28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
I Temmuı CUMHURlYET 8 Hava muharebeleri İngiliz ve Alman tayyareleri mütemadiyen akm yapıyorlar fBas tarafı 1 inci sahifede] ri ve Tunustaki İtalyan başkonsolosu bulunmaktaydı. Tayyarenin sukutile hepsi ölmüştür. SON H L Hâdlaeler arasında Yanlıç bir tarih felsefesinin kurbanları n harb başladığı zaman bütün diinya gazeteleri Büyük Harbin misallerile dolup taşıyordu. Büyük Harbde olduğu gibi küçük, büyük bir çok bitaraf devletlerin AImanya aleyhine harbe gireceklerine inananlar az değildi; Büyük Harbde olduğu gibi miicadelenin senelerce uzayacağına, ablukanm Almanyayı aç bırakacağına inananlar da çoktu; Büyük Harbde olduğu gibi Almanya garb cephesine taarruz ederse Fransız ordusunun bir Marn mucizesi daha j apabilecegine inananlar da vardı. Bütün bu kanaatler, istikbali de mazinin tıpatıp aynı telâkki ettiren yıllanmı» bir akideden doğuyordu: «Tarih bir tekerrürden ibarettir.» akidesi. Tarih, değişmenin en dinamik kanununa sadık kaldı ve tekerrür etmedi. Birkaç ay evvel çıkan «tarih bizi nerede aldatır ve nerede aydınlahr?» adlı makalemde, tekerrüre inananları bekleyen büyük sukutu hayallerin sebeblerini izaha çalışmıştım. Orada her şeyin tekerrürüne inanmak kadar, her şeyin mutlak surette değişeceğine inanmanın da hata olabileceğini yazıyordum. Eğer tarih tekerrür etseydi, tek plâk çalan gramofon gibi bize tek hâdiseyi başka başka isimlcr altında birdüziye anlatmış olurdu; fakat tarihte benzeyişler, yani hâdiselerin terkiblerile değil, unsurlarile tekerrürler olmasaydı deli saçması gibi sebebiyet prensiplerine yabanrı, vahdetsiz ve kanunsuz bir vakı alar yığını sıralanırdı. Tarih ne biri, ne de ötekîdlr. Tarlhin tekerrür etmediğini gorenler, şimdi bunun tam tersine bir akidenin çektiği hata uçurumuna düşmeğe rtamzeddirler. Korkulur ki bu sefer de «her şey değişiyor, her şey yıkümalıdır» kanaatine saplanıp kalsınlar. Hazırlop fikirlerle düşünmenin insaru daima gaflet bataklıfına düşürebileceğinin en canlı misalleri şu on harb ayı içinde pek bol. Aynı kanaat, tam tersine dönünce, biri aynı mukajese ve muhakeme hatalanna yuvarlayabilir. Tarthin bazan pek faydalı, bazan da pek aldatıcı bir nâsıh olduğunu hiç unutmamağa bizi en çok zorlayan günlerdeyiz. Mazinin ve an'anenln hayranlan kadar, düşmanlan da, yanlış bir tarih (elsefesinin kurbanlandırlar. İlk SBbeb: Manevî Fransız ordusu neden mağlub oldu? Bu sualin cevabını, bütün tafsilâtile ve doğru olarak ancak tarih verecektir. Bu gün söylenen sözler ve yazılan yazılar, muhakkak ki biraz sathidir ve kısmen doğru olsa da, kısmen yanhştır. Son hâdiselere, Fransa ve İngilte rede salâhiyettar kimselerin söyiediklerine bakarak bu mağlubiyetin sebeblerini, bu gün için, mümkün olduğu kadar, aramağa çahşacağız. Bu har bin, vesikalara, hatıralara dayanan tarihi yazıldığı zaman bile, fikirler ve hükümler tehalüf edeceğine göre, henüz bir çok hakikatlerin meçhul ol duğu bir zamanda yaptığımız bir tetkikte tam isabet iddia etmek, manasız bir bilgiçlik ve ukalâlık olur. ünun için, böyle bir iddiamız yoktur. Her galibiyet gibi her mağlubiyetin de maddî ve manevî sebebleri vardır: Harb, bir milletin bütün maddl ve manevî kuvvetlerinin kanlı bir imtihandan geçmesi demektir. Harb, yalnız ve sadece bir askerlik işi değildir. Bütün askeri muharrir ve mütefekkirler hsrbin müthiş bir içtimaî felâket oldu ğunda müttefiktirler. Meşhur Clause witz, harbi şöyle tarif eder: « Harb, ne san'at, ne de ilim ve fen sahasına girmez; daha ziyade içtimaî hayat dairesine girer. Harb, genış menfaatlerin kanlı bir mücadelesidir ve diğer içtimaî ihtilâflardan farkı bundadır.» Londra Üniversitesinde askeri bil giler profesörü olan General Sir F. Maurice de, Fransa neden mağlub oldu ? İHEM NALINA MIHINAİ bozgun D îç siyaset kavgalan yüzünden memleketin dış siyasetinde de istikrar yerine anarşi hâkimdi. Bir gün Sovj'etlere, ertesi gün İngiltereye, bir gün İtalyaya, ertesi gün Almanyaya mü teveccih olan bu siyasetin mümeyyiz vasfı kararsızlık ve davamsızhktı. Ecnebi, hatta düşman parası, her vasıtaya müracaat ederek memleketi rahat rahat ıdlâl ediyordu. Fransada olan azim miktarda, ecnebiler ve mültecilerin bir kısmı da, siyasî faaliyetlerine de vam ederek memleketin bütün iytimaî ve siyasî hayaü üzerüıde muzır tesirler icra ediyorlardı. Neticede Fransa, millî ülküden, millî birlikten mahrum bir hale gehnişti. Buna mukabil, Almanya, tek bü şefin ve tek bir partinin elinde, millî birliğini kuruyor ve tek bir ülkü peşinde koşuyordu: İntikam almak, Versay'ı parçalamak. Hitler, yapmak istediklerini bağıra bağıra söylediği ve filen de yapmağa başladığı halde, Fransa, dahilî nizalara, tefrikalara, nifaklara öyle dalmıştı ki bir türlü vaktinde uyanamaciı. Fransanın mağlub olmasının sebeb lerinden biri, onun içtimaî bünyesin deki bu manevî bozgundur ki hakikî derecesi, ancak, dışarıdan indirilen bir darbe ile meydana çıkmıştır. Kabul etmek lâzımdır ki Hitler, Fransanın zayıf noktalaruıı gayet iyi biliyor ve bunları metodik bir surette istismar ediyordu. Fransanın zayıf taraflarıru bilmeseydi, hiç şüphesiz 1935 martında, Versay muahedesinin askerî ahkâmıru yırtmağa; 1936 martinda da Rhin gayriaskeri mıntakasını işgale cesaret edemezdi. Çünkü o zamanlar. Alman kara ve hava orduları, bir harbe asla hazır değillerdi. Balbo'nun ölümü 1 Ingiltereye yapılan hava hücumlan Londra 30 (a.a.) Hava ve Dahili Emniyet nezaretleri tebliğ ediyor: Dün gece zarfında düşman tayyareleri, cenub ve şark sahillerini aşarak muhtelif noktalara bombalar atmışlardır. Avcı devriyemizin faaliyeti saye sinde düşman hiç bir nokta üzerine Abbevilledeki petrol depolan ciddi bir hücum yapmağa muvaffak bombardıman edildi olamamıştır. Midlands'larda bir çehırLondra 30 (Hususî) İngiliz hava de bir hastane hasara uğramış ve o mahallede bombalar bir kaç kisinin te kuvvetleri bu gün şimali Fransadaki Allefine sebebiyet vermiştir. Şarkî İngil man askeri müesseselerini şiddetle bomterede Midlands'ın şark mıntakasında bardıman etmislerdir. Bilhassa Abbeville Bristol körfezi yakınında yapılrruş o mıntakasında müteaddid petrol depolan lan diğer hücumlar hiç bir muvaffa berhava edilmiştir. Düşmanın zayiatı çok kiyet elde edememiş'.erdir. İskoçyada ağırdır. bir sehirde infilâk ve yangın bomba Hava harbi hakkındaki resmî tebliğ Londra 30 (a.a.) Hava Nezaretilarile hücuma maruz kalmışsa da nc hasarat ve ne de insanca za^iat husu nin tebliği: Dün öğleden sonra İngiliz bombarle gelmemiştir. Şimdiye kadar büdirilen insan zayiatı iki maktul ve sekiz dıman tayyarelerinden mürekkeb bir filo Abbeville tayyare meydanma an yarabdan ibarettir. • Afrikadaki hava muharebelerî sızın bir baskın yapmıştır. Bir han • garın üzerine doğrudan doğruya isaKahire 30 (a.a.) İngiliz Hava Nebetler kaydedilmiştir. 4 düşman tayyazareti tebliği: Düşman hava kuvvetleri tarafından resi yakılmış ve diğerleri hasara uğ hiç Sudan limanına yapılan iki hücum hiç ratılrruştır. Bütün tayyarelerimiz zayiata uğramaksızın dönmüştür. bir maddî hasar yapmamıştır. Üç mo Geçen gece bombardıman tayyare törlü bir düşman tayyaresi ~düş,ürül lerimiz Hochst kimya fabrikasına tamüştür. Şafakla beraber, İngüiz hava kuv arruz ederek bu fabrikayı ateşe ver r \ etlerine mensub bombardıman tay mislerdir. Keza tayyarelerimiz Dort yareleri Trablusgarbda El Gubbi üze mund Ems kanalına, Soest'deki şimendifer manevra hatlarına, Schwerte, rine yeni bir hücum yaparaka çadır Hamm ve Gremsburg'a, Bade mınta lar, askerî kışlalar ve yerde duran kasında ve cenubî Belçikada Chimay tavvareler üzerine isabetli darbeler ormanında askerî hedeflere, Holar.daindirmişler ve mühim hasara sebebiyet da Nordeney, Munster ve Fransada vermişlerdir. Merville tayyare meydanlarına taar Hava kuvvetlerimiz, düşmarun bü nızlarda bulunmuştur. Bütün bu he yük bir avcı tayyare filosuna rasla deflerde tahribat yapılmıştır. Tayya mışlar ve muharebe esnasında bir düşrelerimizin üçü dönmemişür. man tayyaresi alevler içinde düşür Bu sabah bombardıman tayyarelerimüşlerdir. Diğer bir düşman tayyaresi de büyük hasara uğratılmıştır. Bu ha mizden mürekkeb bir filo tekrar Merva muharebesinde iki tayyaremiz kay ville tayyare meydanma hücum etmiş boldu. Bir düşman tayyaresinin en ve toprak üzerinde duran düşman taykazı Mersa Matruh sahilinde karaya yarelerine bombalar atmıştır. Tayyarelerimizden üçü geri gelmemiştir. vurmuştur. Harb tayyarelerimizden mürekkeb Muhtelif keşif hareketleri muvaffabir devriye kolu da Manş sahilleri ükiyetle neticelendirilmiştir. zerinde bir miktar Alman Messer Malta 50 inci defa olarak schmidts'lerile harbe tutuşmus ve bunbombalandı larcan birini düşürmüştür. Valetta 30 (a a.) Malta adası bu gün Bu gün öğleden sonra da bombardısaat 9 da ellinci hava hücumuna maruz man tayyarelerimiz Abbeville'in şimakalmıştır. Bir saat sonra ikinci defa olarak teh linde Vignancour'da baraj yollarım ve like işareti verilmişür. Bir kaç bomba marşardiz istasyonlarını bombalamış düşmüştür. Hava dafi bataryaları şid tır. Vagonlar ateş almıştır. Dönüşte tayyarelerimiz 109 tipindeki Messer detli bir ateşle mukabele etmiştir. Ingilizler Balbo'nun tayyaresinî chmidt'lerden mürekkeb bir filonun bombalamadıklannı bildiriyorlar taarruzuna uğramıştır. Derhal İngiliz harb tayyareleri müdahale etmişler ve Kahire 30 (a.a.) Röyter: Romada bunlardan dördünü düşürmüşlerdir. neşredilen tebliğde her ne kadar BalboBütün tayyarelerimiz salimen dön nun tayyaresinin Trablusgarbde Tobruk üzerinde cereyan eden bir düşman hava müştür. hücumunda düşürüldüğü bildirilmişse de İngiliz hava kuvvetlerine mensub pilotlardan hiç biri Mareşal Balbo'nun tayyaresinin düşürmüş olmadığı benim»ememektedirler. Bildirildiğine göre, cuma eünü Tobruk hücumuna isürak eden İngiliz hava kuvvetleri grupu maresalın tayyaresine benzer büyük bir nakliye tayyaresine raslamamıştır. Cuma gür.ü yanmakta olan bir tavyare görülmüşse de akıbeti büinm emekte dir. Şimdiye kadar rtk bir pilot Balbo'nun tayyaresine tesadüf ettiğini bildirme miştir. kasında ârızalı bir toprakta iki hafif zırhlı otomobilimiz üzerlerine doğru gelen 1200 kişilik iki düşman süvari grupuna raslamıştır. Otomobillerimiz mitralyöz ateşi açmışlardır. Düşman arasında panik olmuş ve süvariler her bir istikamette dağılarak civar tepelerde barınmışlar ve 50 ölü bırakmışlardır. Ayni nuntakada. küçük müfrezelerimiz müteaddid defalar Eritre topraklarına girmişler ve tesadüf ettikleri düş man keşif kollarına zayiat verdirmiş lerdir. Zayiatımız olmamıştır.» Abidin Daver « Harb, milll hayatın her şubesine tesir eden müthiş bir sosyal felâkettir» der. Şu halde, Fransanın mağlubiyette, yalnız askerî kudretinin noksanı ve zâfı değil; bütün içtimai hayatının böyle bir felâketi, muvaffakiyetle karşı layabilecek halde olmadığı hakikati mündemicdir. Fransa, bu harbe girerken yalnız maddeten değil manen de zayıftı. İhtiyar Mareşal Petain'in «Zevk ve safaya daldık, az gayret sarfettik, çok fazla istedik» sözleri, Fransanın içine düştüğü manevî buhranı ifadeye kâü değildir. Fransa, Büyük Harbin zafe rinden sonra, tedricî bir surette, maen Lo0 . „„* amışUr. Fransada, siyasî parüler, demokrasi prensiplerinin tatbikı için faydaiı bir unsur halinden çıkmış, birbirinin can düşmanı ohnuşlardı. Parti kavgalan, millet efradı arasına da derin surette nüfuz etmişti. Meselâ, milletin bir kısmı, Mareşal Lyautey'e Fas fatihi ve millî kahraman derken diğer bir kısmı da katil diyor ve yazıyordu. Bütün memleketin saydığı, sevdiği ve scizünü dinlediği tek bir millî »ef yoktu ve o anarşi içinde böyle bir şef çıkmasına ımkân da yoktu. Yazan: PEYAMİ SAFA Bakır şilepi batmak üzere bulunuyor |Bas tarafı 1 inci sahifede] şilepinden gelen ilk istimdad telsizde şöyle denilmekte idi. «Midilli ile Anadolu sahili arasında bir topuk atlattık. Tekne su yapıyor. Uç mıl mesafe katettikten sonra Lodos burnundan karaya vurduk.» Bıından sonra saat 23,30 da şu telsiz alınmıştır: «Su gittikçe yükseliyor. Suyu yenemiyoruz. Tertibat almağa çalışıyoruz. Serian imdad gönderiniz.» Bakırdan bundan sonra ancak saat yarımda bir telsiz alınmıştır. Bu telsizde de şöyle deniliyordu: «Suyu biraz yenebiliyoruz. Gemi iskele tarafına yatıyor ve oturuyor. Baştan ve kıçtan demir attık. EUmizden gelen herşeyi yapıyoruz. Makine dairesinde su var.» Gemiden sabaha kadar başka telsiz aImmamış, sabahleyin saat 9 da gelen bir yeni telsizde gemide epeyce su olduğu bildirilmiştir. Gece alınan ilk telsizi müteakıb derhal şehrimizden kaza mahalline kuvvetli bir tahlisiye ekipi gönderilmesi için tertibat alınmış, Alemdar tahlisiyesi, motopomplar, üç dalgıç ve teknik eleman larla takviye edilerek yola çıkarılmış tır. Alemdar tahlisiyesi dün akşam saat 21,30 da Lodos burnuna vâsıi olmuştur. Alemdardan gelen ilk telsizde kazanın ehemmiyeti tebarüz ettiriliyor ve sabah erkenden keşifler ve müdahale yapılacağı bildiriliyordu. Kaza hakkında yukarıda yazdığımız telsizjerden başka tafsilât yoksa da raütehassıslar bu telsizlerden geminin haritada mevcud olmıyan bir kayaya çarparak deniz tabirile topuk atlattığını, yaranın bir ve iki numaralı ambarlar ve makine dairesi bölmelerinde olduğu istihrac edilmektedir. Bakırın süvarisi Asım kaptandır. Fakat kaza esnasında ikinci veya üçüncü kaptanın nöbette olduğu muhakkak görülmektedir. Geminin kadrosu otuz üç kişidir. Bunların hepsi sağ ve salim bulunmaktadır. Bakır şilepi 938 senesinde İş, Sümer ve Eti Bank tarafından kurulan Sosyete Şilep hesabma İngiltereden Demir ve Krom şileplerile beraber satın ahnmıştı. 7300 tonluk olan Bakır, deniz ticaret filomuzun en genc ve büyük şilepidir. Bakır, şehrimizdeki kumpanyalara sigortalıdır. İçinde bulunan ve Eti Bankın İzmir şubesine götürülmekte olan kömür de sigortalı bu'unmaktadır. Ayrıca harb sigortası da yapılmıştır. Bakınn kurtulup kurtulmıyacağı bu Eabah yapılacak keşifle anlaşılacaktır. Fakat eksperler ümidsiz görünmemektedirlsr. Dün havanm gayet güzel olması halkın mesire yerlerine, plâjlara akın etmesini intac etmiştir. Sabahin erken saatlerinden akşam geç vakte kadar halk buralarda eğlenmiştir. Harb Mes'uüyetleri çok daha büyük bir maıifettir. Avrupa kargaşahğının devamından memnun olan bazı memleketier bulunduğunu farzedebiliriz. Ezcürale böylelikle Uzakşarkta istediği gibi at oynatacağını gören Japonya. Bu görüş tarzının bile ne büyük bir gaflet olduğu neden tebarüz ettirilmesin ki günün birinde, hatta yakm bir gelecekte donanmasına indirilecek muvaffak bir darbe ile Japonya dahi tuzla buza döne'oilir? Japonya bütün Uzakşarka ve bütün Pasifiğe hâkim olmak için Almanyanın (hayat sahası) düsturunu çimdi bir silâh olarak kullanmağa başlamış bulunuyor. Başta Alfnanya olarak bu iddiaya bütün dünya gülse gerektir. Hakikatte kürenin her tarafı bütün beşeriyetin hayat sahasıdır. (Bas<nakaleden devam] Memlekette verilen konferanslar Sinob 30 (aa.) Sıvas meb'usu ve mıntaka Parti müfettişi Kikmst tara fından Gerzede çok kalabalık bir hülk huzurunda millî iman ve milli bir^k sayesinde vücud bulan Cumhuriyet hükuraeti çalışmaları ve kahraman ordumuzun kuvvet ve kudretini tebarüz ettiren bir konferans verilmiştir. 6000 Leh askeri Filistine geçti Kahire 30 (a.a.) Rövter bildirivor: «Bir gün AdisAbabada bulujaeaKhartoum'dan alın?n ve Kahiredeki ğımızı ümid ederim» umumî karargâh tarafından nesredilen Nairobi 30 (s.a.) Cibuti'deki Frangayriresmî bir ranora jröre. keşif hareketmde bnlunan İnailiz motörie cüzü sız kuvvetleri kumandanı General Letamları Eritre hududu civarın^aM düş gentilhomme, şarkî Afrika İngiliz kuman tecemmularına d'jrmadan muvaf manH?nı General Dickinçon'un selâm te'srrafına şu cevabı vermiştir: faMvetü baskınlar yapm^Madırlar. Bir ?ün Adis Ababa"da buluşacağlBu bevanatta deni'ivor ki: mm ümid ederim. Hepimize iyi şanslar « Hudud civarında K^sada t ııiNHtıılııllinillllllllllllllillllllHII1"1"1'"»""1111""11 Eritre tekrar bombalandı Londra 30 (a*.) Röyter: Generai Mittelhauser'in Bordeaux hükumeti emrine girdiği tebeyyün edince, Polonya müsellâh kuvvetleri başkuman danı General Sikorski. Suriyedeki Polonya livasına Filistindeki İngiliz ordusuna iltihak etmek emrini vermiştir. Dün alman haberler göre, altı bin Polonya askeri tam teçhizatlarile birlikte, liva kumandanı General Koparisky'nin emrinde hududu Reçmişlerdir. General Sikorski'nin emri tam bir intizam içinde icra edilmiştir. Bu suretle Polonya livası silâhlarını teslim etmek mecburivetinin önüne Keçilmiştir. Giresunda Giresun 30 (a^ı.) Vali Muhtar Akman dün Kulancıkta halka verilen konferansta bu'.unduktan sonra pazar tatilindsn istifade ederek beraberinde Parti reisi İhsan Ali olduğu halde Tireboluya ve Göreleye gitmişür. Bu kazalarımızda Parti reisi tar?hndan halka ve köylüye bu günkü vaziyet ve halkımıza düşen vazifaler et rafında konferan?!ar verilecek, diinüşte köylerde de dunılarak köy tıey danlarına ajnı mevzular üzerinde gürüşmeler yapılacaktır. Tokadda îsveç Hariciye müsteşarı ksrı Alsas'ı ziyarete gitmiştir. Bu münasebetle yeni Alman silâh Moskovada Sofj'a 30 (a.a.) Kral Boris'in hularile süratle muharebe harici edilan Moskova 30 (a.a.) İsveç Hariciye susî kalem şefi İvan Stamanof, Bul Maginot hattınm kuvvetli zırhlı mev müsteşarı Bogemann, Moskovaya gel garistamn Moskova elçiügine tayin zdlerinden bir çoğunu gezmiştir. miştir. edilmiştk. Bordeaux 30 (a.a.) Figaro gazeteâ Londra 30 (a a.) Istihbarat NPZSAvrupa muvazenesınden balısederek direti müsteşarı Harold Nicolson bu ak»am Shrewsbury'de verdiği bir nubık yor ki: «Avrupa kıt'asımn bugünkü vaziyeU, yakmda İngiltereıün adaların son ^^ tinde birbirine karşı koyabilecek yegâne 9 asır zarfında karşılaştığı tehliîıelenn j j £ " g s k e r î kuvvet Rusya ve Almanyadır. en müthiş ve dessasma maruz kalmaga • B u n l a r d a d o s t v e m üttefik bulunuyorin'izar etmeleri lâzam geldiğini ve bu j l a r F a k a t bıanlardan her biri büyüdükçe tehlikeye ancak tam mukavemetle kar bu dostluk zayıflar. AJmanya ile yaptışı koymak ümidi olduğunu bildirmiş ğımız harbi, Stalin, oyle duşündü ki eğer tir. Almanya yapmasaydı kendi\i yapmağa Bu vaziyet karşısında menfi bir mecbur olacaktı. İşte Ingıli Fransız hattı harekeıe saplananlara işaret e Rus müzakerelerinin akim kahnası bundan ileri geldi. Rusysnın menfaati Al den Nicolson Büyük H?rbdenberi gemanyayı ablukanm altında çöktürmeçen senelerin ha*a ve zâfları için «filî mekti. ne^amet «taleb etmiştir. Rusyanın siyaseti Avrupayı yıprataNicolson beyanatına şöyle devam etcak bir muhaşara harbinin olmasıydl. miştir: Aiman? aya büyük bir ihtiyatl» yar Hükumeti. baskumandanhğı, Be! dım etti. Çünkü Sovyetler Almanya çikalıları, Holsndahları, Fransızları, A nın muzaffer olmasını değil harbi idamerikahları tenkid ve takbih etn?k me etürmesini isteyorlardı. İşte bunun bsyhudedir. Ker vatandaşın vaziiesi içindir ki Almanyanın fütuhatından düşmania ve bilhas?a düşmanın iki ne her birine Sovyetlerın az külfetie başvi propagandasile mücadele etmektir. ka bir yerde diğer fütuhatla muksbele B'.mların birincisi Almanyanm maŞ'.ub ettiği görüldü. Almanların garbda beledilemez olması, ikincisi de Almrm za ki de tahmin ettiğimizden fazla meş gul bulundukları bir sırada Rusyanın ferindsn vasat sınıfa mensub insanlacenubda bir takım serbestçe hareketrın mu^arib o'mıvacağı idc?iasıdı.» lerde bulunduğuna şahid oluyoruz. Şu Hitler, Majino hattında veya bu neticeyi istihrac etmek nazik Führerin umumî karargâhı 30 (a bir meseledir. Ancak söylenilebilecek a.) Bu gün Führer umumî karar bir şey varsa o da Avrupada iki efengâhını terkederek Molhouse ve Yu dir'n bulunpmıyacağıdır.» Istihbarat müsteşarı Figaro gazetesi «Avrutehlikeyi anlatan mühim pada iki efendi bulunabir nutuk söyledi maz» diyor İngiltsrenin mariız bulunduğu tehlike Avrupa kıt'asımn muvazenesi Kadifekalenin burçları tamir edilij'or İzmir 30 (a.a.) Kadifekalenin tarihî kıymeti baiz burçlarmm tamiri için 3 bin lira sarfedilmiştir. Buna aid tahsisat gelmiştir. AjTica Belediye de bu işe 3 bin lira tahsis etmiştir. Isviçreye düşen bombalar Berne 30 (a.a.) D.N.B. bildiriyor: İsviçre ordusu kumandanlığı tebliği: 30 haziran sabahı ilk saatlerde Altmatt mıntakasında SchwT,z kantonunda Rotherturm civanna 12 bomba düşmüştür. Derhal baslıyan tahkikat bombalann İngiliz mamulâtından olduğunu tespit etmiştir. Bulgaristanm yeni Moskova elçisi Harb mes'uliyeti bahis mevzuu olurken Japonyanın Avrupa hâdiselerinden istifade ederek muazzam Çin harbine yeni harb sebebleri ilâve etmekte olduğu, hiç bir Malatyada tevile tahammülü olmıyacak su Malatya 30 (a a.) Halkevinde karette açıktır. labalık bir halk kütlesinin karşıs;rda Almanya ile on yıllık bir teca paraşüt ve paraşütle inmek mevzuu üvüzsüzlük paktı akdeden Polonya zerinde yüzbaşı Adnan Sunna tara nın bu hareketini Mareşal Pilsuds hndan bir kcnferans verilmiş ve paraki sarnimî bir dostuna şöyle izah şüt rr.odellerile tecrübeler yapılmıştır. Finlandiya heyeti Moskovaetmişti: dan ayrıldı Bakıyorum ve araştınyorum, Moskova 30 (a.a.) D. N. B. ajansı İngiltereden Avrupa karasına bir ordu çıkarılmasma imkân görmü bildiriyor: yorum. O halde garb büyük kom Finlandiya So\yet ticaret muaheşumla iyi geçinmek yolunda yürü desinin imzasını müteakıb Kotilai nen'in riyaseti altındaki Finlandiya timeîiyim. caret delegasyonu dün Moskovayı terMaresalın halefleri yeni hâdise ketmi?tir. ler karşısında onun görüşü gib İngiltereden ayrılan görmeğe ve onun izinde yürümeğe İtalyanlar imkân bulamadılar. Lizbon 30 fa.a.) Conte Posso vapuNorveçin, Holandanın ve Bel ru, içinde İngiltere\i terkedenler de daçikanın gar'o demckrasilerile Al hil olmak üzere 7^0 İtalyan olduğu halmanyaya karşı husumet birliği et de İtalvpva hareket etmistir. tikleri herhalde çok zoraki bir id Yugosîav kabinesinde tadüât diadır. Bu devletlerin bitarafhkBelgrad 30 (a.a.) Âyan meclisi ları garb demokrasilerine karşı da reisi ve Slo\en partisinln şefi An*on aynı samimiyetle ciddî idi. Koroşeç istifa eden Baiidar VnksimoAlmanyanın elinde Versay var viç'in yerine Maarif nazırlığına tayin ken başka harb sebeb ve mes'uliyeti aramak abestir. Yeni harb bir Alman îsvicre tic»ret muatarafın Versay'ı fazlasile yıkmak hedesi uzatıldı istemesinden, diğer tarafın ise onu Roma 30 fa.a.) Müddeti yann himümkün olduğu kadar tutmağı tam bulan Alman İsvicre ticaret itilâfı bir ha}'at vazifesi bilmesinden hali hanrda cerevan eden müzakereleçıktı. Avrupa karasındaki harbi rin neticelpnmesi i^in 31 temmuza kadar ise t?rafların ona hazır olmak va mer'ivı»1+» kalacaktır. ziyetlerinin derecesi halîetmiş bu etmekte olduğu meydandadır, ve lundu. Şimdi mühim olan nokta meselâ zahirî tevil ve ifadeleri ne insanları: olursa olsun Uzakşarktaki Japon Yeni harb ne zaman? hareketleri bütün Avrupanın suSualini sormaktan menedebil ratına indirilen yeni şamarlardır. mektedir. Tarih tarih olalı haksız Avrupa kıt'ası hesabına dünkü sulhların kamçıladığı intikam his ve bugünkü harblerin mes'uliyetini leri yeni harblerin en şaşmaz kay aramaktan ziyade yarınki harblenağını teşkil edegelmiştir. Yeni rin önüne geçilmek lâzım gelen hatble bir kat daha yıkılmak teh bir zamanda yaşayoruz. Bu hakilikesindeki Avrupanın kıt'a olarak kati anlamamak mes'uliyetlerin en bütün heyetini sımsıkı alâkalandl ağmnı teşkil edecektir. ran başlıbaşına bir mesele tejkil, YUNUS NADİ Tokad 30 (a.a.) Bu gün ymumi vaziyet hakkında valimiz tarafîndan verilen bir konferans yüzleree dinl» yici tarafından mükerreren alkışlan mış ve büyük Millî Şef etraftndaki millî tesanüd ve vahdet tebarüz ettiril miştir. Fransa, müseliâh bir milletti, her Fransız orduya giriyordu. Bu itibarla ordu millet demekti. Bu ordu, 1914 18 de 1,300,000 kurban vererek vatanı kurtardığı halde Fransada, askerlik ve ordu aleyhtarı bir hava yaratılmaktaydı. Bazı öğretmenler, mekteblerde a çıkça Fransız çocuklarına, orduya karşı sevgi ve hürmet yerine husumet ve kin aşılayorlar, vatan fikrini ve aşkını hor görüyorlardı. Bu gibi muallimler. ekseriyet teşkil etmemekie beraber, vardı ve onların asla müsamaha edilmemesi lâzım gelen bu gibi ihanetlerine ses çıkarılmıyordu. Anatole France gibi asla militaristlikle itham edilemiyecek bir mütefekkir bile <askerî fa ziletler, bu gün dahi bütün beşeri nizamın istinad ettiği esash fazilstlerdir» 1 İtalyada halkın ruhnna hav dediği halde, bu hakikati istihfaf eden aşln girmiştir, ler çoğalıyordu. 2 İtahan havacılığı, mürettebat General Weygand, s\ılhperest!er ve (ayjareler itibarile büj ük terakkiler içtimaî nizam düşmanlan larafır.dan de etmiştir, Frsnsız mill^tinin ruhunda uyar.dırıl3 Bütün diinyada İtalyan havacılığı| mak istenilen vatanperverlik ve asker na karşı büyük bir takdir ve hayra hk düşm3nlığı karşısında şöyle de hissi uyanmıştır. misti: «Bir taraftan milletin yaşarrak Habes meselesi esnasında, İnçilteren haklannı manen ve marMeten yok edeltalva ile bir haıbden karınmasının cek tedbirlere razı olacak olduk*an bebleri arasında. bu muvaffak sonra, diğer taraftan ordnmuzu mü da ııçııslarının da manevî bir tesiri old kemmelleştirmek için böyle milyarlar ğu inkâr edüemez. harcamak neye yarar.» Balbo, Roma Odesa uçuşuna yapa Yalnız Weygand'ın değil, Bü\ ük Harken İstanbula da gelmişti; o zaman he bin butün muzaffer ve meşhur ku nüz 34 yaşmda idi. Genc, yakışıklı ve mandan'.arı milletin maneviyatıru bozenerjik hava generalinin, İtatyın büyuk mamak lâzım geldiğini başırıp dururelçiüği tarafından serefine veıilen ziyalarken yapılan umumî aflardan asker fetler ve resmi kabullerde, gokleri gibi firarilerile harb zamanmda itaatsizlik gönülleri de fethettiği, Bcynğlu cinsi lâj edenlerin ve düşman karşısında ka tifinin etrafını sarmasından anlaşılıyorçanların istifade etmeleri istenilivordu. du. Bunu isteyen politikacılar olnıuş ve Mareşal Balbo, oğullarını tayyareci yamazeret olarak insanların tabiî <korku> hissini ileri sürmüşlerdir. Bü takım po pan ve kcndi de tayyare pilotluğu öğrenlitikacılar, mecburî askerlik hizmeti a mis olan Sinyor Mussolini'nin, İtalyan leyhinde «vicdanî mulâhazalar> a ısti havacılıâını pek kısa zamanda çok çanad etmişler; bir hâdise esnaîinda luk yük«;elten faaliyetlerinin en kıymetli ve en basancı muavini olmuştur. İtalyaFransız subaylarını ve erbaşlarını katnın. onun matemini tutmağa hakkı varledenler, affedilmişlerdir. dır. Fransaya gelen ecnebiler ve mültecilerin bir kısmı, hakikî siyasî mülteci vej7a namuslu insanler olmamakla beraber, kolayca Fransız tabiiyetine aHakârı Vilâyetinde imar lınmışlar, bunlar, memleketin, ahlâkını ifsade ve içtimaî nizamını bozmağa ça faaliyeti lışmışlar, cürümler cinayetler işlemişHakâri 30 (a a.) Vilâyetimiz içinler: orduda casusluk ve askerlik aleyde bayındırhk faaliyeti bütün hızile dehinde propagandacıhk yapmışlardır. vam etmektedir. Açıbnasına başlanılmış Çoğu Fransayı kendilerine hakikî biı olan Hakâri Van arası Zab yolu üzevatan telâkki etmıyen ve sayıları milrindeki uçurumlu kayahklardan iki yonlara baliğ olan bu adamlar, Franmühim kısmı bitirilmiş, merkezdeki yasız milletinin maneviyaunı tarn manatılı ilk okıılla belediye binası inşaatına sile zehirlemişlerdu:. başlanmıştır. Z?.b deresi üzerindeki mü D talyanın LJbya Umumî Valisi, gene Hava Mareşak Balbo, havada can verdi. Umumî Valinin, İngiliz tayyarelerinin hücumile mi, yoksa bir kaza neticesinde mi öldüğü anlaşılamıyor. Ba ölüın, her ne şekilde, olursa olsun, rahat döşeğinde, yağı bitmiş bir kandilin sönüşü gibi, vaki olmamıştır. Balbo vat nına hizmct ederken havada ve bir hav mareşalına yaraşan şekilde ölmüş Mareşal Balbo, İtalyan havacılığ terakkisine çok büyük hizmet etmiş adamdır. İtalyada, geçen yıllarda iki bü* yük havacı şahsiyet yetişmiştir. Bunlardan biri, daha ziyade, doktrinci General Douhet'tir. Bu General, bir memleketin millî müdafaasımn üç kolunu teşkil eden kara, deniz ve hava ordulanndan en bü>ük ehemmiyetin havacılığa verilmesi nazariyesini ileri sürmüştür. Generale göre, hava kuvveti esastır; kara ve deniz ordulan, onun yardımcılandır. Hava kuvveti düşmana taarruz ederek harbi kazanır ve diğerleri onun zaferini ikmal ve intac ederler. Binaenaleyh millî müdafaa tahsisatının çoğu hava ordusuna verilerek binlerle ve binlerle büyük nraharebe taj7aresi yapdmalıdır. Bu nazariye, tamamile ve aynen kabnl edilmemiş olmakla beraber, son zamanlarda, hava ordulannın aldığı şekil ve vazife, Douhet'nin fikrine çok yaklaşmıştır; kimbilir, belki bir gün, harb, tamamile bir celik kartallar mücadelesi halinde. göklerde cereyan edecektir. Douhet bu nazariyeyi ortaya athğı gi« bi Balbo da, İtalyan havacılığnu bu nazariyeye uygiın bir kudret ve kabiliye çıkarmağa çahşmışbr. O, havac Büyük Harbde gördüğümüz, Fonklar, Rihthofen'ler, Gujnmer'ler gibi yalnızbaşlanna düşman tayyaresi düşüren kahramanlar yerine, toplu bir halde büyük muvaffakiyetler kazanacak bölükler, filolar yeriştirmck yolunu tutmuştu. Bir tek tayyarecinin rökorundan ziyade bir hava filosunun beraberce yapbğı seferlere kıymet ve ehemmiyet veriyordu. Bu maksadla, 1928 ile 1934 arasında 35* deniz tayyaresile gidip gehne Roma Odesa seferini yaptı; sonra 12 deniz tayyaresile cenubî Atlas Okyanusunu bir uçuşta geçerek Ortebello'dan Rio de. Jar.eiro'ya gittî; daha sonra, 24 deniz tayyaresile gidip gelme Şikago Roma seferini yaptı. Gerçi, bu uzun seferleri, rasgele, herhangi bir filo ile yapmıyordu; secme tayyarecilerle, sıkı bir talim \e terbiye ve hazırlık de\Tesinden sonr yola çıkıyordn amma, esasen böyle biı lerce kilometrelik uçuşlarda, başka lü yapılamazdı. Balbo'nun filo halind yaptıjı muvaffakiyetü uzun uçuşlann faydası olmuştur: Daladier, bir kaç yıl önce Fransız bim bir geçid mevkiindeki Dize köprü " Meb'usan meclisinde, tEsash ve kot'î sünün inraatına başladığı gibi Teal üunsur, zabitlerimizin ve askerlerimizin zerindeki gecid köprüsünün yapıbnasl manevî kıymetidir. Bu, olmadıkça mad da yakmda bitmek üzeredir. Vilâyet nüdî vasıtalarin hiç bir eîtetnmiyeti yok mi'ne fidanlığının tesis işi de ilerlemektur» demişti. teiir. General V'aygand, ruhi bozguna karIzmire ceviz büyüklüğünde şı şunları yazrnıştı: dolu yağdı <.Vatan sevgisinin ve askerlik vazijeİ?mir 30 (a.a.) Urladan gelen ha sir.in müthiş düşmanlan vardır. Bu ddşmtınlarm muzır ve habis propagan berlere nazaran Kupalak ve Karapmar T dosı her tarafa gi;mektedir. Bu hale ve civanna e% \elki gün yağan şiddetli yağmur ve doludan husule gelen hasar nihayet vermenin art'.k tam zamanıdır. Bu düşir.anların bir haylisi, tçlerinden ve zarar büvüktür. Dolunun büyüklüğü çoğu, takdire lâyık bir vatanperverhkle fmdık kadar vardı. Bağ, bahçe ve zeytinlikler cok harab olmuştur. Anason yürekleri çarpan resmi öğrelmenler hemahsulünün gördüeü zarar da çoktur. r yetine mertsubdur. Bu gibilerin mekteYaemur e^n^=;mda düsen yıldırımlar bir binden nastl askerler çıkabilir? Çok ma eşek ve bir kovunu öldürmüştür. Dikiliden de biidirildi&ine göre. son yağmurlar esn?«ında Dikiliye ce^z büvüklü âünde dolu dü«müs ve bieilmiş ekin Wle tütün mahsulü çok zarar görmüştür. lum olan bu hazin mevzu üzerinde jazla dunnak faydasızdır; fakat halimizi ıslah çarelerini ararken bu ciheti sü kutla geçiştiremeyiz. Yorulmadan, bl kıp usanmadan şvnu tekrar etmek lâzımdır: Bir tek bayrağı olan Fransada. genc Fransızın terbtyesi tekrar ntilli leştirilmezse millî müdaiaa için yapılacak bütün maddî gayretler, akamete mahkum olmak tehlikesine mamzdur.» General Weygand, Mareşal Petain, General Duval, General Niessel. Ge neral Debeney ilâ gibi Büyük Harb den sonra tekaüde sevkedilen, fakat kıhclarile olduğu gibi kalemlerile de memleketlerine hizmette devam eden bütün generallerin ikaz edici feryadları, nihayet, son bir iki yıl içinde, Fransayı uyandırmıştı. Bu intibahın. geç kalmış olduğunu Sedan'da Fransız cephesi yarıldıktan sonra, Başvekil Reynaud'nun acı itiraflarından anla yoruz. Moskovaya davet edildi Kaunas 30 (a.a.) Başvekil muavini ve Hariciye Nazın Mickevicius, bu gün Moskovaya hareket etmiştir. Mumaileyh, Moskovaya Molotof tarafından davet edilmi'tir. Bu riyaretin sayesinin veni hâdiselerin ısığı altında Sovyet Rusya Litvanva münafebetlerini müzakere etmek olduğu söylenmektedir. Bir kotra devrildi Dün akşam Emirgân önlerinde bir kotra devrilmiştir. Kotranm içinde bulunan altı genc, etrafta bulunan sandallar tarafından kurtarılmışlardır. Kaza esnasında civann kalabalık olması mvhtemel bü faciayı önlemiştir. ABtDİN DAVER
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear