24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1949 CüMHURnnBT BİR DAKÎKA : Avrupada iktisadî kalkınma faaliyeti istcr Hoffman'ın, ATiktisadî işbirliği konseyinde biı kaç gün önce söylediği nutuktanberi, Avrupa miHetieri arasında yeni bir iktisadî kalkınma göze çarpmaktadır. Marshall plânuıdan faydalanan devletlerin ticaret mallannı yüzde clli niibetinde gümrük tarifelerinden muaf tutmak karan; daha sonra İsveç, Norveç ve Danimarka arasında iktisadî bir birlik kunnak yolunda nlınan tcdbirler; daha sonra Fransanm İlalya ve Benelux mpmleketlerile iktisadî bir biriik kurmak için yaptığı ha'îrlıklar, hep bu kalkınmanm eserleri arasmdadır. Bu hareketleri, "Vlr. Hoffman tprafmdan tavsiye o'unan «iktisadî bütünle;me» nio <(k adunlannı saymak herhalde sabet olur. Çiinkii Rlr. Hoffman'ın ''adesinden anlasıldığına göre Av•ıvanın, IMarshalI yardımından is•;fadeye devam etnıesi için, bir .ikiısadî kül> olmak yolunu turması gerektir. Avnına îktfcadf kalkınmasııun, aradaki mnnialan kaldirmakla hızlanacağı zerre kadar şüphe götürıııez. Çiinkii bu sayede Marshall •••ardınıı memleketleri arasında ticaret mallan da, sermaye de, serbest serbest harekct eder ve böy* lece biitiin Avrupa Reniş bir ticart tnübadele sahası teşkil eder. Marshall yardımının devamı sırasında 1>u miihim <şi başarmağa doğru ileılemek nisbeten daha kolay olacağı icin Mr. Hoffman da Avrupa roemlefcetlerini bu yola yüneJtmek istemiş ve bu yiizden yeni faaüyetler göze çarpmıştır. Fakat Avrupanın iktisadî bir kul teskil etmesi işinin birdenblre gercekloseceğini zannetmek de doğrn olmaz. Mesclâ Fransa ile Ingilterenin sosyal ekonomik hedefleri blrblrinden ayrıdu. İsveçle Belçıka arasında da ajTiı aynlık g'öze çarpar. Benelux memleketleri bile, aradaki biitiin iktisadî engelleri ortadan kaldırmayi istcdikleri halde henüz bu neticeyi başaramamış bulumıyorlar. Mesclâ bu memleket1er ara'indaki sanayileşme farkı bir sürii güçlüklerin ortaya çıkmasına scbcb olnıakta, bu da bu yoldaki ilprlcmoyi aksatmağa amil olmaktadır. Fakat Avnıpa iktisadî bhllği konseyi Mr. Hoffman'm dileklerini tahakkuk ettirecek tarzdaki çalışmnlarına başlayarak ticaret manialarvnı kcmiyet baknnından izale edecek tedhirlere başvurmuş ve 1950 ye kadar bir iktisadî bütünleme programı hazırlamak için faaliyete girişmişrir. Mr. Hoffman'm son mıtkunda isttd'ği şcy. Avrupanın iktisadî hayatmı bütünlp.nrk, yani Avrupada mııa77am bir tek piyasa viıcude getirmek ve bu piyasa içinde ticarî harekete ensrel olncak manialan kaldırmaktır. Çiinkii bu tek piyasa, istihsalin süratle artması için Iâ7imdır. Aksi takdirde Avrupa mcm!eketlerinin dolar hesahlaruıı mııvazene ettirmelcrine imkân kalnıaz. Avrupanın istiyerek veya istemiyerek bu yola girmiş olması, herhalde hakkında hayırlı olacaktır. Öıner Rıza DOĞRUL kavgaîarında Gcrdesin verdiği ders terafırtlar da t>ikkatH bir murakıV lık vazifesim denıhde edeceklerdit İşte bu sayededir ki, vatan reiab ve saadete kavujacaktır. Burada Demokrat Parti bele» diye seçimini kazanmıg bulunmaktadır. Size şu anda Belediye bmasının balkonundan hitab etmek fırsatmı buluyorum. Bununla beraber burada diğer partiler de aynı heyecan ve dikkatle toplantıyı takıb etmektedirler. Bazı klmseler, vatjandaşlar arasına nifak sokulduğunu ve c Türk vatandaıının meydana muhalefetin bunu körüklediğin) geçirdiji Millî Mücadele ve bunu, söylemektedirler. Gene C.H.P.nin takib eden büyük inkılâblar, Ku başında bulunan bazı kimseler, vayi Milliye ruhunun eseridir. O bu manzaradan memnun olmuzamanlar Kuvayi Milliye ruhu hâ yorlar. Ve C.H.P. ye yaranmak kimdi. Fakat son zamanlarda, Os isteyen bir kısım idare adamları manlı zihniyetirün yavaş yavaş da vatandaşa seyyanen muame* Vatandaşlara Kuvayi Milliye ruhuna hâkim ol le yapmıyorlar. mağa başladığı görülmektedir. De seyyanen muamele etmiyenler. mokrat Parti bu memlekette Os nefsaniyet, şahsiyat davasına dümanlı zihniyeti yerine yeni ve Av şerek birbirlerini kötü duruma rupaî Türk zihniyetini yerleştirme düşiireceklerdir. Millet serbest ğe çalışmaktadu. Osmanlı zihni bırakmahdırlar. Şu gördüğünüz yetinin bu memleketi çıkmaza gö manzara bunun en güzel misaltürdüğü geçmişin misallerile sa lerinden birini teşkil ediyor.» birtir.» Bayarın coşkun tezahürata veBayana nutka sile veren bu hitabesinden sonra, Hevzi Lutfi Karaosmanoğlunun D.P. Başkanı çok yerinde görübu konuşmasından sonra, D. P len bir hareketle Gördes C.H.P Baskanı Celâl Bayar, halkın alkış nıerkezini ziyaret etti. Partililerları arasında balkona geldi. Kenr le hasbihalde bulundu. Bayarın disine karşı gösterilen sevgi teza bu hareketi C.H.P. lileri de son hürlerine teşekkür ettikten sonra derece mütehassis etmişti. Parti {unları söyledi: ileri gelenlerinden eski Manisa « Bu anda lçinizde hem De milletvekili Etem Düçe heyecamokrat Parti, hem de Halk Parti nını zaptemedi. Arkadaşları a«i rozeti taşıyan vatandaslar var dına Bayara teşekkür etti. Ve ve bunlann arasında hiç bir parti şöyle dedi: ye mensub olmıyan Gördesllleı « Demokrat Partinin çalışvardır. Hepsi de beraberce ve malannı dikkatle, takdirle takib canü gönülden bu memleketin re ediyor ve iyi karşılıyoruz. Bu fah ve saadetini dileyorlar. Hera hareketiniz başta sis olmak üzeDemokrat, hem de Halk Partili v» re Demokrat kardeşlerimize otarafsız vatandajlar, şu anlayışla lan muhabbet ve sevgimizi bir rile en Ideal bir hareketi yapmış kat daha arttırdı.» bulunuyorlar. Biz birbirimize düjBu sözler iki parti mensublan man değiliz. Birbirimizi ikna için arasında müşterek gevgi tezahümücadele ediyor, seçtm ramanınd» ratına vesile oldu. kanaatlerimizM fildrlerinuzln Bayar ve arkadaşları geç vamuvaffak olması Jçin mücadele * kit Akhisara döndüler, D.P. Başdiyorus. Millet hakemlik yapaoak, kanı yarm Soma, Kırkağaç ve ekseriyeti kazansn iktidan alacak, Bergamayı ziyaret edecektir. »n.MimmramnıifflllllinilllllllllHnillIHnilllllKIIIHIIIIIHlımiHiiMi Baştarafı 1 inci edhifede Belediye seçiminl kazanan Demokrat Gördeslilerin tabiî felâketlüi geçirmiı olmalarına rağmen hükumetten hiç btr yardım görmediklerinl belirtti. Fevzi Lutfi Karaonnanoğlunun konuşması II başkanından sonra, balkona çıkan Fevzi Lutfi Karaosmanoğ!u, bir hitabede bulundu. Kuvayi Milliye ruhile Osmanlı ruhu arasmda bir mukayese yaparak dedi ki: Millet Partisi dün Meclise gensorıı önergesi verdi Baştarafı 1 inci sahifede »onı açılmasıran teklifl de karar altına alınmıştır. Hasan Dincer, Ahmed Tahtakıhc ve Ahmed Oğuz imzalarile bugün MecJIs Başkanhğına verömiş olan gensoru önerpesinde, İnönünün son nutkunda Anayasa hududlan dışma çıktıŞı ve kendi partisinın propaaandasını yaptığı iddia edilmekte ve ezcümle şöyle denilmektedir: «İnönü bu nutkile Türk Anayasasma aykırı harekette bulunmuştur. 1 Nutukta yer alan ve 12 tem muz beyannamesi diye adlandırılan, gün* geçmiş vesika, devlet başkanltğını ve hükumeti ilgilcndiren, ilzam eden bir mahiyet taşımakta mıd:r'' Bu vesikanm bir resmiyeti ve meşruiyeti varsa beyannamede «hakikat payı» tafcirıle teyid edilcn «baskı» hareketlerinin mesuliyetini hükumet deruhde idiyor mu? Ecliyorsa, baskı yapanlar hakkında ne gibi kanunî takibat yapılmış ve ne netice alınmıştır? Bu beyanname netice itibarile 21 temmuz 946 milletvekilleri seçinüeriîe kö^lerdeki muhtar seçimlerinde cereyan eden yolsuzluklan tesbit etmiyor mu? 2 «Tek parti ve tek şef» zihniyetinin tesirinden kurtulamıyan Halk Partisi Genel Başkanı ve kadrosu tarafından muhalefetin haklı ve ciddî tenkidlerinden kurtulmak ve demokrasi mücadelesini tesirsiz kılmak için ortaya bir «düşmanlık» umacısının çıkarıldığı herkesin bildiği bir hakikat iken nutukta, bazı politikacılarda vatandaşlar arasında düşmanlık tohumlan saçmak meylinin arttığından bahsedilmesindeki mâna ve maksad nedir? S Nutkun bir yerinde «seçimlerde zor kullanma ihtimalinin belirmesi memleketimiz için bir talihsizlik olmuştur.» denmekte ve diğer bir yerinde de «haksızlığa karşı müdafaa kisVesi altmda vatandaşm kendisi hakkı yerine getirmesi memleketin halini ve âtisini karanlık ve kanlı ihtimallere götürebileceğine Büyük Meclisin dikkatl» çekilmektedir. Tek parti devrinin şeklen sona erdiği ve muhalif partilerin kurulmağa başlandığı gündenberi memlekette 6İyasî hâdiselerin cereyan tarzı meydandadır. Muhtelif seçimler yapılmıştır. Muhalefet cephcsinde yer almış vatandaşlar bu seçimlerde yapılan baskı ve yolsuzluklara karşı hiç bir netice vermediğini bildikleri halde, kanunî merciler nezdinde şikâyet hakkını kullanmaktan matbuatta, açık ve kapalı toplantılarda protestolarını bildirmekten baska bir şey yapmadığı halde Cumhur Başkanının sözü önümüzdeki seç:mlere getirerek karanlık ve kanlı ihtimallerden bahsetmeye lüzum görmesinin sebeb ve âmilleri nelerdir? Darısı başımıza Bakmışlar ki başka tür'.ii ohnıyacak, katiller ve /raydudlarla mücadele için, Frjnstz hukukçulan gayet ağır maddelerle dolu yeni bir kanun projesini hükumete teldif etmişler. Esasları şuvlar: Silâh tajttnaya en şiddetli ceza, hükiirnlerde tecillerin kaldınlması, tekerrürün çok şiddetli tecziyesi, vesaire. Memleketimizde lâf anlayan varsn kvinkhrırda bulunsun diye kaydediyo ^r.' D. M. ¥aliıtin sarhoşlara dün yaptığı ihfar «Sokağa sarhoş çıkanlari yalnız zabıtaya yakalatmakla iktifa etmiyeceğim, »arhoşlan tedavi için bulunan yeni metodlan da bunlar üzerinde tecrübe edeceğim» Vali ve Belediye Başkanı Fahreddin Kerim Gökayın evvelki gece Beyoğlu caddesinde iç sokaklala varıncaya kadar dolaşarak sarhoşlan toplattırdıgını ve muayyen saattcn sonra açık bulunan meyhaneler hakkında zabıt tutturduğunu yazmıştık. Vali, yamız olaralf Beyoğlunun batakhane addedilen en ücra köşel rile umumhanelerin bulunduğu sokaklara vanncaya kadar dolaşmıştır. Kendisini tanıyan bazı sarh )şlar: «Merhaba Vali bey!» diye selân vermijlerdir. Müteakıben kendisinin oralarda dolaştığını haber alan Beyoğlu Emniyet âmirile Beyoğlu kaymakamı da bu teftişe iştirak etmişlerdir. Bazı meyhaneci'.er müşteri zannile Fahreddin Kerim Gokayı içki içmeğe davet etmişlerdir. Yakalanan sarhoşlar: «Arkadaş iğfa'ine uğradıkdiye mazeret beyan etmişler, bunlardan birisi de: «Delileri akıllandıran bu adam sarhoşları da akıllandırır» demiştir. Vali ve Belediye Başkanı bu hususta bir muharririmize şunlan söylemiştir: « Kimse îokaklara sarhoj olarak çıkmasın. Sarhoşları yalnız zabıtaya yakalatmakla iktifa etmiyeceğim. Yakalanan sarhoşların tedavisi için Avmpada tatbik edilen yeni metodlan da bunlar üzerinde deneyeceğim. Sr.lı gürü saat 16 da Belediye hekimlerini toplantıya davet ettim. Pazartesi günü de kaymakamlarla bir toplantı yaparak bunu komışacağım. Dün geceki tetkiklerimde kimseye bir sarkıntıhk edildiğini görmedim. Vatandaş bundan emin olsun ki sokaklarda hiç bir tecavüz vakası olmıyacaktır.» Valinin emniyet ve jandarmaya tamiıni Vali ve Belediye Başkanı Emniyet ve Jandarmaya Fşağıdaki tamimi yollamıştır: «Vazifeye bajladığun tarihten itibaren geçen zaman iki haftay» yakloşmıştır. Bu müddet içerisinde ilk plânda şehrin emniyet ve asayiş işini ele aldığunı biliyors'1nuz. Geceli gündüzlü incelemelerim sırasında polisi ve polia görevlilerini vazife başında buldum. Bunu memnunlukla bellrtmek isterim. Şu kadar ki doğru, yanhf son zamanlarda gazete sahifelerine kadar akseden bir kanaat vardır. O da İstanbulda namuslu vatandajların gecelerl sokağa çıkamıyacak hale geldiği sözüdür. Bu fikri kısa zamanda değijür mek İçin polU ve polis görevlilerlnden azamî •fedakârlık bekliyorum Vazifede lâübaliliğe tahammülu olmıyan bir idare âmiri sıfatile polisin daima dikkatli ve uyanık ol> masını isterim. Sokakta, her yerde polis gayet ciddt bulunmalı ve ken disine saygı yaratmahdır. Vatandaşa vazifesini ihtar ederken de nezaketi elden bırakmamalı, mütecavizlere kanunun sarih hükmü dahilinde haddini bildirmelidir. Bir hekim olarak ydlardır ıstarablannı dinlediğim polis evlâdlanmın vazifelerinde gösterecekleri titizlikle İstanbul halkımn şükran duygularıru pek az zamanda kazanacaklarına eminim. Bu tamimin bütün arkadaşiara en kısa zamanda bildirilmesini say gılarımla dilerim.» Haftada Bir Sokaklaki çocuklar Yazant Fahri Celâl Çocuklanmız neden caddeler<îe oynuyorT Tramvaylann, otomohillerin, arabaların arasında, herkesten küfür işiterek, yalınayak başıkabak neden öyle koşup duruyorlar? Yalınayak, tabiî, çünkü o koşuşmaya hangi fotin, buna hangi babanın kesest dayanırT Hepsinln de rengi gapsarı, kansut ve bitkln... öyle yanağmdan kan damlıyan çocuğa daha rastlamadım. Hangi annenin yavrusunun karnını doyurmadan »okağa sabvermek hakkıdır? Allahm hikmetine bakınız ki çocuğu da böylelerine veriyor. Nice mazbut aileler vardır ki bir evlâd diye inim lnim inlerler. Bu çocuklar neden bedava tramvaya biniyorlar? Bu bedavacılık ahlâksızlığı nasıl olmuş da bunların tâ damarlarına işlemiş? Yarın onlardan blr hak istiyecek olursak evvelâ kanundan kaçmayı, kanuna oyun etmeyi öğrendikleri için ne fena blrer nizam kaçağı olacaklar... Geçen gün biletçinin biri b * na şöyle sızlandı: « Bu aybasmda hakkımı alınca bu işten çıkacağım. tçim» korku girdl. Bana öyle geliyor ki bunlardan birisini kovalayınca tramvayın altmda kalacak, yahud arkadan gelen kamyon çiğniyecek. O zaman beni hapse tıkacaklar... Demirlere aeılan çocuklan kaçırmasam, ürkütmesem kontrollar beni tepeliyor. Zil çekmekten bile titriyorum... Ya polis... Kovalamaktan bıktığı, elindeki düdüğe lnad bir sey yapamadığı için kulaklarına yapıştığı zaman alimallah gözlerinden ateş çıkarıyor. Onlar polisle de eğlenveriyorlar. Yılısık, terbiyesiz bir gey olmuşlar. Haydl aldı karakola götürdü, babasını buldu, tenbih etti. Baba anneya niye salıveriyorsun diye söylendi falan... Fakat bunlardan bir ki*i çıkmıyacağı apaçıktır. tşte gen« tramvayların arkasmdaki boru* nun üstünde, kamyonlann yükünden bir jey çalarak... Af buyurun, ya bunu da yapıyorlar, şehir için, memleket için birer küçücük âfet ke9İlerek ertesi günü gene mektebe gidiyorlar. Mektebde öğretmenin önünd» ders okuyorlar öyle mi?» Evet, fakat bu işi polis ve mek teb ve aile halletmez. Edemediğine delil de hâlâ devamda olujudur. Demek oluyor ki tedbir ararken derdin asıl sebebini aramıyoruz. Büyük büyük davaların bıle çekirdeği ekseriya çok basittir. Bu da öyle, keramete ne hacet, bu çocuklar, aç ve ^ p lak olsalar oynamak istiyorlar. Hem de bu oyunlar tek başına oynanmaz oyunlardır, çünkü ar« tık yalnız başına oynıyacak o« yunu çocuk kafası kabul etmiyor. Baksanıza tramvay yollarında, kamyon altlarında nasıl sürülerle dolaşıyorlar!.. Terbiyesizliji, cürmü, nizam dinleme» mezliği bile hep beraber yapıyorlar. Hemen hepsi, hiç olmazsa nazarî olarak, birer kulübe azadır. Apartımanların duvarlarına yazdıkları o korkunc ve edebsizce yazıları okumuyor musunuz? Galatasaray falandır, Fener falan... Bu sözleri de bizden öğrenmişler demeyiniz. Çocuk insanın asıl babasıdır. Onun bilmediği bir şey yoktur. Ş.Ada'anıkızdıran bir sual Baymdırlık Bakanı Şevket Adalan, dün, sabah Ankaradan sehrimize gelmiştir. Bakan, doğnıca Vilâyete giderek Vali ve Beledive reisi Prof. Fahreddin Kerim Gökayı makammda ziyaret etmiştir. Müteakıben Biyındırhk mü'Jiirlüjünde İstanbul B^yındırhk miidürü İsmail Devletkuşu ile bir müddet görüşmüştür. Şevket Adalan, Baymdırlık müdürlüğünden ayrılmak üzere otomobiline binerken kendisile görüşmek istiyen sazetocilere, şinıdilik föyliyecek bîr şev buiunmprlıjını ileri sürmüştür. Bu sırada, bir pazeteci, Bakana şu sualf snrrrmştıır: « Ankara mahreçli hp^orlf"^°n öğrendiğimize göre, C'Trhur BPŞkanının büyük oğlu Ömer İnönü. size verdiği bir dilekoede, Bakanlığınızda en yüksek maaş baremi üzerinden vazife istemiştir. Ömer İnönünün bu arzusu hemen verine getirilmiş ve kendisi 700 lira ücrctle bir vazifeye tayin edilmiştir. Baymdırlık BakanlıŞı, bu şokilde iş talebinde bulunan vatandaşlaruı dileklerini hcrr.en ve her zaman yerine getiriyor mu? Bunun Ü7erine, Baymdırlık Bakanı Şevket Adalan, gazetecilere aşağıdrM cevabı vermiştir: « Sizlerin başka uğ>aşacak îşi niz kalmadı mı, şimdi her şey bitti de sıra buna mı geldi? İstaibula hiç uğramıyalım mı^ iki d'< kaîık olsun istirahate hakkımız vok mu?» Bundan sonra, otomobiline binerek gazetecilerin yanmdan aynlmıştır. Büyükadada dün geceki yangın Büyük bir Yunan tiyafro heyeti geldi Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi çalışmalarını bitirdî Kızıl dünyanın temeli sarsılıyor Baştarafı 1 inci sahifede haberler, Bulgar Pirin bölgesine Sovyet çete uzmnnlarınm geldiklerini bildirmektedir. Diğer taraftaT) Yugoslavya da 16 treni sivil seferden çekmiş ve bunlan askerî sevkiyata devretmiştir. Paris, 5 (R.) Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi bugün çahşmalarını sona erdirmiştir. Neşredilen tebliğ, komitenin aşağıdaki meseleler hakkında Asamblenin tavsiyelerini kabule Bulgar Genelkurmay Başkanı karar verdiğini bildirmektedir: yargılanacnk 1 Sosyal güvenlik eahasında işbirliği. Bu hususta AsambBelgrad 5 (a.a.) Çok emin lenin tavsiyelerini delegeler hü kaynakların bugün bildirdiğino kumetlerine bildireceklerdir. göre, Bulgar Genelkurmay Başka2 Yabancı bir memlekette nı İvan Kinov, Yugoslavya hudubulunan işçilerin o memleketin dunda Bulgar köuvvetlerini askerî sosyal kanunlanndan faydalan harekete hazır rutmaması yüzünmalarmı istiyen milletlerarası den şimdi Sofyada mahkeme huanlaşmanın tasdiki ilgili hüku zurunda yarğılanacaktır. metlerden istenecektir. 3 İnsan hakları hakkında bir anlaşma hazırlanacaktır. 4 Avrupa pasaportu meselesinin tetkiki uzmanlara havale edilecektir. Dün gece Büyükadada bir yangın çıkmış ve iki dükkân tamamen, bir kahvehane kısmen yandıktan sonra söndürülmüstür. Yangın, saat 22,5 da Balıkçılar caddesinde 1 numaralı Adil Yazıcıya aid dükkândan çıkmıştır. Ateş süratle genişlemiş ve yan taraftaki 3 numaralı Vangelin sütçü dükkânını da yakmıştır. İtfaiye, 5 numaralı Hazıma aid kahvenin bir kısmı yan Londra 5 (Nafen) Türkiyenin dıktan sonra ateşi bastırmağa tanmmış gazetclerinden Cumhümuvaffak olmuştur. riyet'in muharriri Abidin Dav'er Abidin Dav'erin Londrada desnoci Lippmann, dün Şama hareket etti Amerikanın tanmrruş gazeteci ve yonjmcularmdr.n Walter Lippman dün uçakla Şama hareketinden evve! gazetecilere şu demeci Baştarafı 1 inci sahifede vermiştir: « Neziketle dolu, görülecek, İflâsı muhtemel diğer dört firmanm •vaziyetlermin düzeltilmesi öğrenüecek ve vapıîjcak, yani yane çalışılmaktadır. Merkez Banka pıimpŞa değecek pek çok şeyleri sınm kredi mevzuunda tatbik ed? olan Türkiyed«n ayrıldığımıza cidceği yeni sistemin bu «kurtarma> den müteessiriz. hâdisesinde e^err.miyetli rolü olaİnsan, Türkivude, bir defa daha cağı söylenmeMedir. beşer tarihi boyunca olduğu gibi, Şimdi bütün piyasa bu iflâslar mazi ile istikbalin birleştiği yerde bulunduğunu pörüyor ve anlıyor. hâHi«esile meş?ul Türkiye ile Birleşik Amerika arasındaki dostluk her ikimiz için Gangstcrlik oynarken bıçak yeni ve kısa bir maziye sahibdir. göziine saplandı Kumkapıda Hisarçeşme sokağında 7 Fakat bu dosthık devmlı olacak numaralı evde otuıar. Aram ile Harnt ve gelişecektir. Çünkü aramızda yan adlarmda ikt küçuk çocuk evde j unutulmas: gereken hiç tir nahoş ga'ngsterlîk oyunıı (M oynarlarken Ha hâdise cereyan etmemiştir. Bu ıünıtvatım elmde h"Hman btr bıçak Araırın gözime saplannustır. Aram has barla korkmadan ve çckinmeden, tareye kaldırılarak tedavi altına alın fakat itimad ve ümidle birlikte ilerlivebiliriz.» mıst'.r Piyasada bekler^n yeni ifSâslar 4 Nutukla ortaya bir takım prensipler atılmak istenmekte ve bu arada muhalefet müessesesinin emniyet içinde çalışmasın Baştarafı 1 inci sahifede dan bahsedilmektedir. Bu sözler olup olmadığını sormuş, savcı da. gayriihtiyarî înönünün Ege sesanıklar da bu hususta talebleri ol yahatleri sırasında kendi partisi adına muhaliı partilerden istikmadığıru ifade etmişür. bal için teminat istemesini haİşte bu sırada müdahil olarak tırlatıyor. duruşmava iştirak eden Osman Kanun nazarında vatandaşlar Şevki Çiçekdağ, bu mahkcmenin salâhiyet?izliginden bahsederek mü siyasî hak ve hürriyetler bakımasil bir hâdisede Yargıtav ceza mından da müsavi bulunduğuna daireleri genel kuruhmun davanın ve binnetce partileri muhalif sivil mahkemelerile görülmesin? ve muvafık diye ayrı ayrı ele alkarar vermiş olduğundan bahset mağa imkân olmadığına göre bu tarzda bir prensip vaz'etmek ismiştir. tenmesi sebebi nedir? Duruşma bu cihetin tetkiki için 5 Kanunlar dışına çıkan sibaska bir güne bırakılmıştır. yasî faaliyetler olmuş mudur ki Ayrıca öîrendieimize göre, Çalnutukta böyle bir mütearife, dıranda vuku bulan hâdisenin saprensip diye ifade edilmektedir. nıkları olarak mahkeme altına aSöz siyasî faaKyetlerin kanun lman bir hudud tabur kumandanı içinde kalması konusuna gelinile bir jandarma yüzbaşısı ve ar ee, Devlet Başkanının nutkunu kadaşlannm nerede yargılrmcak evvelden görüp görmediğini ve larma dair hasıl olan ihtilâf Yar gördüyse İnönünün Anayasaya gıtay ceza daireleri genel kuru muhalif böyle bir nutku söylelunca 13 haziran 1919 da karq;a mesine mâni olmak için teşebbağlanmış ve davayı sivil mahkî büste bulunup bulunmadığmı melerin görmesi gerektiği netiee öğrenmekte fayda görmekteyiz. sine varılmıştır. Saveılanmızla.» ğindeki y^glı boya resmine benzemesini biraz tuhaf bulurdu, çünkü: « Miss Lynn seni fazla yormadı ya, anne?> dedi. Şonra ihtiyath bir şekilde ilâve etti: «Bence senin henüz alışmadığın bir tipte o. Biraz serbest> Annesi: «Serbesti falan brrak!ı dedi Bu «bırak» kelimesini ehemmlyet vermediği her şey için kullanırdı O yaştaki bir insan için de hâlâ ehemmiyeüi olan pek az şey kalırdı zaten. «Bu tazenin hoş bi; tavrı, çok iyi bir nükte zevki varHele onun sesi kadar güzel bir sesi ne zamandanberi işitmemiştim.» Muhakemesiz kurşyna dizilenler bu ayın on dordünde İnsılteredsn lıereket edtccktir. Burada kaldtğı müddet içinrle bir cok yerleri ziyaret etmiş olan Türk gazotecisi bugün Nafon muhabirine yaptığı bir bevanptta şnvle demiçtir: * Tüık ve İngiliz gazetelerinin iki memleket arasındaki dostluk bağlarınm kuvvetlenmesinde oynıyabilecekleri mühim rol nazarı itibara ahndıffi takdirde İngiliz basınının Türkiye hakkırrliki haberlere az yer avırmasmın ne kadar üzüntü verecek bir hal olduğu görülür.> Abidin Dav'er, Nafen muhabirine yeniden İnailtPreyi zivaret etmeyi vmid ettiğini söylemiş ve demiştir ki: c Bugün Türkiyede îngiltereyi ilgilendiren hâdiselere cnk daha fazla yer ayrılmaktadır. Bu hâdiseleri takib etmekte olan Türk oku yucuları da kendi memleketleri hakkmdnki haberlerin ?vnı pi=bette İnşiliz halkma arzedilmesini sevincle karşılıvacaklardır.» MEVLİD MERYEM DIKMEN'in öKirr' .un kırkıncı gımüne rastîayan 8 kasım sall günü Kndıköy Osmanağa camilnde öğle namazım muteakıb aziz ruhuna Mevlidi Nebevî kırapt edilecektir. Alcraha ve dostlarımızm teşnfleri rica olunur Aile namma ejl Yakub Dikmen 1 eklm 949 taı hinde vefat eden kıymetli buvuğLtmuz Hacı REŞİD ARIKAN'm vefatının kırkıncı gününe rastîayan 10 kasım 949 perşembe gunü dğle nauıazını muteakıb Erenköy Zihnipaşa camilnde Mevlidi Nebevî okunacağmdan amı eden zevatın teşrlfleri rica olunur. Arıkanlir ailesi rylynn onunla konuşurken işitme cıhazına doğru bağırmamış, bir barm en uzak köşesine kadar sesini işittirebilmek mecburiyetinde olan bir artiste mahsus kolaylık ve vazih telâffuzla konuşmuştu. New England'ın püzel bir yadigâ n olan ve hemen hemen kadidi çıkmış gibi bir halde bulunan bu gayet ihtiyar kadm o gece Marylynn için yeni bir muhatab teşkil di «Çok seker kadm. İhtiyarları severim. Bir insan ne kadar ihtiyar olursa o kadar iyidir, sen ne dersin?» « Adamma göre. Bu kadın benim müthiş sinirime dokunuyor. Sanki bundan altmış sene evvel Cevircn: VAHDET GÜLTEKİN buza batırılmış da o zamandanberi îazan: VtCKY BAÜM hâlâ ısıtılıp açılmamış bir hali Akşam yemeğine yan res Huysmans annesinin bu emrini var.» mî bir kıyafetle indi. Mücevher dinledi ve Pokey'i aldı. Son dere• Yo, tamamile yanlış anlamısoîarak. üzerinde birisinin annesi ce can sıkıcı bir saat geçirtmck üsm. Senin, benim gibi o da şakayı nin resmi bulunan (S. Brill ve Or zere kütübhanesine götürdü. pek seviyor. Ona Luke'un fıkralatağı) müe'ssesesinden iğreti olarak Şu renksiz bir kadm olan Miss rından bir ikisini anlattım, şarab alınan eski tarz bir madalyon tak Pokey pek baş belisı bir şeydi doğ kadehini de mütemadiyen doldurmıstı. rusu Huysmansa eski kâtibesini dum. ihtiyar hatunu sen o zaman Marylynn oraya da gene çocui hatırlatıyordu. O kâtibe de. bekçi bir görmeliydin! Kahkahadan tapeşini vana fırlıyordu! Az daha A. W. oluk arkadaşı Miss Elizabeth Po köpeği gibi, nereye gitse kevin himayesinde gelmişti. Miss bırakmazdı. Bu hal onu pek bez nu yatağma yatıramıyacaktı» F^kev arkadaşma dair yeni hazır dirmişti. Nihayet yerine, gene oihtiyar Mrs. Huysmans o anda, ladığı maziden bazı parçalan mü nun gibi yaşı geçkin bir kız olan, yüksek karyolasma yatmıştı ama. nasib zamanlarda. ihtiyar kadının fakat fazla mütecessis bir huyu Marylynn'in anlattığı o çapkın fıkişitme cihazı içine atıvermeyl ih bulunmıyan Don Myrtle'i almıştı ralar aklına geldikçe nâlâ kıskıs mal etmiyordu. da kurtulmuştu. gülüyordu. Zavallı Pokey, bu zahmet ve Huysmans Pokeyi daha görür Oğlu, katoliklerin büyük âyini meşakkate katlanmasa daha iyi e görmez sevmemişti. Fakat bu işte gibi resmt ve değişmez bir âdet derdi .çünkü Marylynn'in uzun kalb kalbe karşıydı. haline gelen vazifesini ifaya, yani nıüddet hakikî hüviyetinden başıa O gcce Amerikanın ilk devirle vatmadan evvel Allah rahatlık ver türlü görünme?ine imkân yoktu ve rindcki üslubda dösenmiş olan mi sin demeye gelinee: «yerden göke tabiî bir şekiHe hareket etmeye safir dairefinde soyunmaya başla kadar hakkın varmış, oğlum» dedi başladığı andan itibaren ihtiyar dıkları zaman Pokey: «Bu ne rü tMary iyi bir arkadaş olur demişkadın şaşıîacak dcrecede ona ısı tubet!» diyordu. tŞu zenginlerin tin, doğru.»nıverdi. biraz da akıllan olsa da evlerine Huysmans fhtiyar kadının kıpAkşam yemeğinden fcalktıkları kalorifer koydur?alar. Mr. Huys kırmızı kesilen yanaklarmı, ışıl ışıl zaman: «Alan» dedi, «sen Miss mans seninle evlenmeye razı olur parhyan gözlerini görünce biraz Pokevi a!ıp pul koleksiyo"1'"'' " sa burada enevi deei^iklik yapnni endişe dııymuşru. Annesini Msgd" pösterraeye göti'r^erı de b p ™ r'a su ' 'ST'm gelecek Evin o yaşlı iske'? Vandelholt dediği bir çehre ile gökızcaşızla ocağm başında biraz. Ei'e aran nasıl?» rünce daima canı sıkılırdı. Doksal.onuşsam.» j Marylynn: «O! harikulâde!» de uına yaklasan bir kadının gelinli j Cıımhuriyet'in Edcbî Romanı: 4 2 etmisti ve o, bir kişiden ibaret olan bu dinleyici kütlesi karşısında işte bu tarafile derhal büyük bir muvaffakıyet kazanmıştı. Bu muvaffakıyetin bir sebebi daha vardı ki o da Çinuk Güzeli deHuysmans: «Senin ağzmdan bun nilen cinsten kırmızıya yakın tuları işittiğime memnun oldum, an runcu renkte açalya çiçekleri ve ne» dedi. adam kıthğile alâkalıydı. Annesinin Marylynn'den bahseAdam kıtlığı yüzünden Grange derken «kız» demeyip de «taze» köşkünün bahçıvan kadrosu pek deyişi hoşuna gitmişti. Demek kl zayıflamış, Çinuk Güzeli de hasta annesi Marylynn'in bir gene kız düşmüştü. Marylynn bu hasta baolmadığım anlamıştı. Böylece, bu kışlı acalya çiçeklenni görünce can sıkıcı nokta ileride münaiaşa teessürle hafif bir çığhk koparmış mevzuu olmıyacaktL Sesinin güzel oluşuna gelinee; Huysmans bundan dolayı Luke Jordan'a teşekkür etmesi lâzım mı, degil mi ve bu iş kaç senelik uğraşma ve didişmeye mal olmuştu, bilmiyordu. Bütün sağırlar gib! Mrs. Huysmans da kendLsine bağıra bağıra lâkırdı söylenilmesine müthiş kıve işten anlar bir kimse halile derhal işe koyulmuştu. Alan W. Huysmans, annesinin koluna girip onu sahil yoluna indirdiği zaman Marylynn'i hasta çiçekleıin arasına diz çökmüş bir halde buhnuştu. O sabah pazar âyinine kiliseye giderken giydiği elbisesi ve şapKpsı hâlâ üzeıindeydi; fakat yüzü, gözü toz, toprak kalmıgü. zardt. Teaadüie bafen Baştarafı I inci sahifede caktır. Eser, bundan bir müddet evvel rumeaya çevrilmlştir. Trupla beraber Yunanistanın en büyük gazetelerinden biri olan «Ethnos» gazetesinin sahib ve başyazan, en tanınmıç Yunan tiyatro münekkidi olan Achille Mamakis de gelmiştir. Achille Mamakis, dün hava alanında kendisile görüşen bir arkadaşımıza, Türkiyeye uzun senelerden sonra tekrar gelmiş ohnaktan zevk duyduğunu söyliyerek sey.ıhat maksadını anlatmış ve şunları söylemiştir: Türkiye Arjantin ticari « Atina Devlet Operasınm baş görüşmeleri balerini Tatyana Varuli, gelecek Tıirkiye ile Arjantin arasında bir Ucnret anlaşması yapmak maksadlle ya hafta cumartesi günü, Türk Devlet kında Arjantinde goruşmelere başla Tiyatrosunun davetlisi olarak mem leketinize gelecektir. Ben de mesnacaktır. hur balerinin Ankara ve tstanbulda vereceği resitallerde hazır bulunmak ve Türk Devlet tiyatrosu Merhum Şeyh Avnl Efendl mahdumu. tarafından Yunanistanda temsil eEnver Pasa yaverl emekli süvari Kay dilecek «Halime» adlı operetin dans nıakamı merhum Mümtaz Bey yeğenl, Sapancah emekli mülkiye Kaymakamı larmı etüd etmek maksadile gelmiş merhum Mehmed Cemal Bey «5l Afîfe bulunuyorum. Bu arada, Türk mes Polatın ve Karamiırselde Mustafa Ak lekdaşlarımla da temaslarda budenizle ağabeyleri İzmltte kuyumcu Or. lunacagım.» han Saka, Sellüloz Sanayii Müessesesl Achille Mamakis, bundan sonra Zat İşleri memuru Avnl Saka., Izmlt malıyeslnde stajyer memur Rıza Saka sözü, «Katerina» tiyatrosunun temsil edeceği «Paydos» piyesine getinın babaları Izmitte dava vekili rerek şöyle devam etmiştir: AZMİ SAKA « İlk defa olarak tanmmış bir rahmetl Üâhiye kavuşmuştur. Cena Türk piyesi, ecnebi sanatkârlar taBelediyenin, bence, en başta «esl 3/11,949 perşembe gunü ebedi lstlTahatgâhına tevdı edilmişör Mevlâ rah rafından sahneye konacaktu. Bu, gelen işi semt semt, sık sık çoiki dost memleket sanat muhitleri cuk bahçeleri yapmak olmahdır. met eyleye. Eşi: Sadlye Saka ni birbirine daha çok yaklaştıra Hem de salmcağı, top yeri, oyunve validesi Ferid» caktır. Eserin bütün provaları bit cağı bol bahçeler... Onları buramlştir. Sanatkârlarımızm muvaf lara toplamak, caddelerden al* * * fak olacağını ümid ediyorum.» mak için elden gelen her şeyi de tetanbul Cumhurlyet Savcılığı Tetklk yapılmalıdır. Çünkü Daha sonra, Türk ve Yunan ti mutlaka Burosu memurlarından Tahir Erenin karısı ve Yalova merkez okulu başoğ yatrolan mevzuvnda korusan ta dünyanın hiç bir şehrinde soretmenl İhsan Kaynağın ablası nınmış münekkid demiştir ki: kaklarda sürülerle dolaşan ço« Bizdeki kanaat, Türkiyede cuk yoktur. Böyle bir disiplin alHÜŞİRE EREN'in maruz kaldığı kalb krizinden kurtarıl tiyatronun bizdeki kadar eski ol tına alınan çocuklarda artık suç ması içtn büyük alâka ve mesaileri seb mamakla beraber dev adımlarile yapmak ihtiyacı, zulüm etmek keden Yalova hükumet doktoru Muhid ilerlediği merkezindedir. Son oy temayülü kalmıyacaktır. din Onbajıoğlu ve belediye doktoru Bay nanan «Faust> piyesinin muvaffaYeni Şehreminimiz nezih inLutfi ile o yer sağhk memurlarına v« kiyetle temsil edildiğini duyuyocenaze töreninde de ölçüsüz yardım v» rum ve memnun oluyorum. tîd sandır. Ağzmdan kötü söz işitmiş değilimdir. tşinin dostu ve fedakârlıklarını müşahede ettığimlz Yalova Cumhurlyet Halk Partlst Ba^kanı memleketi tirbirine daha çok yak böyle şeylerin baş düşmanıdır. Kemal Yıldırıma ve eğitim memunı laştıracak olan sanat h3reketl?riBay Kemale ve bütün eğıtlm mensub nin sıklaşürılması dostluk bağlarıKUçük Kulüb açıldı Iarına ve sayın Yalova halk ve sakln mızı kuvvetlendirecektir.» Geçen scne Taksım Belediye Gazilerine ayrı ayrı şükranlarımızı sunma Trupla beraber gelen dekoratör nosu paviyonunda azalarının takdinnl ğa teessurümüz mânl oldufundan teSekkurlerimizin sayın gazetenizle iletll Spirio Vasilio, şunları söylemiştir: kazanrrış ve gencler tarafından sev'« Burada oynıyacağımız eser miş olan Küçük Kulüb bu sene Tumesinl rica ederiz. ler için lüzumlu dekorları kendimiz nelde Stüdyoda faallyeta geçmistîr. Korası: Tahir Eren, Kardeşir thsan Kaynak getirdik. Fakat «Paydof. eserini Kulübiin açıhşı tdrenl dün akşam iıstü millî dekorlarla oynamağı tercih azaların iştirakile yapılmıştır. Derin bir şefkatle: «Zavallılar! ediyoruz. Bu itibarla Şehir TiyatAyacıklan üşümüş zavallıaklar!» rosundan istiyeceğiz.» diyordu. «Bakın ne hale koymuşYunan tiyatro sanatkâlarmı Yelar! Suyun gideceği yol yok. Hal şilköyde şehrimizdeki Yunan tebuki şuradaki boru da mütemadi baası ileri gelenleri ile Kontiya yen sızıyor. Toprak su içinde. He çirketi mrümessillerinden Nedim le bunlan boğazlanna kadar top Akçer ile gazeteciler karşılamış^ ^ ^ ^ ^ rağa kim gömdüyse muhakkak ki lardır. açalyadan zerre kadar anlamıyor C. Ezine bir ameliyat geçirdi muş. Soğııktan konımak üzere çiHaber aldığımıza gore. muharrir C'eçeklerin üstüne örttöğünüz hasır Iâleddin Ezine. Pariste böbreklerindon nerede, A. W.? Merak etmeyin, bir ameliyat gecirmiştlr. Ameliyat muhanfendi, hepsine ben bakarım. vaffakıyetle nettceienmlstir. Kan koca bir olup bir Yalnız biraz yosun lâzım. Biraz da çay yaprağı veririm. Hırdavatçılarkadını yaraladılar dan alınan o sun'î hamızlara ben Yedikulede Halidefendi sokağında AHMET' AĞAOĞLU itimad etmiyorum. Siz, Mrs. Huys 8 numaralı evde oturan Mesude adında Mr kadın, aynı evde oturan Şevket ve mans?» karısı ile bir ev anlaşamamazlıfı yüDemokrasJ tatihimiziıtilkve Marylynn bflmiyeıek tam hedefe zünden kavgay» tutuşmuşlar; kavga çokacıtecröbesl... Dev gibi sonunda kan koca bir olup. ellerine kuvvetli ve muazzam teşkiateş etmişti. geçirdikleri bir keserle Mesud«yi yaralâtlı Halk Fırkasının karşısıHuysmans heyecanla: «Ne kadar lanıısltrdır. Merude Cerrahpaşa hastana çıkan bir avuç idealist... hakkm var, yavrum!» diye atıldı. r.esine kaldırılmıştır; karı koca hakkınBunların ımtulmadrkrauvafOhmsted'le derhal konuşalım, an da takibata geçllmistlr. fakıyetleri karşısında duyune. Mazeret dinliyemeyiz. Fakat, lan şaşkınlık ve kırgınlığın gazap ve şlddeto Inkilâp yavrum, senin bahçe işlerile alâkaedişi... dar olacağın dünyada aklıma ogel Merhum banker İbrahim Susmu? ve I I Hediye Susmujun kızı, Osman Özas | memişti.» Yunus Nadi, NecmsddlnSalanın eşi, AB ve Vural Özaslanın an I dık. Ali Naci ve İsmail MüşBess Pokey icinden: «Benim ,J e , j neleri, Nabi Susmuş. Şeıef Susnıu^oğtak gibi gazetecilerin ve dadiyordu. lu. BelJris Erkunun kızkardeşleri, Ceha birçok mühtrash/asl $absiyetlerin Serbml Pfrtava Yanıbaşlarmda, hiç blr ige yara 1A1. İsmail ve All Ö2aslanın yengecephe alışları... doktor Adile Susrr.uşoğlu ve dokmaz bir halde, öyle duruyordu. lert, tor Nigân Erkunun tevzelert Çıkaran t Marylynn de o zamana kadar mevBayan LEMAN ÖZASLArTm cudiyetinden zerre kadar çüphe 5/11"949 tarihlndekt öllimü dolayjJİ'.a lenmediği yeni kıtalar keşfetmenin cena7e?'ne gelen, telgraf ve mektubla verdiği hayret içinde dili •.utulmuş t?ziyede bulunan biK'mum akraba ve dostlarına ayrı ayrı teşekkure tees»ı:rHer kitapçı gibiydi. ler! tnânl "V l l 1 fl' t "' t ^t pw > H a T *^ g» ÖLÜM 1930 TEŞEKKÜR tArkan var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear