24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 Evlul 1937 CUMHURİYET Hâdiseler arasında SO J V Sarı tehlike ilmiyenler «San tehlike» yi hayalî bir roman adı zannederler: «San odanın esrarı» gibi. Bilenlerin çoğu da onu, şimdîye kadar, hayalî bir tehlike farzetmişlerdir. Uzak Şarkın daha uzak bir ih timali gibi görünen bu tehlike, artık ne uzaktır, ne de hayal; yakın bir hahakikattir. Çinde, hergün biraz daha ileriliyerek, yürüyor. Nereye kadar gelecektir? Muamma. Geldikten sonra ne yapacaktır? Muamma. Kırmızı ve siyah tehlikelerin böyle cinaî romanlan andıran birer adı yoktur ama, açık birer programları, iyi kötü birer ideolojileri vardır. Sarı tehlike, Asyanın sarı kükürt renkli, esrarengiz havası gibi içi tıkabasa sır ve meçhul dolu, alabildiğine ilerliyor. Avrupa, dürbününü hayret ve dehşet içinde ona çevirmekten başka birşey yapacak halde değildir. İçinde bulunduğu kırmızı ve siyah tehlikelerle zor başa çılayor. Çinlinin imdadına tek bir altın, tek bir silâh, tek bir kurşun, büyük ve küçük tek bir ümid gönderememesi bundandır. Avrupa, coğrafî ve medenî bir vahdet ifade ettiği zamanlardanberi hiç bu kadar çaresiz ve zebun kalmamıştı. Çünkü, bugün, bu vahdetin ta kendisi, medenî vahdet sarsıntı içindedir. Her siyasî blok bu kelimeyi (Medeniyeti) başka türlü anhyor. Künine göre Akdeniz korsanlığı korsanlıkür, fakat, kimine göre de bir mücadelenin tabiî safhalarından başka birşey değildir. Avrupada bu türlü telâkki ve menfaat ihtilâflannın tohumlarını eken kırmızı ve siyah tehlikeler, San tehlikenin işini kolaylaştırmış olduklannı yeni y«ni anlamış olsalar gerektir. Çok geç. San tehlike yürüyor. Geçtiği yerleri sarartıp soldurarak. Japon hava filoları Nankin'i bombaladılar 26 Çin tayyaresi düşürüldü. Ingiliz ve Fransızlar Nankin'den uzaklaşmıyorlar. Şimal cephesinde muharebe şiddetlendi Londra 20 (Hususî) Uzakşarktan gelen telgraflar, Çin Japon ihtilâhnın gün geçtikçe şiddetlendiğini, şimal cephesindeki Japon taarruzunun hâlâ durmadığını göstermektedir. Japon kıt'alan, Patingfou'ya doğru flerlemişlerdir. Bu hareketler sırasmda Çinlilerin bütiin ilk hatlarını bozan Ja ponlar, 25 50 bin kişilik Çin cüzütamlarını arkada bırakmışlardır. Bu kuvvetlerin Japon dümdarlanna geriden taarruza başladıklan haber verilmektedir. Fakat Japon kumandanlan, Çin tarassud işlerinin yolunda gitmediğini görerek vaziyeti tehlikeli bulmamaktadırlar. Dün sabah, Çin payitahtınm birçok noktalan Japon tayyareleri tarafından bombardıman edilmiştir. Halk arasında birçok telefat vardır. Pekin'in cenubundaki Japon kuvvet lerini önlemek ve dağıtmak vazifesini alan bir Çin alayı, birkaç şehrin Japonlar tarafından zaptedildiğine dair çıkan şayia yüzünden paniğe başlamış, alayın sağ kalan 2 bin neferi cenub mıntakasmdaki Kuan şehrini terketmişlerdir. Altt Japon tayyaresi düşürüldü Londra 20 (Hususî) Çinliler bugün Şanghay cephesinde 6 Japon tayyaresini daha düşürmüşlerdir. Pekin Hankovv yolunda yüzlerce yaralı Japon taşıyan vagonlar görülmektedir. Bütün yollar, cepheye doğru mühimmat ve erzak taşıyan arabalarla doIudur. 14 üncü Çin fırkasının şarkî Şanghay cephesinde Shulichao yakınında zehirli gaz kullandıkları hakkındaki haberler, her tarafta derin bir heyecan uyandır mıştır. Bu sabah şimalî Çindeki Tatung şehrine doğru yola çıkan 9 Çin tayyaresi, bir Japon hava filosunun taarruzuna uğramıştır. Dokuz Çin tayyaresinden ikisi kaçmış, yedisi düsürülmüstür. Nankin üzerinde 26 Çin tayyaresi bir mil uzağa taşınmıştır. îngiliz ve Fransız makamatı, şehirden uzaklaşmıyacaklarını, îngiliz ve Fransız tebaalannın ölümünden Japonlan mes'ul tutacaklarını resmen bildirmişlerdir. Nankin terkedilmezse Şanghay 20 (A.A.) Amiral Hasegavva'nın ihtan hakkında tefsiratta bulunan Japon makamatı namına söz söy lemeğe salâhiyettar bir zat şöyle demiş tir: « Nankini terketmek ihtarına kulak asılmadığı takdirde ecnebilerin hayat ve mallan için mes'uliyet kabul edemeyiz.» Japonların endişesi Londra 20 (Hususî) Şanghaydaki Japon hareketlerinin müşküllerle kar şılaşması ve Çinlilerin mukavemetleri, Japon halkmı endişeye sokmuştur. Halk, bu harekâtın Çinlileri tecziye hareketi olmadığı kanaatindedir. Bahriye makamlan, Çinlilerin mühimmat tedarik etmelerine, ecnebilerle bir taknm ihtilâta sebebiyet vermesi tehlike sini göze alarak, Çin sahillerinin abluka sını şiddetlendirmeğe karar vermişlerdir. Nankin'deki Fransızlar Şanghay 20 (A.A.) Nankin'in 21 teşrinievvelden itibaren bombardıman edileceğine dair olan Japon notasına cevab veren FTansa'nın Nankin konsolosu, Japon memurlanna Nankin'de Fransız menafii mcvcud olduğunu habrlatmış ve mallanna halel getirilmemesine ihtimam ile dikkat ve nezaret edümcsi hususunda Japon memurlanna güvenmelçte olduğunu bildirmiştir. Sefarethanelerin vaziyetleri Nankin 20 (A.A.) Japonlar tarafından vaki olan ihtar üzerine Amerika sefarethanesi memurini dün sabah Luzon gambotuna binmişlerdir. Bu gambot, nehrin taknben 11 mıl yukarısına gidecektir. Gambot, Çin hükumetile teması mecburiyeti hasıl oldukça aşağıya inecektir. Sovyet Rusya sefarethanesi .haliha zırda payitahtı terketmeğe kat'iyen niyeti olmadığını bildirmiştir. îngiliz sefareti, şimdiki halde kalacağını beyan etmiştir. Japonlar, Îngiliz vapurlarım darduruyorlar Londra 20 (A.A.) Tokyo'dan bildirildiğine göre, Hariciye Nezareti na mma söz söylemeğe salâhiyettar olan bir zat, Japonların tahkik ve tesçil maksadile Çin sahilleri açıklarında îngiliz vapurlannm seyrüseferini durdunnakta olduklannı resmen kabul etmiştir. Bir tayyarede Nankin'in haritası bulunda Moskova 20 (A.A.) Nankin'den buraya gelen haberlere göre, düşürülen Japon tayyarelerinden birinde Japon Harbiye Nezareti tarafından hazırlan mış Nankin'in bir haritası bulunmuştur. Bu haritada tayyarelerin bombardıman edeceği noktalar işaretlenmiştir. illllmtlllllfltllMMIt «Biz Arablar, ağabey bildiğimiz Türklerin yardımına muhtacız Altes diyorki: «Bu noktada şüphesi, tereddüdü, en küçük bir itirazı olanlar gafillerdir» Eınir Abdullahla mülâkat IHEM NALINA MIHINA Atatürk ve tarih olmabahçe sarayı, dün, gene tarihî günlerinden birini yaşadı. İkinci Türk Tarih kon gresi, sarayın büyük salonlarından birinde toplandı. Cemiyetten, içtimadan, tarüıten, hakikatten ve herşeyden korkan padi * şahlann sarayında, Türk ve ecnebi tarih ve arkeoloji âlimlerinin toplanması bile bellibaşlı bir hâdisedir. Fakat asıl mühim vakıa Atatürk Türkiyesinin, ilim ve medeniyetin her şubesinde, olduğu gibi tarih ve arkeoloji sahasında da, çok büyük gayretler sarfetmekte olmasıdır. Türk tarihini ve onunla beraber, dünya ve medeniyet tarihini, kasdî ve gavrikasdî yanlışlardan, ma sallardan kurtaracak, tarih ilmini yeni ışıklarla aydınlatacak bir yolda yürü yoruz. Başmuharririmizin buşünkü Başmakalesinde çok güzel söyledigı gibi, «Dolmabahçede bu defa müzesile beraber, kurultayı kurulan tarih çalışmaları, Atatürkün yalnız Türklere değil; bütün insanlığa büyük bir irfan armağanıdır.» Filvaki, Atatürk tarih yolundaki çalışmalara bu kadar ehemmiyet vermek, muhtelif memleketlerden otuzdan fazla ecnebi âlimini ikinci Tarih kongre * sine davet etmekle askerlik, siyaset, iktısad bakımlanndan harikalar yara tan Türkiye Cumhuriyetinin ilim iti barile d£ ayni kudreti göstermeğe az metmîş olduğunu bütün dünyaya ispat etmiştir. Saltanat devrinde, cehlin, aczin, zulmün ve entrikanın karargâhı olan sarayda, Cumhuriyet devrinde, Türk ve ecnebi profesörlerinin kıymetli tezleri, yepyeni fikirleri ve meçhul kalmış haİcikatleri ortaya kovmak suretile tariK ve arkeoloji ilimlerine büyük hizmetler edecektir. Türk Tarih Kurumu Asbaşkanı Pro fesör Bayan Afet, dünkü güzel nutkunda, cbeşerin kültür analı§ım üzerinde taşıyan Türk tarihi> nden bahsettü Yüksek dehasile Türkün kültür atalığını da üzerine almış olan Atatürk, Türk tarihinin beşer tarihi olduğunu ilim dünyasına ispat etmek gibi yeni ve kendi dehası kadar büyük bir vazifeyi de deruhde etmiştir. Atatürk, bu vazifesini de zaferle başaracak ve bu, Onun en büyük, en yüce zaferi olacaktır. Ammanda Emir Abdullahın sarayı önünde [Emiruı sağındakl muharririmiz Kandemir, ark&sındaM siyah maşlahlı genc, buyük oğlu ve Veliahdi Emir Talâl'dır. Ellerini kavuşturmuş olan iesli de Başvekü Ibrahim Paşa Hâşinüdir] Şarkî Erdün Emiri Altes Abdullahla mülâkat için sarayının büyük salonunda başbaşa kaldığımız zaman ağız açmama meydan kalmadan bizzat ben suallerine maruz kaldım: « Suriyede yapbğınız mülâkatlan bütün Arablar gibi ben de alâka ile takib ettim. Yüzünüze karşı da olsa, açıkça, Suriyeyi hakkile tanımış olduğunuzu söyliyebilirim. Ancak Suriye hakkında, gazete sütunlanna geçmiyen, intıbalannızı da öğrenmek isterdim.. Söyler misi niz? Fakat, diye gülümsedim, roller değişir gibi olmaz mı? Bu vaziyette ben mülâkat vermiş olacağım. » Zarar yok. «Cumhuriyet» gibi bir Türk gazetesinin Suriye hakkında edindiği malumat ve intıbalan öğrenmek benim için bir merak, bir ihtiyac, hatta aelki bir vazifedir. Bu sözler karşısmda akan sular dur du ve Altes Abdullaha Suryeyi nasıl gördügümü uzıpuzadıya anlathm. Beni dikkatle dinledi ve derin bir düşünceye daldıktan sonra mütebessimane: Evet, dedi, görüyorum ki işin içyüzüne vâkıf olmuşsunuz. Artık sıra benim sorgularıma gelmişti: * Filistin meselesi?.. dedim. Bu cihet beni pek ziyade işgal ediyor. Ancak şimdilik birşey söyliyecek vaziyette değilim. Kabul edersiniz ki Arab yurdunun hiçbir noksana maruz kalmasmı istemem. Bütün şark Arablannın dikkatle ve hassasiyetle takib ettikleri bu meselede bugün Akvam Cemiyetinin vereceği karan beklemek mecburiyeün deyiz. yalim. Onun için müsaade buyurun da biraz da iktısadiyat ve umrandan bah sedeyim. Hiç sesimi çıkarmıyor, dinliyorum. Görüyorum ki tebessüm ediyorsu nuz. Bu tebessümünüzün manası da aşikâr. Pek sevdiğim «Cumhuriyet» gaze tesine Arab ahvali hakkında tabiri mahsusile okkah havadisler vermek arzu sundasınız. Ben ise bu babda söyliyebileceklerimi biraz evvel telmihan beyan ettim. Tefsiri size, isabet ve ademi isabeti ise zamana aiddir. Zaman bu cihetleri gösterecektir. Ancak muhakkak bir cihet varsa o da Arab memleketlerinin şu müşkül devirde pek nazik bir hal içinde olduklarıdır. Sizin gibi Arab komşusu ve kardeşi bir millete mensub büyük bir gazetenin mümessili elbette bu ciheti takdir eder ve beni biraz olsun mazur görür. Hâlâ susuyorum ve Altes Abdullah devam ediyor: Arabistan bildiğiniz gibi tabiaten ziraate pek müsaiddir. Vakti gelince hükumetler bu cihete meylederlerse muhakkak ki bu memleketler seri bir surette inkişaf ederler. Hatta ben Şarkî Erdün'ü, Haydarpaşadan Ankaraya giderken tesadüf ettiğim araziye benzetirim. Yalnız sükun, istikrar ister. Türkiyede, bir memleketin ciddî bir el alunda nasıl harikulâde terakki ve inkişafa gidebileceğini gözlerimle gördüm. Teferruata girersek meselâ Ankaranın yaptığı bendler, Atatürk çiftliği, demiryollan, köy teşkilâtı, s^hhiye teşkilâtı, nümune çiftlikleri, enstitüler, hele enstitüler, hasılı bütün bu güzel yenilikleri hep buralarda yapmak is tiyoruz. Ve büyük Türkiyeyi örnek edinerek yapabiliriz de. Arab hükumetleri siyasî gulgulelerden kurtulur kurtulmaz komşu ve kardeş Türkiyenin tecrübele rinden istifade etmeğe mecburdurlar. Arab gazetecilerine düşen vazife Asil muhatabım bir müddet düşün dükten sonra: Keşke, dedi, arabcanız çok kuvvetli olsaydı da buralarda Arablara, uzunuzadıya, Türklerin yarattıkları harikalan anlatabilseydiniz. Esasen ben Türk Arab dostluğunun matlub dere ceyi bulabilmesi için her iki taraf gazetecilerinin gayret ve faaliyetinden çok şeyler bekliyorum. Hele Arab gazetecilerinin sık sık Türkiyeyi ziyaret etmeleri farzdır. Ancak o zaman şimdiki yolla rından vazgeçerek asıl hakikî selâmet yolunu bulabilmeleri mümkündür. Bakmız gazete ve gazeteci derken bir tuhaf oluyorum. Çünkü onlann haiz olduklan müthiş kuvvet ve kudretin iyice farkındayım. Hele buralarda gazete ne derse millet onu kabul eder. Kendimi tutamıyarak ağzımı açmış ve: Hele buralarda... diyivermiş bu lundum. Emir beni anhyarak gülümsedi, sonra ağır ağır konuştu: Evet itiraf ederim ki bu taraf Arab matbuatı bugün vazifesini tamamile müdrik görünmüyor. îşte bu sebebledir ki bilhassa onlara gidip kardeş Türkiyeyi görmek, orada bir müddet yaşamak tavsiye ederim. Kapısında belleri kırmızı kuşaklarla sıkılmış beyaz entarili Sudanlı garsonların bekleştikleri yemek salonuna doğru yürürken son sözlerini söylüyor: Biz Arablar bugün de, yann da, ağabey bildiğimiz Türklerin yardımlanna muhtacız. Bu noktada şüphesi, tereddüdü, endişesi, en küçük bir itirazı olanlar gafillerdir. îşte hakikat bundan ibarettir. Veliahdlerinin ve devlet rîcalinîn hazır bulunduklan sofrada da hep bu nok PEYAMJ SAFA Yeni tayyarenin uçuş tecrübeleri Ankara 20 (Telefonla) Devlet Havayolları idaresi tarafından Londraya sipariş edüen dört motörlü ekspres tayyarelerden ikincisi, bugün İstanbuldan buraya geldi. ' Tayyare, yann saat dokuzda tstanbula hareket edecektir. Paraşüt kulesinden atlıyanlar düşürüldü Londra 20 (Hususî) Şanghay'dan alman telgrafa göre Japon tayyareleri dün Nankin üzerinde uçmuşlar, 26 Çin tayyaresini düşürmüşlerdir. Japon ma kamatı namına söz söylemeğe salâhiyettar olan bir zat, ilk defa olarak, Japon denizaltılarınm Çin sahilleri açıklarında harekât icra etmekte olduklannı bildir miştir. Nankin bugün bombardıman edilecekmiş Londra 20 (Hususî) Japonlar, yann Nankin şehrini havadan bombardıman edeceklerini bildirerek yabancıların şehirden uzaklaşmalarını ve yabancı gemilerin de limanı terketmelerini istemişlerdir. Amerikan sefarethanesî, şehirden on Izmir 20 (Hususî muhab'rimizden) Paraşüt kulesinden üç gün zarfında 120 erkek ve kız talebe atlamıştır. Türkiyede halk paraşüt grupları teşkil edileceği, paraşütçülüğün teşvik olunacağı, Izmire tayyare geririlerek tayyareden de atlanı lacaeı haber verilmektedir. Garbî Anadoluda yapılacak manevra [Baştarafı 1 inci sahtfede] Manevralar Germencik ve Söke isti kametinden sahile kadar imtidad eden geniş ve kısmen arızalı arazi üzerinde yapılacaktır. Manevralara iştirak ede cek kolordularımızdan birisi Nazilli, diğeri Tire istikametinden ilerlivecekler ve diğer bir kolordumuz da Söke ve Kuşadası istikametinde mevzi alacak lardır. Cephe gerisinde de seferberliğin bütün icabları tatbik edilecektir. Manevralara motörlü harb vasıtala rile beraber yüzden fazla harb ve bombardıman tayyaresi iştirak edecektir. Tayyarelerin inip kalkmalan için cephe gerisinde güzel bir uçuş sahası tesbit edilmiş ve bu sahanm tanzimi ikmal edilmiştir. Manevralardan sonra Germencik ci varmda muazzam bir geçid resmi yapılacaktır. Geçid resmi sahasında tribünler yapılmakta ve geçid resmini seyretmek için gelecek halkın su ve sair ih tiyaclarını temin edecek tedbirler alınmaktadır. Geçid resminden sonra Germencikte bilhassa köylüler tarafından askerlerimize ve ayrıca komutanlarımıza 300 kişilik bir ziyafet verilecektir. Bu mak sadla Germencikte mahallî bir toplantı yapılmış, misafirlerimizin fevkalâde izaz ve ikramlan için esaslar tesbit e dilmiştir. Geçid resmini görmek için civardan gelecek halkı taşımak üzere Aydın Türk Hava kurumu Devlet Demiryol ları idaresinden hususî bir tren angaje etmiştir. Kuyucak istasyonundan hareket edecek olan bu tren bütün istasyonlardaki yolculan Germenciğe nakledecek ve geçid resminden sonra tekrar yerlerine götüreeektir. Manevraları seyir için köylerden dört bin atlı gelecektir. Başvekilimiz îsmet İnönü ile Vekiller Heyeti manevralar da bulunacaklar ve harekâtı yakından t^akib edeceklerdir. Büyük Şefimiz Atatürkün de bu münasebetle Aydmı teşrif buyurmalan muhtemel görülmektedir. Aydmlılar Büyük Kurtancılannı bir kere daha görmek fırsatını kazanacaklarından dolayı son derece sevinmektedirler. ta etrafmda konuştuk. Yemekten sonra aynlırken büyük muhatabım: Türkiyeye hürmetlerimi, muhab betlerimi, kalbî temennilerimi yazmağı elbette unutmazsınız. Dedi. Bir yolcunun 3000 lirasî çalındı Ankara 20 (Telefonla) Bugün Ankara postasını yapmakta olan katarda Eskişehirle İstanbul arasında bir zat, 3000 lirasını çaldırmıştır. Ankara zabıtası. tahkikata başlamıştır. Fuar kapandı Belediye Reisi Fuar kazinosunda bir ziyafet verdi îzmir 20 (Hususî muhabirimizden) Fuar bu geceyansmdan sonra merasimle kapandı. Büyük bir kalabahk vardı. Belediye Reisi, Şehir ve Vilâyet Meclisleri azalanna, matbuata Fuar kazinosunda bir ziyafet verdi. Belediye Reisimiz söy lediği nutukta; Fuara iştirak eden devletlere, yerli ve yabancı müesseselere te* şekkür etti. Gelecek yıla aid geniş ta savvurlannı anlattı. Balon kazası Uç kişi yaralı olarak kurtuldu Moskova 20 (A.A.) Evvelki gün Moskova dvarından bir Stratosfer balonu havalanmış, fakat 800 metro kadar yükseldikten sonra balondan gaz kaçmağa başladığmdan tekrar aşağı inmiş ve yükseldiği noktadan 4 kilometro mesa fede yere inmiştir. Balon mürettebatı Prokofyef, Pril Oatzki, Semenof para şüt kullanmadıklanndan hafifçe yara lanmışlardır. Balonun sepeti de keza hafif hasara uğramıştır. Bu iniş hakkmdaFuar kazinosu, eğlence yerleri, müzetahkikata devam ediliyor. ler, hayvanat bahçesi, paraşüt kulesi açık Fransız erkânıharbiye reisi kalacaktır. Bir delinin marifeti Izmir 20 (Hususî muhabirimizden)• Bornuvada Hüseyin isminde birisi ansızm delirmiş ve cebindeki paralan dağıtmağa başlamıştır. Dostlarından Yakub isminde birisi kendisine nasihat vermek isteyince, Hüseyin buna kızmış ve bıçağını çekerek Yakubu öldürmüştür. Yugoslavya manevralarına gidiyor Aydın yolunda bir kamyon kazası Aydm 20 (A.A.) Bu sabah 17 yolcu ile Çineden Aydına gelmekte bulunan bir kamyon yolda hendeğe devrilmiştir. Yolculardan dört hafif bİT ağır yaralı vardır. Ağır yaralı memleket hastanesine kaldırılmıştır. Kazaya şoförün dikkatsizliği sebeb olmuştur. Paris 20 (A.A.) Yugoslavya ma nevralannda, müteakıben Romanya manevralarında hazır bulunmağa da vet edilmiş olan ordu erkânıharbiye reisi ve yüksek harb şurası ikinci reisi Mühim bir köprü yapıldı General Gamelin, dün akşam Paristen Gazi Ayıntab (Hususî) Kilis Ishareket etmiştir. General, Yugoslavya manevralarm lahiye şosesinde Nafıa Vekâletince gedan sonra Romanyaya gitmeden evvel çen sene inşasma başlanan Afrin köprîisünün inşaatı bitmiştir. Yakında kat'î birkaç gün Belgradda kalacaktır. kabul muamelesi yapılacaktır. Kış günleri sekiz on kişinin kanına giren bu Paris 20 (Hususî) Paris Borsasının köprünün yapılmasından halk, bilhassa civar köyler halkı çok memnun olmuş, bugünkü kapanış fiatlan şunlardır: bayram etmiştir. Londra 146,75, Nevyork 29,59, Berlin 1191, Brüksel 497,75, Roma 155,60, LizKöprü 55 metro uzunluğundadır. Tek bon 133,30, Cenevre 679,50, bakır 56 1/2 kemer üzerine yapılmıştır. Kemerin u57 1/2, kalay 257,17,6, altın 140,03, gü zunluğu 36, yerden yüksekliği 8,5 metrodur. • müş, 19,13,16, çinko 20,1,10 1/2. Bu karann ne şekilde tecelli edeAnkara 20 (Telefonla) îstanbulun ceğini tahmin buyuruyorsunuz? eski Tapu müfettişlerinden Şakir Ziya, Sabık tahminatım maalesef, eİstanbul ticaret mahkemesi aza mua vet maalesef, doğru çıkmadığı için bu vinliŞine tayin edildi. babda fikrim bir cihete saplanamıyor. M. Masaryk'in cenaze Düşününüz ki herşey aklıma gelebilirdi, fakat taksim... Asla! merasimi Prag 20 (Hususî) Çekoslovakyanın îngiliz heyetinin bu taksim karailk Cumhurreisi M. Mazariyk'in cenaze nnı kabul ettiğinizi söyliyenler, hatta bu merasimi yann büyük merasimle icra yüzden aleyhinizde neşriyat yapan Suriedilecektir. ye gazeteleri varmış. Masaryk'in cenazesinde bulunacak Hayır, ben, ne muvafakat ettim, Savyet heyeti ne de red. Çünkü bu taksim meselesinden Moskova 20 (A.A.) Çekoslovakya evvel ve sonra, daima herşeyden evvel, cumhuriyetinin ilk Reisi Masaryk'in Şarkî Erdün'ün kat'î istiklâline kavuş cenaze merasiminde Sovyet hükumeti masmı ve Akvam Cemiyetine girmesini ni temsil edecek olan heyete Paris bü temin vazifesile mükellefim. yük elçisi Süriç riyaset eyliyecektir. Ve bahsi değiştirmek istediği pek belli Trabzon ve Erzurumun olan bir tavırla devam etti: plânları Türkiye.. Dost ve kardeş memleTrabzon 20 (A.A.) Trabzon ve ket ne âlemde? Buraya geldiğim gün Erzurum şehri plânlann' yapmak üzere denberi Türkiyede gördüğüm hüsnü kahazırlıklara başlryan ve Erzurumda tet bul ve hakikî dostluğa karsı nasıl mukakiklerini yaparak şehrim'ze dönen şehir bele edeceğimi düsünüyorum. înanmız, mütehassısı Lamber bugün üçüncü umu bütün ruhum yurdunuza karsı büyük bir mî müfettişin huzurile Halkevinde çok dostlukla merbuttur. Ve öyle arzu edikalabahk bir dinleyici kütlesi önünde yorum ki bütün Arablar benim sibi ol şehrin müstakbel plânlan ile iktısadî mü sunlar, benim gibi duysunlar. Eğer bu nasebetlerini tebaüz ettiren bir konferans noktaya varılırsa, şarkta Türk Arab vermiş, konferansm başında ve sonunda milletlerinin elele parlak bir surette meTahsin Uzer iki şehrin mekteb, mezar deniyete, sulh ve selâmete yardım edelık ve bayındırlık işlerinin bundan sonra ceklerinde zerre kadar süphem yoktur. mkılâb fikirlerine kat'iyyen uygun bir şe Ve nihayet bu noktaya varılacağından kilde yüriitüleceğini izah etmiş ve çok da eminim. alkışlanmışlardır. Muhterem Emir yorulmuş gibi dura rak yüzüme bakıyor, sonra devam edi yor: Benden dinlemek istediğiniz şeylerin neler olduğunu bilmiyor değilim. Ancak kabul ediniz ki bugün Arab muhitleri pek asabî bir devir içindedirler. Bu sebeble ben de ihtiyatlı davranmak mecburiyetindeyim. Benim gibi birinin ağzından çıkacak her kelimenin leh ve aleyhtarlar indinde bir çok tevilât ve tefsirata uğnyacağını bilmez değilsiniz. Ben ise herkesin ve her siyasî muhirin işini kolaylaştırmağa ve selâmetini temine mey Ticaret mahkemesi aza muavinliği PARİS BORSASI KANDEMİR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear