25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
'**" CMÜflüktYET 1 ı İTARİHTEN SAHİFELER Finlandiya mektubları: Mecidiye vapuru Yazan: Haİuh Y. Parlamentosunıı elbirliği ile inşa eden millet Yazan: Haluk Durukal Şeftsüvaroğfu Tlk istimli gemimizl 1829 yılında Ingiltereden satın almıştık. II. Mahmudun bınmesine tahsis edilen ve harb ıçmde Boğazda gemileri çekme hızmetinde kullanılan bu vapurdan sonra da Tersane içm Kebır ve Sagır isimlerile anılan ıkı irtımli gemi daha mübayaa olunmuştu | Istanbul halkı ilk vapura (Buğ gemısı) ismini vermiş ve kadınlar da (Marifetli çark gemisı Ingılizden gelir iyisi) diye türküler tertib etmışlerdi. Ilk vapurlar kendi frenk murettebatıle çalışıyordu. Sonralan bunlara Turk kaptanlar verilmış, fakat çarkçılan uzun müddet hızmette kalmışlardı. 18?9 da gelen Padışaha mahsus vapurun kaptanıle devlet arasında yapılan mukaveleye çore, bu kaptan (devletın bilcumle vapurlarına nazırlık) edecek, (sanıyen cenge mahsus inşa ohm3'3k vaput sefınesıne de kaptanl'k) vapi'akh. Mustakıl olarak Kaptan Paşaya bağlı bulunan Ingiliz denızcısi (T^saneye merbut vapurlann nızam ve tertıbine daır hususlan) gostereeek ve (sonralan bazı vapurlar tıcarette ışleyecek olursa orlann çidiş, gelışmı yoluna koyacak ve bu vapurlardan birine doğrudan doğruya kumanda pdecek ve bu takdırde maaşınc'an başka vapur hasılatı vpkunundan yüzde iki kuruş) alacaktı. IsUnbul Tersanesınde ılk buharlı gfmı 1838 yılında inşa edılmis. ve bir yıl sonra Istanbulla Izmit arasında (Peyki Şevket) isimli ılk ticaret vapunımuz işlemoye başla1945 yılında Tairi Bahrl, Mesiri Bıhri. Eseri Hayır, Peyki Şevket, Htıma Pervaz, Eseri Cedid vapurlan Selânik, Izmir, Izmıt, Usküdar ve Boğaziçine işliyorlardı. Vapurlann çoğalması üzerine bir Vapurlar Nezareti kurulmuş ve bunun başına Ingilterede çarkçılık tahsil eden Salih Paşa f,etirilmişti. 1847 senesinde Galatada yabancı vapurlara mahsus yedi acenta bulunuyordu. Bunlara mukabil o yıl içınde Kurşunlu Mahzen mevkiinde bir Türk Ticaret vapurlan acentası açıldı . Türk vapur acentasının on dört memuru bulunuyor ve buranın mas rafını korumak için sefer yapan gemilerden muayyen ücretler tahsıl ediliyordu. (Cümle vapurlara uç dört kamarot) konulmuştu. Vapurlann temizliğine son derece dik kat olunuyordu. (Gemuk, Izmit, Adalar ve Boğaziçine) işliyen vapurlardan başkalanna birer mahir aşçı da konulmuştu. (Yolcular kaptanın sofrasında taam) ediyorlardı. Vapurlara rağbetin artması üzerine Istanbul Tersanesınde buharlı gemi ınsasında büyük bir faaliyet görülmeye başlandı. Bu yıllarda Türk ticaret filosuna kanşan ve urun ömrünü muhtelif vazifelerde geçıren vapurlanmızdan biri de Mecidryedir . Mecidiye vapuru Taifle beraber 1846 yılında denize indınldi. Abdülmecidin de bulunduğu bir hazer gününde yapılan merasimı şair şöyle nakledıyordu: Bupun kim ruzu hızınn dordüdür Sad hamdola indi. Huzunı nuru neşrinde iki vapuru hoş manzar Mecidiye birinin namı Taif diğerin namı ... Ikı bacalı. iki dıreklı olan yandan çarklı Mecidiye vapuru 37 kadem genışlığınde, 220 uzunluğunda, 1970 ton maı mahrecinde idı. 17 kadem su çekıyerdu. Makinesi 450 beygır ku"vetınde idı On mıl =urati vardı. Guverte üstünde dört Küçük top taşıyordu. Padışahın ismi verilen yeni vapur Tersanemızin ilk ıkı bacalı vapuru idı. Zarıf şeklı üe, içırun tezyınatıle de%Tİnın en giuel, en suslü teknesi idı. Salonu kırmızı çuha, kapı perdelerı, şalâkî kumaştan kanape ve mınderlerle dbşeh idı. Tavanda asılı (efrençkârî lâmbalan'î bir yenilik teşkil edıvordu Tersanenin bu yeni ve güzel gernisi ilk senelerde bır takım resmi seyahatlere tahsis olurHu 1848 senesınde Eflik Beyi Nikolâki Bey Mecidiye üe Istanbula gelmişti Vapurda gördügü intizamdan v« ken Mecidiye vapuru disine yapJan ıkranuian pek mutehassıs olan Eflâk beyı, Padışahın müsaadesıle gemi kumandam <re mürettebatına yırmi beş bın kuruş hediye ettı. 1849 senesinde Çanakkaleye gelerek Turk sulannı ziyaret eden Ingiliz donanması kumandanile görüşmek üzere Istanbuldan Bahriye Meclisi Reisi Ragıb Mehmed Paşa Mecidiye gemisile karşılayıcı gönderilmişti. Bir siyasî ziyaret yapan Ingiliz donanması kumandanile muhin bazı meseleler de göruşulecekti. Bu maksadla Ragıb Paşa daha evvel Mecidiye vapuru ile Tarabya önüne gitmiş ve orada sefır Cannıng ile göruşmuştü. Çanakkaleye hareket eden Mecidıyede sefırin bazı mektublarını hâmil olan Ingiliz denız subayı Slade'da bulunuyordu. Çanakkalede Ragıb Paşanm ziyaretıni Mecidiye gemisinde iade eden Ingiliz Amiralı ve subayları gemiyı pek befienmişler, bılhassa (kumandan kamarasmm ziynet ve zibayişıne dılbeste) olmuşlardı. Ingiliz denizcileri Istanbul Tersanesinde yapılan Mecidiyenin inşa tarzını da pek beğenmişler ve (vapurun palavra, güverte vesair mahallerinın başka başka endazesile resmıni) istemişlerdi. O yıl içinde Mecidiye vapuru dinî vazifelere de verilmijti. Boğaza gelen (Kisvei saadet) Istanbul limanına Mecidiye ile naklolundu. Hacılar da Beyruttan Istanbula kadar Tersanenin bu yeni iki bacalı vapunle seyahat etmişlerdi. Mecidiye gene 1849 da Akdenizde batma tehlikesine duçar olan Fransızlann Ligork isimli vapurlannı kurtarmif ve bu hareketinden dolayı vapur süvarisine Fransız sefareti vasıtasile bir teşekkürname gönderilmişti. Hk kumandanı Osman Bey ismınde bir zat olan Mecidiyenin çarkçılığmda Unyell Mehmed E c Münevver olmak modaya uygun elbise ve şapka giymek, kolalı gbmlekle gezmek değildir. Münevver rümre; mületin yajı ve başındakl iki beyni sayılır. Okuyarak memlekete hizmet yerine kahvelerde iskambil ve domino ile vakit geçirenler hakiki münevverler deîildirler jonlar münevverlerin küflenmişleridir. Vatan için yaşamak, vatanın ilerlemesi ve yükselmesi için çalışmak da vatan için ölmek kadar şereflidir. Finlandiyanın sığır bacağı gibi kuvvetli, yalnız top tepmes;ni bılen ınsanlara ihtiyacı yoktur Fin milletini fıkir, ahlâk, sosyal ekonomi ve ticaret bakımmdan yükseltecek insanlara ihtiyacı vardır.» diyen bugünkü Fin kültürünü yaratan öğretmen Snelmandır. Snelman bütün hayatını memleketinın hizmetlerine vakfederek yorulmadan kby köy gezıp «Bataklıklar memleketini», «Bevaz Zambaklar Dıyan» halıne getırmiştir. Finlandiya üç buçuk milyonluk nüfusile sade kültür sahasında değil, aynı zamanda içtimaî sahada da bugun elbirliğinin en güzel omeklerini dünyava vermektedır Snelman 60^ene önce Fınlandiyada yaşıyarak ölmüş tek bir vatanperverhk orneğı değildir. Onun milletine aşıladıgı ruh ve fıkir nesillere intikal ederek bupünkü Finlandiya doğmuîtur. Her Fmli; bugün öğretmen Snelman'ın fıkirlerindeki feragat, vatanperverlik ruhunu TÎ^ mettiğınden ezici ve küçüklere saldıran komşusu Rusyanın korkunc buyüklÜEİınü kendme inanmıs bir ffndı kullanılıyordu. Fakat vapurda insan haleti ruhiyesile gözünde küayrıca dort tane Ingiliz çarkçısı da çultmekte, vatanını herşeyden ; isvardı. tün ve büyük göıerek ona göre ^aMecidiye, Kınm harbinde Kara hsmaktadır. denizde asker ve mühimmat nakliElbirliğini her sahada tatbik ede yatında kullanıldı ve uzun seferler rek muvaffakıyet kapısını açmış neticesinde e?aslı bir tamire ihtiyac gösterdi. Istanbul Tersanesinin olan Finlandiya, Avrupanın en büfazla dolu olması yüzünden Isken yük ve mükemmel bir ganat abidesi deriyede havuzlanması düşünülmüf, olan Büyük Millet Meclisi binasını, fakat sonra bundan vazgeçilerek bu elbirliği sayesinde çok ucuza gemi Tulona gönderilmişti. .Mecidiye maletmiştır. Bu muazzam binayı mıhmandanm şunlan 93 harbinde Karadeniz ahsab filosu gezerken nu teskil eden gemiler arasında bu «öyledi: € Bu binayı eğer başka bir lunuyordu. Bu filoya Liva Ahmed memlekette yapsalardı muhakkak Paşa kumanda etmekte idi. 93 seferinden büsbütün yorgun ve ki muazzam bir paraya mal olurdu. kohne olarak çıkan Mecidiye yeni Fakat Fınlandiyada çok ucuza cıktamırler gorerek nakliye seferlerine mıştır. Çünkü desinatdründen mermer işçısine, hattâ sıvacısına kadar verildi. Bazan uzak Hmanlardan bütün inşaatta kendi arzularile el Istanbula asari atıka. tunç toplar, emeği almadan çalıştılar. Kimse bazan Karadenızden komür ve kedevletin nrtmdan biran olsun gereste yıikleyip geliyordu. çinmeyi düşünmedi. Aksine olarak Şerefli seferler yapmış, batan bir memleketine hizmet için bunu bir gemiyi kurtarmıs olan Mecidiye *>u fırsat telâkki ettı. Bu bina nihayet jaşlı yıllarında 1880 yazında Biço her Fınlinin hürriyetine, istıklâlıne Andriya isimli bir Italyan kaptanın aid kararlan verecek kendinın seçsüvar olduğu bir yelkenliye çarpıp tiğı milletvekıllerinin oturacağı hasara uğratmıştı. kendi parlamentosudur. Parlamen1888 yılında Mecidiye vapurlan toda dekor için Italyadan getirilen nın bazı yerlerınm (müceddeden mermerlerden baçka herşey yerlı imaline) lüzum görülmüştü. Tersane ambarlanndan verilen keresteler de geminin ömrü uzatılmaya çalışıldı. Bir müddet daha Karadenizden kömür ve kereste nakline memur edildi. Bundan kırk sene kadar evvel de Tersanemizde ilk yapılan bu iki bacalı vapur artık seferlere tahammülü kalmadığı anlaşılarak fesholundu. Muhtslıf memlekctlerin biz« tanıdıkları tıraj haklarımn, müddetın dolmuş olması dolayısüe lnıllanılamadıgı Iddıa edümektedır. Kendısile gdnısen bir arkadaşımıza. Merk« Bankası tstar.bul şubesl Muduru Fahreddln Ulaş alınan tertibat nyemnd* bu wtn» ttraj hHklarının hepslnin Umtmm kulUnıl. dığmı bıldirmistlr. Rusyada temizlik Toplıyan: A, H. R. Her zaman olduğu gibi, son altı ay zarfında da Sovyet Rusyada yeni bir temizlik ameliyesi tatbik edılmekte bulunduğu hakkındaki söylentilenn bır türlü ardı arkası kesilmedi. Böyle bir temızliğın yapılmakta olduğu hakkında ısrar edenler bılhassa orada memleketlerini temsıl etmek vazıfesüe mükellef bulunan yabaruı dıplomatlardır. Bazı yarıresmî bolşevık makamlan şayialan yalanlamağa kalkışmakla beraber Kremlin bu hususta resmi hiç bir şey soylemiyor ve susmakta devam edıyor. Avrupa basını ise temizliğin icra edılmekte olduğuna dair bazı deliller ortaya atmakta ve bu arada Sovyet Rusyayı bızzat kendi ve yan resm! gazetesi olan Pravda ile ilram etmektedırler. Bu gazetede geçen yılın eylul ayından itibaren şu vefat haberleri ve ölüm ilânlan çıkmıştır: 2291949: Rusyanm Genelkurmay başkan vekili D F. Gasparyan. 18101949: Sovyet Mareşah İvan Tolbuşin. 6121949: Asker! Şura azasından Orgeneral İ. Rogof. 16121949: Korgeneral. S Barişev. 26 12 1949: Topçu kurmay heyeti komutanr Korgeneral J. Tulowski. 50 yaşında 311950: Tümamiral N. Sajas. 60 yaşında. 611950. Tümamiral B Romanov 48 yaşında. 1111950: Ordu sağlık daüesı müfettişi Dr. Korgeneral M. Medwecev. 61 yaşında 2221950: Tümgeneral İ. Fecankin. 1631950: Son vazifesi Baltık ve Doğu Prusya komutanlıgı olan Korgeneral Şanibadse. 49 yaşında. 1731950: Ordu nakliye dairesi miş ve hem de işçi çocuklannın ahlâk »eviyeleri yukselmiştir. Bunun bir başka faydası da tatıl gunleri bıiyük jehırlerde gezmeğe gidenlerin göze almak mecbunyetınde olduklan masrafla zahmet ortadan kalkmış ve isçiler tabiatten daha bol faydalanma imkânma kavujmuşlardır. Finlandiyanın 1937 de kabul ettiği anneliğe yardım, 1944 te evlenmeyi tesvık, 1943 te çok çocuk kanunlanndan mükemmel neticeler elde edilmiştir. Bu kanunlar sayesinde yüz binlerce Fınlandıyalı mureffeh bir hayata kavuşmuştur. 1939 FınRus harbinın ağır borclarını öderlerken çalışma sistemlerındeki mükemmellik «ayesınde ıstırablarını hafifletebilmişlerdir. Adedleri yüzleri geçen içtimaî vardım cemiyetleri de hükumete jardım etmektedırler. Bunların içerisinde Finlandiyanın kahraman başkomutaru Mareşal Mannerheim'in admı taşıyan teşkilât en muazzamıdır. Mannerheim teşkilâtmda evleri gezen (ıHalk sağlığını koruvan hastabıkıcı» ile «önleyıci doktorluk» kollan Fin genclerinin sıhhatlı yetişmelerini temın etmektedirler. Helsinkinin içerısmde muazzam bir bina vardır. Bu bina 500 yataklı hem çocuk hastanesi hem de çocuk has tabakıcısı okuludur. Binanın dışı ve içi çocuk desenleri ve minyatürlerle süslüdür. Çocuklara aid oda Oluvct Parlamento binasında koridor malzemeden ibarettir. Yedi kath binada her türlü konfor düşünülmüş, elli kadar salonla yüze yakın oda mevcuddur. Altı senede yapılan bu bina 92 mılyon Fin markma (4 600 000 T. lirasıi mal olmuştur. Her Finli kendi emegile meydana gelen bu binadan haklı olarak bir iftihar payı bulur ve bunu her yabancıya tekrarlamaktan da gururlanır» dedi. *•* Finlandiyada içtimai tesanüd her sahada »ekıllenmiş. adeta bütün memleketi kaplavan bir ağ haline gelmiştir. Bugün Finlandiyada 16 vasma kadar her çocuğa hükumet aylık verir Her çalışanm devlete verdigi ufak bir miktardan dağıtılan bu para iç ekonomiyi canlandırmıştır. 1917 senesinin martında çar lık Rusyadan kurtularak hürriyetini kazanan Finlandiya, dünyada ilk defa, bundan 33 sene önce 8 «aatlik mesai prensipini kabul etmistl. 1919 Washington Beynelmilel Çalışma konferansile sonradan bütün medenî milletlerin kabul ettiği bu prensipin Finlandiyada erkenden tatbik edilmesinin sebebi işçılere kültürlerini arthracak, kitab okuyacak zaman bırakmak içindi. Finlandiyada endüstri sistemleri de henüz Avrupanm vâsıl olamadığı devrededir. Zira bıgün Finlandıda endüstri dünyada ilk defa olarak kbve kadar sokulmuştur. Uç yüz ile beş bin nüfuı arasındaki köylerde küçuk endüstri sistemleri kurulmuştur. Bu santrallar sayesinde büvük şehırlerde dağınık bir şekılde bulunan fabrıkaların kontrolsuz ve bakımsız işçi hayatları kontrol imkânı bularak işçi ahlâkı vasptın üstünde k?labılmektedir. Elde bulunan mevcrud istatıstıklerde gorülduğü veçhile uKöy Endüstri Sarrtrallan» mıntakalarmda hem mesken buhranı mevzulan halledıl Marcşal Tolbu|in komutanı Korgeneral D Tanski. 2131950: Orduda Politburo tem silcileri şefl Korgeneral İ. Millin. 42 yaşında. 74195P Orgeneral M Reiter. 1241950: Asker! Sağhk Surası üyelerinden Korgeneral D Kırilov. Dığer taraftan aynı devre esnasında ölüm tarıhleri zikredilmiyerek âni bir şekilde vefat ettikleri haber venlenler de şunlardır: Bakanlar kurulu başkâtibi Jegorov. 48 yaşında. Bırinci sınıf elçilerden P. Amurov. Fılmcilik işleri bakanı A. Kopilov. 43 yaşında. larda onlann boylanna göre masa ve iskemleler, küçük fayans banyolar vardır. Binanın merdivenleri ortadan ikiye ayrılmıştır. Çocuklara aid olan basamaklar alçak, tam onlara gdredır İçeride bulunan her eşya çocuk desenlerile süslüdür. Hem hastane, hem de bir nevi okul olan bu binada çocuMara her işlerini mümkün olabıldiği kadar kendilerinin görmeleri fikri asılanmaktac'ır. Beş yüz çocuk ve üç yüz hastahakıct namzedini banndıran bu oLastenlinnai) hastanesine devlet hiç yarlım etmemekte, masrafını doğrudan doğruya hayır cemiyetleri varidatlarile karşılamaktadır. İşte burası Sn^lman'm Beyaz Zambnklar diyandır. Fın'andivada her binanın önünde bir iki satırh bir öğüd yazılıdır. Snelman'ın mezarının başında da şu cümleler var<t Sen ne Sezar'dın, ne Napolyon'dun. Hıç bir karış toprak zaptetmedin, hıç bir damla kan akıtmadın Fakat büyuk futuhat yaptın. Finlandıyayı cahillerden kurtardın. Kafalarına. kültür aşılayarak medenî yaptığm, vatanseverlık ruhunu asıladıgm Fin milletine teslim ettin, milletinin sağhğı ve kulturü için uğraşan büyük kahraman namın ebedıleşti Senin heykelin yok, fakat en güzel heykelın medenî ve ahlâklı Fin milleti, Fin gencliğidir.» Askerî Şura başkâtlb muavlnl A. Pitikov. Fen Akademisl n**mnAmy\ Pro£ N. Lusin (ölümünden bir müddal önce Bablılara karşı temayul göatermi|ti) «Pravda» gazetesi büriin bu ölenlerin arkasmdan acıklı ve Svucü yazılar yazmış, Sovyet Rusyama kıymetli elemanlannın haüra»ının milletin kalbinden hjç bir zaman çıkmıyacağmı da ilâvt etmi|tir. Acaba, kısa bir zaman İçerisinde arka arkaya dünyalannı değiştlren Sovyet idare ve ordu «damlarının kaybolmalarını basit bir tesadüf* hamletmek mümkün müdür? Vefat edenlerın bilhassa yüksek Sovyet Şurası üyelerinden veya genel kurmay mensublanndan olmalan dikkati çekmektedir. Aynı zamanda bunlann hepsi Zıdanov'un taraftandırlar. O Zıdanov ki, 1946 da kızıl çarhğın Stalin'den sonra en büyük şahsıyeti olarak ilân edilmişti. Zıdanov 1948 de, Stalin'in eskl kâtibi Malenkov ile mücadele etmekte olduğu ânuı en hararetli bir devresinde öldü ve onun yerine Malenkov'un geçeceği hakkında çok ısrarlı söylentiler dönüp dolaşmağa başladı. O arada da şu zatlar hayata ebediyen gözlerini yumdular: Partinin tanınmış ideoloji mütehassısı Aleksandrov. Ordu nezdindeki siyasî müsavlrlerden Şatolin. Moskova parti bsşkanı Popov. «Pravda» başmuharriri Peter Pospelov. General Radinov. Politburo üyelerinden ve Eğitira Bakanı Voznesenski. Leningrad partı başkanı Kusnetzov. O kadar kurbana rağmen Zıdanov'un adamlan aleyhindeki mucadele bır türlü sona ermedi ve Sovyet hükumetinin başında ve ordunun yüksek mevkilerinde bulunan. kimselerden bır çoğu yemden yavaf yavaş kaybolmakta devam ettıler. Olağanüstü ölümler, yüksek Sovyet Şurasının bile dikkatini çektl ve meseleyi incelemek ihtiyacını hissetti. Vakıâ 1949 yıhnın 22 eylulünd* Genelkurmay Başkan vekili Gasparyan'ın âni vefatı üzerine Savunma Bakanı Mareşal Vasiliyevski tarafmdan bır tahkik komisyonu kurulmuştu. Fakat komisyona Stahn in başkanhk ettiği merkez komıtesine mensub iki zat da dahildi. Onun için tetkikler kat'î ve vazıh bır neticeye vâsıl olamadl. Çünkü Garparyan'ın bizzat Stalin'in kurbanı olduğu »öyleniyordu. Bir müddet sonra, yani aynı yılm 18 ekiminde Mareşal Tolbuşin öldü. Kendisine eayet tantanalı bir cenaze alayı yapıldı ve garibdir ki bu hâdise Gasparj'an'm vefatı kadar dedikoduya rebebıyet veren bir vaka olmadı. Çünkü tam o nrada Gasparyan'ın ölümün le hiç bir fevkalâdelik olmadığma dair tahkik komisyonunun raporuna dayanarak Kremlin bir teblığ neşretmiçti. Halbuki Tolbuşin, Zıdanov'un en samimi arkadaşrydı ve Titonun kominformla alâkasının kesiimesi işini birlikte hazırladıklan rivayetl de ortaya çıkmışü. 16 aralıktan lonra iki general daha vefat etti ve yemden bir tahkik komisyonu daha teşkil olundu. Bu defa heyete Stalin adma Malen , kov memur edilmişti. Böyle bir tayinle birincl tahkik komisyonunun uğradığı fiyasko örtbas edilmek ısteniliyordu. On gün sonra topçu genelkurmay başkanı da dünyasıru değıştirince Malenkov da bir iş yaparmyacağmı anladı. Fakat inad bu ya.. ocak ayırun iptidasında işe başlı\an üçüncü bir tahkikak komisyonu daha vücude getirildi. Bunun da mesaisi boşa çıktı. O zamandanberi hâlâ Sovyet devlet adamlan ve ordu şefleri birbiri ardmca ölüp gitmekten geri kalnııyorlar. Salâhiyetli mahfillerde soylendiğme göre 30 yıldır zaman zaman alenî olarak yapılan komünist temizliğı artık davulsuz zumasız, sorgıısuz sualsiz ve muhakemesil :a edılmektedır Üstüste ecelıle ölüm şeklınde gosterılmek ıstenılen vakalar da o gizli teraizlığin ye^âne belirtileridir. Tiraj haklanmız kullanıldı Helsinkide Parlamento binası CRANÛ5 A6RAHAMİ TARAPiNDAN TETIŞT1RİLEN BU PATATES'İN ALAMCTİFARİKA5I Yfiu/Z . y BİÇİMİFİLİZ VEmESlOlRİ GÜNDE' iw OEFA YÛRÜYEREK DAĞITMAKTAD1R. ÖR*SÂK"ÜZERKOE 5 2 3 ÇİCEK VARDIR. tedften toplayıp VEFAKSR BİR ÇOBANIN GARİB ANITIHW0 MUSA'NIN 9 9 SENE HER GÜN 5ÜRÜSÜNÜ BEKLEDİĞİ YEREÇOBfiM KILIĞINDA BİR B05TAN KORKULUĞU DİKİLMİŞTİRI Copyngfu opera mundi 0ÇİMİNDE İNŞ^ EDİLMteTİ VE CİN İWPARftTORLÜuUNUN ARMASINI TE^Sİt EDEN W) BJDERHANIN UZERİNDBN YALÜ1Z İMPARATOR GEÇ£BİURDİ. 6PÇİIMB5İ YASAK Ç NINCHEAN OLAN NINCHEANGFOO 212 ŞFNE YOLCULAR BU DEREOEN GEÇMEĞE VlECBUR EOİLMİŞLTO.ÇÜNKÖ KÖPRÜ BİR EJDERHA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear