25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
0 Tmmm ltM CUMHURİYET SEYAHAT NOTLARI SİLAHLANMA YARIŞI: Dünyamn bugünkü kültiir vaziyeti dünyada, aşağı yukarı, onda bir kişiye bir gazete düşüyor, radyoda ise bu nisbet on beşte birdir YEKÜN AFRİKA AMERİKA CENUBI AMERİKA Shakespeare'in « y u• * n • ko Yazan: BURHAN FELEK Bu yazı, daha evvelki mevzula tekabül eder, sanınm. Kitabhanerın önüne geçti. Tıpkı kuyrukta miz önümüzde olmadığı için ezbesırasmı atlayan saygısızlar gibi; re konuşuyoruz, hoş görün.) Evi sonradan bir kasab almış, doğduama sebebi var. Biz bugün meşhur Ingiliz şairi ğu oda, zemini malta nev'inden taş ve tiyatro müellifi Shakespeare'in ; döşelı berbad bir yer, bir de ocak r^luğu ve öldüğü (Stratford on '. var. Shakespeare'in kıymeti neden ^ Avon) kasabasma gittik. Yani A sonra anlaşılıyor da bin sekiz yüz von deresi üzerinde Stratford. Bu j bilmem kaçta Shakespeare muhibkeümeyi Eyvin okursanız doğru ] leri bu evi'satm alıp böyle müze telâffuz etmiş olursunuz. | haline getiriyorlar. Bütün ShaIngilizler, an'aneye, tarihe, hattâ kespeare faaliyeti de bundan sonra efsaneye bağlı bir millet. Vasıtalan j başlıyor. Zaten Shakespeare'e itive şekilleri hep ilerliyen ve deği raz edenlerin dayandıklan noktaen medeniyet onlann bu karak lardan biri de bu. Ne ise o bize lâzım değil. Bu küçük ve 450 seterlerine tesir edemiyor . Eğer bir millet, ömrü kendini nelik ev dolup dolup boşahyor. idare edenlerin maharetlerine gö Herkes küçücük çocuklarile gelire, ilâmaşallah sürüp gidebilen ve yorlar ve Ingiîiz şairi hakkmda çok uzun yaşayan bir süper mah oradaki rrjemurun verdiği izahatı luk ise, onun bir kısım mevcudi can kulağile dinliyor. yeti olan geçmişi ile ve geçmişteki Bu arada dört beş yaşındaki çofikir, huy, âdet, zan ve hattâ vâ cuklardan hiç birinin, himelerile alâkasını kesmesi, var Anne! Ben susadım, dediğini lığını bölük börçük etmesi ve ha de işitmedim, Evin üst katmdaki lini köksüzleştirmesi demek olur. pencere camına bir çok meşhur Ondan dolayıdır ki geçmişinin her simalar elmasla imzalarını çizmiştürlü faaliyetine bağlı Ingiliz mil ler, görülüyor. Bu arada meşhur letinin her işinde bir temadi göze Ingiliz müellifi Sir Walter Scott'un çarpar. Memleketi idara edenler imzası da var. ister sosyalist, ister liberal, isterse Bir de şairin medfun olduğu idmuhafazakâr olsunlar, Ingiliz an'a dia edilen «Mukaddes Teslis» nesine, mazisine, âdet ve masallan kilisesini ve vaftiz edildiği şu çana bağlı kahrlar. Bunu her adımda nağını, hattâ o zamanın nüfus kügörür, belki de Ingiliz milletinin tüğünü de kilisede gördük. Bu kikuvvetini doğuran membsı bunda lisede yerde mezarlar var. Şairin sezebiliriz. mezarı üzerinde d*e kendine atfedilen bir rübai hâkkedilmiş. * * * Bu kilisede her şey Shakespeare e Bu rahmetli Shakespeare hakiaid gibi. Yani adeta evliya haline katen şair miydi, değil miydi? Bazı Ingilizler ısrarla iddia ettikle.^ gîbi Shakespeare, imzasını dahi atamıyan ümmî bir adamdı da zamanın Adliye Nezaretini işgal etmiş olan Bacon ismindeki maruf Ingîliz sıyasisi ve müellifi bütün bunlan onun adı altında saklanarak mı yazdı? Bunu tetkike lüzum görmem. Bu iş belki Ingiliz edebiyat tanhinin bir taharri ve tetebbü mevzuu olabilir; ama bugün Shakespeare mevcuddur. Eserleri, tarihi, efsanesi, heykeli, mezan, müzesi ve kütübhanesi ile. Kasabada kansının evi de müze haline konmuş. Bu evde o zamanın yataklarını gördük. Kalın saç örgüsü gibi hasırlarla yapılmış, acayib şeyler! Nihayet Avon ırmağının kenanna ve pek güzel bir çayır üzerine ve Amerikalılann bağışlaril e inşa edilmiş modem (Shakespeare Hatırası) tiyatrosu var. Içine girmedik. Çünkü pazarlau oynamıyor; fakat festival esnasında Ingilterenin en meşhur tiyatro Artık bu adam mı yazmış, başkası troplan gelip Shakespeare'in esermı yazmış aramanın zamanı geç lerini oynuyorlar. Bütün Ingilteremiştir. Hattâ böyle bir adam haki den, hattâ. dışarıdan gelip bu piyeskatte hiç yaşamamış olsa idi dahi, leri seyrediyorlarmış. Bize gelince, bizzat Shakespeare'in bugün ona mevcud demekte tereddüd etme2dik. Çünkü bir fani, namına izafe edilmiş bir otele mr.in ölümünden sonra ' bırakacağı | dik. Son derece temiz ve her ta' "" her şey var. Eserleri, an'aneleri,' rafı cilâlanmış, fakat 14 üncü asır doğduğu ev, gömüldüğü mezar. yapısı bir bina. Her odanın kapıBütün ölçüleri muhafaza ederek sında şairin eserlerindeki kahrabizde de hâlâ yaşamakta olan Ka manlardan birinin adı yazıh. Bera<3Ö7.ün gerçekten mevcud bir şa nimki Mistres Ford.. Hangi eserdehıs mı, yoksa bir hayal üstadımn dir bilmem. Dostum Vâlânm kakarihasında yaşattığı bir adam mı pısmda da başka bir isim var. Bi olduğunda teıeddüd edenler var diğer odanın kapısında «Aşkın dır; ama bu tereddüdiin Karagözü gayreti boşa gitti» manasma bir bir türlü yok edemiyeceği de mu cümle var. Vâlâ bayıldı buna. hakkaktır. Azizim, şu cümleye bak! Işte bunlar akhn, fikrin mafsal yerle*** Shakespeare'in doğduğu eve git rini teşkil eden sözlerdir. Vallahi, Vâlâcığım. Aptallığıtik. Bütün kasaba zaten 14 üncü asra aid meşe direkler ve aralaıı ma ver, ben bir türlü bu sözün detuğla ile örülmüş duvarlardan ib^ rinliğine inemedim. ret evlerle doludur. Shakespeare'in Dedim, halime acıdı. babası bir eldivenci imiş. (Demek Otel, dolup dolup boşalıyor. yski Ingilterede 16 ncı asırda eldi mekler şöyle böye. Henüz harbden ven giyerlermiş. Bu tarih bizde evvelki kalite ve miktar seviyeY?vuz veya Kanunî devirlerine | sine gelmemişler ama 948 deki sı Dünya Savuhmasında Birleşik Amerika NÜFUS ınooo 2lO.fOS.000 k 105.295.000 .247.711.000 n ASYA AVRUPA OKYANUSYA * 511.642.000 12.111.000 Amerikada beher harb uçağı için ödenen vasatî para miktan Modern harb âletlerinin maliyeti her gün biraz daha artmaktadır. Bu durum Amerikan savunma plânlannda büyük güçlükler husule getirmektedir. Eğer bugünkü silâhlanma programı tatbık edilirse ileride askerî masraflar birdenbire yükselecektir. Büyük bir kısmı harb içinde yapılmış olan silâhlar süratle eskimekte yahud kullanılmaz bir hale gelmektedir. Yeni fiatlar harb içindeki seviyelerini çoktan geçmiştir. Bunların yerme konulacak olanlar çok daha pahalıya mal olacaktır. Kongre, uçakların yenilenmesi için ayırdığı senelik tahsisab 500 milyon dolar arttırmıştır. Bu arada Batı Birliğini silâhlankışık ve kıt durumu atlatmışlar. Güneş batmadan akşam yemeğini yedik ve biraz sonra şöyle bir dolaşalım dedik. Vâlâ, yeşil çayırlarda dolaşanlara, derede yüzen kuğulara, aya, Shakespeare'in heykeline, salkım salkım renkli ampuller vermiş gibi göıünen ağaclaıa bakarak gaşyoldu. Ben seksen yaşıma gelsem bu akşamı unutsmam, dedi. Oradan bizi bir meyhaneye götürdüler. Buranın meyhaneleri de bir âlem. Bir ikimiz bira, geri kusurumuz ispirtosuz gazozlu nesebi meçhul sulaı içtik, çıktık. Kuğular, dere üzerindeki köprü altında bir sığlığa toplanrmşlar, geceliklerini giyiyorlar ken içlerinden ikisi ırmağın uzaklanna doğru süzülüyordu. Vâlâ baktı... Ben: Galiba âşıkdaşlığa gidiyorlar dedim. O tekrarladı : «Aşkın gayreti boşa çıktiD. Ne mükemmel söz azizim. Biraz daha dolaştıktan sonra yavaş yavaş otele doğrulduk. Saygısız saat on buçuğu bulduğu halde gür.eşin etekleri hâlâ saygısız bir misafir gibi sulardan çekilmiyordu. Bir pazar gününün geç kalmış gezicileri yer yer toplanmışlar, günün türlü tatlarmın son yudumlarını içiyorlardı. Her kuytu yerde bir çift dırmak için plânlanmış olan 650 milyon doların kâfi ihtiyaçlan karşılayamıyacağı anlaşılmaktadır. Antikomünist Asya devletlerine de 250 milyon dolar tahsis edildiği malumdur. Fakat müşterek Kurmay başkanı Omar Bradley, Atlantik Paktı plânlannı tatbik edebilmek için, daha büyük bir hava ve deniz kuvvetine ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. seleceği görülür. Bu yukselmenln sebebini göstermek için ordu, donanma ve hava kuvvetierinin kullanmakta olduklan ban •ilâhlana eskl ve yeni maliyet fiatlanndan jazı misaller alalım. Askerl uçaklan Harb içinde b«herî vasatî 500,000 dolar iken bugün yerine koymak için va»atl 975.000 dolara ihtiyaç gösteriyor. Bugünkü uçaklann %80 i harb içinde yapılan eski tiplerdir. Bu duruma göre eğer, hali hazır Kamyonlar: Her üç kuvveün âm kudret muhafaza edilmek istenielinde bulunan kamyonlar, harbden yorsa, 1951 ortasında kabul edilecek olan bütçeye 5 milyar dolar daha kalmadır ve eskimişlerdir. Binlerilâve yapmak icab edecektir. Buna, cesinin değiştirilmesi lâzımdır. Bunbütçede kabul edilecek olan 14.2 lar m beherinin maliyeti evvelden milyara ilâve edecek olursak, as 3000 dolar iken şimdi .iki misline kerî masrafların 19,2 milyara yük çıkmıştır. Meselâ harb içinde 1051 dolara taassubunun bir paradoks olan In mal olan bir jeep bugün 2700 e çıkgiliz meraksızhğına ve görmemez maktadır. Bu hal böylece aşağıya liğe gelmesine güvenerek ağızlan doğru gitmektedir. nın tadına bakıyorlardı. Ben: Tanklara karşı kullanılan (Bazo Vâlâcığım, aşkın gayreti boşa oka) isimli küçük silâh harbde 36,25 çıkmıyacağa benziyor, dedim. dolara malolurken bugün 122 doGözlerini kırpıştırarak baktı: lara çıkmıştır. Bu sebebden yenile Daha belli değil, cevabmı necek bir kısım silâhların satın averdi. Yürüdük. lınması gelecek senelere bırakılO bana Azerî dilinin bazı ince mıştır. liklerini izah ediyor, ben de bu Hava kuvvetleri, yenüenmeye en şivede vaktile yazdığım bir iki şi'ri çok lüzum gösteren hava kuvvetona okuyordum. leridir. Bunların maliyet fiatları da Efsanevî Ingiliz şairi Shakesgün geçtikçe yükselmektedir.peare'in doğduğu kasabada ramaAğır bombardıman uçaklarınnı zan ayının bir dilimile zor ağaran çoğu harbden kalmadır ve 2000 kaAvon deresi üzerinden geçerken konuştuklanmızı Shakespeare duy dan vazifededir. Bunlar yeni bir saydı, Hamlet'i bizi öldürmeğe gön harbde kullanılabilecek derecede emniyetli değildirler. Harbde kulderirdi. lanılan B29 lar 2 milyon dolara mal olurken onun yerine konacak Bir tren kazasında iki oîan B36 yahud B47 jet bombardımanlar 4 milyona mal olmaktadır. vatandafimız öldü Av uçaklarırun da çoğunun modası Akhisar, 5 (Telefonla) Dün geçmiştir. Ve gün geçtikçe eskimekAkhisarın Kayalıoğlu köyünde bir tedüler. Harb içinde 100.000 dolara tren kazası olmuştur. Hâdise şu mal olan bir F47 (bize verilenlerdur: Izmir istikametinde gitmekte den) nin yerine konacak en basit olan 2976 numaralı marşandiz, şeh bir tepkili av uçağı (F80) 150.000 rimizin Kayalıoğlu köyünden ge dolara mal oluyor. Diğerleri heçerken geçidden bir arabaya çarp men hemen iki mislidir. Alınacak mış ve içerisinde bulunan şahıslar yeni malzemenin neye mal olacağı dan muhtar Hüseyin A!i ile Meh kadroya tâbi olup halen mevcud 48 med Ali Güneyin ölümlerine se grupu (tümen) yeni uçaklarla teçbebiyet vermiştir. Bir kişi de ağır hiz edebilmek için 1951 ortalarında yaralanmıştır. Tahkikata devam o başlayacak yeni bütçeye 500 milyon lunmaktadır. dolar kadar bir ilâve yapmak icab edecektir. Eğer Kongreden istendiği gibi 70 grupa çıkanlırsa, diğer Elindeki çamurlar çilli yanaklabir 3 milyon dolara daha ihtiyaç rına, alnına bulaşmıştı. Hali güolacaktır. Bu meyanda yeni hava lüncdü. üslerinin inşası da vardır. Israrla: Ordu ihtiyaçlannı da yerine koy Ben terbiyeli çocuğum, ben küfür bilmem diye, tekrar etti, çi mak pahalılaşmıştır. Bugünkü tank çekleri yolmuyorum, gürültü yap ların çoğu ya eskimiş yahud da modası geçmiş tiptendirler. Bunlar mıyorum ben.. Kediler tekrar duvann çıkıntısı harbde 60.000 dolar iken bugün yeönünde miyavlamağa, başlamıştılar nileri iki misline çıkmaktadır. 9.000 Zavallı beyaz Zümbülün başında dolara mal olan uçaksavar topları modem uçaklara karşı tamamen tetoplanıyorlardı. sirsizdir. Yerine konacak olanlar Çocuk: Zehir dökmeli oraya dedi. Hep tamamen otomatik olup bir kaç misli daha fazlaya mal olmaktadır. si ölür. Sanlı, siyahlı, beyazlı oraEski tanksavar toplan da, yeni ya, sümbüllerin yanına düşe düşe yapılanlar yanında, hiç mesabesinsıralanırlar. Ben de yaptığım evin de kalmışlardır. Harb içinde yapıbahçesinde onlara bir mezarlık halan ve harb sonunda depolanan aszırlarım. Yazık, eve sen giremiyekerî elbiseler 77.60 dolara mal olurceksin!. Seni almıyacağım içeri. ken bugün yerine konması için DeSen beni sevmiyorsun, ben de seni herine 270 $ ödenecektir. sevmiyonım. Kedileri de sevmiyoDonanma da aynı durumdadrr. rum, ağaclan, bahçeyi de sevmi Yenilenecek vasıtalar iki misline mal olmaktadır. Donanma hava yorum ben... kuvvetierinin de 4/5 ü harb içinde Ve ağlamağa başladı. «Sevmiyonım, sevmiyonım..» di yapılanlardan olup yenilenmek ihye. şimdi adeta tepiniyordu. Toz tiyacındadır. Bu sene 678.000 dolara toprak, yaşlar içinde küçük, sefil mal olan bir uçağın seneye 776.000 e çıkacağı tahmin edilmektedir. Dobir şey, «o» nun çocuğu! Fakat sonra birdenbire ffbenim nanma hava kuvvetlerinde de ekçocuğum!» diye, mınldandı. Bir siltme yapılmasına rağmen bunların yenilenmesi için gelecek sene şey, bir aksi sada bekler gibi evvelâ 350.000 milyon daha ek bir ödenek içinden sonra yüksek sesle: <tBealması icab edecektir. nim çocuğum, benim çocuğum!.» Su üstü ve altı gemilerinde de diye, tekrarladı ve onu, o küçük «şeyi» kucağında bulduğu zaman bazı yeniliklere ihfiyaç vardır. Dışarıya yapılan silâh yardımı birdenbire nasıl olduğunu bilmeden şiddetle sanldı, göğsüne doğru ade masrafları da artmaktadır.. Eğer Fransanın savunma kudreti istenıta yarı öfke, yan hırsla bastırdı. Babasvna da böyle olmuştu! Has len dereceye yükseltilmek istenıyorsa bu seneki 645 milyon dolarlık talandığı, o mavi gözler derin bir tahsisatı arttırmak icab edecektir. keder, ümidsizlik içinde aciz ve tcsAntikomünist Asya dcvletlerme limkâr gözlerinden imdad aradığı de yardım düşünülecek olursa bu zaman ona da böyle sarılmıştı. miktarın 1 milyarı bulacağı görülür Hırsla, öfkeyle... Bir takım fenalıkBunlara rağmen Başkan Truman lardan koparmak, öylece kendisine gelecek savunma bütçelerinm daha muhtac, elinde tutabilmek için onu aşağı olacağını beyan etmiştir. da böyle kuvvetle, içi titriyerek Netice: Ne olursa olsun askerî yakalamıştı plânlayıcılar önümüzdeki bir kaç Birdenbire gözlerinden yaşlar bo ay içinde kat'î kararlarını vermeşandı. Çocuğun boynundaki mavi lidirler. Şurası muhakkaktır ki eğer damarları, titriyen kirli, küçük du Amerika, Batı dünyasmı savunmak daklan, imdad arayan, yaşlı mavi istiyorsa halihazır plânları tathik gözleri görmüştü. Şimdi güneşi, gök etmek zorundadır. Bu da ödenetek yür.ünü, ağaclan da görüyordu. Na olan dolar miktarmda büyük biı sıl olduğunu bilmeden birdenbire yükselmeyi göze almakla kabil olabahçe ile, ağaclar, çiçeklerle bera bilir. Aksi takdirde askerî plânlaber yaşamağa başladığını hissetti. yıcılar tarafından tesbit edilen saAylardanberi ilk defa gözyaşlan vunma kudreti vasattan aşağı düarasında gülümsedi. Bahar gelmiş şecektir. ti, ne kadar zamandır gelmesini (World News'dan) beklediği bahatl Remzi GÜRDAL 8AŞIN \ÜNLÜK 6AZFTt SASKJSAVtS/ 2lt.Tt4.700 l.f20.6S» St.ISS.7S0 7.302.500 27.423.400 n ».776.000 4.IS6.000 RAÛVD f27.24« PIUM KOLTUĞU 5.4*8.600 10.412.443 S4.20Z.ril 2.241.057 V I77.6S0 IS. 107.000 1.51» 000 4.146.000 If.016.000 1.619.000 44.I7S.tOO Dünyanın kültür vaziyetini gösterir kroki Sabahleyin işinize giderken bir 6 kişiye bir radyo, 12 kişiye bir si gazete düşer. En çok radyosu olan gazete aİmayı âdet haline getirmiş J nema koltuğu düşüyor. millet, Amerikalılardır. Ora^ı iki Kıt'alann k ; irce en geri olanı, kişinin bir radyosu varken, Habesinizdir. Çünkü bu bir medenî ihtiyaçtır. Olup bitenlerden haber şüphesiz, Afrikadır. Afrikada 100 şir' ''•> iki bi^ kişiys bir radyo almak hakkı demokrasilerde nasıl kHye bir gazete, 150 kişiye bir rad isabet etmektedir. nema koltuğu ana hürriyetlerden biriyse, dünya yo. 140 kişiye bir Dünyanın en çok film yspan hâdiselerini merak edip öğrenmek düşmektedir. memleV'" Ameıikaclır. Ondan sonde medeni bir vazife halini almışra da zannettiğiniz gibi. Ing'l' ro *** tır. Bize bu rakamları veren Unesco veya Fransa değil Hindistan gelFakat şu anda elinizde tuttuğunuz raporuna göre, dünyanın en çok mektedir. Hindistanda senede 250 film çevrilir. bu gazete gibi dünyada her gün gazete okuyan m^'fti kaç gazete çıkıyor, biliyor musu(Courrier de lTTnesco'dan) Ingilterede her gün iki kişiye bir nuz? Yapılan en son bir istatistikten öğrendiğimize göre, bir gün Belçika parlamentosu Kral içinde hütün dünyada muhtelif boy, Amerikanın kurtuluş günii çekil ve temayülde çıkan gazetelelehine itimad aldı sönük geçti rin baskı yekuiu 218.000.000 nüsBrüksel, 5 (A.P.) Belçika parWashington, 5 (A.P.) Birleşik hayı geçmektedir. lamentosu, dün, 13 saat süren müBu yekun rnuhtelif kıt'alara şu Araerika istiklâline kavuştuğu gü zakerelerden sonra, Kral Leopold'nün yıldönümünü, Kore harbinde B.e' ilde taksim ediliyor: dövüşen evlâdlarını düşünerek, un memlekete avdetine taraftar oAvrupa: 119 milyon; Simalî A neşesiz bir şekilde geçirmiştir. lan Jean Duvicsart kabinesine 83 merika: 58 milyon; Asya: 27 milyon; Başkan Truman, muvakkat ika muhalife karşı 90 rey ile itimad Cenubi Amerika: 7 milyin; Okya metgâhı Blair House'dan çıkma beyan etmiştir. nusya: 4 milyon; Afrika: 2 milyo mıştır. Kendisinin Kore ihtilâfınm Geçen hafta da, Mümessiller rta yakm. gelişmesini yakmdan takib etmiş Meclisi 100 muhalife karşı 108 rey Bu rakamlan kıt'alann nüfusla olduğu bildirilmiştir. ile itimad vermişti. Şimdi, memlerile mukayese edecek olursak dünGece, Washington'da havaî fişek keti ile Leopold arasında yalnız bir yanın az veya çok kültürlü m<"nle ler ile Washington'un bir resmi rey vardır. Mümessiller Meclisi ve ketleri derhal ortaya çıkar: Asya, çizilmiştir. Âyan müşterek bir toplantı yapa1 milyar 1 çeyrek milyona yakın caklardır. Perşembe günü yapıla591 kişi öldü nüfusile başta geldi*i ha'de, "ünChicago, 5 (A.P.) İstiklâl günü cak bu toplantı sonunda niyabet deük gazeteleri miktarile ancak bayramının başlangıcı olan cuma hakkmda karar verilecektir. üiiüb'i§ü «Imaktad'.r. Şimalî A günündenberi ölenlerin sayısı 591 e Paraşütle atlama rekoru tnerika ise 210 milyon nüfusile ü yükselmiştir ve henüz, en tehliçüncü geldiği halde, ı;azetelerinin keli zaman gelmemiştir, çünkü bir Fayettville (North Carolina) ye'<unu bakımından ıkin'idir. çok kimseler, henüz kendi yerle (A.P.) Bir paraşütçü çavuşu oHaber kaynaklanmLZ arasında rine avdet etmemişlerdir ki, bu, lan J. W. Swetich, dün, bir gün bı :ın gazete ile beraber rsdyo da yolların izdihamını tazammun ede içinde 107 paraşüt atlaması yaparak mühim bir yer işgal etmektedir. cektir. yeni~bir rekor tesis etmiştir. Sfibahlan veva akşarp'an dünya ahvaline kulak vermek üzere radyocŞöyle bir çıkıp, dolaşayım» derıuzun döğmesini çevirdiğiniz zaman bilmern hiç aklınıza geldi mi? mişti. Fakat sonra bahçede kaldı. Sırta, çamların altına bir keçe Dünyada acaba kaç radyo var? Aynı istatistik bize bunu da bil sermişlerdi. Oraya boylu boyunca diriyor: Bugün dünyada 160 mil uzanıverdi. Gökyüzü masmavi idi. yondan fazla radyo (alıcı) cihazı Fakat rüzgâr vardı. Ağaçlar hışırvardır. Bunda da nüfusuna nisbetle dıyor, uzakta deniz uğuldayor, kübaşta Şimalî Amerika geliyor, ikin çük beyaz dalgalar çatlayıp çatla akışmı takib etmek sevdasma düştü. Güneşte kelebek vakalar gibi ciliği de Avrupa alıyor. Şimalî A yıp açıhyordu. Başı, kolunun güneş ve ter ko kafasmm içinden geçen şeyleri ârr.erikarun (Amerikan Birl^ık Dev letleri, Kanada, v.s.) 210 n 'vonluk kan oyluk yerinde bir ölü gibi nide yakalayıp tutmak? Ve hiç senüfusuna mukabil 87 milyon rad hareketsiz yattı. Işık ışık ışık! bebsiz, biraz evvel sahilden deni'.a yosu var; Avrupada ise 581 milyon Gözleri kamaşmıştı. Biraz sersem, doğru akıp inişini seyrettiği karaküsur nüfusuna karş'hk ancak 54 biraz yorgun ve yeryüzünde tama batağ] hatırladı. Hayvan Heybe!imilyon radyoya sahib bulunuyor men lüzumsuz olduğuna aid aca adanın önüne kadar uçmuş, orada yok olmuştu. Suya batmadığına göAsyada on milyon küsur rsdyo var yib bir kanaatle doluydu. Çocuğun sesi uzaklardan geli re! Mesafeler onu yutmuştu adeta. dır ki bunun 8 milyonu Japonyayordu. «Şükrolsun, beni unuttu. Gözlerin kuvvetsizliği, insan yadadır. Belki buraya gelmeza diye, dü radılışınm... Sonra şu sarı kedi! Dünyadan haber alma vasıtalan şündü. Hele bak, çapkınbktan ayağını yaarasında sinemayı da unutmamak Bahçeyi yandan kuşatarak boy ralamış, topallıyordu. lâzımdır. Bugün sinema, gerek ha luboyunca akıp giden duvann üÇamların gölgesinds yemyeşi} ber, gerek bilgi kaynağı olarak ga zerinde kırmızı bahar çiçekleri tit otların bittiği sümbüllerin nokta eete ve radyodan hemen sonra ge reşiyordu. Bu ona «ihtiyar» m söı nokta parladığı bu güiel bahçede liyor. lerini hatırlattı: «Ondan çok hoş şu kedilerin yaptığı ne çirkin Nüfusuna nisbetle en fazla sine landığmı bildiğim için olacak, şu şeydi! Hem de hep duvardaki çıması olan kıt'a da Şimalî Ameri ağaç her sene açtığı zaman oğlum kmtıya, aynı yere, çiçeKİerin üzekadır. Avrupada topyekun 18 mil bir kere daha diriliyor sanmm, rine işiyorlardı. O zavallı beyaz yon kişilik sinema salonu varken, koparmaya kıyamam bir türiü sümbül! Işte sararmış, vaktinden nüfua bakınundan onun üçte birin Sanki oğlumun kolunu, butunu ev\'el kuruyup dökülmej'e başladen biraz fazla olan Şimalî Ame koparacakmışım gibi!» mıştı. Çünkü kediler, sar'ah, isterikada 15 milyon kişilik sinema buAğacı görmemek için başını çe rik bir titreme içinde kuyruklanru lunmaktadır. virdi, gözlerini kapadı. Fakat bu sarsarak hep o zavallı beyaz sümAsya ise dünya nüfusunun ya sefer de güneşten rahat yoktu. Iş bülün başma üşüşüyorlardı. Sonra nsından fazlasına sahib olduğu hal te göz kapaklarınm arasından sins' toprağı derin derin eşerek kireçde, gazete, radyo ve sinema bakı bir süzülüşle akarak yeşil, pembe leri yalıyor, fena fena bağırarak mından kıt'alar arasında üçüncü sarı, renklerle titreşip oynaşmay? defolup gidiyorlardı. Ihtiyar, 10 gelmektedir. namusuma başlamıştı. Içerideki karanlığı yır duvarı yıktıracağım, Bu rakamlan nüfusa taksim ede tarak adeta kendi kendisile olan dokunuyor, duvann ve sümbülün cek olursak şu neticsye varırız: mahremiyeti bozuyor, araya düş hali» diyordu. Çocuk gibiydi şu Bütün dünyada aşağı yukarı on manca giriyordu. Yalnız kalmaya, ihtiyar!. Oğlunun ölümünden sonda bir kişiye bir gazete düşüyor düşüncesiz, bomboş oturup, dünya ra tam yedi ay kör kalmıştı. Şimdi Radyoda ise. bu nisbet on beşte ile bütün alacak verecekleri bir in kocaman, taş gibi kalın gözlüklerin birdir. Bütıin dünyadaki 44 ' m için kesmeye imkân yok mu? Bualtından dünyayı tekrar gormeye küsur kişilik sinema salonlarını nun için muhakkak ölmek mi 'âbaşlıyordu. Dünya ise onun için umura nüfusa taksim fdersek 53 zım?» bahçesi, kırmızı bahar çiçeğinden kişiye bir yer düşer. Çocuk şarkı söylüyordu. Küçük, ibaretti. Bu râkamlar kıfalara göre vızütı halinde, yavan bir hafız sesi Çocuk habersizce gelmişti. Kartaksimi de şu neticeyi veriyor: idi bu! Kelimeler ve nakam belli şısmda durmuş, çilli yanaklan, Asyada 50 kişiye bir gazete, 150 deği'.di. masmavi gözlerile güiüyordu. Boykişiye bir radyo, 350 kişiye bir si«Ah biraz sussa!» diye, olduğ:i nu incecikti. Vücudü çelimsizdi nema koltuğu düşüyor. yerde adeta ıstırabla kımıldadı Ağzınm etrafında hâlâ sabahki Avrupada 6 kişiye bir gazete, 10 Kendisini ağır ve dolgun hissedi kahvalüsınm kırıntılan duruyordu. kişiye bir radyo, 30 kişiye bir si yordu. Fazla yemek yemiş bir in«ihtiyar» istediği kadar «benzenema koltuğu isabet 'iybr. sanın tokluğu gibi bir şeydi bu. miyor» desin. Çocuk tıpkı baba idi. Şimalî Amerika^a ise bir 3 Yaşamaya karşı garib hir tokluk. Bakışlan onun gibi masum bir mateyi 3 kiji < ' uyor, bir 'adyodan 3 (Yetişir, yetişir hiç bir şey iste• vilik içinde ve zaman zaman yanıp kişi dinli"or, bir sinema koltuğu miyorum... Fakat istediğim nedir? sönen hain bir ışıkla doluydu. na da 12 kişi oturuyor. Hiç bir şey istememek, yalnız hıı Çocuk yaklaşmış, eğilmiş merakCenubî Amerikada on beş kişi tek şeyi farkına varmadan kuvvetnin bir gazetesi, 20 kişinin bir rad le, hırsla istemek midir'' Eğer hil la bakıyordu: Uyuyor musun? yosu, 50 kişinin sinemada bir yeri I sem, eğer o «bir tek sey» in ne Mavi gözleri cam gibi parlak. isVardlr lolduğunu bilsem!.» tediğini almağa azimli. mütehakkim Okyanusyada 3 kişiye bir gazete, j Oyalanmak için düşünceleriniıı ve haindi. Gözlerine bakıyor «be f = Küçuk hikaye Peride Celâl ihtiras ve hevesle parlayan o mavi gözler buna muvaffak olduklan zaman öyle donuklaşır, değişirlerdi ki.. Incir ağacının altında ilk öpüştükleri gece! O zaman karanlıkta kendisine nasıl baktığmı görmemişti bile.. yalnız dudaklannm fevkalâde yumuşak ve sıcak olduğunu 1 haürbyordu. İçi bayılmışn. Bu bayılmanın aşka delâlet ettiğini sanmıştı. İşte incir ağacı!. Çocuk şimdi taştan evini o ağacm altında yapıyordu. O zaman danberi ağac da büyümüş, gelişmişti. Dallan kuvvetli, gergin etrafa yayılıyordu. Yaprakları filiz vermişti. Meyva to murcuklan da yakında patlayacakb. İşte, yukanda, çıplak dallardan birinin ucunda, yemyeşil, küçücük hir incir dimdik duruyordu. Çocuğu çağırıp göstermek istedi. Fakat seslenemedi. Çüni;ü daha mühim bir şey olmuştu: Ördekler merdivenleri inmişlerdi. Erkek ördek önde yürüyordu. Kuyruğunda havaya kıvnlmış sallanan üç tane renkli tüyü, yeşil gerdaiılığı, kıpkırmızı gagasile fevkalâde güzel ve mağrurdu. Üç adun geriden yorgun yorgun saîlanarak gelen beyaz, küçük dişisine hiç de aldırmıyan bir hali vardı. nimle beraber olacaksm, ben buradayım, benimsin..ı diyurdu. Evet tıpkı babası gibi! Tıpkı onun gibi sabırsız, zalim, tıpkı onun gibi yalnız kendisini düşünerek! Birdenbire o mavi gözierden, çilli küçük yüzden nefret ettiğini hissederek ürperdi. Adeta kendi kendinden korktu. Ya artık değişmek imkânı yoksa, ya artık hep böyle kin, fenalık, lânet dolu kupkuru kalması mukadderse... Halbuki onun ölümündenberi, bütün kış, güneşi, ağaclarla beraber yeşereceği günü, bahann gelmesini beklemişti. Çocuğun mavi gözleri şimdi hiddetten koyulaşmağa başlıyordu. Ayaklarını sabırsızlıkla yere vuruyordu. Vazgeçmek, gitmek istemez gibiydi. Küçük kollarını gererek denize doğru taşlar atmağa başladı. Biraz sonra döndü, komşu bahçede birine bağırarak. işaretlerle selâm veriyor: « O beni seviyor!» diye, peltek peltek mırıldanıyordu. O beni çağırıyor, o benimle konuşuyor... Ona ev yapacağım ben.. şöyle, kocaman taşlarla.. bütün bahçe çakıl taşı dolacak. Sahilden toplayacağım... Evimde onunla oturacağız. Yalnız ikimiz.. uyuyor musun! Güneş gözlerine mi giriyor yoksa?» Taşlarla git oyna, evi uzağa yap, diye, söyledi. Bahçenin öbür ucuna, gürültü istemiyorum... Çocuğun hiddetten dudaklan titredi, küçük yumruklan sıkıldı. Sonra birdenbire kadife pantalonunun paçalan uça uça ileriye doğru atıldı, peşinden koşmak. kolundan yakalamak? neye yarar? Bir gün onun babasının peşinden de öyle koşmak istemişti. Fakat insanı kendifine râmedinciye kadar «O» nunla beraber sokağa çıktık ları zamanları, «o» nun mavi gözleri mağrur; ışıkla pınl pırıl, öyle dimdik, hâkim, kendisini ezer gibi yanuıda yürüyuşünü hatırladı. Bunlan düşünürken ölümüne neden o kadar ağlamış olduğuna adeta hayret edeceği geliyordu. Çocuk tekrar gelrrüş, bacaklannı ayırarak tepesine dikilmişti. Adeta homurdanıyordu: Burnum akıyor! • Yattığı yerden kıpırdamadan, Cebinde mendilin var, diye, başmdan savmağa çalıştı. Çocuk çamurlu ellerile mendilini çekti, çıkardı. Ehemmiyetli bir tavırla bumunu sildi. Ben terbiyeli çocuğum dedi. Ben küfür etmiyorum. O küçük kız var ya, hani bazan oynamağa geliyor, o küfürbazın biri.. «eşeka diyor 0, «hayvan» diyor!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear