Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET = 24 Temmuz 1949 Saıiat Bahislerj ^ 1 j irbirini takib eden iki 23 yüdönümü: Dün Temmuz Hürriyet ve Meşrutiyet bayramı, bugün 24 Temmuz Lozan zaferi bayramı. Birincisi, 33 yü süren bir istibdad Birinci Dünya harbinin soağulanmakta olduğu hissi, bir kar ve geriJeme devri sonlannda «Avnuna kadar başlıca milli bulut gibi geldi, çöktü. Ev ve sem Geçenlerde açılan Şişli Camii lıjı, gerek yeni terkiblerin tatbikı rupanın hasta adamı» Osmanlı devbayramımız 10 temmuz günü havasının gittikçe yeni bir ümid letinin Reval nıülâkatında taksimiüzerinde konuşulmaya değer bir bakımından asil bir güzellik kaidi. İç ve dış kavgalar, par6İzliğe doğru bozulduğunu anlı eserdir. Bu caminin inşaatıru idare zanmışür. ne karar verildiği sıralarda vukua çalanmalar ve bozgunlar, yordum. Yalnız kulüblere giden de eden mimar Vasfi Egeliyi sade bir Mimar. usta işçilerle çahşmamış gelen mesud bir inkılâbdır ki bu 1908 demokrasisinin bu tath likanlılarda canh ve devamlı bir görmüşlügüm var, nasıl yetiştiğini olsaydı plânım tatbikte şüphesiz korkunc siyasî facianın önüne geçhâUrasını, 1918 de bir milli Onun Şultan Hamid olduğunu nunu ve kim bilir ne kadar yeni savaşın tabiî eyimserliği vardı. Bi? miştir. İkincisi ise Birinci Dünya bilmem. Fakat eserini bitaraf bir aciz hissedecekti. Bu işçiler asırlarMilli Eğitim Bakanlığı. bütün okulyas sembolü hâline getirmişçocuklar ise nümayişlerde haykırı; öğrenince, dinlemez, duysam da şeyler de okuyacaktık. gözle tetkik etmek zahmetini gös dânberi taşı yontmasını, tahtayı ların kayıd ve imtihan günlerini tespit Harbinden sonra, gerçekleştirilmek tir. Şimdi onun kırk ikiıı anlamaz göıünerek, içinde yaşadıMercan İdadisinde ikinci yılım duran hatiblerin arkasına takılmış istenilen Türkiyeyi taksim ve yok terecek herkesin teslim edeceği top!amasını, demiri tavlayıp döv etmiştir. Lise bitirme imtihanları 22 ci yılı eşiğindeyiz. Aşatık. ğımız zaman denen tuhaf şeyi. ha bitmek üzere. Tarih ve edebiyat gibi, ben de onun usta bir mimar mesini bilen*dedelerinin torunlan »ğustosta baslayacak ve 7 eylulde sora etme politikasını yok eden büyük ğıd'jrri yazıyı o günlere aid yal meyal, sezmeğe koyulmuştum. kitablan arasında bir fikir bağlaNihayet ikinci canlı hatıram. Bi askeri zaferden sonra elde edilmiş olduğunu söyleyebilirim. Esasen, dır. «Eski loncaların azaları her erecektir. Devlet olgunluk imtihanlanotlarnnın arasmdan toplurına da 15 eyluld« başlanacaktır. Derin bir iç çekintisi ile, arasna, maya çalışarak, didiniyorum. Yaz sabah mektebe gittiğimiz vakit so olan bir siyasî zaferdir ki Misakı üzerine aldığı ve iyi bir neticeye günkü çahşmalarile şehirleri sayısız yorum. F.R.A. Ortaokullarda, 22 ağustosta bütünleme biz adam olmayız, yahud bu dev mak hevesim de gittikçe artıyor. kaklar tenha, gelip geçenler düşün Milli hududlan içinde yüzdeyüz zeaginleştirmişlerdir imtihanlarına ulaşürdığı iş onun kabiliyetlerini şaheserlerle ve öğrenci kabulüne basletin sonu gelmiştir. şeriat kalkmış Nesrim «şaşaapira, «hayalimu celi idi. Sultanahmedde bir aske: müstakil ve hükümran genc Türk Onlarm elleri derin bir bilgi ve şu lanacak, 29 ağustosta bütünleme imtiortaya koymaktadır. Bende ilk defa yasak kitab oku tır, ah şu Hasan Ağa, gibi sözleri, saffa» gibi ağır ve ağdalı terkib ve hoca toplantısı olduğunu mek devletini kurmuştur. Bugünkü betonarme mimarisi, urla çahşırdı. Kelimenin bütün hanlarına son verilecektir. ma zevkini ve merakını uyandıran kadın takımmın yecucmecuc, âhır manasile ustaydılar. lerle dolu... Şiirim daha beter.... Bir tebde işittik. Bütün talebeler bü bu binada mımarın eski manadaki Muharebe meydanlannda kahraRehberi Tahsil Rüştiyesi mubassır zaman ve mehdi gibi mEsalımsı deçocuk gazetesine bunlardan brini yük kapı önüne birikerek, ilk nü manlrk harikaları Tabiî, bundan sonra taştan yapı rolünü büyük ölçüde basitleştirPakistan Büyük Elçisinın yarata yarata Hayri Efendi olmuştur. Teneffüs dikoduları ile karıştırarak ne oldu; yolluyorum. İmza: M, R. Adımı, mayiş günlerinde olduğu gib . so Türk orduları tarafından kazanılan miştir. Yenı m^lzemelerin temin yapmak için pek nadir fırsat dütanışma çayı saatlerinde onun ararnızdan bir ka ğunu pek de anlamadığım bir rareddedilmek hakaretinin ağzına at kağa fırlamak istiyorduk. Bu sırad; İstiklâl Harbi zaferinden .sonra, siettiği geniş imkânlar eskiden göz şecektir. Fakat dünyanan bütün Pakistanın yeni Büyük Elçisi Ekse çını bahçenin bir köşesine çekerek ; mak istemiyorum. Bir basıll yazı hocalarımızdan rahmetli Samih Ri yasi tartışma sahalarmda meharet önünde tutulması lâzım g^en ve memleketlerinde önümüzdeki asır lâns Mian Beşir Ahmed, dün saat 18.S0 anlattığı Osmanlı tarihi ile, bizim hatsızlık geçirmcge baş'amışlım. Bir gün babam öğle yemcğine mı görmek için, haftalar, bekleme fat merdiven parmaklığına daya ve dirayetle idare edilen savaşlar gerek plânda, gerök binanın cep larda tarihî âbıdelerin teşkil ettiği da Park Otelde gazetecilerle tanısmak sınıfta okuduğumuz tarih arasında nöbeti içinde geçiyor. Nihayet ümid narak bize bir nutuk çekti. Bu birnericesinde Türk diplomasisi tarahesinde bazı çizgileri zarurî kılan mirası muhafaza arzusu belki de maksadile bir basın toplantuı yapmış o kadar fark vardı ki Hayri Efen sapsarı geldi: tır. ke*siyorum. Bununla beraber kita kara giinmüş. Akhmız erse tehlike fından kazanılan Lozan barış zabir çok mahzurları ortadan kaldır vam edecektir. Bu mirastan Türki Götürmüşler... dcdi. diyi dinlemeğe doyamaz, tarih derPakistan harb gemisi bugün bet dersinde sınıfımın en Uerisiyim. sini anlarmışız. • Yakmda hepî feri, hakikaten büyük sulh âbidesi mıştır. Fakat, taş tuğla ve tahta yeye düşen hisse. Orta Çağdan za Ya... Vah zavaüı! sinde ise esner ve uyuklardık. Talimanımızda olacak Bir sabah çoktan zabit çıkar cezalarını görecekler. Siz sınıfları olmuştur. kullanılması mimarm türlü fennî mar.ımıza kadar yapılmış sanat Soramamakla beraber, o sün evrih ve yazıya rüştiye üçüncü sıPakistan harb gemilerinden «Celunağabeyimle babamı heyecanlu fa nıza dönünüz, derslerinize çalışıbilgiye sahib olmasım iktiza ettiri eserlerinin yüksek kıymeti bakı adh de ve dışarıda hep bu bilmeceyi Tarihimizde muharebe meydanmuhrib. ilk defa olarsk yarın saat nıfta bu yüzden heves ettim. kat hâlâ yavaş sesli bir konuşmt nız> diyordu. Biz on dört, on be yordu. Bilhassa taşların boyu ve mından bilhassa çok değerlidir ve 9 da limanımıza gelecektir. çözmeğe ça'ıştım. Meğer bizim maHayri Efendide bir Murad Bey lannda kazanılan zaferlerin barış geniş bir sahayı kaplamaktadır. içinde buldum: veya on altı yaşının hiç bir şey dükubbelerin inşa tarzı ortaya öyle Şerafeddin Ahmedin komutasındaki Tarihi olduğunu bıliyordum. Giz hallede bir merkebci Hacı Efendi müzakerelerinde kaybedildiği müidik Vasfi Egeli ve onun emri altında bu muhıib. 17S5 tonluk olup. içinde 17 mühim hendese ve mimarî meseleEfendiye Hasan Ağa bunu na3il yapa şünmiyen heyecanı içinde lice okuduğu beyitleri de Namvk vardı, Voliahd Reşad teaddid defalar vaki olmuştur. Kapıya yüklendik ve dışarı fırladık leri çıkarıyordu ki bunları ancak çalışmış olan işçiler gibi kimselere stıbay, 220 deniz eri vardıı. Kemal admda bir şairin yazdığını merkeb satmış, onun için kendisini büdi? Büyük Atatürkün. müzakereleri Hepimiz üçer beşer dağılmıştık Amerikalı posta meslekte ihusas, inşaatta tecrübesi buişte büyük bir rol düşüyor. TaAğabeyim biraz daha açık: öğrenmiştim. Fakat. Harbiye mek geceyarısı evinden aimışlar ve sürcidden mükemmel bir şekilde idaGöğıisleri açık. elleri silâhh neferolan bir kimse lâyıkile halledeb rihî âbıdelerin tamiıi için ileride mütchassıslarının tet.'ukleri ebinde talebe olduğu için haftada gün etmişler. Geçen yılîar Hacdan j ° D ü n akşamki börekfer serasre eden İnönünün ve o zaman Başyapıiacak çalışmriara hunlar pek ler, bir yere geç kalmış gibi sarıkP.T.T. Idarcsinin. Amerikadan (,ağırlirdi. Eserile aşikâr bir şekilde göbir defa eve gelen ağabeyimin kü geldiği için kapısı yeşile boyah evı , k ( ? r i n b o ğ t :;; l n d a kalmışür. larını enselerine doğru iterek. cüb vekil olan Rauf Orbayın himmetrülüyor ki Vasfi Egelı bütün bu tabiî olarak iştirak edeceklerdir. mış olduğu üç mütheassıs. İstanbuldaki tübhanesinde bu yasak kitablardan nin önünden bir iki defa geçtim. esMeğer meşrutiyet çıkmış. Hemen çalışmriarımn bir kısmını bitirmi ler5 belerini savura savura seğirten lerile Lozan barış savaşı parbilgilere tamamile sahibdir. Şişli İşçüer arss\nda öyleleri olacaktır dir. Mr. Ellis. Mr. Talbert ve Mr. hiç birini bulamıyordum. Bir gün ki ve örtük kafeslere bakıyordum. karakolun karçısındaki attara koşki sadece birer işçi olarak dcğil, çısoftalar. Beyazıd ve Sultanahme !e lak bir zaferle sona erdi, Türk milCamii düşünüş ve tatbikındaki Ev, bir tabut sessizliği içindeydi. lum, bir İkdam gazetcsi aldım. Bir Jchns. bugün Karadeniz sahillerindeki fransızca resimli bir kitab el'me doğru yollanıyorlardı. Bir aralık îki let ve devletinin tarihine yeni bir hususivetlerile maziye bağlanmakta rak yetiştirmeye muktedir hakiki şehiılerde tetkikier yapacaklardır. Bu geçti. Şimdi düşünebildiğ'me göre Kardesimin adı Rcşad idi. Onun kaç satırlık basit bir tebliğ! birer usta olarak çahşacaklardır. ! nefer bir softa bizim önümüzü kes cercyan verdi. arada mülehassı^lar. Samsun ve Traove Türk Mimari mektebine pek bir Haşed almanağı olmalıydı. Pek da Neşet'e çevrilmesinin sebebi geLozan, yalnız Türkiyeyi tam isErtesi gün her vakit nişan ve ti « Nedir o kitablar?» diye çanOnun için, yeni mektebler, yeni zrndan sonra Erzuruma da uğrayacakhaklı olarak şöhret kazandırmış şöyle böyle sökebildiğim rüştiye ne Velirhd hikâyesi olduğunu an tevcihat havadisleri çıkan sütunlara iklâline ve hükümranlığına ka\Ti?lardır. talarımızı aldılar. Fransızca ve reolan an'anevî eserlere bir yenisini müessescler kurmaya ihtiyaç kaifransızcasile, fesli bir resmin Sul lamıştım. bir coşkunluk geldi. Hiç unutmam simli kitablarımızı yırtarak: « Ar luıan ve milletimizin medenî milmadan, Şişli Camiini yapanlarla, Amerikan askeri nakliye ilâve etmektedir. *** tan Hamid olduğunu anlayınca. daletlcr camiası içine eşit haklarla Ahmed iîasimin veya Mahmud Sausta işçılerin yetiştirilmesini soğlaheyeti Tahrana gitti Artık Çiftesaraylar'daki Mercan oıgın sade «Oooh...> larla dolu oir tık gâvurluk yok..., diye parça girmesini sağlayan bü zafer olmakBazı sanat münekkidlerinin neler yabilecek bir teşekkülün kadrosunu yanamadım. kitabı mektebe götürparça yere attılar. Bize yalnız türkAmeı'ikan askprı nakliye servisi menİdadisindeydim. Müdürümüz Hüse başyazısını söyleyeceğini gayet iyi biliyorum. temin etmek kabildir. Şu muhakkak okumuştıım. Biz asıl çe ve resimsiz kitabları bıraktılar. [a kalmamış; dünyanın bu bolgesııblarından 20 kişil'k heyet dün öze] düm. Her akşamüstü avluda veya «Yirminci asnn ortasında camiin ki mimar Vasfi Egeli ile iş arka bir uçakla Tahrana hsreket etmiştir. bahçede sınıf sınıf sıraya dizilerek: yin Cahid. Onu ağabeyimin kütüb me^rutiyeti mektebde bulduk. TaBiri, boyunlarımızdaki kıravatları >inde büyük bir barış âmili de oliçine daha yeni, daha asrî bir şe daşlarının Şişli Camiinde bize dePadişahım çok yaşa» bağırırdık hanesindeki ServetiFünun kolck kım takım toplanarak, Beyoğlu taKömiir geldi kopararak: t Artık bunlar da muştur. Lozan olmasaydı, ne İkinci siyonlanndan tanıyorum. Ikdam şa rafmda nümavişlere kil bulunamaz mıydı?, diyecekler. lilini verdikleri sanat ve meslek kave sık sık: Dünya Harbinde Ortadoğuda sulh gidiyorduk yok..., dedi. Denizyollarının "tkba!" ve Samsun zetesine Paris mektublan yazan Ali Dersler yüzüstü idi. Hüseyin CaNazarî olarak bu hiç de imkânsız biliyetleri bakımından onları bu şilepleıi Havzadan yukledikîeri komür devam eder*ne de bu harbden sonKemal ile kavgasın» pek bayılnvş hid müdürlü'ıt<"i ce'iMi. gitti. YaKorktuk. Fakat merak bırakır mı, . bu bolgede bugünkü istikrarlı bir şey değildir, fakat meselâ Fran memleketin en sağlam an'anelerinin hamulesile limanımıza gelmişler ve Ey Veliyyünnîmetiâlemü.... tım. Galiba bana ilk polemik zev saklar kalktığı için gazetecüiğe baş bir sırlı kuvvet hepimizi Beyazıda iyasî hayat devam edebilirdi. İşte sada gimdiye kadar yapılan teşeb devamına canlı bir örnek olarak Kuruçeşmedeki depolara boşaltmaya bfaşlamıslardır. doğru çekiyor. Harbiyo Nezaretinin mun içindir ki Lozan hakikaten' büsler pek iyi netice vermemiştir. zikredebiliriz. marşmı söylerdik ama, padişahın ki de bir bu kavga, bir de Mu hyacağım işitiyorduk. Plâj ücrelleri yüksek görüldii allim Naci ve Recaizadrnin ZemzeMühendis de Baudot'nun eseri olan En çok hoşlandığımız şeyleıden dış kapısı kapalı, iç meydan asker lüyuk bir sulh abidesi ohnuştur sakallı mı sakalsız mı olduğunu Belediye, plâj ücretlerini pahalı bulme ve Demdeme'lerini okumuş ol biri Tepebaşı bahçesinin gişeli ka ip.ie doiu... Genc yobazlar parma'i diyoruz. Bu abideyi korumak vaziMontartre Kilisesi, birbirini tutduğundan. plâj tarifelerinin yeni'len dahi bilmezdik. Padişahın kendisi maktan geldi. mıyan unsurların bir araya toplanpısmdan içeri akarak, ne zaman, lığa tırmanmışlar, .ı:ferlere gazete 'esi. dün olduğu gibi bugün de, bile yasaklar arasında idi. gözden gecirilmesine karar verilmiştir. r masından başka bir jey değildir; Yasak kitabların da kaynağını nereden çıkma olduğunu bilmediği dağıtıyorlar. Bu Vahdeti'nin «Vol arın da. Türk milletine teveccüh Bilmem kimin dersinde, sıranın Bir buçuk milyon liraya kan> ı idi. SaintPierre de Chaillot Kilisesi de, bulmuştuk. Akşamları mektebden tmiştir. Lozanı korumak ve yaşatmiz vatan ve hürriyet tiirkülerile altından sağımdakine solumdakine: üç ilkokul binası yaptınlacak mimarlarının muhakkak olan kabiçıkınca Beyazıddaki sahaflan dola kısaçık tur yolunu dolaşmaktı. İşimak için her fedakârlığı göze almış Div3nyolundan Sultanahmeie Bak, işte Padişahımız... İstanbul Belediyesi. bu yıl yeniden liyetlerine rağmen, hiç de bir şaheüç ilkokul yaptırmaya karar vermiştir. Diye gösterdim, cöstermedim. ho şırdık. Bunlardan bazılan Azerbay mize gelmiyen hepsinde doğru giderken, uz'<ta, caddeyi lUİunuyonız. Bu millet bütün azim 8er gibi görünmüyor. Bu üç okul. bir buçuk milyon llraya ca kitabı eîimden kaptı. Bir de per canh Türklerdi. Fakat biz kendile müstebid görüyorduk: Müstebid, o taşıran bir kalabahk ve arkasında, e imanile bir karara vardığı zamalolacaktır. olmuştur. Maamafih, bir gün olup bir mişembe akşamı: • Hepimizi Fizan'a rine Acem derdik. Hürriyetci mi, zamanlar, şimdiki faşist sözünün at üstünde bir adam gördük. Acaba man. daima muvaffak Radyo spikerleri için imtihan Padişah mı idi? Bir fırıncı dükkâ Bugün kendimize inanarak ve gümar çıkar, asırlardânberi devam mi sürdüreceksin?> diye ağabeyim yoksa ecnebi mi olduklarından ne yerini tutardı. İstanbul Radyosuna ahnacak spikerler den uzunca bir dayak yediğimi ya dir, j'azma ve basma yasak kitabedegelen an'ane ile bugünkü yeniDers grcvlari yapardık. Hafiye nınm önünde dur'nm. At üstünds 'enerek Lozan zaferinin 26 ncı yıU için açılan imtihan. yarınki pazartesi arı bu dükkânlarda bulurduk. Nalikleri telif edebilir; bu kabildir. muba&sırı bulsak sarığını boynuna ki adam, Müsir Etem Paşa... iki lönümünü kutluyoruz. günü Harbiyedeki yeni Radyoevinde ürlıyorum. mık Kemal'in el yazması «Rüya» Fakat hâlâ taşla iş görmek usulü Artık sivasî bphislere kulak tuyapılacaktır: Başarı sösterenlerden üçü dolayacaktık. Fakat o da çoktanberi ypnında. önünde ve ardında bir süHepsi birden, kabul edilecek o'ursa ki bu, her iki yüzer lira ücretle stajyer spiker tuyordum Evin içinde bile ses=izce sım nasıl, âdeta, yiye yiye. içe içe, ortada yoktu. Üç beş talebe bir a rü silâhh nefer... olarak alınacaklardır; imtihana girmck konuşan yakın baba dostlsnnın ama yarıdan da az kavrayarak okutam bizim hizamızda tüfeklerini şeye rağmen. heniiz en makul hal raya geldik mi, bir Sultan HamiJ için kız ve erkek yüze yakın genc ımiduğumu bugün gibi hatırlıyorum. çaresi olarak deyam etmektedirpaşasından daha kuvvetli olurduk boşaltmağa ba5İ;:ı?:!ar. Korkudan e taşıdılar. raca.it etmiştir. Spiker imtiham için ikide bir • Hasan Ağa« dedikleri bir Bir gün bir aıkadaşım, Tevfik o zaman, Vasfi Egelinin yaptığı giNihayet şehir hürriyetçilerin eliHangi kapıyı çalsak, korkudan aç herkes birbiri üstüne yığıldı. Eğer Refik Ahmed Sevengilin başkanlığında adam vardı. Fikret'in «Sis» adh basılmamış şiibi, Osmanlı mektebinin gayet sağHasan Refik Ertuğ. Nureddin Sevin, tırırdık. Hangi idarehaneye girsek, dükkân kepenginin altına sokulma ıe geçti. Güçlükle izin alarak Erini bana gizliee okudu. Bir kaç somış olsaydım. ezileceğime şüphe minönüne kadar gittim ve ömrümlam ve mantıkî olan an'anesini taCemal Reşid Rey ve Emel Gazimihaldan kendimizden ürkrtürdük. lukta ezberledim. Sıra >Tarihimürekkeb bir jüri teşkil edilmistir. yoktu. Kurtulur kurtulmaz arka e ilk defa Türklerin öldürdüğü kibck'n başka çare yoktur. *** Kadim» e geldi. Bu iki ezber, ruDemokratlann bugünkü ve sapa yollardan eve döndüm. Ak ürkleri kanlar içinde yatarken Bununla beraber, Vasfi Egelinin humun içinde güç taşıyabildiğim bir Bu ilk zamanlarda bcnim için en şama doğru öğrendim ki Hüseyin orıaya çıkardığı cami hiç de bir toplantısı [ördüm. Sonra harb divanları, musır yükü idi. Mısı/a ve beyitleri, caniı hatıra .Tanin» gazetesinın Cahide benz.ediği için Lâzikiye meokopya veya benzetme değildir. O, D.P. Eıninönü İlre BaşkanhğınrlaK: akemeler, idamlar, saklanışlar, kaPERİHAN ÇELEBİ | \ Bııgıin saat 14 te Lsleli. Hava Kurunvj sık sık, hafiye olduğunu bildiğimiz çıkmasıdır. Attar dükkânının ca usunu, Ahmed Rıza Bcyi andırdığı hakkı olan şeyi yapmış, gözlerinin ışlar... Y:ni Parlisah, alaylar, nüapartımanları yanındaki Çiçek Palıs sarıkh mubassıra sezdirmemeye mekânında Hüseyin Cahidin başiçin de Adliye Nazırını öldürmüş mayişler... Hürriyet kohramanları, önündeki büyük örneklerden ilham ile Pasta Salonunda. Eminönü tlçesi taradikkat ederek, yakın arkadaşlar yazısı, Tevfik Fikretin «Sis» şiiri ler. Ağabeyim, mektebli zabit olalmışür. Namaz kıîınacak bir maInverler. Niyaziler... İstanbulu gafından siyasi bir toplantı yapılacaktır. dudaklarırr.ız arasından birbirimize ile bu gazeteyi görünce. ne kadaı duğu için bilmediğimiz bir eve halün zarurî unsurlannı bir araya AYDIN ESENİŞ D.P. Milletvekilleri ve diğer hatibler. ib bir üniforma sıkısı ve Rumeli mırıldamrdık. büyük bir şey değişmiş olduğunj saklanmış. Sokağı. artık, ancak avası bastı. gihjiin siyasi mevzuu etrafında konuşatopl&rken yepyeni bir eser düşüncaklardır. Giriş serbesttir. Nikâhlandılar. Sokakta «Sis. ve Tarih> i ezber daha iyi sezindim. Benim için rneş pencereden seyrrdebiliyordum. Sert maş ve bunu ortaya koymuştur. İçimde derinden bir uyanış ve bildiğimi düşünerek dolaştıkça rutiyet bu idi. Nasıl ki bekçi baba ve şımarık sesler. susan ve gamlı ksinti ile. irtica denen şeye kin Bütün sanatlar arasında mazj ile 22/7/1949 ehemmiyetimin arttığını hisseder dan hekim, hoca. paşa gibi semi yüzler ve hiç ortada gcrünmiyenler, •ağladım. İlk siyasi yszım 1911 de bağlantılarını en fazla devam ettirKüçük Haberler dim. ServetiFünun'da edebiyat büyüklerine kadar herkes için böy ayak takımı, yobaz takımı, sivil e ıkmıştır. Irticaa karşı garb mede» mek mecburiyetinde olanı mimariCAMÎLERİMİZ şeriat fendi takımı ve İttihadcı gencler. Biir UNESCO merkezinin. İstanbul Muyasak edilmiş olduğundan, müdür le. bir şeydi: Kimine göre dir. Mazile birdenbire alâkayı kesiyetçiliğini ve bir müddet sonra allimler Birliğine yaptığı müracaatler. 32: MURADPAŞA CAMİİ Aksa Hüseyin Cahidi şimdi büsbütün gelecekti. Kimine görç iltimas kal tişiğımizde bahriyeli Adil Paşanın evi nunla beraber Türk milliyetçiliğini mek. ne pahasına olursa olsun yeEmine Topçuoğlu | \ ysrın saat 17.30 da Prof. Mustafr. Şe raydadır. Kapısındaki arabca kitabeye başka türlü, onu da yasağın korku kacaktı. Kimine göre rütbeler ina vardı. O"i'"anndan biri, donanmaniyi tereih etmek mimaride. umuuttum. Şarklılıktan sıyrılarak, mekib Tuncun reisliği altında yapılacak göre 876 (1471 M.) tarihinde yaptırılcek, kimine göre rütbeler çıkacakti' da bir gemi kumandanı, yahud zamiyetle, geçici bir muvaffakıyet Birlik idare heyeti toplantısında konu mıştır. Plânı Mahmudpaşa camiioe lu heyecanı içinde görüyordum. Haeniyet davasını kazanmadıkça hig Dr. Halim Bilsel «Mai ve Siyah» ve Maaş artacaktı veya et ucuzlıyacaktı. biti. neferler gemisini zaptetmek temin eder. Bir asırdanberi bunun şulacaktlr. benzer. İki kubbelidir, yanlarındaki lid Ziya'mn rejimin kendiliğinden hij bir Yahud 'sevgili Padişah hafiyelerden istedikkri için kalbine bir kurşun aydası olmıyacağına inanmıştım. •k Haber aldığımıza göre. Belediye küçük kubbeler ve revakında 5 kuoÖe «AşkıMemnu» romanlarile büsbir çok örneklerini gördük. İktisad Müdürlüğü. koyun, sığır. dar.a ve 6 direk vardır. Minaresi sağdadır. bütün büyülenmiştim. Halid Ziya ve hırsızlardan kurtulmuş olacaktı. sıkmış. ağır yaralı olarak getirdilerŞişli Camiinde bunların hiç biri Nikâhlandılar, Bununla beraber 1908 rejimi büeti fiatlarında bir mıktar daha indirme Şadırvana bitisik. alçak revaklı bir med mn yeni yazdığı «Kırık Hayatlar» Gecelenni İttihadveTerakki ku Sık sık tüfek sesleri var. Hattâ bir yok. Tabiî, çok tamnmış bir nüün hakları ve hürriyetlerile bir yapmak için tetkiklere başlamıştır. resesi vardır. İstanbul. 23 7 949 yaşlı serseri kurşun karşımızdaki eczatefrikası bitmeden yasağın gelip lüblerinde geçiren bizden muneye bağlı bulunan bu cami ge• RUMANYANIN Tahrandaki Elemokrasi idi. Şimdi bu yaşımdan Bânisi Murad Paşa. Fatih'in vezirlegenelere göre Budine kadar eski çatmış olmasma esef ederdim. Arnenin önünde bir adamcağızı omrek nisbetlerin gayet iyi kullanıçilik Müşaviri M. Konstantin Stanescu rindendir. 879 (1474 M.) de vefat etzamanlara dönüp yazılanları ve tık «RübabıŞikeste« nin bir çok toprakları geri alacaktık. Sevincden zundan vurmuş ve düşürmüş. Her öylenenleri hatırlıyorum da talihve eşi dün uçakla şehrimize gelmişlerdir. miştir. • oİSTANBUL" vapuru bugün saat şiirlerini ezbere biliyordum. Mai ve etekleri uçuşan papazlara göre ne kes telâş ve korku içinde. Herke izliğimizin kötü nivetlerden değil, 16 da Güneydoğu Akdeniz seferine çıSiyah kahramanı Cemil, Aşkı olacaktı, yalnız onu bilmiyorduın sin ağzmda bir tek söz: «Bitük!> NAMAZ VAKİTLERİ adece kültür ve medeniyetçe geri kacaktır. sevinci Memnu kahramanı Behlul sokakta Fakat hava, bir kurtuluş Hareket Ordusu ile beraber gö* İstanbul Türk Musikisi Yüksek ile, bir bayram sabahınm havası nüllere yeniden ümid geldi. Ne ol Imamızdan ileri gelc'icini anlıyorastgelir gibi olduğum yakın kinîSanatkârÎGTi Cemiyeti Başkatdığından; um ve o günden başlayıp bir ömür selerdi. Acaba yazıyorlar mıydı? kadar ferah ve açıktı. duğunu evlerinden çıkabilenlerden oyu süren mücarîeleme bugünden Cemiyetimizin normal kongresi, 1 ağustos 1949 pazartesi günü saat 15 te Niçin konduğunu, ne zaman ve naBen hâdiseleri hep Tanin ölçüsü dinliyorduk. Adil Paşanın ikinci ie hak veriyorum. Hukuk ile mede1 Klübümüz Büyükada şubesinin: üye ve mis?firleri için tertib İstanbul Gazetecüer Cemiyeti Merkesıl kalkacağmı bilmediğim bu ya ile tartıyordum. Yazık ki hepimiz: oğlu erkânıharb zabiti Salâhaddin iyet ve kültürleri arasında ahenk V. | 5.47 13.20 17.18 20.34 22.26 3.42 ettiği yıllık balo 30 Temmuz 1949 Cumartesi gecesi verilecektir. zinde toplanacaktır. saktan kurtulursak, bir yerinde ke 6aran hürriyet şevkinin memleketi Adil Bçy de Fatih karakolunu alu1 uramıyan cemiyetler bedbahttırE. 1 9.15 4.46 8.44 12.00 1.53 7.07 Üyelerimizin o gün ve saatte kongreyi 2 Dönüş için vapur temin edilmiştir. siliveren, «Kırık Hayatlar» m so parçalamak istiyenler tarafından ken düsüp yaralannvs. onu da evi ar. teşrifleri rica olunur.. 3 Elbise mecburidir. Yeni Sişli Camii ve ananevi Türk mimarisi Okullarda Yazan: Prof. Alberl Gabriel imtihan günleri =haberleri [ S O H B E T L ER NALINA Lozan zaferi 23 VII 1908 Falih Rtfkt Atay j Yazan 27 r f AVADOLl KLÜBİJ NÜDÜRLÜĞÜNDEN: Ooo merhaba! Nereye? dedim Bir vakitler İstanbula bir Fransız komedi kolu gelmişti. İçlerinde Elinden tuttuğu beş altı yaşlanniyi bir komik vardı.. komik hasta daki çocuğu göstererek: Şuna bir kundura alıvereyim. lanmış, doktora gitmiş. Doktor. benün boğazımda bir (çocuğa) Ali. öp amca beyin elini.. Ali cingöz bü: gey.. şap diye öpjey var.. kâh iniyor Jtâh çıkıyor.. tü.. demiş. Kim bu?. Doktar da o zamana göre cevab Kendi gelen... vermiş: Anlamadım. jngiliz lirası yutmuşsun! Ha\\.larda da bir ısîikrarsızlık Şurada buldum.. Var ki adamı şaşırtıyor. Sabahleyin Ne yapacaksın? Baksana ayıklarına.. parmakları dışarı çıkmış. Bir çift çorab olsa üst tarafı kBİay.. bir lira versene! Paran yok mu? Dört gündür simidle geçiniyorum.. Kundurayı ne ile alacaksın! Orasın; en düşünme, yalnız çorab al... Peki... nereden? Nereden olsa olur. İşin yoksa serin, öğleyin ncak, akşam rakid, yürüyelim.. gece fırtına.. hangi birüıe göre Ben de iaçlarımı kestirecekendini ayarlayacaksın kardeş.. ğim.. Hıristaki pasajına döneceğim Günlerden cumartesi.. hem de Ah ne iyi. Ben de kestirecekciir günü.. >ruc tutalım dedik. ğim.. seninle bir yere gideriz. EAllah taksiratımızı affetsin. Bari fendim, bunun adı (Çevik Ali)... bir gün iyi niydtrmui izhar edelim, Şimdi anlattı. Anası hastaymış. değil mi ya!.. Akşamüzeri serindir babası da bir yere gitmiş de gelmediye şöyle çıktım... Uolaşıyorum... miş mi?. yoksa imam nikâhı mı.. Saçımı kestireceğün.. saç hafta so karışık bir şey.. ama çocuk cin ginu kesilir; nedendir bilmem. Ben bi.. tramvay yolunu geçerken, de herkes gibi o gün berbere gi parmağım raya çarptı.. ağladı. Aderim. Halbuki krlı.balık olur, cıdım.. bir çift kundura alacağım.. beklemek lâzım geür... Gene öyle Bir küçük dükkâna girdik.. (Çeidi. Daha sırala beş kişi var! Ka vik Ali) ye bir çift kısa konclu çopalı dükkânda heklej emem.. rab aldık. Atıf e'indeki gazete to1 Ben birazdtn geiirim, diyip marını dükkâncıya verdi. çıktım, dolaşıyordum.. Kuzum kardejim, junu bir teFransız kütübhanesinin önüne miz kâğıda sararmıan. Gazeteler kadar gitmişinı.. baktun, ><arşıdar elimı simsiyah etti.. dedi. Güzel biı Atıf geliyor. Atıf bir acayib çocuk psVet yaptıiar. Teşekkür edip çıktur. Bakarsınız bugün binlerle oy tık.. nar Ertesi gün sizden iki buçuk Şimdi kuı.durj.ları alalım.. lira ödünc ister. O. ödünc aldığı pa Nereden? ra ile de birise sadaka verir. Nereden olursa olsun.. ÇEVİK ALİ lar Sarıver şunlan.. O, olur ama sonradan... Paket sanldı.. tam o sırada Atıf Yok vallahi. hiç merak etme!. Biraz sonra içerisi loş bir kundu iç vitrinde duran bir çift çekme kundurayı gösterdi.. racı dükkâmna girdik.. Şunu versene cğlum.. Alıf oturdu.. Çıkanp verdiler. Ayağına giydi.. Çocuğa bir kundura... Sıkıyor.. şu öteki çifti de ver.. Sectiler.. sarı renk bir sandal... Onu giydi. Ayağa kalktı. Biraz yü Şu çekme kunduralardan yok rüdü.. mu? Sıkıyor biraz. Küçük boy yok.. Açılacak^ sindi yenidir pasam... Tam kunduralan denemek için dükkânın içinde dolaşırken birdenbire dışarıya doğru bağırmağa başladı: Makbule... Makbule.. ve kapıdan dışarı seyirtti... Beş dakika kadar orada kaldım.. Atıf görünmedi.. Çevik Ali hiç bir şey olmamış gibi yerinden kalktı.. yavaş yavaş kapıya gitti ve çıktı.. Ali beyaz istcdi.. beyaz bir san Dükkâncılar hâlâ şüphe etmiyordal getirdiler. . giydi.. tamam gel lardı.. Çünkü Atıf eski kunduralarile içinde ne olduğu belli olmıyan di.. Atıf sordu: bir yeni pa^et bırakmıştı. Aliden Kaça? sonra ben de çıktım. 14 lira... Yahu! Ne insafsızhk be!.. 1 4 Hıristaki pasajı kunduracı dükliraya çocuk patiği?.. Nihayet 12 buçuk liraya uyuştu i kâaından epeyce uzaktır, Yavaş ya , ret! Para? Uydururuz. Kimden? Merak ediyorsan bera'ber gel.. Hiç bana bakma! Yookî Yabancı gibi gel.. sey VE ORTAĞI.. Felek vaş yürüdüm. Kapıdan girince, Atıfı (Çevik Ali) ile beraber bekler buldum. Işmar etti. Berber dükkânına girdik. Sıra beklemeye başladık... Baktun Ali yeni kunduralan giymiş. Rasgele müşterileri tıraş eden kalfalardan birine Atıf geçti Saç sakal. Hadi bakalım. Acelemiz var. Sonra da çocuğun saçlarını keseceksin, dedi. Benim berberim, elindekinden baş ka bir müşterisi daha var. Bekledim. Atıfm saçları zaten dökülmus O kadar dikkatli kestiriyordu ki: Tepedekilere dokunma dostum. Ensemi Amerikan gemicileri gibi kesme! Sakal tıraşma gelince; Aman benim sakalım serttir Dikkatli ol. Suratım yara oluyor. diye ihtarlarda bulundu. Sıram gelip de ben koltuğa oturduğum zaman, Atıfm işi bitmişti. Onun arkasından Çevik Aliyi aldılar. GüzeJ de piçkurusu. Berbere Alinin saçlarmı nasıl keseceğini izah etti. Tıras başladı. Atıf. Aliye: Ben şimdi geiirim. beni bekle! dedi ve çıktı. Tabii berberler bir şey demediler. Alinin tıraşı çabuk bitti ; Yerinden kalktı. İskemleye Oturdu. Belkedi, bekledi... Benim Burhan Yaz an: 3 çını kestireyim» dedi. Ben de gelbelli değil. Atıf şeker paketini adim. lırken birdenbire: Şindi nerede bu adam? Ay, çocuk gitti, diye bağırdı. Ben bilmem ki... Aman tramvay ?!tırda kalır. Kardeşi de... Ve c^ıktı gitti... Ben ar Böyle olur mu? Çevik Ali gözlerini kırpıştıra kır tık beklemedim. Çıktım. Taksime pıştıra berberin yüzüne bakıyordı doğru yürüdüm. Meydana geldim, Ben gülmeye başladım. Berber de Bir otobüs uydurup Köprüye inmek istiyordum Atıfı taaa uzakta.. boynunu büktü. Aliyi bıraktı. İnönü eezisinin parmaklıklsrma daBeni görünce: j yanmış. gelen 2e"ene bak= ?n Akşam akşam kazandık. Bu tıraş da uzun uğü için... İşin berberlik boyledir. Veresisi yok, jgördüm... Yaklaştım, £c:î:a.".'m... afabetini beklemeye vakit bulabil sermayesi yok derler. İşte iki saç. dim. Nihayet Ali yavaş yavaş ye bir sakal, gitti. Ben nereden alarinden kalktı. Kapıdan çıkarken zayım? Ton kako ton. berber ustası seslendi: Gülümsedim ve Aliyi takib ettim. Küçük bey... Fütursuzca caddeye çıkü. Baktım Ali aldırmadı. Usta koştu çocuğu ki Atıf karşı köşede bekliyor. Hetuttu... Ben de arkasından bakı men yanımıza geldi. yorum. Nasıl oldu? Nereye yavrum? Baban gele Güzel ama bu böyle gitmez. cek... Soram bize soracak. Sen yakayı ele verirsin! O benün babam değil ki. Çocuk musun ayol! Hele şu Zaran yok. Baba, acma, dayı, yavruya bir kaç da pasta yedire Atıf Bey? ne bileyim ben. Silkindi. Beni görünce işaret etyim. Ondan sonra ortaklık ayrüati... İndi. O adam benün hiç bir şeyim cak. Ne oldu? değil. Ne ortakhğı? Şekeri de verdim. İçim rahat Ama kuzum.. Sen şindi nere Çevik Ali ve ortağı. Anonim etti. ortaklığı. i. İyi ama Atıfçığım.. Bu bir Gülüştük... Pastaneye girmeden nevi... Aliye tenbih etti. Dolandırıcılık, diyeceksin, de Sen pastanı yedikten sonra ğü mi? hemen dükkândan kaç! E mi Ali? Vallahi bilmem ma, hani tuAli başını sallayarak: haflığma tuhaf. Fakat. Peki amca, dedi. Kasavet çekme. Pazartesi güBehzadın dükkâmna girdik. nü kard?şim Hüseyinden para ge Baksana oğlum. şu küçiiğe islecek. İlk işim bunları ödemek otediği pastadan ver bakayım. lacak. Ali üstü çikolatalı, kaymaklı bir Aman göziinü seveyim. Sonra pasta seçti. Atıf da: ye gideceksin? Şu şekerlerden yarun kilo tart başına belâ gelir. Eve gideceğim. sana! dedi .Ben de guya alacakmı Belâ gelmesine, aldırma. On Ev nerede? şım gibi: Kasımpaşada. dan korkmam. Lâkin henüz dolan Yalnız gidezeksin? Maron glâse var mı? diye su drracak îıale gelmedim. Borcumu al soruyorum. Ben yolu biliyorum. ödeyeceğim. Merak etme! dedi. Ben Ma niçin burada geldin? Madlenlerin fiatını anlıyorum. Za otobüse gittim, o da gezisine çıktı. O adam bana «gel bera/ber san dükkâc kalabalık. Giren çıkan B. FELEK