Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CÜMHURlYET 5 agnstos 1937 Küçük : hlkfiyej Hırsız ve çocuk Em, oğlum, anan seni bıraktı, kaçtı. Bir köpek bile yavrusunu terketmez.. O köpekten beter. Ağlama, çocugum, seni ben bırakmam. Bak, söz veriyorum, seni bırakmam. Biraz karnı doyuaca mahmurlajan çocuğu kucağına alarak sokağa çıktı. Burih'in, kucağında bir çocukla çar şıdan geçmesi günün hâdisesi oldu. Kahvelerin bulanık camlı kapılan açılarak, meraklı başlar uzanıyor: Nereden buldun çocuğu, Burih, para eder mi bari? diyen sesler hırsızın kulağma çarpıyordu. Hırsızların «ağabey» dedikleri bir çolak adam, Burih'in koluna girerek: Tam bulmuşsun, dedi, mükem mel.. Yalmz şişmanlatma.. Pencerelere tırmanamaz. Anası kim? Kaçtı. Şamdanlan da beraber götürtnüş. Çocuğu da sana bırakmış öyle mi, bu fena işte! Şimdi mesleğini feda edip dadılık etmen lâzım gelecek herhalde! Siz beni merak etmeyin, Allah büyüktür. Çocuk kucağında olduğu halde parka doğru yürüdü. Oğle vakti olduğu için park tenhaydı. Bu yalnızlık hofuna gitti. Çarşıdayken sanki herkes parmağile onu gösterip: İşte kansı kaçan adam, dadı oldu. Diyormuş gibi geliyordu. Deniz kenarına gelince, çocuğu bir sııanın üstüne yatırdı. Onu burada bırakıp kacsa, kim farkına vanrdı? Büyük bir derdden kurtulmuş olurdu. Fakat bu fıkrin aklma gelmesile gözlerinin nern lenmesi bir oldu ve çocuğu kollanna a • larak koklıya koklıya öptü. Bu yumu şak, kemiksiz vücud, kendisinin bir küçük modeliydi. Oğlum benim, sen tıpkı, üpkj bana, babana benziyorsun. Sen de baban gibi yaman bir hırsız olacaksın.. Bahçe duvarlarmdan ajıp, parmaklıkları bükeceksin. Haplsaneden kaçacak. kelepçe lerini paralıyacaksın. O zaman senin de çocuk'.ann olacak ve anneleri onları terkedecek. O zaman oğlum, kucağında çocugunla, kapı kapı dilencceksin. Çünkü bir çocukla hırsızlık yapamazsm. Çocuğu tekrar yere bıraktı. Bir müddet, tepinerek pembe yumruğunu emisini seyretti. Sonra bir ağacın arkasına gizlenerek biraz uzaklaşh. Bir adım, bir adım daha, bir daha... Çocuk $imdi bir be nek kadar ufaldı.. Sesi gittikçe sönükleşjyor: An... ne.. an... ne! Artık çocuğu hiç göremiyordu. Son süratile koşarak parkın kapısına geldi.. Fakat birden durdu. Ya denize yuvarlanırsa? Acele, sık adrmlarla geri döndü. Çocuk yerde sessiz sessiz yatarken, nereye baktığı belirsiz gözleri, yan açık küçük ağzile, parkta gezen bir küçük kızın yerde unuttuğu bir taş bebeğe benziyordu. Hırsız, çocuğuna sevincle janldı. Gözlerinde biriken yaşlarm gprüşüne verdiği bulanıklığın içinde yalmz pembe, zayıf bir çocuk yüzü görüyor ve bu yüzü öperek mmldanıyordu: Senin için baban çalışacak, oğlum, senin için taş kıracağım, senin için hama! olacağım. Ve seni hiç, hiç bırakmıyacağım. lkimiz de namuslu olacağız. îngilizceden çeviren: Konyada sıcaklar 35,5 dereceye çıktı Halktan bazıları geceyi Alâeddin tepesînde geçiriyor Konya (Hususî muhabirimizden) Bu yıl Konya, şimdiye kadar pek ender gördüğü sjcaklarla karşılaştL Çok şöh retli bir sayfiye olan Meram bağlarında bile gündüzleri vantilâtör kullanılmakta oldugunu söylersem bu sıcakların neka dar bunaitıcı olduğu anlaşılır. Sıcaklar şehirde ve gölgede 35,5 santigrada ka dar yükselmiştir ki bu hal Konya için hakikaten boğucu sayılıyor. Daire ve bü rolarda, çarşılarda sıcakların fazlalığın dan çalışılamıyor. Buram buram ter döken memurlar ve iş adamlan önlerindeki evrakı kirlenmekten korumak için ayn ve üstlük kâğıdlar kullanıyorlar. Gündüzlerin bu sıcakhğına karşı ge celer de serin değildir. Geceleri de bu naltıcı bir hava devam ediyor. Alâeddintepesi gece gündüz halkla dolu bir halc geldi. Birçok aileler akşam yemeklerini yanlarına alarak saat beşten itibaren bu tepe üstündeki ağaclann diblerini dolduruyorlar. Battaniyesine sanlıp uzanarak burada sabatılıyan bekârlar da çoktur. Alâeddintepesi, Konyanın en yüksek yeri olmasına rağmen kendisine koşanları tatmin edemiyor. Fakat ne de olsa çatı altlanndan çok daha serin olduğu için halk bu çareye başvurmuştur. Bağcılar, günlük isleri müsaid olduğu takdirde şehre inmekten kat'iyyen çekiniyorlar. Her yerde ve her tarafta bu taham mül edilmez sıcaklann şikâyeti dolu. Konya, şimdiye kadar böyle sıcaklarla karşılaşmadığı için ne yapacağmı şaşır mış bir vaziyettedir. Daha şimdiden a » ğustosun endişeleri içinde kıvranıhyor. Kimbilir, belki de bu sıcak dalgası geçecek ve ağustos her yıl olduğu gibi Konyalılan bunaltmadan geçecektir. RADVO Alman sinemasının nazik ve çelebi erkeği; Willy Birgel Uzun boyu, zarif gîyinişile san'attaki kudret ve mahareti fazla güzel bir adam olmayışını sejdrcilere hissettirmemektedir Kadınlann ekserisi, dünyada erkek güzelligi diye mücerred bir mefhum olmadığı kanaatindedirler. Yalnız bazı erkeklerde tarif ve tasvir edilemiyen garib bir cazibe vardır ki onlar bu kudret ve kuvvetlerile sempati kazanırlar. Tiyatro ve sinema aktörlerinin birçoğu işte bu gizli sihirden istifade etmesini bilmişlerdır. Muhakkak ki bürün dünyaca sevilmiş jönprömiyelerin, erkek artistlerin en nüfuzluları Amerikalı san'atkârlar arasındadır. Meselâ Clark Gable için «güzel bir delikanlı!» denilebilir mi? Hayır!... Fakat oynıyacağı roller teferrüatına kadar düşünülerek onun şahsiyetine o derece yakıştınhr ki artist halk arasında kazanmış olduğu takdiri hiçbir zaman kaybetmez. Avtupalı erkek sinema aktörleri içinse iş bu kadar kolay değildir. Onlar, seyircilere yavaş yavaş hulul etmek, teklif olunan her çeşid rolleri oynıyarak kendilerini halka sevdirmek mecburiyetindedirler. Ancak bir şahsiyet haline geldikten sonradır ki rejisörlere, filim âmillerine arzu ettikleri şekilde rol almak hususunu kabul ettirebilirler. Eski dünyada iyi bir san'atkânn yetişmesi için geçirilmesi icab eden bütün bu mücadele devreleri, Alman artisti Willy Birgel tarafından bizzat geçirilmiş ve yaşanmıştır. Uzun boyu, mütenasib viicudü, zarif giyinişi, çok manalı kül rengi gözlerile birlikte san'attaki kudret ve kuvveti güzel bir adam olmayışını pek mükemmel örtmekteclir. Yakışıklı delikanlı değil, fakat tam bir erkektir. Birçok kadınlar üzerinde pekâlâ maddî ve manevî tesirler yapabilir. Mesele orada değil, bilhassa soğukkanhhğı ve sinirli olmayışı Willy Birgel'in en bariz şahsî meziyetlerinden biridir. Onun için stüdyo arkadaşlan kendisini çok severler. Gerek sahne ve gerekse beyaz perde san'atkârlığmda büyük bir tecrübesi olduğu, arkasında uzun bir mazi bırakmış bulunduğu için aktörlüğün ne demek oldugunu ve başlangıcda bunun ne güdük Burih, uyandığı zaman kulağına ilk çarpan ses çocuğun ağlaması oldu. Yatakta biçimini değiştirerek, ve gözleri hâlâ kapalı, seslendi: Golda, yumurcak uluyori Golda cevab vermeyince, erkek ya takta doğruldu ve etrahna bakındı: Ka!dın meydanda yoktu. Karısımn ortada olmayışma şaşmakla beraber ya yüzünü yıkamağa gitmi§tir, yahud da mutfak tadır diye düşündü ve kalktı. Çocuğun ağrına bir bez parçası tıkayjp ağlama sını dindirdikten sonra giyinmeğe başlar dı. O gece, tüccarın evinden çaldıgı gümü§ şamdanlan kaça ve nasıl satabileceğini tasarlıyordu. Bir daha gözden ge çirip paha biçmek için, yatağın başucun'daki sandığın kapağını kaldırdı. Ve ağzmdan, küfiirle karışık bir hayret çığlığı çıktı: Şamdanlar sandıkta yoktu. Halbuki geceyarısından sonra eve gelince onlan eandığa koyup uyumuftu. Birdenbire aklına gelen bir fikirle karısmın duvara astığı elbiselerini örten perdeyi çekti. Bir tek esvab bile yoktu. O zaman, karısımn kaçtığıru anladı. Fakat, acaba kiminle> Meyhaneciyle mi, yok&a seyyar şarkıcıyla mı? Cehenneme kadar yolu var, canı kiminle isterse onunla otursun Idiye söylendi ve karısından nefretini göstermek istivormuş gibi, yere tükürdü. Ağzındaki tıkaca rağmen hâlâ hafif hafir" aglamakta olan çocuğa bir göz atU. Ya bu yumurcağı ne yapacağız? Nerede oldugunu bilsem de kapısmın önüne bıraksam... Kendin giderken onu n'ye bıraktm. Birden aklına gelen fena bir düşünce île sarardı, iist dudağını ısırdı. Elleri titriyerek çocuğa yaklaştı. Bez parçasmı emmeğe çahşan yan çıplak yavruyu kaîdının nasılsa evde bıraktığı bİT atkı ile brttü. Çocuğun ağzınm biçimi ona biri sini hatırlattı. Kim? Bir eski ajina, galiba! Şapkasmı alarak sokağa îırladı. Bir müddet serseri serseri dolaştı. Kulağın'da ince, monoton bir çocuk ağlaması ve gözlerinin önünde küçük pembe yumru ğunu emerek boş midesinin acısını dindirecek bir damla süt arayan bir çocuk vardı. Geri dönmek lâzımdı: Ah, şimdi onu elime geçirebilsem, diye dişlerini gıcırdatu. Gırtlağını sıkardım.. Dili dışarı fırlayıncıya kadar. Fırından küçük bir francala alarak odasına dö'ndüğü zaman çocuk, gene yumruğu ağzında ve gözleri tavanda, sessizce yahyordu. Gürültüden ürkünce eli ağzından çıktı ve tekrar bağırmağa başladı: Anne, anne! Anne ha! Seni yumurcak! Git de ananı bul! Yok olasıca! Çocuğa vurmak için kalkan eli, ya hma sarktı. Çocuğu kucakladı. Alçak, rezil kadın! Ağlama, oğIum, sen. Çocuk küçücük dudaklannı oynatıp babasının göğsüne sokuluyor, neredeyse konuşacakmış gibi kaşlannı oynatıyor, manalı manalı bakıyordu. Baba, süt aradı. Mutfakta yarım tmcan kalmıştı. Francalanm içini süte ba tırarak iştahla uzanan küçücük dudak lara uzattı. Çocuk, ellerile, babasının ekmeği tutan elini tutarak emiyordu. Q Bu aksamki program j ISTANBUL: 12,30 plâkla Türk muslkisl 12,50 bavadis 13,05 muhtelif plâfc neşrlyatı 14,00 SON 18,30 plâkla dans musıkisi 19,30 Afrika av hatıralan: S. Salâhaddln dhanoğlu tarafmdan 20,00 Rifat ve arkadaş ları tarafmtjan Türk musikisi ve halk şarkıları 20,30 Omer Rıza tarafından arabCa söylev 20 45 Safiye ve arkadaşlan tara fmdan Turk musikisi ve halk şarkılan (Sa. at ayarı) 21,15 ORKESTRA 22,15 Ajana ve Borsa haberleri ve ertesi günün programı 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 23,00 SON. VIYANA: 18,05 karışık yayın 18,50 ŞARKTLAR « 19,20 karışık yaym . 20,10 Salzburg'dari naUen: OPERA YAYINI 23,15 hava va muhtelif h&berler 23^5 DANS MUSİ • KISI. BERLIN: 18,05 KLASİK MELODİLER 19,05 gramofonla musıki, günün akislerl 20,25 ŞARKILAR, DANS HAVALARI, KORO KONSERİ 21,05 haberler ve salre 22.C3 EĞLENCELİ MUSIKİ VE DANS HAVA LARI 23,05 hava, haberler, spor 23,35 EĞLENCELI MUSIKI VE DANS HAVA « LARI. PEŞTE: 18,05 SALON ORKBSTRASI 18,55 konferans 19,35 BUYUK KONSER 20^3 konferans 21,25 ÇİNGENE ORKESTRA « SI 22 05 haberler 22,40 Othello operasl fgramofonla), lstirahat esnasında ve en sonra haberler. BUKREŞ: 19,05 EĞLENCELİ KONSER 20,20 konferans 20,40 ODA MUSIKİSİ 21,50 ö * tablar ve mecmualar $1,40 ODA MUSİ « KISİ • 22,15 ŞAN KONSERİ 22,35 hava, haberler, spor ve saire 22,50 GECE KONSERİ 23,50 haberler. ' BELGRAD: 18,25 halk melodllerl 19,05 KONSKR « 19,lö halk şarkıları 20,05 Salzburg'daa naklen: OPERA YAYINI 23,05 haberler, gramofon. LONDRA: 19,05 HAFİF MDSİKİ * 80,05 PİYANO KONSERİ 21,05 REVU 21,05 muslkl veı konuşma 22 05 ODA MUSİKİSİ 22,50 AÇIK HAVA KONSERİ 23,30 DANS OR KESTRASI 24,35 hava, haberler ve saire* 24 45 gramofon. PARIS [P.T.T.]; 18,35 gramofon 18,42 kontışma 19,08 ŞARKILAR, PİYANO KONSERİ, TİROU ŞARKILARI 19,50 gramofon, haberler, eğlence 21,35 piyes 23^5 haberler, gra< mofon, hava. ROMA: rışık yayın 21,45 KARIŞIK MUSİKİ 22,05 KONSER 23,05 fülmlere dalr 23,15 REVÜ 23,50 dans musikisi. istirahat za manlarmda ve sonra haberler, hava. 18,20 EĞLENCELÎ KONSER 18,55 ka • Willy Birgel filnüerinden birinde lerle dolu bulunduğunu bilir. Şayed partöneri bu işe yeni anlmış bir genc kızsa onunla birlikte bir sahneyi on beş yirmi defa tekrar etmesi hiç canmı sıkmaz, bilâkis gülerek ve onu teşvik ederek arkadaşımn murlaka muvaffak olmasını temin eder. Willy Birgel bütün manasile nazik ve çelebi bir adamdır. Onun, bir filmin haricî manzaralan çevrildiği esnada yapmış olduğu bir hareket bunu pek güzel isbat eder. Bir dağ başında kamera işliyor, aktorierie rejisör sahneyi iyi yaşatmak için canla başla çalışıyorlardı. Birdenbire ya^mur başladi. Herkes kaçıştı. Zavallı bir figüran kır, o sahne için vannı yoğunu sarfederek yaptırdığı elbisesinin harab olacağmı düşünerek ne yapacağmı şaşırmıştı. Wîlly hemen üzerindeki pardesüyu çıkarrp kızcağıza giydirmiş ve onu sığınma yeri olarak yapılmış barakaya kadar koluna girip götürmüştür. Orada bulunan diğer erkeklerden bazılan da bunu düşünebilirlerdi. Fakat o dakikada bu îüzumlu hareketi yapmağı hatırlar hatuiamaz süratle tatbikata geçen ancak Willv Birgel olmuşrur. O halde çelebi ve nazik vasfını taşımağa tamamile hak kazanmış degil midir? Hgtn kaplıcaları ıslah ediliyor Konya mmtakasındaki Ilgm kaplıca lannm Evkaf Umum Müdürlüğünce ıslah edilmesine ve burada yeni yeni tesisat yapılarak modern bir hale getirilmesine karar verilmiştir. Kaplıcalarda ya • pılacak tesisat için tahminen on beş bin lıra sarfedilecektir. Ilgm kaphcalan yüksek şifa kabiliyetinde ve halkın çok rağbetine maziiar olmuşrur. Ancak burada isrirahat imkânlan yoktu. Evkaf Umum Müdürlüşü kaplıcanın bu mühün eksiğini nazarı d'kkate alarak burasını, hastalann vt ziyaretçilerin tam manasile istirahat eyliyebiiecekleri bir hale getirmek için çahşmaktadır. Yeni tesisatın proje ve keşiflerini Mühendis Vasil yapmışar. Projeye göre kaplıcaya hususî banyolar, kadın, erkek daireleri, otel, lokanta, büre ve kazino ilâve edilecektir. NOBETCİ ECZANELER 1937 38 hazırhkları Konya öğretmenlerinin tetkik teyahati Konya ilk okul öğretmenîerinden 45 50 kişılik bir grup Kadınhanı, Ilgm ve Akşehir bölgelerinde bir tetkik seyahati yapmak üzere üç otobüsle Konyadan aynlmışlardır. Öğretmenler tatil aylanndan istifade ederek muhtelif mıntakalarda bu suretle tetkikler yapacaklardır. Seyahat, Maarif müdürlüğünce tanzim olunmuş bir programa göre yapılmakta ve öğret • menlerimiz için faydah olmaktadır. Otomobil ücretleri ucuzladı îlhan S. Tanar Kilis ortamektebi kâfi gelmiyor Kilis (Hususî) Nüfusu yirmi bini tecavüz eden kasabamızda üç noksan teşkilâtlı yani üç sınıflı bir de ortamekteb vardır. Bunlar Kılisin okuma çağında bulunan çocuklarına gayrikâfi gel mektedir. Her yıl iki yüzden fazla ar tan müracaate mukabil sınıfların şu belerini bile artırmak mümkün olamamaktadır. Gittikçe had bir şekil alacak olan bu ihtiyacı şimdiden nazarı itibara almak lüzum ve zarureti vardır. Bandırmanın Kayacık köyünde bir cinayet Bandırma {Hususî muhabirimiz den) Şehrimize beş kilometro mesafede bulunan Kayacık köyünde feci bir cinayet olmuş, bir çoban meçhul şahıslar tarafından öldürülmüştür. Kayacık köyü mer'asında Hasan Kâhyaya aid koyunları gütmekte olan ço ban Halil oğlu on altı yaşında Ahmed, Kayacığın Çeşme mevkü civannda kendine aid çakı kayışile boğulmuş olduğu, mer'a korucusu tarafmdan görülmüş ve derhal zabıtaya haber verilmiştir. C. Müddeiumumisi, jandarma kormıtanı ve hükumet doktoru vak'a yerine giderek tahkikata başlanmış ve dört çoban zan altına alınmıştır. Maktul Ahmedin nişanhsı Haticeyi Hüseyin isminde bir çoban sevmekte imiş. Cinayetin çoban Hüseyin tarafmdan kıskançlık yüzünden yapıldığı zannolunmaktadır. Benzin fiatlannın düşmesi üzerine belediyemiz otomobil tarifesinde değişiklik yapmıştır. Bu değişikliğe göre Konya Hükumet meydanile Konya istasyonu arasında yalnız gitme 40, gidip gelme 15 dakika da bekleme payı olarak 70 ku ruştur. Konya Meram arasında gitme 120 kuruştur. Sabah gidip akşam gelme de 250 kuruştur. Eskiden Merama an • cak beş lira karşıhğmda sabah gidilip akŞAif dönülebilirdi. 5u artotırmaları Vilâyet Su İşleri bürosu, Ghanbeyli kazası dahilindeki obruklann sulanndan, sulamada istifade edilip edilmiyeceği e saslan üstünde araşnrmalar yapmakta • dır. Evvelâ bu obrukların sulan boşaitılarak bunların devamlı surette su verip vermedikleri kontrol edilecektir. Asırlardanberi ayni suyu muhafaza etmekte olan bu obruklann memba ve cereyanı hakkmda malumat yoktur. Bu sular uzun zamanlardanberi belli surette eksilmediklerine göre elbette bazı mem balara sahibdirler. Teşkil eyledıkleri büyük hufreleri doldurmadıklarına göre de bu obrukiarda tahtelârz bir cereyan bulunduğu anlaşılıyor. Fakat bakalım bu fennî araştırmalar nasıl bir son verecek? Amerikan sinema şirketlerinden bazı larile Alman Ufa kumpanyasınm 193738 mevsimi için vücude getirmiş olduk ları filimlerinden bahsetmiştik. Bugün de Alman «Tobis» şirketİDİn yeni kordelâ* larının isimlerüıi ve başrolleri oynıyan artistleri yazıyoruz. «Kırık Testi» Başrollerde: Emil Janings, Angela Salloker. Rejiyi G. U cicky idare edecektir. «Danton'un Ölümü» Başrolde Emil Janings. «Yıldızlar Parlıyor!» Bir revü filmidir. Artistleri henüz seçilmemiştir. Theodor Storm'un bir hikâyesînden \Villi Forst'un yapacağı bir filim. Henüz ismi ve artistleri kararlaşmamıştır. «Karl Yolunu Şaşınyor!» Başrolde: Heinz Rühman. Rejiyi Carl Frohlich idare edecektir. «Halk Yürüyuş Halinde!» Başrollerde: Françoise Rosay, Camilla Horn. Rejiyi Jaques Feyder idare edecektir. «Eterden Gelen Sesler». Komedi. Başrollerde: Lida Barova; Hans Söhnker. «Mühürlü Zarf!» Başrollerde: Ca milla Horn, Paul Hartmann. «Talâk Seyahati». Komedi. Başrol lerde: Heli Finkenzeller, Herald Paul Ç Bir iki satıria., ) * Leni Rifensthal'in idaresi altında Berlinde yapılacak 1936 Olimpiyad larına aid filim henüz ne AJmanyada, ne de başka taraflarda gösterilmedi. Bu kordelânın ancak 1938 senesi birincikâ nununda AJmanyada iraesine başlanacağı anlaşılmaktadır. Fedakâr bir orman mühendisi Bolu (Hususî) Göjnük kazasının Susuz köyü civarmda çıkan orman yangınmm civardaki çok muazzam Kuz Çınar devler ormanlarma sirayetini men için üç köylü ve üç jandarma ile 24 saat bilâfasıla çalışan orman mühendis muavini Nevzad Akgüngören ayaklanndan yanarak yaralanması pahasına yangınm önünü almıştı. Cesur mühendisle üç jandarma ve üç köylü Vekâlet tarafmdan birer takdirname ile taltif edilmişlerdir. * Norveçli meşhur piyes muharriri İbsen «Halk Diişmanı» ismindeki filmi AJmanyada filme çekilmektedir. Başro • lü tanınmış facia artisti Heinrich Geor Bursa kasablannm ges oynryacaktır. * Güzel Alman artisti Charlotta Su şikâyetleri ta « I I I Numaralı Polis Motörbotu» Bursa fHususî) Son günlerde Burisminde bir zabıta kordelâsı vücude ge sa kasabları, Belediyenin mezbahasm • dan şikâyet etmiye başlamışlardır. Ka» tinnektedir. * Alman stüdyolannda «Geceyana sablar mezbaha resmile soğuk hava tesisatı parasmı seve seve verdikleri hal» Alman Buse» ve «Evet, Evet Bu Sevde etlerin soğuk hava tesisatında az bıgidir!» isminde çok eğlenceli iki komedi rakıldığmı ve bu makinelerin az çalış yapılmaktadır. tmldığım, bunun için bu Sıcaklarda et* «Küçük ve Sevimli Monika» fil lerin çabuk bozulmıya yüztuttuğunu minde başrolü şirin Alman artisti Maria söylüyorlar. Andergast oynıyacaktır. Ayrıca etlerin kasablara sa'bahlan tam zamanmda gonderilmediği, dğer, * Fransada çevrilmekte olan «Malakalı Kadın» filminin almanca kopyasının işkembe gibi mevaddm da mezbahadan adı «Malaka Sokaklan..» olarak kon müşkülâtla alındığı ve bunların mez • baha baytarı tarafından muayene edilmuştur. Fransıtcasmda başrolleri oynı meyip oradaki kalfalar tarafından muyan Pierre Richard ve Edwig Feuille ayene olunduğu iddia olunmaktadır. re'e mukabil almancasmda başrolleri Haîkın sıhhatile aîâkadar bir mesele olKâthe Gold ve Carl Ludvvig Diehî oy duğundan kasablardan bazıîan bana da sen. «Varşovada Bir Macera». Başroller namaktadırlar. başvurarak vaziyetten şikâyet ettiler. de George Alexander. Polonyalı operet * Bing Crosbv ile Holivudun en genc primadonnası: Jadwiga Kenda. kadın artisti Beatrice Lillie henüz ismi «Geceleyin Görülen Işaret!» Başrol kat'î surette kararlaştınlmamış olan bir fiOsmanlı Bankasmda daktiloğraf olalerde: Sybille Schmitz, İnge List. lim çevirmeğe başlamtşîardır. rak istihdam edilmek üzere iyi türkçe Bu akşam şehrin mnhtellf semtlerinda nöbetçl olan eczaneler şunlardır: İstanbul cihettadekller: Eminonünde (Hüseyin Hüsnü), Beyazıdda (Belkls), Küçükpararda (H. Htuusi), Eyübsultanda (Hifcmet Atlamas), Şehre ^ mininde (Hamdı), Karagümrükte (Fuad), Samatyada (Erofılos), Şehzadebaşında (Asaf), Aksarayda (Etem Pertev), Penerde (Vltali), Alemdarda (Abdülkadlr). Bakır . köyde (Hilâl). i Beyoğlu cihetlndekiler: : Tünelbasında (Matkoriç), YOksekfcaldi « runda (Vingopulo), Galata Topcular cad • desinde (Merkez), Taksimde (Kemal Re •• büî>, Şişüde Osmanbeyde (Şark Merkez), Kasımpaşada (Vasıf), Hasköyde CBar'b'utV,' Beşiktasta (Nail Halid), Sanyerde (Asaf), Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakfler: Üsküdarda (İttihad), Kadıköyünde e s ö İskele caddesinde (Sotıryadisl, Yeldeğlrmeninde (Üçler), Büyukadada (Şinasi Rıza), Heybelide (Halk). İlân Istanbul Belediyesinden: 10 ağustos 937 salı gününden itibaren Karaköy köprüsü üze rinde seyrüsefer icabı ve Belediye zabıtası talimatnamesile Belediye tenbihi hükümlerine göre asağıda yazılı hususat tatbik edilecektir. Sayın halkm ve bütün vesaîti nakliye sahiblerile şoförlerin, arabacı ve sürücülerin aşagıdaki maddelere riayet etmeleri ilân olunur. 1 Halk köprii üzerinde yaya kaldırhnlardan bir taraftan Jiğer tarafa ancak çivile işaret edilen saha dahilinden geçecektir. 2 Bütün nakil vasıtaları, bu sahaya geldiği vakit buradan yaya geçen varsa derhal duracak ve yaya gidenler geçtikten sonra yoluna devam edebilecektir. Bu tebeble nakil vasıtaları bu sahaya gayet ağır gelmelidir. «B» «4880» ÖLÜM İş Bankası memurlarından Müfıd Pepemehmed ile Tıcaret mektebi talebelerınden Velid Pepemehmedın babaları, eski adliyecılerden Üsküdar ceza riya setmden mütekaıd Pepemehmed Paşa torunu Hasan Pepemehmed vefat et miştir. Cenazesi 9 ağustos pazartesi günü Ayazpaşada Zeki Bey apartımanından saat 11 de kaldırılarak öğle namazı Maçka Teşvikiye camisinde kıhndıktan sonra Ferıköyündeki aüe kabrine def nedilecektir. Eski eserler tamir ediliyor Ilgın kazasındaki eski eserlerden Kervansaray, Lalamustafapaşa, Pirhüseyb camileri Evkaf idaresi tarafmdan tamır ettirilmektedir. Hırsız hizmetçi Fatihte Haydarbey sokağmda oturan Pirlepeli tüccar Rüstemin yamnda hizmetçi, Cideli Feride, fırsattan istifade ederek birçok çamaşır ve on aded ziynet altını çalarak kaçmıştır. Ev sahibinin polise müracaati üzerine Feride aranmış, çaldığı eşyalarla beraber yakalanarak Müddeiumumiliğe verilmiştir. ve fransızca bilen Türk müslüman bir bayana ihtiyac vardır. Bu vazifeye namzedliklerini koymak istiyen bayanlar hüviyetlerini müsbit evrakla sertifikalarını hamilen ve müstacelen sabah saat 9 la 10 arasında Bankanın Voyvada caddesinde kâin Galata merkezinde Kişi îşleri servisine muracaat etmelidirler. HALK OPERETÎ Bu akşam Beşiktaş Suadpark ŞtRİN TEYZE 10 ağustos salı akşamı Beylerbeyi îskele tiyatrosunda ŞLRİN TEYZE Bursanın koza mahsulü Bursa (Hususî) Koza Borsasında satışlar bitmiştir. Borsadan aldığım malumata göre, bu seneki mahsul miktarı bir milyon yüz bin kiloyu bulmuştur Mahsul verim ve nefaset itibarüe çok iyidir. ı