26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 Temmuz 1945 CUMHURIYET Balkaaiarda durum basladı Baştarafa 1 tnei sahijed» şunlan söylemiştir: < Kuzey bölgeleri valilelerile temas etmek hususundaki âcil ihtiyae bana, Yunan Makedonyasım ziyaret etmek ve bu bölgenin kahraman ve esaret kabul etmez halkiyle temasa geçmek fırsatını vermiştir. Bütün Yunanlılara şunu söylemekten iftihar duyuyorum ki Yunan Makedonyası halkında daima yüksek ve caima Yunanlı bir maneviyatla karşılastık. Ne korkunc tecrübelerin ne de kanh zulümlerin Makedonyada mansviyatı kırmağa ve Makedinyanm anavatan Yunanistanı ile kopmaz bağlarını zayıflatmağa muvaffak olamamış bulunması beni nresud ve müteheyyic etti. Yunan Makedonyası kalelerinin yarattığı misilsiz destanlardan sonra vatan vazifesini misal teşkil edecek bir şekilde başarmışhr. Yunan Makedonyası, Avrupaya faşizmi kan ve tethişle cebren kabul ettirrtıek için gayretlerini birleştirmiş olan Almanlann ve Bulgarlann işgal boyunduruklan altmda büyük ıstırab çekmiştir. Bu kara günlerin ıstırablan tarife Eiğmaz. En bellg cümleler bile Makedonyanın ve Makedonyahlann Alman ve Bulgarlann barbarca ve insafsa tazyiklert altında çektikleri korkunc lşkencelerl lfadeye kâfl değildir. Bu kahraman topraklar blr cehennem hallne gelmlştL bu gayrlinsanî Bulgar zulümleri hlç bir şeye benzetilemez ve hlç blr şeyle mukayese edilemez. Bulgarlar bütün e> *W yaptıklannı bir kere daha geride bırakmıçlar, müdafaasız bir mllleti kana boğmuşlar ve çok alçakça blr çekilde ölüme sevketmlşlerdlr. Kütla halinde ldamlar, adam asmalar, ateşe ve kana boğmalar, yagmalar, kadinlara, çocuklara ve lhtiyarlara karşı Işlenen feci clnayetler, İşte Bulgar lşgallnin kanlı ve insanlığa sığmaz eserleri bunlardır. Makedonyanın Bulgar barbarlığından hafırhyacak çok şeyleri vardır. O, son fecayii asla unutmıyacaktır. Maamafih her şeyin fevkında Yunan vatanına olan bağhlıık, kurtuluş umidi ve zafere olan imân Makedonyanın göklerini, hatta en karanlık günlerde bile aydınlatmıjtır. Makedonyalılar savaşlannı kanîarile mühürleınişler ve asla boyun eğmemis.lerdir. Onlar Yunanlı kalmışlardır. Makedonyahlan Yunanlıhk hisleri içinde sarsılmaz ve güç barış savaşına hazır bir vaziyette görmek milll bir zevk ve iftihar mevzuu tejkll ediyor. Kendim de şahsan müşahade etmek imkânını buldum ki, Makedonya halkı, derin bir vatanseverlikle v« halen yaşamakta olduğumuz günlerin ne kadar buhranlı, fakat ne kadar ümid dolu olduğunu tamamile müdrik olarak, millf kalkmma uğnındaki gayretler çerçevesi içinde vazifesini basarmağa gayret etmektedir. Derin bir tetkikten sonra g3rdüm v şimdi kat'iyetle söylerim ki hudud böigelerimizde tam bir sükun hüküm sür mektedİT. Yunanlılar tarafından hlç blr keyfî haerkette bulunulmamıştır. Bunun aksine her türlü iddialar, fen» blr ni yetle ileri sürülmüs, olmamak jartile, muhakkak ki fena niyetl* çAanlmi} haberlere ve yapılan telkinlere istinad etmektedir. Şimdild vaziyetin vahametini Yunan milletinin gözünün önüne koyduk. Üder Potsdam'da? birçok memîeketlerîn mukadderatmı tayin edecek k^rarlar verilecek Ba.itanfı I htci sahiled» Uç büyük şef, Çekoslovakya ve Polonyanın talebleri, yani Almanyanm doğu hududları meselesi ve doğu Prusyanın geleceği üzerinde nnlaşmak zorundadırlar. En çabuk haledilmesl gereken meseleler, şüphesiz kı Almanyanm kontroluna müteallik meseîelerdir. Müttefik devletler müşterek bir siyaset tayin etmek ve Almanyada siyasî partilerin gelecekteki faaliyetl üzerinde bir karara varmak mecburiyetindeöuler. Londra 14 (a.a.) Daıly Telegraph gazetesinin Washington muhabiri bildiriyor: «Amsrikan efkârındaki bir kanaate göre Avrupada Italya, Avustıırya, Rumanya, Bulgaristan ve Macaristan hududları meselesinin ıncelenmesi lâzımdu. Italyan aslından olan Amerikalıların tesiri altında Başkan Truman Itaryaya karşı müsamahah bir barıx fikrini müdafaa edecektir. Hattâ İtalyaya kuzey Afrikadaki sömürgeleriıü vesayet altında vermek için de bir tesir icra edilmektedir. Bu sömürge arasmda Oniki ada bahis mevzuu değildir. Bu adalar hakkındaki Yunan istekleri Amerikada kabul edilmektedir. komünistleştirilmesi yolunda vasıtalı veya vasıtasız harekette bulunulmaması için garanti istiyeeektir.» | Muhabir, Başkan Truman'ın e'indeki | en büyük kozun Stalin'in bir milj ar | 500 milyon İngiliz liralık bir 'stikraz taj lebinde bulunmuş olması njktasmda toplandığını ilve eylemektedir. Sovyetler konferanstan ne bekliyorlar? Londra 14 (B.B.C.) Üçler konferansınm toplanacağı Potsdam'da her şey hazırlanmıştır. Başbakan Charfhill için ikametgâh olarak bir köşk tahsis edilmiştir. Konferansta Churchili'e refakat edecek zevatm bir çoğu lalen bu köşktedirler. Londra radyosunun Moskoza muhabiri, Sovyetlerin knnferansın derpiş edeceği me.«el<>lerdeki görüşünü hulâsa etm=>ktedir. Buna göre Sovyetler birliği şu iki nokta üzerinde duruyorlar: Amerika neler istiyor? 1) Sovyetler kendi smırları boyunca bir «güvenlikb'ölgesi» teşkil etmekte ısrar edeceklerdir. Esasen Balkanlarda faşiît ocaklarmın temizlenmesi, venı Polonya hükumetinin teşekkülii ve Aln anyanm yarısmm Kıaılordu tarafından Diğer taraftan Daily Mail'in muha işgali, bu güvenin çevresinin elde edilbiri de Amerikadan şunları yazinakta mesinde ilk merhaleyi teşkil etmiş budır: lunuyorlar. <Başkan Truman, Mr. Churchill ve 2) Sovyetler, dünyanın herhangi taraMareşal Stalin'e Almanyanın yemden teskilâtlandırılması hakkmda tamamile fında olursa olsun faşizm "e irtica unyeni bir plân tevdi edecektir. Başkan da surlarmın faaüyetinin ortadan kaldırılha sarih hükümleri ihtiva eden b!r masını lstemektedirler. Sovyet basuıma kontrol plânı sunacaktır. Almanyanm göre, bu unsurlar üçüncü dünya harbini bugünkü kontrolu tatmin edici olmaktan hazırlıyorlar. Filhakika Sovvetl>rin son uzaktır ve müşterek, kat'î bir karar aî günlerde" Yunanistan, İspanya ve Arjantine karşı şiddetli hücumları Moskovarm manın zamanı gelmiştir. Başkan Truman Rusyadan, h^rbi kı bu eörüşü taşıdığını teyid diyor. Sovgaltmak yolunda yardım îstivecek, ayni yet matbuatından anlaşıldığına göre, ramanda Rusların Avrupaya ve bilhassa Ruslar artık Irandaki bir kabiae değiBalkanlara ntifuz etmemeleri ve Yugos jşikliğini veya Arab Bir'iği meselelerini ile kuzey İtalya ve Arnavudluğun ' menfaatlerinln haricinde <utamazl?.r. Boğazlar meselosi Baftarafı 1 ind sahifefo Bu rejlmin Sovyetlerl tatmin etmedigl meydanda ldl. Türk Rus dostluk ve saldırmazlık paktının mart 1945 te feshedümesl UMrlne, her Ud taraf matbuatında hasmane yazılar çıkmiî ve buua son günlerde Kars, Ardahan adları da kanşmı^tır. Kars ve Ardahanı Ruslar 1878 Berlln andlaçmasile almışîar ve 1918 Bres'.Iitovnsk «ndlaşraaslle de Türklere gerl vennlşlerdir. Türk hükumetinin bu fedakıârlığına karşı Haleb ve dvarının kendtelne verileceglne dair ortay» atılan söylentiler Türkler tarafmdaa yalanlanmıstır. Bundan başka bu mesel» Suriye, Irak, Ft&nsa. ve Inglltereyl de blrind derecede llgllendlrlr. Ayrıca Boğazların lstlkbaline Amerika ve Tunanlstan da yabancı kalmamaktadırlar. Stalin'in Potsdam konferansmda kendl görüş t a m n ı açıkça lzah edecetl beklenmektedlr. İDglltere esklden Rua lsteklerine kar?ı koymuştu 3ugün lse Sovyet Rusyanın mütteflkidlr. Her hal de önümüadekl günlerde diplomatik münasebetlerde önemli gelişmelere şaVulgaris sözlerine şöyle devam etmis hld olacağıa.> , tir: « Size temin edebilirim M, mlll! davamız her iki bakımdan yani gerek toprak bütünlüğü gerekse millî Isteklerimiz bakımmdan hiç bir tehlikeye maruz de Bojtara/t I ind tahijeüe ğildir. Müttefikler tarafından verilen.sanelerinden sonrs tekrar Istiklâl ve hürrih teminat, Yunanistanın Lstikbali huriyetlne kavuşmuş bulunmaktadır. susundaki imana hak verdlreCek mahiTürk mllleti, «an'anevî dostluk> batyettedir.» larile asırlardanberl bağlı bulunduğu Fransanın millî bayramı bir haberi üzerinde yorumlarda bulunan Moskova radyosu, 8 temmuzda Atinada yapılan mllll Yunan mltlnglnde söylenen nutuklann hspslnin Rusya, Yugoslavya, Arnavudluk ve Bulgarlstana karşı kindarlıkla dolu olduğunu söylemekte ve nutuklann sık sık «kahrolsun komünisfler ve Bulgarlar> seslerile kesildlğini ilâve etmektedir. Sovyet halkmm bu toplantıya büyük önem verdiği, bütün nüfuzlu Sovyet gazetelerinin bu meaeleye yer ayırmış olmalarından anlaşılmaktadır. Yunanistanın takib ettlgl Irtlca slyasetinden dolayı, Rusyanın üçler konferansmda bu meseleyi İleri sürecegl Mos1: ;vc'\ tahmin edilmektedir. Pransız milletinin bu millt gününde Atinada komünist nleyhtan duydugu sevince yürekten lştirak eder bir nümayiş ve Fransz halkına saadetler diler. Londra 14 (a.a.) Taaa ajansının Az gitthn uz gittim döndüm baktım çuvaldız boyu yol gitmişim!.» Sahi mi... Demek hayatta bize bir ömre mal olan emeklerimizin, savaşlanmızm geürdiği kazanç nihayet bir çu\aldız boyu ilerlemeien ibarettir. Bu böyle olsun da ben zaman zaman omuz silkip kahkahalarla gülmeyim. Hep kan ağlayım öyle mi? Yağma yok. Işte her şey vız geliyor. Nasibim bir çuvaldız boyu mu, ne âlâ. Diktim çuvaldızı yattım gölgesine.» *** Ayın sonuna doğru Canzi ile Haşmetin bwanma davası neticelsadi. Mahkeme gününün akşamı inimar Nizami,' karısı Belkis ve ben Canzinin evine yemeğe davet edilmiştik. Kış, pek yumuşak geçtiği için bahar çiçekleri bulabildim. Sepetler dolusu zerrınler, leylâklar, menekşeler; yığınla karanfil gönderdim. Bir ba?ka erkeğin mülkiyetinden kurtulan, artık benim olmasjna ihiç bir engel kalmıyan sevdiğimin etrafına yeryüzünün bütün tılısımlı güzelliklerini, nadide kıymetler'ni yoğdırmak isterdim. Nice d«falar saymış olîuğum 68 ayak merdiveni herzamanki gibi bir sıyrılışta fırladım çıktım. Canzi kapıyı açtı, bir lâhza gözgöze geldik. Bakşlarımız artık şimşek kısalığırıa inmişti. Yavrumu o akşam uc.uk btnizli gördüm, mahkeme omı yormuş ve hırpal?mış olacak, apartımanı, bahsr çaâhyanlarır.1 andırır bir tuf3na bcğmus olan, kokusu mardivenlere vnran çioeklerimin arasmda o bir bsyaz kamelya gibiydi. Belkisle Nizami daha evveldcn gelmişlerdi. Plâkla Swing yapan bu çift Ankara 14 'Telefonla) Bajbakammızm m?7i.ıniypti sfra.'inda, Iç Işleri Dün fakültenin şimdiki merkezi olan Bakanı Hilmi Uran, Başbakana vekâlet Pefik Saydam Hıfzısîi^ha Enstitıilerinde edecektir. Amerikan donanması Japon ki okul binsîında Millî Eğitim B?k=nı Hasan Ali Yücelin başkanhğında tophedeflerini döğüyor lanmıslardır. B^kan, profa=örleri kutZeyytinyağı işi Washington 14 (O.W1.) Amerikan layarak yeni görevlerinde başarılar diGünün meselelerinden birisi de zeyharb gemileri, Japon anavatan toprak lemiştir. tzmir'de tinyağı işidir. Ticaret Bakanlığı bu melarını ilk defa olarak topa tutmağa başseleyi sadece bir zeytinyağı işi olmaktan lamışlardır. çıkaıarak memleketin yağ ihtiyacı konusu halinde ele almıştır. Bu konu üTaarrua, Honshu adasma karşı tevcüı ierinde önümüzdeki mevsim için haedilmiştlr. Tokyonun tatriben 432 klloBüromuz yarm açıhyor. zırladığımız p?aslar bu aym 23 ünde metre kuzey doğusunda kâln Kamaishi Ankarada toplanacak olan yağ fabrikallmanı başlıca hedefl teşkU etmiştlr. | Ankara 14 (R.) Reuter ajansının torlan, Ticaret Odaları ve ilgili BakanHarekâta lştirak eden harb gemileri I verdiği bir habere göre, General Fran YAPI ve KREDİ BANKASI A. Ş. lıklar mahfillerinden mürekkeb bir hearasında <İndiana>, «South Dakota» ' co jktidardan çekikniştir. Bu haber heyetin tPtkikinden geçtikten sonra kesin ve «Massachusetts> orhhlarlle 2 ağ'.r j nüz başka taraftan teyid edilmeii.âinden kararlara bağlanacaktır. Yeni mahsul kruvazör ve 4 destroyer vardrr. I ihtiyatla telâkld olunmak gerektir. mevsimmden sonra bu kararlarm tatbikına geçeceğiz. ları harelenmişti. Saçlaruu okşayabilYeni mahsul mevsimine kadar ordusem elimin altında çıtırdayaeak derecede nun yağ ihth acı tamamen temin edilelektriklenmiş olduğunu tahmin ediyor miştir. Üç büyük şehrimizde her ay nüdum. Belkis ikide bir Nizamiye dönüp: fus başma yarımşar litre zetinyağı da«Bırak canım şu muharabe haberlerini, ğıtılması işini de sağlsma bağlamış bu akşamlık bari unutalım» diyordu. bulUTmyoruz. Bu karara nebatî yağlarNizami söz dinleyip masa başma geli la sade yağı işi de dahildir. yor, sonra sarhoşlukla rnı ledir, kansıIhtikârla mücaclele îştigal mevzu'arımızrJan birisi de ihbenl görünce oyununu bıraktı. Hep be kaldurarak: «Haydi çocuklar içelim, nm tenbihini unutup gene raiyoyu atikârla mücadeledir. Bunu, biri iktıraber içki masası yanma gittik. Nizami Çanzinin hürriyetine, ilerıdeki saadeti ı çıyrodu. Canzi birdenbire parîadı; güsadî, diğeri zecrî olmak üzere iki yönkoyteyl çalkamıya, Belkis tuzlu badem ne» dedi. Varlığımızın can alacak ye i vercin yüzlü yavrum silindi, yerine den devam ettirmekteyiz. İktısadî tedkemirmeğe başladı. Gramofondaki p!âk rinden birbiriimze bağlı dıırurken bir J Haşmetin yaban kedisi peyda oldu. Kaş kendi kendine dönüyordu. Geçmişe bağ yabancı el bu bağı kurca^mış gibi iki ' uçları şakaklara doğru yukarı yayîanlı hatıralar zihnimde can!anuken bazı miz de sarsıldık. Yavrum'a ben artık dı, elâ gözleri vahşi bir yeşillikle zümne gülünç ufak tefeklerin de silinmez Hayret... Parmaklarınm bile B U G U N G U N D U Z bakışmadan birbirimizi görüyor, söy rütleşti. yer ettiğini görüp şaşıyorum. MeselS leşmeden konuşuyor, müsavi akordu yırtıcı bir bükülüşle kıvrandığını görMÜZEYYEN SENAR IŞIL Belkisin bilezikleri.. Çıplak t&rabul koldüm. Engürüslü Cangüzel .•.nemin yüzlarına nazar boncuğu çıngıitıh altın zin olan iki eş tel gibi aynı mızrabda aynı SADİ IŞDLAY KADRİ ŞENÇALAR lerce yılhk ıstafadon sonra bile gemi cirler takmıştı. Bu maddî boncuklar nağmeyi sahyorduk. İSMAİL DÜMBÜLLÜ İhtiyar bir Rum garsonun çekip çe azıya almış bir halde •.leydana atlayıtuhafıma gitti. damarlarımdan azgın SABRTYE T O K S E S birlikte virdifi soframız bir zaman onra ccştu. şını seyretmek Kan kocayla pek teklifsiz görüştüA C U Z E komedi 3 perde. Zengin Varyete. Tel: 82900 Sıeak iklimlerin havasmı estiren çiçek bir zevk uçurdu. Canzi Nizamiye bağüm için Belkisi bileğinien yakaladım. ğırıyordu: «A\Tupa yamyamlannı sus•••I Bu akşam Çemlıerlitaş Çamlaraltı Bahçesinde ACUZE «Bunlar yeni moda mı, nazar değme?in lerin kokusu; ' şamdanlarda için içüı turacak mısuı, yoksa şimdi kalkıp..> diye mi?» dedim. Belkis saf kadmdır, eriyen mumlardan, Çanzinin nefîs bir Y A R I N A K Ş A M tehdidini tamamlamadı. Fakat ben onun gözlerinin etrafı kırışık olmaması için perişanlıkla öteye beriye tertiblediği acayib bir tarzda gülmeyi âdet etmiştir. lâmbalardan dökülen bol, işık, soğuk ne yapmak istediğini anlaraıştım. Gözü Kendisini kaç defalar dğüdledimdi: «Vaz içkiler bizi gevşettl. Açı'.ıp saçıldık. Ni kızınca, kan tutmasma uğrıyan, el£e geç bu gülüşten, burıışmayım derken ' zami arasıra kalkıp radvoda kısa dal kılıg düşmana salduan Cangüzel nine gibi o da radyovu ayağı altmda paramyüzün aptal bir ifade bağlayacak» de ; gayı karıştırıvordu. Hep muharebe... miştirn. Sanki havaya söylemistim; Bel 1 Ruslar sert gırtlak seslarile direk direk parça edecekti. Ben onun bfkeli haıine kis bildiğinden şaşmani!?, zaten pek de tutkundum. Yumruklan sıkılmış, manalı olmıyan yüzü taş beb°ğe ben bağırıyorlar, Almanlar tıkanıp katılacak saçları ürpermiş, gözü dönmüş sevdizemişti. Nazarhklarını nlke!eyip kırıta gibi illetli feryadlar koparıyor, eh.. In ğimi omuzlarından ka\ravıp bükerek rak: «Bu sene moda bövle, drdi, bana gilizlerin de jenesi işliyar naşallah; a arzurmın ateş sağnağı altınia yumuşatKemanî NOBAR TEKYA1' ve Arkadaşları 1 , zaten mavi boncuk iâzım. kilo 70..» rada yllvar yuvar rumturnkh bir Fran tıktan sonra onun bir kucak ipek gibi ! Nizami: <Iyi kocanın karısı kurna ba ! sızca. Hafif mahmurluk halini güzel koüarımdan sarkacağını düşün:n;k beÇarşamba günü akşamı Bakırköy şmda...» yollu bir cürnle başlıyordu, I kadmlara psk yakıştırırım. Beliisle Canni zevk içinde kıvrandırıyordu. YENÎ BAKÎR Sinema Bahçesinde ayni gözü, siyah elbiseli uçuk benirJi ince j zinin gözleri ayr.a gibi parlamış hem var~) endamh yavruma ilişti; kadehini hızla ' süzülmüş, dudakları lailleşmış, yanak Baştarah 1 tnei tahifede uhde etmlştir. Bundan başka fakültenin birinci iç hastalıkları kliniği profesörlügüne Gülhane askerî doktor tatbikat okulu iç hastahkları profesörü Dr. Irfan Titiz, ikinci iç hastalıklan kliniği profesörlüğüne Gülhane profesörlerinden Dr. Zeki Hakkı Pamir, Hrlnci dış hastalıklan profesörlüğüne Breslau cerrahî kliniği eskl direktör ve profasörü ve halen Ankara Nümune hastanesi dıç hastalıklan servisi ş«fi doktor E. M?lchior, ikinci dış hastalıklan kliniği profesörlüğüne Gülhane profesörlerindan doktor Kâmil Sokullu, kadın doğum hastahkları kJinifii profesnrlüğttne Gülhane profesörlerinden Ali Ssad Birol, göz hastalıklan kliniği profesörlüğüne Gülhane profesörlerinden doktor Süreyya Gördüren, çocuk hastalıklan kliniği profesörlüğüne Düsseldorf Medlzische, AkaJemie çocuk kliniği eski şefi ve Ord. profesörü ve halen Ankara Nümune hastanesi çocuk hastalıkları serdsi şefi Dr. A. Schstein. deri hastalıklan profesörlüğüne Freiburg Üniversitesi eski ordinaryüs profesörkrinden ve halen Ankara Nümune ha.'tanesi deri hastalıklan servisi şefi dokfor A. Marohionini, sinir akıl hastalıkları kliniği profesörlüğüne Gülhane profg?örlerinden doktor Nazım Şakir, idroloji kliniği profesörlüğüne Gü'.hane profesörlerinden doktor Kemal Süleyman Sora\i, radyoloji kliniği profss'irlüğüne Gülhane profesörlerinden doktor Eftal Aşar, fizyoterapi ve idıoloji kliniği profesörlüğüne Gülhane profesörlerinden c"oktor Nüzhet ŞaKir Dirisu, lntaniye kliniği profesörlüğüne Güîhane profesörlerinden <?oktor Kema'. Hüseyin Pievne tayin olunmuşlsrdır. Ankara Tıb Fakültesi Başmakaleden devam durmayı blz unutmadık. Buslar, Mttttefiklerle itlifak muahedesi imzaladık diye Jlkönce bize kızıyorlardı. Berlin'den dönen Molotof Yoldaş, gazetecilere verdiği bir rtemeçte «bir gün Türkler, bt muahederi imzalaHıklarına pişıuan olacaklari» demişli. Fakat ertesi yaz, Almanlar tarafından taarruza uğrayınea, güttüğümüz politikasın doğruluğtnn dostlarımız >iirekten tas^ib ettiler. Alman saldırışının başlangıcından Stalingrad nıuharebesine kadar Türk dostluğu Moskovada, bemen hemen eski günleri hatırlatan bir revaç gördü. En salâhiyetli aşızlar durumuınuzn öğü> or, ' politikamızı alkışlayordu. Fakat Alman iehlikesi ortadan kalkmaya başlaymca i^ değiştL Gorünürde hiç bir sebeb oknadığı halde Rus Türk münasebetleri fünden güne tatsızlaşmaya yüz tııttu. Moskova radyosu ve Moskova gazeteleri bize karşı yakışık almaz sözler sarfetmekten, İç işlerimize dair ulu orta tenkitllerde bulunmaktan Çekinmediler. Bunun sebeki nedir? Kimine sorar^anız, Müttefik laferi Rus hükumetinin başını döndiirınüştür. Bir bü>üme ve genişleme ihtimsile yanan dirijanlar, kendilerini bir türlü tutamanıaktadırlar. Kimine bakarsanız, jirmi beş yılkk gelişme sonunda So\yet sosyalizml mahiyet değistunniş ^e gittîkçe kojTi faşizme doinı kaymıstır. Bu itibarla bugünkü Rusya, Hitler Almanyasınm japamadığını onun yerine geçerek başaınağa çahşmaktadır. Bazılarına göre is«, Rusyanın geçirdiği bir emniyet kriziiir. Birdenhire uğradığı Alman isrilâsıııdan çok ıstırab çeken, kaynar sütten »ğzı yanan Rusya, şimdi yojptrdu üfleyerek içmek gayretile, kendi çevresitrie blr emniyet kordonu yaratmak istemektedir. Bu iddialardan hangW doğnıdur? Rus politikasınlald tehlikeli fıkırdaşmalar yoksa baabaşka sebeblere mi dayanmaktadır? bunları şimdilik araştırraaya lanım görmüyorum. Benim göstermek istediğim, Türk Rus münasebetlerinin bugünkü müphem ve tatsu durumu almasında hmm hiçbir mes'uUjetimiz olmadığıdır. Sovyet politik bünyesinde göıe ça'pan dinamik kabarmalarnı, iki millet arasındaki dostluğu tamir kabul etmez derecede bozmadan önce bir muvazeneye varmasını temenni edelim. Cünkü dostluklanmıza verdiğimlz değerin en kuvvetli garantisi, Türk istiklâli önünde dostlanmızın gösterdiği hlirmet duygusudur. Rus dostluğuna verdiğimiz değer Ticaret Bakanının dem Raif Karadeniz, şehrimizdeki tetkiklerinden memnun görünüyor Baştarafı X ln<H sahifedt Uhaîîr Yunan takımı ile yapılan dünkü maç berabere bitti NADİR NADİ Sovyet Rusya. Çin görüşmeleri kesildi Baftaraj\ 1 tnd sahlfede Müzakereler, dostane bir hava içinds cereyan etmiş ve karşılıklı geniş bir anlayış lihııiyetınln mevcuaiyetlnl fc>^pat etmiştir. Mareşal Stalln ile M. Molotov'un, fiç büyük şefin toplantısına iştirak maksaddle hareket etmek üzere bulunmalsrı hasebile, müzakereler tatil edilmi? ve M. Soong bir müddet için Çine dönmüştür. Müzakerelere yaJcmda tekrar başlanacaktn".> Ankara 14 (R.) NewYork radyosunun bildirdiğine göre, Moskovadski Çin Sovyet görüşmelerinin bir müddet icin seri bırgkılması üzerine ÇunsKing'e dönecek olan Çin Basbakanı M. Soong oradan Londraya gelecektir. M. Soong hemen önümüzdeki ayda Londrayı ziyaret edecek ve İnsiliz Dı? Bakanlıeile görüşmelerde bu'.unacaktır. ederek ekonomik faaliyetterimizi daraltan bu kayıdları imkânın elverdiği nisbette hafifletmek ve vaz geçilmesi mümkün olanlan büsbütün ortadan kaldırmak olacaktır. Dış tkaretimizdeki kayıdlara gelince, bunlarm milleitlerarası münasebetlerdeki geli»melerle mütenazu* olarak ayarlanacaktu. İşte, bu esaslar bizim yürüyeceğimiz yollardır. Umumî şekilde bu manzaraları beîirttikten sonra şimdi size günlük me?elelerimiz hakkmda da malumat vereyim: Umumî efkâr, Toprak Mahsulleri Ofisi işlerile ilgilenmektedir. Bir kısım gazetelerde bu müessesenin iyi çalışmadığı ve stokiarmm çürütüldüğü şeklinde yazılar çıkmıştu. Hepinizin bildiği gibi hükumet, milletin ve ordunun ıaşesini sağlamak için süratli ve geniş ölçüde hububat stokları yapmak zoTunda kalmıştu. Haibuki memleket harbden evvel bu hacimde stoklar vücude getirecek şekilde hazır d«>ğildi. Hububatı iyi muhafaza edecek silo ve ambarlarımız mahduddu. Toprak Mahsulleri Ofisi teşkilâtı küçüktü. Vazife!er imkânlardan daha süratle artınca baâi kısurı'.arda kaçmılması mümkün olmıyan al^aklıklarla karşılaşıldı. Bu aksaklAlardan size bir misal vereyim. Ofisin elindeki pirinç stoklarmdan bir kısmı uzun zaman muhafaza edilmiş olmak zaruretinden dolayı hafif bir koku peyda etti. Ofis, bunları partiler halinde İstanbulla ticarî tahliller lâboratuvarı ve Ankara Refik Say<iam Hıfzıssıhha Enstitüsünde muayene ettirerek insan shhatine muzır olmadıklarını tesbit ettirdikten sonra ucuz fiatla piyafaya çıkardı. Bundan başka belki de dijer bazı msddeler için buna benzer muameleler yapmak zorunda kalacaktır. Fakat, bununla bersber Toprak Mahsulleri Ofisi artan islerinin hacim'erile mütenasiben her bakımdan takviye edilmiştir. Teşkilâtı tamamlatılmak, tesisleri tekemmül ettirilmek suretile geniş ödevini hergün biraz daha iyi başaran bir müessese haline girmekte bulunduğunu ifade etmeliyun. Ofisin kerdisini zarardan vikaye için elinde çürüyen hububatı ekmeğe karıştırmak suretüe halka yedirmek istediğinden de bahssdildi. Cumhuriyet Türkiyesinde halkın sAhatl bütün maddî varlıkların üstünde bir kıymettir. Bu kıymeti korumak baş ödevimizdir. Hiç bir devlet müessesesinin bu ödevi ihmal edeceğini zannetmemeliyiz. Size verdiğim pirinç misali Ofisin bu ödev üstündeki hassasiyetini belirtmektedir. Burada birlikler mevzuunu da tetkik ettim. Bu teşekküllere hükumetin i dış ticaret faaHyetlerimizin tanzim ve ı murakabesinin organları denilebilir. 1 rîîlkÛruetUı lm 1*1 tanzjm ve murakabe ' zarureti herkesçe teslim edildiği üzere devam etmekte'lir. Hepiniz biliyorsunuz ki ithalât imkânları az olan bir.memleketiz, normal zamanlarda bile ihtiyacîarımız iştira kudretimizin fevkinde bulunuyorda. Bu yüzden yabancı üîkelerden ithalât yaparken ehemmi mühimme ucuzu pahalıya tercihe daimi mecbur oluyoruz. Bu işler^e lse hükumçtin tüccarla i?birHği yapmasmı faydalı görüyoruz. İşte bugünkü birliklerimiz bu işbirliğiıün bir formülüdür. Bunların işleri çok ve hakikaten çetin oldufu için daima şikâyetleri mucib olmaktadır. Bu şikâj'etierle meşgul oldum. Bizzat dinledim. Bir çoklarınm hakh oldufunu sördüm Btmlürın hepsi i=l?rin geciknıesi, fcrnıalitelerin çokluğu gibi t?tbik?ta aid aksaklıklardan ne=et ediyor. Fakat hi; biri=i birliklerin esas mevcudiyetine müteallik deği'dir. Tatbikat usul ve r.okpanlarmd^n çoğunun ısîahını mümkün görüyorum. İşleri geciktiren formalite merhalelerinin çokîıığunu da bilivorum. Bunlaröarn bi2im elimizde olan kısımlarm azaltılmasına çalışarağız. Bugüne kadarki tecrübeleri bu sahada rüccarla işbirliğinden vazgeçmesini gerektirecek mahiyette aadtemiyorum. birlerimiz mevanında bilhassa miktarları az olduklanndan dolayı ihtiyacı karşılıyamıyan esaslı maddelerin haricden tedarikine ehemmiyet vermekteyiz Zecrî tedbirlerimize gelince; millî korunma kontrolörlerinin ihtikâr yapanları adalete teslim yolundaki öde^•lerini daha verimli bir hale getirmek için yeni bir kararla bunları vali>r emrinden çıkararak Bakanhğımıza hağlamı? bulunuyoruz. Bu suretle kontrol faaliyetinin bir merkezden idaresi ve yeknesak şekilde çalışılarak mücadele veriminin artması sağlanmış oluyor. İstanbulda birlikler ve vilâyet millî korunma kontrolörlari bundan sonra bir başa bağlı olacak ve 40 kişilik kadrolu bir ekip halinde çalışacaktır. Namuslu, seciyeli ve gayretli arkadaşları seçmekte büyük titizlik göstereceğiz. Birliklerin durumu M. Soong Londraya frîdiyor İç lşleri Bakanı Başbakana vekâlet ecîiyor General Fraısco fktidar KARŞIYAKA mevkiiiidçn ceküdî mi? BEŞffCTÂŞ Bahçesinde Yunanistandan gelen Olirapiyakos takımmm yapacağı maçı takib etmek için Beşiktaş sanasma girdiğim vakit Yunan futbolünü 6z~: liyenlerin haylı çok olduğunu gördüm. Olimpiyakos maçma iki saat kala tribünler hemen hemen dolmuştu. Dost Yunan milletinin sprocularını üzere Başbakanımız Saracoğlu da Bej şiktaş stadına gelmiştiler. Halk, Başbakanımızı ayakta alkışlarla karşıladı. Başbakandan sonra Yunaı 1 konsolosu, Yunan matbuat müdiirü, İstanbul Valisl, Emniyet âmiri de geldiler. Ek maçı Beyoğlusporla vapan Beşiktaşlılar 30 galib geldiler. Beşiktaş takımında Hakkı ile Şeref bagünkü iıaçı düşünerek takımda yer ."lmamıştılar. Beşiktaşm meşghur solaçığı Şükrü ikinci devrenin sonunda maalesef sakatlanTiiccarlarla temas îstanbuldaki tetkik zamanlarımm mü dığmdan bugünkü Olimpiyikos maçına him bir kısmını birliklerde ve Ticaret girip giremiyeceği şüpheli oldu. Odasında tacir arkadaşlarla istisarelere Beşiktaş Beyoğluspor takımlan sahasrettim. Bu temaslar bende iyi intı hayı terk ettikten sonra dost Yunanlı balar bıraktı. Görüştıiğüm tüccar ar misafirlerinıiz, ellerinin üstünde taşıd'kkadasların her birisini memleketin u ları büyük Türk bayrağı ile sahaya ç'.kmum iktısadî meseleleri üzerinde dü tılar. Bir çeyrek heyecanlı, coşkun te^ şünür, muhakeme yürütür, çareler arar zahürat içinde şöyle dizildiler: durumda buldum. Fırsat eîverdikçe bu Vayakos Muratis, Malavris Tavj temasları idame etmenin faydalı ola las, Vasos, Apostolos Minatos, Helj cağına kaniim. Pazartesi günü üç büyük mis, Depinipes, Stavris, Simendipis. Ticaret Odasmuı müşterek toplantısuıGalatasaray takımı: Erdoğan Is»1 da bizzat bulunamıyacağım. Bu top met, Salim Mustafa, Arif, F.şfak •] lantıyı yapacak olan arkadaşlardan Mehmed Ali, Bülend, Reha, Muzaffer,^ Bakanlığuı bu sıralarda meşgul bulun Orhan. duğu baa konular üzerinde tetkikler Hakem Şazi Tezcan'ın idareeinde yapılma?:m rica ettim. yuna başlandı. Sıcağm ve iki taraf 510 sayılı kararname yuncularmın, mevsim dolayısile, id510 sayılı kararname hakkmda tetkik manlı olmayışlarınm tesirü* oyunun lerimiz henüz tamamlanmış değildir. başlangıcl canü ve s«ri olamadı. DurFakat bunun üzerinde bir eleme yapaca gun diyebileceğimlz maçın on dördüncü ğız.» dakikasında Olimpiyakos merkez ırrahacimi t*k başına Galatesaray kalecisl Çalıçma Bakanının ile karşı karsıya kaldığı halde şütünfi İzmirdeki tetkikleri köşeye çekemedi Galatasaray kakcisi Izmir 14 (Telefonla) Çalışma Ba de bu ilk mühim tehlikeyi kurtardı. kanı Sadi Irmak bugün şehrimizde Galatasaraylılarm üstün kombinezonmuhtelif ziyaretler yapmış, Vall ve larla maça devam ettiklerl sırada OlimBelediye Reisile bazı müesseseleri gez piyakoslular bir mukabü hücumla Gadikten sonra gazetecilere yaptığı beya latasaray kalesi önüne indiler. Ortadal natta, basınla beraber çalıjmak istediği birkaç pas yaptıklan sırada Galatasaray ni, Bakanlığın kurulmasınuı tamamlan müdafaası gev»ek davranark Yunan dığını, yeni «igorta kanununun 300 bin aolaçığını boş bıraktüar. O da kafadan işçiyi ve ailelerile birlikte bir milyon aldığı pası kalecinin beklemediği köşej kişiyi alâkadar ettiğini, yakında kanu den atarak ilk Olimpiyakos gulünü nun tam bir içtimaî sigorta haline ge incl dakikada yapmış oldu. tirileceğini, on kişiden az işçi çalıştıranYunan takımı birinci yınıf bir futbol lara kanunun şimdilik şamil olmadığını, meslekten mütevellid olmıyan has çıkaramıyor, fakat Galatasaray dan datalıklara ve tekaüdlüğe d« sigortamn ha gayretli ve daha atletik çaUştığındanj teşmil olunacağmı çalışanlarm hayat hücum te^ebbüsierinl ve hâklmiye seviyesini yükseltmek ve yardtmlaşma muhafaza edebiliyor. Oruzuncu dakikada gene Galatasaray| yı genişletmek üzere smıf mücadelesi olmadan meslek erbabmın anlaşma muav'inlerinin ve müdafilennin gevşekJ yapmalan için etüdlere girişildiğini, 6 liğile OlimpiyakoEİular Galatasaray k a | nümüzdeki yıl bir kısmın gerçekleşece lesine tehlikeli bir şekilde yanaştıiar " ğini, Istanbul, Izmir v« Mersin teşkilâ Yunanlı sağ açık ikinci golü de otur tının 946 yıbndan Itibaren faaliyete ge mağa muvaffak oldu. çeceğini, burada gördüklerinden memiki gol yapmalarına rağmen, misafirj, nun olduğunu, Izmirde büyük bir böl lerımizin bedenî ve atletik kabiliyetleri g« teşkilâtı kurulaeağım, geçici ziraat bakımmdan üstünlükleriri farkediyorişçüerinin siçortaya alınacağını, sigorta duk. Amma futbol oyunundaki dereceücretlerinin iş verenlere aid olacağını, lerini kazandıkları goUer kadar farklı sigorta idaresinin de 1 ocak 946 dan iti bulmuyorduk. Dünkü . oyunun binnci baren çahşmağa başhyacağım, sigorta de\Tesine göre misafir takım hakkında şirketlerine ve hususî teşebbüslere kar şu notu verebiliriz: şı asla bir engel olmak niyeti taşımaGalatasaray idman kıvamı yerinie, dığını söylemiştir. iyi tertib edilmiş bir takımla dünkü neticeyi aksine çevirebilirdi. Fakat sarıkırmızüarın takımı iyi tertib edilmediği gibi, idman kıvamı yerinde ğildi.. . Birinci de\reyi misafirlerimiz 20 ga| Hb vaziyette bitirdiler. İkinci devreye çiiajken GalatasarayKömür Tevzi müesseseslnin Üsküdar lılann, uzun müddettir sahaya komür tevzi yerinde bir cünnü meşhud ! Cemili Rehanın yerine aldıklarını görJ dük. Devrenin Uk dakikalannda Galayapılmıştır. Çengelköyünde oturan emekll denlz tasaraylılar Olimpiyakos sahasına gir ] makinisti Mehmed, kömüriinü almak diler ve rakib kale önünde top kullanr üzere buraya gittigl zaman, ondan ev maga başladılar. Yedi daklka içinde iktj vel könıur alan bir tanıdıgl, kendlsine şüt vaziyetl, lkl de korner kazandıklart| verilen Eâmürün noksanlığından şikAyet halde gol çıkaramıyan Galatasarayiı' etmlş ve müteyakkız bulunmasıru tav lara karşı Olimpiyakoslularm atletil slye etmiştir. Mehmed, usulen kömürü kıjmetleri yava§ yavaş açılmaga başla< nü sJmış, kendlsine verilen kömürün de Seklzlnci dakikadan itibaren misafirie noksan oldufunu hissedlnce Üsküdar rimiz de fasılall hücumlara giriştiler. Olimpiyakoslularm üç, dört akışınj Emniyet memurluguna glderek lkl memur Istemiş ve aldıgı kömtlrü orada dan sonra Galatasaraylılar teşebbv memurlann huzurile tekrar tarttıgı za tekrar aldılar. Devamlı surette man 150 kilo noksan geldiglnl görmüş Yunan kalecisi üç mükemmel kuı tür. Bıuadaki memur milU korunma rısla seyircilerin alkışlannı kazandı. Devrenin on altınci dakikasmda mahkemesir." verilmiştlr. Geçen sene kömür alanlardan bir ço Galatasaraylılar ağır basıyorlar. Paka ğunca malum olduğıı üzere kömür kan rakiblerile teker teker inadlaşmak yit tan halkın göeü önünde bulunmamak zünden topu kolay tarailarmdan tadır. Bu durum baza memurlara bu gibi medikleri için gol çıkaramıyorlar. dokuzuncu dakikada Yunan sag açğır yolsuzluk İçin cesaret vermektedlr. çektigl güzel bir firikik kalesinin önü den aşıran da hakh olarak aEİ Altın hazinesinin başında kışlandı. BirErdoğan sonra gene Erdoğan dakika güzel bir tutuş yaptı. Yirmi beşinci daişlenen çifte cinayet Izmir 14 (Telefonla) Turgudl'ida kikadayız. Galatasaray hâlâ baskısır' Karaköy muhtarı Ali, ölen babasından devam ettlriyor. Fakat bir türlü gol vs kalan küçük bir altın hazinesinin hiz ziyetlerine giremlyorlar. Yirmi altınci dakikada, soldan metkârlarının eline geçtiğini duymuş, iki kardeşile eniştesini, hizmetkârı dö bir akınla Olimpiyakos kalesi verek paranın yerini söyletmeğe mec Galatasarayiı Cemil ilk golü yaptı. Oiu2 yedinci dakikada ortalardan bur etmiştir. Paranın bulunduğu 3'erde hizmetkârla diğerleri arasmda ka\sa pan Galatasaray hüeumumın son ı çıkmış, hizmetkâr, muhtann kardeşinin hasmda Cemil Orhana güzel bir barsaklannı deşmiş, muhtar da hizmet verdi. Orhan da ikinci golü yaparak bekârı öldürmek isterken eniştesini vu raberliği temin etti. Maç 2 2 berat rarak öldürmüştür. Hizmetkârla, muh likle nihayetlendi. Galatasaray ikiı tar ve diğer sağ kalanlar adliyeye ve devrede maçı rahat rahat kazanaca gibi oynadı. Fakat fırsatlardan anca rilmişlerdir. iki kere istifade edebildi. Bugünkü şiktaş maçmda misafirlerlmizüı bera berliği temin etmeleri şüpiıeUdlr. Kömürleri eksik tartan bir memur mahkemeye verildi Eşref Şefik Olimpiyakos takımı bugün ikinci maçım Şeref stadında Beşiktaş takımile yapacaktır. Bugün ilk maçı Galatasai ray Beyoğlusporla saat 16,30 da, tsş da ?aat 18,30 da Olimpiyakosla kaı Bugikı yapüacak maçlar Kiirek yarı?lan Su SporSarı Ajanlığının hazırladığ kd.ek teşvik müsabakaları bugün saaf 12 de S?.met;7?da 'vapılacaktır. Arnavudköy C İ 0 E K Baheesinda RAŞİD RIZA Tiyatrosu S A F İ Y E A YL VE SİYAH program. Kütübhanenizde b'jlıındurmakls c'. ane ceğiniz ve asırlarca yaşayacak ola dünyanın en güzel muazzam şahos Taknnı 6 lira. ARİF BOLAT KİTABEVİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear