Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CLMllUUİYET 21 Nisan 1950 l" Orta Anadoludan Röportajlar I Darbımesellere giren «Bor'un pazarı» Kuzudan deveye, boncuktan çamaşır kazanına kadar her şeyin mevcud olduğtt pazarın bugünkü hali Yazan: Ferdi Öner fslâm âlemi, Milâdın dokuzuncu Bakanlık, ders kesimi ve imtihan asnna kadar, Hindistana çok az giinlerini dün Millî Eğitim hulul edebilmiş ve islâmiyet bu saMüdürlüklerine bildirdi haua çok az yayılabilmişti. Çür>kü Arablarm fütuhatile başlayan yaHer hangi bir sebeble ellerindeki Bordan hareket etti. Müsaade edin Okullarda ders kesimi ve imtifırsatı kaçıranlar için hoş bir halk de size yol arkadaşlarımdan bazı han günleri Millî Eğitim Bakanlığı yüma faaliyeti duraklamış ve Arabların islâmiyeti neşretmek yotekerlemesi vardır: «Geçti Borun larını tanıtayım: tarafmdan dün Millî Eğitim müdürAksarayda sinemacı Celâl, ziraat lüklerine bildirilmiştir. Orta okul lunda harcadıklan hız adeta tüpazarı sür eşeğini Niğdeye!.» Toros ekspresinden Bor istasyo mühendisi Ali, seyyar halıcı Hakkı ve liselerde dersler 27 mayıs cu kenmişti. Fakat milâdın onuncu nunda inip de meşhur pazarın o Çavuş, Adana Mensucat fabrikası martesi günü kesilecektir. Orta o asrında durum değişmiş. başka bir güne tesadüf ettiğini göriince aklı ustalarından Ali, bir ay izinle mem kullarm üçüncü sınıflarında devlet millet islâmm alemdarlığını ele alma bir tekerleme geldi ve gözlerit eketine giden Mustafa onbası... O imtihanlan, 5 haziran pazartesi gü mış, bu sayede islâmiyet yeniden adlarmı bilmiyorum nü başlıyacak ve 28 haziran çar j yayılmak, yeniden ülkeler kaplamin önür.de de Bor pazarmı kaçır tekilerinin dığım anlayınca .b?n öteki pazarı ama, onlar da çiftçi. seyyar esnaf samba günü sona erecektir. Lise mak, ve şimdiye kadar islâmiyete kaçırmıyayım» Tiırndile çilekeş e olsalar gerek. Velhasıl her meslek 3 üncü smıflarda ise, bitirme im1 yabancı kalan memleketleri istılâ şeğini Niğde i /'ametine süren ve zanaattan karılmış bir yolcu tihanları 1 haziran perşembe gunü etmek hızını kazanmıştı. Bu millet. Türk milleti idi. İslâmiyet onun sanssız, merkebsüvarın hayali can grupu. başlıyacak ve 17 haziran cumartesi landı. Dillere destan olan Bor paBoru geçip de Aksaray şosesine günü bitmiş olacaktır. Olgunluk im himrnet ve gayretile Hindistana gir zarı istasyonla şehir arasındaki yo çıktığımız zaman kamyonumuzmı tihanlan 24 haziran cumartesi gü miş, yavılmış, bütün Hindistana lun üstünde kurulmustu. hızı da arttı. Sürat fazlalaştıkça, nü başlıyarak 30 haziranda nihayet hâkim devlefler kurmuş ve bunun netiresi olarak bugün Hindi^tan^a Kaürdan merkebe, kuzudan de kardan beyaz kvlâh giyen meşhur bulacaktır. '•?akistan> admı taşıyan büyük savrulan rüzgâr veye ,iğneden ipliğe, urgandan zin Hasandağından Erkek Teknik Öğretim okullar:n suratlarımızda şaklıyordu. Yüzleri da 31 mayıs çarşamba günü, Tica islâm devleti de kurulabilmiştir. cire, sucuktan pestile, hasırdan halıya, boncuktan çamaşır hazamna, miz bu soğuk şamarların tasirile a ret okullarile Kız Öğretim okullaHâdise şöyle başlar: 962 de bir kilimden urıbaya, çanktan çizmeye cı acı bürülürken, gözlerimiz de rında 27 mayıs cumartesi CÜPÜ Türk kumandanı olan Tekin Alp, kadar ne isterseniz hepsi burada tozdan topraktan çakmak çakmak derslere son verilecek ve müteakı Efganistarıın doğusundaki Gazne mevcuddu. Kadın, erkek, büyük, yanıyordu. Kamyon yolcuları, bu ben imtihanlara başlanacaktır. kale?ine hâkim olmuş. daha sonra küçük herkes alışverişle meşgul tip seyahatlerin yabancısı olmadık967 de onun varislerinden olan Seolduğundan pazarın içi ana baba larmdan tedbirli davTanmışlardı. buk Tekin, Efganistanın güney baMesken komisyonu bugün günü... İnsanlara çarpmamak, da Ceblerinden çıkardıklan uzun yaztısındaki Bust kalesini ele geçirtoplanacak ha kötüsü hayvanlardan tekme ye ma mendillerle yüzlerini, gözlerini mişti. Gazne, ezelî karlarla mestur Bugün saat dortte Vilâyette mutememek, yerlere serilen eşyalan çiğ sarıp sarmalryorlardı. Ziraat mühassıslardan murekkeb Mesken komis dağlar arasında idi. Bust ise Hilnememek için büyük bir dikkatle hendisi Alinin çantasından çıkardı yonu toplanarak beş talî komisyonun mend ve Argandab nehirlerinin buyürümek lâzım geliyordu. Salık ğı bir pijama üstile ben de aynı verfliği raporları lnceliyecek ve onemli luştuğu noktada idi ve bu iki kakorunma çaresine başvurdum. Ha kararlar alacaktır. Bu komisyonların le, Gaznevilerin kudretli devletlevermislerdi: sandağı eteklerinden geçerken ya hazırladıkları raporlar arasında. ucuz rine temel olmuştu. Borla Aksaray arasında işleyen kalandıgımız dolu sağnağını da ü meskenin ne suretle inşa edilebileceği, makineler totomobiller» hükumet Filhakika Sultan Mahmud Gazzerlerimize kilim, keçe germek su bunlara lâzım olan sermayenin tedariki, Inşaat malzemesinin teminl. şehir meydanının az ötesindeki caddede retile atlattıktan sonra biraz ferah İçi ve dışında yapılacak inşaat gibi nevî (9981030) devTinde bu hanedururlarmıs. Bu caddeyi buldum. danın ikbali azamî dereceyi bullar gibi olduk. Bu tip yolculuklann hususlar vardır. Faiat orada otomobile, otobüse muş, Gaznevilerin devleti Türkisçok gamimî bir havası oluyor. Kısa Vali Kuleli Askerî Lisesinde benzer nakil vasıtaları yoktu, yalnız tandan Hind Okyanusuna ve İranbir zaman sonra kamyonumuz, seycaddenin ortasında içine yük dolbir konferans verdi daki Hemdandan Pencabdaki Lahoyar bir mahalle kahvesi halini alVali ve Belediye Başkanı Fahreddin durulmakta olan bir kamyon dudı. Sigaralan tellendiriyor, tath tatlı Kerim Gökay dun öğleden sonra Çen ra kadar eenİFİemiş ve Gazneviler ruyordu. Meğer, kaderimizde, Borsohbet ediyorduk. Bilhassa yol ar gelköyüne gitmiş Kuleli Lisesinde Hindistanda islâmiyetin bayraktan la Aksaray arasmda 115 kilometkadaşlarımızdan seyyar halıcı Hak • Genclikte karakter ve lrade sağlam olmak şerefini kazanmışlardı. relik yolda bu yük kamyonile sekı Çavuş, çok şakacı, pek nükte lıjSı» mevzuunda bir konferans vermijSultan Mahmud Hindistana yapyahat etmek varmış. Aynı zamantir. dan bir Anadolu çocuğu. Fakat son tığı on yedi seferle bu muazzam ülda postayı da götürmeikte olan bu Belediye bütçesinin tasdiki aylarda işleri pek bozuk gitmiş, takenin kalbgâhına kadar islâmiyeti kamyona önce posta çuvalları, şelihsizliğinden yanayakıla şikâyet gecl'iti götürmüş ve ona yeni bir yayılma ker sandıklan, gaz tenekeleri, dış ederek anlatıyor: Mart ve nisan ayları geçmek üzere ve genişleme imkânmı vermişti. kamyon lâstikleri, halılar, kilimler olduğu halde henüz Belediye butçesi ve daha bir sürü eşyalar yerleştiSultan Mahmud yaptığı seferler Üç ay evvel, Hakkı Çavuş de tasdik edilip şehrimize gonderilmedirildi, ondan sonra da adedi otuz diler, burada Aksaray pazarını ar ğinden Belediyece yapılacak bırçok İ5 esnasında topladı&ı eanimetleri Gaz ikiyi bulan biz yolculara; şınlıyacağına şöyle bir vilâyetleri lerın yapılmasına ımkân hasıl olama ne ile Bust'e gönderiyor ve bu iki Muhasebe ve Mudolaşsana... Hele Eski=ehire gider maktadır. Belediye hâlen bu işi takib kale birer eüzel ve peniş pehir olavazene Müdurleri Haydi buyurun!. denildi. sen, orada hararetli müşteri bulur, etmek uzere An.karada bulunmaktadır rak inkisaf ediyordu. Bu sırada Esasen bu çeşidli eçyalarla istiab bütün halılarını iyi kârla elden çı lar. Dun ge'.en bır hab«re gore butçe Gazneli Mahmudun sarayı .bir külhaddini çoktan doldurup taşırmış karırsm. Iç İşleri Bakanlığınca tasdik edilerek tür merkezi idi. Dünyanm en kıyolan bu kamyonun biz neresine bimetli ilim ve sanat adamları buraBu sözlere uyduk, sırtımıza 10 Bakanlar Kuruluna gdnderılmlîtır. necek, nereye oturacaktık? Fakat kadar hah vurduk, Eskişehrin yoda toplanmağa başlarmşü. BunlarMilletlerarası mikrobivoloji şoför pişkin, yolcular ondan daha lunu tuttuk. Dağ demedik, taş dedan bilhassa ikisi bütün dünyaca kongresi kayıdsızdüar. «Besmele> yi çeken medik, kağnı demedik, makine detanmmış ve sevilmiştir. Biri şair Milletlerarası bejinci mikrobiyoloji Firdevsî, diğeri ilim adamı Birunî kamyonun pervazlaruıa yapıçıp ken medik 15 gün sonra Eskişehre varkongresi bu sene Rio de Janeiro'da disini arabanın üstüne atıyordu. Bu dık. Bir de ne görelim: Koskoca Es toplanacaktır. 17 agustostan 24 ağustosa Bilhassa Birunî. kenc'ini Hinc'i^tanı zorlu tırmanma hareketini yapa kişehir tüm bir göl değil mi?. A kadar devam edecek olan bu kongreye tetk^ke hasrettiti için eserlerinden mıyanların ise şoför muavini elle ceb dedik, Eskişehir zannile Koç memleketımizdeki M:krobi>clojı Cemi bütün dünva faydalanmıştır. rinden yapıaarak yukarıya çekiyor, hisar gölüne mi vardık? Şehre ge yetl de davet olunmu;fur. Sultan Mahmudun yaotığı fütuBu arada Brezilya huküır.eti Marşoför de afağıdan bu beceriksiz lince anladık ki, zavallı Eskişehir silyaya bir harb gemisı gbndermeğı ve hatın neticesi olarak Hindistanda yolcuyu kamyonun üstün« doğru sel felâketine uğramış. Bu hale can gelecek delegeleri bu gemi ile taşımayı yerleşen ve kökleşen islâmiyete iteleyordu. Biz de çaresiz cumhu mı dayanır? Zavallı Eskişehirlilerin kararlaştırmıştır. dayanan m'itm^H'd dpvl»*W bura uyduk, aynı şekilde kamyonun ne altlannda var, ne de üstlerinde.. Ayrıca. zamindan tasarruf edilmesı de üstüne tırmandık. Şoförümüzün a Çıkardık, sırtımızdaki halılardan göz önunde tutularak özel uçak sefer rada birbirini takib etmiş, bu devletler İncilterenin Hindistana girdı Seyid, unvanı da Ağa imiîf. Yol ikisirü bu bedbaht vatandaşlara bı leri tahsıs ed!İmı;ür. Menıleket.mızdeki Cemiyetin davct mesi üzerine ortadan kalkmıssa da cular soruyorlardı: rakıp oradan aynldık. Kısmetimizi olunması ve kolaylıkların gbsterilmesi üç sene evvel aynı topraklarda yebaşka yerlerde aramak lâzımdı. üzerine Cemiyet Başkanı Dr. Zckâi niden bir islâm devleti doemuş bu Nereye geçelim, Seyda?. Bursada bir ay kaldım. Bir Allahuı Muammer Tunçman bir teşckkur tel lunma'^*"d:r Ypı^i bu^iınkıt T>akisSeyda cevab veriyordu: grafı gdrdennıştir. Aha cebime girecek değil kulu çıkıp da the adam fu sutınMemlekette «odun unu» imal tanın asıl müessLsi, Sultan Mahmud sin a... Hele sen şu sandığuı üs dakiler ne, sen ne satıyorsun?> diGaznevi sayılmak icab eder. edildi tüne, sen de lâstiklerin ardma yen olmadı. Bursadan da eli boş Gaznevilerin bıraktığı e.cerlerden Yüksek Kimj a m jhendislerimizden ayrıldık. Nihayet Kayseride bir kaç geç!. Mehmed Sozmen. dışarıdan dovlz çok azı pajidar olmuştur. Fakat Şoför Seyda her halde yabancı halı sattık da ancak yol masraflarını mukabıll memieketımıze getırtilen ve son yıllprda yap"'=n araşt'rmalar ve misafir olduğum için şeker san doğrultabildik.» dinamit irr.alinde, dinamitın kustuğu dıklannin üstünü bana lâyık bulnltrogliserini emmek maksadi'e bir cok ivi neticeler ver'ni^. bilhassa Hakkı Çavuş buna da şükrettiğiSchlumberger'in dolgu maddesi olarak kullanılan «odun Profesör David mamış olacakü ki: ni söyliyerek ilâve etti: unu» nu memlekette imal etmiye mu idaresi altmda çalışan bir Fransız Çantah efendi, sen de şöyle Işler kesad efendi .. Bizim gibi vaffak olmuştur. D;namıtten başka sıvı arkeoloji heyeti bu yolda çok büçömel!. diyerek posta çuvallarmdan fakirlerin kısmeti, kavak ağacınm hava bombalarının, dığer nitro bırlekazanmıştır. birinin üstünde yer gösterdi. Doğ doruğunda. Haydi çık da al baka şiklerile, p'.âstik maddolerin ima'lııde yük muvaffakiyetler ; de kullanılan bu madde, kbknar ve Bu heyet Bi st şehrine gitmiş ve rusunu isterseniz çöktüğüm yer, lım. kavak ağacı talaşlarından elde eoil Efean hükumetinden gördüğü kokamyonumuzun lüks mahallerinden Kamyon arkadaşlarımınn çoğu, rr.iştir. Yerli istıhsal şımdılık 230 Q00 laylıklar sayesinde mühim işler babiri sayılabilirdi. Lâkin dedim ya, geçim derdinden, işlerin ke?ad git kralık dövizin dışarı çıkmasına mani şarmaça ve çok kıymetli neticelar kamyonun üstünde tam 32 kışi idik tiğinden bahsediyorlardı. Bir ara olacaktır. elde etmeğe imkân bulmuştur. ve omuz omza, kucak kucağa otul:k Hakkı Çavuş seçim meseleleriKristof Kolomb sergisine ruyorduk. Şu anda bir şeker sandıHeyet, Bust sç'iri kalesinin etne de temas edildiğini göriince şöyiştirak ediyoruz ğı, bir kamyon lâstiği olmadığıma r?fmı tetVîk ettiği srada bugün le dedi: Haziran ayır.da Cenova'da açılacak «Leşkeri Bâzar» admı taşıyan köyün cidden esef ediyordum. Hem onlar. Şükür Tanrıya... Bu yıl mem olan Kristof Kolomb sergisine Ulaştırbizden çok daha itibar ve itina göma Bakanlığı da iştirak etmiye karar civarında üç harabeye dikkat etmiş rüyorlardı. Zira şoför Seyda, ikide leket bereketli. Geçim için tarlala vermıstr. Bunun için 500 yıllık Deniz ve burada nehir kenannda üç sarımıza, ovalarımıza yağmur, seçim bir: cilik tarihimizi beîirtecek hususların için de illerimize, ilçelerimize, oba hazırlanması yolunda Denîzyollan da r^y:n veva '"'tnin enkazile kar Aman ağalar diyordu, eşya larımıza aday yağdı. Dilerim Kadir geTekli malumatı ledarik etmek uzere şılaşmıştır. Bunlarla Bust şehri arasmdaki yol üzerinde daha baska, lara mukat (mukayyed) olun! Mevlâdan, bari tarlalarımıza kurd, harekete geçmiştir. fakat daha küçük kaleler veya koTuristler memnun Lâfı uzatmıyalım, az sonra kam oy sandıklanna da geçen defa olduğu gibi zart zurt debelleş olLa Marsaillaıse vapuru ile 9 nlsan naklar da keşfol'jnmuştur. yonumuz; Milâdın onuncu ve on birinci as Mevlâ kazadan korusun, uğur masa da bu yıl iyi bir mahsul al tarıhinde şehrımizi zıyaret etmiş olan turistler Vali ve Belediye Başkanı Dr. rına aid islâm tarihleri, Gazn«»li lar olsun!. Temennileri arasında sak.> Fshreddin Kerim Gökaya bir mektub Sultan Mahmudla onvın Bust civagdndererek gerek memleketimize gır:şŞikâyetlere sebab olan bir vapur lerinde ve gerckse şehir dahüinde nndaki saraylarmdan bahsederler Çürük cevizler Le^kerşâh» derler. Bir haftadır llmanımızda bulunan tertıblenen tenezzuhleı esnasında gor ve bunlara 1949 50 yılında Turkıye ve İtalyaüan ceviz iihal «ien büttın İngilız Huseyin vapuru kazaıüanr.ın bozuk mus oldukları kolayhk, intizam ve Keşfolunan saraylann da bug:in firmalan bllânçolarını zararla kapat oluşundan mütemadiyen duman salı husniikabulden dolayı fevkalâde mem cLeşkeri Bâzar» admı taşıyan köy mışlardır. Her iki ıremleketten gonde vermektedir. Bu devamlı kesif. duraan nun olduklarım bildirr'l'Ierdir. civarında bulunması. eski müellifrllen cevizlerin çibuk fire vermesı ve dan muteeESir olan cıvardaki gemiTalebe Cemiyeti konseri îer tarafından verilen malumatı ler ve o eerot sakinleri sıkâyette buçuruk olması bu zarara sebeb olmu$İ. T. Ü. Elektrik Fakultesi Talebe desteklemektedir. Sonra bulunsn lunmuşlardır. tur. Cemıyetinin tertıblediği değerîi ses binalarm on birinci asra aid vas.fYeni bir şilep sanatkân Hamiyet Yucesesin Hakkı larıhaiz olması, bu keyfiyeti büsSadıkzadelerden Kerr.al kaptan, Yu Derman, Şerif İçli, Şükru Tunar, Yaşar fcütün tayid edivor. Bunun üzerine nanıstandan 400 bin liraya 9 bin tonluk Tanlı. İsmaıl Tezelli refakatile verecebir filep satm almıştır. Yeni şllep üci ği Türk Musikisi konseri 26 nisan 1950 Fransız heyeti 1949 da iki koldan Kolun biri gün evvel Pıreden Karajiye hareket çarşamba gunü Teknik Üniversite kon hafriyata girismi'i'r. etmıştir. Gemi, Toprak Ofis hesabına ferans salonunda saat 18 de verılecek Schlumberger'in idaresinde idi ve tir. oradan buğday getirecektir. bahar mevsiminde çalışmıştı. Diğeri aynı heyetin mimarı olan M. Küçük Haberler Marc Le Berre'nin idaresînde idi MEVLİD ve sonbahar mev.='Ti!nde hafriyata Azlz ve kıy * ? •k TARSUS vapuru 28 nisanda Hay devam etmişti. tki kolun hedefi, metlı merhum ia tur stık seferine çıkacaktır. keşfedilen î:ara\!prın en büvüğü o•k ULUSAL Egemenlik ve Çocuk ALİRIZA Bayramı munasebetile her yıl olduğu AYSAL'ın gibi bu yıl da Gelenbevi Orta okulu !«««««' Sayın Doktorlara ve OkulAile Birliğl mutad törenınin ölUmünün altıncı t 22/4, 1950 cumartesi günü saat 12 de senet devıiyes; t l^ıctobyl okuı binasmda kutlanacağı öğrenilmunasebetile 23 miştir. Bu toreni muteakıb yüzü aşan nlsan pazar gür.u . Taxol yoksul, talebeye öğretmen ve muhitin öğle nunazından • ileri gelenleri ile birükte neşeli bir sonra Şlfll carn:ı Veinotrope F. bğle yemeğı yedirilecektir. gerifinde aziz ruhuna ithai edil* RAS Tanmura'dan Petrol Ofis Veinotrope M. hesabına akaryakıt getiren Sıvas tanmek uzera Mevlidi Histogenol Elixir Nebevl kıramt ettirileceğinden kendlsinl keri dün İskenderuna vasü olmuştur. * BEYKOZ Kulübü yann Kırklar•even dostütnn ve sızu eden din k»rHistogenol Amp, eline gidecek, cumartesi ve pazar gün. deslerür.lzln tesrlflerlni rlca ederlm. Melek SodıfcoSIu leri ikl maç yapacaktır. Hepamoxyl Sirop ie BEBEK iskelesine yanaşacak gemilerin tehlikesizce . seyredebilmelerl 'Bu Akşamdan İtibaren Hepamoxyl Amp. için yaptırılan fenerlerin şehir cereyanı ile ışıklandırılmasına DenizyollaTınca KadıkÖy O P E R A Sinemasında Hemostyl Sirop karar verıîmlştir. 2 Büyük Film birden Hemostyl Amp. RECEB 3 CUMA 1AŞK B E S T E S İ (Tamamen renkli) Lipiodol F. Amp. (That Midnieht Ki«) Baş rollerde: KATHRYN GRAYSON JOSE İTUKBt Lipiodol Caps. Sehîr j Arkeoloü âlemînde mühim bir keşif ) =haberleri Mahmud Gaznevi'nin OkuUarda ders kesiıtıi bulunan sarayı ve imtihanlar f Yazan İHEM NALINA MIHINA Sayın adaylar, niçin konus muyorsunuz? artiler. aday listelerinin son şeklini henüz ilân etmediler. Onlar secim mücadelesinin bir taktiği icabı olarak milletin reyine arzedecekleri aday listelerini, tıpkı birer askerî sır gibi saklamak istiyorlar. Düşmanlık ifade etmemek için iki muhasun ordu demiyeyim de, manevra yapan kırmızı, mavi taraflar, nasıl ellerindeki kuvretlerin kuruluş ve konuşunu harekât başlayıncaya kadar saklı tutarlarsa, siyasî partiler de öyle yapmağa çalışıyorlar. Fakat gazetecilcr kulağı delik insanlardır; parri karargâhları demek olan genelkurullann listelerine giren çıkanlan Öğrenip, öğrenip yazıyorlar. Bu defaki seçimlerde esasen partilerin mahalli teşkilâtları da, yaptıkları yoklamalar sonunda seçtikleri adaylan halka arzettikleri için, listelerin esrarı da eskiden olduğu gibi son günlere kadar muhafaza edilmiş değildir. Yalnız yüzde 30 veya 20 ler üzerinde hafif bir sis pcrdesi kalmıştır. Bu sis de hayli şeffaf görünüyor. Şimdi, meselâ İstanbuldan kimlerin aday gösterileceği, bilhassa Cumhuriyet Halk Partisinin adayları anlaşılmıştır. Fakat bu adaylar, henüz kendilerini seçtirmek için. başka demokratik memleketlerde olduğu gibi, propagandalara başlamamışlardır; Yalnız üç partinin bir kaç adayı veya sözcüsü halkın karşısına çıkarak konuşmuşlardır. Halbuki partilerin listelerine adlarını kaydettirebilen bahtiyarlann partileri ve bilhassa kendileri için propaganda yapmaları lâzımdır. İçlerinden bazılarını İstanbul halkı tanrmaz. Aralannda hattâ isimlcri bile işitilmeraijj olanlar vardır. Bunlar niçin halkın huzunına çıkıp da konuşmuyorlar, niçin gazetelerde yazılar yaanıyorlar; niçin beyannameler neşretmiyorlar? Bu sükuf. tevazu ve mahviyet, yahud sıkıljranhk hayli garibdir. MilletvekiH olmak istiyen adam, yalnız partisinin listesinden mi şefaat beklemelidir? Konuşacak. yazacak hali olmıyan ve kendini seçtirmek için halkla karşı karşıya gelmekten çekinen adam, ne diye milletvekili olmak ister? Adaylann bazıları konuşuyor, yazıyor; ötekiler ise sadece bu cerbezeli arkadaşlarının ve partilerinin hinunetile Ankaranın yolunu tutmak istiyorlar. Seçimlerde konuşmak ve propaganda yapmak «farzı kifaye» değildir. \ SÜHA SAKIB TANER lan «Güney saray» 1 tetkikti. Saray cenubdan şimale doğru uzanan bir mustatil şeklindedir ve 550 yarda boyundadır. Genişliği 300 yarda kadardır. Saray, dört ıvanla çevrümiş bir avlu etrafır.da kuru'.muştur. İçinde husrusî daireler ve resmî daireler bulunmaktadır. Hususî daireler bir takım odalardan müteşekkildir. Bunlar tekbaşma birer birlik vücude gelirmekte ve bir küçük avluya bakmaktadır. Resmî dairelerse. büyük avlunun etrafında, kalenin esas mihveri üzerindedir. Bütün hafriyat bu mihver üzerinde yapılmışür. Saraym büyük methali, kuzey ivan. bir ziyafet salonu olması muhtemel olan platformlu bir oda, nehre nazır geniş bir hol, belki de kabul salonu mcydfna çıkarılmış tır. Burada bulunan bir çok oymalar ve resimler de son derece ehemmiyeti haizdir. Bu hafriyat netieesinde Beyhaki'nin «Tarihi Mes'udî> adlı eserinde bahis mevzuu ettiği ve Sultan Mesud ile pederi Sultan Mahmuda aid olduğunu bildirdigi salayın bu olduğu kat'î surette tahakkuk etmiştir. Beyhakî bu s&raydan bahsederken onun Bust'ton bir kaç mil ötede. nehir kenannda olduğunu bildirdikten başka Sultan Mes'udun Hilmend nehrinde balık tutmak için çıktığını, çölde de avlanmak için seferler yaptığinı anlatır. İşte bunların hepsi keşfolunan saraya intıbak etmektedir. Sarayın ne zaman terkolunduğunu tayin etmek bir hayli güçtür. Fakat görünüşe göre onun uzunca bir zaman meskun kaldığı anlaşılıyor. Sarayın bir aralık müstahkem bir kale vazifesini görmüş olduğuna bakıhrsa onun emniyet ve huzur içinde geçen bir devirden sonra emniyetsizlik içinde kaldığı göze çarpıyor. Bu da tarihlerin kayıdlarına tetabuk etmektedir. Çünkü Sultan Mes'udun (1041 de) feci bir surette ölümü üzerine Gaznevilerin ikbal ve ihtişam devri geçmeğe başlamış ve 1150 de Gurîlerden evvelâ Sultan Alâeddin Hüseyin Cihansuz, îeşkergâhı yağT.a ettiği gibi belki de Bust şehrini de zaptetmişti. Ihtimal ki buraları daha sonra Moğol istiîâsı sırasır.da (1222 M) terkediîmiş ve tahribe uğramıştır. Her ne hal ise muhakkak olan nokta yeni keşiflerin, islâm mimarlık tarihindekı bir açığı kapamakta olduğudur. Çunkü aynı devre aid bir takım dini binalar bulunduğu halde, ilk defa olan mcrîen: ve muhteşem bir bina da keşfedilmiş bulunuyor. DELİ îstanbul Şehir Tiyatrosu dram kısmında, mevsimin son eseri olarak, mühim bir piyes sahneye kondu. Bu piyes Fransız tiyatrosunun son yıllarda en çok ojTianan, sevilen ve dünya ölçüsünde büjnik bir şöhret kazandıktan sonra bir kaç yü önce ölen muharrirlerinden Jean Giraudoux'nun son eseri, La Folle de Chaillot'dur. La Folle de Chaillot'nun Pariste ve daha sonra bütün Avrupa ve Amerika sahnelerinde kazandığı muvaffakıyetin mühim sebeblerinden biri de harb sonunda manen ve maddeten yıpranmış bir hale gelen insanhğı büsbütün kemirmeğe çalışan dalavereci iş adamlanmn bir nevi hicviyesi olmasındandır. Bundan başka eserin Pariste gördüğü büyük rağbette ük temsillerin müellifin öldüğü günlere rastlamış, eserin Jouvet gibi hemen bütün Giraudoux repertuarını hayata kavuşturmuş büyük bir rejisör tarafmdan sahneye konuimuş ve bilhassa baş rolün Marguerite Moreno gibi sanatm zirvelerıne ulaşmış bir kadm sanatkâr tarafından oynanmış olmasıru da hesaba katmak icab eder. Şüphesiz eserin dünya sahnelerinde kazandığı muvaffakıyetin sebebleri sadece bunlardan ibaret değildir. Müellifin nükte ve hiciv dolu dıyaloğu, vakasına ve şahı^larına her zaman vermekten geri kalmadığı şiir ve masal havası, bilhassa çok mahallî renk ve koku, diğer eser'.eri gibi, La Folle de Chaillot'nun da belliboşh meziyetlerini teşkil etmektedir. Fskat işte bıihassa bu meziyetleridir ki Giraudoux'nun eserlerini, bizim gibi çok başka hayat şartları ve dünya görüşleri olan memleketlerm seyircileri için hayli yabancı bırakmaktadır. Tamamile Fransız esprit'sinin hâkim olduğu, çok mahallî tiplere, hattâ yalnız Parislılerin tanıdıklan tiplere, Parisin hususiyetlerine dayanan La Folle de Chaillot'yu olduğu gibi tercüme edip Türk seyircisme sunmak çok tehlikeli bir şey olurdu. Onun için, eseri adapte etmenin tek çıkar yol olduğunu gördüğünden dolayı Bay Fikfet Adili tebrik etmek yerinde olur. Böylece Giraudoux'nun eseri Türk seyircisine hayli yaklaştırılmıştır. Yalnız bir şeyi doğru düşünmek başka, en doğru ve en iyi şekilde gerçekleşürmek gene başka bir şeydir. Geçen akşam gidip görmek fırsatını bulduğum Deli Saraylı'nın (adı müstesna) «dört başı mamur» bir adaptasyon olmaktan uzak kaldığuu itiraf etmeliyim. * * * Evet bizde .deli saraylı. tipi vardır, ama «din, diyanet kalmadı» diye şikâyet ettiği halde eski püskü, modası geçmiş elbiselerle de olsa süslenip, takıp takışürıp, sürüp sürüştürüp umumî yerlere, gazinolara gitmez; oralarda genc ihtiyar, büt'in erkeklerle senli benli konuşmaz. Bizdeki deli saraylı tipi daha çok eski, viran konaklarla yalıların çürümüş kafesleri arkasında, mahdud bir semtin, bir mahallenin eğlence mevzuu olarak kendi ananeleri ve dünyası içmde yaşıyan bir mahlukrur. Bu deli saraylınuı eski de olsa sağlam bir dünya görüşü, hâdiselerin tesiri altında kalmıyan şaşmaz bir sağduyusu olabilir ve ancak böylesi La Folle de Chaillot'iAin ağzından çıkan sözleri, hakikatleri söyleyebilir. Nitekim birinci perdede, gazinoda sosyal hiciv yapan deli saraylı yadııgandığı halde, ikinci perdede, aynı şeyleri içinde yaşadığı Binbirdirek mahzenlerinden birinde yaptığı zaman o kadar yadırganmıyor. Sonra gene birinci perdede bir takım ticarî ve mall dalavereler çeviren piyasa kurdlannın bu işleri, şarkı satan mânicilerin avaz avaz alaturka şarkılar okudukları gazinolarda, masa başında görüşmeleri, kurulacak yeni bir şirketin adını, ba§k& bir masada oturan es TİYATRO SARAYLI Lutfi Ay tirin salonu terkettiklerini BÖıdüm Temsile gelince: Deli sarayh rolünde Bedia sanat hayatının en muvaffakıyetli kompozisyonlarından birini yaratmıştır, diyebilirim Yalnız her zaman olduğu gibi çok distinguee, çok hanımefendi kaldığını, sesini kalın göstermek gayretile de, ton'.annda yeknesaklığa düştüğünü söylemeliyim. Deli Saraylı'da sefaletin aşıladığı harici bir bayağılığın, bir nevi apaşlığm zaman zaman duyulması, \nirgunculara meydan ckuduğu sahnelerde de tonlarının bir hayli yükselmesi icab ettiği kanaatindeyim. Eserin en muvaffakıyetli tiplerini. Bediadan sonra, paçavracıda Mahmud Moralı, suyolcuda Mehmed Karacs ve diğer üç deli saraylı rollerindo İbrEhim Deliclenizle Samiye Hün ve Şükıiye Atav canlandırıycrlar. Mahmud seyrine ve zevkine doyum olmıyan bir kompozisyon yaratmış. Nurfeşanda Delideniz büyük muvaffakıyet gösteriyor. Fakat hiç lüzum ve zaruret yokkan bir erkeği bir kadın rolüne çıkarmak garib, seyiroi için de rahatsız edici bir manzara. Ne yazık ki sağırdilsiz rolünde Galib Arcanı göremedim. Necdet MahÜ elinden geldiği kadar rolü aksatmamağa çalışı Yazan: rarengiz bir madenciden 5000 liraya satm almaları, bizim realitelerimize uymayan şeylerdir. Hele bulaşıkçı kızı oynayan Ays°gülün halka hitab ederek kendini tanıttığı o meşhur monolog aynen tercüme edilmiş. Bizde bir genc kızın, bulaşıkçı da olsa. bu sözleri söylemesine ihtimal vermek güçtür. Bundan başka dalavereci iş adamı tipleri zannederim avnen bırakılmış. Kurdukları şirket adları da aynen tercüme edilmiş. Bu adamlar bizde harb içinde türeyen bellibaşlı ihtikâr mevzu'.arına, branşlarına maledilmiş ve üçüncü perdede deli saraylı tarafından Binbirdirek mahzenlerinin eizli bcdrumuna petrol madeni değil de, piyasada mevcudu olmıyan istif edilmiş kıymetli mallar gösterilmek bahanesile kapat:halardı kendi reaîitelerimize çok daha uygun hareket edilmij olurdu. Böyle yapılmadığı içindir ki deli saraylı da (bilhassa birinci perdedei, mv.htekir ve dalavereci iş adamları da, Ayşekül de, hattâ seveilisi Arrncd'e maden bulmak için bütün bir şehri berhava etmeği göze almaktan çekinmiyen efendisi madenci ve bilhassa yüzme bilmiyen tahlisiveci de Türk adlarına ve kıyafetlerine rağmen Fransız kalıyorlar. Çünkü Fransız gibi düşünüvor, hareket ediyor ve konuşuyorlar. Adaptasyon yan yaratma işidir. Çok güç. bazan da La Folle de Chaillot gibi eserler bahis mevzuu olunca, nankör bir iştir. Bununla beraber Bay Fikret Adilin iyi niyetini takdir ve b a a rollerin bize intıbak ettirilmesinde eösterdiği başarıyı teslim etmemek haksızlık olur. Bunların başmda paçavracı ile somyaa geliyor. Sonra diğer üç deli saraylı karikatürü de muvaffakıyetle çizilmiştir. Yalnız bunlardan birinin bir erkeğe oynattırılmssındaki acayibliğe doğrusu akıl erdiremedim. r BOLRJOIS^ 2 A S L A N L A R I N D Ö V Ü Ş Ü V. 1 6.12 13.13,17.00 19.5521.33 E. [10.18 5.19, 9.06 12 00 4.22 1.39, S (The Spoilers) B a ş rc.Dejdf; John Wayne Randolph Scott Marlen Dietrich Richard Barthelmes* Margeret Lindsay 28 Gelmiş ve Eczanelere dağıtılmıştır. • Türk Farma Müestesesi Başka demokrat memleketlerde, her aday, canla başla çalışır. Bizimkiler ise «sükut altındır. sözüne uygun bir yol tutmuşlar. Seçimlerde altın olan sükut değil, sözdür. Yoksa bu sayın adaylar, Büyük Millet MecHsinde susmak için mi milletvekili olmak istiyorlar? O halde bir «sükutiler partisi» kurmalan ve onun adayları olarak meydana çıkmaları icab ederdi. Haydi bakalun, sayın adaylar, halk kütleleri, kimlere rey vereceğini tayin etmek için sizleri görmek, seslerinizi işitmek isüyor. Artık eskiden olduğu gibi, yalmz sessiz saıiasız parti lislesine giryor. Son olarak Gülistanın bu sefer mckle milletvekili ohnak zamanı gene canlı ve sempatik bir oyun geçmiştir. gösterdiğini ilâve etmeliyim, kendisini birdenbire Ayşegül olmaktan çıkarmasına rağmen, o meşhur tiradını da güzel ve rahat söyledi. Üsküdar Tramvay Netice olarak Deli Saraylı'nın Idaresinin tavzihi dört başı mamur bir adaptasyon olmamakla beraber, Fransız tiyat Harb llalüllerımn dileği vesileslle rosunun en kalburüstü eserlerinden muhtcıenı gazetenizm 18 n:san tarib.ll birini bizim seyircimize daha mu nushaîinda neşrediLmig olan yazıyı diknis gelebilecek bir şekilde tanıtmif, katle okudum. Hakknda gdsterdlğiniz alâka ve ltiumumiyetle iyi sahneye konuimuş, mada bilhassa tegekkur ederım. güzel dekorlar içinde ve kusursuz Şikâyet mevzuu olan ö.leği tetkik denecek bir ahenkle oynanmış ol ettım, vardığım neticeyi aynen arzeduğunu söyliyebilirim. diyomm. İdaremlz kuruldugu gündenberi harb Lutfi AY malulleri lehlne daima cemilekârlıkta * * * Aziz dostum Vasfi Rıza Zobuya, bulunmuştur. Diğer âmme muesseseleDeli Saraylı Dram kısmında bu rinin henuz hiç birisinde bunlar hakEski eserlerin temsili münasebe kmda bır karar alınmamış olduğu yılın en iyi oynanan eserlerinden biridir, diyebilirim. Gclib Arcan tile bana hitaben yazdıŞınız mek zanıan'.arda dahi, bu vatan hâdimlerldurumlarını takdir ederek büneseri sahneye koymakta umumiyet tubu ancak Atina dönuşü okuya nin !e büyük bir muvaffakıyet göster bildim. Zahmetlere ciıip Komedi yemizin tahanımulü nisbetinde vasıtalanmızdan istifade imkânları sağlanmiştir. Fakat eser ne kadar uzun' Fransez'in ne msksadla kurulduğu mıştır. Bu cumleden olarak 1. 2, 3 nu, nasıl çalıştığını, Feydeau'nun uncu derec harb malullerinin traravayBirinci perde tam bir saat yirmi e dakika sürüyor. Seyircinin sabrmı değerli bir muharrir olup olmadı larımızda ücretsiz 4, 5, 6 ncı dereceguiistimal etmek hiç doğru bir şey ğını öğrenmek için sayın Proıesör üleTin de talebe bileti gibi cüz'î bir değil. Eserde ne lüzumsuz sahne Michaud'ya müracaate hiç lüzum ucretle sejahatleri temin clunrr.aktadır. Bundan başka, vazıfe malulleri hakler, ne çok tekrarlar, kesilmesi de yoktu. Çünkü ihtilâf:mız bunlarkında istanbul tramvay ve otobüsleğil miimkün, faydalı, hattâ zarurî dan ziyade sahnerruze cıkan eski rinde slvıl yolcu tar'.fesl uygulandlgl ne çok yerler var! (Meselâ Deli Sa eserler ve bilhassa «adaptasyonlar» hc'.de ıd?remizce Harb Malulerl hakraylının günlük meşgalesini anlat üzerinde idi. Çok şükür bu eserler kındaki hukumler bunlar haklannda tığı, tellâlın malî dalaverelerini an yerlerini yenileıine bıraktılar. mev da tatb.k olunmaktadır. Otobüslerde, Harb Malullerl dereca cak malivecilerin an'ayabilecekleri sim de hayulısile bitmek üzere. ıstılahlarla hikâye ettiği, ve son Piyes buhramnın sizi sürüklediği tefrık edilmeksizin ucretsiz seyahat etmektedirler. ra, hayvan sevenlerin, nebatat se anlaşılan bu eski eser meselesini Malumunuz bulunduğu Czere, Şehir venlerin ve Abdüssamed Efendile artık bırakarak, yeni mevsime eski TJmumi Meclisinin 29/12 949 tarihli rin geçid resmi yaptıkları sahne dostîarı lüzumsuz münakaşalara olağanüstü toplantısında Malul Gaziler.) Sonlara doğru bir çok seyir sürüklemij'ecek yeni ve güzel eser lerin (Harb Malulleri) nln otobüslerde cilerin bu uzunluktan ve bitmek lerle girmek imkânlarının buluna % 50 tenzilâtla «eyahatleri kararla}. ürılmıs olduğu zamanlarda dahi 1dabilmiyen konuşmalardan usanc ge cağını temenni edelim. L. A. remiz maluller hakkında tatbik eylemekte olduğu esaslarda bir ceğişıklik yapmıyarak vaziyeti aynen muhafaza Doçent Dr. Cevad Alpsoy elnJştir. Vasıtalanmızda seyahat eden ftlll, malul ve ihtiyarlara saygı gösterilmeil ve yolcular taraîmdan yerlerinin bunlara terkedilmesi keyfiyeti takdir buyuracağınız gibi bır terbiye ve nezaDüztabanhk, ayak çarpıklıklan ve diğer syak rahatsızlıklaket icabıdır. rmdan korunma ve tedavi çarelerini öğreten bu eser halk için Malullere yer ayrılması hakkında Belediyeden bir emır teblığ edilmiş faydalı bilgiler vermektedir. 45 resim vardır. 150 kuruştur. olmamakla beıaber İstanbul tramvayYeri: Ahmet Halit Kitabevl larında olduğu gibi arabalarımıza bir levha asılması yerlnde gömlmüş ve gereği İçin llgililere emir verilmistir. Malullerin rehberlerine gelince: Birinci derecede malul olar.ların yanlarındakl rehberler vasıtalarımızda ucretsiz feyahat etmektedirler. Ancak Çocukların bütün bir yıl boyunca bekledikleri Çocuk Hafta•on zamanl&rda bazı malullerin arabalarda rast geldikleri tanıdıklarmı bl. sında hakkiyle eğlenebilmeleri için bu yıl Çocuk Yuvalan \tt almaktan menederek (benim rehDerneği iki çocuk balosu tertib etmiştir. berfandfr) demek suretile bundan istifade ettlkleri ve bu «ebeble ijçileri21 Nisan C U M A günü saat 1519 a kadar mlzle rr.ünckasa ettikleri ve bu hallertn halkın hoşnudsuzluğunu mucib olduğu görülerek her hangi bir ihtilâta v« halk araıında biletcilerle münaka23 Nisan P A Z A R günü saat 1519 a kadar fay» ytr vermemis olmak için parasız •erahatin hak'.kl rehberlere hasredlU medne znruret hasıl olmuştur. Tenıib buyuracağınız jekllde slza mektub yazmıj olan karilerinizi ayHer iki baloda da danslar, kukla, çeşidli eğlenceler dınlatmanızı r'.ca eder, bu vesile il» Davetfyeler, Yenipostane karşısmda Zeki Sporel ve Beyoğsaygılarımı teylden takdim eylerira lunda Necmi Rıza ile Kitab Sataymdan temin edüir. efendim. Umum MUdür Gazino kapısında da bilet satışuıa devam edüecektir. Zühtü Çubukçuoğlu AYÂK SAĞLIĞI İKİ ÇOCUK BALOSU TAKSİM BELEDİYE GAZİNOSUNDA MODA DENİZ KLÜBÜNDE