25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CÜMHUBIVET 10 Temmuz 1930 vJ DÜNYA HARBİ MASIUOLACAK e Eiddlr. Tüıkiyede neşir hakkı yalnız «CUMHURİYET" uncii 16 subaylarından. Phillipp Reynmds Yazan: Ingillz gizli istihbarat Şehir =haberleri Bakanı şehrimizde Rülmeddin Nasuhioğlu, bugün Vilâyete giderek Vilâyet erkânı ile tanışacak İç İşleri Bakanı Rükneddin Nasuhioğlu, dün sabahki Anadolu ekspresile şehrimize gelmiştir. Bakan Haydarpaşada Vali ve Belediye Reisi, Emniyet Müdürü, Vilâyet erkânı. D. P. mensubları ve gazetecüer tarafından karşılanmıştır. Rahatsız olan ve Londraya gitmekte bulunan kardeşini yolcu etmek maksadile şehrimize gelen İç İşleri Bakanı, burada kaldığı müddet zarfında Bakaniığmı ilgilendiren işlorle meşgul olacaktır. Dün öğleden sonra Yeşilköy hava alanına Vali ve Belediye Reisi Gökay ve Emniyet Müdürü Aygünle, kardeşini uğurlamak üzere giden Bakan, uçağın gecikmesinden istifade ederek meydanda kaldığı müddet zarfında Validen ve Emniyet Müdüründen izahat almıştır. İç İşleri Bakanı, bu sabah Vilâyete giderek Vilâyet erkânile tanışacak ve muhtemel olarak gazetecilerle görüşecektir. Bir öğrenci grupu kömür havzasında incelemeler yapacak Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakül. tesi Dekanı Profesör Ali Tevflk Tancğlu blr öğrenci grupu ile Zonguldağa giderek kömür havzaîinda incelemeler de bulunaeaktır. Haber aldığımıza göre. Prof. Tanoğlu, havzanın daha rasyonel bir şekilde çalısmasüe ilglli bir rapor hazırlıyacaktır. Dünya Gençlik Birliğinin konsey toplantısı hazırhklan Dünya Gençlik Birliği «WAY» teşkilâtının ikinci daimi konsey toplantısı 1320 ağustos tarihleri arasında İstanbulda yapılacaktır. Türkiye Millî Talebe Federasyonu tarafırdan bugün saat 17 de Teknik Oniversitede bir basın toplantısı tertib edilmiştir. İdare heyetl azaları gazetecilere bu toplantı hakkında izahat vereceklerdlr. Sağlık ekiplerinin diinkii faaliyeti Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürü Dr. Faik Yargıcı, dün yar.ında köy Sağlık ekipleri olduğu halde. Vilâyet hudutları tçerisindeki köylerden bazılarına giderek tetkiklerde bulunmus. bu arada köylü vatanda4İar sıhhi muayeneden geçirilmişlerdir. ı ı c MEMLEKET DERDLERINDEN NALINA MIHINA Amerika ((elâstikî)) müdafaa usulünü tatbik ediyor Parise sabahın beşinde vardık I merrekle beraber, geçen harbdeki ve ben doğruca. Londradan verilen | Vosger hattı olacağı anlaşıhyordu. adres üzerine, Amerikan kuvvet ünkü gazeteler, Magınot istihkâm leri karargâhına gittim ve beni is lanndan da istlfade edileceğini betiyen albayı buldum. lirtiyorlardı. Albay beni sevinfcle karşıladı, Son vaziyete göre, haritayı göz; beraber kahvaltı ettik. Sonra bir den geçirirsek b itün Almanyanın odaya kapandık, üç saat komıştuk. artık Rus işgali altma geçtiğini göBu konuşmada iki Amerikan su rürdük. Bazı haberlerde Almanların bayı ile bir de sivil vardı. Bu sivil, da Ruslara karşı gizli mukavemet otomobille gidip, acele çağırmış hareketine giriştikleri bildirili lardı. Anladığıma göre, Sınaî Ima yordu. lât Bakanhğırun ileri gelenlerinden Kremlin !se. Aîmanları sıkı bir bin idi. baskı altma alabilmek için, aşır Bu görüşmede edindigim malu tedbirlere başvurulmasmı emretırata göre, Fransadaki gizli istihba mişti. Diğer taraftan Almanlar, 1940 rat teşkilâtı pek zayıftı ve gayet ta olduğu gibi bu sefer de, " skısa bir zaman zarfında takviyesi angıçta Fransızlarla işbirliği etmelâzım geliyordu Elimizde, baş mev ye pek yanaşTiamışlar, Fuslsr.";:ı kileri işgal eden on kişi vardı. şiddetli bir muamele görmiyecekBunlan esas olarak aLp kuvveili lerini ummuşlardı. Fakat So\'yît bir teşkilât kuracaktık. Bu iş de zulmü ve konıünist işkenceleri k'jn doğrudan doğruya bana düşüyordu. dini hissettirmeye baş'ayınca, gizli Gizli istihbarat teşkilâtmda ça mukavemete f:eçmenin ve bu sahabştınlaeaklann sayısını, hüviyet da Fransızlarla işbirliği etmenlrv lerini, faaliyet sahalannı, çalışma lüzıırcunu nihayet anlamışlardı. usullerini tayin etmek gibi bütün Sibirja sürgünleri vazifeler bana verildi. Yalnız bu Belçikada ve Holandada da Rushususta emrime öyle geniş bir tahsisat veriyorlardı ki hemen hemen lann, «faşist» damgası vurduklan haddi hesabı yoktu. Amerikan zih kimseleri türlü eza ve cefaya ma1 niyetine göre .muazzam işleri ba ruz bıraktıklarına, şehirlerin Kın askerler ve komünistler tarafmdan çarmak için muazzam para lâyagma edildiğine dair haberler genmdı. liyordu. Gerek bu memleketlerde, Baltalama şebekesi kuruluyor erek Almanyada geniş bir sürgün Kuracağımız gizli teşkilâtın faa hareketine de başlanmışü. Mukaliyeti «rasında istihbarattan başka vemet edecekleri ve Rusya aleybaltalama hareketleri de yer alı hine çalışacaklan his veya tahmin yordu. Bunun için, kadronun bir edilen kim varsa hepsi Sibiryaya kısmı bir müddet husus! bir mek sürülüyordu. tebde yetiştirilecekti. Londra ve Bu gibi sürgünlerin orada nasil NewYorkta olduğu gibi Pariste de çalıştırıldıklan da malumdu, Siböyle bir mekteb vardı. Diğer taraftan, icab ederse Fran biryadaki tuz veya uranium maBiz Emniyet müdürlüğünün ikinci denleri bu sürgünlerin ve harb eşubesile de temasa geçecek ve es sirlerinin köle gibi çalıştınlmalarils kidenberi mevcud olan gizli istih işliyordu. Norveçe gelince; buradaki harebarat teşkilâtile işbirliği edecektik. Albayın söylediğine göre, Fransız ketlere dair esasen pek müphem lar da, cephe gerilerinde bir casus olan tebliğler gittikçe kısahyor ve luk ve baltalama şebekesi kuru muğlâklaşıyordu. Daha kırk sekiz yorlardı. Fakat, gerek bunlann a saat evvel, kuvvetli bir mukaverasında komünist bulunması endi met gösterdiklerinden bahsedilen şesile, gerek idarenin bir elde top şthirlerin, sonraki tebliğlerde adj lanması lüzumundan dolayı, onlar bile geçmiyordu. la mümkün olduğu kadar ar temas Oslo'dan gelen en son haberde etmem ve daima müstakil hareket müttefik kuvvetlerin Stavanger böl etmeye çalışmam tavsiye ediliyordu gesinde şiddetli bir muharebeye giToplantı sonunda bana, akşama kadar tetkiklerimi yapıp plânımı rişmiş olduklan bildiriliyordu. Iııgilizlerin, Norveçteki bütun üs hazırlamam için müsaade edildi. lerini kaybettikleri anlaşıhyordu. Akşam yemeğinden sonra tekrar Çünkü tebliğlerde Ingiliz avcı utcplandık ye bu seferki görüşme çaklarının Iskoçyadan kalktıklan miz gece saat bire kadar . sürdü. bildiriliyordu. Iskoçya üe Norveç Verilen karara göre, o geceden iti arasındaki mesafe düşünülecek obaren, Lemoine adında birinin e lursa ,vaziyetin hiç de Tngilterenin vinde yatıp kalkacaktım. Sözde lehinde olmadığını kabul etmek ben bu M. Lemoine'ın dayısının lâzımdı. oğlu idim ve taşradan gelmiştim. GELECEK YAZ1 Harb tehlikesiElâstikî müdafaa ne karşı Turkiyenin aldığı tedbirler. M. Lemoine Parisin eski mahallelerinden birinde orta halli bir Halicin temizlenmesi evde oturuyordu. K a n a ve çocukKâğıdhan» dereaüün getrdigi çaları vardı. Evin vefakâr ve emek murlarla doknakta olan Halicin esash tar hizmetçisi olan ihtiyar bir ka surette temizlenmesi İçin, hükumet tadının da her Hirlü itımada lâyık ralmdan bir tasarı hazırlanmıştır. Hatırlarda olduğu gibi. C. H. P. hüolduğunu söv'enaişlerdi. kümeüeri taraımdan da Halicin temizErtesi sabah ev halkile beraber lenmesi için, evvelce bazı teşebbuslere kahvalü etükten sonra M. Lemoine geçilmisti. Fakat o tarlhlerde bu isi ile beraber çalışma odasına çekil yapmak lstiyen ecnebl firmaların çok dik ve gazeteleri gözden geçirmeye f.at istenıeleri kar;ısında bu teşebbüsler akim kalmıjtı. başladık. Yeni hükumet, son zamanlarda HaliCephelerdeki vaziyeti ayn ayn cin tamamen dolma tehlikesile karjı tesbit edip toplu olarak bakınca karşıya bulunulduğunu göz önünde tugörülüyordu Kİ düşman 1 ' n ar tarak. buraran süratle temizlenmesi İçin kasında gizli mukavemet hareke teibirler almaga başlamıştır. tine mümkün olduğu kadar sürÖğrendlğimize göre. bu ay Içinde atle hız vermek lâzımdı başlanacsk oîan Halicin temizlenme Son vaziyete göre, en büyük işlnde, Devlet Denizyollarınm çamur tarama makir.eleri yanmda askeri birtehlike şimalî Fransada idi. Bel lıklerimize ald personel ve makinelerçikayı baştanbaşa aşarak Ostende den de istifade edilecektlr. de denize inmiş olan Kızıl kıt'alann şimdi bütün kuvvetlerile cenuFazla nezaket.. ba doğru innrîleri beklenebilirdi. Gene son haberlerden anlaşılıyorOoh.. memlekette ne tatlı ve ne du ki, Amerikan Başkomutanlığı gönül ferahlatıcı bir hürriyet havası «elâstikî» müdafaa usulünü kabul esiyor.. ortada ne siyasi, ne idarî etmişti. Bu arada, Amerikan topçu baskıdan eser yok.. iktisadî tahdidve zırhlı kuvvetleri Dusseldorftan ler de birer birer kaldırılıp bütçebatıya doğru gelen Rus zırhlı bir nin icab eden taraflan kısılarak ve liklerini durdurduğu halde, Ame bundan hasıl olan gelirle fiatlannın rikalıîar Frankfurt'u müdafaaya indirilip çıkanlması devletin elinde kalkmamışlar, yüz binlerce kişinin olan maddeler de ucuzlatılınca gehayatmı tehlikeye koymaktansa, bu çim derdi güçlükleri de ortadan ku\"\'etleri saklayıo daha geri hat kalktı. Milletin keyfine diyecek lan tutmayı tercih etmişlerdi. yok.. Maginot hattından istifade Gelgelelim. idare mekanizmasınBu usul sayesinde şinıdiye kadarki muharebelsrde de bir çok da o derece bir gevşeklik ve teredkuvvetler heba olmakıan kurtanl düd var ki ancak hükumet otoritemış, yalnız olduk^a mühim mik sınin gölgesi altında nizam ve intarda harb malzemesi imha edil tizam içerisinde yaşamağa alışmış olan halkın ve müesseselerin bir misti. kısmı inzıbat ve disiplin dışına çıkGazetelerdeki haber'ere göre, ma ve hakkı olan serbestinin fazmüttefik kuvvetlerin yeni müc''faa lasından faydalanmağa kalkışma hattı Ren üzerinde kuruiaoaktı. Bu teşebbüslerine başvuruyorlar.. çünhattın rnevkii sarahaten işaret edil kü, 14 Mayıstan itibaren nazari olarak iktidan eline almış bulunan İç İşleri Gene gürültü bahsi Bundan on bir yıl önce, 1940 yılı başlarında, o bir yandan ayıblar ayıbı ve bir yandan da destanlar destanı olan «Rus Fin Harbi» vesilesile, 25 şubat 1940 ta «Finlere hitabe» başhğile yazıp «Finlandiya istilâ edilebilir, fakat fethedilemez» dediğim o makalede Fin medeniyeti şu satırlarla övübnüştü: «Üç buçuk milyon Finlinin bugün üç büyük üniversitesi var. Tayyaresinden tankına, lokomotifinden kruvazörüne kadar Finler her şeylerini kendileri yapıyorlar. En ufak biı millette en yüksek bir medeniyet olabilectği orada isbat edildi.» Rus edib ve mütefekkirlerinden Grigori Petrofıın Finlandiyaya dair, dilimize de oBeyaz Zambaklaro ismile çevrilmiş olan kitabınm mukaddemesinde büyük Rusyanın medeniyetteki geriliği ile küçücük Finin ileriliği en canlı bir misal ile şu yolda anlatılır: Çarîık Rusyasında Finler tamamile muhtariyete malik bir büyük dukalık olduğu için o zaman Petersburgda Rus istasyonundan başka onun yanında aynca bir Fin istasyonu da varmış. Rus istasyonuna giriyorsun: Bir gürültürbir patırdı; iten, kakan, bağıran, çağıran; hamalma sövenler, bavulunu bulamıyanlar... Bir de Fin istasyonuna bak: Büyük bir kalabalık, fakat çıt yok, sanki bir mabeddesin. Kitab bu iki istasyonu göstererek hükmünü veriyor: Birinde gürültü, yani gerilik: ötekinde sükun, yani medeniyet. İki çeşid gürültü Gürültüyü uzvî ve madeni diye ikiye ayırabiliriz. Birincisi dile ve hançereye aiddir. Bazı gürültülü dilleri konuşanların hançereleri de yaygaralı olur. Meşhur Fransız romancısı Pierre Benoit, İstiklâl savaşı zamanlarında Türkiyeye geldiği zaman türkçenin kulağına nasıl tesir ettiği sorulunca şu cevabı vermişti: «Bilmediğim yabana dilleı arasında kulağı hiç yormıyan dilin türkçe olduğunu anladım.j Türk dilindeki bu mazhariyet o dildek' medenî kültürün derinliğinden geliyor. Bizim heceler ince ve kalın ve münavebeler iniş ve yokuş yapmadığı için türkçede bir akış yumuşakhğı vardır. Böyle bir dilin milleti hiç gürültücü olur mu? Bizim zeybekler oyunda ve cenkte gürler, fakat onun dışında hiç gürültü etmez. Hani vaktile bir aralık azınlıklan türkçe konuşmaya tesvik için vapurlarda falan «Vatandaş, türkçe konuş!» diye levhalar falan asmıştık. Halbuki onun yerine «Vatandaş, gürültü etme!» diye levhalar yazmahydık. Güzelim türkçeyi bozarak konuşacağına hiç konuşmasın daha iyi. Gücümüze giden bazı vatandaş kümelerinin türkçe konuşmaması değil, yaygara ile konuşmasıdır. İnsaru işin asıl bu tarafı çileden çıkarıyor. Hayır ne türkçede, ne Türkte hançere gürültüsü olamaz. Türkçemizdeki gürültü uzvî cihette değil asıl madenî sahadadır. Yani âletlerin gürültüsü: Otomobillerin klâksonu, tramvaylann kampanası, lokomotiflerin düdüğü, vapurlann buharlı haykırışı, radyo ve gramofonlann hoparlörleri ve... Musiki âletlerile hançerelerin birleştiği içkili gazinolarda bütün bir semti yerinden oynatan çığlıklar. Devletin gürültücülüğü Muhterem Başbakanımız, bu cins gürültülerin çoğunu, hususile tren istasyonlarile vapurlarda, bizzat devlet yapıyor. Bizim yedinci devre mebusluğunda Ankara gan, ekspreslerin hareket zamanlarında düdük çalmalarını, Avrupadaki tem İsmail Hakkı Baykala dair Başbakana ikinci açık mektub Sevük Yazan İsmail Habib ı Küçük Haberler j * AVUSTRALYANIN tanınmış yün tscirlerinden Douglas Doyle. dün uçakla Londradan şehrimize gelmiştir. Tacir burada kaldığı müddet zarfında, yjn piyasasını tetkik edecek ve müsaid pazar bulursa mubayaada bulunacaktır * İNGİLİZ askeri ataşesi Charles Su%ye5ton, dün Londradan şehrimize gelmi$tir. + «ADANA» vapuru dün saat 14 de 150 yolcu ve 101 ton yükle Doğugüney Akdeniz seferine hareket etmiştir Giden yolcular arasında Şilinın Lübnan sefiri, Mısır eşrafından Bedravi pasa vardır. •• İSMET Kalyoncu admda on bir * yaşmda bir çocuk, Kızıltoprakta Kalamış koyunda yüzmek bilmediği için botulmuştur. İsmetin cesedi denizden ç^kanlmış ve defnüıe ruhsat verilmiştir. * YEŞİLKÖYDE Bıldırcm sokağında oturan Hasan Kutlu ile aynı ev sakinlerinden îbrahim Derici arasmda geçimsizl'k yüzünden kavga. çıkmıj, neticede tbrahlm arkadaşını bıçakla yaralamıştır. RAMAZAN 24 PAZARTESİ * 'J V. poya uymak hevesile kaldırdılardı da yalnız bir spiker hoparlörle trenin kalkmasına şu kadar dakika, şu kadar saniye kaldı diye, tren düdüğünden katmer katmer fazla gürültü yaparak bağırır dururdu. Halbuki asıl düdük faciası o değil, geceleri vakitli vakitsiz lokomotif manevralarının karşılıklı, bazan üçüzlü, beşizli olarak çıkardıklan, o bütün gecenin sükutunu yırtan, ve gecenin sükunu içinde çığlıklan büsbütün kabaran mızrakh seslerıle Evkaf apartımanındaki odalarımızda, ya gelecek uykularımızı kovmak, ya kavuştuğumuz uyku>u kapmak suretile, bütün bir mebusluk devresinde, kim bilir ne kadat gecemizi hurdahaş ettiler. Geçen sene «Cumhuriyet» te geçirdiğim zehirlenmeye benzer biı hâdise dolayısile Cağaloğlundaki «Sağlık Yurdu» na gittiğim zaman bir kaç gün kalmak istediğim halde İkinci gece Sirkeci istasyonundakı lokomotif manevralarının o düdük düellolan yüzünden sabaha kadar uykusuz kalınca kendimi evime dar attım. Bu bahar başlanndaki son Ege seyahatinde de, Izmirin Kültür Park çevresindeki o yepyeni mamurenin en iyi semtinde, bir arkadaş evinde yatarken tam uykuya dalacağım sırada >ukandan Basmahane, aşağı^an da Alsancak lokomotiflerinin işi inada bindirmişler gibi, biri bırakınca öteki başlamak üzere, bütün o yeni Izmir semtini makaslama bir çığlık baskınına uğratmalan yüzünden uykulanmız tarumar, ve tabiatile sinir sistemlerimiz harab olmuştu. Mazeretin beyhudeliği Buna karşı «şehirlerimizin göbeğinde öyle koskoca istasyonlar olursa elbette böyle olur» denemez. Bütün Avrupa şehirlerinde de istasyonlar şehirlerin böğrü içindedir. Meselâ Pariste, belde coğrafyasının dört cihetine göre her biri saray heybetli büyük tren garları var. Yukarıda «Şimal garı», onun berisinde «Şark garıo, cenubda «Liyon gan», onun batısında «Orlean gan», onun yukan batısında «Mon Parnas garm, daha irili ufaklı bir sürü gar. Hepsi şehrin en kalabalık yerlerindedir. Her birine Allahın günü .yüzlerce tren girip yüzlerca tren çıkıyor. Fakat hiç birinde gürültü değil, ses bile çıktığı yok. Medeniyet âleminde trenler patenlerde gibi kayıp gidiyorlar. Onlaı lokomotif manevralarını düdük yerine ışıkla mı yaparlar, bilmem. Bildiğim şey ne gündüz, ne gece hiç bir lokomotif düdüğü işitilmediğidir. Hele vapurlarımıza ne buyurulur? Gecenin geç vaktinde, veya sabahm erken zamanlarında vardığı her iskelede, arka arkaya sah verdiği buharlı salvolarla, hem kamaralarında yatan kendi yolcularını, hem evlerinde yatan belde halkını yataklanndan fırlatmanın manası ne? Gelecek yolcularîa çıkacakları haberdar etmek için gelmiyeceklerle çıkmıyacakların rahatlarma kasdetmek neye? Düdüklerle uyananlar, «Eh düdük faslı bitti, tekrar uyuyayım» diyemez. Çünkü vapurlar demirler demirlemez hamallarla satıcılar ve kayıkçılarm yaygaralı tırmamşlar içinde vapura saldınşları başlamıştır. Giriş ve çıkışlar numara sırasile bir nizama konularak bütün bu iptidailikler önlenemez mi? Bir gün böyle bir curcunalı manzara karşısında bir ecnebinin «bu gürültüyü Hotantolular bile yapmaz?» dediğino şahid oldum. Hoparlör belâsı Vapur gürültüleri kıyı beldelerinde, lokomotif manevralan istasyonlu yerlerde olur. Halbuki hoparlör belâsı Türkiyemizin her yerini sarmış bir azgınlık halini aldı. Buna da gene devlet önayak oluyor denilebilir. Bu bahar başındaki seyahatte Ege vapurile İzmire gi^ derken çatlak haykırışh hoparlörün durmadan zırlaması karşısında üç dört kişilik bir grup halinde kamarota söylenip susturduk. Bir kaç dakika geçmeden tekrar çalmayf başladı. Guya isteyenler varmış «Kim istiyorsa gösterin de ona söyleyelim» dedik. Göstermediler. Belli, onu tek isteyen plâkların başına oturtulan karaarot yamağıdır. O, kendini eğlendirmek için bütün vapur halkının canına tak dedirtiyor. izmire vannca eski arkadaşıro tüccar Hilmi Selviliden dinledim. Hani bir kaç yıl önce İsveç Kral hanedanına mensub bir general refikasile beraber Türkiyeye gelmişti. Meğer bizim arkadaş da o generalin Marsilyadan bindiği biziro vapurda bulunuyormuş. Bir aralık Hilmi Selvilinin uzaktaki bir ecnebiye yüksek sesle bir şey söylemesi üzerine onun fransızca bildiğini anlayan asılzade generalin refikası onun yanına varıp der ki: «Vapurunuz çok temiz, servisler çok iyi hep centilmen kimselersiniz. Fakaı durmadan çalan bu hoparlör, n« oluyor? O kadar başımız şişti k i . » Arkadaşım derhal kaptana gidip hâdiseyi anlstır, hoparlör artık İstanbula gelinceye kadar susmuştur. Devlet böyle yaparsa halk ne yapmaz? İzmirdeki Kadifekaledo belediye çok zarif bir gazinocuk yaptırmış.. Bütün İzmiri, körfezi bütün çevrelerile gören o yerin manzarasına doyum yck. Görünen güzellikler insanı büyülüyor. Fakat durmaya imkân bulamadık. Gazino TURKIYE KREDI BANKASI A.0. (Yeni Postane karşısında) TASARRUF HESABLARI sahiblerine Yeni ikramiye plânmı takdim eder. d < 5 > 2.00 M J 6.39 HER AY BİR ÇEKİLİS Her 100 lira için bir numara GELECEK ÇEKİLİŞ TARİHİ: 4 Ağustos 1950 5.36 13.19 17.19 20.43 22.43 3.24 4.36 8.36 12.00 E. ] 85S ÖLÜM Dul Bayar. Adrine Karıtar ve evlâdı Reymon Eay Serkis Kantar ve kuı (Geneve*. Bayan Prapion Kantar ıGeneveı. Dul Bayan Konstans Kantar (Paris). Dul Bayan Astine Kurubalık zevci, bıbaları kardeşleri, »mcaları ve akrabalsrı olan Bay Hovsep (Josef) Kantar'ın vef ?t eî lğini teessürle bildirirlcer. C^naz* merasimi yarınki sah günü 11 temnuz 1950 saat 17 de Taksim Ermeni Katolik Ohan Oskeperan kill. sesinde icra olunacaktır. İşbu lin huıusî davetiye yerlne kaimdir Cenaze Lemazımatı Servisi • BECİDYAN Telf. 41229 * # * LEVON BEY PAPAZYAN'ın (Eğinli) uzun fcr hastahktan sonra vefat ettiğl teessüri bildiriür. Cenats me?ras.mi 12 temmuz 1950 çarşamla günü saat 14.30 da Beyoğlu Bal:kpzan Üç Horan Ermer.i kiliseslnde icra olunacaktır. İşbu llân husus! davetiye yerine kıimdi. Cenaze Lemazımatı Servisi BECİDYAN Telf. 4122» Demokrat Parti fi'len ona tesahub etmekte istical göstermiyor.. Hâlâ, bir çok idarî ve içtimaî teşkilâtın tıaşında eski devrin gözdeleri hüküm ve nüfuzlannı yürütmekte, daha doğrusu onlar da hüküm ve nüfuzlannı yürütememekte, muhtelif kurullar ve makineler âmirsiz, başsız adeta kendi kendilerine gelişi güzel işlemek mecburiyetinde kalmaktadırlar. Çok şükür, İç İşleri Bakanhğı bir iki makam müstesna bu 'iususta en çabuk harekete geçen hir saha oldu. Haricden hemen !"emen hiç bir unsur almamakla beraber valiler ve kaymakamlar arasmda geniş bir değişiklik yaptı ve pek az sayıda memurunu emekliliğe sevketti. Yerleri değiştirilen idare âmirlerine bu, tabiatile şöyle bir his verdi: Sizler, eski hükumet zamanında ona hizmet etmiş olmanıza rağmen gene benim malımsınız. Bundan emin olmanız için sizi eski yerinizden kaîdırmakla beraber başka bir makatna yeniden tayin ettim. Artık iitikbalinize güven besliyerek ve müsterih olarak çalışmalannıza devam edebilirsiniz.. Lâkin, iç işleri değişikliğinden müstesna tutulan makamlarla diğer resmî ve yarıresmî âmirliklerde sandalyeye güvensizlik devam ettiği için o makamı işgal edenler de gayet tabiî ve insanî bir duygunun tesiri altında enerjilerini ve çalışma heveslerini kaybctmiş tnlunuyorlar. Bunlara da ya memuriyetîeri değiştirilerek aynı güven verilmeli, yahud da ne olacaklan biran evvel tebliğ edilmeli ve oralara yeni iktidann itimadına mazhar kimseler getirilmelidir. Zira, âmirin mevkiini zayıf gören memurlar da işi sererler, işte o zaman bir hercümercdir başlar.. Onun için, tekrar ediyoruz, Demokrat Parti, artık fazla tereddüd ve nezaketi bırakmalı, işleri nazarî ve kanunî olarak benimsediği gibi onlara en kısa bir zamanda fi'len de el kovmalıdır. .••^•»•^•••••iı Yazan AHMED HIDAYET tarihten itibaren çok kısa bir zaman geçmiş bulunmasına rağmen ihtiyarlık sigortası, işçilerimiz arasında hakikaten pek çok şikâyetl nT « yol açmıştır. Bundan 15 gün önce yapılan işçi sigortalan genel kurul toplantısmda da ileri sürülen dilek ve şikâyetlerin büyük bir kısmını ihtiyarlık sigortasına aid olanlar teşkil etmiştir. Bu şikâyetler işçilerden kesilmekte olan yüzde 4 primin fazlakğma, yaş haddine, ödenen tazminatm azhğına, geçmiş hizmetlere aid kıdemlere vesaireye aiddir. Biz, bu vaziyet karşısında,« ihtiyarlık sigortası kanunu»' nu yeniden ele alıp baştanaşağı ıslah edeceğiz.s Hay Allah razı olsun, şu Hasan Polatkandan!. Böyle bir soruyu eski Bakanlardan birine tevcih etseydiniz, size acı tatlı bin dereden su getirir, kanunun Amerika ve Avrupa talimatname ve nizamnamelerinden üstün olduğunu ispata çalışırdı. Gerçekten «ihtiyarlık sigortası ka nunu» na göz gezdiren herhangi bir vatandaşm her maddeye ayn ayn sıntan bir kurnazlıkla konuhnuş tarafkirane esaslara şaşmaması kabil değildir. Derhal sezersiniz ki, maksad işçij'e fayda vermek ve onun istikbalini sağlamak, çoluğunun, çocuğunun kimseye muhtac olmamasını temin etmek değildir. Gaye, almteri dökerek, vücud kuvveti sarfederek uaiakasını kazanan amelenin geli REEL vergi diye kestiği paranın da yüzdesini ayrıca ödüyor.. Ey «nalınca keseri» hükumeti çok şükür ki seni 14 Mayısta elbirliğile tepemizden kaldırıp attık. Ah... İhtiyarhk! Mecliste İzmir milletvekili Abidin Tekön «İhtiyarhk sigortası kanunu» ndaki aksaklıklar hakkında sualler soruyor. Çalışma Bakanı Hasan Polatkan da ceyab veriyor: a Kanunun tatbikına başlandığ! rinden bir kısmını alıp yapılacak israflan karşılamak üzere hazineye maletmektir. Devir değişmemiş olsaydı, bu vaziyet devam edecek, kimse sesini ç:karamıyacak ve fakir fıkaranın kesesinden aynlan paralarla efendilerimizin saltanatı sürüp gidecektL Ama, sayın Hasan Polatkana arzedeyim ki, «İhtiyarhk sigortası kanunu» nun aksakhklan sade maddelerin altında gizli menfaatperestliklerden ibaret değildir. Tatbikatında da bir çok yanhşlıklar yapıhnıştır ve yapümaktadır. Meselâ, bazı müracaatler karşısında gazetecilere: Siz kafa ile çalışıyorsunuz, işçi sayılmazsmız.. onun için de ihtiyarhk sigortası kanunundan faydalanamazsınız! Diyen sabık idare, nisan ajnndan itibaren resmî bir makam ve memuriyetle ilgisi bulunmıyan yabancı, ekalliyet ve hususî mektebler öğretmenlerini dahil olmadıklan takdirde vazifelerinden çıkanlacaklan tçhdidile zorla ihtiyarlık sigortası teşkilâtı içine almıştır. Ne acayib iş, değil mi? Muharrirler kafa ile çahşıyorlar da öğretmenler ayakla mı çahşıyorlar?. Bir de kesilen primler işçinin avcuna aldığı paradan değil, ücretinin tutarından hesab ediliyor. Yani emek sahibi, h?7inpnin kendisinden İşportacılardan ricalanmız! Gazetelerde okudum. İşportacılann temsilcileri Vali ve Belediye Reisi Doktor Fahreddin Kerim Gökayı ziyaret ederek kendisinden bazı ricalarda bulunmuşlar ve bu arada bilhassa ohırsızpolisü yani «kaçma ve kovalamas oyununa nihayet verilmesini, ve meslek erbabına muayyen bir yer tayin edilip orada rahat bırakılmalannı istemişler. «Hırsızpolis», «kaçma ve kovalamai) oyunlanndan biri de cişportacılara muajTen bir yer tahsisi» işidir. Ben. umumi hâdiselerle alâkadar olmağa başladım başhyalı, İstibdad, Meşrutiyet, Cumhuriyet, her üç devirde de aynı teranenin zaman zaman ortaya konulduğunu hatırlanm. "• * Ya, taleb edilen yer birdenbire verilemez, mesele komisyona havale olunur, orada da evrak bir müddet uyukladıktan sonra bir köşeye atılır. Yahud, gösterilen mahalde işportacılar bir müddet oturduktan 6onra canlan sıkılır ve hepimizdeki en kötü zihniyet depreşir: Deviet yasağı üç gün sürerl Haydi bakalım, tekrar şehrin her tarafına yayılırlar ve saklambac. körebe faslı yeniden başlar.. İşportacıların arzularmı iyi nivetle karşılayan Fahreddin Kerirn Gökayın tavassutile alınacak tedblrlerin. onlardau evvelkilere benzeyip benzemiyeceğini gimdiden ünkü Son Posta refikimızde. bir Antalya h?.beri vardı. <'Anta!v?da kısa zamanda başarılan önemH işler Vali ismail Hakkı Baykp'm Urfaya tayini Antalyalılar arasınHa içindeki yabancı bedmestlerle pes derin bir teessür uyandırdı» başpaye kadınların akordsuz gürültü hklan altında çıkan bu haberde, süne kulağımızı tıkasak bile başı «on bir ay evvel istanbul Emniyei Valil'Hmızın üstünde durmadan zırlayan müdürlüğünden Antalya hoparlöre ne yapabilirdik? O ka ne tayin edilen Istanbıılluların pek dar büyülendiğimiz o yerden lâhav iyi tanıdıklan ismail Hakkı Baykahn son defa yspılan ilari değişikle çekerek aynldık. likler arasında Urfa Valilişüıe taBelânın sunturlusu yin edildiği» kaydolunduktan sonKadifekaledeki hoparlörün cevri, ra şöyle deniliyor: onun etrafmda mesken olmadığı «Antalyada bulunduğu bir yıldan a» için, yalnız o gazinoya gidenlere bir zaman zarfmda vazifesine baflılığı, münhasırdır. Ya o cins gazinoların tevazuu. dürüstlüğu. çahşkanlığı, rr.ekalabalık mahalle içlerinde oluşu murlarına ve halku gösterdiği çok sıcak O zaman bütün bir semt halkı illal muame'.e üe herkesin gönlünü kazanan cîeğerli İsmail Hakkı Bsykalın Antallah çeker. Boğaziçindeki Küçük Be yadan ayrılışı büyük bir teessur uyanbek halkının böyle bir gazino yü dırmıştır. İsmail Hakkı Baykal kısa bir zamanzünden icab eden makamlara mazbata ile şikâyet ettiklerini duydum da ilimizde butün Antalyalıların takdir Zaten taka taktakalarından canım ve minnetini celbeden büyük işler ba. şarmıştır. Boğazm neresinde huzur var ki.. Bu arada halkın uzun yıllar beklediğl Dosturr.uz İstanbul Valisi, Ordinar su işini Antalyaya gelir gelmez ele yüslükler temsil ettiği esas ihtisası almış ve üç ay içinde bu ihtiyacı kar. nın icabı, gürültü denen âfetin si şılamıştır. Valimizin başladığı yeni ve. rem hastanesî. stadyom, b r ilkokul ve nir sistemimize yaptığı yamanlığ> plâ] binaları bitmek üzered'.r. Ayrıca herkesten iyi bildiği için, geçenler hüyük bir şehir otelinin temeli atılmışde, İstanbul radyosunun beş daki tır. Her biri şehrin ır.ühim bire' ihtikalık haberler kısmmda, yaz sebe yacına cevab veren bu eserler tsmail Hakkı Baykalın ismlni Antalyalılar bile hoparlörlere karşı mücadele tbrafından daima sevgi ile anılmasına edileceğini ilân ediyordu. Fakat... vesile olacaktır. Evet ortada bir fakat var. BelâVatandaşın en küçük işleri ile de nın sunturlusu bu fakattedir. Ga yakmdan ilgllenen demokrat ruhlu \azinocular, şoförler, narazanlar, yani hmizin ayrı'ıması Antaiya icin cidden büyük b r kayıbdır. Biz bbyle dejŞerll bütün gürültücüler 14 mayıstak' bir ,ldreciye kavuşacakları için Urfa. demokrasi zaferini aynı zamanda lılara gıpta ve onları tebrik ediyor v« «gürültünün zaferi» manasına al sayın Baykala yeri; memleket vazlfesindıkları için onlann hangisine çı de de bsşarılar dil yonız.» Son Posta refikimiz, Cumhuriyet kışılsa bekçi veya polis gibi vazifelilere karşı: «Geçti artık o devir, Halk Partili. hattâ müstakil bit şimdi demokrasi var» deyip, şoför ga7ete de değildir. Sahibi ve başklâksonunu daha üst perdeden öt nıuharriri aziz ve muhterem arkatürerek, bedmest narasını daha faz dasımız. son defa Bursa milletvekili seçilmeden önce de Demokrat la yükselterek, hoparlör gırtlağını Partiye meyyal bir siyaset takib daha ziyade yırtarak cevab verediyordu. Bu bakımdan ıefikimizin mektedir. Yalnız gürültünün belâ Antalya muhabirinin de Demokrat değil, gürültücülerin de tehlike oPartili veya hiç olmazsa müstakil luşu; yani belânın sunturlusu. bir zat olduğunu kabul etmek icab Aziz Başbakanımız, ilk defa mil eder. Bu tafsilâtı vermekten makletin doğrudan doğruya iradesile sadımız, eski iktidar tarafuıdan An elde edilmiş demokrasi iktidarının talyaya Vali tayin edilmiş olan isilk Başbakanı olmak gibi mesud bir mail Hakkı Baykal hakkındaki ba kadere nailiyetinizin vecibesini, de medih ve takdir dolu yazının sivazılmadığını mokrasinin gürültü demek olmadı yasi bir maksadla ğını bütün gürültü kaynaklannı belirtmektir. ismail Hakkı Baykal. kurutmak gibi bir himmetle de gös hakikaten iyi bir Vali olmasaydı, termenize vesile olur ümidile bu iki Antalyalılara kendini sevdireme» açık mektubu yazdım. Hürmetler ve ve baî;ka bir >ere tayini teessür, hattâ teessiif uyandırmazdı. sevgiler. Istanbulda u/unca bir zaman Valî muavinliği, bir müddet de Emniyet Müdürlüğii yaptığı için ismail Hakkı Baykalı yakmdan tanırim. Yukarıdaki Antalya haberinde o tstanbul Hür Mensucat Sanayii İşçl nun için söylenen sözlerin hepsl lerı Sendika5inm yıllık kongresi dün doğrudur. O, hakikaten vazifeşinas, saat 11.30 da Balat Demirhisar caddesl çalışkan. basancı, dürüst, müteRasim kaptan kahvesinde yapılmıştır. vazı, doğuştan demokrat ruhlu, Veysel Güveninin baçkanlığında yapılan toplantıda işçi rrilleUekiü îhsan şiddetten ve baskıdan nefret eder Altınel söz alarak hükumetin. işçlnin bir idare adamı idi. Geçen yaz, dumonfaatir.e uygun ksnunlar çıkp.rmakla rup dururken eski Iç işleri Bakanı nıeşgul olduğunu, ihtiyarhk sigortasi' Emin Erişirgü dostumuzun başında karununun işçiye >"ük olmıyacak çekil bir yel esti. Istanbuldaki kaymade tadil edlleecğint söylemişür. kamlan ,vali muavinlerini. belediyo Veysel Güven de yaptığı konuşmada reis muavinlerini topyekun değişişçiiiin grevden evvel karnını doyurn:ak istediği/ıi binaenaleyh işçinin re tiıdi. Bu arada Emniyet Müdüriinii fahinı sağlıyacak tedbirlerin alınması de terfian Antalya Valiliğine gönmn lâzım ge'.diSini söylemiş ve ücretli derdi. Bu topyekun değişiklik, hafta tatili kanununun biran ev\el çı türlü türlü dedikoduyu mucib olkarılmasmı istemiştir. muş. bu arada Vali ve Belcdive Dilekler bahsinde söz alanlar; Çalış Reisi Dr. Lutfi Kırdarı istifaya mec ma Müdürlügü ile İşçl Sigortaları Kurumununun işçiye yarar bir hale geti bur etmek için yapılmıs bir harerilmesini, işçi hastahanelerinde yatak ket telâkki edilmişti. Nitekim fcısa adedlerinin arttırılmasını, asgari ücre bir müddet sonra Dr. Lutfi Kırd*tin biran evvel tesbitini, işçi sigortası nn da değiştirileceği hakkında riv e ihtiyarhk sigortaları kanunlannın vayetler ortaya çıktı. Sayın Şemtadllini istemişlerriir. Tekstil Sanayii Sendikasının Beyoğlu seddin Günaltayın kabinesindeki şjbesinin de yıllık kongresi dün Tak • ıdört Bakanın istanbul Valisine karşı cephe aldıklan ağızdan ağı»a simde yapılmıştır. İdare heyetinin raporunda. sendika söylendi. Dr. Lutfi Kırdar, Şam nın merkez setıdikadan ayrılmasının veya Stockholm clçiliğine tayin esebebleri izah edilmektedir. diliyor, filân diye gazetelere bir taDilekler kısmında söz alanlar patronlarm işçileri istirmar ettiklerini kım haberler aksetti. Bu şayialar seıdikaların siyasete âlet olmasıyla ga epey zaman resmen tekzib edilmeyenin ortadan kaldınldığmı söylemiş di. Nihayet îs'ihad Erim bu haberlerdir. Ve bütün mensucat sanayii sen leri yalanladı; fakat Dr. Lutfi Kırd kalarının birleştirilmesini istemişler dar, vaziyetin içyüzünü daha iyi dir. bildİEÜnden münhal IManisa milletvekilligi için oraca konulan adaypek kestiremem. Fakat, işportacılar lığı kabul etti. Böylece ortaya atıhükumetten ve belediyeden nası lan rivayetlerin doğruluğu da sabir takım ricalarda bulunuyorlarsa bit oldu. Ne ise mesele orada debizim de İstanbul halkı adına iş ğil: Antalyalılara bu kadar kendini portacılardan, lutfen is'af buyu sevdiren ismail Hakkı Baykalın rulmasını istirham edeceğimiz di valiler arasında yapılan son değileklerimiz var. şiklikte bu vilâyetten alınmasında1 Kendilerine muavyen bir yeı dır. İktidar değişince bu gibi degösterilinceye kadar caddelerin du ğişikliklerin yapılması tabiî telâkki var diblerinden itibaren bütün yaya edilse dahi, 11 ay evvcl tayin ekaldınmlannı ve caddeyi ortasına dildiği vilâyette, dürüst bir tarzda çalışarak parti taratgirliği ve baskı kadar sağlı sollu işgal etmeraeleri yapmıyan, başanlar sağhyan, böyyayalara ve motörlü motörsüz naklece vilâyet halkının sevgisini kaliye vasıtalanna geçid bırakmalan zanan bir valinin de, başka bir ye2 Rakiblerin birbirlerini altet re naklini, sebebi meçhul bir hikmek maksadile seslerini perde per meti hükumet addetmek lâzım gede yükselterek şehrin bulunduklan h'jor. kısmını bir «gürültü cehennemi» haline getirmemeleri. idare âmirlerini mücbir sebebler 3 Dükkân kirası, personel mas olmadıkca değiştirmek, bütçenin rafı vesaire mevcud obnadığı için harcirah faslını boşalttığı gibi, bu «işportada mal ucuza verilir» ka tebeddüllere maruz kalanlarm kenaatine sahib saf halka yatkın, le selerini de lahnedar eder; bilhassa başlanan işlerin vaktinde başarılrna masma, bazan da yarıda bırakılmasuıa sebeb olur. Mücbir sebebler olmadıkca bu gibi değişikliklerden tevakki etmek lâzımdır. Hür Mensucal sendikasının toplantısı Üç yankesici yakalandı Bursada zeyiinyağı ticareti'e r.^şgul olan ve Beyoğlundaki Avrupa otelinde kalan Bahi Zaranın cebinden dört bin lirası yankes.cilik suretile çahrımıştır. Bu hırsızhğm sabıkalı Pepe Apostolla, keli, delikli ve diğer kusurlu eşyayı arksdaşları Makridis ve Hasan tarafından yapıldığı anlaçılmış ve üçü de satıp onlan zarara sokmamalan. yakalanarak Savcılığa teslim edilmişBu üç nâçiz tavsiyeme uyacak o tr. lursanız mesele zaten kendiliğinden hallolunur. Vilâyet ve Belediye koridorlannda dolaşmağa hacet kalmaz. Lâkin, bugünkü gibi hükumet Nüshası 10 k u r u ş t u ı otoritesini hiçe saj'ar, lâübalice ve Abone şeraiti l'urWye rtartc başıbozukça hareketlere devam Senelik ZhOO • »400 • 300 Kr. 600 Kr. ederseniz çoğun'izun yakanıza poli Blr ayhk 800 • 1600 • sin eli yapışmasa bile sepetinizi, Üç aylık Altı aylık 1500 • 2900 • sedyenizi, küfenizi, tablanızı ya Senelik 2300 . 5400 * kamyon tekerleği, otomobil tampoD 1 K K A T . nu devirip ezecek, ya gırtlağuuza Gazettmizt gönderilen evrak ve ı/aıtu/1 neptdilrtn, tdllmtsin iad« olunrruu araba oku ve yayanın yumruğu nıesullyöt kabul toslayacaktır. Onu iyi bilrrü} olunl CUMHURIYET
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear