25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 Temmuz 1938 CUMHURÎYET * « ^ • ' ~ ^ ~ . . ^ ^ « » • »• Seyahat ve macera hikâyesi tnerakh şeylerj Zabıt kâtiblerinin yerine.. Her şey tekâmül edıyor ve her şey makineleşiyor. ALmanyada bazı mah kemelerde zabıt kâtiblerinin yerine plâk doldurma makineleri kullanılmıya başlandı. Gerek sorgu hâkiminın vazifesini ifa ettiği esnada, gerekse muha kemelerin cereyan ettiği anlarda hâ kimlerin suallerile davacı, suçlu ve şa Çocuk hayatından levhalar İFAYDAU B.LGİLER ( Muharrirlerin züğürdlüğü İngiliz münakkidlerinden Levisha •* m'm dünya edıbleri hakkında toplamış olduğu malumata gore büyük muhar ^ rirlerden hiçbiri dehasının maddî mü * kâfatını görememiş, yarattığı şaheser • • lerden hayatta iken büyük istifadeler edememiştir. Bugün herkesin eserlerine tapındığı Yunan şairi Homer, bir gece misafir kalmak ve bir öğün yemeK mukabili Odise ve îlyada'dan parçalar okurdu. İngiliz şairi Milton «Kaybolaıi Arslanlar Vadisi [Ccçen defa çıkmı$ kısmın hulâsası: Kâşif seyyahlardan Pierre Libert ile oğlu Andre ve kardeşi Rdouard Afrikada bir seyahate çıkmı$ lardtr. Victoria gSliınün biraz daha aşağısmdaki «Asianlar vadisi» ne git mek üzere hazırlanmaktadırlar. Yanlarma Bengo nammda bh zenci çocuğumı da ahçı ve hizmdçi olarak alıyorlar.] hıdlerin bunlara verdikleri cevablar zabıt kâtibleri tarafmdan yazılacağına, plâk doldurma makineleri vasıtasile Bir anne yavrularile birlikte oynarken... Ertesi gün dördü plâğa almmaktadır. Sonra gerek hâ de kamyonetin etrakimlerin, gerekse avukatların dosyayı fında toplanmışlardı. tetkik etmek istedikleri vakit, yahut da Pierre ile oğlu Andre arabanın tekerlek Epey yol aldık, sıçradık, sarsıldık, suçlunun, davacının huzurunda kendi lerini ve sair nazik yerlenni dikkatle mu yorulduk, geceyi kamp kurarak burada sözleri tekrar edilmek icab ettiği anda ayene ediyorlar, Edouard da tüfeklerini geçirebiliriz! dedi. bu plâklar bir gramofon makinesine kove kurşunlarını ihtimamla yerlerine yer Bengo, sür'atle mutfak alât ve edeva nup çahnmaktadır. leştiriyor, küçük Bengo'ya gelince o da tmı dışarı çıkardı, beş on dakika içinde Bu suretle davacının ve suçlunun esmutfak alât ve edevatından noksan bir mükemmel bir çayla, güzel bir omlet ha ki söylediklerini inkâra kalkışmaları şey kalmamasma ve erzakm uzun bir se zırladı. ihtimali de yok edilmektedir. Çünkü «zabıt kâtibi yanlış kaydetmiş!> iddiayahate kâfi gelecek derecede olmasını tetnsan uykusu olduğu zaman çol az sında bulunabilecek o adamlar, hiç şüpmine çalışıyordu. Andre ile Bengo çok yemek yermiş, derler. Bu söz çok doğru hesiz lâkırdıları ağzından çıktığı gibi tan sıkı fıkı dost olmuşlardı. Yalnız Animiş. Dördü de biraz çimlendikten sonra zaptetmi§ olan plâğa kat'iyyen itiraz edre'nin mütemadiyen gülüp şarkı söylekendilerine yatak vazifesini gören torba demiveceklerdir. mesine mukabil küçük zenci bir parça lara girdiler. Yaktıkları büyük fenerlerin müteessir ve düşünceli görünüyordu. Benziyasmda etrafta sırtlan cinsinden bazı go, yabancı seyyahlann sözlerine hayret hayvanlann dolaştıklarını, fakat aydmlık etmişti, aslanların nazik ve tatlı olacakKivıler, yalnız İngıltere müstemle yüzünden yanlarına yaklaşamadıklarını larına, insana dokunmıyacaklarına bir kelerinden «Yem Zelânda» adasında yagörüyorlardı. Fakat sivrisinekler hiç de türlü akıl erdiremiyor, diğer taraftan kenötekilere benzemiyorlar, bilâkis fenerler şıyan ve kuşa benziyen bir takım hay vanlardır. Kuşa benziyen diyoruz, çündısine yeni verilraiş olan ayakkabile ce dolayısile seyyahlann tepesinde dolaşa kıi kuşlar gibi kanadları mevcud olduket ağır geldiği için serbest hareket ederak cehennemî musikilerinin ardını arkası ğu halde kat'iyyen uçamazlar. Gagaları miyordu. Çünkü şimdiye kadar ormanlarnı kesmiyorlardı. uzun ve ucları sivridir. Ayakları da çok da, kırlarda hep yalın ayak başı kabak Ertesi gün erkenden arabayı bataklık gezmeğe alışmıştı. Pierre bir aralık: tan çıkarıp temizlediler. Herkes yerli ye Herkes hazır mı? rine geçti. Bütün eşya kamyonetin içine 8 Eyüb orta okul 603 Kadri Erseven Diye bağırdı. Bütün seyyahlardan «e muntazam surette yerleştirilmişti. Fakat Bilmeceyi doğru çöaenlerden bize fo9 Afyon Kadihamam civarında zavet!» cevabmı ahnca sefer heyeti reisi Bengo hâlâ sağa sola seğirtiyor, köşeyi toğraf gönderenlerin resimlerini bas dıreksiyon başma geçti. Motörü işletme bucağı bir şey anyormuş gibi altüst edimıya devam ediyoruz. Fakat burada hireci Sadeddin mahdumu Altınkaya. 10 Bursa Tekemesçid mahallesi sini müteakıb kamycnet evvelâ şarka doğ yordu. Nihayet ağlar gibi bağırdı: resmi çıkmak mutlaka hediye kazanmış Ürün caddesi 10 No. da Orhan. ru, sonra da biraz cenuba doğru meyleolmaklığa delâlet etmez. Mükâfat ka Yepyeni ayakkablarım meydanda 11 Aksaray Oyunbozan sokağı 11 derek yol almağa başladı. Hattıüstüvazananların ismi her ayın ilk haftasında yok... Kaybolurlarsa acırım doğrusu... numarada Muallâ. dan ancak bir derece şimalde bulunuyorneşrolunan büyük listeye yazılır. Sol Avcı Edouard sordu: 12 Antalya Dumlupmar ilk okulu lardı. Nairobi'den on beş kilometre kadaı dan sağa sıra ile: Dün akşam nereye koymuştun? 250 Selma Ekim. uzaklaştıkları zaman yol ancak hafif bir 1 Kastamonu Muradbay okulu 124 Sandığın üzerine... meyilden ibaret kalmıştı. Kamyonet yü13 Galata Necatibey caddesi DöşeSelma. H a anlaşıldı... Onlan sırtlanlar rümüyor, sallanarak gidiyordu. Bereket 2 Haydarpaşa lisesi 1962ıGalib Öz meci sokağı 1 No. da Ahmed. yemiştir... Çünkü nıubarek hayvanlar de kuvvetli ve yırtıcı tırnaklarla müceh versin sağlam ve muvazeneliydi. Yoksa hezdir. Onun için gerek gagalarile, ge toprak. 14 Sütlüce Karaağac caddesi 138 riyi çok severlej..* devrilmesi ve kırılması işten bile değildi. rek pençelerile kendilerini bir takım Bir müddet mahzun, ve düşünceli bir 3 Köprübaşı tstasyon caddesi 19 No. da A1L Yavaş yavaş arazi enteresan olmağa ba§~ hayvanlara karşı pek iyi müdafaa ede15 Edirne Gazi ilk okulu 39 Sadedladı. Kamyonetin hizasında kalabalıkça tavırla ne yapacağım şaşırmış gibi duran bilirler. Aydmlıktan pek hoşlanmadık No. da tbrahim. 4 Beyoğlu 9 uncu ilk okul 427 Le din Esentürk. bir yabani eşek sürüsü yiirüyor, bu acayib arab çocuğu anide değişti. Kahkahalarla ları için gündüzleri birer çukura girip gülerek, parmak şakırdatarak, göbek atıp otururlar. Ancak geceleri gezmeğe ve man 16 Gazi Muhtar ilk okulu 52 Nuri mahluklar, kendileri gibi hayvan zannetAltaner. oynamağa başladı: İstanbulluoğlu. gıda toplamıya çıkarlar. Yeni Zelânda tikleri arabayla son derece merak ve e5 Dikencik çiftliğinde Talib. Benim de mahzun olduğum şeye yerlileri, onlan geceleyin meş'ale ile 17 Unkapanı Camialtı Fevzi. hemmiyetle alâkadar oluyorlardı. 6 Taksim Yoğurtçufaik sokağı Gübak!.. Bilâkis o ağır yükten kurtulduğum gözlerini kamaştırmak suretile yaka 18 Zile şimendifer depo şefinin oğneş apartıman 3 No. da Neclâ. Bengo bir müddet sabretti amma, faz dan dolayı sevinsem ya!.. larlar. lu Basri. 7 Pertevniyal lisesi 688 Osman. la dayanamadı, kamyonetten aşağı fırlıDiye bağırdı ve arabaya atladı: yarak yabani eşeklerden birinin peşinde O günkü seyahatte arazinin manzara niyet ve itimad hissi beslemesi imkânı olkoşmağa başladı ve ayaklanndaki ağır ve sı değişti. Bir sıra dağın eteğine gelmiş mıyan avcıhğile meşhur Edouard bu mükaba ayakkabılara rağmen hayvanı yakalerdi. Kamyonet evvelâ tırmandı, sonra talea karşısında kıs kıs gülüyordu. lamağa muvaffak oldu. Baba, oğlu ve Pierre uzaklara bakıp kolunu ileriye iğri büsrü vadilerden aşağı inmeğe mecamca zenciyi bu muvaffakiyetinden dolayı bur oldu. Nebatat da dünkülerin ayni de doğru uzattı: hararetle tebrik ettiler. O da vaziyetten ğildi. Etrafta baş'an aşağ dikenleri ıri Oralarda, dedi, galiba bir zenci köpek memnun oldu. Gündüzki yolculuk kaktüsler görünmeğe başlamıştı. Öte ta yü var... Her halde geceyi orada geçi bin bir müşkülâta rağmen pek iyi gitti, rafta ise içine tek insan ve balta girmemiş rirsek iyi ederiz. Zencilerin bize kâfi defakat akşama doğru kamyonet bir batakormanlar uzayıp gidiyordu. Her köşede recede misafirseverlik göstereceklerini ve lığa saplandı ve makinenin faaliyeti durmuhtelif cins hayvanlar koşuyordu. Bun ayni zamanda Asianlar vadisine gidiledu. Andre: ların arasında yabani danalar, geyikler, cek kısa ve iyi bir yol göstereceklerini Dinamoya su dolmuş! dedi. zürafeler, karacalar ekseriyeti teşkil edi zannediyorum... Pierre Libert soğukkanhhğını bozmı yorlardı. Edouard gene itimadsız bir tebessiknyarak: Uzaktan gözleri çok iyi gören Bengo le söze karıştı: lllllllllllllltlllllllllllllllllllllllllllllllllllllllHMInilllllllllHMIIMIIIIIIIIIII yavrusunu derede yıkıyan bir fil de gör Evet, nekadar çok hediye verebilirmüş» hemen Andreyi çağırmış, filin yavru sek o kadar fazla misafirseverlik gösteresunu nasıl yıkamakta olduğunu ona uzun ceklerinden eminim!.. Fakat kamyoneti uzadıya izah ediyordu. Fil, çocuğumu evoraya doğru sürmeden, evvelâ gidip bir velâ dereye itmiş, sonra iki ön ayağının keşif yapsak hiç fena olmaz... Çünkü arasına sıkıştırarak hortumile dereden alcumhur cemaat araba ile gitmek hem hedığı soıyu bir duş gibi yavrunun başmdan pknizin hayahnı, hem de bütün eşyamızı aşağı püskürmüştü. tehlikeye koymak demektir. Ben BengoAndre bu kadar çeşidli hayvanatı bir yu ahp ilerliyeyım... Çünkü o zencilerle arada görmekten fevkalâle mecnnun, hepdaha iyi konuşup anlaşır... sınin fotograflanm çekmeğe yelteniyor, O vakit Bengo şu mütaleada bulundu: fakat bazılannın hayalini pelikülün üstü Bu gördüğünüz adamlarla görü ne aksettirmeğe muvaffak olamıyordu. şüp anlaşmanın ehemmiyeti yok. Çünkü Çünkü bir ok hızile koşup geçiyorlardı. bunlar lâalettayın çobanlardır. Asıl köy Bir aralık Pierre'in yanına yaklaşarak: halkı daha ileridedir. Onlar kabadayı, Baba, dedi, henüz hayvanlann inmuharib insanlardır. Asıl onlarla müzakesanlardan korkmadıkları mıntakaya ga reye girişmek gerektir. liba gelmedik. Çünkü hepsi bizden kaçıEdouard: yorlar baksana! Pekâlâ, dedi, onlarda zannederim Pierre Libert başını sallıyarak cevab ki yiyecek av hayvanı ve balık buluruz. verdi: Sen bunlan pişirırsin. Ben de içlerinde en Evet, bu dünya cennetine varmamükemmel avcı ve muharib kimse onunmız için bir müddet daha yol almaklığıla konuşur, Asianlar vadisine gidilecek mız lâzımdır! yolu öğrenirim! Gaziantebde Dr. Saib kızı Hâle Özer Vahşi hayvanlara karşı bir türlü em Arkası gelecek defa II Bakir ormanlar ortasında Bilmeceyi çözenler r Hayvanları tanıyalım ! ) Cennet> IsmindeH eserine aid telifi hakkını yalnız 5 îngiliz lirası mukabi * linde satnuştı. Fransız edibi La Bruyere «Seciyeler> namındaki eserinden ancals 2 bin frank para kazanabildi. Robinson Crusoe'nin muharriri Daniel de Foe de bu kitabdan ancak yüz îngiliz liralık bir istifade gördü. Bu hale bakınca, Ibiz, Halimize şükretf meliyiz. Şaheserler yaratmadığımız halde beş on para kazanabiliyoruz. Fakat asıl baza Avruıpa muharrirlerînin bir yeyip bin dua etmeleri gerektir. Çünkü Amerikaya veya Hindistana bir seyahat yapıp alelâde bir mevzu etra< fmda bir roman yazarak binlerce lirayiî cebe atıyorlar. Güzel bir koleksiyon Koleksiyon merakı herkeste bir baş ka türlü tecelli eder. Kimisi posta pullan, bir başkası kibrit kutuları, dana ötekisi kıymettar tablolar, halılar v e saire biriktirir. Fakat Kahirede tütün tüccarlarmdan Halil Batrasamn vücuda getirdiği koleksiyon istisnasız herkesia hoşuna gidecek bir mükemmeliyette dir. Halil Batrasa muhtelif zamanlara YAZISIZ HÎKÂYE ve muhtelif memleketlere aid kâğıd paralar toplamıştır. Bunların arasında bilhassa en çok kıymeti haiz olanlar on iki asır evvel Çinde basılmış bir nakdî kâğıdla, Meksika istiklâl muharebeleri esnasında Fernand Cortez tarafmdan tabettirilmiş olan banknottur. Diğer taraftan Halil Batrasamn koleksiyonu içinde hali hazırda geçen kâğıd paralar da mühim bir mevki işgal etmektedir. Bin İngiliz liralık bir banknotla Almanyada vaktile para düşkünlüğü zamanmda tedavüle çıkanlmış 100 milyar marklık bir varakai nakdiye yanyana dur maktadır. O 100 milyar marklık Alman banknotu bugün bizim paramızla an cak 30 para etmektedir. ( Temmuz Bulmacası Çocuk portreleri 4 Yukarıdaki parçalan dikkatle birleştirebildığmiz takdirde hoşunuza gide cek bir resün meydana çıkacaktır. Resmi doğru olarak vücude getirdığinize kail olursanız derhal bize yollayınız! Bu bilmeceyi doğru halledenlerden birinciye beş lira, ikinciye bir masa lâmbası, üçüncüye bir lira takdim olunacak, diğer yüz kişiye muhtelif ve münasib hediyeler verilecektir. Cevablann temmuz bitmeden evvel «Cumhuriyet Çocuk Sahifesi> adresine gönde rilmesi şarttır. Geç kalanlar mükâfat" alamazlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear