Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 Temmuz 1939 CUMHURÎYET Tetkikler ve denemeler Gemiyette inzıbat meselesi Yazan: SAFAEDDİN Bir müddettenberi kınlan bacak, patlıyan kafa, \urulan hoca yok. Bu itibarla makalemizin mevzuunu daha eerin kanlı ve daha afakî olarak tetkik ve mütalea edebiliriz. Gazetelerimizin üç dört senelik kolleksiyonlarmı gözden geçiriniz. Zabıta vukuatı sütunlarında yer almamakla beraber mahiyetleri itibarile onlardan asla geri kalmıyan ve hatta cemiyetin nizamı bakrmmdan zabıta vak'alarından daha müessif hâdiselerle karşılaşırsınız. Taksim stadyomunda yapılan bir maçta X kulübü sağaçıgı Y kulübü solaçığınra kamına müthiş bir tekme atmıştır. Bundan münfeil olan Y kulübünden bir oyuncu, bu hazin levha karşısında mebhut ve dalgm duran X kulübünden diğer bir oyuncuyu bir yumrukta yere sermiş ve bütün oyuncular birbirlerine girip seyir ciler iki kısma aynlmışlardır. Vuran, vurulan belli değil...Spor hayatımızdaki bu başıbozukluğa ecnebi takımlar geldiği zaman da tesa düf ederiz. Misafir oyunculara yumruk atan, hücum eden kahramanlarımız eksik değildir. Büyük iddialı maçlarda Istanbul za bıtası seferberdir. Emniyet müdürlüğü; kadrosunun mühim bir kısmını stadyocna teksif etmek mecburiyetindedir. Polisimizin hakkı vardır. Zira bazı maçlarda oyuncular polis kordonu altında sahadan çıkarlar.. (....) (....) maçında, îstan bul polisinin sarfettiği teyakkuz ve enerji, herhangi bir medenî memleket polisinin, bir mayısta veya bir amele grevinde sarfettiği teyakkuz ve enerjiden çok daha fazladır. Seyircilerin ruhî haletleri de şayanı dikkattir. Oyunculardan herhangi birinin falsolu bir hareketi yuhalarla karşılanır. Hakeme madde zikri suretile hakaret yapanlanmız az değildir. Hulâsaten diye biliriz ki en iptidaî spor adabından ve sportmenliğin istilzam ettiği vakar ve kibarhk hislerinden mahrumuz. Spor hayatnnızın bu hoş olmıyan yeniçeriliğine mahalle aralarında; yangın yerlerinde de tesadüf edersiniz. Buniar, gazete sütunlarına aksetmez. Aksarayın veya Kadıköyün iki mahalle kulübü bir yangın yerinde veya arsada maç yaparlarken oyuncuların, seyircilerin birbirlerine girdikleri, boğaz boğaza geldikleri vakidir. Hükumetin yardnn ettiği, para verdiği federe kulübler, umumî yerlerde, memleket büyüklerinin gözleri önünde boğazlaşırlarken kendi yağlarile kavru lan, hükumetten yardım görmiyen kulübler niçin birbirlerile boğazlafmasınlar, kafa ve göz patlatmasmlar?. Bu gayrimazbut başıbozukluğa mek teb takıınlarımızın oyunlannda da tesa düf ederiz. Daha geçenlerde birbirlerile boğazlaşan, hakemi döğmek için sahaya akm eden iki mekteb takımmın müessif hatırası hâlâ içimizi sızlatmaktadır. Hocalara taarruz büsbütün fecidir. Bu vak'aların hepsi gazetelere aksetmiyor. Maamafih yazılanlar da az değil. He men hemen her sene birkaç vak'a ile karşılaşıyoruz. ( ) lisesi talebesinden ( ) kendisine not vermiyen hocasını yaralamış.. ( ) da riyaziye hocasmın evine bomba atılmış!..« Talebe ve hoca münasebetleri, başlı başma tetkike değer bir mevzudur. Mevcud terbiye nehcimizin yumuşaklığı karşısmda talebenin başı serttir. Ve o, labir mazur görülürse biraz da serkeştir. "** 5j* 5jt Seyhan nehrinde boğulan zavallılar Adana Belediyesinin ufak bir himmeti bu facialara mâni olabilir Adana (Hususî) Hiçbir yıl geç mez ki, bilhassa uzun süren yaz mevsi minde, Seyhan ırmağı, düzinelerce vatandaşın hayatma kıymamış olsun. Geçen lerde bir mekteb talebesi, daha sonra başkaları ve nihayet şimdi de diğer bir delikanlı, Seyhanın aman bilmez dalgalan arasmda aramızdan ayrılıp gittiler. Her yıl, böyle boğulma hâdiseleri karşısında aileler ağlar, gazeteler feryad eder; fakat bu faciayı önleyecek esaslı bir tedbir bir türlü alınmaz. Halbuki yapılacak iş, pek o kadar küfetli ve masraflı da değil dir: Kuvvetli bir teşebbüs, meselâ Bele diye ile idarei hususiyeden ayrılacak bir para ile Seyhanın şehre yakm, müsaid mahallerinde, etrafı çevrilmiş banyo yerleri ihdas ettirebilir. Buralarda halkın soyunma ve giyinme yerleri ayrılabilir. Bir iki memur, buralara gireceklerin haüe rile alâkalandırılabilir. Halkm buralarda parasız olarak banyosunu yapması esas tutulabilir. Pek lükse kaçmağa ve işi izam etmeğe de hacet yoktur. Bu, en basit bir şekilde böylece devam ettirilebilirler. Bu, bir. Sonra, bu yerlerin haricinde ırmağa girmek, şiddetli bir ceza müeyyidesi ile menedilir ve bu yasak ayni şiddetle ve en sıkı şekilde takib ve tatbik de ettirilir. Bu tedbirler, paraya, büyük tahsisata ihtiyac göstermiyen işlerdir. Yeter ki, bir tek vatandaşın hayatını korumak ve kurtarmak ;şinin dünyaya bedel bir vazife olduğu alâkadarlarca idrak edilmiş bulunsun. SAGLIK NOTLARI İLİMKOSESi IHTIRAIAR KESİFLER Elektrik pili Elektrik nedir? Gerçi elektron naza riyesi bu suale cevab verebilmekte ise de mutlak olarak bilmediğimiz bir şey varsa, o da, elektriğin enerjinin bir şekli olmasıdır. Elektron nazariyesine göre, cisimlerin en küçük zerreleri olan atomlann elektrik zerrelerüıden ibarettir. Elektriğin hakikî mahiyetini kat'î olarak bilemiyorsak da, bundan muhtelif yollarda istifade edebiliyoruz. Bugün memleketimizin büyük şehirlerinde, hatta kasabalannın çoğunda elektrik var. Evlerimizde elektrik ocakları, fınnlan, süpürgeleri gibi bir takım şeyler mevcud değilse, lârrrba ve radyodan çoğumuz istifade ediyoruz. Bunlardan maada çoğumuz elektrik ceb fenerlerinj taşınz. Bunun lâmbası da elektrik pilinin verdiği cereyanla ziya verir. Şehirlerin tenviri veya trenlerin, tramvaylarm işletilmesi için büyük mikyasta elektriğe lüzum var. Bunun için de buhar makinesi veya türbinlerle çalıştınlan dinamolardan istifade ederiz. Evlerdeki elektrik zilleri, elektrikten mahrum olan yerlerde, radyo cihazlan için akümülâtör ve kuru piller kulla nınz. Kuru pilleri daha başka işlerde de kullandığımız olur. Elektriğin batarya veya pil usulile istihsali pahalıya mal olduğundan dolayı büyük mikyasta elektriği mihanikî usullerle elde ediyoruz. Pil veya akümülâtörde elektrik, kimyevî fiille hasıl edilir. Bir dinamoda mihanikî şekildeki e^ nerji, elektrikî şekildeki enerjiye inkılâb ettiği halde bir pilde kimyevî enerji elektrikî enerjiye inkılâb .eder. Dinamolara bazan elektrik müvellidi (yani elektrik hasıl eden) makineler deriz. Fakat, bu doğru değildir. Nasıl su tulumbalan suyu yaratmayıp bir se viyeden diğer seviyeye çıkarırsa, elektrik dinamolan da elektrik yarat maz, belki maddede mevcud olan elek"riği bir seviyeden diğer seviyeye çıkaır. Bu sütundaki birçok yazılarda atomun müspet elektrik zerreleri olan protonla menfi elektrik zerreleri olan elektronlardan mürekkeb olduğunu bildirmiştik. Işte elektrik enerjisinin istihsalinde bunlar rol oynar. Bir batarya veya dinamo vasıtasile atomun elektron ve protonlannı muayyen cihetlerde hareket ettiriyoruz. . Bir batarya iki veya daha ziyade elektrik pilinden teşekkül eder. En basit' pil içinde kimyevî bir madde mahlulü ile bunun tesir ettiği maden veya ma denleri havi olan bir kaptan ibarettir. Bu mahlul madenlere tesir eder. Kim yevî enerji elektrik enerjisine tahav/ül eder. Meselâ, sulu sülfrik asid mahlulü içine bir tutya ve bir de bakır parçası koyalım. Tutya (çinko) ya tesir eden asidle hasıl olan kimyevî enerji, elektrikî enerjiye inkılâb eder. Asid içinde du ran tutya ve bakır parçalanm dışarıdan bir bakır telle birbirine bağlayınca, bir elektrik devresi teşkil etmiş oluruz. Bu devreden elektrik cereyanı geçer. Nasıl bir su borusu tıkandığı zaman su cereyanı kesilirse, elektrik cereyanını taşıyan tel koparsa, elektrik cereyanı da kesilir. Muhtelif pillerde muhtelif maddeler kullanılırsa da prensip kimyevî enerjinin elektrik enerjisine inkılâb etmesi. yani sarfedilen kimyevî enerji va« sıtasile maddede mevcud olan elektrik seviyesini değiştirmekten ibarettir. KARANAKÇ1 farkı yoktur. Heyecan kaynağı olması itibarile gencliğin haksız hareketler mukabilinde bir hassasiyet ve bir aksülâmel izhar etmesi kadar tabıî bırşey tasavvur olunamaz. Fakat yukarıda da işaret ettığimiz gibi bu tezahürün makul ve mazbut olması icab eder. Zira mazbut olmıyan heye canlar gayrimüsmir oldukları gibi birçok hallerde cemiyetin bünyesi ve seyri için de muzır olabilirler. Makul olmıyan gayrimazbut heyecanlar, onu izhar edenler için tehlikelidirler.. Türk gencinin sıktığı yumruğun, çektiği bıçağm yeri vatandaş göğsü olmamahdır. Bir oyuncu haksız yere diğerine tekme atabilir. Bu hiçbir zaman tekme yi yen oyuncunun veya bunun taraftarlarının diğerini veya başkalarını döğmesi için makul bir sebeb teşkil etmez. Kısasın ufak bir ifadesi olan bu şekildeki.ihkakı hak, cemiyet arasmda yaşıyan ve bilhassa medenî bir topluluğa mensubiyet iddiasında bulunanlara yaraşmaz. Not vermediği için hocasmı öldürmeğe kalkışan talebenin, yarın cemiyet için çok tehlikeli bir uzuv ohnıyacağını kim temin edebilir? Bugünkü cemiyetlerin muayyen bir inzıbat sistemine dayandıklarını kabul et mek mecburiyetindeyiz. Bu sistem totaliter devletlerde müeyyide korkusile, demokrat birliklerde vatandaş kültürünün yüksekliğile temin edılmektedir. Cemiyetimizin muhtac olduğu inzıbatî terbiyeyi verebilmek için herşeyden evvel mevcud terbiye sistemimizi değiştir mek mecburiyetindeyiz. Yakında Ankarada toplanacak olan Maarif şurasında bu dava tetkik edilmelidir. • Kuvvetli müeyyıdelere ve hatta zecrî tedbirlere malik terbiye nehcinin bizim için daha faydalı olabileceğini teemmül ediyoruz. Mazbut, ahlâkı yüksek; nefsine hâkim nesiller yetıştirene kadar ceza kanunumuza bazı hükümler ilâve etmek düşünülebilir. ten Otomobil kullanabilmek için insanda gözlerin keskin ve reflekslerin kuvvetli olması şarttır Kalmaz gihidir zamanâa farkı çokla azın, lurlar. Ölenlerin morgda bedenlerıni açDuyguları uyuşiuran sarhoşluğile hızm. mışlar, oksid dö karbonîa zehirlendikleri anlaşılmış, hava soğuk olduğu için penHergün akıp giden hayata otomobilin cereler kapalı imiş. Ekzos da sulara gö sokulması yalnız turizm üzerinde değil, mülü kalmış; şoför motörü de işlerken b'.içtimaî münasebetler üzerinde de sayıya rakmış... Yolda giderken arabanın içini gelmez tesirler yaptı. Otolar yalnız onları havalandırmağı unutmamalı... kullananlann değil, yolda yaya gıdenle rin de psikolojisini değiştirdi. Alkol reflekslerin hızını keser; hatta Otomobildekilerle yaya gidenler birikondüktörün görmesini bile azaltır. Biraz birılerine yan bakarlar; bu prensip aykıziyade kaçıran şoför yukarıda söylediğım nlığı, eğlenceli bir hâdisedır. Otomobili şartları kendisinde bulamaz. Alelâde zasüren ister ki hiç birşey arabanın hızını manlarda intikali ancak bir saniyenin kesmesin. Karşıdan karşıya geçen kadın 1/20 si kadar süren bir refleks alkolün teiçin yol kesmek lâzım gelirse dişlerini gısirile 1/3 saniyede olur, biter. Bu gecıkcırdatır. Saatte 30 kilometreden ziyade me otomatik denilecek kadar çabuk keshızla gitmek yasak olan yerlerde canı sıtirme ve karar vermek zamanlarında ne kıhr. kadar tehlikeli olacağı pek kolay anlaşılır. Otomobili süren bir adam yaya kaldığı Bozuk yollar ve sarsıntısı kesilmiyen azaman değişir. Fazla viteslere karşı bağırabalar da birçok arızalara sebeb olab rır, çağırır. Bir kaldırımdan ötekine gelir. Daimî sarsıntılar, hele her tarafı kaçerken yol kesmedikleri için şoförlere kıpalı arabalarda başağrıları yapar, Sarsınzar. Birincilerde şahsî insiyaklar; ikincide tılar hazım üzerine de fena tesir eder. nefsıni korumak düşüncesi hâkimdir. Yemek yer yemez arabayla dolaşmamalıOtomobil keyfinde bir başka amil dadır. Şiddetli sarsıntılar kadınlarda vakitha var: Hız sarhoşluğu, Bu sarhoşluk siz âdet görmeğe ve çocuk düşürmeğe sekafayı sardı mı, artık hiç birşey durdurabeb olur. maz bu hızlı gidişi, hiç birşey hâkim olaŞu küçücük etüdün konusu olan ömaz direksiyona; bir lâstik patlamasın ğüdlere riayet edilse ve bir araba sevk ve dan baska. Tehlike! Kısa bir virajın keyidaresinden önce hekim yoklamasmdan fine bağlı. Hızlı gitmek, başka düşüncegeçilse, otomobil kazaları büyük nispette nın hükmü yok... Hız sarhoşluğu sırf behıazalırdı. mî bir duygudur. *** Otomobilin keyfine rağmen yaya yülstediğiniz vitesi vermeyiniz, alabildiğine. rümekten de vazgeçmemelidir. Hayatın Saatte 20 kilometre yapmak için çok se gücün en güzel şiiri, en tatlı şivesidir, yüri, işlek ve emniyetli refleksleriniz olmalı. rümek.. Bu reflek^ler kazanılır ve terbiye ediÇabalamak, ter dökmek, yorolmak lâlir. Gözlerin keskinliği de en esaslı şart zım, şen, şad yaşamak ve dinlenmenin lardandır. Görüşü kısa olanlar otomobil zevkını tatmak için... Sonra freni ve akmaceralarına ahlmamalıdır; gözlükleri ne selötörü iyi kullanmak için de kuvvetli ve kadar kuvvetli olurs losun. Otomobil kul etli bacaklar lâzımdır. lanacaklar için görüş sahasının genişliği Dr. Rusçuklu Hakkı de aranacak şeylerdendir; o sahanm darlığı bilhassa virajlarda büyük bir tehlikeye sebeb olur. Renkleri seçmek de böyle. İzmit (Hususî) Bu sene Kocaeli viGöz vardır, kırmızı işaret fenerini görür lâyeti dahilinde yıldınm facialan pek de yeşili görmez... çok vuku bulmaktadır. Evvelki gün İzAncak soğukkanlı olanlar, refleMeri mitin Ketencıler köyünde Kerim isminhızlı işhyenler, iyi görenler bir otomobil de birisi yıldınm isabet ederek ölmüş, seyahati yapabilirler, asgarî tehlikeyle... kardeşi Mecid de ağırca yaralanmıştır. Bundan başka Adapazannm Alaağac köyünde de müthiş bir yıldınm faciası Otomobilin asıl kendisinde de bir ta, olmuş, 5 kişi ölmüş, 3 kişi de ağırca yakim tehlikeler var ki ondan ayrılamaz. ralanmıştır. İlk sıra esans, benzol kokuları gelir, taksi Verilen malumata göre, bu köyde, tarşoförleri gibi uzun müddet arabada bu lada çalışan muhtar Hilmi Yılmaz, ka lunmak zaruretinde olanlar için bu bir rısı Hatice Yılmaz, oğlu Necdet Yılmazla tehlikedir. Uzun müddet benzol buharı Ahmed Bulut, Süleyman Gezer isimleteneffüs etmek, kemiklerin iliklerine do rindeki şahıslar yıldınm isabetile öl kunuyor, bir nevi kansızhk yapıyor: Ben müşlerdir. Ayni mevkide olan Yusuf Gezer, Havzin kansızlığı. Eksozlar iyi işlemezse arava Gezer ve Fatma Bulut da iyi olmaz banın havası oksid dö karbonla karışır, bu derecede yaralanmışlardır. da ayrı bir tehlike olur. Kandıra telefon merkezine de yıldı Bir kış îngilterede üç kişi otomobil se nm isabet etmiş, içinde kimse olmadığı yahatine çıkmışlar, yollan su basmış, ara için zayiat olmamış. Fakat bina ve teleba çamura saplanmış kalmış. Şoför istim fon tesisatı hasara uğramıştır. dad için etrafa saldırmış, yardımcılar gelİzmitte de iki samanlığa yıldınm düşdiği zaman iki kişiyi araba içinde ölmüş bu müş, samanlıklar yanmıştır. Filhakika, Adanada, yazın soğuk su banyosu herkes için en başta gelen ihti yaclardandır. Yeri, hali, vaziyeti müsaid olanlar bu ihtiyaclarını en iyi tarzda tat min edebilirler, ancak buniar, büyük halk kütlesine nazaran mahduddurlar. Geriye kalanlar, yıkanma ve serinleme ihtiyacla nnı ister istemez Seyhanda bulurlar. Bilhassa küçük yaşlarda çocuklar için, ır makta yıkanmak, önüne geçilmesi aüç bir arzu ve inhimak derece^ini alır. Esasen Halkı ( ) h ( ) li diye birbiri nispet itibarile en fazla kayıblar da ya küaleyhine tahrik ederek dövüşmeğe ve hat çük denilebilecek yaştakiler, yahud da buta birbirlerini yaralamağa teşvik edciıleri ranın yabancısı olan insanlar arasında gör ü l m e k t e d i r . • • •> • • t ,.. u , ı<ıLlf niçin cezasız bırakıyoruz? Vakıâ, Belediyemiz, Atatürk parkı Ceza kanunumuzun altıncı fasîm da terbiye ve inzıbat vasıtalarını sui nm bir köşesinde büyük bir vüzme havuistimal edenler hakkında cezaî hükümler zu yaptırmıştır. Fakat bu, daha ziyade vardır. Terbiyeci ve inzıbatçılar aleyhi mahdud sahada kalmağa mahkum lüks ne işlenen cürümleri, herhangi bir şahıs bir iş halindedir. Bizim asıl istediğimiz aleyhine işlenen cürümlerden ayırdede bu değildir: Her arzu edilen saatte, !ier cek hükümler vazetmek lâzımdır. ırmağa girmek istiyen, her yaşta vatan Modern demokrasileri, mutlak idare daşlar için geniş, merasimsiz, parasız bir lerden ve keşmekeşlerden ayıran vasfı mevzuun bulunmasını istiyoruz. mümeyyiz, vatandaşın kendi nefsine hâUmalım ki, sık sık bir aileye matem gekim oluşudur. tiren bu mevzu, artık bundan sonra ciddî SAFAEDDÎN KARANAKÇ1 bir memleket işi diye ele alınır ve derhal tatbikata da geçilir. Bunu umalım ve bekliyelim... Zorba sarhoş Kemal admda biri evvelki akşam adamakıllı sarhoş olduktan sonra, Fatihte Muradpaşa mahallesinde tanıdığı bir kadmın evine girmek istemiştir. Kadın, Kemalin fazla sarhoş olduğunu anlayınca korkarak kapıyı açmamıştır. Bu vaziyeti bir türlü hazmedemiyen Kemal, evin önünde bağırıp çağırarak gürültü etmeğe başlamıştır. Vak'a mahalline gelen bekçiler Ke mali karakola götürmüşlerdir. Suçlu hakkında tanzim edilen zabıt varaka sile dün sabah meşhud suçlar Müddei umumiliğine teslim ve Sultanahmed birinci sulh cezada yapılan muhakeme sonunda bir gün haspe mahkum edilmiştir. Yıldırımdan ölenler 4,5 ay hapis Dün sabah Yemiş çarşısı duvarlarını boyamakta olan Talât adında bir genc sırtından caketini çıkararak bir kenara asmıştır. O civarda kısmet arayan sabıkalı güruhundan Hasanm bir an içinde asılı duran caket gözüne çarpmıştır. Hasan, Talâtın tam işine dalmış bır zamanını gözliyerek yaklaş,mış ve caketi asılı olduğu yerden aldıktan sonra sırtma geçirerek oradan uzaklaşmak istemiştir. Hasan, bu işi yaparken kendini kimsenin görmediğini zannetmiştir. Hal buki Talâtın kardeşi de boya işinde ağabeysile beraber çalışmaktadır. Hasanın şüpheli hareketi gözünden kaçmamış, bir kenara gizlenerek sabıkalmın ne yapacağını gözlemeğe başla mıştır. Hasan caketi sırtma giyip uzaklaşır ken arkasmdan takib etmiş ve polise yakın bir civarda sabıkalıyı yakalıyarak karakola teslim etmiştir. Suçlu Hasan, tanzim edilen zabıt varakasile doğru meşhud suçlar Müddeiumumiliğine getirilmiştir. Sultanahmed birinci sulh cezada yapılan muhakemede suçlu, caketi satın aldığım iddia etmişse de bu iddi asını ispat edememiştir. Muhakeme sonunda suçu sabit görülen Hasan, dört buçuk ay hapse mahkum edilmiştir. Prof. Salih MURAD Otomobille çarpışan motosiklet Dün sabah saat 9.30 da Suadiye civannda asfalt cadde üzerinde bir otomo bille bi1 motosiklet çarpışmıştır. Kaza neticesinde motosikleti idare eden Devlet Demiryollan kursundan İsmaille ar> kadaşı Zeki yaralanmıştır. Otomobildekilere birşey olmamıştır. İsmailin yarası ağırdır. Polis, hâdise hakkında tahkikata başlamıştır. Gencliği bir heyecan kaynağı olarak kabul edenlerdenim. Fakat bu heyecanın mazbut, makul ve ımahalline masruf ol ması icab eder. Gayrimazbut heyecan, şuursuz ve haksız bir ameldir ki cemiyetin müessis nizamları karşısında kırılmağa, akamete uğramağa mahkumdur. Böyle bir heyecanın, heba olmuş bir kudret Karısmı yaraladı Çırçırda Gülbahçe sokağında oturan kasab Rıza ve karısı Meryem, Yenikapıda gezerlerken aralannda bir münakaşa çıkmış, fazla sinirlenen Rıza bıçağını çekerek kansını baldından yaralamıştır. Suçlu vak'ayı müteakıb yakalanmıştır. Çantayı çarptı Hayar admda sabıkalı bir yankesici, dün, Tahtakalede Ali adında birinin içinde 640 kuruş bulunan çantasını çarpmıştır. Fakat yakalanacağını anlayınca çantayı yanındaki arkadaşma vererek kaç mıştır. Vak'ayı müteakib yakalanan Haydar, karakola götürülürken bekçiye bıçak çekmiştir. Haydar, bu iki suçtan dün cürmü meşhud mahkemesine verilmiştir. Heyeti hâkime, muhakeme esnasm da şahidlerin bazı ifadesinde mübayenet görmüş, neticede bıçağın silâh olup olmadığı hususunun bir ehli vukuf tara fmdan tespitine, para çantasile kaçan arkadaşmm yakalanmasma intizaren Haydarm tevkifine karar vererek mu hakemevi talik etmiştir. ı Ingîliz Harbiye Nazırmm Paris seyahati J c Parise giden Mısır askerî heyeti J Sarhoşluk yüzünden.. Boğazkesende oturan Mustafa oğlu Kadri ile Beyoğlunda Hatay pastahanesinde çalışan Mes'ud arasmda sarhoşluk yüzünden kavga çıkmıştır. Fazla hiddetlenen Mes'ud, bıçağına sanlmış, arka daşı Kadriyi sol böğründen yaralamıştır. Bakır maşraba ile... Aynalıçeşmede oturan Yaşarın 3 yaşmdaki oğlu Emin, evin bahçesinde oy narken bir pencereden yuvarlanan bakır maşraba ile ağırca yaralanmıştır. Bayırdan yuvarlanan kız Bülend isminde 10 yaşlannda bir kız, dün, Selimiye civarmdaki Karlıkbayırı denilen mahalden yuvarlanarak yüzü nün muhtelif yerlerinden yaralanmış, Nümune hastanesine kaldınlmıştır. Virajı dönerken düştü Beşiktaşta Fırm sokağında oturan 13 yaşlannda Abdülkadir, bisikletle Yıldız Fransa İnpilız Harbiye Nazın Hor Belışa'nm Parisı ziyareti müna caddesinden geçerken bir virajda kayasebetile «Fransa İngiltere birliği» cemiyeti büyük bir ziyafet vermiştir. rak düşmüş, başından ve muhtelif yerBu ziyafette Hor Belişa ile Fransız Hariciye Nazın Bone de hazır bulunmuştur. lerinden ağır surette yaralanmıştır. Bıçakla yaralanan kadın Mecidiye köj^ünde oturan dokumacı Adil, Abanoz sokağında 41 numaralı evFransa P.ııise gelmiş olan Mısır askerî heyeti sefir Fahri Paşanın de oturan Hasan kızı Nedimeyi bıçakla riyaseti altında Mcçhul asker abidesine çelenk kovmuştur. Resmimizde Mısırın yaralamıştır. Nedime tedavi altına almmış, Adil yakalanmıştır. Paris sefiri Fahri Paşa abidedeki defteri mahsusu imzalarken görünüyor.