02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMHURİYET İHEM Şeiıir İ K T İ B A S L A R İ İıtşaat işierimizdeki =haberlert eüsizlik ve çareleri Hidrojen bombası karşısmda Sehrin Derdleri J f İ 3 Mayıs 1950 NALINA MIHINA Değerli bir Türk denizcisi Yazan: İnşaa! Mtlhsndisî: Enver Abiral Memleketimizdeki inşaat işlerinin muhtelif safhalarını gözdeh geçiçrdiği'niz zaman bir çok aksaklıklarla karşılaşmak mümkündür. Bız bugun için adesemize çarpan iki noktayı ele alarak bunlarm daha düzenli bir şekilde yurutulmesi hususunda ne gıbi tedbirler almması lâzım geleceğınl izaha çalışacağız. 1 İnşaat malzemesi: Inşaatm esasım teşkıl eden ve fcinanın sağlamhğı, dayanıkhğı gibi en mühim neticelerle alâkadar olan malzemeden kum, ^akıl, tuğla gibi bellıbaşhlarmm satış e*nasında bir kontrola tâbi tutulmaması, üzerinde durulacak bir keyfiyettır. İnsaata elverisli evsafı haiz olrnıyan malzemenin piyasada daima mevcud bulunduğunu, kum ve çak:l satan fırmaların uzak yerlerdeÜ iyi malları rekabet temini mak sadile getirmeyip yakınlarda bulunan ve daha ucuza mal olan düşiik evsaflı ve hattâ inşaatta hiç fcullanılmaması lâzım gelen kum ve çakıUan plyasaya arzettikleri, bazı tuğla harmanlarının ıskarta mallarını inşaatlara sürduklerini ve bu malzemenin yapı sabibleri tarafından satın almarak binalarda kullanıldığını ötedenberi gormekteyiz. Xısmen Işine sahib ciddî meslekdaşlanmızın haricindeki kâr ga yesile hareket eden inşaatçılar, kısmen götürücüler, ve &ısmen de binalaruu acele olarak yapmak zaruretinde bulunan vatandaslar tarafmdan vukua getirilen bu hal inçaaün kalitesini düsürmekte ve çehrimiz günden güne fena malzeme ile yapılan binalarla dolmaktadır. Bu gidlşin günden güne daha da kötüye doğru yol almakta olduğunu görüyoruz. On sene evvel piyasada her yerde bol bol bulduğumuz iyi kalitede inşaat malzemesini bugün hemen hemen hiç bır yerde bulamıyoruz. Nihayet millt serveti mutazarrır eden bu hallerden korunmak için kum, çakıl, tuğla ile aynı ehemmiyette olan diğer inşaat malzemesinden fennî evsafı haiz olmıyanlarm piyasada sattırılmaması ve yapılarda kullandırılmaması hususlarının kontrol. altma alınması ve bunun temini için de bugünkü mevzuata hükümler konması lâzımdır. İnsaatm yapı ve yol kanununa uyup uymadığı kontrol edillrken malzemenin de mevzuata istınadsn gözden geçirilmesi, evsaf itibarıle inşaata elverişli olmıyan kötü malzemeyi kullandığı anlaşılacak mimar. mühendis, yapı kalfası gibi mesul klmselerin de muayyen müddetler için ruhsat verilmemek suretile cezalandınlması işlerin düzene konulmasına müessir olacak, bu sistem kanunî müeyyidelerle takviye ve hassasiyetle takib edildiği takdirde vatandaşları mız ve şehirlerimiz uzun ömürlü, kalitesi yüksek binalara sahib clabileceklerdir. ehiyeti olmadığmdan, sanat derecesi ve yevmî ücreti tesbit ediltnemiş bulunduğundan inşaat sahibi şüphe içindedir. Işi kime vereceğini bilemez, verdiği takdirde ücreti peşinen t?yin ederremek ve ortaya çıkacak i?e pöre tayin yapmak mevkiindedir. İşçi de, işini meydana çıkardıktan sonraki takdir kendini tatmin etmiyeoenni dü=ündüğünden işte yevm'ye ile calıştığmda yevmiye miktarını, işi götürü aldığı takdrde de eline geçecek parayı evvelden bilmek ister. İ d tarafın İ>T ve kötü nh'etlerine, bilgi ve kudretlerine bağlı bulunan bu muamele tarzı ekseriya bir hakrızlıkla neticelenir. tş veenin veva i«çiıin zararma olarak tecelli eden bu durum nizalara huzursuzluklara yol açar. İnsaatla ilçisl o!an!pr:n yakinen malumu bulunan bu derdin izalesi için işçileri bir idareye bsiavıp ehlıyetlerini gözden ae"irm"k, bilsi ve sanst derecelerine fbre sınıflnndırarak ücretlerini hun^ nazaran tesbit etmek. işci i!e iş veren prasmda Reni? mıkvasta ve şümullü oiarak ta,vassut edecek bır büro açmak, İ5çüeri kontrol altında bulundurmak akla en yakın gelen çarelerdendir. Yukanda saydıŞımız meseleler halledıldi&i takdirde hem inşaat sahiblerinin. hem de kendi gücü ve emeçile aile pecindiren işçi smıfmın haklarını koruyacağımıza, iki tarafı rahat ve huzura kavuşturacağımıza, ve inşaat işlerimizde yeni bir devre açılacağına muhakkak nazarile bakılabilir. Bunun icin: a Bütün işçileri belediye reisliğinin himaye ve murakabesi altında olmak üzere mühendis, mimar, kalfalardan müteşekkil bir komisvon tarafından imtihana tâb tutmak suretile sınıflara ayırarak birer hüviyet cüzdanı vermek; b Geçim şartlarına göre her sınıfın ye\mivelerini tayin etmek c Yevmıyelerin tayininde bır taraftan belediye iktisad müdürlüğünün vereceği rayici, diğer taraftan da işçilerin f'kir ve isteklerini nazarı itibara almak, d İşçilerin azamî ve asgar çalışma müddetlerini, fazla mesai ücretlerini ayarlayarak haklarının ziyaına mahal bırakmamak, e Devamîı ve verimli çalışmalarile meslekî kıymetini arttıran işçıltri yüksek suuflara terfi ettırmek. Gibi esasları havi. bir usul kurmamız yerinde bir hareket olacaktır Bunu yapmağa ve iyi bir şekilda tatbika muvaffak olduğumuz takdirde yazımızın yukarıki kısımlannda bahsi geçen mahzurların ortadan kalkacağı gerek iş verenin ve gerekse işçinin karşılaştıklan güçlüklerin ve haksızlıkların önleneceği, inşaat işlerinin bu safhasmda karşılıkh bir emniyet havasj teessüs ederîk faydalı neticelerııı almacağı şüphe götürmez bır hakikattir. Yeter ki. halli pek kolay olmıyan bu davada karşılaşılacak zorlukları yenmek azmini gösterelim ve yapılacak işin imkânsız olmadığını peşinen kabul edelim Böylece şimdiye kadar ele alınmamış bir «lavayı halletmiş ve memlekete faydalar sağlamış olacağız. İnşaat iglerimizdeki düzensizliklerden ikisini mümkün mertebe izaha çalıştık. Öeride fırsat buldukça dığer derdlerimizden de deceğiz. Almacak 50 otobüs ve bir karar Tramvay ve Eiektrık Idareoinin 50 otobus mübajaası ıç»n hazırladığı şartnamenın ya.nız bır Ingılız fırmasının ıjıne uygun gelecek şekılde ıhzar edıltnıj olduğu iddıaları uzerlne Belediye makamınca mezkur idare muâüru 1brahım Kemal Bayboradan ızahat alınmasına luzu^ı gorulmuştur. Sanat okullan ve Paris sergisi Ağus'os a\ırda B:rleçmış Devletler tarafmdan Parlste açılacak Ticaret fi'arına Istanbul Sanat okullarının da iştıraki takarrur etmış ve alâkalılara errır verıimıştır. Hapishaneye eroin sokme.'t istcrken yakalanan adam Istanbul Suîtapahmed Cezaevınde ystmskta olaıı Kemal Kalkana getirdığı uskumıuların çırde hapishaneye eroın TOİ.mak istıyen Mustafa Demirtaş >akalararak hakkında kanunl takıbata ge'ılmıst'r. inşaat işçisinin bugünkü hali ne kendısini, ne de yapı sahibini mem nun edecek durumda değildir. İşçi bulmak istiyenler bu sınıfın oturduğu kahvelere müracaat zorundachrlar. Hangi ifi kimin yaptığı, ücret bakımından değerinin ne olduğu, işçinin sanat seviyesi, bilgisi ve meslekl ahlâkı belli değildir. İş veren bu hususları öğrenmek için soruşturma yaptnağa mecburdur. AJacağı neticede rmıhatabının bilgisine iyi veya kötü niyetine göre değişir ve daima da sahih değildir. Diğer taraftan işçi de, inşaat sahiplerine doğrudan doğruya müracaat edemiyeoeğinden, tanıdığı maJıdud bir kalfa zümresinin himayesine sığınarak rızkını daima orun tavassutundan bekler. Halbuki, herhangi bir tatnir veya insaat sahibi ile işçinin buluşması meselenin halli için kâfi değildir. İki tarafın yekdiğerine emniyetle yaklaşması ve anlaşması için bazı unsurlarjn mevcudiyeti şarttır. İş verenin binasını yapaca"; i&çilcrin ehliyet derecesini ve yevmiye ücretir.i peşinen öğreiımek ihtiyacmda olmasma, işçinin de mutavassıtlardan kurtulmak ve emeğinin ne rrhsul vereceğini bilmek zorunda olmasına rasmen hsîen cari rsuller tunıın tam"nen aksmodir. İ=einin 2 İrçl: f Dr. CEMAL ZEKI.lt | Eviilik Mahremivetleri Evliliğin sır ve mahremlyetllin1' çözen. sevmek, sevilmek, aşkın fîzyolojisini bütün hususiyetlerile anlatan bu güzel eser herkesin kitabı ve en mahrem dostudur. Yuvada kaduı, erkeğe E«vgi ve saadet yollarım gösteren bu yolda bilinmesi zarurî bütün esaslı bilgiler, aşk ansiklopcdisi olan bu fevkalâde eserde bütün açıkhğı ile ve çok nezih bir diüe anlatılmaktpdır. Basılış INİCİI ÂP KİT/^RFVt 70 ° s ADSIZ KAHRAMANLAR \ Yazan: BAHA VEFA KARATAY Vatan ve namus yolunda Türk milletinin yarattığı hârikaların destanıdır. Tevzi yeri: Üstün Eserler Neşriyat Evi Kefeü Tevfik Han Tel: 25149 TABİÎ VE HAKİKÎ Orijinal ambalâjda gelmiş ve Eczanelere tevzi edilmistir. Tuzu I I Amerika halen hidrojen bombası Bu suretle trltvum bimbası doğ | kat, bunu Basfcan Truman'ın da, Ikomisyonu da çalı»mas:ns devam yapmak için bütün gayretile ve rudan doğruya atom bombasına bir atom komisyonunun ilim adamı ol edecektir. Fakat, yakın bir istıkciddî bir şekilde faaliyete geçmış rakib olarak ortaya çıkmaktadır mıyan azasının da, gizli olarak balde hidrojen bombasını imal ıçın midir? Geçmediyse, niçin? Bundan başka, mühim bir nokta muhim kararlar vermek mesuliye hiç bir büyuk ve ciddi bır teşebtini yüklenmiş bulunan diğer ileri cose geçilmi? değildir. Hidrojen bombası imalile alâkalı daha var: Buna mukabil, Rusyanın da hidmesclelerin münakaşası alacakaVâkıa, hidrojen bombasının atoro gelen zevatın da daha fazla bir sey ranhkta ve elyoıdamile yapılmak bombasmdan çok daha fazla tahrıb ! bildıklennden şuphe etmek ka rojen bomoası üzerinde çahfmalara basladığını ve bu işi, harb devTine mecburiyetindedir. Fakat, bütün kuvvetine »ahib bulundugunu klm ! bildir. mahsus bir gayretle ele aldığını da Amerikahların hayatım alâkadar se inkâr etmiyor. Fakat, bazı â* * hatıra getirmemiz lâzımdır. O takeder derecede mühim olan bu mev limler, sarfedılen emek ve ma!z=zu üzerinde urrrjmun elde edebi me hesaba katıldığı takdirde atom Şüphe edebileceğimiz bir şey da dirde \apılacak bir tek şey vardır îeceği mahiyettekı malumat, insa bombasının çok daha ucuza geldi ha vardır ki o da hidrojen bomfcası ki o da, hidroıen bom.'casınm masnı sşikâr jekilde bazı neticeleri ğini 1leri sürmektedirler. i bahslnde Amerikan siyasetinin, ga rafa değmiyecek bir şey olduğu çık?rmp§a sevketmektedir. tşte, hidrojen tombasına kaışı a yet sarih olarak, birbirıni nakzedeı kat'l surette ispa+ edilmedikçe RusEvve'.â, mevcud malumat açıkça çıian davanın teknık tarafı hulâ iki vazıyet ara=ına dusmuş olduğu ların gayretile boy öîcuşecek şegöstnriyor ki hidrojen bombası satan budur. Şuphejlz, bu yazmın dur. Bir taraftan, âlimlerin ahl?kî kilde faalnete aeçmektir. S L e'rnrt Alsop yapılması için çok büyük bir gay muharriri davanın ne derejeye ka ve fennî bakımdan yaptıkları iti(>!. Y. Hcrald Trıbun) ret sarfedilme^i lâzımdır. «Butunü dar doğru olduğunu bilemez. Fa razlar bertaraf edilmistir ve atom muhafaza» meselesi yani, infılâk isıni tahakkuk ettirebi!ince^ e ka PAKİSTAN MEKTUBLARI : dar bombanın butun mekanizma=ını oldusu gibi muhafaza edebılmck mo<=e!esi havspl^nm alamıya« . ı kadar zor bir ılım ve fcn bah•n sidır. Halbuki eene eldeki malumat gosterıyor kı ortada hidrojen bom basının imali için lâzım gelen gayretlere benzer bir faaliyet yoktur. Bunu gosteren başlıca üç nokta Bazı fırıııcılar ekmeğe zam var: istij orlar Blrincisi, Başkan Truman'ın Bazı fırın r sahıbleri Ekmekçiler Cenı >eiıie mu Bcaat!e zı; an ettlklerlnden kısa demecidir: ekmeğin ya birer kiloluk b(ı>uk hacım«Atom Kuvveti Komisyonunun Osman Aykut: "Şarkî Pakistanda en büyük oteli yaptınyorum. do Imalıni veyahud da flatlara zara «hidrojen bombası» veya «üstün icrasını istemişlerclır. Cerr.iyet bugün bomba denilen bomba da dahi Dakkar'daki otelin 200 odası olacak. îstanbuldan üç aşçı lerde beled.ye İle temaj ederek bu olmak üzere, bütün atom sllâhları getirtiyorumn dedi ve izahat vermeye koyuldu hususu goruşecektir. Aynca haber verlldl|in« gore Ek iızerindeki çahşmalarına devam mekçüer Cemiyeti aıaları arasında da etmeslni bildirdim.o anlasamamazlık haııl olmuı ve bunların Bu sözler açıkça ima edlyor ki, teşkU ettlklerl jirket dağılmak ijtidadı mevcud faaliyete hususl, yeni vegosterm ştlr. ya olağanüstü bir gayret ilâvesi Vesaiti nakliyeden iki ayda 2595 düşünülmekte değildir. lira ceza alındı Ikincisi, bütçedir. Hidrojen bomEmniyet 6 ncı Şube Mudür ve me basının imalile iİRİli fevkalâde memurlarının yaptıkları tarama netıc« selelerin derhal ikmaline karar vesinde mart ayında 5006, nisan ayında rilmiş olsaydı çok büyük tahsisa6105 araba kontrol cdilmi?tJ. Mart ta lüzum hasıl olurdu. Halbuki, ayında 1995, nisan ayında da 800 küayrılan sur lira nakdi ceza alınmıştır. Val bütçede atom kuvvetine Altıncı Şube Muduru Orhanı bu faali bütün masraf umumi yckunun anyetınden dolayı tebrik etmıstir. cak yüzde 2 si nisbetindedir ve hususî mahiyette hiç bir fevkalâdo Bandırma yolcu vapurumuz tahsisat istenilmemişir. ltalyanın Ansaldo tezgâhlarında lnsa Üçüncüsü, filimlerin vaziyetidir, edtl.p bırkaç gun evvel bayragımız çekilen «Bandırma» yoicu vapurunun Atom bombasını tahakkuk ettiren demirbsş devir ve teîliml sona ermiştır, büyük ilım adamlarının gelişiguGemının 5 mayısta Napolıden hareket zel bir kaç isım zikretmek lâzım etaıesı beklenmekted r. gelırse meselâ Oppenheimer, Urey, Mudanya hattı yaz tarifesi Bethe, Fermi, Zacharias, Bacher, Mudanya hattı yaz tarifesi, gerek A. H. Compton'un butün vakiüeistanbuldan Bursaya gıdecek, gerek rini, hattâ vakitlerinin bır hısmın. Mudanya, Gemlık ve Armudludan Is bile vererek, hidrojen bombası ütanbula gelecek yolcuların seyshaüeaşlkârdır. ruıi muntazam temin edecek suretîe zerinde çalışmadıklan Hepsi ya konferanslarıle, ya ünr hazırlanmaktadır. Bu programla Bursalıların a3'nı gun versitelerdeki derslerile. yahud da Istanbula gelıp donmelerı sağlanmıştır dıger ışlerıle meşgul bulunuyorA>Tica, ilk deha rlarnk haftada hır lar. defa da Tfrılya iskelesıne vapur ugraOsman Ajkııt, kaplan avı esna'ında kendisine tehsis edilen çadırın önünde tılacaktır. Yeni tarıfcnin 15 mayısta yurur'.uğe gıreceğı um'd edıinektedır. Bu üç delili bir araya getirince Dakka (Arkadaşımız Faruk yordu. Zaten Türk sevgisi bütün nimle şakalaşıyordu.. Necib Fazılrn muhakemeleri oıtaya çıkan şu aşıkâr netıceden Türk yemeğıne hasret kaldığıBuyuk Doğu mecmussmda ınt «ar kaçmak imkânsızdır: Amerika bu Fenık yazıyor) Şarkî Pakısta Pakıstanı, bır mıknatıs gıbi Tür eden «6 parmak» bişlıklı yazıdan otunın Tıbete doğru uzanan Can ke bağlamıştı. Turk demiyor mız bu ülkede insanın aklına yeru İkinci Ağır Ceza mahkemes nde gün yeni silâhı imal etmek üzere g l'mde İstanbullu bır Turk'.G muydınız, etrafınız bir hayran mek ı<smi de gelmiyordu. yargılanmakta olan Necıb Fazıl Kısa butün gajretıle faaliyete geçmiş Türk yemeği olsun da ne küreğin muhakemeal dun sona ermış ve değıldir. Makul bir tahmin yürut karşılaşacağınızı tahmin eder mı lar halkasıle çevnliyoıdu. İşte Osman Aykut da Türk olursa olsun! dıyordum. Ve Osid'niz? mahkeme beraetlne ka'ar verrr.ştır. mek istersek diyebiliriz ki, harb Şemşirnagarın Pırtımpaşa mev olmanın ve Turk yaratılabılme man Aykut bana her gün yepyeNecıb Fazıl Kısakıırck ile eşı Nesl han ni bır yemeği sunuyordu. Kısakureğln mevkuf bulundukları BU zamsnmda atom bcmbası üzerinde kııne kaplan avı ıçın konakladı nin nimetlerıne kavuşmuştu. çun muhakemesıne de bugun B rınci yapılan çahşmılara nisbetle, bugün ğımız zaman, Osman Aykut: Kendısi de boğazına pek düşEtrafı, ışığa koşan pervanelet Ağır Ceza Mahkemesınde devam oluna ancak sulh zsmanına mahsus gev«Hoş geldiniz!» dıye bizi seiâm çibi Türke âşık ınsanlarla dolu kün değıl sTyılmazdı. Bana ıkcakhr. şek bir fsaüyet gosterilmektedir. ram edeceğ m diye b raz da kenıdı. ladı. Bvı vaziyetin neden böyle olduğu Pırtımpaşada bile Osman Be dıne ikram edıyordu. Osman Aykut, İstanbuldan Küçük Haberler hakkında da makul bir tahmin yu« Akşamları beraber oturuyor yin otomobıli ve Cangılda h zrutmek kabildir. Hidrojen bom çıkıp Dakkaya gelmiş, burada mehtabı seyrediyor, Yahya Ke• BATI ve Kuzeybatı Akdemz li basmın îmaline daha başlangıçtan güzel otel ve lokanta açmış, met eden adamları vardı. Onunla tanışışımız çok entere malden şiırler söylüyorduk. Türk zevki ve Türk yemeğıni bu manları ile memleket mız arasında >apılacak muntazam jılep seferleri ıçın beri bir çok âllmlerin itiraz ettik ülkelere kadar tattırmaya çalış san oldu. îstanbulda müşterek dostlarıtetkıkler «ona ermiştir. Mayıs ajının leri, bir sır değildir. Onların bu mış müteşebbıs bir Türktü. îran Ilk zıyafette idi. Gene önüme mız vardı. Cangılda, Kral çadırortasmda başlıyacak ılk sefere ıeviz ttirazlarına Amerikan atom kuvveti yondan çıkan Kıze şılepl tahsıs edile komisyonunun eski başkanı David Şahının Şarkî Pakistandaki :ka nefis bır çay getırm 'lerdi. Süt larını andıran geniş bir çadırda meti sırasında sarayın ıaşe teş komasınlar diye bir kartal gibi kalıyorduk. Geceleyin uyutmucektr. Lilienthal de işürak etmiştir. kılâtını üzerine almış, bınlerce çay kâsemi beklıyordum. Fakat yordu. Ben uyumak istedıkçe, * AMERIKALI muşavir rıuherdıs Âlimlerin itirazları bilhassa ah kılometre uzaktakı Cangıl'a, ma nasıl oldu bılmiyorum, tepem Bektaşinın hıkâyes.ni anlatıyoı uzmanlardan John Slatter ıle Parmalee şehrınuze gelmışleraır. Bu ıkı mute lâkî ve hissî temellere iştirak edi 5'onezli karıdese, buzlu vıskıye den bır el uzanarak ıkı damla ve dnordu kı: hassıs 15 gun kalacak ve DenıZyolları yordu. Fakat kısmen, belki de ah«Bektaşıye namaz kılar mısın? sütü çay fıncanıma boşalttı, ve kadar her şeyi ulaştırmıştı. Idaresinde temaslarda bulunacaklardır. Biz Osman Beyın sayesinde, canım çayı bulaşık suyuna çe diye sormuşlar. Bayramdan bay* ALTI ay evvel revızjon ıçın fab lâkî tarafı desteklemek düşühcerıka \e havuzlara alırjmş olan Ardahdn eile, bombayı yapmamak için tek îran Şahından geri kalmıyorduk. virdı. Pakistana geldım geleli, rama, demiş! Her gün beş vakıt şılep^nın tamırı bıtmış ve gemı serv se nik zorluklar da ileri sürüldü. Dile benden ne dılersin?» dıyen sütsüz çay 'çmeğe imkân bula kılmaz mısm? demışler. Yahu! alınmiftır. Bu zorluklar arasında «bütünü hızır gibi, Osman Bey her za mıyordum. Rastgelen ıkram ol Bız bu dunyaya namaz kılmak * KAZLIÇEŞME Gecekondu mahallesi halkından bır hejet dun Valıyi muhafaza edebilmek meselesi» var man, her istedığimizi, her yerde sun diye çayıma süt damlatı ıçın mi geldık? dtye cevab vermiş.» yordu. zıyaret etmıştır. Belediye Imar Mudar dır ki bu ancak esas madde olarak yaratıyordu. lügu burasınm Imar plânını hazırla ağır bir hidrojen, yani «trityum» îşte o hesab. Osman A\kut da İşte gene böyle ikram »even Bır kaç günümüz kendisile bemakta olup bu plân tasdık edilır edıl kullanmakla halledilebilir. Halbu raber geçtı. Oldukça şişmandı bır el çayımı, çaylıktan ve beai bana mütemadıyen: mez umumi olarak eiektrık cereyanı ki, diğer mühim zorlukları bir ta Gölgede 4045 derecelık sıcağa çıleden çıkardı. Kendimi kayROBİNSON CRUSOE Bırak şu uykuyu birader venlecektır. Biz bu dunyaya uyumaya mı •• ISTANBULDA bir otel lnşası isinı rafa bıraksak bile, trityum elde e pek dayanamıyor, günde en aşa betmiş olacağım, türkçe: * Kuçiık Çocuklara takıb eden Mr. Mour dun Beledıyede debilmek için hem ham uranyum ğı 5 defa duş alıyordu. Hay Allah kahretsin! diya geldik! diyordu. Dünyanın en meşhur eserı Vali ve Belediye Başkanı raireddin madeni, hem de uranyum stoku mırıldandım. Buna rağmen bir gün: olan ROBİNSON hikâyesi Gündüzün kaplan avı, akşamKerim Gokayı zıyaretle bu injaat «t lâzımdır. O sırada beyazlar giyinmiş biı leyin buzlu viski, geceleyin Os« Hayatımdan çok memnugayet meraklı ve eğlenceli bir rafında temaslarda bulunmuştur. num, dedi. Istanbulda Köprü zat, gayet kibar ve gayet nazik man Beyn çenesı, Cangılda bız, şekilde resünü olarak basıl• HALK Bankası Umum Mudurü dün Vali ve Beîed y e Başkanmı zıyaretle üzerinde sigara parasını nereden bir şekilde; mıştır. Fiatı 50 kuruştur. BüPakistanda aldığımız kilolardan Çarşıda bir sube açmak ıstedıklennl « Üzülmeyiniz! dedi. Başk.ı bir kaçını rahat rahat verdık . bulacağım diye tıtreye tıtreye tün ailelere tavsiye olunur. bılcırmiştir^ yürümektense; cebimde para, sını getirirler. Hılmi Kıtabevi. Bır gün gene oturmuş ahpab•• OZEL Gazetecihk Okulu öğrenci* Türkiyeden on binlerce kilo lık ed.yorduk. Bırden çadıra bır altımda otomobil, emrimde yüzler. dun Vali ve Belediye Başkanı lerce uşak burada terlemeyı ter metre uzakta, yalnız tarıhımizin subay gırdı. Fahıeddın Kerim Gokayı zlyaretle bazı dıle'îlerde bulunmuşlardır. ve atalarımızın isimlerı kalmı; cih ederim.» Cici sizi istiyor, dedi. * ZEYTINBURNU çimento amelesl Ama hem cebinde para, bir ülkede bir centilmen, türkçe Kim bu cici? ded m. nin ücretlerine yuzde on bir zam yahem altında otomobil, hem de olarak: pılması hakkında Vılâyet Hakem Bilmiyor musun? dıye sor Üzülmeyiniz! diyordu. İstanbulda olsan? diyecek olheyetmin verdiğı karar henüz yuksek du. hakem heyetinden gelmemış olduğundan Öyle heyecanlanmıştım ki, udum. Canevinden vurulmuş gibi Hayır! diyecek oldum. Gul»mele sızlanmakta ve Uglli makamlara tanmasam kalkıp iki yanakların dü. Burada, dedi Governor Gene irkıldi. başvurarak sikâyet etmektedir. Gözleri doldu. «Geçinecek pa dan opecektım. ral'in (Valıi Umumimn) adı cı• ÎNGILİZ Kultnr heyetinın tertib Türk müsünüz? diye sor cidir. Herkes ona cıcı der! ran olsun da İstanbulda ol! Boettıği Çocuk Tıyatrosu sergisi yarın saat 17 de Vali ve Belediye Başkanı ğazıçi şimdi kimbilır ne kadar dum. Governor'un «G» sı, General'ın tarsfından açıiacaktır. Sergi Beyoglu Evet, dedi. Hem de İstan de «G» sıni almışlar. İkisıne birgüzeldir?!.» diye devam etti. Aksam Kız Sanat Okulu, Daimi sergi. Gayet güzel orduca Öğrenmiş bulluyum. den «GG» yani cici demişler sirdedır. İşte Osman Aykutla ahpablı Şimdi Pakistanda Valii Umumi ti. Mükemmel ingilizce konuşu• HAYDARPASA açıklarında bir ğımız böyle başlamıjtı. Ondan Havace Nazımüddine herkes ciyordu. yangın neücesınde yarı batar bir hal alan Norveç bandıralı «Bosphorus» geŞarkî Pakistana en büyük sonraki günlerimizi hep beraber ci diye hitab ediyor. Cicinin zimisnın sahibi Ole Thoressen, hukuyafeti, cicinin daveti, cicinin avı oteli yaptırıyoruz, dedi. Dak geçirdik. nctle temaslarda bulunmak üzere An. Şarkî Pakistanda oldukça tu gibi... Afrikanın büyülü ve vahşî or kada yaptıracağımız otelimin karaya gitmiştır. Ole Thoressen billndîglnı gıbi aynı zamanda Oslo fahri manlarirtda başlayıp eski zaman 200 odası olacak. İstanbuldan tunmuştu. Pakistan Valii UmuBen de günler geçtikçe cici isbEşkonsclosumuzdur. Avrupasının romantik muhitlerinde üç aşçı getıriyorum. Pakistanlı misi Hacı Nizamüddin ile çok iyi mine çok alıştım. Kaplan avında • EMEKLt Subaylar Derneğlnden. devam eden bu ikinci cild bize bi lara şiş kebabı nedir gösterece ahpabdılar. Kendisine Şemşirnakendisile beraber bulunduğuKsdıköy ve havalis nde oturan emeklı gardan Dakkaya gidip gelmesi muz zaman, ekselânsın arkasına subay srkadajlarımızın 5 mayıs 1950 rinci cildin vadettiğl bütün zevk ve ğım! Türk pilfivını, patlıcan dolma için bir iki defa tayyare bile tah hemen ciciyi yapıştırıyordum. Cuma gunu gaat 14 buçukta Kadıköy heyecanı verdiği gibi hiç ummaHalkeM salonunu teşrifleri rica olunur. dığımız aşk ve maeeraların da zev sını tattıracağım. Bakın göre sis edildi. Osman Aykuttan bahsederken Gündem Yonetim kurulu raporu, yeni kini tattıracaktır. Masum birer kız ceksiniz, dünya benim otelime Orada kaldığım müddetçe, baCıciye geldik. Osman Bey Pajönetim kurulu seçimidir. na memleket hasretini duyurt kistanm «Cici» si değıldi ama, * TÜRK1YE Iktısadcılar Demeğ nin olarak geride bırakılan sevgilileri ve benim lokantama akacak!.. Osman Aykut doğru söylüyor mamaya çalıştı. Benim için yo bizim lugatteki manasıle hakikakıuuluşu yılddnumu münasebetıle E birer kadm olarak tekrar bulmamayıs 1950 cuma günu saat 17 de Park nın; yarıda kalan asklara jfeniden du. Bu Pakistanda yiyeceğin en ğurtlu patlıcan kızartması, kar ten cici ve sempatik bir adamdı. Otcii paviyonunda bir çay verilecektir başlamanm heyecanını Anthony ile harikulâdesi, fıstığın, baharatın nıyarık, kadın göbeği yaptırtıyor Nüslıası İU Ruruştur Şarkî Pakistandan ayrılırken ve her sabah: TurkJye Harie birlikte okuyucu da duyacak ve en nefisi mevcuddu. Fakat aşçısı biraz üzüLmedim desem doğruyu Aboncşeraiti RECEB 15 ÇARŞAMBA Prens hazretleri bugün için söylememi^ olacağım! 1 2800 > 3400 > kaderin oyuncağı olan bu adamla yoktu. Bu pirinç, bu fıstık, bu Senelık ne emir buyururlar? diye be300 Kr. 600 ^ O bana bir kaç gün, Cangılda birlikte bilinmiyen bir âkıbete doğ et, bizim Bolulu aşçmın eline S 800 > 1600 • eçecek olsaydı, parmakla yee İstanbulu yaşattı. ru sürüklenecektir. 3 1500 • 2900 • X a mek yiyen Pakistanlılar, unutup Ü o i < > Kaplan vuramadan döndügü2800 » 5400 • 2 cilddir. Beher cildi 3 lira muhakkak parmaklarını da yermüze müteessırım ama, Cangılda î K K A T m V. ) 5.56 13 11 17 03 20 07 21 51 4.00 | lerdi. bir Türk tanıdığımdan dolayı Gaıetemıze gonderilen tvrdk v» yaz\lat Çıkaran: Türkiye Yaymevi 9.49 5.03 8 55 12 00 1*44 7.53 | E. Şarki Pakistanda Osman Beyin memnunum. neşred'.hm, edılmesin ia&e oluntruu ismi, bir bayrak gibi dalgalanıI öksürüğü keser. ^ğ FARUK FENİK Ilânlaraan mesuüyet kabul «ditmcı. Belediyeee tstanbulda vücude ge tirilme=i takarrür eden ucuz mesken inşaatmm geri bırakıldığı hakk'ndaki neşriyat üzerine Vali ve Belediye Başkanı Fahreddin Kerim o>ay dun bir muharririrmze şu Izahatı vermiştir: « Istanbulun mesken davası üzerinde çahsmak, vazifeye baslad'.ğım gündenberi en heyecsn duyduğum mevzudur. En salâhiyetü mütehassıslardan teşekkül eden komisyonl=ır umumi olarak meseleyi ince'edı'er ve hiç bir komisyona nasib olmıyan bir şekilde ve zamanda işlerini bitirdiler. Bir de hazırlığımıza devam ediyoruz. Sinekulâsvon olrr?ması için bina inşa edılecek asraların yerini *imdiden söyliyemem. Bu insaata aid kanunda Şehir Meclisınin karar vermesi sarih olarak yazılmıştır. Haziran devresinde kararı alırsak, derhal işe baslayacağız. Buna sermaje olarak tahsi<; edilen 4 milyon lira Bakanlar Kurulu tarV'r.dan Belediye emrine verilmiştir.» Ucuz mesken inşaatı geri bırakılmadı Âmerikayı düşüttdüren meseieler Cangıfda Istanbullu bi Türk ile taıtıstım ir kaç srün evvel bir gazete Marşa şirkeiinin Amerikadan satın a!dıÇi Mardin şilepinin miiliyetçi Çinlilerin son kalesi olan Formoza adasından donerken battığmı yazmıştı. Bu fena haber doğru çıîtmadı ve Türk ticaret filosunun en büyük gemisi olan 11,287 tonluk Mardinin şckcr yiikiie Pasifiktcki Amerikan adalanndan Honolulu'va vardığı aniaşıldı. Mardin, Amerikadan tank yüklejarek Formozaya goturmuştü. Geminin battığma dair olan şayianın dolaştı^ı jji r s l . rada, Mardinin, şahsan tanmıadığım, kaptanı Nuri Yılmazdan bir mektub almıştun. Bu mektuba Filipin adalarındaki Pulupandan limanından postaya verilmişti. Pasifik Okyanusu adalarında bir Türk gemisinin ilk defa olarak bayrağımı i.\ göstermesini büyük memnunhıkla karşıladım. Mektuba ilişik olarak Mardin suvarisine yazılmv% 6 imzalı ingilizce bir mektub, daha doğrımı hir takdirname vardr. tloilo şehrindcki PhiHppine Shippinç Lines ve American Pre* sidcnt Lines accntasının başlığmı taşıjan ve Bacnlod şchrinden yarı'mış olan bu mektubda jbyle deni'Kordu: «On beş senedir Pulupandan kam'ından f\pni boğazından) geçen butun yük ve yolcu gemilerinin k.inalı kıNvuz yardımile ve yalnız cunduzleri geçüklerini, geceleri ise hiç bir kılavuzun kanaldar» geçmediğini biliriz. Bu Filipin lim?nına ilk defa olarak gelen Mar» dın i?mindeki Türk gemisinin kaptanı Nuri Yılmaza gerek kılavuzl^r, gerek=e liman memurları tarafından Pulupandan kanahndan Kunduzün geçmesi ve bir kılavu» alması icab ettiği tavsiye edilmişlir. Fakat Türk kaptanı, erte.i günü bekleyerek vakit kaybetmek istemediğinden 1 nisan 1950 de geceyansı limandan hareket etmiştir Bu vaziyet vapurda ve limanda herkesi hayret içinde bıraktl. Ertesi gun kaptana geceyarın karanhkta bu muhatarah kanaldan nasıl fteçebıldiğıni sorduk. O gülerck «Gdzlerimi kapadım ve kfnalı gcçtim. dedi. Hepımiz gayet İyi biliriz kl bu kanal çok tehlikelidir; burada M atte 8 mil suratle akan bir ckıntl vardır. Bundan baska boğazda fener yoktur ve kıyıları ginntıli çıkmtıhdır. Bu yüzden kanaldan, gemisinin selâmeti namına, geceleyın geçmeğe hiç kımse cesaret edemez. Nuri Yılmaz kaptanın mesleğin» de büyük vukuf sahibi olduğunu anlıyor ve Türk kaptan'na bu yolculuk için takdirîerimizı bı'dirmek istiy&ruz. Bu seyahati hiç unutmıyacrtğız. Bunu kaptamn kendisine de söyledik ve yazacağımızı da büdırdik. Boyle yapmtmız, geıek kend ii, gerekse Türk gemileri va denizcileri için iyi bir şey olacaktır. Bu mektubu büyuk bir zevkle yazıyoruz ve kaptana her zamar» iyi yolculuklar dıleyoruz. Türk kaptanlarının çok cesur ve mahir, yeryüzunde iyi bir şohret sahibi olduklarım öğrenr.jş bulunuyoruz. Bu güzel seyahat için size teşekkur eder ve iyi yoluı'.uklar dilerız » Mektubu imzalayan 6 kişl. gümrük müfettişi, gümıuk muhafaza mcmuru, gümrük gizli istihbarat mcmuru, kontrol b^acontası, gemi >uklcme ve boşaltma başmcmunı ve geml yüklcme boşal'ma ustabaşısıdır. Anlaşılıyor kl bunlar, Mardla gemisile seyahat etmişler vc kaptanın tehllkeli Pulupandan boğazından geceleyin gerişlni hayret ve takdirle kar^ılamışlardır. Nuri Yılmaz kaptanı, bu • FHipinli gibi takdir etmekten ve Türk denizcileri arasında böyle kıymetli insanlar bulunduğunu gorerek iftihar duyduğumu söylemekten kendimi alannyorum. BOURJOIS CUNHURİYET ImaaR TÜRALI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear