Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET 13 îkincifesrin 1939 Şehir ve Memleket HaberleriJ Pamukyağı yerine zeytinyağı satmış! Bir bakkal aleyhine açılan dava hayli meraklı safhaya girdi Bir bakkal aleyhine umumî hıfzıssıhha kanununa muhalif harekette bulunduğu iddiasile açılan bir davada, muhakeme; hayli enteresan bir safha göstermektedir. Davaya İstanbul altıncı asliye ceza mahkemesinde bakılıyor. Dava edilen, Beyoğlunda Okçumusada bakkal Ahmed dir. Dükkânmdan, belediyece, üzerinde «halis pamuk yağı» etiketı bulunan bir şişe ahnmış, içerisindeki mayi Belediye kimyahanesinde tahlil ettirilmiş, bunun «halis zeytinyağı» olduğu anlaşılmış, ve şimdi mahkeme, bu hâdisenin umumî hıfzıssıhha kanununa aykırı olup olmadığmı tayin ve tespit için, araştırma yapıyor Halis olan pamukyağı yerine gene halis olan zeytin yağı satmak, bu mahiyette midir ve hele bunda bir kasıd olabilir mi> Bu araştırma sırasında mahkemeye çağırılanlardan biri de, Beyoğlu Belediye doktoru Ahmed Kemal Somerdir. Hâkim Arif, kendisine soruyor: Faraza, zeytinyağının kilosu 55 kuruşa ise pamukyağının kilosu 35 kuruşa olmasına ve zeytinyağının daha faydalî ve kıymetli bulunmasına göre, bunun pamukyağı yerine ve fiatına, yani satanın zararına, müşterinin kârına satılmasına ne mana verirsiniz? Dükkâncınm bunda herhangi bir kasdı olabilir mi ve olabilirse ne gibi bir kasdı? Pamukyağı, elbette ve daima zeytinyağından daha ucuzdur. Buna naza ran, pamukyağı satıyormuş gibi zeytinyağı satmakta gayrimeşru bir maksad, gayrimeşru kazanc temini mevcud olmamak lâzım gelir. Sonra sıhhate muzır olmak da mevzuubahs değildir. Bilâkis, zeytinyağı pamukyağından daha fayda vericidir. Siyasî icmal Lehistan facjası srımızın en büyük faciası Lehistanın ve Leh milletinin uğramış olduğu müellim felâkettır. Oyle bir felâket ki Avrupanın en büyük ve en mütemeddin milletlerınden birinin hal ve akıbetile alâkadar olmakla kalmayıp Avrupanın şarkındaki ikinci ve üçıincü derecede devletlerin de siyasî ve askerî emniyet ve terakki temellerini sarsmış ve bahusus mahkum ve esir milletleri son derecede yese ve ümidsizliğe düşürmüştür. Şimalî kutubdan Hind Okyanusuna kadar olan sahada dizilmiş olan ikinci ve üçüncü derecedeki devletlerin dahil bu lunduğu emniyet sisteminin anahtar taşım gerek nüfusu, gerek sahası ve bahusus ordusile büyük Lehistan teşkil ediyordu. Bu merkezin askerî noktadan ortadan kalkmasile bu manzumeye dahil memleketlerin hemen hepsi açıkta kalmış ve çorab söküğü gibi birer birer hürriyet ve istiklâlleri, mülkî tamamiyetleri tehdid ve ihlâle uğramıştır. Bu devletler şimalde, cenubda, şarkta bulunsunlar, şimdi kendi emniyet ve selâmetlerini korumak ümıdile blok ve garanti gibi türlü türlü yeni çareler arıyorlar. Bunların tesir ve isabetlerini ancak istikbal gösterecektir. Meselâ Fınlândiyanın karada sevkülceyş cihetinden en mühim ve gene umranî ve iktısadî noktadan en hayatî topraklannı ve denizde ve havada dahi istiklâl ve tamamiyeti için elzem olan liman ve adaları Rusyaya terketmesi için Sovyetlerin yaptığı ısrar ve tazyik karşısında îskandinavya devletleri Isveç, Norveç ve Danimarkanın ayni zamanda kendi mülklerinin emniyetıle alâkadar olan garbî Avrupaya ve Atlas Okyanusuna doğru Rusyanın yeni hulul ve nüfuz teşebbüsü karşısında istişarede bulunarak Finlândiya ile mütesanid olduklarmı ilân etmeleri çok mühimdir. Ekiplerde çalışacak olan sekiz bin kişi seçildi Bina ve müesseselerdeki korunma tedbirlerini tespit eden yeni bir talimatname hazırlandı Pasif müdafaa A Fransız kızları, cephelerdeki nişanlılarına kırmızı gül yerine kanlarını gönderiyorlar Bir adamdan öbürüne kan vermek birçok hayatı kurtarıyor ve bugiin harb cerrahlığında birinci plânda yer tutuyor. Bilirsiniz, hastalıkla kanı bozulmuş, yahud çok kan kaybetmiş, hemen hemen ölmek üzere bulunan zavalhların damarlarına sağlam bir kimsenin kanı şiringa edilir. Usul malum: Yanyana yatırılmış iki kişi; kan verenin dirsek büklümündeki kara kan damarına bir iğne saplanır; iğnenin içi boş ve havası ahnmış bir boru ile kan verilecek adamın kara kan damarına saplanmış diğer iğne ile bağlıdır. Aralarına yerleştirilmiş çekici bir tulumba ile kanın akışı ve ölçüsü tanzim edilir. Adî bir şırınga ile de kan verilebilir. îş, her türlü takayyüdle kara kan damanna yapılan bir kan şırınga etmek ameliyesidir. Usule göre, ya sade kan şırınga edilir, yahud bu, kanın pıhtılanmasma engel olacak bir madde katılarak yapılır. Kansızlıktan hayatı sönmek üzere bulunan birine kendi kanından vermek bir fedakârhk sayılır; bunda vicdanı okşıyan bir haz vardır. Bu fedakârlığın kan verene bir zararı dokunmaması yapılan iyiliği değerden düşürmez. Hastanın, yaralının yakınları, dostları bu kurtarıcı rolünü yapmak için sevinerek atılıyorlar. Hastane hızmetçıleri de kanlarını vermekten çekinmiyorlar. Onlar da bu hizmetlerile öğünseler yeridir. 'Fransada, büyük şehirlerde son zamanlarda «Kan verme» merkezleri ku;şr,ulmuştur. Oralara müracaatinizden bir saat sonra istediğiniz kadar taze ve temiz kan bulabilirsiniz. Kan verenlerin her biri ayda 500 gram kan veriyor ve bir gram kan için bir frank alıyor. Kan verenlerin sıhhati yerinde olmalıdır. Kanlarında bulaşık hastalıkları tohumları bulunmamalıdır. Sağlam ve sıhhati yerinde olmak da kâfi gelmez... Verenle alanın kanlarını birbirine uyup uymıyacağını da düşünmek lâzımdır. Herkesin kanı birbirile karıştırılamaz. A bölüğündeki bir adam, kanmı ancak A bölüğündeki adama verebilir; B bölüğünde bulunan adamın kanını da ancak B bölüğündeki adama vermelidir. Buna riayet olunmaz da, B de bulunan bir kimse, A dakinin kanını alırsa, kanı artmak şöyle dursun kanındaki kırmızı yuvarlacıklar bir araya toplanır ve harab olur. Bu, zehirlenmenin bir türlüsüdür. Yalnız O bölüğünde bulunanların kanı her bölükteki insanların kanlarına uyabilmektedir. Bir kimse hangi kan bölüğündedir? Muhtelif bölüklerdeki kimselerin serumları doldurulmuş, üzerleri numaralı tübler. Bu serumlar ince cam levhalar üzerine yayılır. Kanı muayene olunacak kimsenin parmağına bir iğne batırılır, çıkan kan damlaları cam levhalardan herbıri üzerine konur. Eğer kanlar uygunsa kanla serum halitası pembe bir renk alır. Değilse kırmızı yuvarlacıklar bir araya toplanır ve kırmızı tuğla tozları yığmtısı gibi görünür. Eğer A serumunda erirse, kan, A bölüğündedir. Fakat O bölüğündeki kan her serumda erir. Damardan damara taze kan vermek daima artan ihtiyaclara artık yetişmez olmuştur. Ölüleri dirilten bu devadan çok miktarda el altında bulundurmak ihtiyacı vardır. Çabuk bozulan bu çok kıymetli madde diri olarak bozulmadan saklanabiliyor. Pariste «Sent Antuvan» hastanesine kadmlar gelip kanlarını veriyorlar. Orada hususî laboratuarda bu kanları muhafaza edilmek üzere hazırhyorlar. Gazeteler, radyolar bu insanî hamleyi kasabalara ve köylere varıncıya kadar yayıyorlar ve halkı teşvik ediyorlar. Kanını verecek erkek veya kadını dikkatli bir sıhhat muayenesinden geçiriyorlar. Kanının hangi bölükten olduğunu tayin ediyorlar. Bunları içinden O bölüğünden olanlar seçiliyor. Muayene olunanları yüzde 40 ve 45 i bu bölükten çıkıyor. Elverişli olduğu anlaşılan kan vericinin kanı çekiliyor ve isterilize edilmiş ince borularla iyice kapalı bir cam kab içine akıtılıyor. Kanm pıhtılanmaması için glikozlu sitrat dö sud mahlulü karıştırılıyor. Bir kişiden ancak 200 gram kan alınıyor. İçine kan toplanan kab bir litreliktir; bu kaba birçok kimsenin kanı toplanır. Kanını verenlerin elinde birer fiş bulunur; kan verdikleri tarih oraya yazılır. Bir adamdan her ay 200 gram kan alınır. Kan alınırken batırılan iğnenin acısından başka hiçbir fenalık duyulmaz, Damarlardan çıkan kanm rengi koyudur, sterilize edilerek biraz hava verilirse güzel bir koyu kırmızı renk bağlar ve sonra kendi haline bırakılır ve süzülür. Her biri iki yüz ellişer gramlık cam ampullere taksim olunur; ampullerin ağızları lâmba ile kapatılır. Her ampul mukavva mahfazalara konularak 2 ^ derecei hararette saklanır. Kan, bu hararet muhafaza edilmek şartile ve ışığa gösterilmiyerek uzak mesafelere kadar götürülebilir. Bu kan konservesmi kullanırken, bedeninkine müsavi bir sıcakhkta ısıtmahdır. Kan konservesi damarlardan taze taze çıkarılan kanın işini görür. Fransız kızları bu şekilde cephelerdeki nişanlılarına k'rmızı gül yerine kendi al kanlanm gönderiyorlar. Bir sıhhî imdad ekipi vazife halinde... Pasif korunma hazırlıkları ehemmiyete devam ediyor. Ekiplerde çalışmak üzere 6 0 6 1 yaşları arasında 8,000 kişi seçilmiştir. İmdadı sıhhî, gaz temizleme, itfaiyc ve inhidam ekiplerinde çalışacak olan bu 8,000 kişinin muayeneleri yapılmaktadır. Bunlardan sıhhî vaziyetleri müsaid olmıyanlann yerlerine daha ileri yaştakiler arasından sıhhî vaziyetleri müsaid olanlar davet edilecektir. Halen bu ekiplere ayrılanların muayeneleri kaza hükumet tabibleri tarafından yapılmaktadır. Muayeneler tamamlandıktan sonra mezkur yaştakilerin her bireri sıhhî vaziyetlerinin müsaadesine ve kabiliyetlerine göre ekiplere ayrılacaklardır. itfaiye ekipi ne aynlanlar tayin edilecek müddetler zarhnda kendi kazaları dahilindeki itfaiye gruplarına giderek talim göreceklerdir. îmdadı sıhhî ekiplerine ayrılanlar ise gene her kazada hükumet tabiblerinin yanında açılacak kurslara devam mecburiyetindedirler. Bu ekiplerden en mühiramı az arama ve gaz temizleme ekipleridir. Bunlar için Eminönünde doktorlarla küçük sıhhiye memurlarına mahsus bir kurs açılacak, bu kursta geçenlerde Ankarada açılan yüksek kursa devam etmiş sıhhat memurları tarafından yeni tarz gaz arama ve temizleme usulleri gösterilecektir. Kursu ikmal edenler kendi kazalarında teşekkül edecek ekiplerin efradına gaz temizleme ve gaz arama usullerini göstereceklerdir. Bu suretle İstanbulun pasif korunma işlerinin umumî kısmı ikmal edilmiş olacaktır. Bina ve müesseselerde yapılacak hazırlıklara gelince, îstanbul vilâyeti Seferberlik müdürlüğü evvelce bunun için büyük bina ve müessese sahiblerinin tatbik etmek mecburiyetinde olacaklan pasif korunma tedbirlerine aid bir talimatname vücude getirmişti. Mezkur talimatnamede bazı tadilât icrasına lüzum görülmüş ve yeni bir talimatname hazırlanmıştır. Bu talimatname yakında bütün müessese ve evlere tevzi edilecektir. Talimatnamenin tevziinden sonra bunun kontrolu için heyetler teşkil edilecektir. Yeni talimatname, bilhassa bir apartımanda oturan kiracılardan kimlerin pasif korunma işlerile meşgul olacaklarını tayin etmekte, herkese vazife vermektedir. Amelî pasif korunma işlerinde kadmlara yalnız müessese ve ev dahilinde vazifeler tahmil edilmiştir. Diğer taraftan halkın şehir dahilındc yaptıracağı nümune sığınaklan için evvelce bir plâh gönclerilmişti. Bu plânm yerine yeni bir nümune gönderilmiştır. Bu nümuneler kazalsîa dağıtılmıştır. Kaymakamlar yakında kendi kazaları dahilinde bu sığınaklardan birer tane inşa ettireceklerdir. Bunlar için icab eden tahsisat verilmiştir. Alâkadarlar ayni zamanda umumî sığınaklar işile de meşgul oluyorlar. Beşiktaştan Çirağan sarayına kadar uzayan ve içerisi binlerce kişiyi istiaba kifayet eden muazzam bir yeraltı mahzeninin mevcud olduğu haber alınarak tetkikat icrasına başlanılmıştır. Şu halde, dükkâncınm böyle satma sına sebeb ne? Yanlışlıkla şişelerin, etiketlerin biribirine karıştırılması, sebeb olabilir. Bununla beraber, bu işte bir ciheti zikretmek sterim. Kendisi, en çok Yahudilerle meskun bir semtte bakkâldır. Yahudfler de hemen umumiyetle zeytinyağı yerine pamukyağı kullanırlar. Onların zeytinyağı lıcısı olmamaları, zeytinyağının pamuk yağı diye satılması ihtimalini hatıra getiriyorsa da, tabiî kat'î bir şey diyemem! Yani müşteri kaybetmemek maksadı, öyle mi? Lâkin, bu maksadla heıhan;i bir dükkâncı paraca kendi zararına satış yapar mı? Müşteriye bu derece ikramda bulunur mu? Hayır. İşin orası da dediğiniz gibiŞEHİR İŞLERİ dir! Dava edilen, bu işte sadece bîr yanlışKar makinesi satılıyor lık olduğunu, kendisi dükkânda yokken Bundan sekiz, on sene evvel, Belediye, çırağı Mehmedin iki etiketi biribirine ka karların temizlenmesi için bir makine sanştırdığını söylemektedir ve kasdı olma:ın almıştı. Bu makineden senelerdenberi dığına dair muhtelif müdafaa şahidleri istifade edilememektedir. Bunun sebebi, vardır. makinenin ancak yarım metreden fa7İa Müddeiumumî muavini Necati, diğer arları temizleyip aşağısı için işe yara birkaç şahidin de çağırılması isteğinde bu mamakta olmasıdır. Bursa Vilâyeti, îsunmuş, muhakemenin devamı bayram er tanbul Vilâyetine müracaatle bu kar matesiye kalmıştır. inesini satm almak istemiş, Belediye de muvafakat cevabı vermiştir. ADLİYEDE 16 suçlu Adliyede Dr. Rusçukla Hakkt Simitçiye çarptı Taksimde Gümüşsuyu caddesinde Mühendis mektebi önünden geçmekte olan simidci kırk dört yaşında Mehmed oğlu Kâzıma, Hamdinin sürdüğü 2319 numaralı otomobil çarpmıştır. Tahkika td başlanmıştır. Ayağından yaralandı Tramvayın fren hava deposunu açmış! Sultanhamamında Çeşme yokuşunda 45 sayılı evde oturan 54 yaşında Bay ram, Beyoğlunda Meşrutiyet caddesinde, bir kaldırımdan karşı kaldırıma ge çerken, Erenköyünde Bekâr sokağında 11 sayılı evde oturan Fazıl oğlu Refiğin idaresindeki hususî otomobilin sadmesine uğramıştır. Bayram sol ayağından yaBuçak kazasında yangın ralanmış, suçlu Refik yakalanmıştır. PoBurdur 12 (a.a.) Dün, geceyarı lis ve Adliyece tahkikat ve takibat yapılsmdan sonra Buçak kazasında bir çiftçi maktadır. nin evinden çıkan yangın büyümek tehliÇifte atan at kesi göstermişse de buradan gönderilen Kasımpaşada Zindanarkasında otu İtfaiyenin seri müdahalesi ile üç ev yanran Hasan kızı Safiye, Bahriye cadde dıktan sonra söndürülmüştür. Yangında sinden geçerken doktor Manoele aid olup 6 çift öküz yanmıştır. sürücü Hasan tarafından kullanılan at, Vatman, müşkülâtla büyük bir tehlikenin önüne geçti ATATURK İÇJNL.. Yazan: İsmail Habib Büyük Atamız için yazılan en son eser çifte atmış, Safiye başından ağırca ya ralanarak, hastaneye kaldırılmıştır. Sü rücü Hasan yakalanmıştır. Yerleştirilen göçmenler Izmir 12 (a.a.) Bulgaristandan şehrimize gelen 300 nüfusluk 130 aileden mürekkeb göçmen kafilesi Bergamaya ve 21 aileden mürekkeb diğer bir kafile de Menemen köylerine yerleştirilmişlerdir. Goçmenlerin yanında harman ve tohum makineleri, çift hayvanları ve aletleri de vardır. Tramvay içerisinde, bütün yolcuların hayatını tehlike karşısında bırakan bir kdza atlatılmıştır. Feriköyünde Baruthane caddesinde otuz sekiz sayılı evde oturan Kasım oğlu Refik, Kurtuluştan 287 sayılı tramvaya binmiş, arka sahanlıkta durmuş, tramvay Harbiyeye doğru yol almıştır. Bu sırada Refik, elindeki somun anahtarile fren hava depolarını kurcalamış, açmıştır. Bu hareketi zamanında görülmüş, tramvayı idare eden vatman İsmail, tramvayı derhal durdurarak, aldığı bu tedbirle tehlikenin atlatılması imkânı bulunmuştur. Elindeki aletle fren hava depolarını açan Refik, yakalanmıştır. Suçlu, hakkında takibat aValinin Bükreş ziyareti çılmak üzere adliyeye verilmiştir. Hâdise Rumanya Propaganda Nazırının dasırasında tramvay yolcuları hayli telâş veti üzerine Vali ve Belediye reisi Dr. geçirmişler, korkudan haykırışanlar ol ,utfi Kırdar bugün refikasile birlikte Rumanyaya gidecek ve bayramı oradı muştur. geçırecektir. Lutfi Kırdar, bu akşam saat beşte hareket edecek olan Rumanya Bayram namazı vapurile Köstenceye ve oradan Bükreşe Ezanî : 2 , 3 9 gidecektir. Vali, cuma günü şehrımıze Zevalî : 7 ( 3 2 avdet edecektir. İstanbul Emniyet müdürlüğü memurları son üç gün zarfında şehrin muhtelif semtlerinde yaptıkları meşhud suçlarda 16 kişi yakalamışlar, Adliyeye gönder mişlerdir. Bunlar, Ali oğlu Mehmed, Hasan oğlu Muzaffer, Hasan oğlu Şaban, Osman oğlu Fikret, Ali oğlu Mehmed, Akif oğlu Emin, Yuvan oğlu Kostantin, Mehmed oğlu Ali Osman, İhsan cğlu Hıfzı, Mustafa oğlu Cafer, Hüse yin oğlu Receb, Nesim oğlu Yasef Beîstikraz parası nerelere har, Faik oğlu Hakkı, İbrahim oğlu sarfedilecek? Mehmed, Hüseyin oğlu Mustafa Kadri, îstanbul Belediyesi, Belediyeler Ban Aşir oğlu Şaban isimlerindedir. kasından yaptığı 5 milyon liralık istikraMÜTEFERRİK ın şimdiye kadar ancak 1,100,000 lirasmı çekmiştir. Bu para, îstanbuldaki banAltı Iraklı talebe alara yatırılmıştır. Belediye bunu ancak Dünkü Semplon ekspresile Paristen imar işlerine sarfedecektir. Eminönü şehrimize altı Iraklı talebe gelmiştir. BunJnkapanı yolunun her iki tarafına isabet lar, memleketlerine gideceklerdir. den arsalar kanunen kendisine geçtiğinden, Belediye, bunları kıymetlendirip saAğaca çarpan kamyon acak, bedelini istimlâk için sarfettiği paKasımpaşada Bahriye caddesinde ranm yerine koyacaktır. Binaenaleyh bu müskirat bayii Rızanın 4 numaralı dükistikrazla diğer işler yapılmış değildir. kânma bira getiren înhisarlar idaresine KÜLTÜR İSLERİ aıd 182 numaralı kamyon, dükkân önündeki ağaca çarpmış, ağac devrilmiştir. Amerikaya gidecek talebeler Kamyonun şoförü hakkında takibata gi25 ikinciteşrin tarihinde Pireden Nev rişilmiştir. yorka hareket edecek olan Ellas vapurile Tramvaydan düşen çocuk 103 Türk talebesi Amerikaya hareket edecektir. Bunların arasında Etibank naTopkapıdan Sirkeciye gıtmekte olan mına tahsilde bulunacak olan 25 falebe 18 numaralı tramvay arabasına asılan Sarıyerde îmam İsmailin 12 yaşındaki de vardır. VtLÂYETTE oğlu Ekrem, yolda düşmüş, başından yaralanmış, hastaneye kaldırılmıştır. iki ateş arasmda bulunan Rumanyayı yeni Balkan blokunun kurtanp kurtaramıyacağmı da gene yakın istikbal gösterecektir. Halbuki kuvvetli Lehis tanla münakid askerî ittifak sayesinde Rumanya, Umumî Harbden sonra daima şark cihetinden emniyet ve huzur içınde yaşamıştı. İki asra yakın bir zaman evvel Lehistanın istiklâlini kaybetmesile Avrupa muvazenesi ve Lehistan ayarındaki bütün devletlerin emniyeti bozularak nihayet Umumî Harbin zuhuru çaresiz olduğu gibi şimdi de Lehistanın askerî ve mülkî mevcudiyetini kaybetmesile memleketin Almanya, Rusya, Litvanya ve Slovakya arasında taksim edılmesi Avrupanın muvazenesmi ve küçük devletlerin ve mahkum milletlerin halâs şartlarını gene ortaya atmıştır. Leh milletinin bu defa uğradığı felâket, vicdanları isyana sevkedecek kadar fecidir. Memleketin garb nısfında zabit, memur, ticaret erbabı ve milliyetçi bütün sınıfların mensublan en şiddetli takibatla karşılaşmıştır. Şark nısfında ise halkın silâh tutabilecek yaşta bulunanlan harb esiri muamelesi görmektedir. Almanya eski hududları dahilindeki Lehlileri eski Rus Lehistanına tehçir ederek yerine Baltık memleketlerile Sovyet idaresi altındaki şarkî Lehistandan getirilmekte olan Almanlar iskân edilmektedir. Lehistanın üç buçuk milyon tutan Yahudi unsurunun üç milyonu Alman idaresi mıntakasındadır. Bunlar dahi, eski Lehistanın tam ortasında ve Vistül ve şimalî Bug nehirleri arasmdaki Lüblin havalisinde toplu bir halde yerleştiril mektedir. İhtimal eski Almanya, Avusturya ve Çekoslovakyadaki bütün Yahudiler buraya nakledilerek beş milyon nüfuslu bir Yahudi mıntakası vücude getirilecektir. Leh milletinin uğradığı felâketten umum milletleri son derece elem duy^akta, bir an evvel halâsmı can ve gö~ nülden düemektedirler. Muharrem Feyzi TOGAY Basın Kurumunun umumî heyeti toplanıyor İstanbul Basm Kurumu reisliğinden: İstanbul Basın Kurumu heyeti umumıyesi üçüncü toplantısım lt? ikinciteşrin 1939 perşembe günü saat 14,30 da Kurumun Beyoğlundaki merkezinde yapacaktır. Saym azamızm teşriflerini rica ederiz. Çocuğa çarptı Tophanede Boğazkesende 3 numarada oturduğu anlaşılan Abidin oğlu 7 yaşında Muhiddine, Beyoğlundan geçtiği sırada, soför Halil oğlu îhsanın kullandığı 1651 sayılı otomobil çarpmış, çocuk ayağından hafifçe yaralanmıstır. Çöpçüye dayak atmışlar! Beyoğlunda Nev'izade sokağında 4 numarada oturan ve Abidinin lokantasında garsonluk yapan Ali ile arkadaşı Zühtü, bir meseleden dolayı çöpçü 232 numaralı Ali Çınara dayak atmışlardır. Dudağı yarılan çöpçü polise gitmiş, muayeneye sevkolunmuş, tahkikat icrasına geçilmiştir. Cumhuriyet Nüshası 5 truruştut Aboneşeraıtı}™^ Senelik Alb avlık Üc avlık Bir aylık 1400 Rr. 750 400 150 "^ c 2700 Kr. 1450 • 800 » Soktar