26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
c 31 Temmuz 1849 Güıtiin Mevzulan Kıbrıs Maarifi Yazan: Ahmed Halil =haberleri Kıbrıslı Türk ögretmenler S o H B E T L E R Bir kaç gündenberi memleketi zann.ası Kıbrıshlar arasında anamizde bu'.unan ve ktymetii mual vatana mühaceret cereyanını dolim Imamoğlumın reisliği altında ğurmuştur. Bunun yanında Kıbns yüz beş hocadan ibaret oîan Kıb Türklerinin Rumlar tarafından yarıslı maarifçiler, bir müddet evvoi km zamana kadar din ve dil baKıbnsı ziyaret eden Istanbul rr,ü kımından temsil edilmesi, sistem»lliınlerinin ziya:etlerini iade eöı li bir surette fakir tabaka mensubu yorlar. Bu vesile ile memleketin Türk kadm ve kızlannın Arabistana her tarafında oeiiren alâka, büyü'v kaçırılması, kasabalara ve şehirlere MUafirlerimiz yann sabah Türklüğün canlılık ve hayatiyetir.; ı.zak köylere de ortodoks papazlarının sinsi teşküâtı gibi sebebier şehrimize geliyorlar de beliğ bir şekilde gösteriyor. Kıbrıs! Işte küçük bir dünyı bu azalmaya tesir efmekten geri Halen Ankarada bulunan Kıbnslı parçası ki ana /atöndarc ayrılışı çok kalmıyor. Bereketversin ki bir yakm bir zamana düşüyor. Bu ya müddettenbari Kıbrıs içinde uya 108 Türk öğretmen. yarın saat 8.30 kınlık nisbetinde, Türkiyeyi Kıb nan maarifçilik bu menfi harekeli ca şehrimize geleceklerdir. Memierısa bağlıyan bağlar da kuvvetli durdurmuş, hiç bir tarihî ve ırki keîimjzde 15 gün kalacak olan öğdir. Zira vatandjn kopan parçaia bsğhlığı olmıyan, sadece hâdise retmenler, Haydarpaşa gaımda Tarırı Türklüğünü yaşatmasını biie lerin tedrile ve kısmen Imparator lebe Birlikleri, Kıbrıs Okulundan luk idarecinin ihmali yüzünder. Yetisenler cemiyet: üyeleri taramediğimiz içindir ki muhtelif t a n Kıbnsı dolduran Rumların çejiuli fından karşılanacaklardır. hî ve siyasî «ebeblerle gövdedcn temsil hareketlerine karşı gelmeAyrıca. ögretmenler Bursaya ve ayrılan dalları bir müddet sor.ra ğe başlamıştır İzmire de gideccklerdir. zayıflamış, başka gövdeler .ç ne girmiş, eritilmiş görüyoruz. Bereİşte birkaç gündenberi memleketi Ekmekler ^ittik<;c bozuiııycr ket versin Kıbrıs. çok şuurlu bir dal mizde bulunan bugünlerde IstanAlakadar makamlarca. yapıldığı idh?linde ksndisıni vsşatmasını bıiı bula gelecek oUn Kıbrıs muallimyor. İtiraf edelim: Gövdenin ihma leri, Akdeniz ortasmda, Anadolu dia fdilen bütün kontrollara rağmen, line rağmen o. arasıra kuvvetli se nun hayatı icin kilid noktası olan ekmekler çok kötii çıkmakıa devsm etmekîcdîr Sr>n. zamanİRrda ekmekhk Sile bizi harekete davet ediyor. bir adanın Türklüğünü ruh ve ka ur.lf.rın içine mısır da Karışlırılmayr. Kibrıslı muallimleri selâmlarken fa kuvvetlerile idameye çah}an bîşlanmışur. Birçok «ımne ekmelileonların temsil ettiği Türklüğün ba bir ferağat, fedakârlık mesleğinın rln yenemiyecek kadar kötü olduâ'i şından geçen macera ile alâkaciar temsilcileridir. Onları karşılayan görnlmfk'edir. olmamak mümkün mü? Geçen ay Türkiye muallimierine, bütün vaEski Eminönü Kaymakamı lar zarfmda Eminönü Halkevinde tandaş'.arın kacılmaları ve her yer Uzun müddetlcnberi Errcinönü Kaykendilerini dinlediğimiz Pıof. Mük de coşkunlukla karçüanmalan çok makamhğı vazifesini yapmak;a :ken. rimin Halil ile doçent Manioğiu mânah bir hâdisedir. Bu arada ta bu defa Empiyet Umum Mlidiır MııaDerviş beyler bize bu macerayı an mamilp gayrisiyasî bir alâka ile vinltğine tayin olunan Baha Kolrinş. İBtmışiardı. Kalabahk bir dinleyci hükumetin de Kıbrıs maarifine aid yarın akşamki Ekspresle Ankaraya hakıitlesi karşısında bize Kıbnsı an meseleleri düşünmesi. Kıbns Türk reket edecektır. Kendisini muhitine çox sevdirmis oian Baha Knldaşd yen: latan Üniversite hocalarının bah leriniı. derdlerini gözönüne alaraK vazifesinde başarılar dileriz. settikleri realite, şimdi aramızda... dost Ingiltere nezdinde gereken Milli Kalkınma Partisi Yüz hoca demek, bütün bir merr teşebbüsleri yapması çok yerindı Genel Kongresi neticelendi leketin fikir üsaresi, kültür varlığı olur. Bunlann baç.nda Kıbnstaki Mllli Kalkınma Partislnin Genel Kondemektir. Şimdi aumızda bulunan Türk Lisesinin idaresi derdi gelibu varlık, bazı yabancıların zannet yor. Bilindiği gibi cvvelce bu lise gırsı neticesinde Genel Baskanlıja yeNuri Demir»*. baskan veiciilikietiği gibi KjıbrıSm iğreti insanları nin başında bir Türk müdür bulu niden rine Veysel Ünver, İh;an Hün. Sekrenı temsil etmyor, bilâkis o yaban nurken burada anlaşılmasına lü terlıje Safi Gümer secilmi$!erdir. cıların bu ada toprağı için tarih zum görmediğimiz »ebeblerden doHolandaya göndereceğimir ve antrepoloji nazannda yabancı layı jimdi Ingiliz müdür bulunmallar olduklırı bugünün ilmî hakikatltr makUdır. Halbuki Rum mekteb'.îMemleketimizle Holanda arasında den birini teşkil ediyor. Hitit me rinde müdürîerin hepsi Rumlardeniyetinin Miliddan evvel 1300 dan seçilmektedir. Buna bcıızer yapılan bir ticaret anlagmasına göre. Türkiye, bu memlekele. tıitün, çarab. tıralarında bize tenıttığı Kıbrıs ıl«. kültür ve maarif meselelerinde In *ig«ra halı gibi maddelerimizden 500 Milâddan sonra 1517 de büyuk giliz hükumeünin anlayıç gosteıe bin dolarhk ihracat yapacaktlr. TeTürk Padisa'ıı Ya\uzun Türke mal ceğıne süphe ctrıiyoruz. diye anlasnasında ayrıca bir milyon dolarlık karjıhklı bir finaruman akdi ettiği Kıbrıs arasmda bir manevî Bir nokta daha: Türkiyenin, Tür derpis edilmiştir. bağlılık bulundı:gu gibi Lozan'ı takib eden 3enelsrde hâkimiyeti kiye dıjı Türklük meselclerit.e mizdrn tamamile çıkması da bu karifmesı hiç bir zsrr.an herhangi Küçük Haberler bağhlığı ortadan kaldırmış sayıla bir siyasî arzu veya arazı iddiası ile karıştırılmamalıdır. Kıbrıs, bu* ANKARA Devlet KonservatuarımazEcnunla ıleraber, Kıbrıs ile ona günkü milletlrarssı vaziyette In na ahnacalc yatılı paraıız öjrencilerin imtihanı ». 10. 12 ve 13 eylul Urihlevatzn arasMdnki münasebetler za ailtereye bağ'.ı kaldıkça Türkiye Tİnde Galatasaray Lisesinde yapılacaknin bir diyeceği yoktur. Fakat Kıb viyesinden dikkct edilecek esaslatır. rm bulunduğu |üphesizdir. Her rıs, Türklüğü.ıÜT >ültür harekella* EDEBİYAT Takültesi »on sınıf f suret e oğrtncilerinden yirmi beş kişilik bir şeyden önce Onsekizinci asırda ri, Türkiyeninkilerle sıkı 84,000 nüfııstan ibaıet olan Kıbrı b?.ğlı olduğundan bunlann Türki oğrenci kaJilesi. ağustos ayı içerisinde sın yarısından • • o k fazlası, takri yede dikkatle takib edilmesi, bnr Iımire bir gezi tertib etmiştir. * PAKİSTANIN Ankara Büyülc JS1ben 50,000 i T ü r k iken bugün idrak sahibinin kabul edeceği bir durum pek tersinedir. 1931 is davranıştır. Kıbrıs Türklüğfinün çisi ve Elçilik erkânı, dıin akşam Ankaray» giUniglerd^. tatistiği. nüfusu 347,959 o menfaatlerini korumak, bizim için * HOLANDA Bankası mümessiüe Arkası Sa: S, Sü. 2 de lan Kıbrısta yalnız 64,245 Türkün rüıden M. Boomstra ve De Jonge. dun buiunduğunu. Onsekizinci asırdaşehrimize gelmişlerdir. Mümessiller. ki 37,000 Rumun sayısının bugün burada Merkez Bankasile bazı tem?slarda bulunacaklardır. 276,572 ye çıktığını gösteriyor. Bu rakamlar, Kıbrıslılar kadar TürkiŞEVVAL 5 PAZAR yelileri de düşündürteeek ehemmiTalebelerine: FRANSIZCA yettir. Azalmanın sosyal sebeble muşfiyet imtihanlarına hazırlari buiunduğu tabii. Fakat bu seS 13 rız. Dersler münferid veya müşbebler nelerdir? Her jeyden önce to O X U > Türk hâkimiyetinin kat'î suret"; terektir. Ücret uygundur. Lisan Eminönü. V. 5.33 13.20 17.16 20.27 22.17 3.52 1923 den sonra nihayet buluşu, y«» Müteh. Prof. Anjel: ni Lozan'a kadar clan müphem du Nimet Abla Gişesi karşısında E. 1 9.28 4.53 8.49 12.00 1.49 T 25 rumun Türkiye aleyhine vüzuh Ka. SeTâmet han. c ÜNİVERSİTE tklndl I Arkadaçım Ştockholm'ü tanıyor Şimdi garb d«mokrasİ6İnin kartYazan: « • • • • • • • • • • • • • • postallarından. her birimiz kendi Eskidenberi bu şimal memleketlerinin medhini duydukça, bir fırsat beğendiğimiz birini karelerle dobulup gidememiş olduğuma acınınattık. Hepimiz kırmızı mürekkeb» rım. Bir gün tngiliz büyük elçilele: Aslına mutabıktır!> Bir de uzerinden biri bana demişti ki: rine genisçe bir mühür bastirdık Acaba neden İsveçli mimar Acaba kaçımız ve kaç şeyde vitrin nız ne değeri var? Biz bütün ders mı, nerde ise bir de Nobel hürrive şehircilerini kullanmak istemimostrahğını geçebiliyor? aletleri yıllardanberi ambalâjlan yet mükifatı icad edilmemiş olduyorsunuz? Eğer İngiltere yıkılmış Kareler hapsi içinde ruhumuzu içinde «deranbar» liseler görmü ğuna yanıp duracağız. olsa, ben yenisini İsveçlilere yapGeçen sene bir vilâyet merkezine öldüresiye bir sıkmtıdır, basıyor şüzdür. Bir üsenin çocukları nıç tınrdım. Gö.en göîlerden uzaklaşacağımız edebiyat hocası yüzü görmeden, uğramıştım. Belediye reisini görEğer bilâkis İsveç yıkılsa, onu eaati bekliyoruz. Bir soyunup dö bir başkasınınki fen nedir Jjilmeden düm. « Bari siz, dedim, meselâ yeniden yapmak için Beyoğlu kaikülebilsek. hendese zindanı içinden diploma kıvırmışlardır. Demosten'ı on beş bin lira fazlanız var. Bufalarını göndermeğe kalkışmazsak çıksak, senli benli keyfimize bak katolik zanneden Hukuk talebesine nunla iki ev yaptırsanız, birini, şükretmesini söylemek istemedim avukatlık veya yargıchk hakkı ver şehrin en harabe kulübesini yıkaEak... Bir kamaval maskesi gibi sırıtan HakimiyetiMilliye'de Başyazar mişizdir. Kanunlarımızda da, tak rak onun içinde oturana, birini de Ankara kübiklerinden birinin salık ettiğim sırada Almanyadaki bir dir denen şeyin ancak kültür üs hiç meskensız bir aiieye verseniz... hi'oi. kibirden göbeğini ojTiata oytalebemizden bir mektub almıştım. tüne dRyanabilaccğini hesaba bile Böyle bizde yepyeni, medeni dünrrata hemen hemen o günlerde baheosine a'.abildiğine yada ise işleyip duran bir sistemi Hocalarından biri demiş ki: « Siz katmadan, na demişti ki: takdir payı ayırmışızdır. Avrupaya, açmış ol?anız...> Daha sözüm ağŞarklılar bizi taklid etmeğe özeni Ameıikadaki oğlurr.dan mekyorsunuz. Mesclâ kadını sokakta Amerikaya gidenlerimiz arasında zımda iken yüzüme baktı. Kaıttub geldi. O kadar gezdim, dolaş6ağır.ıza alıyorsunuz ve bir yere niceleri var ki. başını suyun içine postalın gösterdiği binlerce şeylertım, bizimki gibi aparuman görmegiderken onu önünüze geçiriyorsu sokmıyan yüzücüler gibi, denizin den biri de budur. Tıbbiye kartdim. diyor. Ehh... Hakkı var, ne de nuz. Ama biz yatak odasmda da tuzunu duda.ihrile tatmadan do postaiı nm arkasını biliyor musuol.=a biz Amerikahlardan daha yeni nenler az mıdır? Or.un içindir ki karımızı sayarız. Krmyonlar, mobaşladık. bir kongreden, bir meclisten çıktı nuz? Bugünlerde !size onu da göstörlor, makineler yok mu. on'.ar biO sabah Amerikada çatısı ahnan ğınız vakit, elini'.df'ki listeye bak termek niyetindey m. zim kültürümjzün kopmuş birer Fakat en büyük facia. lise kartsanız herkes diplomalı. tutanaklaryapıların bir mi. bir kaç mı Ankaparçasıdır. sizin ise oyuncaklarıdaki sözlcre baksanız yüzde seksenı postalının parlak cilâsı altında harayı doldurup taşıracp.ğını haber nız...> Talebemiz bana: • Türkvermeğe üşendim. Bir zamanlar lüğe hakaret eden bu hocayı teshiı alaylı... Gerçi biz bize benzeriz, o zırlanmaktadır. Onun seçim kürsii• Paris'i görmüş adam^ a ağız aça ediniz», diyordu. Beni ise bir dü kumadan da bilıriz, "ama yüz ârife lerinde ve meclis kürsüsünde oynan mazdık. Bu ise Amerikayı gören jünmedir rutru. Gene hemen he hiç olmazsa on kadar âlim katsak, dığını gördüğümüz vakit sayı ve be!ki de kanpostalın cilâsını kazı seri maarifinin marifeti ne olduğuoğlunun babası idi. nen o sünlerde plânmın bir kaç mağa bajlardık. | nu öğreneceğiz. İyiye doğru gitKartpostala bakıyorduk: yerini daha bozduğumuz profesöi meğe de başîamıstık. Talebe al Ne kadar temiz yüziü şehir... Yansen, İmar Komisyonu Reisliği Yetişebilenler anlayabilenler yok c'edim., odasında denişti ki: « Ne diye bu mu? Bunlardan hemen her işte kü I makta ve çıkarmakta kasma ve kısArkadaşım: « Kendisi resmin caddenin p'.ân prensiplerine aykırı çük bir kadro bile kurabilirsek de, rha yolunu tutuyordnk. Bu sefer Elverir ki bu ihrac işine teşebbüs de adeta: « Bu talebelerin sınıfder. de temizdir, dedi yapılmasına 'zin veriyorsunuz? 3u otoritelerine istibdad damgasını yaedecek tacirlerimize Devlet DenizSonra merak!a: « Acaba Stok gidişle bir yol kültürünüz olamaz... pıştırmak için bütün tuluatçıların tan geçtiklerini kabul edenler elle yolları İdaresi de, hükumet de her holmü İstanbulun yerine koyabil Belediye Reisinin: • Ben bir vilâ şimdiden ağızlarmı hazırladıklarını rini kaldırsınlar!» gibi pek demok tiırüi kolaylığı göstersinler. onları ratik bir yola sapıverdik. eek... diye sordu. yeti başka bir vilâyetle birleştir görür gibi oluyorum. Ecnebi ihtıteşvik etsinler. Devlet Denizyolları tşleri bilenler ve işlerden anla Daha kolayı var. dedim. Üs mişim. Bir karış şehir içinde yol sası sokakta: « Tut!» sesleri le İdaresi, İstanbul ve İzmirden yapıyanlar korku içindedirler. Başlarıküdarın bir mahallesine StocK yapmağı Alman profesöründen TII kovalıyoruz. İstanbul şehrinin işlelacak yemiş ve sebze ihracatı için nın kaygısındadırlar. Meydan deholm'un bir maha'lesini taşısanız... öğreneceğim?» dediğini hatırlıyor rine karışan bir tek ecnebi mütenavlun tarifelerini asgari hadde inhattâ bir de şart koysanız, ev'.cri dum ama, kültür kadar manevî bir hassısı, bir türlü temsil edilemiyen mokrasilerinin de daHarına kelleler dirmek suretile bu işi teşvik edeyıkmıyacaklar, sokakları genişlet şeyin bir mahalle yolunun tozuna maddeiecnebiye gibi, rahatsız et dizilen vakvak ağacları vardır. bilir; böylecc ınüstahsillere, tacirNe ise, başuıızı ağrıtmaktansa, lere ve memleket iktisadiyatına hfa miyecekler... Bir kaç sene sonra taşına katıldığmı ilk defa Yansen medik yerimizi bırakmıyor. Şimdi londranm en büyük tiyatroların henüz önümde duran kartpostalm met etmiş olur. bakahm İstanbulun başka bir kart den işitiyordum. postahna el sürebilir misiniz? Kartpostal, bir enstanlane... Kül dan birini idare eden Erbert, bu bahçelerine girelim, havuzları baBir yandan eldeki gemilerle yaş Kartpostaiı elimde evirdim, ç» tür, nesillik, asırlık şey... Kartpos rada, bir çok kaçırttıklarımız gibi, şmda oturalım. Mukavva üstünde meyva ve sebze ihracı işinde bir cahilin biri idi. gezilmezse de, hayalin ayağı nereve virdim Biz vaktile resim derslerin taiı karelere bölmeği biliyorsak da, tecrübe de\Tesi geçirirken öteyanÇünkü ihtısası da ya eli satırlı girmez gözü nereve ulaşmaz? de böyle bir kartpcstalı karelere kazımağı bir türlü öğrenemedik, dan orta büyüklükte ve süratli iki böler, sftnra resim kâğıdı üzerinde Hani bazı Anadolu kazılarında her ve fermanh bir müstebid, yahud tane Soğuk hava ambarlı gemi sibüyültürdük. Tanzimattanberi üs metre toprak katmda başka bir ileri kültür kullanabilir. İhtısastan pariş etmek de yerinde olur. Böyle tünkörü tuttuğumuı bir takım iş medeniyet artığı çıkar. Bu kartpos faydalanabilmek, cemiyetler için, gemilere nasıl olsa ihtiyacımız varlerde aynı şeyi yapmağa uğraşıyo talın da üstünü kazıyıp derinleştik bir ileri seviye işidir. Halbuki biz dır. Bol çilek yetiştiren Karadeniz ruz. Caddelerimiz, parklarımız ve çe, adım adım, bir kültürün katla onu geri bir cemiyetin mahkumiEreğüsindcn tutunuz da tâ İskenyapılarımızla, giyiniş. oturuş ve yi rını inmeğe koyulursunuz. Yoksa, yeti zannediyoruz. Onun için biziro deruna kadar bütün sahil bölgeleyip içişimizle, hattâ gülüş ve el tu dış cilâsı üstünde tekerlekli paten haysiyetimize dokunarak kovduğurimizde her türlü yemiş ve sebze tuşumuzla tıoatıp bir kopya çıkar lerle sağa sola kaydıktan sonra, muz, Amerikan üniversitclerinde yetişir. Bu yemis. ve scbzeleri iç ve mak için var hırîimızla didiniyoruz. Göring'in nışan dolu göğsü gibi, seref kavgalarına sebeb olmıyarak dış pazarlara çüriimeden nakletbaştan aşağı diplomalarla donansa yer bulaibiliyor. mek için soğuk hava ambarlı gemilcre daima ihtiyac vardır. Memleket mahsullerini kıymetlendirmek, ihracat yapmak, dış ticaret muvazenemizin açığını kapatınak, dövız sağlamak bakunından her çareye STENDAL'İB, XVI. r*ibaşvurmak lâzımdır. Bugün küçük yi iulyaa hsyatmn \Uranlık tarafUrım eaave ehemmiyetsiz jsörünen işlerin, landıran, *»l>. ihtiras ve iyi idare edildiği takdirde, yann olüm hahnelf riyle dolu, büyük ve ehemmiyetli olacağma okuyucuju hfjecan'dan YAZUA/f ROMAN Birinci sayısı kapışılan şüphe ermcmeüyiz. Yaş meyva ve he.vecana suıuklcycn »•HİKÂYE V.S. « Aylık Ansiklopedi» heseri. sebze ihracı da bu cümledendir. nin ikinci sayısı bugün * ¥ Veol ve UIB Urcümesi satışa çıkarıldı. Kart postal | Falih Rıfhı Atay T 1 1 IHEM NALINA MIHINA Yaş meyva ve sebze ihracı eçenlerde Cumhuriyefti çıkan bir haberde. Mısıra taze yemiş ve sebzç ihracına başlandığı ve bu arada 2000 kilo erik, 4000 kilo kiraz ihrac edildiği bildiriliyordu. Bu sene şiddetli kış ve kuıaklık yüzünden buğday darlığı çekiyoruz; fakat yemiş ve sebze boldur. Bu bolluktan faydalanarak Mısıra ve diğer Güney Doğu Akdeniz memleketlerine Uze yemiş ve sebze ihrac edebiliriz. Elimizde soğuk hava ambarh orta boyda iki gemi olsaydı. bu memleketlere geniş ölçüde yemiş ve sebze ihrac edebilirdik. Ne yazık ki böyle geınilerimiz yoktur. Fakat Devlet Denizyollarının Güney Doğu Akdeniz seferlerine tahsis ettiği İstanbul ve Adana vapuriarının ikisinde de 250 tonluk soğuk hava ambarlan vardır. Bu amharlardan faydalanarak Güney Doğu Akdeniz memleketlerine yaş meyva ve taze sebze göndermek mümkündür. Bu hatta çalışan iki gemi, her 14 günde bir, İstanbuldan kalkarak İzmir Kıbrısta Limasol Beyrut İskenderiye limanlarına uğradıktan sonra, Napoli ve Marsilyaya gidiyorlar. Demek ki her ay İstanbul ve İzmirden 500 ton yemiş ve sebze bilhassa taze üziim ve kavun götürebiliılcr. Yalnız İstanbul ve Adananın değil. Ankara vapurunun da 12,000 ayak kiiplük soğuk hava ambarlan vardır. Bu gemi de, yemiş memleketi olan İtalyaya değilse bile, Fran saya nefis yaş üzümlerimizi, kavunlarımi7i RÖtürebllir. 3 Q >• I Müjdeleriz. Fiy.ıh 400 Kr. Kcnui KiUbcv Divanyolunda inşa edilecek olan Adalet Serayımn proje müsabakasına işti» rak muddeti pazartesi günü sona ermiş olacaktır. Sarayın inşasına 29 ekimde tbrenle başlanacaktır. Adalet Sarayı Biraz dinlenmek Utiyenler nere lan çıkarıp kanapeye bağdaş kurye giderler? dular... Eskiden Adaya giderlerdi. Şimdi Necmi pabucsuz çorab görmeğe Adadakiler dinlenmek için Topka dayanamazmış: pıda gidecek ahpab arıyorlar. İs Aman beyefendi, içim gıcıklatanbulun her şeyi değişti. Ada, Mo nıyor. da, Suadiye, Maçkadan daha sık Neden? Çakal eriği mi yiyormahalle içi haline geldi. Her ev, lar? komşusunda ne piştiğini, ne yıkan Hayır, bakınız... dığını, hanımın külotundaki örgüye Ne var? kadar arük biliyor. İç kavgalar. Çorablar.. Ne olacak? Dayanamam, jçim gıcıklanır.. ben kalkacağım. Vasfi kızdı: Amaan, münasebetsiz.. otur oturduğun yerde.. Çocuk sustu .. Fakat lâkırdı açmak lâzım.. karşısındakilerje başladı konuşmayı. Affedersiniz. Nereye gidiyorsunuz? Küye gideriz. dargınlıklar, banşıkhklar, kumar Hangi kü/e? hesabları, bakkal hesabları, kasab Bizim küye. hesablarının meçhul taraflan kal Adı yok mu? madı. Bu mahallelerde aile sırn Tadı da var, tuzu da.. dudak boyası haline geldi: gezme Leppey? dik ağız bırakmıyor. Hep bey değil, ağası da, pasaBöyle yerde baş dinlenir mi? sı da.. Onun için başını alan »varsa Ayol siz nasd konuşuyorsuYalovaya gidiyor. nuz? Yalova deyince kaplıcalar, kap Senin gibi konuşuyoruz ya! lıca deyince de TermaK akla geliı. Onu bırak hemşeri... Biz de hem artık ahpab eline geç Onu bırakarsam beji verir mi ti, rahat ederiz diye üçümüz kalk siniz? tık Yalovaya gittik. Hoppala... Yani siz hangi köyYalovaya gittik, demekie, Yalo densiniz? vaya gidilmez. Evvelâ vapurda yer Hah! Şöyle süyle.. biz Orhanbulmak lâzım. Galata rıhtımından gazi küylerindeniz. biniliyor, bir akşam seferi. Büyük Ne yapıyorsunuz? adaya uğrayor ama nedense Ada İyi şükür.. ya sen? yolcuları bir çeyrek sonra kalkan Ben de iyiyim. Vasfi ağabeyim ve bütün adılara yanaşan vapuru de iyi.. köyde ne yaparsımz? tercih ediyorlar. Bu yüzden yolcu Ne yapacağız? Kaçan elimizlarm hemen hemen hepsi bizim gi den zor kurtulur.. bi kaplıcalara giden beş on kişiden Vasfi: başka bütün Yalova, Orhangazi, Necmi oraya gidelim... Gemlik ve Bursa civarı halkı.. onun Bırak ağabey. .benim etnogiçin vapurda biraz da panayır man rafyaya çok merakım vardır. Küzarası var. Küçük el sepetinden, çükken aklım olsaydı. Aen topogbüyük küfeye, küçük el torbasın rafya mütehassısı olurdum... dan büyük heybeye, hattâ hurc'a Şimdi de yok aklın.. gene okadar her türlü eşya, her yerde.' labilirsin... yelcular da gece yatısına gelmiş Necmi: uykusuz misafir gibi kanapelere Hemşeri ağa. affedersiniz adıuzanı uzamvermişler. bunlar olr nızı bilmiyordum da.. şeye dikkat ediyorlar. Kanapeleri Urşid. kirletmemek fçin pabuclarını çıka Aaa, ne tuhaf şey. Bak Vasfi rıyorlar. ağabey, hani sen oldundu galiba?. Güneş ^elmesin yanarız, diyen Senin aklm olsaydı, küçükken Neçminih sözünü dinledik. Vasfi, böyle geveze olmazdın.. adamın adı Hurşid kuzum, Hurşid. Bu çok yandı, bilir, dedi. Sıkıştık üçümüz bir sıraya. Kar» Ya#a be beyim! Bak lâkırd) şırnızda bir kaç hemjeri oturuyor.. anlayan adama., nasılsm bakajım gazeteler okundu.. dedikodultr y« be beyim.. pıldı. Addara geldik. Çıkacak İyiyim şükür. Siz nasılsınız? çıktı. gelecek. gelmerii.. nihayet ya Eh şükür Allaha! vaş yavaş rehavet çokmeğe başladı Böylece muhsveıçlerden soms Bizim karşı komşular da kundura herkes biraz uzandı... Hurşid ağa "TERMAL,, nın ayağı, Necminin pek yakımna geliyor.. Bende talih olsa karşıma güzel bir kadın gelirdi. Ne şikâyet ediyorsun? Gb'rmüyor musun? Görüyonan. Buna da şükür etsene! Neye? Karşma ayak takımları gelip sululuk edeceğine, bir takım ayaklar gelip ağzını sulandırıyor. Amaan Vasfi ağabey, zaten midemde asidfinik çoğalmış.. Haa! Bak o iyi işte... Böylece yâvenlik ediyoruz. Necnıı okuduğu gazeteyi üçüncü defa gözden geçirirken konuşma vesilesı olsun diye: Yahu! Bu Izmirdeki çocuk haydudlara ne deı siniz? Sen de küçükken akıl olsaydı, haydud olurdun.. Nerede ağabey.. ben küçükken hünnak olmaktan kurtulamadundı ki... Şimdi âşık olmaktan kurtulamadığın gibi.. Ne düşünüyorum biliyor musunuz? Ne düşünüyorsun bakahm. Senin bazan parlak fikirlerin vardır. Biz orada iken eşkiyalar, Termalı basmalı. Kolay iş değil... W Burhan Fetek ^ı»«.«»» Yazan ^•^•^* DE B A S KI \ . . Neden değil ağabey.. iki tabanca cebde, iki üç kişi.. akşam yemeğinde salona geldi mi? Biri kapıda durur, öteld elde tabanca mücevherleri, cüzdanları toplarÜçüncüsü de telefon hattmı keser. iş tamam.. karşıdaki koruya geçtikten sonra ara ki bulasm. Canım nersde senin gibi akıllı e«kiya.. sakm başkasına söyleme! Fikrini çalarlar.. bu iji.. ' Pek az. Beraber yapahm... Oyle oluyor, ne yapalım?.. Yapahm.. ama cayma.. ben şa Bunu saymayu. kadan hoşlanmam.. Biz de... Olur ağabey.. bu akşam. Yeraek yiyoruz. Bu akşam olmaz yorgunuz, ya Beyefendi, bu yemeğe neden rın gece... karnıyank derler? Yarın gece. ne gecesi? Onun izahı... Perşem'oe gecesi.. Beyefendi buna neden imam İyi uğurîu gecedir. Yakalanırbayıldı demişler?. sak asılırız. Ne olur? Onun da izahı... Hiç camm, ne olur?. Asılanlaı Beyefendi buna neden keşkülü da insan değil mi? Yalnız benim fıkara derler?. darağacında başım döner. Onun izahı... Zararı yok, pebregal yutar Beyefendi buna... sın .. Vasfi dayanamadır Yutam3m. Tukrüğümü kuru Herif yemeK mi yiyeceksin, tuyor. Hele o gün gelsin de bir çare röportaj mı yapacaksın? Vasfi ağabey! Neden mâni osini buluruz îatıım.. luyorsun? Ben incelemeler yapıyoVe böylelikle vapur Yalovaya gel rum. di.. Termalın otobüsünü aradık, Sofrada yapılmaz öyle şeyleraradık.. belediyenin önünde bul Nerede yapılır? duk. Bindik... Yola düştük... Bu yol Sonra söylerim. benim hoşuma gider. Arada bir aYedik, içtik... Şakalar ettik.. Sadamır at bire doğru odalarımıza çekildik Hop... laa! diye sıçratır ama Sabahleyin kahvaltıdan sonra aşagüzeldir. Solda adım bilmediğim ğıya indiğimiz zaman Said Çelebiyi güzel köyün çift şerefeli minaresi biraz neşesiz bulduk. ne daima selâm veririm. Yaptıran Hayır ola? Idam, geniş emelli imiş. Bir küçük Yani bu otel benim tansiyocamıe, muazzam bir minare yap numu otuza çıkaracak. mış... Ne oldu Saidciğim? . Ha geldik, ha geliyoruz.. elektrik Bırak... Anlatamam... santralı... Biraz daha... Akşam geO sırada telefona çağırdılar. Gitzicileri.. işte otelin lâmbaları... Zart ti, biraz sonra geldi... zurt... Otelin kapısı.. Belâ bir değil ki!. Ooo.. safa geldinia... Üstelemedik. Söylenecek şey olsa Öpüşme sıkışma... zaten saklayamaz. Kapıcı ile selâmlaşma. oda nu Oğle yemeği biraz «tatsız geçti... maraları... Asansör... Oda... Çanta İkindi üzeri biraz tarasta oturduk. nın açılması... Pijama... Zili çalıp Akşanıa doğru yürüyüş yapmaik is Kızım, ben iki yastıkta yata tiyorduk. rım... Said, otel kapısında durmuş: YüEl yüz yıkandıktan, saç baş dü rüyüş yapmak istiyenlere: zeltildikten sonra aşağıya... Otelden pek uzaklaşmasanız Oooh... Aman bana.. biraz. . Azgın manda kaçmış diyorlar. Bu Vasfidir. Zaten dikkat edileNecmi sordu memişti.. Nereden kaçmış Said Bey? Sofraya oturalım... Ne bileyim birader. Derd bir Eş dost selâm veriyor... soruyor tane değil ki... lar. cevab veriyoruz. Biz de dolaşamıyacak mıyız? * İki gün için geldik.. Teker teker gitmeyin! Çok da zusu kayboldu ise manda yapmış bütün otel halkı bizi bekliyor. Götır. Çocuğun gönlü gani, karihası rünür görünmez... geniş... Otelde de hâdise lâzım ya!. Said bağırdı: Yaaa! Bakınız beyefendi. Ben Hay Allah cezanızı versin. propagandanın bu şeklini hiç dü Bunlar mı eşkiya? şünmemiştim. Aşk olsun dpğrusu. Tüfekliler de afalladılar... Ve yürüdük.. yürüdük. Örmanın Buıılar be beğim. sıkça yerine geldiğimiz zaman, loş Nerede buldunuz? derinliklerden çıtırdılar işitildi. BirAlibaba suyuna doğru giderlerdi. birimize baktık. Vasfi «aldırmayın!» Ayol siz hiç de mi eçkiya görmanasına gözünün birini kırpıp ba mediniz? Köylü olacaksmız? Böyle karanlığa •kalmayın! şmı yukarı silkti. Az daha yürüdük. Ne oluyoruz Said Bey? Tam yolun dönemeç yerinde bir Neyleyim birader, deyip içeri denbire: girdi... Davranmayın be! diye dört Necmiyi aldı bir korku.. silâhlı önümüze çıkmaz nru?' Ben gitmem. Necmi hemen ellarini havaya Vasfi daha cesurdur: kaldırıp: Hadi canım, aldırma. Şöyle Ay! Allâhümme salli alâ... Üçkardeşlere doğru gidelim. diye duaya başladı. Vasfi şaşaladı. Yürüdük. Ufak bir çıtırdı duy Ben vaziyeti anlamak için heyecasak... Necmi: nımı tuttum. Geliyor, beyefendi.. Mandadan Ne oluyor yahu! diyecek olda öyle korkarım ki... dura. yakalıklı. kıravath eşkiya olur mu? Ağaca çıkabilir misin? Elkrinde silâhlı dört sivil, bir de Necmi: Küçükken çitlenbik ağacma köylü... İçlerinden birisi: Ay biz eşkiya mıyız? Said çıkardım. Bir defa düştüm. Bir da Hele dönün bakalım. Eey... Bnakm d a biraz caka sataha tövfoe ettün. Vasfi keseye aid bir teklif yapıl lım yahu!. Zararı yok! Bunlar kestane a madığım görünce biraz ferahladı. Said bağırıyor: ğacıdır. Tövbeye dahil değil. Man Dönelim ya!. Ne tarafa? Bu haltı kim etti? da gelirken ağaca çıkıverirsin! Geldiğiniz yere. Bekçi olduklarmı anladığımız tü Ya siz? Hepimiz mi? feklilerdtn biri: Manda bana bir şey yapmaz. Sen fazla konuşuyorsun tom Nah, şu adam söyledi. Neden Vasfi ağabey, bir mü balak.. diye tüfeğin ucu ile onu Bu da kim? Sen kimsin? nasebet mi var? dürttü. Hurşidim ben. Evet Birader baytardır, diye Ay.. Ben gıdıklanırım hem Ne demek o? korkar. şeri! Ne bileyim ne demek? O yol pek güzeldir. Tabiat da rse İyi ya! Seni şimdi gıdıklaya Bu adamlardan ne i=*horsun? gümrah Yarabbi. O ne iç açacak caklar... Ben bunlardan bir şey isteyeşillikler... Üçkardeşlerde kimse Ben bu lâfı beğenmedim. İçlerin miyorum. Ben sizösn isterim bahyoktu. Kahveciye selâm verdik. den birisi: şişimi. Necmi tahkikat etti: Ben ileri varıp haber vere • Ay bir de bahşiş mi istiyor Buralarda manda falan var yim! dedi ve bizden ayrıldı. Koş sun? mı? maya başladj. Ötekiler de bizi sar isterim ya! Ben haber verdim, Hayır beyim. Öyle bir şey düar. Orhangazi jandarmasına, bunların yok. Haydi bakahm. Elele verin! sizin oteli basacağını. ' Şunlar ne? dediler. Vasfi ile Necmiyi bir ku Yaa! Bu marifeti sen mi yapşakla kollarından birbirine bağla tın? Tansiyonunu çıkardın... dılar. Bana da: Bir taraftan bu münakaşa olur Sen de önlerine düş bakahm. ken, öte taraftan müşteriler güldediler. mekten katılıyorlardı. Biz eşkiya Düşeyim ama nereye gidiyo lıktan kurtulduğumuza memnun oruz? Biz manda falan görmedik» larak salona girerken, Said kapıcı Mandayı, öküzü şimdi anlar ile münakaşa ediyordu: sınız. Ne yapayım ayol. Ben çağırÜçkardeşlerden geçerken kahveci madım ya! Bir lira ver... ve çırakları bize hain hain bakıyor Az değil mi beyefendi? Orlardı. hangKZiden buraya kadar gelmiş. Vasfi: Gelmeyeydi, bana ne? Onlar ördek. Ben bunların bakışlarını hiç Jandarma sevketrr.iş. Gülüştük. Daha ileride bir (Ali beğenmiyorum. Ver iki buçuk kâğıd... Bu akbaba) suyu vardjr. Ben oraya ka Aman ağabey, vaziyet çok kö şam da bir yerde yatırın. Yarın odar gitmeyi teklif ettim. Vasfi de tü mü? tobüsle indirin gitsin. kabul «tti. Necmi ürkek: Yok canan. Eğlenmeye gidiMeğer biâmkiler, eşkiyalık hiki» Ya manda çücarsa? yoruz. Baksana ctrafırruzda bando yesi konusurken, Hurşid ağa uyuk> Ayol, şimdi sordun! Öyle ş«y mızıka!. \$T gibi yapıp bizi dinlermif. yok, dediler. Ulan.. sen sahiden sırsıklam... Bu hâdiseden sonra Necmide bir Ya Said Beyin dediğini ne Ey! Kesin sesinizi. tosunluk. bir tosunluk ki sormayapahm? Sustuk... Nihayet Çınar meyda yın! Y« buyürse ne olacak şıcaba? Sen Saide bakma!. Birinin ku mna geldjğinıiz zamajı,. öode Saidj B. FELEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear