23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 Ekim 1946 CUMHUR İYET Barış muahedeleri Mr. Bevin Sıtkı Paşa Byrnes, Parisfe başlanılan tşi tântamlamak imkânı hasıl olacağına ünîdim vardır, diyor konusmaları Washir>gton 17 (a.a.) Mr. Byrnes, şacağını söylemlşUr. aris sulh koııferansına işti. bu sabah Washington"a gelince şunları Mr. Byrnes, Cumhur Başkanlle yaprak eden başnmrahhasların söylemlşür: tığı görüşme hafckmda bir şey söylemek Anıerikaya gittikleri bu sı« Barış yapmak güç ve çeüıı blr rada İngiltere Dış Bakam I>Ir. Bevin, iştir.» Öte yandan Di§ İşleri Bakatıınm bilLondrada Mısır Başbakanı Ismail Sıtkı Byrnes, sözlerine şunlan da Hâve et dırdiğine göre, kendisi Blrleşlk Milletler Paşayı beklemekte ve îkisi arasında miş tir: umuml toplantısının açılışmda haaır sekiz aydanberi devam eden Ingiliz. « Paris bonferansı, şüphe yok U, üulunmak üzere NewYork'a gidecektir. Mısır konuşmalannın mukadderatım bir muvaffakıye*sizlik değildir. Pariste Molotov'un mııhafızları tayin edecek kararlara varılması u başlanılan işi tamamlamak ve barış Londra 17 (a.a.) Molotov, Queen mulmaktadır. mualıeieterini yapmak imkânı hasıl o Elisabeth adındaki 83,000 tonilâtoluk İsmail Sıtkı Paşanın kendisi, gerçi bu lacagma ümidim vardır.» Ingiliz transatlantiği ile NewYork yoseyahatten biiyük bir netice almayı Mr. Byrnes. hava meydanından ayrıl lundadır, Molotov, Scotland Yard'a beklcdiğini gizlemenıektedir, fakat mazdan evvel kendisini uçaktan laer mensub bir polis hafiyesi tarafından Mısırda hüküm siiren kanaatin hiç de ken karşılamağa gelmiş olan Fransanın muhafaza edilmektedir. onn desteklemediği, bilâkis bir çok Washington büyük elçisi Henry Borme Molotov'un beraberinde Vichinsky ve Mısırhlann bu seyahate muhalefet ct ils dostane ve neş'eli uzun bir görüşme Manuilski vardır. Her üçü, dün öğle tikleri ve Vefd partisinin bu seyahatten yapmıştır. yemeklerini birincl mevki yemek saasla hoşnud olmadığı göze çarpmakta. lonunda' yemişlerdir. Fakat büyük güTrumanByrnes görüşmesi dır. V/ashiııjtcın 17 (a.a,) Mx. Byrnes, vertede. tahlisiye tecrübelerine İştirak Esasen Vefd partisi, son günlcrde Mr. Tıuman ile yarım saat kadar yap etmemişlerdir. Molotov*un dairesine gineşrertiği bir beyanname ile İngilteTe tığı gorüşmeden sonra cuma günü söy den koridorda üniformalı iki Rus nöile Mısır arasında yapılan büiün ko. liyeceği nutkunu hazırlamak için çalı bet beklemektedü. nuşmalarda tntnlan yol ve varılan neHllllllllHIIinmnıımnıı .ı.MMın.ııılUIIMIIIIMIIIIIİIIII ticeieri asla tasvib etmediğİTii ilân etmiş ve yapılan bütfin işlerin yanlış ve eksik yapıldığım açıklamıştır. Sıtkı Paşa ile arkadaşlan tngiltcre Jle Mısır arasında askerî bir ittifak yapmak taraftarıdırlar. Vefd partisi ise Baştarafı 1 inei »ahijeda Baştarafı 1 inci sahifede buna lünım görmemekte. bu çeşid iitiİhracatımız da artmaktadır. Uzun za na demeçte bulunarak şunları söylefaklann Mısır gibi barışsever bir mem mandanbesri eablmıyan mallara müş miştir: leketi, imparatorluğu büyiik ve düş teri çıkmıştır. < Göring'in evve&i gün, yani bu manlan çok olan bir memleket için ayın 15 inde, sağ olarak son defa üstü Hududa gelen Çek malları harbe sürüklemekten başka .bir işe Çekoslovakyaya sattığımız 8 milyon aranmışü. Mahkumlar Nürnberg'e gelyaranııyacağını bildİTrnektedir. Türk liralık tütün mukabilir.de yapıla dikleri gündenberi her salı duş yaparSıtkı Paşa ile arkadasları Mısırla In. cak takastan istifade ederek tacirleri lar ve banyonun sonunda bu işin mügiltere arasındaki askerî elbirliâini mizin Çekoslovokyadan aldığı ithal tehassısları tarafmdan gayet sıkı muaidare edecek müşterek bir müdafaa mcillarından mühim.bir kısmı iki mem yeneden geçirilirlerdi. heyeiinin kunılmasını. harb teBılikesi leket arasmda şimendifcrle eşya nakAlbay Andrus birçok kimselerin sorbclirdiği zaman bu heyetin durumu liyatı imkânı bulunmadı&ından kamguya çekildiğini söylemiş, fakat bunlatesbit ederek ona göre rnüşterek ted yonlardan teşkil edilen bir katarla hurm isimlerini vermemiştir. birler teklif etmesini kabul ediyorlar. dudumuza gcimiştir. Darağaclan söküldü Vefd partisine göre böyle bir heyetin Gelen mcllar arasında piyasanın Nürnberg 17 (a.a.) Albay Anteşekkülünü kabul etmek îngiltereye muhtac olduğu pek çok çeşidler, bil drus'un bildirdiğine göre Nazi harb suçtâbi olmayı ve onun hirnayesi altında hassa zücaciye eşyası, yemek ve sofra yaşamayı kabul etmekten farksızdır. lularınm jdamı için kurulan darağacOnun için müşterek müdafaayı da, takımları vardır. lan dün akşam sökülmüştür. miişterek müdafaa heyetinin teşkilini Bir lspanyol gazetesinin tenkidleri de reddetmek icab edcr. Madrid 17 (a.a.) Nürabeıg faciası hakkında yorumlarda bulunan Falanjist Sıtkı Paşa ile arkadaşlan tnçilteretıin Londra 17 (B.B.C.) Paristen bil«Arriba» gazetesi bu mahk&menin adaMısır topraklarını muayyen bir müd. diriliyor: leti tecelli ettirip ettümedigi meselesini det içinde bosaltmasını kabul ediyorFransada seçim faaliyeti gittikçe ha suale şayan bulmakta ve menfl bir nelar. Vefd partisi yalnız Mısrrm değil. biitiin Nil vadisinin birden boşaitı'maçı raretlenmektedir. Hıristiyan demokrat ticeye varmaktadır. Adaletin müsavatla kaim olduğıına ve ve bu bosaltmanm hiç bir kayıd ve lar yeni bir koalisyona iştirak etmek şarta tâbi olmaması icab ettiğini bil fikrinde olmadıklarmı ilân ettikten baş aynl suçların ayni cezalara uğraması ka sosyalistlerle birlikte komünistlere goroktiğine işaret eden Arriba, bu kadirmektedir. Vefd partisinin Sudan meselesi iizc karşı bir cephe kurmak lehinde oldıık idenin dört suçun tetkiki suasmda rindeki noktai nazan son derece ke. larını da belirtmişlerdir. Fakat sosya Nürnbergde tatbik edilmediğini bilirtsindir. Mısırla Sudan arasmda tam bir listlerin bu şekilde harekete razı olmı mektedü. lik vardır, ve iki millet arasında hiç yacakları anlaşıhyor. Diğer taraftan komürdstler de bir bebir ayrılık gayrılık yoktnr ve böyle bir durumun peyda olmasına imkân veril. yanname neşrederek solları müşterek bir miyecektir. cephe kurmağa davet etmişler ve esaOnun için Vefd partisî ingiHere ile sen Hıristiyan demokratlarla elbirüği Ankara 17 (Telefonla) Birleşmiş Mısır arasında askerî ittifak ve müş yapnıağa taraftar olmadıklarmı açıklaterek müdafaa kurmağa dayanan. Mı mışlar, Bidault'nun Basvekilliğe gelmesi Milletler İnsak Haklarını ve Ana hürsır ve Sudanı bosaltmayı hcrhanjîi ka meselesi bahis mevzuu olduğu zaıtıan riyetlerini Koruma Cemiyeti Türk gruyıd ve şartla bağlıyan, ve Mısırla Su lehte rey vtrınediklerini bildirmişlerdir. pu kuruimuştur. Kurul azası şunlardır: danı Mısır tac ve tahtı etraftnda birDış İşleri Umumî Kâtibi Ferıdun CeGeneral de Gaulle'ün önümüzdeki leştirmiyen herhangi muahedeyî kabul hafta içinde bir nutuk söylemesi bek mal Erkin, Ankara Hukuk Fakültesi etmemeğe karar vermiş ve Vefdin bü lenmektedir. De Gaulle'ün bu nutukla profesörlerinden Zeki Mesud Altan, Istün taraftarlannı bn çekilde harekcte Cumhur Başkanlığına namzedliğini ko tanbul Üniversitesi Rektörü Sıddık Sadavet ctmistir. yup koymıyacağını bildirmesi ve Ana mi Onar, Ceza Hukuku Ordinaryüs proBu kısa açıklamamızdan MısırdaM yasa rr.eselesine de temcs ederek bunun fesörü Baha Çandar, orta elçi Fuad Çagörüs aynlığının genişliği vüruhla gö henüz halledilmemiş olduğunu da söy rım, Kocaeli milletvekili profesör Nirülmektedir. had Erim, Tokat milletvekili Nzım Polemesi bekleniyor. roy. Durumun bn mahiyeti haîz olmasma rağmen Sıtkı Pasanm Kahire konuşmaları sırasmda temin edemediği as Windsor Düşesinin mücevgart haddi Londraya gitmekie temin heratı çahndı Lizbon 17 (a.a.) Yeni Türkiye oredebilcce&ini sanarak memleketine hir. Londra 17 (a.a.) Windsor Dükü ta elçisi, Başkan Carmona'ya Belem met emelile yola çıkması, onun cok sarayında itimadnamesini takdim etmişgeniş bir anlaşma zlhniyetile hareket ile eşinin misafir olarak oturduklan tir. Carmona bu münasebetle söyledierügini belirtir. Kendisi herhalde Mr. Lord Dudley'ye aid EdnamlcKİge şatosuna dün gece meçhul hırsızlar girmiş ği nutukta ezcümle demiştir ki: Bevîn'in, bu anlasma zflıniyetinî takdir € Emin bulunuyoruz ki, Türk miloderek onu boş döndürmiyeceğine inan tir. Hırsızlar Windsor Dükünün dün akmaktadır. şam Kralı ziyaret etmek üzere Buckin leti, beşeriyetin istikbalinnn ıtehlikeli bulutlarla kaplanmaması için milletler Muhakkak H Sıfkı Paşanın Londra gham sarayma gitrriş bulunmasmdan arasında sulhperverane işbirliği ve karfaydalanarak şatoya girmeğe muvaffak dan boş dönmesi Mısırda bir buhran şılıklı hürmetin teessüsüne zarurî şartdevri açacak ve iridal taraftarlannın oîmuşlardır. Hırsızlar çok miktarda müların tahakkuku bakımmdan gerekli kesin bir yeniltiye uğramalanna sebeb cevherat (çalıruşlardır. Bu mücevherat hukukî ve rcanevî prensiplerin korunolacakfar. Düşese aid bulunmakta idi. masmda çok ehemmiyetli bir rol aynaFakat ild tarafın sağlam bir anlas. yacaktır.» taşarkın istikrarı bakınıından çok bümaya varmalan ihtimali çok kuvvetlidir ve anlasmaya varılması ild taraf yük b'nemi haiz olacak ve Ortaşarkm Izmite kar yağdı arasındaki dostluğa yepyenl bir sanıi. kalkınması bakımından mesud bir baş. îzmit 17 (TeleforJa) İzmite kış lyimiyet ve sağlamlık verecektir. langıc teşldl edeccktir. Onun için bu den iyiye gelmiştir. Meşhur Keltep?ye Mr. Bevin ile Sıtkı Paşa konusmala konuşma'arın muvaffak ohnasını te kar yağmaktadır. Şehirde oAua yoktur, nnın iyi bir netice vermesi, biitiin Or menni ederiz. öme» R, 2a DOGRUL halk, odun sıkmtısı çekmektedir. Nakliye davası Hayat pahaldığını doğuran şeyleri inceliyenlcr bizdeki nakliye ücretlerinin fazlalığmı da bu araya katıyorlardı. Onun için yeni hükumet hayat pahalılığuu hafifletıııek vâdile idareyi ele aldığı zaman, nakliye ücretlerinin indirilmesi ilk hatıra gelen şeylerden oldu. Bekledik; fakat beklenen tamamen beralds olarak tezahür etti. Hükumet nakliye ücretlerini, posta, telgraf ücretlerini artırdı, ve işin garib tarafı. insan navlununa dokunmadı da mal taşıma ücretlerini artırdı. Bunlarla kazanacağı milyonları tüccarlar keselerinden mi verecek sanıyoruz?.. Bütiin bunlar hayat pahası üzeriue yüklenccektir. GörülUyor ld hayat pahahlığını hafifletmek bir plâtonik arzudan ibaretmiş. Realiteler aksini gösteriyor, daha da sosterecek™ Fiat kontrolu olmadıkça, hattâ fiatları bugunkü seviyede bile tutamayız. Bu işin inada tahammülü yoktur. Mareşai ve arkadasları bir cemtyet kurduEar Baştarafı 1 inci sahifede işbirliği yapmamı arzu ve teklif etti. Ba. na verilen proje müsveddesine göre, işin siyasî bir cephesi yoktur. Bu cemiyet, kanunî yollarla, insanlık haklarma vâki olacak tecavüzleri karşılamak ve bu tecavüzlere maruz kalanlan gene kanunî yollarla müdafaa etmek gibi sıri insanî ve hayırlı bir gaye için müşterek enerjilerin istimali maksadile tesis edilmek Lsteniyordu. İnsan haklannm neler olduğu bilinmedikçe fcrdin karşılaştığı hareketlerin hukuk bakımından mahiyetini tayin mümkün olamıyacağı gibi demokrasi denüen şey de milletiu müşterek haklarını arayıp bularak bunlan n emniyet altında bulundurulmasmdan ibaret olmasma göre, tesis edilen insan Hakları Cemiyetinin Demok^at Parti içinde lüzumlu bir teşekkül olduğuna evveldenberi kani buîunuyorum. Yeni teşkil edilen cemiyet daha ziyade hukukî bir ihtiyacın mevludü olduğu halde, Demokrat Partisile, inssn hakla. rınm emniyet altmda bulundurulrr.ası gayesi noktasında birleştiğini anladığım için teHif olunan vazifep kabul etmemek elimden gelmemiş ve tpek iyi» de. mek mecburiyetinde kalmıştım. Daha sonra gazetelerden Ali Fuad Başgilin d« yeni cemiyetle alâkadar olduğunu anladım. Fakat nedense bilâhare bu işe kanşmaktan sarfınazar eder bir vaziyet aldı. Evvelki gün benim bulunmadığım bir toplantıda statü ve tüzüğün münakaşa edilerek kat'î şeklini aldığını haber verdiler. Memleket için hayırlı başarılar ^emennisile iktifa ettim. Yarın gene top. lanüacak, formaliteler ikmal odilecek, Cemiyetler Kanunu ve diğer kanunî mevzuatm hududu dahilinde cemiyet mesaisine başlamış olacaktır. Bu cemiyetin müessislerile henüz temas etmiş değilim. Bilâhare benim gördüğüm projede bir tahavvül vücude gelip gelmediğini de henüz bilmiyorum. Yarın, eemiyetin muvakkat merkezi olarak ıntihab ettikleTİ kendi büromda yapılacak münakaşa ve temaslardan sonra daha esas. h malumatı vereceğimi iimid ediyorum.» Diğer taraftan bu yeni cemiyetin müessisleri arasında bulunan Tevfik Rüştü Aras da t Cemiyetin kâtibi umumisi vardır ki söz hakkı şimdi ona verilmiştir. Henüz ben de cemiyet hakkında tam manasile malumat sahibi değilim. Yarm (bugün) yapılacak toplantıda Mareşalm hitabesinden sonra sizinle bu hususta uzun uzun konuşabilirim» demiştir. Maresal da cemiyet hakkında şimdilik bir şey söyliyemiyeeeğini, ancak yarın (bugün) yapılacak toplantıda izahat v«receğini bildiımiştir. Âciz insanlık n bir Nazi suçlusu, pek da müşfikane olmıyan bir şekil ' de idam edildi. Beynelroilel.' mahkeme denilen dört millete mensub , ve birbirinin dilini anlamıyan dört h:> • kimli mahkeme bu adamlan iduua ' mahkum etmckle son harbln guya ada ,' let bilânçosunu kasadı. Beşerin gücü bu kadanna yetiyor. Olenlerin hayatlarında yaptıklarını he : sablarsak pek az bir istisna ile bu cezaya isülıkak kazandıklannı itiraf etmemek elden geunez; a n a bununla aca | ba bu adamların yaptıklan şeylerin önü 3 ne geçilir mi sanıyoruz? Yani geçjn harb gibi bir harbf tekrar ateşlemeğe j karar verenler: '^ Ha! Sonunda ipe gelınek var. Yap* t mıyalun! mı derler? j Ne raünasebet! Zaten bn çeşid harb : lerin ve sonunda mağlub olan taratın baş aktörleri birer sebeble daima 'or j tadan kalkmaktadırlar. Hangi mağiub ! memleket adanıı mağlubiyetinden sonra ; rahat rahat yaşamıştır? Bu seferkilerin , farkı şudıır ki, düşmanlarmın elincie j öldükleri için belki de millî kurbanlar j arasında tarihe geçeceklerdir. Bu ba j kımdan Müttefikler, bclki de tarihî 'jir hata işlcmişlerdir. Bu adamları mağlub Ahnanyada l>ıraksalardı, kendi vatandaşları onları daha rahat cezalandınrlardı. Artık yüz sene sonra bunlar Almanyanın belki cte azizleri arasına gireceklerdir. Biz b u nun emsalini gördük. Düşman elinle olenlerin bütiiu suçlarını vatandaşları hoş görüyorlar. Asıl mesele şudur: Alü sene dünya üzerinde bir büyük haile oynandı. Ne ocaklar söndii, ne hânümanlar yıkıldı. Memleketler başt ın başa harab oldu. Beşeriyet bâlâ kendini toplıyamadı, daha da toplıyamıjacak. Sebebi nedir? Sebebi, insanlığın aczicir. Yirminci asnn bünyesi herhangi orgardze ve beynelmilel bir şekaveti önliyecek dcrecede kuvvetli değildi. Ba kuvveti biiyük fedakârlık ve dünyanın hercümerci pahasına ancak altı sene ie elde etti ve cihan kana ve ateşe bulaııdıktan sonra elebaşılan yakalajıp astı. Matlub bu muydu? Eğer insanlar bundan sonra geçmiştekl gibi nıuazzam fclâkctlerin dünya üzerine çökmesini istemiyorlarsa 1938 deld âciz ve kılıbık derekeye düşmemeğe çauşmalıduiar. ' On kişinin asılması, yüz kişinin kurşuna dizilmesi dünyadan siyaset vurgunruluğunu, siyasî şekaveti ve organize beynelmilel haydudluğu kaldıraın2>z. insanlığın bünyesi bu haydudluğu dalıa teşebbüs halinde iken tepeliyecek bir kuvvet ve basirete malik olmadıkça türlü vcsile ve isimler altında harb ve ihtilâl gibi kan ve ateş getiren badircler talıaddüs ve tekerrür eder. Ama sonunda bunları yapanlar da dün asılanlar gibi cezalarmı görürlermiş, neme lâzııa benim, benimki elden gitükten sonıa. Ondan dolayıdır ki ben dünyanın bundan evvel yaptığı silâhsızlanma gafletine bir kere daha düşmemesini candan temenni ediyorum. Çünkü efendim, eski bir ata sözüdür: Çomarsız köy bubnuş, çomaksız gcziyor, derler. Bunu tersine çevirirsek: Çomaksız gezmek için köyde çomar olmamalıdır. Halbuki dünyada çomar nesli tükenmiş değildir ve tükenmekten de çok Yüz e!li müyonluk ithalât Asılan nazilerîn cesedleri yakıldı Paris konferansı muvaffak olmuş sayılabiür mi? Bapnahaleâen deva.m ğıimış olmasındadn. Bu bakınıdan konferans bir banş konferansı değil, barış andlaşmalannm tasanlarıtu hazırlıty&n bir istişare hcyeti olmuştu. Çiinkü bu tasanlar, Anıerikan, în^liz. Fransız ve Sovyct Rusya Dış İşleri Bakanlarnuıı tasvib ve tasdikına arzediJecck; ancak onlar tarafından tekrar incclendikten ve kabul edüdikfen sor.ra, galibler ve mağlublar tarafından imzEİanacaktır. Dörtlerin Dis îşleri Bakanları Konseyi, bn tasnrıiarı kasımın ilk haffasında NewYork'ta müzakcrcye başlıyacaktır. Konferansm kararlanndan nıemnnn olmıyan Yugoslavya, Yunanistan cibl Miittefikler cephesine mensub devletler, İtalya, Bulgaristan gibi düşman devletler; simdi Dörtler Konseyinin çörüşmelerînden kendi leblerine b a a kararlar bcklcmektedirler. Hattâ Yugoslavya, Triestc ve YugosiovKalya hududları mcselelerinde kendi isteklerinin yüzde yüz kabul edilmemiş olmasını prntesto etmek maksadile, konferansm son tnplantısıııa istirak etmemiştir. Yuçoslavya ve Buigaristan gibi peyklerini, dost dü^inan diye tefrik etmeksizin himaye ve müdafaa eden Sovyet Rnsyanm aîdığı ta\ır karşısında, bu kiiçük devletler, büyük ümidlere kapılmış bulunuyorlar. O kadar ki Yugoslavya, kendi istdklcri kabul ve ihtirasları tatmin edilmezse barış andlaşmalarmı imzalamıyacağını bile söyliycrek Miittcfiklere meydan okııyor. Böyle yapaıken de hiç şüphesiz Moskovaya güveniyor; onun tesviklerile bu kadar cesur ve inadcı davranıyor. Fransafo secim faaliyeJi Türkiye ve Birleşmiş Millefler Türkiyenin sıslhperverliği Vaziyet böyle oltınca, Paris konferansı bir iş görmcğe muvafîak olmuş sayılır mı? Paristen gelen bir habere görs 27 millet basını mtnsubları arasında konfpransm muvaffak olup olmadığı hakkmda bir ankct yapıbnış ve ekseriyet konferansm muvaffak olmat'ığı îkramiyeli Aile Cüzdanı hakkında karar vermiştir. Konferansı takib eden gazetecilerden 142 si konferansm muvaffak olma<îığım ve 33 ü de YAPI ve KREDİ BAXKASI A. Ş. muvaffak olduğunu söylemişlerdir. Yalnız şu var ki gazetecilerin çoğu knnferansın, umumiyetle Sovyet Rusya ile batı devletleri arasında harb çıkmasınm önlencbileceğini gösterdiğini sanmakfa imişler. hul ve meşkuktür. Eğer Molotov Yoldaş, gene aynı siyaseti takibde inad Bu gazetecilerin mütaleasmı 27 milcderse, Almanya ile değil, peyklerile letin ve dünya umumî efkârımn aynası yapılacak barış dahi bir çıkmaza giresayarsak netice. konfeıansm aleyhine cektir. Halbuki asıl mühim mesele, Alçıkar. Hakikaten de öyledir. Çünkü manya ile yapılacak banştır ki bu, he. şimdiye kadar, hiç bîr banş konferannuz konuşulmuş bile değildir. Bu vazisıua benzemiyen bu istişare heyeti du. yet karşısında Paris kocferansının murumundaki konferansm hazırladığı tavaffak olduğu nasıl iddia edilebilir? sarılar üzerinde Dörtlerin nihai bir anlasmaya varıp varmıyacaklan meçABİDÎN DAVER ş f i 7 tnıH vahifeıie Baştara1\ 1 inci sâhijede culardan kapattığmı, şimdi İstanbullu Şükrü Saracoğlu dış meseleler hakkınların günde ödiyecekleri beş on kuruş da da demiştir ki: « Milletin bir damla kanmı boş yefarkla yeni gemüere de sahib olacakre akıtmak doğru değildir. Fakat vatan larını söyliyerek demiştir ki: ve istiklâl tehlikeyc maruz kalınca. ka« Bununla beraber şehir hatları iş nımızı çaylar gibi akıtırız.» letmesinin yıllık zararı, bu tarifenin Bu toplantıda Şükrü Saracoğlunun yükseltilmesile kapatılamıyacağından, son derecede neşeli olduğu, tanıdıkgiderlerde sıkı bir tasarruf da derpiş larile lâtife ettiği görülmüştür. edilmiştir. Saat on dokuza doğru Halkevinden Istanbul liman ambarlama ücretleri ayrı! an eski Başbakan, salonda buluson zamanlarda yüzde 2540 a varan bir nanlara hitaben: indirime tâbi tutulduğu gibi aynı indi< Sizler gibi şen, imanlı ve verdigi rimin Izmir için de yapılması kararlaş kararları yapan arkadaşlar arasında tırılmıştır. Karadeniz bölgesinde naren geçirdiğim dakikalar benim için yeni ciye vapur navlunlarında yüzde 33 bir kuvvet kaynakları olmuştur. Bu kayindirme yapılmış ve aynı zamanda di naklar dairesinde size ve millete fayğer bazı eşya navlunları üzerinde in dalı olmağa çalışacağım.» demiştir. celemeler yapılmaktadır. Görülüyor ki, Şükrü Saracoğlu parti müfettvşi doktarife ayarlamalarmda bir taraflı ha tor KaTiran, milletvekilleri ve Izmir reket edilmemiş, yükseltme ve indir parti başkanı yanında olduğu halde me aynı zamanda düşünülmüştür.» yarm Seferihisara gidecek, akşamüstü Ansaldo ve Hollanda firmalarma ve İzmire dönüp C. H. Partisinde yapılacak rilmesi düşünülen 6 şehir hattı, 6 Ka b:r toplantıda konuşacaktır. Öbür gün de Ödemişe gidecektir. radeniz hattı tıpi ve 2 Marmara hattı Saracoğlu bu gece 21.30 da toplanan tipi gemilerin ısmarlanmasına aid ö&enek ve ödeme yetkisi konusu üzerinde C. H. P. Alireis ocağı kongresin<3e de Ula^tırma Bakanhğile Maliye Bakanlığı bulunmuş ve ezcümle şunları söylemişarasındaki temaslar müsbet sonuca var tir : « Arkadaşlar raemleket işlerinde ne mış ve bu ısmarlamaya aid sözleşmelerin imzası için Denizyolları îdaresine kadar eksîğimiz varsa bunlar üzerinde konuştular ve bunlarm kapatılmasmı tam salâhiyet verilmiştir.> istediler. Hepimizin de isteği budur. Fakat derdin biri kapandıkça, biri bittikçe bir diğsri, bir onu başlar. Lâkin bir diğerini bir onun takib etmesi bizim cesaretirrdzi asla kırmaz. Biz böy'e Unutmayın ki, müşküllerden yılacak adamlar değiliz. Biz sadece kendisine inanan v« ele aldığımız işleri birer birer haklamak hesabmızda artan her 100 Hra için kanaat ve kararuıda olan Halk Partisi bir ayrı kura numarası alırsmız. Snensublarıyız. CŞiddetli alkişîar ve bravo s«sleri) Teşskkür eder, heplnizi saygı ile selâmlarım.> sevgi ve Şehir vapur ücreHeri Sarasoğlunun H. Partisi niçin arttırıldı? mensublarile hasbıhalî B. FELEK Misafir Fransız denizeileri Eski arkadaşlarmın terfiini istiyordu. Ferhad ve Siaan Paşalar esasen vezir rütbesinde oldukları için şimdilik bir çey bekliyemezlerdi. Bununla beraber Uk sözü Sinan Paşa aldı: Kulunuz d«di, hiç bir mansıbda gözüm yoktur. Bütün emelim sefer mevsimini yeniden açacak olan padişah Tİşanınm beraberinde bulunmaktır. Bu bizim için en büyük taltiftir. Ferhad Paşa ise, Selimin Padi=ah olur olmaz kendisine veziriâzamlık veyahud hiç olmazsa kaptan paşalık vereceğini ümid ediyordu. Fakat hislerini açığa vurmaktan korkuyordu. Yalnız: Biz sadık bir kuluz. Sultanmuz ne mansıb ihsan ederse öpüp başımıza koruz. Demekle iktifa etti. Zeki bir hükümdar olan Yavuz, vezirinin ne demek istediğini anlamıştı. Fakat oralı obnadı. Yakub ve arkadaşlan başlarmı önlerine almışlar, susuyorlardı. Selim on. lara da hitab etti. Siz neden bir şey söylemezsiniz. Hele sen Yakub, yıllardır sadakati tam Ue çalıştm, vefa gösterdin, elbet vezir olmak hakİnndır. Şahin ise refahmı ve mansıbuıı uğuru hümayumırnuz için terkederek maiyetimize girmiştir. Teke sancağı için ehildir. Ahmed mutemed adamımızdır. Beraberimizde kalacaktır. Osman ise hayatmı hayatımız için fe fc SULTAN SELİM Tefrika: 62 Ğ Yazan: Feridun Fazıl Tülbentçi Yakub kulunuz doğru söyler. Biz kim vezirlik kim? Yavuz, arkadaşlarmın riyasız sevglsine bir defa daha inanmıştı. Sağ olun. Beni raemnun ettiniz. Vefa gösterdiniz. Yakubla Şahini vezir eyledim. Merak etmeyin size de şimdilik münasib birer sancak verilmesini lalama söylerim. Yakubun gözkri yaşardı. Sultanım dedi. Benim şanlı sultanım biz ne vezirlik isteriz, ne de veziriâzamlık. Bize sayenizde bütün bu mansıbkr az gelir. Selim birden şaşar gibi oldu. Ne söylersin sen Yakub, devleti aliyyenin vezirliği az şey midir ki? Nice Frengistan kralları vezirlerimizin önünde eğilmiştir. Bizim için öyle değil sultanım. Maiyetinizde bir kul gibi hizmet etmek, iltifatlarınıza mazhar olmak bizim. için dadan çekinmemiştir. Mehmedle Murtazanın hizmetlerı unutuhnamıştu". Yavuz, bu samimî sözlerinde «kulum> tabirini kullanmamış ve onlara eski br arkadaş gibi hitab etmekte devam edeceğtni anlatmak istemişti. Huzurdakiler hepsi birbirine bakıyor, fakat kimse b:r şey söylemeğe cesaret edemiyordu. Yavuz: Ne susarsız, elbette mansıb taleb etmekte haklısınız. Dedi ve dile benden ne dilersin gibi Yakuba baktı. Yakub bu bakışlardaki manayı anlamıştı. Hükümdar ne isterseniz vermeğe hazırım demek istiyordu. Padişahm ellerine sarıldı. Sultanım, yıllarca hizmetinizde kılıc kuşanmış sadık bir kulunuzum. Devleti aliyyenin vazirliği bizim gibi bir serhadkuluna mı kalmış? Cevabını verdi. Şahin Bey de Yakubu tasdik etti. A M C A B E Y VE ZAM!.. Şehrimizde misafir bulunan Fransız bahriyelileri dün sabah saat 11 de Taksim âbidesine mcrasimle çelenk koymuşlardır. Merasimde gemi komutanı Albay Fatou da hazır bulunmuştur. Öğleden sonra, gemiyi basın mensublan ziyaret etmiş ve hararetle karylanmışardır. Basın mensublarından sonra, gemiyi halk gezmiştir. Saat 18,30 da Fransız deniz ataşesi bir kokteyl parti vermiştir. Fransız bahriİş Bankası, Receb Zühtü en büyük şereftir. Osman, Şahin ve Ahmed Beyler de da yelileri Şehirdeki gezintilerine dün de devam etmişlerdir. Soyaka aid bir köşkü Yavuz bu sözleri hayranhkla dinle vet olunmuştu. dikten sonra Osmana döndü: sattırıyor Bir vakitler Lâtinlerin istilâsında ha Ya sen Osman. Sen de sancak israb olan İstanbulu 29 mayıs 1953 te fetTürkiye İş Bankası, eski Sinob mlllf*temez misin? hederek bir mamure haline sokan Favekill ve bankanın evveloe idare mecOsman düşünmeden cevab verdi: tih Sultan Mehmedin viicude getirdiği lisi azasmdan bulunan Receb Züh:Ü Hayır sultanım. Biz sana ileride ilk imar eserlerinden b.ri de Yenisaray Sorakın botokaya olan borcunu ödernpsancak beyi oluruz diye hizmet etme(Topkapı sarayı) idi. Bu saraym ara BaştaraH 1 inci tahifeâe mesinden dolayı bundan bir müddeft dik. zisi eskiden bakımsız bir zeytirılikten du boyımca tahsid edilmiş olan Yugos evvel Adliypye müracaat etmiş ve yapıSelîm bu kadar heyecanlı olduğu za başka bir şey değildi. Saraym inşaatı lav kuvvetleri kuzeye doğru geri çekillan muatnele tekemmül ederek Kec?T» manı hatırlamıyordu. Lekesiz bir sev on bir sene kadar sürmüştü. Fatih, semişlerdir. Zühtü Soyaka nii Arnavudköyünde A' ginin ve bağlılığın bu ender tezahürü ferlerden fırsat bulduğu zamanlar inBu haber iki ayrı istihbarat kaynağı kmtıburnu üstündekl muazzam köşk v» karşısında adeta mestolmuştu. şaatla çok yakmdan alâkadar olurdu. İnce bir sanatkâr kadar hassas olan Sarayın denize bakan kısmında üstü ve taraîından teyid edilmiştir. Bu kay arazınin satılmasma karar verilmiştir. naklardan birinin işaret ettiğine göre, İcranm haciz koydugu bu köşk ve aSinan Paşa dayacamadı: kenarları kapalı beyaz mermerlerle dö bu geri çekiîme hareketi, Trieste hakraztsi 3700 metre karedir. Köşk beş bü Padişahım istersen benim de man şenmiş güzel bir balkon yaptırmıştı. kında verilip Yugoslavlarca tatmin e yük salon ve 16 odalıdır. İcr», bu kö~"a sıbımı al. Bana da Yakub kulun gibi Balkonun ortasmda ufak bir de havuz dicl mahiyette addedilmiyen karardan ve araziye 224,000 lira kıym,et koymır bir vazife ver. vardı. Harem dairesini eski sarayda bıaz sonra baFİamıştır. tur. Satış kasımın 26 sında yapılacaktır. Selim, Sinanın sırtım okşadı. raktığı için bazı bahar akşamlarında Sinan, sen ileride vekilimiz ola buraya gelir, saatlerce oturarak yorUroloji Cemiyetinde cak ve mührü hümayunumuzu taşıya gunluğunu dinlendirirdi. Bazı akşamlar TOrfe TJroîoJl cemiyeti evvel gün l?,3O da şairleri ve ilim adamlarını vezirler da Dr. Nüzb.et Aktulganm başkanlıtında cak bir adamsm. Dedi. Ferhad Paşa Sinanın yüzüne le beraber aynı zamanda davet eder toplanaraS aşa*ıda yazılı vak'alar takdim ve onları yemeğe alakoyardı. Bu toplan oluumug ve degertl tartışmalarda bulunulhasretle baktı. tulfiat artistimiz İsmail Düm I muştur. O akşam Yenisarayın, Marmaraya ve tıların başlıca hususiyetî ilim ve güzel 1 Bir iilye llpomu; Dr. Cemll Topııalu, büllü ile Dr. yü^a^ı Celâleddinin' Boğaza hâkim oian büyük balkonunda sanatlardan başka hiç bir şeyin bshls o Bir kllye tümörü vak'asi; Dr. Burhan kcrimesi Bayan Ferihanın düğürürri ^ Konursy 3 Tam uretra Rüptürü vak dün gece Tokatlıyan otelinin salonlan; jirmi kişilik bir ziyafet tertib edilmiş: Dr. Atff Taykurtı 4 Bir reln mastlc ti. Ziyafete Veziriâzam Mustafa Paşa, me\^zuu edilmemesi idi. Şairler yazdıkda yapîJraıştır. Düğünde şehrimizde; dl Hersek Ahmed Paşa, Ferhad ve Sinan ları yeni şiirlerini okurlar, âlimler il vak'ası Dr Muammer Nun Günver bütün s^s ve söz sanatkârları, Şehir Ti ' mî mevzularda padişahla sohbet ederPaşalar, Bayezidin eski mahremlerinden yatıosu arüstleri ve kalabalık bir da • Doğı Tacizade Cafer Çelebi, Kemal Paşazade lerdi. vetlî kütlesi bulunmuştur. Düğün gcş um Ahmed Şemseddin, devrin en tanmmış Yavuz da büyük babası Fatih Sultan Tüccar terzl BeMr Yılmaz ve eşl Zühre vakte ka<iar neş'e İçinde devam etmlştfr. şairlerinden Necati, Zati ile Yakub, Mehmede imtisalen harem dairesini es Yılmazın bîr erkek çocuMarı doğmuş ve Sevimll sanatkâr ve eşinl tebrik eie, ki sarayda bırakmağa karar vermiş Arslan adı verilnılştir, Yavrv.ya urun ömür saadetler dileriz. ti (1). Bu balkonu daha hükümdar ol ler dUer ana ve babasmı tebrlk ederiz madan biliyordu. Çok seneler evvel henüz ufacık bir çocukken burada Fatihin elini öpmüştü. O da rütbe ve mansıb farkma bakmadan vezirlerle şairleri synı seviyede tutarak davet yapmış ve büyük babasınm an'anesini tekrar yaşatmak istemişti. Şair Necatiyi sağma Türkiyede ve dünyada çevrilen en nlmış ve bu suretle şiire nekadar fazla kıymet verdiğini göstermek istemiştison filmlerin romanlan ve resimKendisi d« Türk, Fars ve Arab dilleleri, 100 e yakın sahife, 90 resim, rinde şiir yazar ve söylerdi. Bu akşam 7 tablo, yıldızların Türkiye için Veziriâzam Mustafa Paşa çok memnunimzaladıklan resimler, 50 biyodu. Makammda ipka edilmiş olmasuıı grafi vesaire... iktid?r ve meziyetlerine bir delil addediyordu. D. P. kuruculan Celâl Bayar, Adnan Mönderes ve Fuad Köprülü dün Mareşal Fevzt Çakmagı, Ereniöyündekl evuı9 ziyaret etmişlerdir. Derr>okrat Parti kongrelerine dün £e devam edilmiştir. Hasanpaşa 9emt ocagınm kongresine dün gece saat 20 do başlanmıştır. Demokrat milletvekillerir.deın Abdurrahman Münib ve Salamoa Adatto bu kongreoVe hazır bıılunmuşlardır. Yeni idare heyeti seçimlnde Ham:<J Ateı, •Hâkl Alpay ve Kaslm seçilmi';lerdir. Demokrat Parti kurucuları Mareşalla görüştüler Balkanlarda askerî harekâl başlamış İsmail Dümbüllii dün evlendi ] Film Romanlam gen na biçim Amcabeysln [ Telefon lyl lşlecslyor.^ 8ebebinl sormaktan çeklnlyors'un... r Havagazl lyl yacmıyor.^ Se. bebinl sormaktan korkuyoreun .^ Terkos lyl akmıyor.>t Sebeblnl sormaîrtan ürküyorsun!., Pakat n«den. ümden A. Kimseden korktuğ\un yok bayan onlarm da «zam lsterlz!» deaıelertnden kortuyorum! Arkası var (1) Saray teşkilâtı; clld 1, aahife 21 Yarın Çıkıyor
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear