24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 Nisan 1949 CÜMHURİYEx r BİR PAKİKA : Suriyedeki devrim hareketi Solcu hocaların dünkü duruşması Baştaratı 1 incı sahijede 108 talebe arasında olmasından dolayı takibata marıız kalıp kalaıadığüiı sordu. Şahid, Türkiye Gencler Derneği kurucu üyelerinden oldugu için tevkif edildiğini, neticede beraet ettiğini söyledi. Bundan sonra Neyyir Aykut, Turhan Yürükkan, Mukadder Gönenli, Füruzan Atabey, Melâhat Eracar ve Sâmih Çelenk de savunma tanığı olarak dinlenildiler. Hepsi, hocalarınm, derslerde, iddia olunan suçları işlemedikleri gibi ima dahi etmemiş olduklarını, talebelerin ikiye ayrılmalarına sebeb olmadıklarını belirttiler. Profesör Hirsch"in sehaderi Su'a, Ankara Hukuk Fakültesi profesorlerinden Hirsch'e gelınişü. Şahid. bu hususta bir şey bilmediğini, onlarm derslerine, seminerlerine devam etmediğini, kitablarınj da okumadığını, bu yüzden bir fıkir beyan edemiyeceğini bUdirdi. Behite Boran. şahidden. bu mosele Senatoda görüşülürken niçin istifa ettiğinin ve orada neler konuşuldugunun sorulmasını istedi. Hirsch: < Senato üyesi sıfatile aynı zamanda İnzibat Komisyonunda âza idim. JMüzaierelerde bulundum. Fakat orada geçen konuşmaları söylemeğe hakkım yoktur.» Yargıç: « Sebeb?» Şahid: < Çünkü, gizJidir. İstifa mefselesi de, doğrudan doğruya bu messle ile ilffili de|i!dir. Senatonun bir karan üzerine istifa etmek lüzumunu hissettim.> Yargıç: < Seaatoda geçen meseleler Devlet esrarına mı taalluk eVüyoı da söylemiyorsun? Şahidler, bildiklerini söylemelidirler.» Şahid: « Ben, raemurum. Alenî olmıyan müzRkereler hakkında ifsaatta bulunmaklığun için, salâhiyetli cnakamın izni lâzundır.> İstifasının sebebi Yargıç. Senatoda geçen konuşmalann yalnız dava ile ilgili olanlarını söylemekte mahzur olmadığuıı söyleyince Prof. Hirsch, hâdiseyi anlatmaya başladı. Üniversiteler Kanununun bir maddesi, hanai şartlar altında Üniversite öğretim üyesinin çıkarıldığını belirttiğini, bu maddede bir de suç kelimesi geçüğini, işte bu kelimenin tefsiri üzerinde Senatoda bir hayli münakaşa cereyan ettiğini, üyeler arasında hukukçu olarak kendisüe Prof, Esad Arsebük'ün bulunduğunu, bu sebeble diğer üyelere suç kelimesinin mânasını anlattıklarını, neticede. maddenin Büyük Millet Meclismde tefsirine Varar verdiklerini. fakat soruadan işin töhlikeli olacağı düşünülüp bir muhtar üniversitenin sıJc sık Meclise ba^aırmasını doğru bulmadıklarından Arsebük'le birükte bir muhtıra verdiklerini anlattı. Teklifleri kabul edümejnnce, istifa ettiklerinı söyledi. Esinti Sayın İsmet İnönü bir deja, ama yalnız bir deja, Bursada vatandaşlara hitab ederken aesen* kelimesini kullanmış, sonradan anlafilan kendisi de beğenmemiş olacak ki, bu tuhaf kelimeyi bir daha ağzıtıa almamışU. Hâlâ doğru durüst mânasını bilemediğiraiz *esem> i şimdi Radyoda Nureddm Artam dostumtız, her Allahın akşamı, kullanvr durur. Eski bir itiyadın devamı olacak. ÜStad; gel şundcn vazgeç de bizim Mekki Said soyadı olarak rahat ralıat kullansın! D. N. Suriyede hükumet henüz kurulamadı Baştarajt l inci sahijede dan başarıbnıştu:. Cumhur Başkanı Şükrü Bey ile Halid Bey hükumetinin erkânı Mizze hastanesinde mevkuf bulunuyorlar. Hükumet erkânmdan olan ve eskidenberi Cumhur Başkanı Şükrü Beye samimi bağlıhğı ile tanılan Muhsin ElBerazi bugün serbest bırakümıştır. Şamda ve Suriyenin bütün şehirlerinde mutad hayat şartları eski haline dönmüştür. Hükumet daireleri çalışmağa başlamış, üniversiteler ve orta okul talebeleri, Hüsnü Zaim Bey lehinde nümayişler yapmışlardır. Bir aralık Fevzi ElKavukçunun tevkif olunduğu şayi olmuşsa da bu haber resmen yalanlanmıştır. Birleşmiş Milletler kuruluna gönderilen telgraf Hüsnü Zaim Bey, Birleşmiş Milletler genel sekreterine gönderdiği bir telgrafta şöyle demiştir: Milletin arzusu üzerine Suriye ordusu dahilî anarşiye son vermek makssdile müdahalede >''ınmuştur. Suriye ordusu komutanhğı evveice taahhüd edilen mükellefiyetl°re karş) saygısma ve demokrasi rejimir.e duyduğu bağhlığı bu vesile ile teyid eder.» Fakat hükumet darbcsini gereklendianlaşılmamıştır. Çünkü bu telgrafta bahis mevzuu edilen • dahili anarşi> darbenin sebeblerini aydınlatmaktan uzak kalıyor. Diğer taraftan Amerikahlarla petrol borularıru Suriyeden geçirmek için yapılan anlaşma taslağının ve Fransızlarla yapılmış olan nakid anlaşmssmm bu darbeye sebeb olduğu ileri sürülüyorsa da bunlar da esash birer sebeb telâkki edilmemektedir. Şamda yapılan resmî beyanat, hükumet darbesinin gittikçe artan memnunij'etsizlik ve orduya tevcih edilmiş olan haksız ithamlar yüzünden vuku bulduğu bildirilmektedir. Fakat bu da nihayet hükumetin değişmesine sebeb olabilir ve bütün rejimin darbelenmesini intaç etmezdi. Hükumet henüz kurulamadı Bir aralık Meclis Reisi Faris ElHuri Beyin yeni bir hükumet kurmağa teşebbüs ettiği bildirilmiş ise de daha sonra bizzat Hüsnü Zaim Beyin hükumet reisliğini deruhde etmesi ihtimalinden bahsedilmiştir. Halk umumiyetle hâdiseyi sükunetle karşılamış ve işin nereye varacağuıı beklemeğe başlamışür Darbenin «Büyük Suriye» projesile a'âkası hakkında ileri sürülen tahminlerin hepsi boşa gitmiştir. Çünkü Kral Abdullahın Şama gitmek üzere olduğuna aid haberlerin biri tahakkuk etmemiştir Cumhur Başkamnın durumu Cumhur Başkanı Şükrü Bey istifa etmemiş olduğundan, hâlâ devletin başkanhğı uhdesindedir. Onun bu meşru durumunu iptal için ne yapılacağı henüz belli değildir. Bununla berabeı Hüsnü Zaim Beyin yakında bir genel seçim yaptırması ihtimalinden bahsolunmaktadır. Hüsnü Zaim Beyin bir çok sadakat n.«ktubları aldığı bildiriliyor. Dürziler dağı şefi Sultan Başanm da Hüsnü Beye bir bağlılık telgrafı gönderdiği bildiriliyor. Beyrutta ne deniliyor? Beyrut 31 (a.a.) Suriye hâdiseleri dolayısile buradî şöyle deniliyor: Anlaşıhyor ki askerler muhasunlarmdan kurrulmak ve müstakbel dostlarını kcrumak maksadile ortalığı temizlemek istemişerdir. Yannın hükumet erkânı arasında bugün hapsedilmiş olan adamlardan da bulunacağı muhakkakür. Pariste ne deniliyor? Paris 31 (a.a) Paris gazeteleri Suriye hâdiseleri hakkmda türlü türlü mütalealar ileri sürmektedir. Bazılarına göre darbeden maksad İsrail ile sulhu geciktirmektir. Bazılan darbeyi, Suriyenin karşılaştiğı iktisadî güçlüklere atfediyorlar. Komünist Humaniteye göre hâdise: İngiliz Amerikan rekabetinin bir neticesidir. Parisien Libre gazetesi ise şöyle diyor: «Hakikatte sebebler gizli kahnaktadır. Yegâne emin olunan şey, Zaim Paşanın hiç bir siyasî grupa dahil olmadığıdır.» İskenderun hâdisesi aydınlanmadı Yakalanan iki Rum gencinin komünist olmadıklan ve sabıkaîan buîunmadığı anlasıldı Antakya 31 (Telefonla) İskenderunda casusluk suçile yakalanan ve tevkif edilen iki Rum genci, askerî mahkemeye verilmişlerdir. Bunlann telefon hattına bağladıkları iddia edilen telin askerî muhabereyi dinlemek için mı, yoksa bir radyo anteni olarak mı konduğu henüz anlaşılamamıştır. Sanıkların sabıkaîan buîunmadığı anlaşılmıştır. Alâkalı makamlar, bir iç ucu elde etmeğe çakşmaktadırlar. Mevkuf olan Vasil oğlu İlyas ve kardeşi Jorj'un, komünistlikle alâkaları olmadığı anlaşılmıştır. Adanada yangın çıkaran komünistler mahkum oldular Adana 31 (Telefonla) Geçen ağustos ayı içinde Çukurova fabrikasında birbirini takiben iki yangın çıkmış ve bu hâdiselerin bir kasıd eseri olduğundan şüphe edilmişti. Tahkikat sonunda yangmların komünistlik propagandası yapan Yahya Ölmezer ve Mustafa Görmezler tarafından çıkarıldığı anlaşılmıştı. Suçlular, fabrika duvarlarmdan birina «yaşasın komünist partisi» gibi ibareler de yazmışlardı. Bunların muhakemeleri sona ermiş, Yahya 6 aya, Mustafa, yaşmm küçük ohnası dolayısile 3 aya mahkum edilmişlerdir. Bu arada gene aynı şirketin Mersindeki fabrikasmda bir saatli bomba bulunduğuna dair bir haber çıkmışsa da bunun asılsız olduğu anlaçılmıştır. uriyeden gelen bütün ha berlerin anlattjjjı bir haki. kat. ordunun bir derıim hareketi yaplığı ve devlet reisira. hüku met erkânnu hapsettiği. Ordu Başkumandanı Hüsnü Zaim Beyin bir takım diktatoryal salâhiyetleri üzerine alarak Medisi feshettiği, nihayet Faris ElHu ri Beyin başkanhğı altmda bir hüku met kurmağs giriştiğidir. Suriye Ordusu Başkunıandanı Hüsnü Beyin yaptığı bütün bu işlerin biricik mesnedi yoktur. Meclis, usulü daire^inde seçilmiş ve murakabe vazifesini ciddiyetle ifa etmiş, halkın hoşnudsuzluğu ile karşılanmamjş bir meclistir. Suriyede son günlerde en fazla bahis mevzuu olan «Tubline» yani Suudi Arabistan Amerikan petrolunun boıulannı Suriyeden geçirmek meselesi de> bir darbei hükumeti ge?ekle§rirecek mahiyette değildi. Hakikat şu merkszdedir ki petıoîı borularmı Suriye topraklaruıdan geçirmek, Snriyede iki cereyan vüeude getirmiştir. Biri bu boruların Suriyeden geçmesini Suriyenin milli hakimiyetine' uygun görmüyor ve bu borular yüzünden Suriyenin elde edeceği kazanclan hor görmeyi ve feda etmeyi daha doğru buluyordu. Bu :ereyam destekleyen Şa'b partisi, petrol borularını Suriyeden geçirmenin, bir takım imtiyaz vermeyi gereklendirdiğini, bu imtiyazların Suriye istiklâlini tehlikeye koyacağını iddia ediyordu. Fakat hükumet bu fikirde değildi. Hükumet Suriyenin siyasî ve iktisadi infiraddan aynlması laz m geldiğine manmakta ve bunun için petrol borulanm uzatmayı ve onun temin edeceği istîfadelerle memleketin iktiçaHî istik • rannı emniyet altına aknayı müdafaa etmekteydi. Tavuğu olsun olmasm, her Bu iki cereyan da .Suriye meclisinde tnünakaşa olunııyor ve taraftariarla a^ Buigar köylüsü, onar yumurta leyhtarlar bu meseleyi lâyık olduğu cid vermeğe ,mecbur tutuluyor diyet ve ehemmiyetle inceleyorlardıBilhassa hükumetin, Suriyeye 200 bin Edarne 31 (Telefonla) İki gün ton Mazotun Basra körfezindeki fiatla evvei Edirne bölgesinde memleketiverilmesini temin etmesi umumi memmize iltica eden 4 Bulgardan ikisi nuniyetle karçılanmış, bu da anlaşmababa oğuldur. Oğlu 20 günlük evlinm imza5i lehindeki cereyanı büsbütün dir. Genc karısına haber vermeden ku vvetlendirmUtL kaçmıştır. Karısmın ağabeysi azılı Bu duıumda olan ve memleketin te$ komünistler^en olduğu için ihbar riî meclisi tarafuidan bu şekilde tetkik edilec^inden korkmuştur. Anlattıkedilmekte bulunan bir projenin hüku arına göre, 150 hanelik olan köyleri met darhesi hazırlamağa vesile teşkil her gece 60 kadar hudud eri ve sıetmiyeceği gayet aşikârdır. Çünkü mem âhlı komünistler tarafından kuşaleketin nıeşru mümessilleri, meselenin ılmakta ve bu hal sabaha kadar deher safhasile ve her cephesile meşgul vam etmektedir. Fakat sıkı tedbirleolmakta ve Vna göre vaziyet almaktay re rağmen köyden 10 kişi, son hafdılar. talarda muhasarayı yararak kaçmağa olmuş, bunlardan dördü Fakat anlasılan bu mesele yüzündeni muvaffak bir takım aümayişler yapmak ve her hududda yakalanmışlardır. ne pahasına olursa olsun hu projeyi MültecOerin köyüne yakın Muradmağlubiyete uğratmak için çalışan bir hanlı köyünden de eski gümrük aıutakım şüpheli unsujlar bazı kargaşalık hafaza kısım âmirlerinden Dimitri lar çıkarmağa imkân bıılmuş, orda da Popof isimli birini milisler meçhul esasen bir takım müdahaleler yapmağa bir yere götürmüşlerdir. Bulgar hukarar vermiş olduğu için bu fırsattan dud erlerinden iki kişi, teçhizatla istifade ederek. hükumeti devirmeğe Türkiyeye kaçmak üzere hazırhk tesebbüs, Cumhur Başkanını ve hü yaptıkları sırada yakalanarak uzak kumet erkânını tevkif ile parlamen bir yere sürülmüşlerdir. tovu feshetmiştir. Bütün bunlaruı Kolhozlara girmek istemiyen köyvukuunu haklı göstercek hiç bir ciddi lülerden ağır tekâlif ahnmaktadır. sebeb ileri süriilmemektedir. Onun için Tavuğu olsun olmasın her köylii, darbenin «dahilî» ' olduğu ısrarla aııladönüm başına 10 yumurta vermeğe •ılan sebebi, henüz karanlıktır ve hâmecbur tutulmaktadır. Köylüye gaz disenin hakikî sebebi ve hakikî müsebverilmediğinden ayçiçeği yağı kuliabihi hcnüz meçhuldiir ve bunlaruı da komünistlerin aıılasılması. zannederiz ki biraz zamana nümaktadır. Fakat kurdukları karaborsada yüksek fiatmütevakkıftır. la her şey bulunmaktadır. Bizte ınuhakkak olan bir nokta şudur: Bu hareket, Suriyede demokrasinin vc anayasaya karşı sayguıın temellcşmemis olduğuna dair bir intıba yaratacak ve Suriyede kurulacak her hükumete karşı umumi itimadı bir haylı Londra 31 (B.B.C.) Avrupa milsarsacaktır. letlerine Marshall Plinı gereğince yaDarbecilerin yakın islikbaileri nc pılan yardım tahsisatının önümüzdeki mahiyette olursa olsun yaptıkları ey, sene yüzde on nispetinde azaltılmasmı zorbalıktan başka bir şey değtldir vc i;u isteyen bazı senatörlere cevap veren sorbahğın tesiri kolay kolay silinmiye Başkan Truman, Avrupa Kalkınma cektir. Proşranıı için istenilen 5.580.000.000 doÖtner Rıza DOĞRUL larlık taîısisahn konjre tarafından aynen k?.:ul ediknesinde ısrar etmiştir. Motöriü tren tekrar Avıupa Kslkuıma Programı, bu pazar günü birmci senesini iknaal etmiş olai|Iemeye başhyor caktır. Resmî istatistiklere göre, piâmn Ankara 31 ( a a ) Deviet DemirUk on bir ayı içinde ilgili memlekstyollarmdan bildirildiğine göre, revizlerde, yapılan yardımdan ortalama olaycnu yapılmak üzere muvakkaten serak adatn başına 18 dolar isabet etmişfeıden kaldırılmış olan n.otörlü tren tir. Marshsll Plânı gereğince adanı baAnkara Haydarpaşa Ankara arasınşına en fada yardmı alan memleket da 5 niîandan itibsren tekrar işlemeye Holanda olmuştur. Listenin başmda bE.ıbyacaktır. 46 dolarla Hclanda ve sonunda da yaHaftada iki defa yapılacak olan bu nm dolarla Türkiye gelmektedir Faseierlerinde motöriü tren Ankaradan kat Uâve edildiğine göre Türkiye, Marsalı, cumartesi günleri saat 3,10 da, Hay shall. Plânı dışmda da yardun görmekdaıpaşadan oarşamba. pazar günleri satedir. at 10 da h=reket edecektir. Bulsaristan Başmakaleden devam lerp jfirişmekten başka yapabileceği bir iş kalmamıştır. İkinci sebeb olarak da Suriye ordusunda yaprldığı meyadana çıkan suiistimallerin mesullerini hükumetin muhakeme ve tecziye etmek istemesi gösteriliyor ki bu da, bir hükumetin tabiî hak ve vazifelerindcn biridir. Eğer ihtilâiin sebebi bu ise, cezalandırıhnaktan korkan bir zumrenin takibattan kurrulDuruşma, gelmiyen şahidlerin dinlen mak için ayaklanmış olduğu anlaşılıyor mesi için başka bir güne bırakıldı. ki bu da, yapdan hükumet darbesinin büsbütün gayrimeşru ve zararü bir hareket olduğunu gösterir. Bu mülâhazalar, hareketin iç manzarası bakımındandır ve komşn bir devletin iç işlerine aid olduğu için, biri fazla Hgilendirmez. Surivo^eki hükumet darbesi Vasington toplantıst Dış îşleri Bakanları, dünya meselelerini müzakere edecekler Washington 31 (a.a. United Press) Batı Devletleri temsilcileri, demir perde!nin arkasından soğuk harbde yeni bir Sevyet taaıruzunun işaretleri olabilecek homurtular geldiği şu anda, dünya meselelerini görüşeceklerdir. Atlantik Paktınuı imzasuun Rus çevrelerinde yarattığı tepkinin meselâ Berlin ablukasım kaldırmak teklifini içine alan yeni bir sulh taarruzu olması ihtimaline inananlar, Amerikan siyast çevrelerinde gittikçe çoğalmaktadır. Siyasî müşahidler, Atlantik Paktına iştirake davet edilen 12 milletin hepsi. Ikomünist tazyikına rağmen, pakta iştirak ettikierine göre, Sovyet taktiğinin şimdi yeni bir safhaya girtnesini beklemektedirler. Almanya ve Yunanistan nıeseleleri Londra 31 (B.B.C.) Washinston'dan bildirildiğine göre Mr. Bevin'le Mr. Acheson bugün iki saat kadar konuşmuşiar ve Alman>'a meselesile Yunanistan meselcsine dc temas etmişlerdir. Türkiyeye devredüen Amerikan destroyerleri yola çsktı Wasliington 31 (a.a. Usis) Ameıikan bahriyesi, Mc Galla ve Buchanan adındaki destToyerİErin 28 mart tarihinde Norfolk'tan Türkiyeye müteveccihen hareket etmiş o'.duklarmı bildirmişür. Üıtilâlin dışarıdan yapılan teşviklerle vuku bulmuş olması ihtimaline gelince, bunda da Ürdünün Suriye ile birleşerek Kral Abdullahm başa geçeceği bir büyük Suriye devleti kurmak emeli, yahud da Suriyede Sovyet Rusyanın Dİr peyk elde etmek gayreti rol oynamış olabilir. Birinci şık, daha ziyade Suriye ile Ürdünü ve Arab devletlerini ilgilendirir; ikinci şık ise bütün Orta Doğuyu, Akdeniz devletlerini ve bu yoldan dünya siyasetini alâkadar eder. Hükumet darbesinin elebaşısı olan albay Hüsnü Zaim. hareketin dahilî olduğunu ve haricle ilgisi bulunmadığmı süylüyorsa da, bu sözlere hakikatin kendisi diye kolayca inanmak kabil değildir. Bu iddia doğru olabileceği kadar, Arab ve dünya umumi efkârını yatıştırmak için kullanılmış bir taktik de olabilir. Hükumet darbesinin dışarıdan teşvik görüp görmediği çok geçmeden meydana çıkacaktır. fşin içinde bolşevik parmağı bnlundırğu takdirde hâdise bir Suriyeİsrail, yahud büjHik Suriye meselesi olmaktan çıkacak ve bir Orta Do;u ve Akdeniz emniyeti ıneselcsi oiarak büyük ehemmiyet kazanacaktır. Sovyet Rusyanın Suriyede bir takım manevralar çcvirmekte olduğu eskidenberi malum olduğTina göre, bu hükumet darbesine bolşevik pamağı karıştığından şüpıe cdücbilir. Bu siiphe gerçekleştiöi takdirdc. rcııub hududlarımızda bir Sovyet peykinin vücud bulması bizim için de. bir endhe kaynağı teşkil eder. Bıı itibaıla Suriye hâdiselerini azami dikkat ve uyanıklıkla takib etmemiz lâirımdır. Hakikî vaziyet ve hükumet darbeMnin icyürii çnk eeçmeden anlaşıla hududlanndaki Cenub Baştarafı 1 inci sahitedp tadır. Mülteciler arasındaki 5 kişilik bir aüe Çinden gelmiştir. Çalışma heyeti, Mr. Blellach'ın (îngiüz) başkanlığında Voage (Norveç), Zeleuka (Çek) ve içtimaî sigorta mütehassısı Lowyer'den (Amerika) müteşekkildir. İş ihtilâfları mütehassısı Casson (Fransız), bugün gelecektir. Heyet bu akşam Ankaraya hareket edecektir. Milletlerarası Çalışma Teşkilâtına mensub olan bu heyet, teşkilâta dahil memleketlerin daveti üzerine kendilerine ilmî yardımlarda bulunmaktadır. Heyet, memleketimizdeki müşahedelerini bir rapor halinde hazırlayacak ve bazı tavsiyelerde bulunacaktır. Milleflerarası Çalışma heyeti sehrimize geldi Marshall plânından istifademiz Konyada bir köy sel tchlikesi altında Konya 31 (Telefonla) İki eündenheri f?sılasız surette yağan yağmurlar, Konyada ekilmiş araziyi ve bazı köy ve kasabalan tehdid etmektedir. Konyaya 38 kilomptre mesafede olan Güren köyünde yağmurlann tesirüe bir çok su kaynak!an fışkırmağa ve sular köyi tehdide başlamıştır. Vilâyet, bugün ou kcye kamyonlarla çadır ve yiyecek gön dermiştir. Bifkaç ev yıkılmıştır. İnsanca zayiat olmadığt kaydediliyorsa da giden ckipten henüz hiç bir haber gelmemiştir. Boluda k a r yağıyor Bolu 31 (Telefonla) Birkaç gündür iyi giden havalar, dün birdenbire bozmuştur. Gece yağaıağa başlayan kar, bugün öğleye ka.lar devam etmiştir. Kar, şehrimizde henüz tutmamışsa da civardaki yüksek dağlar yeniden karla örtülmüştür. Bdlgemizde adeta karakış hüküm sürmektedir. Boston 31 (A.P.) Eski İngiltere Başbakanı Winston Churchill bugün Kremlini idare eden 14 kişiyi, dünyaya hükmetmek gayesini gütmekle itham etmiştir. Sovyet liderlerini batmuı düşmanhcacına ff"re. karanlığm aydınlanmasını ğmdan ziyade dostlugundan korktuklarını söyliyen Churchill demiştir ki: bekliyelim. « Eğer Amerikanın eUnde atom CUMHURIYET bombası olmasaydı Avrupa çoktan komünistleştirilir ve Londra bombardımar.a maruz burakıludı.» 1 Haziran 1949 da Harbin önüne geçümiyecek bir keyfiyet olmadığmı söyliyen Churchill şunİSTANBUL'da KADIKÖY'ünün ları ilâve etmiştir: mutena bir semtinde iki kath € Ümidimizi kesip sabrımızı tüketve beş odah zarif bir eve sahib memeliyiz. Bir çok müsaid inkişaflar olmak isterseniz, kaydedilmekte ve komünizm tehlikesi karşısında bütün hür milletier bugüne kadar görülmedik derecede birbirlerine bağlanmaktadır.» Ghurchill, ümidimizi kesmiyelim» diyor «CtMHURİYEl» in tefrikası: 3 7 VATA Çevirenler: ZÂBIR r. «D» hiç sesini çıkarmadı. Onca, bu adam yan kaçık bir mahluktu. Onun sözleri üzerinde fazla durmağa değmezdi. Ne yazık ki, «D» bütün tecrübesine rsğmen, ne kadar saçma ve manasız görünürse görünsün, her sözün üstünde durmanın çoic yerinde bir hareket olacasmuı henüz farkında değildi. Sokakta koyu bir sis bjlutüe karşılaşti. Yolda bir taraftan hızlı hızlı yürürken. bir taraftan da takib edılip ediimsdifini anlamak için krılak kabartıyordu. Çantasını omzuna asmış küçük bir kız yanından geçti. BisikleÜi bir postacı kaldınmın kenarından süzülüp, kayboldu. Bu endişeli durumunun sonuna gelmek üzere buîunduğunu düşünerek kendisini teselliye çalışıyordu. Lord Benditch ile bir p.niaşmağa varacsğından emindi. Kömür için onun istediği parayı vermeğe razı olduktan sonra, zaten anlaşmamağa bir sebeb kalmıyacsLkU. Koyu sis dört bir yaranj perdelemifti. Ne önünden gidenleri ve ne de arkasından geienleri görebiliyordu. Şayed takib ediliyorsa. bunun da farkında olamıyacaktı. Maamafih bu ko;iı sis içinde bir lîimseyi takib etmek de bir meseleydi. Kaldırıma bir olâzun mı efendim? Tam aksi istikamete gidiyorsunuz, dedi. Sonra yolu esaslı bir surette tarif etti. D» hızlı adnnlarla yürüdü. Nihayet Metro istasyonnna vardı. Mütereddid adunlarla merdivenlerden indi. Burası TÖRÜMKIİNZY ve NDKHET COKOVA ona memlekeündeki sığuıaklan hatır«D» duraklardan başka bir yerde lattı. O, hava akınlarında bile sığmaktaksiye binmemek hususunda verdiği lara girmektense, dışarıda kalmağı terkaran tamamile unu*arak arabaya at cih ederdi. Yeraltlarından, kapalı yerlerden fena halde ürküyordu. ladı. Şoföre: Metronun kapıları kaparunca, kendini Chatham Terace'da Curyu köşküboş sıralardan birinin üstüne attı. Başı ne çek, diye emir verdi. Araba sislerin içinde yol almağa baş dönüyor, gözleri karanyordu. Ellerile ladı. Bir müddet böylece gittikten son yüzünü kapadı. Metronun büyük bir süratle yerin alra şoförün otomobili geldikleri istikamete doğru geri. döndürdüğünü farket tuıa doğru kaydığıru hissediyor ve bu yolculuğun bir an evvel sona errnesi ti. Ani bir telâşa kapıldı. için temennide bulunuyordu Dur! diye seslendi. İnsceğim. Kulağının dibinden bir kadın sesi Şoför hiç orah olmadı. Mümkün olau süratle arabayı sürüyordu. «D» pence duydu. • reden baktı. Fakât, nereden geçtikleri Haydi ConWay şu i>aym elini tu* rıi tesbite muvaffak olamadı. Şoförün da ona biraz cesaret ver. , geniş omuzlarına ve kalm ensesina Küçük, yapışkan bir elin eline sarılbsktı. Telâşı büsbütün arttı. Camı vu dığını duydu. Başını kaldudı. Karşısmrarak bağırdı: da altı yedi yaşlp.rmda küçük bir oğlaD Sana söylüyorum. derhal dur! ina çocuğu ile orta yaşh bir kadınm durduklarını gördü. Kadın gülümsiyerek: ceğim! Conway da, dedi. Tıpkı sizin gibj Otomobil durdu. «D» şoförün elina bir şüin sıkışürarak kendini kaldırıma tllc metroya bindiği zaman fena oldu attı. Şoförün arkasuıdan: Ama, artık alıştı. Herif delirdi mi, nedir? diye söy•D> küçük çocuğun yanağuu okşıyalendiğini duydu. j rak ayağa kalktı. Başı hâlâ dönüyordu Galiba çoförden boş yere şüphelen Fakat, kadma: Teşekkür ederim, dedi. Şimdi kenmişti? Sinirleri gene çok bozulmuştuBir keç dakika nereye aittiğinin farkm dimi daha iyi hissediyorum. /ia oimadan yürüdükten sonra, bir poKadm sordu: lise rastladı. Roaseîl Square istasyonuna Yabancrya beaziyorsufluz. Londrai ASK yazan: GRAHAM CREENE nereden gidileceğini sordu. Polis: Baştaratı 1 ıncı sahifede • mal Paşanın, Garb Cephesi KomutaBir sanatkânmızın nı İsmet Paşaya gönderdiği telgrafta öğleye kadar Bankamızda bir dediği gibi o gün orada mağlub ve Amerikadaki muvaffakıyeti tasarruf hesabı açtırmız, veya perişan edilen sadece düşman değil, hesabınızdaki parayı en az 150 NewYork 31 (a.a.) (Özel muhaoiaynı zamanda milletimizin makus taliraya yükseltiniz! rcizden) Cumhur Başkanhğı Filarlihiydi. moni orkestrası üyeierinden Mükerrem Bu mütlu yıldönümü vesilesile, o Berk çarşamba gecesi NewYork Aynca ABSA ve çeşidli para büyük zafer uğrunda hayatlarmı fe(Wgyn) radyosunda orkestra refakatinikramiyeleri... Ankara 31 (Telefonla) Kahire elde yarım saatlik bir flüt konseri ver çiliği büyük elçüik haline getirümiş ve da etmiş olan aziz şehidlerimizin hamiştir. Bu konserde Mozart, Julius Brüksel sefiri Şevket Fuad Keçeci, Ka tıralarmı, bir defa daha, minnetl» Haug ve WUheun Popp'un eserlerini hire büyük elçiliğine tayin edümiştir. anarız. çalan Türk sanatkân, (Wqxr) ve Brüksele Kahire elçisi Nizameddin A(Wbnx) radyo istasyonlarmda da kon yaşlırun tayini takarrür etrr.iştir. Henüz ser vermeğe davet edilmiştir. açık bulunan Prag elçiliğine, söylendiYeni çıkan Bahar sayısile ğine göre, Dış İşleri Bakanlığı hukuk bise almağa Barker mağazasma gidi müşaviri Celâl Haznnrn tayini bahis va ilk defa mı geldiniz? Hayır, daha evvel de gehniştim voruz. lonusudur. Bakanlık umumi kâtib mu Ben Hyde Park'ta otorcobile bineAncak •buraları pek iyi tanimıyorum. avini Abdullah Zeki Polann La Haye ceğim. İsterseniz, sizi de gideceğiniz ye Hangi istasyonda ineceksiniz? elçiliğine tayini kararlasmışür. re bnakayan? Banda. Budapeşte elçisi Agâh Akselin de e O halde biraz^ ilerliyelim. tneceği Teşekkür ederim. Gideceğinüz ye mekliye ayrılacağı haber verilmektedir niz istasyona yaklaşıyoruz. re metro ile daha çabuk varırız. Okuyuculannm arzulanna uyarak Kadm önde, «D» ile küçük oğlan arGene bir köprüden geçiyorlardı. Tü Kominform devletleri, Yugossahifelerini çoğaltmış. ayrıca da^8 kada kapıya doğru yürüdüler. Küçük nel içinde köprüden geçmek berbad bil lavy'adan elçilerini çektiler sahifelik bir «Güzel fotoğraf» ilâoğlana alacalı bir kadife pantalon, bil şeydi. Müthiş bir giirültü kopuyordu. vesi koymuştur. Londra 31 (B.B.C) Türk hudude sarı yün kazak giydirmişlerdl Se «D> bu sefer küçük oğlanı kandırmağa dundan Adriyatik sahiline kadar uzaAhmed Hamdi Tanpınann vimH, temiz bir çocuktu. Başında da çalışü: nacak ve Bulgaristanın kontrolu altuıda tcEşik), adh U0 mısrahk kahve rengi ve eflâtun şeridli bir mek Conway otomobili seversin değil bulunacak olan «Hür Makedonya devnejis şitri btı sayıdadır. teb kasketi vardı. Kadın hem ilerliyor, mi? eti> nin ilân edilmesi beklenmektedir. hem anlatıyordu: Ayrıca, Falih Rıfkı, Fazıl Hüsnü, Kadın atüdı: Makedonyalı komünistler Yunan asüe Con^ay'm metroya biner Orhan Veli, Mesud Cemil, Vedad Hayır, ona otomofeil dokunur. rile birlikte çarpışacaklaruı: bu^ün abaşuıın dönüp midesinin bulanmasms Nedim, Şevket Rado, A\T\i Baş Ama, ben onu güzel, büyük bir Yunanistar.da olduğu çok üzülmüştüm. Doktorlar, bunun e otoımobUe bindireoeğira. Ha, ne dersin, çıklamışlardır. man, Refik Ahmed, îhsan Şükrü, kadar; Yugoslavyada da endişe artmakhemmiyetsjz bir şey olduğunu ve za» Conday? Baki Süha, Oktay Akbal, Sabatadır. Rusya ile bütün peyk memleketmanla geçeceğini söylemişlerdi. Ancak, haddin Kudret, Cahid Külebi, lerin Yugoslavyadaki elçileri BelgradKadon tashih etti: babası barsak ülserinden öl<Kiğü için. Fatma Esen, Refin Övünç gibi tadan ayrılmışlardır. Conday değil, Conday... Biraz gaacaba çocukta da böyle bir hastalık var nınmış şahsiyetlerin yan, şiir ve mı ,diye merak ediyordura.. ConWay ağ rib bir feim... Daha doğrusu pek sık Kuzu ihracına müsaade edildi hikâyeleri. raslanmıyan bir isim. Ona bu ismi nezını kapa... Sonra bu bay bademcikle' Ankara 31 (Telefonla) Ekonomi ve den verdiğimizi bir bilseniz, pek tuhaSağhk, çocuk, moda, elişleri sarini ameliyat eder ha!. Ticaret Bakanlığı, bu yıl da Yunanistahifeleri ie Teroümeler jf Kari«D>, şimdi Hyde Park'tan nasıl ge fmıza gider. Oğlumun doğacagı gec na 45 bin baş kuzunun ihracma müsakatürler + Gravürler * 92 sahiçeceğini düşünüyordu. Çünkü, düşman kocamla birlikte smemaya gitmiştik, ade edildiğini bildirmiştir. fe + 8 r e n k * 1 lira. Yapı ve ları ona son taarruzu ancak orada ha1 Conway Tearle'nin bir filmi oynuyordU' Kredi Bankası İkramiyeli Aile zırlıyabilirlerdi. Kendini bir kere Lord Babası bu ismi çok beğendi. Şayed, bir cüzdanı sahibleri için 50 kuruştur. Benditch'in karşısında bulup, onunla oğlum olursa ona h\ı ismi vereceğim, 31 mart 949 çekilişinde 1000 liişini halletseydi, ondan sonra öldürse dedi. O gece sabaha karşı da Conway ralık büyük ikramiye Beykoz dünyaya geldi. ler de gam yemiyecekti. Aiansanızda 655 No. h hesaba Aileye 2 yıl için abone ya«D», kadının kendisile birükte otomo Kadm hâlâ çocuğundan bahsediyordu: isabet etmiştir. Diğer çeşidli pazılanlar, ikinci Sonra Con^ay'ın bir kabahati daha bile binmek istemediğini anladı. Fazl ra ikramiyeler 'istesi yarınki gavardır. Yeşil renkten hiç hoşlanmaz ısrar etmedi. Artık ne olursa olacakü zetelerde ilân edilecektir. 100 Altın Piyangosu Eğer ölmesi mukadder değilse, «L» nin Ben, daima... na iştirak ederler bütün teşebbüsleri akim kalacaktı. Ni GARANTİ BANKASI «D» nin aklına bir fikir geldi. Siz, nerede ineceksiniz madam? tekim, ahırda üzerine ateş etmişler, fa Bankalar Cad. 27 Galata kat, kendisini vuramamışlardı. diye (Arkast var) l İ # ı Streefte ineoegiz. Çocuğa ei 30 NİSAN Başıara]\ I ıncı sahijede rülen tahminlere göre, Halk Partili miiletvekillerinin, böyle muhtelif vazifelere tayinleri, genel seçim arifesine doğru daha da sıklaşacakfu. Nitekim bugün Lsrarla dolaşan bir şayia, İstanbul Partı müfettişi Dr. Sadi Irmağın da bir sefirliğe tayin edilmek üzere olduğu merkezinde idi. Hazırlıklara bakarak, yeni seçim kanunu hakkmda henüz iyimser görünen muhalifler, lâtife yollu dahi oLsa, bunu, bazı Halk Partisi ileri gelenlerinin, şimdiden başlarmın çaresine bakmakta olcuğunun alâmeti sayıyorlar. Maamafih bu arada bazı sö'ylentiler, muhalefet ileri gelenlerine de sefirlik veya perofesörlük gibi vazifelerin tevcihini imkân dahilinde gösteriyor. Bü arada, Millet Partisi lideri Hikmet Bayura, resmî mahiyette ve doğrudan doğruya olmamakla beraber, bir aralık VVashington büyük elçiliğine tayininin ihsas edildiği, bugün dolaşmağa çıkan vayetler cümlesindendir. Dil Tarih 'skültesi salonunda «Atatürk ve genclik> mevzulu konferans vesilesile Hikmet Bayura, Üniversitede kendisi için ir kürsünün her zaman açık olduğuna !air nazik ve cemilekâr sözler sarfedildiği de ayrıca zikrediliyor. Bir kısım muhalefet mahfilleri, bu tekliflerin ikdar partisinin seçim tedbirlerinden olluğu mütaleasmdadu. Genel seçimlerin tarihine gelince, butun, 1950 yılı temmuzundan evvel olamıyacağuıı, artık muhalefetin de hesabadığı görülüyor. Hattâ açık 11 milletekilliği için ara seçimlerin yapılacağıdahi ihtimal veribniyor. Bunun başıca sebebi, artık genel seçimlerin yaklaşmış olmasıdır. îktidarm da, muhalefetin de, şimdiiea bütün hazırlıklarını, büyük seçimerdeki çarpışmağa sakladıklan ve ara eçimleri için kuv\et harcamağa pek de iyetli obnadıklan anlaşılıyor. Mekki Said ESEN Ankarada dolaşan şayialar kaçakçıhk Muhafaza Genel Komutanı, alınan emniyet tedbirlerinin neticelerini anlatıyor Bir kaç gündenberi şehrimizde bulunan Gümrük Muhafaza Genel Komutanı General Halim Oruz, dün basın mensublarına aşağıdaki demecde bulunmuştur: « Güney hududlarındaki kaçakçıhk, hükumetin üzerinde ısrarla durduğu bir meseledir. Bu bölgelerde kaçakçıhk işlerinde rol oynayan her iki tarafa aid sermayeler büyüktür. Tabiatile kaçakçıhk da o nisbette büyük olacaktır. Bu işe gerektiği nisbette ehemmiyet verilmiş bulunmak;adır. Güney hududlarında sıkı emniyet :edbirleri alınmış ve bu cümleden olmak üzere gümrük muhafaza teşkilâtı imkân nisbetinde motörize hala ;etirilmiştir. Bugün artık, büyük kaçakçı kafi« ielerinin geçmesi imkânsız hale gelmiştir. Ekseriya gece vuku bulan ufak tefek kaçakçılık hâdiselerini tabiî karşılamak icab eder. Canh hayvan kaçakçüığı ise tamamen önlenmiştir. Bu hususta bilhassa, son defa aluıan ve hududa 25 kilometre mesafeye kadar olan sahaya canh hayvan sokulmasını meneden kararın büyük tesiri olmuştur. Bu mesafe ancak zarurî hallerde ve va« lilerin müsaadesile değiştirilebiknektedir. Geçen sene güney hududunda yakalanan kaçak eşyanın kıymeti 4 milyon liraya baliğ olmaktadır.» ı İkinci İnönü zaferinin yıldönümü Elçiler arasında nakil ve tayinler Türkiye İş Bankası
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear