakat o kız aize Oscar Wilde'den akıllı, Pascaldan derin ve Bernard Shaw'dan orijinal görüniir. 2 Sizi: Canım, şekerim, hayatım, yavrum gibi bir sürü manasız ve lüzumsuz isimlerle çağırır. Siz de ağzınız kuiaklannızda bunlan mest olarak dınlersiniz. 3 Kızın Unesco ile Birleşmiş Mılletler arasındakl farktan haberi yoktur. Siz bu bilgisizliği onun masumiyetıne hamlederek hayran olursunuz. 4 Onun iiz« karşı bir kokot, başkâlan öniinde de gözleri yerde, en ehemmiyetsiz sözden kızaran 15 yaşında bir mekteb talebesi gibi hareket etmesini istersiniz. 5 Başkalarile flört edip size karşı insafsız davrandıkça ona bir demet çiçek alır ve özür dilersiniz. Kabahati büyükse mücevherlerie donatırsınız. Bu şekilde hareketleri teşvik eden bazı iddialar da var. Meseli derler ki «sevmek o kadar tabiî bir şeydir ki hayvanlar da bile ask görülür.» Ben havvanlar hesabına ortaya atüan bu iddiayı protesto ediyorum. Hiç bir ayının kansına elmas, yüzük aldığı görülmüş mii? Daha fenası aşkla evlenmenin daima birbirine kanştınlmış olmasıdır. Aşkın tabiî olduğunu kabul etsek dahi bence onu evlenme bah sinden ayn mütalea etmemiz icab eder. Insan karısıru veya kocasını en gayrimüsaid (artlar altında seçer. Evlenmeğe ne zaman karar verirsiniz? Tanıdığınız bir kızı sevdiğiniz, yani onun budalalığı size aklı selimin ta kendisi, şımarıkhklan, cana yakın hareketler, hodbinliği bir nevi şaka ve yüz güzelliği insanda aranan en yüksek meziyet gibi göründüğü bir zamanda! Ben bu hususta şu tekliflerde bulunuyorum: 1 Film, roman, hikâye ve resimle evlenme lehinde yapılan her türlü propagandsya bir suç nazarile bakılsın ve mütecasirler sevgiHlerile birlikte beş sene müddetle ıssız bir adaya sürülsünler. 2 Aşık olan lar da aynı şekilde karantinaya tâbi tutulsunlar. 3 Aşk yasak edilsın. Evlenmeye gelince, o, ayn dava. Evlilik iyi bir müessesedir, fakat bütün mesele evlenmiş bulunduğunuz kimsenin liyakatine bağlıdır. Evlilikte saadet herkes için müm kündür. Elverir ki cş iyi seçilmis olsun. Kan veya kocarun mükemmel olması sart değildir. Yeter ki biri ötekini tamamlasınl Buz dolabınız, gramofon plâğı çalmazsa kızar mısınız? Şapkanızı sakn gibi kullanarak çiçek yetiatirmek aklınıza gelir mi? Halbuki mldesine düşkfln bir çok klmseler aşçılarile evlenlr, sonra da onun bir Georges Sand kadar akıllı ve bilgili olmadığının farkına vararak canlan sıkılır! Kansının güzelliğini ve zarafetini Bu saçma zihniyetin bütün mesuliveti film prodüktörlerindedir. Filmlerin yÜ7de doksan dokuzu kahramanların evlenmelerile nıhayet bulur. Buna amesud netice» gibi güzel bir isim de bulmuslar. ı. Güç başlançıç» deseler çok daha doğru olurdu. Filmleri takib edenlerin çoğu bundan sonra kahraman larm ağac altlannda, plâjlarda öpüşemiyeceklerini, gangsterler peşinde koşarak onlan eezalandıramıyacaklannı, kimse ile uğraşamıyacaklannı, artık evlerine cekilerek yemek pişirmek, bulaşık yıkamak, para kazanmak, mümkünse masraflan kısarak bir tasarruf hesabı açmak, çocuklannı yetiştirmekle meşgul olacaklannı aklına getirmezler! Evlilik hayatmı zehir etmek için bir çare de her şeyi Rözünde büyültmek, en ufak hareket üzerinde durmaktır. Kannız yenı bir şapka alırsa ona hemen müsrif olduğunu, pararun kıymetini bilmediğini söyleyiniz. Kocanız bir akşam eve yanm saat geç gelırse kendisine hemen çıkışınız, bağırınız, çağırınız. Sonra kocamzın sızı lııç bir vakit anlamadığını, sizde saklı bulunan şiır deryasıru göremedığini, senede sizin için binlerce lira harcadığı halde arada bir buket çiçek bile almadığını iddia edınız. Bunun önüne geçmeğe esasen çare yoktur. Artık karınıza çiçek almağa kalkışmsyınız. Çünkü bu sefer de bir demek çiçekle gönlüniı etmeğe çalıştığınızı, kabahatlerinizi bir kaç paraya satm aldığınız baÇeyrek aaırlık mazisl olan ve bir yat çiçeklerle tamir etmeğe uğraş kaç sene dünyayı altüst ettıkten tığınızı iddia edecek. sonra artık maziye kanştığı zaniıeIki kişinin beraber yaşaması ko dilen çarlston dansı Amerıkada yelay iş değil! En iyi erkek uyurken nıden moda olmaya başlamıştır horlayabilir, en tatlı kadın yatakta Mevcud danslardan, hattâ samba ve radyo dinlemesini sevebilir. Fakat raspa gibi en yenilerinden bile bışurası muhakkak ki herkes evla kan Amerikahlar, yeni numaıalar nirken eşini biraz dikkatle yarış bulamayınca eski defterleri karışlarda kazanma ihtimali olan atı tınrken, çarlston üzerinde alâKaylo seçmek için sarfettıği dikkatle durmuşlardır. «Yeni çarlstoncular» seçmese, müşterek hayat çok daha bu dansın «bacakları yormıyan ve muvaffak ve güzel olur. bilâkis, vücudün her uzvunu işEnglish Digest'ten leterek muvazeneli bir hareket ya Almanya İmparatorunun İstanbulu birinci ziyareti münasebetıle eski Chalet köşküne bitişık olarak bir merasim dairesi ir.şa edilmişti. Bu dairenin üst katında resmı kabuller için yapılan büyük salon, devrin zevkine göre itina ile döşenmişti. Yirmi yedi metre boyunda, ve 13,60 metre genişliğinde olan salon, tavanındaki üç büyuk avize ve karşılıklı yerleştirilmiş billur ayaklı altı tane müteaddid kollu şamdanlar tarafından aydmlanıyordu. Yerde Herekede dokunmuş ve hususî tertıbatla salona getirilemiş (renkli, çiçekli, göbekli ve bordurlü büyük) bir hah yayılıyJı. Salonun orta yerinde ve avizelerin altlannda üzerleri mermerden beyzî altm yaldızlı masalar duruyor ve bunların üstlerınde kıymetli büyük vazolar buunuyordu. Salonun diğer tezyınatmı da 3uvar kenarlarındaki sehpalı va H EOİar, şömineler üzerindeki kıy ' metli küçük eşya ile, duvarlar3aki aynalar teşkıl ediyordu. Buyük salonun şimal ve şark :ephelerine açılan yırmi üç pen:eresinde nal şeklinde altm yaldızlı korneşlere takılmış Hereke kumaşından perdeler bulunuyoriu. Duvarlarm kenarlanna aynı kumaştan döşeli sandalyeler konulmuştu. Üzerleri tavan tezyinatında a'tın yaldızlı çiçeklerle süslenmiş T ift kanadlı kapılar koridorlara, •andaki odaya açılmak üzere bes tanedir. Almanya İmparatorunun İs • tanbulu birinci ziyaretinden itibaren muhtelif imparatorların kabul edildiği, misafir kaldıklan bu daire, son zamanlarda milletler bahçeye gidemiyen ve vükelâsııu arası konferanslar için hazırlanır Yıldızdaki (tulânî merasim saloken, eski eşyalan kaldırılmış, bu nunda) kabul eden II. Abdülhaarada büyük salonda kürsü ve mıd, bir yıl sonra Meşrutıyetin sıralarla bir içtima yeri haline ilânı üzerine aynı salonda mebuslara büyük bir ziyafet vermiş ve konulmuştur. onlarla bir arada yemek yemişti Merasim dairesinin büyük saBütün milletvekilleri büyük salonu muhtelif tarihî hâdiselere lona geçip hepsi bırer sandalye sahne olmuştur. 1907 senesi Kur önünde ayakta yerlerini aluıca II. ban Bayramından evvel II. Ab Abdülhamid salona girmiş ve yedülhamide, (muayede için Dol rine oturmuştu. Sofrada Padişamabahçe sarayına gidilmesin, teh hm sağ tarafında sıra ile Sadrılike vardır) diye bir jurnal ve âzam, Dahiliye Nazm, Mebusan rilmiş ve bunun üzerine o bay Meclısi İkinci Reisi Aristidi Paja ram muayede Yıldız sarayı me ve sol tarafında Ahmed Rıza Bey, rasim dairesinin büyük salonun Talât Bey, Manyasizade Refik Biy da yapılmıştı. jrer almış bulunuyorlardı. Altm taht, bugün riyaset kürO gece merasim 'salonunun hasüsünün bulunduğu kısımdaki i lıni, zıyafette hazır bulunanlardan kinci kapı ile pencereler arasına biri şöyle nakletmektedir; (Yekonulmuş, kılıcına dayanarak taht» mek salonu cidden muhteşem bir işgal eden II. Abdülhamıd, salo manzaraydı. Büyük billur ayaknun bir ucundan gelip saçak ö lar üzerindeki fanuslarla, tavanpen vükelânm ve devlet erkânı lardan sarkan avizelerın neşretnm tebriklerini kabul etmişti. tık'erı elektrik ziyalan içinde Bir suikasd korku^ile Dolma tekmil salon yaldızlar içinde par Yıldız sarayının tarihr s Tarihî Odalar: 1 ^ • Yazan: Haluk Y. Şehsuvaroğlu lıyordu Yemek verecek hademenın en büyuk bır vezir üniformasını bile golgede bırakacak derecede muzeyyen ve müzehheb olan allı, sırmalı elbiselerile ortada dolaşmaları, sofra üzerindeki yaldızlı gümüş vazoların, kesme billur sürahilerin, bardakların, altın yaldızlı gümüş tabaklann ve baştanbaşa çiçeklerin manzarası ortalığa bütün bütün göz alıcı bir hal vermişti.) Padişah yerine oturunca salonun kapılan açıldı ve merdiven başındaki yerlerinde bulunan roü zıka, Hamidiye marşını çaldı. Pek neşeli görünen II. Abdülhamid, sofrada mütemadiyen Ahmed Rıza Beyle konuşmuş, Mebusan Meclisı Reısının bardağuıa su koymak suretile iltifatlarda bulunmuştu. Mebusan Meclisi ça lışmalanndan, yeni bir meclis binası ihtiyacından, kıyafet ve fes meselelerinden bahsolunmuş ve Padişah, yemeklerin intıhabile meşgul olduğunu, müzıkanın çalacağı millî havalar için kendisinin emirler verdiğini söylemişti. Ziyafetin bir hâtırasını muhafaza etmek istiyen II. Abdülhamid, fotoğraf çekılmesme de müsaade etmiş ve yemek esnasında bir fotoğraf da alınmışb. Yemek sırası tatlıya geldiği vakit Başkâtib Cevad Bey, Padişahm bir nutkunu okudu. II. Abdülhamid nutkuna ((Milleti Osmaniyenin ve tebaai şahanemin vekillerile, yani tekmil milletimle bu akşam birlikte taam ettiğimden dolayl hakıkaten ve cidden pek memnun oldum) diye başhyor ve bu hâdisenin O«manlı tarihinde ilk defa görülmüş bir vaka olduğuna isaret ediyordu. Salon, alkış âvazelerile, Padişahım çok yaşa seslerile inliyor, II. Abdülhamid tezahürata hafifçe eğılerek verdiği selâmlarla karşılık ta bulunuyordu. Coşkunluğun hâd bir devrinde Padişah, çok heyecanlanmıs, yaşaran gözlerini elile silmiş, bütün mebuslara kısık bir sesle teşekkürde bulunmuştu. Yerine oturuken Ahmed Rıza Beye de (Ömrümde bu kadar mesud olduğum bir dakikayı hiç tahattür etmiyorum.) diyordu. Ahmed Rıza Beyin irticalen (öylediği nutuktan sonra büyük salonu evvelfi Padişah terketti. Şıddetli alkışlara karşı, durarak ve gerilere dönerek mebuslan mu temadiyen selâmlıyordu. Tarihî salonda VI. Mehmed Vahideddin zamanında İs tanbulu ziyaret eden Iran Şahına da bir ziyafet verümi^ti. Merasim köşkünün Cumhurıyet devrinde milletlerarası konferanslara tahsisinden sonra İkinci Abdülhamidin Kayzer Wilhebn'le buluştuğu, bir bayram tebriki kabul ettiği ve mebuslara yemek verdiği bu salon, muhtelif mevzulardaki beynelmilel toplantılara sahne olmaktadır. Çarliston yine moda oldu! ratanı> bir oyun olduğu fikrindedirler. Kocalan rakib iki Kraliçe 1949 Italyan güzollık kraliçesi Fulvia Mitri meşhur bir İtalyan boksorünün eşidır ve onunla beraber, son günlerde NewYork'a gitmiştır. Kocası orada meşhur Amerikan boksörü Jake La Mottn ile çarpışacaktır. Tesadüfe bakın ki Amerıkan boksörunun eşı de vak tile NewYork güzellik kraliçesi seçilmiş olan Miss Vickie dır. Dünyada Neter OluyorT Buda dininin hâlâ anlaşılamıyaıı içyiizü Toplıyatı: A. H. R. Hindistanda doğarak bütün orta nızın bıldıği meşhur bir fıkra varAsya ve Uzakşarkı dolduran mil dır. Ustad, bir ağacın altında oturyonlarca halkm biraz esrarh, biraz muş, jakirdlerine ders veriyormuj. mistik tek inanc kaynağuıı teşkll Aralanndan biri sormuş: eden Buda dini ötedenberi yaban Efendim, görüyorum ki biz» cılara ve Avrupahlara garib bir tabiatin ve hilkatin şimdiye kadar iman ve itikad esası gibi gelmek hiç bilmediğimiz, düşünmediğimia tedir. hakikatlerinden bahsediyorsunuz. Ayinleri, Tannlan ve diğer er Merak ediyorum, acaba kâinatın kân ve âdabı bakımından eski ye bütün esran sizin için tamamile ni Akdeniz çevresl ve baü dinle tmekşuf bilinmif ve keşfedilmiş» rinden birine benzemediği cihetle vaziyette midir? orijinal görünmesi belki de bu yüzBuda gfilarek ayağa kalkmış, adendir. ğacın yere yakın dallannın birinHer ne sebebden olursa olsun den bir kaç yaprak koparmış: Uzakdoğu ve orta Asyada askerl, Işte, demiş, bunlar bildiklesiyasî ve içtimaî hâdiselerin son rimdir. günlerde birbirinl takib etmekte Oğrenciler hep birden merakla olduğu şu günlerde Buda dininin aynı suali sormuş] ar: esrarlılığına ve mistikliğine nüfuz Ya bilmedikleriniz? etmek hevesi dünyanm dört köşeAğacda geri kalan yapraklan gös sinde yeni bir heves şekline girmiş tererek cevab vermiş: ve yeni bir moda halini almıştır. Bunlar... Vaktile Ingiliz bilginlerinden A.P. Budizme dair malum olanlarla Sinnet «Buda dininin tarihî esaslannın içyüzü» adile bir kitab meçhul kalanlar bütün gayretlere neşretmiş, bunda garb dünyasında rağmen dâhi filozofun yapraklan yaşayan insanlann Buda dininin arasındaki fark kadar büyük olsa merak edecekleri safhalannı ve gerek. Buda dininin hilkat ve tabiate sahnelerini tarife çalışmıştı. Fakat aid esaslan kitabmda asırlardanberi efsanevî Buda dinmın hilkat ve tabiate bir şekil almış olan Budizmin itikad ve ibadet kısımlanndaki an dair yedi esası şunlardır. 1 «Beden Rupa». Budizm anevî esaslannın teferrüatına nüfuz ettiğini gösterir bir fasıl vücu bu kelimeyi yalnız insan vücudünün maddî kısımlannı içıne alan de getirememişti. Mütehassıslann söylediklerine bir mefhum telâkki eder 2 «Hayat kudreti Prama». inanılaeak olursa bugün artık Buda dininin esrarlı tarafı ancak, hu Insan bedenine yani vucudumüzun dudlan ötedenberi yabancılar ta yalnız maddî kısmına hukmeden rafuıdan güç aşılan fakat şu anda ve onu harekete geçiren kudret. 3 Semavî beden Linga ŞaÇin komünistleri tarafmdan geçilmek üzere bulunan Tibette kalmış, rira». Yeryüzündeki bedenin müsdiğer Asya ve Uzakdoğu memle Iümanların «levhi mahfuz» dedıkketlerinde her husus olduğu gibi leri ılâhî mekânda mevcud esaa kab ve müsülleri. açığa vurulmuştur. 4 «Hayvanî ruh Kama RuTibetteki esrar perdesini kaldırmaya şimdiye kadar yüzlerce âlir>, pa». Bu rnh dünyaya aid beşerl filozof ve muharrir, hattâ şarlatan arzu ve temayullerın kaynağıdır. 5 «tnsanî ruh Manas» ak:l gayret göstermiş, lâkin hemen hemen hiç biri bu yaylalar diyarının hafıza vesaire gibi insanın manevî dinî inanç ve törenlerinin hakikî kuâretlerınin kaynağı. içyüzünü göstermeğe muvaffak o6 «Manevî ruh Budhi» kâilamamışlardır. natın yaratıldığı anda doğup gelıBunlann arasmda en esaslı bilşi şerek bugun yaşıyan insanlann ü« leri toplamış ve en makul müta tünde yüzer gıbı dolaşan yuksek leaları ileri sürmüş olan Fransız varlık. kadm muharrirlerinden Aleksandra 7 «Asıl ruh Atman hayatın David Neel'dir. temel kısmmı teşkil eden kudret Fakat, Budaya aid, bir çokları Arkası Sa. 6, Su. 5 te :•'*.. r 'İKRMETTAMVD VE ^LORRIETTA MELOCHE İKIZLER İKİSİDEAYNI GÜNDE K17AMIKOLMU51AR /OÜNYADA 3 0 0 DEN BAYKU5 NEVİ VARDIR. ;'r • $ fi^ \ IKI5I NE AYNI GÜNDl M>imi AMELİYAFI YAPllMIŞ. IKİ51OE AYNI GUNDE OTOMOBll KftZASl YAPMISLAR HER İKİSİ DE AYNI GUNDf ftYN\ DOKTORUN ELİLt r\ 1 ! ftYNI GOZlERİNDtNPERDt AMELİVATI ÖEÇIRMİŞLERDIR. V ı r \^ tw ffi 16 Kiloluk \ ALA BALIGI nd fjolünde tdrafmddn NELSON HIÛOINS V M BU KABİLE AZALARININ ÇftLDIGl ISÜK 3 Mİl kAESAFEOEN DUYULUR! Hmdistarda her sene 75,000 ÇOÇUKLARI İCIN DUA EDE.REK ESKİ BlR İTIKADA UYUP 135 METRE DİKLİĞİNDEKJ BU TEPEDEN AŞAul KAYARLr>R % / 'TİMMY* KAL6Lİ m KEDIDIR. NewYorkta aithr. ? KADIN KABİLE ERKANl BU ISUĞIN SİHRİNİ GİZLİ TUTAPLAR, VALNIZ NESİLDEN NESİLEINTİKAL ETTİRİRLER. nnu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear