24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 Şubat CUMHUBIYET BÎR DAKİKA İngillerenin kazandığı muvaffakıyet 1947 de büyük bir iktisadî ve nıalî felâketle karşüaşan Ingilterenin artık kendine geldiği ve buhranları tamamile jenmeğe muvaffak olduğu apaçık anlaşılıyor. Bu memleketin 1947 de uğradığı mali felâket, onun bülün nakdini tehdid ediyor ve ihracaüle ithalâü arasmdaki mnyazenesizlik, İngilizlere yeis veriyordu .luriliı istihsal kaynaklarının faaliyeti son derece ağırdı ve İngiltere< Amerikadan yardun görmediği takdirde kesin ve yıkıcı bir felâketten kurtulamıyacak gibi görüniiyordu. Bu derece müskül şartlarla karşılaşan İngiliz miUeti bütün bu şartların hakkından gelmek azmile hareket etmiş ve millet kendisine yüklcnen bütün fedakârlıkları derin bir ferağatle karşılamağa karar vcrmişti. İngilizler, geçirdikleri bu devıeye .zahidlik» devri diyorlar ki çok haklıdırlar. Çünkü katlandıkları fedakârbk lüks, e aid değildi. Hatk, tırnak cilâsından, dudak boyasından, najlon çorabdan, mantarlı ayakkabıdan des'ıl. fakat en zaruri ıhtıyaclarından yani boğazından ve üstbasından fedakârlık 'edecekti ve bu fedakârhk ulak tefek dosildL Çnk mühimdi. Çünkü bir tngüize verilen bir hahalık yiyecek içecek, bir insanın iki övünde rahat rahat tükeîpbileceği ve tükettikten sonra doymuş olduğunu soyliyebilecegi roiktarda idi. Başka her hangi bir millet, boğazından bu kadar kesflmesi karşısında muhakkak ki isyan ederdi. Fakat İngiliz milleti, mali ve Iktisadî kurtuluşu sağlamak için bu fedakârhjjp da göze almış, yani sulh devrinde aç kalınayı, yahud yarım yamalak doymayı, kısacası zahidane yaşaınayı seve seve kabul etnıiş ve bu mustesna fcra ğatini göstererek hakikaten scrcfli ve büyük bir başarı kazanmıştır. İngilizler, kannlarına taş bağlamak icab etüği zaman o tası bağlamışlar, mahrumiyetin her türlüsüne katlanmışlar, bütün bunUn dmdarhk fariletinin verdiği ilham Ue yaparak istikballerini kurtarraak yohında hakikaten gıptaya değer bir muvaffakiyete ermişlcr, hattâ bir çokları tarafından harika sayılan bir neticeyi gerçekleştirmişlerdir. Bunun mükâfatı olarak bugün durum tamamile dcğişmış ve İngiliz yasayışı şöyle boyle nurmal •eviyesine dönmüşse de. İngilizler hâtâ •lüks» dediğimiz şatafata kendilerini kaptırmamışlardır. Bugün tngilterenh» parası. dolar sahası dışında tutunmuştur. 1947 de, daha evvelki seneye nisbetle yüzde kırk nisbetinde değer kazanan İngiliz ihracatı 194$ senesinin sonunda, on sene evvelki ihracahna nisbetle yüzde yüı elli nisbetinde yükselmiş ve İngiltere ithalâtla lhracatını denkleşürmek imkânını bu* lacak derecede ileri adınılar atnuştır, Gerçi İngilizlerin Amerikadan yapüklan ifhalât, Amerikaya yaptıklan ihracattan henüz daha üstundür ve dolar açıklan henüz çok mühimdiı, fakat tuttukları yol bu açığı tamamile kapayacak mahiyettedir. Bu büyük muvaffakiyetin en büyük çerefi bilhassa İngiliz halkmın icabında ornç tutmayı bilmesine ve oruç tutarcasına her fedakârhğı göze almasına aiddir. Aynı şerefin büyük bir hissesL ingiliz hükumeti kadar İngilü muhalefetine ayrılmaktadır. Çiinkiı muhalefet her esaslı meselede hükumeti desteklemiş ve hükumetin muvaffak olmasına yardun etmişür. Bu işin başına geçen ve muvaffakiyetle idare eden Sir Stafford Crrpps'in rolü de muhakkak ki son derece sereflidir. Bu değerli devlet adamı, tnçilterenin bu kurtuluş savasını muvarfakiyetle idare etmiç ve neticelendirmiştîr. İngiMereyi hirinci safta rmıazzam bir devlet saymaktan istfnkâf etmeğe haşlayanlar, onun bu hamlesi karşısmria fikîrleTİnl değişrirmes;e ve Amerika. derookrasi dünyastnı konımak ve, dünya sulhunn kuttsrmak işiııde yalııız olmadığına inanmasra r>»«lwıı<tır. noğru Inçilterenin bu mnvaffakiycti tebrike deger. Ömer Rıza DOĞRUL Wallace, Tiirkiyeye yardımın lüzumuna iman etti ordusu. Tiirkiyeye girdiği takdirde harbe muhalefet benim için çok güçtür» Washineton 24 (a.a. Afp.) Henry Wallac€'m dün Temsilciler Meclisd Dış Işleri Komitesi önünde verdiği izahattan ve t Amerika ile Rusya, aralanndakî görüş ajTilıklarını bertaraf edemedi'kleri takdirde 30 yü sürecek yeni bir harbe doğnı gidiyonız.» şeklindeki sözlerinden anlaşıldığına gore, VTallace, Amerika ile Rusya arasmdaki harbin çok uzun sürecegi fikrinde olduğundan, bu ihtilâfın bir harb ha^ine girfnesini önletneyi birinci derecede iüzumlu addetmektedir. Rusya. Boğazlara hâkim olursa... Temsilci'.er Meclisinin cumhuriyetçi iiyelerinden Wa!ter Juss tarafındaın sorulan suallere cevaben, Wallace, Amerikatnn Türkiye ve Yunanistana yaptığı yardımm «Suudî Arabistan petrol sahalarmda Birleşik Amerika ile İnaiiiz İmparatorluğunun menfaatlerini korumaya mstuf olduğunu> söylemiştir. Bununla beraber Wallaee, Rusya, Boğszara hâkim olduğu takdirde bunun <banş için vahim bir tehlike teşkil ği» ni teslim etmiştir. Rusyanın Türkiyeye tecavüz etmesi halinde Amerikanın harbe girmesini nasıl karşılayacağı hijsusunda sortlan suallere Wallace şu cevabı vermiştir Rus ordusu Türkiyeye girerse... « Ru.= ord\isu Türkiyeye girdiği takdirde harbe muhalefet etmek benim için çok güçtür. Fakat Rusyanm böyle harekst etmiyecek kadar sağduyu sahibi oldvığunu samyonan> Dış Işleri Komitesinin Ba4kanı sol Bloom. Wallace'a, Ameriksdaki şekilde bir hükumeti mi, yoksa kociTİnist tipi bir hükumeti mi tercih ettiğini sormuştur. Wallaoe, bu suale ceT,aben şunlan söylerr.iştir: « Ben burada. Amerikada yaşıyorum ve hükumeti devirmeye de teşebbüs edeoek değiüra. Fakat bugunkü hükumet ş^klürdsin de\'arn ettiğini görmek istiyorsak, mürteci usullerimizde birçok değişiklivı.er yapmaya mecfcrur kalaca Yeni mubarekler Belediye Meclisinin müzak.erelerini takib ettiniz mi? Değerdi doğrusu. Sayın, azadan bir kısmi tekliflerde bulunmuş; Taksi jiatlarına zammedelim, kahvecilere zammedelim, ve böylece devam ediyorlar. Ona zammedelim, buna zam.yn.edelim. Bir zamdır gidiyor sizin anlayacağınız. Bravo. İyi fci îstanbul halkı bunlan seçmiş (!) zemzem değilse de zam zam suyile yikanmış adamlar. Zaten yikanacak başka su mu kaldı? D. N. İsviçre Dış Bakanı ile bir mülâkat Baştarafı 1 inci sdhifede îsviçre Dış îşleri Bakanı, Avnıpa meselelerini kendi görüş zaviyesine göre şu yolda izah etti: Bozulan anane « İsviçre ananelerine göre, federal konseye mensub bir zat (yani bir Bakan) o vazifeyi gördüğü müddetçe memleketi terkedemez. ük defa olarak, konseyde uzun uzun görüşüp, münakaşa ettikten sonra Fransaya gittim. Bir gazete, bizim eski bir ananeye hürmetsizlik ettigimizi yazıyor. Biraz ileri gitmiş olduğuna kaniim. Biliyorsunuz ki M. Spaak'ın başkanlığmda toplanan dokuz devlet Dış Bakanlarının konseyinde, memleketlerini yalnız Dış Bakanlan temsil ediyor. O işbirliğine katılacak isek, bizim için yapılacak başka şey yoktu. Bununla beraber meseleyi İsviçre Federal konseyine bildireceğim, karar onundur. litik saha arasmda bir hudud çizmek gibi zor bir iş karşısmdadır.» Türk Isriçre dostluğu M. Petitplerre sözü Türkiyeye intikal ettirdi: « Bundan yirmi sene e^.»el Türkiyeye gelmiştim, dedi. Istanbulun güzelliğinin tesirlerini . hâlâ tadıyorum. Türkiye ile Isviçre arasmda ananevî bir rostluk vardır. Hiç bir hâdise bu dostluğa en ufak bir pölge düşürmüş değildir. Temennimiz aramızdaki iktisadî mübadeleyi çoğaltmaktır. Itiraf etmek lâzımdır ki, her iki tarafm iktisadî inkişafı için gereken ticarî muameleler çok dardır. Onu tevsi etmeğe. çalışıyoruz. Sadakla mülâkat Pariste sayın Dış Işleri Bakanınızla iki üç kere görüşmek fırsatmı buldura. Bu fikir mübadelesinden çok memnun oldum. Sözlerimi bitirirken, şu nokta üzerinde bilhassa ısraria durmak istiyorum: A\Tupa ekonomik birliğine katılmışken, yalnız ekonomik sahada kalmayı düşünüyor ve bu münasebetle bitaraflıktan ayrılmak istemiyoruz. Is\dçrenin bitaraflığı hukukî ve tarihî olarak ayakta durmaktadır. Fakat bitaraflığımız. Avrupa tesanüd fikrine mâni değildir.» N. N. Elçimizin verdiği kokteyl Bern 23 (Hususî) Dün akşam Bern deki Türkiye sefarethanesinde, elçi Yakub Kadri Karaosmanoğlu, gazetecilerimizin şerefüıe bir kokteyl tertib eylemiştir. Bu kokteyle. îsviçre diplomasisüıin en tanmmış simalarile. Isviçre basım davetli bulunuyordu. Gazetecilerimiz, bu münasebetle, Isviçre basım ile temasa gelmişlerdir. Kokteyl geç vakte kadar büyük dostluk havası içinde cereyan etmiştir. Bay Nadir Nadi, Ahmed Emin Yalman ve Cihad Babandan mürekkeb heyetimiz, yarm Bâledeki fabrikalan gezmek ve oradan da Zürihe hareket etmek üzere, Bern'den aynlacaklardır. Zürihte İsviçre Türk cemiyeti şereflerine büyük bir ziyaiet verecektir. Gazetecilerüniz Zürihteki Türk talebesile de temasa geçeceklerdir. Grip salgını vrupadan bize iyi şey gelir mi?.. Komünist propagandası, faşist modası, Ispanyol nezlesi, kübik sanat, sahte mücevher, kokain ve grip.. Ha geldi. ha geiiyor derken geldi çattı ve her Avmpadan gelen gibi teşrifata riayet ederek önce hükumet merkezini ve hükumet adamlannı ziyaret etti. ondan sonra Istanbula geldi. Geldi mi, gelmedi mi? diye münakaşa ederken bir de baktık ki aramıza girmiş... Ve bugün doktor Muzaffer Şevki ustamızın da dediği gibi Istanbulda grip vardır. Olmuşsa jıe olmuş?. . Demek kabildir. Yalnız unutmamalı ki grip yalnız kaldıkça zararsız; fakat doğurduğu karışıklıklar yüzünden tehlikeli bir hastalıkür. Buna karşı ne yapalım?. Maalesef halkımızın büyük bir kısmı hastalıktan korunmak mefhumunu bilmek değil, kabul etmemiştir. Bana geçmez... Allah birde verdiğini beşte almaz, Sen kalbini bozma! Birşeycik olmaz; diyenler ekseriyeti teşkil eder. t'stelik memleketin fakrü hali dolayısile sıhhiye teşkilâtı da mükemmel değildir. Hep bunlardan dolayı hükumete düşen vazifeler vardır. Bu sene memlekette mustesna bir kış hüküm sürmesi c\>velâ mekteblerdeki ısınma malzemesinin tükenmesine sebeb olmuştur. Bugün Istanbulda kömürü bitmemiş mekteb yok gibidir. Bir çoklannda soba yanmamakta, bir çoklannda da sembolik bir hareket olsun diye sabahlan iki odunla ısmma tecrübeleri yapılmaktadır. Ben bunlan, maarife kusurdur diye >azmıyorum. Her sene bütün kış için İyi kötü kâfi gelcn kömür miktan bu sene şubat başında tükenmiştir. Böyle olunca işi oluruna bağlamaktan başka çare yoktur. Üstelik havalardaki kaprisli tahavvüller sıhhat bakımından çocuklanmızın ve yaşlılanmızm hastalığa karşı olan mukavemetlerini azaltmıştır. Bütün bunlarm yanıbaşmda değil hastahk, hattâ sağhk zamanmda dahi her türlü sıhhat kaidelerine meydan oknyan bir umumî taşıma sistemimis vardır ki; başlıhaşma bir marazdır. Bütün bunlan bir araya getirdikten ve hele şu son günlerde Istanbulda grip hastalığının bir salgın halini aldığmı ihüsas erbabından da işittikten sonra herşeyden evvel mekteblerin tatiline, sonra da nakil vasıtalarile umuml toplantı yerierinin dezenfeksiyona gibi önleyici tedbirlere başvurmanm sırası geldiği zannmdayım. Gerçi ben doktor değilim ve bundan sonra doktor da olamam. Ama haddim olmıyarak hem grip olabilirim, hem de gene haddim olmıyarak gripi başkalarına da verebilirim. Onun için alâkalılann sözlerimi yabana atmak istemiyeceklerinl zannediyorum. Bence bütün bu salgmlarda tedbir almanın sırası. salgınuı en yüksek dereceye vardığı zaman değildir. Oraya vannca zaten iş işten geçmiş bulunur. B. FELEK Başmakaleden devam Isviçrenin bitaraflığı dır. Topyekun harb demck, millet deBizim bitaraflığımızm iki hukukî nilen varhğın müdafaa vantalannı teşkil eden kara, hava ve deniz ordularının mesnedi vardır: Biri Isviçrenin bitaraf bütün savaş kudretile, aynı zamandA olacağını, anayasamız kaydeder, diğeri milletin «potentiel de guerre> denilen de bu keyfiyeti 1815 te Viyana kongrebütün •harb gücü» ile kendini koruma sir.de 1920 de Versay konferansında ğa ve muzaffer olmağa çahşması de devletler kabul etmiş bulunuyorlar. mekür. Bu «harb gücü. tabirinin içinde. Hattâ Cemiyeti Akvama girdiğimiz zaı...Miı.ımıımmııımimnmm!ffl|im!ll!linillllilllllllin!!lınımııi""i» her şey gözle görülen ve görülmiyen, man dahi, isviçre için bir istisna yapİle tutulan ve tutulmıyan. kulakla işî mışlar ve bizim silâhh bir ihtilâfa sürükleneceğimİ2İ peşin olarak kabul eyrilen ve işirilmiyen her şey vard». Topyekun harb demek, bir vatanm lemişlerdi. taşı ve toprağı ile, dikili ağacı ve akar Biz bitarafhğımızla Avrupaya hizmet suyu ile, denizi ve seması i!e, yerüstü ve ettiğimize kaniiz. 1945 te bitaraflar Baştarafı 1 inei sah<led<> j yeraltısile, hulâsa bfitün coğrafyasile hakkında hiç iyi düşünülmezken, bubu harbi güçleştirmek, hattâ imkânharb etmesi dem^ktir. gün, bu fikir hâdiselerin zoru altında sız hale getirmek için Fransız komü Baştarajı 1 inci sahrtede Topyekun harb demek. bir milletin zeval buldu. Biz bu politikada ısrar enistleriellerinden geleni yapacaklar temin edilmektedir. Kendilerine lise bütün müesseselerinin, bütün ferdlerideceğiz ve Avrupa birliğine, siyasî ve dır.» ve öğretmen okulları, imam ve hatıb nin i.ştirakile hürriyet ve istiklâlini, yur askeri ohnamak kayıd ve şartile, yalnız Şiddetli protestolar yetiştiren okullar açtık, Türk efkârı dunnn toprak bütünlüğünü. her türlii Dctisadî sahada katılacağız. Esasen PaMeclisteki komünist milletvekîlleri na tereuman olduklarını her fırsatta mukaddesatını, hükümranlık haklannı riste de ben bu zihniyeti gördüm. bu sözleri alkışlamışlar, diğer parti ortaya atan bir otoriter zümre, Bul müdafaa etmek için malını. kanını, raFederal hükumet Marshall plânını ere mensub mebuslar ise şiddetle garistandaki Türk azınlığma zulme nını feda ederek dişile, tırnaeile boğuşuzun zamandanberi tetkik etmekte, faprotesto etmişlerdir. Bir milletvekili dildiğini ve kanunlar muvacehesinde; ması demektir. kat bu mevzuda kesin bir karara henüz jöyle haykırmıştır: müsavi muamele yapılmadığını iddia Topyekun harb. bu demek olduğuna varmamış bulunmaktadır. Müessir bir « Polonyayı, Finlandiyayı hatır etmekle Bulgaristan Türkünün kül göre. yalnız askerlerin ve ordulann işbfrliğinin, birçok memleketlerdeki la.» tür bakımından yükselmek isteme raptığı mazi harblerinden, hattâ eski zorluklarm kalkmasile mümkün olabiDiğer bir milletvekili de «Bunları diğini ve bu yükselmeden korktuğu tabirile «milleti müsellâha> harblerinden leceğine kaniim. Biz, ekonomik kanunkanun dışı ilân edelim» diyerek ye nu göstermiş olmaktadırlar.» de başka türlii daha umumî, daha şa lann 'tabiî kanunlar clduğuna kanuz. rinden fırlamıştır. Vasil Kolarov, komünist zihniyetine nül bir harb olarak mütalea edUmek ve Isviçre hükumeti sun'î karakterde olan Bu patırdılardan sonra sözlerine ve Sovyet Rusyaya aykın fikirler ta ona göre bazırlanmak icab eder. Ba da, müdahalelere taraftar değildir. devam eden Thorez, Rusyaya karşı şıyan bütün din adamlarma Bulgar en geniş ölçüde, bütün millet ve roemIsviçre, şimdi, ekonomik saha ile poseferberlik bir harb hazırlandığmı iddia etmiş Cumhuriyetinde asla yer verilmiye lekei ölçüsünde bir millî ve Atlantik Paktraa temas ederek ceğini ve kökü dışarıda bulunan dinî plânı yapmak ihtiyacmı ve bu umumî göyle demiştir: müesseselerin, bu irtibatlarını derhal plâna göre teşkilâtlanmak zaruretini « Bu andlaşma ile Norveçten kesmeleri lüzumuna katî bir lisanla doğurur. Bagtarafı I ineı sahifede Türkiyeye kadar geniş bir bölgede işaret etmiş, Papaya ve Papahk maTopyekân harbde. bir askeri cephe, ğinden yüzde yüz emindirler. Rusyaya karşı askerî üsler kurula kamına şiddetle hücujn ederek, bu bir de iç cephe vardır. Askeri cephe Günlük diye satılan vumurtalann, caktır.» müessesenin Bulgaristandaki mümes bakımından silâhh kuvvetlerimizin se kaüksız balların ve halis tereyağlann •Yeni bir La\nl» sillerine yol verileceğini söylemek ferberlik plânları, harb plânlan yapıl menşei Balıkpazandır. Buradaki esnaThorez'den sonra söz alan Sosyalist suretile katolik ve protestan Bulgar mıştır, fakat iç cephe bakımından tam hn bir kısmı, dükkâmnda satamıyacağı miHetvekili Guy Mollet, komünist ları tehdid etmiştir. 15 protestan pa bir millî seferberlik plânı henüz yapılİları, bulduğu köylü kılıklı adamlara leri bir harb havası yaratmakla it pazmın rnuhakemesine yarm Sofyada mamıştır. Böyle bir millî seferberlik verir ve onlar, sanki köylerinden yebaşlanacağını söyleyen Kolarov, An plânı içinde, pasif knrnnmadan ve be ni gelmişler gibi sokak sokak dolaşırham etmiş ve demiştir ki: otoritelerini mugalata şinci kolla mücadeleden başka riraat, lar. Sorarsanız ya Trakya, ya Izmit, ya « Siz komünistler, söylediklerini gloSakson zin bir tek kelimesine bile inanmı yapmakla itham etmiş ve duruçma sanayi, maden, münakale, muhabere, da Yalova köylerinin birindendirler. vorsunuz. Memleketimiz tecavüze uğ larda her şeyin açıklanacağırra iça maliye, sağlık. ticaret ve belediye işleri Ellerindeki mali saüp, hemen köylerine için de plânlar.hazırlamak ve daha ba döneceklerdir. Yalnız bu mubarekler, rarsa, bütün Fransız milleti müteca ret etmiştir. ns znmanında ba yolda teşkilâtlanmak her ne hikmetse. Istanbul denilen o büvize karşı savaşmak için silâha sarıgerektir. yük şehirde yollarıru bir tek defa ollacaktrr. Thorez, bu milletin başma Bu millî seferberlik plânrnı hanrla sun kaybetmezler, bir an için dahi olyeni bir Laval mi kesilmek istiyor? mak ve ona göre. teşkilâtlanmak işleri. sa şaşalamazlar. Yalnız aralarmda, dalBu sualime cevab versin.» Millî Savunma Bakanlığırun faaliyet ve gmlan vardır. îki lâf arasmda ânide Bundan sonra celse 21,30 a kadar SKİâlıiyet çerçevesini aşan, bütün dev «nerelisin?» diye sorarsanız, meselâ: tatil edilmiştir. Ankara 24 (a.a) Hükumeti let ve hiikumet teşkilâtmm çalışmalarile «Giridli!> derler. Thrfrez'in nutku savcıbğa verildi miz'e Norveç hükumeti arasında bir yapılabilecek muazzam bir iştir. Bu Bunlar bir yumurtayı 15 kuruşa, teCelse yeniden açüdığı vakit söz alan müddettpnberi Ankarada cereyan et muazzam işi basaracak bir makam ve reyağımn kilosunu 6.5 liraya satarlar. mekte olan ticaret görüşmeleri sona üd milletvekili Thorez'e ağır sözlerle mekanizma bizde beniiz kurulmamıştır. Yani dükkânlardaki fiatlardan büe pahücum etmişler ve hükumetin, ceza ka ermiş .ve 24 şubat gunü saat 17 de Tür Bu makam ve mekanizma, ancak. teşkil halıya.. Ama, «açıkgöz» ler buna aldırnunu gereğince derhal kanunî takibata kiye i!e Norveç arasmdaki ticaret ve 6 edilcceği söylenilen, fakat henüz kurul mazlar; hiç bir dükkânda böyle nefis giri^nesini istemişlerdir. Bunun iizeri deme anlaşmasile ekleri, Dış İşleri Ba mamıs olan yüksek millî müdafaa kon mal bulmak imkânı yoktur ki!.. ne beyanatta bulunan Başbakan Oeuille kanlığı genel sekreteri büyük elçi Fua^l seyi olabilir Biiriin Bakan!?rın ve yükBelediye Iktisad Müdürlüğıine, <biraz Carım ile Norveçin Ankara elrisi M sek askeri komutanlarm da istirakile şöyle demiştir: da şu madrabazîarla uğraşıp, halkı € Thorez tarafından söylenilmiş o Kıoghfnsçn tarafından imzalr.nmıştırkurulması irab eden böyle bir konseyi kandırmalarına mâni olsanıza» demek hemen kurmak. kesin bir zaruret ol hatınmıza gelmiyor değil ama. ne yalan nutkun bir metni, savcılığa göndeTrabzonun kurtuluş mustur. rilmiştir. Kanunî takibata girişilip giriparsımz ki gözönündeki dükkânlann yıldöniknü şi:miyecegini adlî makamlar tesbit edeABİDİNDAVT.R halini düşünüyor da. kendi kendimize Trabzon 24 (a.a.) Trabzon, bugün ceklerdir.» gülüyoruz. kurtuluşımun 31 inci yıldönümünü coşBir deli, annesini öldürdü kun tezahüratla kutlaıruştır. Bu münaPolise hakaret edenler Uludağdaki kayak müsabaka sebetle saat 10 da hir asteğmen komu İzmir 24 (Telefonla) Seferihisar mahkum oldular ilçesinin Bej'ler köyünde Halil oğlu tasmdaki milis kuvvetleri Soğuksu sut Hüseyin Karaşahin. evvelki gun delarmın açılış töreni îstinye karakolunda polise karşı hakaret lanndan inerek dörtnala Ataparkın önüve müessir fiilde bulunan İbrahim ile MahBursa 24 (Telefonla) Yarm baş ne geltnisler ve Kavak rrieydanı istika lirmiş, dağa çıkmak istemiş, peşine mudun Birinci Ağırceza Mahkemesinde delayacak olan Milletlerarası kayak metindsn gelmekte olan arkadaş'.ariîe düşüp eve dönmesi için yalvaran an vam etmekte olan muhakemeleri dün sona müsabakalarının açılış töreni bugün birleşmek üzere yer almışlardır. Millî nesini: (Sen, benim düşmanımsın, ermiş ve sanıklardan İbrahim 1 sene 2 ay Uludağda Avusturya, Yunan ve Türk kıyaietîer taşıyan milis kuvvetlerinir. beni takib ediyorsun» demiş ve bı 10 gün; Mahmud da 1 ay 20 gün hapse mahkum olmuşlardır. çaklayarak öldürmüştür. ekiplerile muhtelif okullara mensub arkssmdan ordu birlikleri de geîerek sporcular ve kalabalık bir meraklı üzerinde siyah bayrak sallanan direğin kütlesinin iştirakile yapılmıştır. Müönünde mevki almıştır. sabakalara katılacak milletlerin müMeclis kuvvetîerile birliklerin böylece lî marşları çalmdıktan sonra, Dağcılık Federasyonu Reisi Asım Kurd bir yerlerin? almalan üzerine siyah bajTak hitabede bulunmuş ve yarışlan tertib müireze komutanı tarafından indiriimiş Washington 24 (a a. United Pres?) etmekten maksadımızın, tecrübeli ve bando, İstiklâl marşıru çalarken TürV :; oekilmiştir. Dış Işleri Bakanı Aeheson, soeukalgm kayakçüarla yarışıp, onlardan istilığmdan hasta olduğu için bes Baü Av fade olduğunu söylemiştir. Edirne ve Diyarbakır Sayın halkımızın hizmetine girmektedir. rupa raemleketi ve Kanada temsilcileRusyaya giden Enneniler valilikleri rile Atlantik Pakb hakkında bugün yaAnkara 24 (a.a.) Açık olan Epacağı görüşmeyi yann saat 10 a bırakMoskova 24 (a.a.) (United ÇARŞIKAPl YENİÇERİLER CAD. U mıştır. Press) Bir Rumanya vapuru ile A dirne Valiliğine Aydın Valisi RükBu toplantı, geçen temmuz ayında mü merikadan gelmekte olan 162 Ernıe neddin Nasuhioğlu, açık olan Diyar2akeıelerin başîamasmdanberi yapılaa ni muhaciri bugün Batuma varmı§ bakır Valiliğine de Bolu Valisi Kemal Hadımh tayin edilmişîerdir. toplanuların en mühimi sayılmaktadır. tır. Millî seferberlik plânı ve teşkilâtı Thorez'in sözleri Fransız Bulgar Dış Bakanının Meclisinde fırtına kopardı Sobranyada söylediği nuîuk Sahte köylüler Türkiye Norveç ticaret anlaşması Wa$hing!oıTda AHantik paktı müzakereleri CARSIKAP! AJAKSIMIZ BUGÜN 25 ŞUBAT 1949 da I Baştcrafı 1 inci schifede balıis mevzuu olmıyacaktır. Tayin olunan fâsıl hat Gazze ile Nofah arasmdadır. iki taraf bu hattı aşnuyacaktır. iki taraf esirleri mübadele etmeyi kabul ediyor ve muhtelit bir mütareke komisyonu kuruyor. Komisyona iki taaftan her biri üçer üye gönderecek ve >aşkanhğı yapacak, yedinci üye Birleşmiş Mi'.letler mütareke komisyonu kurmay reisi veya müşahld heyetlnce tkl arafm tas\ibile tayin olunacak yük;ek rütbeli bir subay olacaktır. Mütarekename bir kaç dili ihtiva etmektedir. Mısır Dış Işleri Bakanı Abdülhadi 'aşa mütarekenin sırf askerî mahiv?t+e Tekel Umum Müdürünün Iduğunu söylemiş ve «Bu anlaşma Fiistinin siyasî istikbali ile alâkalı degazetecilere izahatı ğildir ve herhangi siyasî mahiyeti haiz Tekel Umum Müdürü Yusuf Ziya değildir.» demiştir. israil ile Ürdün arasmda mütareke Erzin, dün basın mensublarile konuşkonuşmalan pazartesiye başlayacaktır. muş ve çeşidli mevzular üzerinde şu Suudî Arabistan, israil ile hudud olma izahatı vermiştir: « Kibrit sarfiyatı, son zamanlardığından mütareke yapmağa lüzum iörmediğini bildtrmiştir. Irak hükumeti da imal kapasitesi üzerine çıkmakta de diğer Arab hikümetlerile yapılacak idi. Çakmağm serbest bıraküması, anlaşmalan kabul edeceğini bildirmiş ; kibrit sarfiyatını azaltacak ve bu sutir. retle kibrit fabrıkası sıkışık duruma girmiyecektir. Bu yübaşmdan itibaren tatbikına Ölümünü teessürle bildirdijimiz Dr. General geçilen yeni satış sistemine göre,, Tekel şarabları ahcılara fabrika, imaiuphi Yakarın eşi lâthane veya deneme şarabevlerinden ENİSEYAKAB toptan satışa çıkarılmaktadır. Şarabın ölümü dolayısüe, cenazesine gelerek ve gerek mektub, telgraf, teleîonla taziyet lut larda evvelce tatbik edilen «her yerfunda bulunan ve acımızı paylaşan. hastalığı de tek fiat« satış usulü kaldınlmıjtır. esnasında kıymetli yardımlarmı esirgemiyen Bir müddet evvei teknik ârıza geDoçent Dr. Müfide Küley ve Yeldeğirmeninde çiren İzmir Çmaraltı Tuzlasınır: deDr. Hasan Şevkiye ve dost, akrabalara teşekkur etmeye acımız mâni olduğundan. ga ğirmeni tamir edilmiştir. Pek yakmda piyasaya bol miktarda sofra ve zetenlzin tavassutunu rişa ederiz. Yakar otlesi mutfak tuzu çıkarılacaktır.» Mısır İsrail mütarekesi dün Rodosta imza edildi TEŞEKKÜR T A KSİM Mevsimin en güzel. ı zengin musikili ve fevkalâde sürükleyici mevzulu büyük filmi. SİNEMASINDA inci zafer haftasma görülmemiş bir muvaffakiyetle devam ediyor. CARANTİ BASKASI TÜRKCE SÖZLİK,ŞARKILI I »CUMHURİYETVin tefrikası: 78 Korktuğum şey, halimden kuşkulanıp Kerametin £dr«sini gizlemeğe kalkması. O zaman, ihtilâçlarını zaptetmekte güçlük çektiğim sinitierim nasıl bir feveranla, başka hangi hedefe doğru saldırır, bilemiyorura. Bana öyle geliyor ki, yakın bir şikârı paralıyacağıma inandığım için şu anda böyle sakinim. Benimle boy ölçuşecek bir kuvvetle karşılaşmak, onu devirmek ihtiyacmı tatmin edemezsem, bu işe h.nzırlanan birikmiş eneriim, benim elimde olmadaa, muazzam bir yık'.cı kuvvet halinde, kendisine mutlaka bsşka bir kurban arayacaktır. A?îğıya kulak verdim. Evin içi, canlı tek mahluk yofanuş gibi sessiz. Am» Ca^idanm aşağıda oiduğuna eminim. Mektubunda, benimls konuşmağa hatır olduğunu söylüyor. Şu anda, beni beklese gerek. Acaba, anlatmak istediği kadar âsabına hâkim mi? Hangi kadm. kendisini deli gibi seven erkeğe, başka bir erkeği tercih ettiğini söyler de, bu hâyâsızca larla Cavidana yaklaştım. Mektubu ceverciğim bugün de o kadar deniyim. Aşkıma, bir başka sevgiyi tarif ederek bimden çıkardım, masamn üstüne koymukabele ettiğin, zaman, ayaklaruun di dum, bir.de sürünen ruhuınla ne kadar k a h j Bütün bu müddet zarfında, gözlerimi be idisem, seni aldatıp ağzından Kera onun yüzünden bir an bile ayırmıyjrmetin adresini koparmafa hazırlandığnı dum. Kapının eşiğinden itibaren yaıuna gelinceye kadar geçen bir kaç saniyeşu anda da o kadar kahbeyim. thanetini elimle yakaladiktan sonra, lik kısa zaman zarfmda, sakin görünsana inanıp şene bütün varhğımla bağ mek azmimin şiddetinden belki de cam landığım zaman ne kadar yüzsüz idiyseın, gibi donuklaşan gözlerimin, onu mektub şeklindeki son haskaret şaman bir şaşkınlık içinde bıraktığînı nı yediğim halde b.u şamarm tepkisini Bakışlanm, istemiyerek korkundaşsenden gizlemeği düşürıürken de o kamışü galiba. Çünkü Cavidan, âni bir : Hamdi VAROGLU dar yüzsüzüm. Evet, 9enin imal ettiğin madalyamn hücum karşısında kalacakmış gibi. biritirafuı akıbetini yüreği trtremeden bek ters tarah. Yüzünden farkı, sırf, daha denbire yerinden kalktı. Şimdi ayakta, karşı karşıya idik. incelmiş satıhlarmdan bakılınca, derinleyebüir? Cavidanuı bakışlanndaki ürkeklik, Cavidan şimdi mutlaka, içine biraz liklerindeki hakikî cevherin görjlmehalindeki meydan okuyuşla tezad teşda nedamet karışan bir yürek üzüntüsü sinden ibaret. tşitân diye ayaklanmı kuvvetle basa kil ediyordu. içinde, bir endişe içinde, benim aşağı On\xn bu ürkekliğinden istifade etrak merdivenden indim. Istiyorum ki inmemi bekliyor. Böyle olmasını, onun şimdi korkudan, «geliyor!» diye düşünsun, bütün soğuk meği bir an düşünmedim değil. Fakai telâştan kendinden geçmiş buluranasını kBnlılıânna rağmen yüreği çarpsm, ben neye yaıayacaktı? Ikimiz yapyalnu merdivanın üstbaşından altbaşına inin bulunduğumuz bu evde, onu ölümle ne kadar isterdim. iLâkin, hiç de böyle değil galiba. Meik ciye kadar geçecek olan dakikalar zar bile tehdid edebüirdim. Bundan evvelki tubda dediği gibi. fütursuzca bekliyor 6nda, o bir asırlık bir endişe içinde kıv seferlerde olduğu gibi, beni muvakkat bir zaman için gene yatıştırmağa, kanBeni o kadar tecrübe etti, kalbimle be rpnsın! dvrmağa çalışacak değil miydi1' Onu raber bütün haysiyetimi ve şerefimi aKapının önünde bir miiddet durdum. tehdidle kprkutmak, olsa olsa, karşunyaklarının altına almasuu bile bir niAdımlanmın kapı öni'me kadar eelip m,et saydığımı öyle iyi anladı ki, bu son durBkladığmı İEİtmeîi. oeküğini tahmm da küçüldüğünü, dehşetten titrediğini darbeyi de bir dervij tevekkülile kar etüğim azabı biraz daha uzatacak. Gir gcrüp bana intikamm zevkini tattınr başka bir işe yararaazdı. şılayacağıma emin bulunuyor. dim. Boşuna geçirecek vaktim yoktu. DosBeni görünce, oturduğu yerde, iki Aldaruyorsun Ca'/idan! Bugün arhk başka adamun. G«rçi ge elini dayayıp geriye dogru çekiimek .dcğru hedefe yürümeliydün. Mektubunu aldım, sana teşekküra ne senin eserinim. Fakat kendi elinle ister gibi hafifçe irkildi. Yüzüme dikgeldim Cavidan. dedim. kaÜe bakan gözlerinde, mektubun üimal ettiğin kötü ma:!a!yanın ters tarafı Susuyordu. Devam eltim: zerimdeki tesirini anlamak merakı dogibi senin eserinim! Bundan evvelki münakaşaÎBrıSenin uğrur.da bir yuvaya tekme vu luydu. nıızda kullandığın lisandan artık vaz Bütün enerjimi sakin ğörünmek herurken ne kadar deni idimse, gene senin uğrunda bir hayatı yıkmağa karar defi üzerinde teksif ettim. Ağır adım geçtiğine iyi ettin. Bak, mektubun aa yet sarih. İkiyüzlülüğünü, kahpe ruhunu, herşeyini açık açık anlatmışsın. Cavidan sarardı. Dişlerini sıküğını, nefsine hâkim olmak istediğini görüyordum. Bir şey 6Öylemek istedi. Sonra, gene sustu Mektubunun akıbetine, bu akıbet ne olur3a olsun göğüs germeğe hazır olduğunu yazdığı galiba aklına gelmişti Fakat yalnız sana teşekkür etmek kâfi değil, diye devam ettim. Aşıkına da aynca teşekkür etmek istiyorum Çünkü, beni elbirliğile bir felâketten kurtarmağa çalıştığıruzı görüyorum. Cavidanm gözleri hayretinden büyüdü. Lâfardıyı nereye getirmek istediğimi, maksadımın, ne olduğunu anlıyamıyordu. Nitekim. ilk sözü de zaten bu hayretini gösterdi. Aşıkıma mı? Ne demek istivorsun Tank? Evet aşıkına! Yani, Keramet Beye Keramet benim âşıkım değil! Rica ederim Cavidan, kelime ü zerinde oynama. Esasen maksadım se ninle bunlan yeniden münakaşa etmek değil. Mektubun herşeyi anlahyor. Cavidan başını iki yana şiddetle sal ladı: Hayır, mekrubumda böyle şey yok, Tank, dedi. Ben yazdıklarjmı bi liyorum. Sen okuduklaruu anlamadm sa ben ne yapaymı? Kerametle aram da, senin tahmin ettiğin şekilde hiçbir şey geçmemiştir. Beni sevdiğine sen kendin ne kadar eminsen, seni sevdi ğime de o kadar emin olmanı isterim Senden başka kimseyi sevmedim. Şv anda gene yalnız seni seviyorum. (Arkast var) ÖKSÜ7ÜM KA.DERI Baş rolde: «Aşkın Göz Yaşları» filminin unurulıaaz yıldızı NECAT Diğer oynıyanlar: Meşhur rakkase HACER HAMDİ ve EMİrlE EMÎR Güfteler: VECDİ BİNGÖL Besteler: KADRİ ŞENÇALAR S şarkı.. Çeşidli rakslar.. Zengin rr.usiki., Büyük saz heyeti . Bale ve koro. Ikinci ve son hafta olarak gösterilen bu filmin son günlerden istifade ediniz ve görmek farsatmı kaçırmaymıl.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear