20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 12 Şubat 1940 Hava tehlikesine karşı Fransız kabinesi ve harb Bizim, beyaz gecelerimiz! halkın vazifeleri Bürhan Zihni, İngütere Sümerbank müdürü Londradan geldi ile olan ticarî vaziyeti anlatıyor Bazı ticarî anlasmalar için bir müddet Londrada kalan Sümerbank Umum Müdürii Bürhan Zihni Sanus ve Merkez Bankası müşavirlerinden Cabir Selek dün sabahki semolon ekspresile şehrimize gelmişler, dün akşamki ekspresle de Ankaraya hareket etmişlerdir. Samer Bank Umum Müdürü, kendisile kor.usan gazetecilere, Ingilterede gördükleri dostluk tezahürünü tebarüz ettirdikten »onra imza edilen ticaret anlasmasının 19 subat 940 tan, 941 mart sonuna kadar devam edeceğini bildirmiş ve 3 ay evvel feshedilmezse, ayni şekilde bir sene daha devam ettirileceğini söylemiş ve tacirlerimizin Ingiltere ile iş yapmasını güçlestiren engellerin ortadan kalkmış bulunduğunu ve lngiliz fabrikalannın memlekelimize mal vermek için mümkün olan bütün kolaylıkları göstereceklerini ilâve etmistir. OgTenildiğine göre, Ingiltereye yapılacak ihracatın yüzde seksenine mukabil Ingiltereden takas yolile mal ithal edilecek, mütebaki yüzde yirmi de serbest döviz ile ödenecektir. Ingiltere ile pek yakın bir zamanda 20 milyon liralık iş yapılabileceği kuvvetle tahmin edilnıektedir. Şehrin içinden Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Karanlık Paris Aydınlık Beyoğlo Bazı mükellefiyetler değiştiriliyor Hava tehlikesi insanlara her şeyi unutturdu. Işıklar dünyasının merkezi Paris, şimdi bir damla nura hasret! Bizse aydınlık gecelerimizin hiirriyetine sahibiz. Tramvayda iki kişi idiler. Aralarında konuşuyorlardı: Biri çok genc, belki de orta mekteb talebesi, öteki, oldukça yaşlı, ihtimal ki kıdemli bir memur... Bir gece eğlentisinden bahsediyorlardı. Genci, gayet neş'eli görünuyor: Ne güzel eğlendik, diyordu... Sabah olmasını hiç istemedim. Aksi gibi de ne çabuk güneş doğdu değil mi?.. Yaşlı muhatabı, ağarmış saçlarının seyTekleşen telleri arasında parmaklarını karıştırarak cevab verdi: Benim de inadına uykum geldi.. Bir türlü kendimi toplayamadım. Başım hâlâ kazan gibi... Muhaverenin alt tarafına kulak ver mekten vaz geçerek kendi kendime düşıinceye vardım: Işte bir nesîl farkı meselesi daha ! dedim, biri geceden hoşlanıyor, öteki hoşlanmıyor. Ve neticede şu hükmü verdim: lkisinin de hakkı var! Meselâ, bundan otuz sene evvel geceler, bizim neslin çocukları için ne idi: Adeta birer umacı... Atalar sözü bile şöyle söyleıdi: Hacılardan, hocalardan, bir de karanlık gecelerden korkulur! Bu yüzden, sabahın şerrini, gecenin haynna tercih edenlerimiz vardı. Gece karanlığı. sanki gökyüzünden sessizce verilmiş bir tehlike işareti idi. Sular kararmağa başlayınca insanlar da kurtlar, kuşlar gibi yuvalarına çekilirlerdi. Ben, elektriğin keşfinden evvele aid müphem bir korku bilirim ki, gecenin hululile beraber, gönülleri sarardı. Isli gaz lâmbalarının donuk ışığı karşısında uzanıp kısalan gölgelerimizle baş başa geçirdiğimiz geceler... Çocukluü^ımun geceleri... Onlar arasında, dışanda geçirebildıklerimiz ne kadar azdı. Geceleri, sokağa adeta bir hapisane kaçkını gibi çıkardık. Düğünler, dernekler, o devirde yasayanlar için son derece nadir zuhur eden fırsatlardı. Hele, içgüveysi olanlar için, başka yerde geçirılen geceler, hakikaten felekten çalınmış gecelerdi. Çünkü gözü dışanda bulunmıyan erkek, ne yapıp yapıp vaktinde evine dönmege mecburdu. Hey gidi ^ünler. daha doğrusu hey gidi geceler!.. Bir delikanlının yatsı okunduktan sonra, haddine mi düşmeştü şurrda burada dolasabilmek?... Bir yere gid'lecekse bile hep birlikte gitmek âdetti. Çünkü ortalık kararınca şehrin hele bazı tenha semtleri, bıçağına tüküren kabadayılarla, «iyi saatte olsunlar» a kalırdı. Acaba gecenin bize bu kadar ürküntü vermesi, uykuyu göğsünde beslediği için miydi?.. Bu tadilâta göre, itfaiyeci ve enkazcı ekiplerine yazılanlar, mükellefiyetlerini para ile yerine getirebilecekler Evlerde ve apartımanlarda alınacak tedbirler Vilâyet Seferberlik müdürlüğü evlerde ve apartımanlarda mecburî olarak yapılacak pasif korunma tedbirleri hakkında alâkadarlara bir tamim göndermiştir. Bu tamimin hulâsası şudur: Ister münferid evde, isterse apartımanda otursun her ailenin, vuku buîacak bir hava hücumuna karşı pasif korunma noktasından aşağıdaki teşkilleri yapması hem kendi ve hem de ailesînin korunması noktasından ne kadar mühim ise yapacağı bu teşkillerle memleketin umumî pasif korunmasına da o derece hizmet etmiş olacaktır. Tedbirler şunlardır: 1 Bina dahilinde oturan her aile bir pasif korunma âmiri seçecektir; bu âmir evin aile reisi olabilir. 2 Atılacak yangın mermilerinden çıkacak yangınlara karşı malını ve canını korumak için bulunduğu evin icab ettirdiği şekilde bir itfaiye teşkili yapmalıdır. Seçilecek şahıslann askerlikle alâkası olmamalıdır. Yetecek kadar erkek bulun rnazsa kadınlardan da olabilir. 3 Bir sıhhiye ev hasta bakıcısı yapmalıdır. Vazifesi vukubulacak herhangi bir yaralanma ve arızalann ilk sıhhî tedbirlerini almak ve hastaneye naklini icab ettirecek derecede yaralı ise yardımcı sıhhî ekipler gelinceye kadaT lâzım gelen ihtimamı göstermektir. Yukarıdaki teşkilleri her ailenin yapması ve en yakm karakola bildîrmesi kanunî mecbuıiyetler dendir. Hilâfma hareket edenler tecziye edilecektir.» Yazan: balâhadd'n Güngör Şair bile, sevgilisini randevuya çağırmak için bir gece saatini seçerdi: Birlikte terki cism edelim mevte bir gece, Mesti garam iken Kursnn bahar, ruhumuz üstünde gizlice Bir türbei semen! Fakat git gide geceden çekinmiyenler, hatta onu güzel bulanlar çoğalmağa başladı: «Sâhir, benimie gel, gecenin hali pek güzel» Diyenler oldu. Nihayet, Umumî Harb geceyi sokak çapkınlannın büsbutün eline teslim etti. Sarhoş naraları arasında: Dün gece Osmanbeyde yakaladım senî.. Diye söz atanlar, ve «beş lira verdim gecesine...» diye öğünen huvardalara sık sık rastlanıyordu. Uğrunda bir hayat feda edilen sevgililer, bir gecelik dostlara yerlerini terkettiler. v Gece,, artık bir şenlik feneri gibi ^1den ele dolaşıyordu! Hele bu gün... Bir âşina tebessümün ucunu görebilmek için sabahlamağı göze aldığımız sokaklarda zamane gencleri aşkın alfabesini, (A) dan (Y) ye kadar, bir solukta okuyup bitiriyorlar. Vaktile gecelerin kaç saat olduğunu müneccimlerle muvakkitler değil, müptelâyi gam olanlar bilirmiş! Bizim ise, her gecemiz aşkın bir yeni mahrumiyetilî zedelenirdi. Zamanımızda «gece> neş'elerin başlıca kaynağı oldu. Eskiler, gündüz yorulur, gece çalışırlardı. Şimdi, çalışma bakımından da gece ile gündüzün farkı kalmadı. Elektrik ışığı, gece karanlığının fâş etmedik ne tarafını bıraktı ki?.. Fakat, artık gecelerin de, bazı büyük Avrupa şehirlerinde tadı kaçmağa başladı. Işıklar dünyasının merkezi olan Paris bile bir damla nura hasret!.. Eskiden geceleri dışanda dolasmak, gencleri olsa olsa bazı havaî tehlikelere maruz bırakırdı. Hava tehlikesi. bu havaî tehlikeleri her kese unutturdu. Düne kadar, gönül avlayan genclerden bir kısmı, şimdi bulutların arkasjnda gizlenip ikide bir cephelerde insan avına çıkıyorlar. Geceler, Avrupada, bizim çocukluîumuzdaki gecelerden çok daha korkunc' Hele şükür, biz şimdiki halde gecelerimizin hürriyetine sahibiz 1 Bunun ne büyük mazhariyet olduğunu ışıklar alt<nda pırıl pırıl yanan Beyoğlu caddesinin gece hali, şöyle bir bakışta hepimize anlatmıyor mu?.. f Mecburî pasif korunma kanununda bazı tadilât yapılacağı anlaşılmıştır. Bu tadilâta nazaran bu kanunla halka veril mekte olan bazı mükellefiyetleri bedenen yapmak istemiyenler bunu nakden ifa ede bileceklerdir. Filhakika pasif korunma kanunu seferde mecburî hizmetler tahmil etmekle beraber hazarda da vatandaşlara bazı mükellefiyetler tahmil etmektedir. Bu cümleden olmak üzere şehrımizde 46 yaşından 54 yaşına kadar olanlar arasından seçilen 6000 kişi itfaiye, enkaz arasınma, gaz, ımdadı sıhhî, teknik onarma ekiplerlinde çahşmak üzere davet edilmişlerdir. Bunlardan itfaiye ekipleri faaliyete geçmişlerdir. Diğerlerinin de şefleri ye tiştirilmektedir. Şefler kurslan bitirdikten sonra bu kısma ayrılan halk da ekiplere davet edilerek talim ve tedris edileceklerdir. Bu ekiplere aynlanlar arasında kanunda istisna kaydı mevcud olmadığından mevkii içtimaî sahibi kimseler de diğerlen arasında ekiplere davet edilmişlerdir. Meselâ eski Dahiliye Vekili Şükrü Kayanın itfaiyeye ve eski Vali Muhiddin Üstündağın enkaz kaldırma ekipine ayrıldıklan görülmüştür. Bu arada diğer bazı tanınmış zevat da muhtelif ekiplere aynlmış bulunmaktadırlar. Bu sebeble bu vazifede çalışamıyacak kimselerin nakden bu işle mükellef tutulmalan için kanunda ufak bir tadilât yapılması kararlaştınlmıştır. Bu vazifeyi filen yapamıyanlar mükellef olduğu gün başına bir amele yevmiyesi vermek üzere bu işten istisna edileceklerdir. SEHtR tSLERl Tramvay ve Elektrik idaresi kadrosu ve cıkarılan memurlar tstanbul Tramvay ve Elektrik idare3İnde yüz liradan yukarı maaş alan memurlann listesi Dahiliye Vekâletine gönderilmiştir. Barem kanununa nazaran yüz liradan fazla maaş alanlann kadrolan Vekâletlerce tasdik edilecektir. Müesseseden ev velce on kadar memur çıkanlmıştı. Son defa da yirmi memurun çıkarılacağı tebliğ edilmiştir. Yalmz müessese kendilsrinin haricde iş bulabilmelerini temincn bunları daha iki ay ücretle istıhdam salâhiyetini haiz olduğundan işleri nihayet bulduğu kendilerine tebliğ edılmekle beraber iki ay daha ücretle çalıştıracaktır. Hava soğudu Berberlerin içtimaı ADI.İYEDE Beraet etti Eskiden Bakırköy ve Adalar be'.ediye reisliklerinde bulunan Hrant Manavya nm, hükumetin manevî şahsiyetini ve ağır ceza mahkemesi heyetini tahkir iddialarile muhakemesi, bitmiştir. Son celsede, vekili avukat Suad Tahsin Türk; müdafaasını yapmış ve davayı gören Istanbul birinci ağır ceza mahkemesi; Hrant Manavyanın her iki iddiadan da beraetini kararlaştırmıştır. Denizlerdeki fırtmadan Dünkü toplantıda haragemiler sefere çıkamadı retli münakaşalar oldu Dün sabaha kadar lodos olarak devam eden hava, sabahtan itibaren karayele çevirraiştir. Sabahleyin başlayan yağmur, öğleden sonra kara vcvitmi; vc hava esaslı surette soğumuştur. Kar, kısa fasılalarla ve bazı zamanlar yağmurla karışık yağmıştır ve akşamdan sonra da şiddetli surette devam etmistir. Karadeniz ve Marmara denizindeki sert fırtına so^uŞun şiddetini arttırmıştır. Karadenizde şiddetli bir Karayel fırtınasmın başlaması dolayısile öğleden sonra Karadenize çıkacak ufak merakib Boğazda demirlemek mecburiyetinde kalmışlardır. Yalnız öğleden evvel sefere çıkan ve yakın yerlfre gidecek olanlar yollarına devam etmişlerdir. Liman reisliği rasad merkezinden bildirilen Ege, Marmara ve Karadenizde fırtına olacağı haberini seferde bulunan gemilere ve limanlara bildirmiştir. İki cesed bulundu ( Sipahi Ocağı kongresini yaptı ) Samatya ile Davudpaşa arasında, sahilden az açıkta bir cesed bulunmuştur. SALÂHADDİN GOÜGÖR Uzun müddet denizde kaldığı tespit edilen bu erkek cesedi, Morga kaldırılmıştır. Hüviyeti ve ölüm sebebi araştmlmaktadır. Diğer taraftan dün sabah da Bakırköy açıklarında bir erkek cesedi daha görülmüş, üzerinde bulunan bir kâğıddan, bunun Samatyalı lzzetin cesedi olduğu anlaşılmıştır. Morg, bu cesed üzerinde de otopsi yapacaktır. Uçurtma uçururken boğulan çocuk Feriköyünde Paşa mahallesinde oturan Mustafanm 14 yaşlanndaki oğlu Vasfi, uçurtma uçururken kazaen o civarda bulunan derince bir havuza düşerek boğulmuştur. Hâdiseden haberdar edilen İtfaiye vasıtasile havuzun suyu. boşaltılarak yavrucağın cesedi çıkarılmış ve babasına teslim edilmiştir. Içki tesirile muvazenesini kaybetmiş Beyoğlunda Yeniçarşıda Çiçekçi sokağında 34 numarada oturan Gavril, sokakta ayağı kayarak düşmüş, kolu kınlmıştır. lçki tesirile muvazenesini kavbederek düştüğü anlaşılmış, Beyoğlu hastanesi ne yatınlmıştır. Pünkü toplantıda Ekrem Tur, raporu. okurken Sipahi Ocağının senelik kongresi dün saat 18 de Harbiyedeki kulüb binasında yapılmıştır. Kongreye kulüb azalannın hemen hepsi iştirak etmişlerdir. Evvelâ hesab ve bütçe raporları okunarak kabul edilmiştir. Bundan sonra bilhassa son sene zarfında atçılık işlerinin geçen senelere nazaran daha çok verimli bulunması dolayısile fahrî atçılık muallimi Melâhat Aksele teşekkür edilmiştir. Bu işin gelecek senelerde daha genişletilmesi için maddî varlığı olmıyan genc mekteb talebelerinin ücretsiz olarak ocağın atlarından istifadeleri görüşülmüş ve bu sene için maddî varlığı olmıyan 6 talebenin istifade etmesine karar verilmiştir. Kongrede Vali Lutfi Kırdar da hazır bulunmuştur. Kongreye, büyüklere tazim telgrafı çekilmesi karar altına alınarak son verilmiştir. Zongoldak limaıunı istilâ eien kvmlar temizleniyor Berberler; dün öğleden sonra Esnaf Cemiyetleri binasında senelik içtimalarını yapmışlardır. Içtimada geçen seneye aid hesabiar ve muameleler tetkik ediimiş, berberler kursu hakkında bazı temenniler ileri sürülmüştür. Bu sırada geçen münakaşalar oldukça hararetlenmiştir. Kurs mevzuunun müzakeresinde söz alan muhtelif berberler, kursun esaslı surette faaliyete geçmesini istemişlerdir. Neticede; iki heyet seçilmiştir. Bunlardan biri, kuısu idare edecek heyettir; seçilenler, Ismail Sun, Veli Asım, Şükrü Şaşmaz, Mustafa Galib, Mahmud ve Hasandır. Diğer heyet de Cemiyetin idare heyetidir; bu heyete seçilenler, aslî aza olarak Adem Gbk, Mustafa Turan ve Şükrü, yedek aza olarak da İbrahim Safa, Ahmed ve MahVaktile Sovyetlerle Fransa arasındaki muddur. tçtima; iki buçuk saat sürmüş anlasmada ve askerî ittifakta büyük bir tür. amil olan şimdiki meclisi meb'usan reisi Herriot'nun ahiren vermiş olduğu bir mülâkatta Sovyetlerin askerî satveti hakkıntstanbul Londra asfaltında da nasılsa yanıldığını ve Finlandiya harbi yeni yapılacak kısım Rusyada bir ordu bulunmadığını ispat etIstanbul Londra asfalt yolunun inşa mis olduğunu söylemiş olması artık Franatı ilerilemektedir. Bu yolun Edirne met sada Sovvetlerin en hararetli taraftarlanhalinden Türk Bulgar hududu üzerinde nın bile bunlardan kat'iyyen vaz geçtikleki Kapıkule mevkiine kadar olan kısmı rini ispat e*miştir. nın inşasına yazın başlanacaktır. Asfalt Muharrem Feyâ TOCAY yolun Edirne şehri içerisinden geçecek kısmına aid güzergâh projesi hazırlan maktadır. Merdivenden düşen çocuk Eyübsultanda lslâmbey mahallesinde Karanlıkdere sokağmda 31 numaralı evde oturan Hasan kızı 6 yaşında Reyhan, merdivenden düşerek, yüzünden yaralanmıştır. Tedavi olunmaktadır. ıansız meb'usan meclisinin yirmi senedenberi ilk defa akdettiği gizli celsenin sonunda hükumetin harbi idare tarzma ittifakı ârâ ile itimad beyan edilmiştir. Reylerin ittifakı Başvekilin şahsma ve kabinesinin erkânına hususî bir merbutiyeti ifade etmekten ziyade harb meselesinde Fransız milleti arasında tefrika olamıyacağına işaret teşkil eden bir tezahür ve nümayiş teşkil eder. Malumdur ki meclisin gizli celse akdeylemesini teklif eden memleketin en büyük partisi olup şimdi muhalefet tarafında bulunan sosyalistlerin lideri Blum olmuştu. Daladye bu teklife muhalefet etmiş, fakat reye konulduğu zaman ekalliyette kalmıştı. Fransız matbuatı, reylerin ittifakı Fransızları tefrikaya düşürüp Ingiltereden ayırmak için, Sovyetlerin siyasî zabıtası Gepeu ile Almanyanın ayni mahiyetteki teşekkülü Gestapu'nun sarfettikleri gayrete bir cevab olduğunu müttefikan beyan etmektedir. Meclis reisi Herriot da vatan fartı muhabbetinden neşet eden millî biılığin parlak bir surette teeyyüd eylediğini söylemiştir. Bu sözlerin akabinde meclis reisi istizah takrirlerinin müzakeresinin cuma SÜnü başlayacağını haber vermiştir. Işte asıl o zaman kabine ile sivasî partiler arasında, harb zamanında da devam eden demokratik ahkâma tevfikan mücadele yapılacaktır. Fransız milleti harice karşı yekvücud olduğunu ispat ettikten sonra kendi meselelerinde serbestçe münakaşa yapacak demektir. Bu meselelerin şimdiki kabinenin mevkiini, harbe rağmen, müteessir edıp etmiyeceğini zaman gösterecektir. Fakat komşusu ve Fransanın dahilî işlerine yakından vâkıf olan bitaraf Belçikaya gelen haberlere göre, Daladye kabinesi değişecektır. Başvekâleti gene mumaileyh deruhde edecekse de Başvekil bulunduğu ve bulunmadığı zamanlarda yani hükumetin başında başka partiler bulunduğu vakitlerde bile daima muhafa za eylediği Müdafaa Nazırlığmdan çekilecektir. Ordu ile beraber donanmamn ve hava kuvvetlerinin de tâbi bulunduğu bu nezaretin başına ya şimdiki Başkumandan General Gamlin, yahud Fasta Fransız fevkalâde komiserı olup ayni zamanda şimalî Afrikadaki umum Fransız askerî kuvvetlerinin başkumandanı General Nogues gelecektir. Harbiye Nezareti müsteşan Duclos ile Hava Nazırı Guy La Chambre dahi değişecektir. Dahilî siyasette mevkii çok mühim olan Dahiliye ve Mesai Nazırları da çekileceklerdir. Pek yakında, ve ihtimal istizâhlar münakaşası akabinde yapılacak bu değişikÜk tahakkuk ettiği takdirde kabineye kuv vetli ve nafiz bir kumandanın girmesile harbin devamına Fransanın azmi bır kat daha arttığına hükmedilmek icab edecektir. Siviller arasındaki değişiklikle şüphesiz sol partileri ve bunların arkasında bulu nan amele kütlelerini ve teşekküllerini içtimaî dileklerinin ciddî surette nazarı itibara alınacağını temin suretile tatmin gayesi güdülecektir. Bu suretle Sovyetlerin ve bunlara tâbi komünistlerin tahrik ve ifsadlarının önü tamamile alınmış olacaktır. Unutulan eşya Kânunusani ayı zarfında tramvay, tünel ve otobüslerde unutulan eşyanın miktan 619u bulmuştur. Bu rakam diğer aylara nazaran mahsüs derecede fazladır. Unutulan eşya meyanında en yüklü yekunu hırdavat eşyası, kadın ve erkek şemsiyeleri ve muhtelif çantalar teşkil etmektedir. [" Altın bilezik salgını başladı! HAVA RAPORU Hava, yurdun doğu Anadolu bölgesinde bulutlu ve mevziî yağışlı, diğer böl gelerde kapalı ve yer yer yağışlı geçmiş, rüzgârlar bütün bölgelerde cenubî istikametten orta kuvvette esmiştir. Eğe denizinde lodos fırtınası devam etmiş, Marmara ve Karadenizde karayel fırtınası başlamıştır. Dün, Istanbulda hava kapalı ve yağ murla kanşık karlı geçmiş, rügâr şimalden saniyede 6 8 metre hızla esmiştir. Saat 14 te hava tazyiki 006, sühunet en yüksek 11 ve en düşük 8,6 santigrad olarak kaydolunmuştur. Son gunlerde muce\her fıatlarmda muthış yukselış olduğundan ve Avrupadan da mal gelmediğinden piyasada mucevher bulmak pek güçleşmiştir. Altın fiatları ise yüzde otuz, kırk nispetinde artmıştır. Bununla beraber Çarşıda nazarı dıkkati celbeden bir hal vardır. Altın bilezık sarfıyatı nazarı dikkati çekecek derecede artmış ve hatta birçok bilezikçi dükkânları açılmıştır. Revaç bulan bılezikler bilhassa gayet kahn olan cınsidir. Bir müddettenberi Zonguldak limanını istilâ etmekte olan kum ve çakıl, gittikçe genişlemekte ve limanın ağzını kapamak istidadını göstermektedir. Kum ve çakılın temizlenmesi için gösterilen faaliyet, kifayet etmemektedir. Bir tarak dubası nın çalışması da kumların istilâsı karşı sında pek âciz vaziyette kalmıştır. Bir hafta evvel sahilde 30 metre ka. dar olan kum, 50 metreyi aşmıştır. Dün gelen gemilerden aldığımız malumata göre, Zonguldak limanına yalnız motörlerin girmesi imkânı kalmıştır. Şileplerin limana girmesi tehlikeli bir şekil almı§tır. Bunun neticesi olarak bir kömür buhranı doğmasından korkulmaktadır. Maamafih alâkadar makamlar böyle bir vaziyete meydan vermiyecek bütün tedbirleri almak kararını vermişlerdir. Resimlerimiz, limanı istilâ eden kum ve çakılı v temizleme faaliyetini göstermektedir. Aboneşeraiti!™ y e Senelik Altı aylık Oç ayl.k Bir aylık Nüshası 5 kuruştur. j Harîc ıçın ıçın 1400 Kr. 2700 Kr. 750 » 1450 » 400 » 800 » 150 » Yoktur
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear