Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 Ağustos 1937 CUMHURİYET SON HATIRALAR: Ihtilâlciler bir günde 24 kasaba işgal ettiler İspanyol anarşistleri Katalonya orduları başkumandanma suikasd yaptılar IBastaraft 1 inci sahiiede\ Yunanistanda 4 ağustos bayramı Metaksas'ın iktidar mev. miine gelişinin yıldönümü kutlulanıyor Atina 1 (A.A.) 4 ağustosun yıldönümünü tes'id programını hazırlıyacak olan büyük Atina halk komısyonu bugün toplanmıştır. Pire'de gece şenliği muazzam bir çerçeve içinde cereyan edecektir. Limanda bulunan bütün vapurlar donanmış olarak geçecekler ve Sunion burnuna kadar gideceklerdir. Bu şenliği deniz üzerinde atıla cak hava fışenkleri tamamlıyacaktır. Sahil belediyeleri de gece şenlikleri hazırlıyorlar. 4 ağustos münasebetile Atinada: 1 Faleri Sepoliaya bağlıyacak olan büyük 4 ağustos bulvarının inşasına başlanacak. 2 Kipsoli mahallesinin pazan a çılacak. 3 Tamamen tamir edilen Belediye dairesi açılacak. 4 Güzel San'atlar mektebi binasının temeli atılacaktır. Stadyomda yapılacak ve biletleri parasız dağıtılacak olan büyük şenlikten sonra, Atinanm bütün müzik müessesatı saat 22 den gece yansına kadar mey danlarda orkestra ve koro konseri vereceklerdir. Şarap tüccarları ve lokantalar 4 ağustos gecesi müşterilerine bedava şarap ve yiyecek vereceklerdir. SARAY ve ÖTESi Yaz ortasmda kişi Uludağda kurulan aile kampında hayat nasıl geçiyor? Bursa (Hususî muhabirimizden) Her sene bu aylarda Uludağda Dolu baba mevkiinde kurulması âdet olan kamptayım... Altı yıl önce bu kampın temelini atan ve her sene herkesten evvel buraya çıkıp çadır kuran saym doktor Cevad Tahsinle beraberim. Çadırlarımız; Apolyond gölünü adeta ayaklanmızm altına seren çamhkların dibindedir. Burada geceleri sonteşrindeki soğuklar hüküm sürüyor. Gündüzleri ise sanki mart ayındayız... Siz İstanbulda ceketlerinizi çıkarıp kanter içinde dolaşırken biz bu rada kışlık elbiselerimizi giyiyoruz. Mübarek Dolubaba çamlığında rüzgânn h:ç eksildiği yok ki... Kızlar ağası Sadece Kızlarağası diyip geçmemeli. Saltanatı Osmaniye tarihinde, hatta Abdülhamid zamanında bile, bir karabaht gibi etrafa, vakayie, eşhasa gölgesini salan bu şahsiyeti asıl resmî unvanile yadetmek lâzım gelırse ona Dârüssaadetüşşerife ağası demeli, hatta bu unvana terdifen ona inayetlu, devletlu kabilinden türlü elkab izafe ederek mevkiini de hemen sadırazamla şeyhülislâmdan sonra ve vükelâdan evvel tayin eyliyerek ona göre eteğine varmalı. Eteğine varmalı, zira teşrifatta o iki en büyük devlet rüknün den sonra geldiğine aldanıp da ihmal etmeğe gelemez, bilmeli ki onlann da mukadderatı onun iki kalın dudağının ara sından hünkânn kulağına fısıldanacak olan bir kehmeye bağlıdır. Abdülhamid zamanında görürdük, mabeyne intisab şerefine mazhar olanlardan hiçbiri onu ihmal etmeğe cesaret gösteremezler, eteğine varmaktan çekinmezler, hünkânn harimi ve en yakm musahibi sıfatile onun himayesinden meded ummağa, hıç olmazsa «gölge etme başka ihsan istemem!» diyerek şerrinden ko • runmağa lüzum hissederlerdi. Meşrutiyet saraymda ona ayni mik yasta bir ehemmiyet ve kudret, ve devletin teşrifat meratibinde ayni paye ve derece verilemezdi; elbette ona aid şeraitte de büyük bir inkılâb yapmak, üzerinden vezaret elbisesile nişanlarını, elinden de herşeye, her yere, her şahsiyete uzanan tesir asasını almak icab ederdi. Vehleten pek kolay zannolunan bu iş öyle hemen halline imkân bulunabilecek bir iş değil Halid Ziya Uşaklıgil Barselon bombardıman edildi Madrid 1 (A.A.) Radyo nas • yonal'in tebliğ ettiğine göre asi tayyareleri saat 4 te Barselon şehrinin askerî he deflerini müstahkem mevkilerini ve kışîalannı bombardıman ederek mühim hasarat ika etmişler ve milisler arasında pa nik tevlid etmişlerdir. Katalonya'da bir suikasd Londra 1 (Hususî) Buraya ge len bir telgrafa göre Katalonya ordulan başkumandanma karşı bir suikasd yapılmıştır. Suikasd, anarşistler tarafmdan tertib edilmiştir. Paris 1 (A.A.) Bu sabahki ga zetelerin serdetmekte oldukları mütalealann mevzuunu Fransız Ingiliz münasebatile İngiliz plânının akıbeti meseîesi teşkil etmektedir. Echo de Paris gazetesinde Perti nax, diyor ki: «Şayed müzakerata girişilecek ise muvaffakiyet temenni edelim, çünkü bu müzakereler Majorka ve İbiza adalannın muvakkaten dahi olsa işgal edilmesi meselesini ihmal edemez. Eğer Italyan hükumet reisi, Londra ile görüştükten sonra şimalî Fransız Afrikasında daha sıkı basılabileceğini tahayyül ediyorsa daha şimdiden büyük bir hayal inkisarile karşılaşmağa hazırlanıyor de mektir. İtalyan hükumet reisi, ihtimal Eden ile Lord Plymouth'un Fransız tezile ingiliz tezi arasındaki tesanüdü teyid etmiş olduklanna pek o kadar dikkat et memiştir. Bu tesanüd, kendisinin milletine inandırmak istediği vaziyet hılâfına olarak pek kuvvetlidir.» Petit Parisien gazetesinden: «Fransa ile Ingiltere Salamanca ve Valencia'nm muharib sıfatlannın tanın masından evvel gönüllülerin ge« çağır;!masına başlaması suretile itilâf akdedil mesi hususunda hemfikirdirler. Bu nok tada, Romanın iddiası hilâfına olarak, Fransız ve İngiliz noktai nazarlan ara smdaki ahenk tamdır.» zarureti karşısında kalmaları muhtemeldir. Şu halde Almanya, îtalyaya da istinad ederek, yarın von Ribbentrop'un söylemiş olduğu nutukla hazırlamış bulunduğu bir delilik daha yapabilecektir. Bu hal, Mussolini'nin vesayasını bir kere daha takib etmek ve hakikati îngiliz plânı prensipinin kabulü suretinde olan faşist fiksiyonu arkasından görmek matlub olduğu takdird«, derpiş edilmesi lâ zım olan bir ihtimaldir.» Humanite, diyor ki: «Yegâne dürüst teklif, Sovyet Rusyanın teklifidir: Evvelâ ecnebi kuvvet leri tamamen geri çekilmelidir. Müteakıben İngiliz plânının diğer kısımları münakasa edilebilir.» Madridde yakalanan casuslar Daily Telegraph gazetesinin verdiği malumata göre uzun araştırmalar neti cesinde Medrid polisi asiler lehine casusluk yapan dort kişi tevkif etmiştir. Yakalanan kimseler Madridde bir evin damından General Franco askerlerine işaret vermekteymişler. Valânsiya'da (Poum) diye tanılan Trotsky teşkilâtına mensub on kişi ve lspanya faşist teşkilâtından bir kişi casusluk yüzünden tevkif edilmişlerdir. Madridde tevkif edilenler arasında daima barlarda zabit ve askerle konuşan ve bir faşist casusu zannedilen Montalban Kontesi de vardır. Evinde yapılan araştır mada 5000 sterlin, birçok mücevher, Ispanya parası ve gizli bir polis teşkilâtı olan «Istiklâl Kartalı» nm işaretlerini havi kâğıd basması için bir matbaaya yazdığı mektub da bulunmuştur. Paris sergisinde Bulgar paviyonu açıldı Paris 1 (A.A.) Öğleden sonra sergideki Bulgar paviyonu merasimle açılmıştır. Merasime, Ticaret Müsteşarı Hymans ile Fransız ve Bulgar yüksek mehafiline mensub birçok zevat iştirak etmişlerdir. di. Zamanın aczini istikbalin serablarile uyuşturarak hem kendilerini hem kendilerine müteallik olanlan vaidlerle oyalı yanlar gibi hanedan azası da bendegânına saltanat makamma erişecekleri miad için türlü mevaidde bulunmuş olmalılardı. BurA Sultan Reşadın veliahdlik za manında bendegânına yaptığı vaidleri sonradan öğrenince yakından vâkıf ol muştuk. Bu vaidler tabiatile tutulamadı. Onlardan ne mabeynciliğe, ne kâtiblığe, ne hazine müdürlüğüne çıkabilenler olmadı; herkes gen<" kendi mevkiinde kaldı, ve tabiatile, izhar edilmeğe cesaret olunmadan yüreklerinde bir hüsran ve kin düğümile... Biz böyle birşeye dikkat etmedik, bunun aksine, adedi sekizi aşmıyan bende gân tarafmdan daima hulusa hamlolunabilecek tezahürata, hatta Sabit Bey başta olarak, icabında muavenete mazhar olduk. Pek zeki ve zeki olduğu için pek iyi bir adam olan Sabit Bey, eğer kendisine yapılan vaidlerin incaz edilmemesinden dolayı beklenmiş yerlere haricden gelenlere karşı kin taşısaydı elbette bunu izhar edecek vesilelerde kendisini idare ve zaptedemiyeceği dakikalar olurdu. Buna hiç musadif olmadık, evvelce söylediğim veçhile, yalnız bir defa, ancak bir dakika süren, bir infial feveranına şahid oldum. Bunu kısacc. hikâye edeyim: Sultan Reşadın cülusunu müteakıb elbisei resmıye meselesini de tesbit etmek, ve bunu bir dereceye kadar yeniliğe takrib etmek düşünüldü. Vükelânın, ve onları müteakıb gelen başmabeynci ile baş kâtibin büyük elbisei resmiyelerinde daha zevke muvafık tadilât yapıldı, bilhassa sırma işlerinde göze daha hoş görünecek bir resim ihtiyar olunmakla beraber yakaarında da boyunbağlannı ve boyna takılan nişanlarla beyaz gömleğin küçük bir kısmını açık bırakacak surette bir değişiklik yapıldı. Hatta en yukansına ka dar iliklenmek mutad olan îstanbul setresinde de bu } Aa tadili kabul edilerek şehzadegândan başlıyarak bütün resmî kıyafete girmek mecburiyetinde bulunanIan bir cendereye girercesine boğazlarına kadar iliklenmek kaydından kurtarmağa teşebbüs edildi. Bu işin itminan verecek bir hal neticesine vusulünü meşhur terzi Botter temin etti. Karşısında herkesi önleri tamamile iliklenmiş görmeğe alışık olan hünkâr böyle beyaz gömleğile bo yunbağını meydana çıkaran kısmen çö zük düğmeleri görmekten irkilmekle be raber pek uysal olan fıtrati bir iki tecrübeden sonra bunu da pek hoş bulmuştu. Bütün etrafta böyle elbisei resmine tertibat ve tadilâtı düşünülüp yapılırken bendegân bu hareketin haricinde bırakılmağa zor tahammül ederdi. Biz bunu düşünmemiştik, fakat onlar, daha doğrusu esvabcıbaşı sıfatile onlann başmda Sabit Bey düşündü. Ve bir gün beni bir emrivaki karşısında bulunduracak yolda tedbir aldı. İşte onunla aramda, velev bir dakika için olsun, velev arkasında hiçbir tesir bakiyyesi bırakmamış olsun, tek çarpışma bu vesile ile oldu. Bir gün hünkâr, tecessüs nazarların dan daha uzak olmak için, Dolmabah çenin iç mabeyninde kara cihetinde istirahat odasına iltica ederek, beni celbetti. Madrid üzerine hücum hazırlanıyor plânı Londrada çıkan Morning Post gazetesinin bildirdiğine göre Cebelüttarıktaki alâkadar mehafilden öğrenildiğine göre her nekadar bu mevkilerdeki umumî harb plânını General Mola çizdiyse de Bilbao'yu ihata eden «demir çember» üzerine yapılan hücum plânını General Sanders isminde bir Alman generali yapPopulaire gazetesi diyor ki: mıştır. «Almanya ile İtalyanın usul meselesile Madrid üzerine yapılacak olan nihaî oynayıp bir şeyler yapmak istedikten hücum plânını da General Sanders ha sonra plânın aynen ve tamamen kabulü zîrlamaktadır. IIIIIMIIIMIflfıtıııımıı Yugoslav Başvekilinin istirahati Belgrad 1 (A.A.) Bugün Şuşak'a gitmekte olan Başvekil Stoyadinoviç'le Orman ve Maden Nazırı Yankoviç Lubliyana'dan geçmişlerdir. Başvekille nazır bir gemjye binerek Adriyatik denizinde birkaç gün istirahat edecekler dir. ttalyan mekteb gemileri Faler'de Fransız Sosyalist Sovyet Rusyada yepartisinin siyaseti ni mahkumiyetler Parti umumî kâtibi dün Ferdî mülkiyeti ihya etbir nutuk söyliyerek mek istiyen yedi kişi bunu izah etti hapse mahkum edildi Paris 1 (A.A.) Nazır ve sosyalist partisinin umumî kâtibi Paul Faure, Epinac les Mines'de bir nutuk söy liyerek sosyalist partisinin siyasî cep hesi hakkmda izahat vermiştir. Hatib, Blum kabinesinin istifasmı intac eden hâdiselerden şu çekilde bahsetmiştir: « Blum kabinesi borsalarla banka ların hükumetin hareketine sekte vuran manevralanna karşı mücadele etmek üzere parlamentodan silâh istemişti. Parlamento kabineye bu silâhları ver miş, fakat âyan meclisi bundan imtina etmişti.» Bu hâdiselerin vahametini kaydettikten sonra hatib, halk cephesinin bozulmasına veya mutazarrır olmasına mâni olmak için sosyalist partisinin yeni kabinenin teşekkülü hakkmda Chautemps tarafmdan vaki olan teklifleri kabul etmiş olduğunu söylemiş ve bu partinın Marsilya kongresinde halk cephesi partilerinin heyeti umumiyesine alenen tekliflerde bulunduğunu ilâve etmiştir. Paul Faure. şunları ilâve etmiştir: « Kimse bizi bu müşahedeleri yapmaktan menedemez. Bu müşahedeleri yaptıktan sonra da halk cephesindeki şeriklerimize bunlardan faydalı neticeler çıkarmalarını halisane tavsiye ederiz. Kuvvetle zannediyoruz ki sosyalistlerin buldukları hal çareleri demokra sinin pençeleştiği müşkülâtı izale edecektir.» Moskova 1 (A.A.) Havas Ajansı bildiriyor: Jaraslai'daki Danilov mıntakasının yedi Dirijanı, Danilof mahkemesi tarafın dan kollektif toprak mülkiyetini lâğve derek ferdî rejimi tekrar tesis etmek su çundan iki seneden 10 seneye kadar hapis cezalarına çarptırılmışlardır. Bun lar, üç kolhozu dağıtarak bu kolhoz mensublarından daimî mülkiyet senedini geri almış ve bunlann toprak, hayvan ve makinelerini mıntaka sakinleri arasında taksim etmişlerdi. Atina 1 (Hususî) «Kristof Kolomb* ve cAmrik» ismindeki iki İtalyan mekteb gemisi dün Faler limanına gelmiştir. Bu gemilerin kumandanı Amiral Gura Başvekil General Metaksasla Deniz Müsteşarını ziyaret etmiş ve onlar tarafından da iadei ziyaret edilmiştir. Bir îngiliz dretnotu Korfu'da Atina 1 (Hususî) İngilterenin Repuls ismindeki dretnotu dün Korfu adasına gelmiştir. Repuls beş gün Kor fu'da kalacaktır. Bugün geminin Kriket takımile Korfu takımı arasında bir maç yapılmıştır. Yunan Kralı Georges maçı seyretmiştir. Macaristanda hayat ve rejim IBasmakaleden &evam\ fesih kakkı verilmektedir. İkinci nokta ise meclislerin birkaç ay sonra gelecek önümüzdeki içtimalarında halledilecektir. Yeni bir naibin intihabı mevzuu bahsolursa bu zat kral naibi tarafmdan gösterilmiş olacak üç kişi arasından seçilecek ve inhilâl vukuunda ise devlet reisliği bir niyabet meclisince temsil olunacaktır. Bu tadilât çok mühimdir. Sülâlevî bir kral bulmaktaki müşkülâta binaen Macaristan devlet reisliği meselesini kral naibi unvanını taşıyan zatın takviyesile halletmek kat'î karannı almış oluyor, ve böylelikle sağların ve solların müfrit hareketleri ihtimaline karşı devlet reisinin eline muvazenenin derhal ve en kat'î şekilde temini çare ve imkânlarını vermiş bulunuyor. Macaristan son tadilâtla dahilî ve haricî siyasetinde istikrar ve istiklâlini en ufak halelden korumağa büyük kıymet ve ehemmiyet verdiğini göstermektedir. Vaziyetin bu muhtasar izahından sonra bize bir ırktaş ve kardeş milletin muvaffakiyetle taclanmıs şimdiki hayatma daha parlak istikballer temenni etmek kalır. Pariste dedikodu uyandıran bir nümayiş Paris 1 (A.A.) Hariciye Nazırı Delbos, akşam Başvekil Chautemps'ı ziyaret ederek Jaures'in hatırasını tebcilen tertib edilen nümayiş hakkmda kendisine izahat vermiştir. Bu nümayişte Hariciye Nazırı hükumeti temsil etmekte idi. Mülâkat esnasında bilhassa komünist partisini temsil eden meb'us Cozniotut tarafmdan söylenen nutuk, mevzuu bahsolmuştur. Bu nutkun bazı kısımları dahilî ve haricî siyaset sahasında bir polemik mahiyetinde telâkki edilmek tedir. Bu nümayişin halk cephesini teşkil eden partilerin salâhiyettar teşekkülleri tarafmdan mevzuu bahsedilmesi ihti malden uzak değildir. Şimdiden 70 çadır halkıyız.. Kimbilir ağustosta burası ne kalabalık olacak! Dolubaba kampı deyip geçmemelidir. Burası Bursanın iki büyük mahallesi olmuştur. Bu sene hem bakkalımız, kantinimiz, kahvecimiz ve üstelik çamlıklar içinde otomobil motörile istihsal edilen elektriğimiz de var. Vali ile askerî kumandan General Cemil Tahir de ailelerile buradalar... Subay, avukat, doktor, mühendis, muallim, memur, esnaf gibi vakti hali yerinde her meslekten insanı burada bulabilirsiniz. Yalnız gazeteci olarak aralarında bir ben vanm. Bazı aileler buraya kedilerini, hindi ve tavuk gibi kümes hayvanlarını bile getirmişler. Bu gidişle kamp biraz da çiftliğe benziyecek. Dolubabanın daha şimdiden her tarafı dolmuştur. Hergün yeni yeni ailelerin gelip çadır kurduklanna bakılırsa; bir kaç sene sonra Bursa halkınm mühim bir kısDerhal hünkârın, evlerinde seri haremını Dolubabaya yaylaya çıkmış göreketler yapan gözleri, bana bir tasvib maceğiz, demektir. nası yolladı: Sabit Bey de artık kendisini Bu seneki kampın yeni bir modası da idare edemiyerek, benden evvel hünkârvar. Misafirlik.. Dört beş kişilik bir ailela cereyan etmiş olduğunda şüphe edilemiyen mubahasenin, infial bakiyesile, ye hemen hergün veya gün aşırı on beş oldukça hadid, elbiseyi kutusuna koydu, misafirin birden geldiğini görüyoruz. kapağını kapadı, ve bana iğri bakarak: Kampta istirahat etmeğe gelenlerin bilâ Siz, dedi; bizleri tevkir etmelisiniz.... kis yorulduklarmı, hatta üstelik üzülerek (Aynen bu kelimeyi kullandı, hâlâ ku zayıfladıklannı duyuyoruz. Vaziyete bakılırsa: Dolubaba kampma artık kilo laklanmdadır.) almak ve tebdilihava etmek için değil de Derhal c e ^ b verdim: Sizi tevkir etmenin en iyi usulü efendimizi muhafaza bir adeti yerine getirmiş olmak veya lüks etmekte ve sizi de etrafın muahazesinden için çıkılmaktadır. vikaye eylemektedir. Denizden 1200 metro; Bursadan da Sabit Bey, kendisine izin verilmeden 1000 metro yüksekte yaşıyoruz. Bugünhuzurdan çıktı. Hünkâr bana sadece: lerde herkes sahilin kızgın kumları ara Doğru!. dedi. Vc bu mesele böylece sında sıcaktan bunahrken biz burada bitti. basbayağı üşüyoruz. Bursada günlük iş • » » leri olanlar her sabah otomobillerle şehre iniyor, akşamlan gene yukarı çıkıyorAsıl Kızlarağasmdan bahsedecektim: Ağavat ocağını bilir misiniz? Sarayda lar. Otomobillerin birbiri ardınca şehre iböyle bir takım ocaklar vardı ve bunalnn nişleri Uludağda sanki tozdan bir şehrâen mühimmi ağavat ocağı idi. Ağavat!.. yin yapıldığı hissini veriyor. Otomobiller; Işte yeni neslin bilemiyeceği bir kelime. arkalannda kurşunî renkte tozdan birer Sadece Arab usulile ağalann mukabili o kuyruk bırakarak bu güzelim yemyeşil lan bir cemi.. Arabda bu makamda başka manzarayı berbad edip geçiyorlar. Sebebir cemi edatı kullanmak çaresi olmayın bini sorduk: Vaktile (tamir) diye kenarca vapurun cem'i vaburat şeklinde yapıl daki hendeklerden çıkan topraklar yolun dığı gibi ağayı da ağavat diye cemi yap ortasına serpilince vaziyet böyle olmuş, mak zarurî idi. Fakat Türk niçin ağalar dediler. Yazın hergün işlek bir halde budememiş de ağavat demiş, bunun cevabmı lunan bir yolun bu kadar ihmal edilmiş aramağa lüzum yok, niçin sebzevat, hır olması düşünülecek bir meseledir. davat, hatta gelişat gidişat demişse onun MUSA ATAŞ için, demekle iktifa olunabilir. Sarayların hizmetinde yalnız hünkâr ilâc kâsesine bir yaldızlı kulb takmalıydı. saraymda değil, şehzadelerin, sultanların Hünkâr benden bir tedbir istedi, «masaraylarında da nekadar haremağası demki eskisi gibi yapamayız, bu biçareyi varsa bunlr ağavat ocağında, birer mertememnun etmek için bir tedbir düşüne bei mahsua ile, mukayyeddi. Ve ocak bu lim...» diye başladı. bedbahtların bir mültecası, ihtiyac za Tek bir tedbir vardı. Pek büyük bir manmda, çatısmın altına sokulacak bir sığınağı idi. Hünkâr sarayına, yahud ha dirayete tevakkuf etmeksizin onu öne sürdüm. Dedim ki: «Efendimiz, gene nedandan herhangi birine bir haremağası kendisini bütün ocağa aid imtiyazlarile lâzım olunca o ocaktan intihab edilir, meKızlarağası tayin buyurursunuz. Buna muriyeti mahsusa ile mahalline gönderilirdair bir de tarafı şahanenizden ferman di. Bir sebeble hizmetinden memnun o tanzim ederiz. Tensib buyuracağınız zat lunmıyan da ocağa iade edilir, yerine büyük elbisei resmiyesile, yanına yaver başkası istenirdi. ve kâtib beylerden birer zat alarak, muOcak Dolmabahçenin Beşiktaşa yakm karrer bir günde ve merasimi mahsusa ile, bir tarafında büyük bir daire idi ki bu adeta bir alay teşkil ederek, Istablıâmirezavallılar orada barındıklan gibi hepsinin nin bir lândosile, Dolmabahçenin küçük âmiri ve ocaaın da ya doğrudan doğruya, saltanat kapısından çıkarak, Beşiktaşta yahud Abdülhamid zamanında olduğu ocağa kadar gider, orada bütün ocak gibi, bir vekil vasıtasile nazırı olan Kız ağalan muvacehesinde fermanı şahane larağasının burada büyük bir sofa şeklin okunur, imamı şehriyar bir de dua eder... de, odası vardı. Şerbetler içilir... Kızlarağası tahta calib olan zatın baş musahibi olan ağa olmak an'ane mukte zasıydı. Binaenaleyh Sultan Reşad tahta çıkınca selefının Kızlarağası, makamın dan sukut etmiş oluyordu. Ve yeni hün kârın başmusahibi Fahreddin Ağa «bilirsi velistihkak» darüssadetüşşerife ağa lığına nasbediliyordu. Buna diyecek bir şey olmazdı, olsa olsa «akan sular gene akar» diye bu muzır olmıyan an'aneye karşı geçiştirmek yolu tutulurdu, yalnız bu sahada akar suların duracak bir noktası da vardı. Kızlarağası ne vezaret rütbesini ihraz edebüecek, ne de teşrifatta, icraatta, tesiratta an'aneyi takib edecekti. Ben bunu söylerken, alay hünkânn gözleri önünde canlanmıs oluyordu; derhal ayağa kalktı, ve büyük bir inşirahla, adeta bir di sancısından kurtuluvermiş çesine, elini yüzünü yıkamak üzere dısarıya can atarken, esikte durdu, biraz dönerek: Buna Mahmud Sevket Paşa, Talât Bey, meb'uslar ne derler? diye sordu. Yanında yalnız halınm üzerine diz çök müş, önünde bir mukavva kutu ile, Sabit Bey vardı. Bana oturmak emri verildikten, ve beni görünce kıyam eden Sabit Bey de tekrar halınm üzerine diz çöktükten sonra, hünkâr ona: Başkâtib bey görsün! dedi. Hünkâr kıpkırmızı idi. Aralannda bir mübahase mi olmuştu? Halledilememiş bir meselenin müşkülünü çözmek vazifesi başkâtibin becerikliliğinden mi bekleniyordu? Ben kendi kendime bu suallerin cevabını vermeğe vakit bulmadan mukavva kutu açılınca mesele kendisini meydana vurmuş oldu. Kutunun içinden \ükelâ için yapılan elbisei resmiyeden pek hafıf sayılamıyacak şekilde, hemen hemen bizlennkıne müşdbıh, bütün göğsü kolları som sırma ile işlenmis bir elbise zuhur etti: Bendegân için bir elbisei resmiye... Onları alaylarda herkesin karşısında böyle mutantan bir kıyafetle çıkmış görmekten halk üzerinde, ve halktan evvel hükumet erkânile meb'usanda, ve pek sade giyınen ümerayi askeriyede hasıl olacak nahoş tesir birden gözlerimin önünde tecelli etti. Daha ziyade hünkânn yanında, beklenmiyen bir zamanda, bir emrivaki karşısında bulundurulmuş olmak o kadar can sıkacak bi: hâdise idi ki birden başkâtibde •vücudü farzolunan beceriklilik iflâs etti. Hiç düşünmeden: Pek fazla ağır. Herkesir üzerinde fena bir tesir yapar, zannederim!.. demiş bulun dum. • I YUNUS NADt Bitlis I (Hususî muhabirimizden) Fransada Amerikalılar namına dikilen abide Bugün anî olarak çıkan bir fırtmada fındık büyük'üğünde dolu yağmış ve bir Paris 1 (A.A.) Reisicumhur Leb anda sokaklan seller kaplamıştır. Zararın rün 1919 da Aragonne'da Meuse nehr; taarruzuna iştirak emiş olan Amerika miktarı henüz belli değildir. lılar namına dikilen heykeli açmak üzeYugoslavyada kasırga re Montfaucon'a hareket etmiştir. Re Belgrad 1 (Hususî) Şimalî Yu isicumhurun refakatinde Başvekil Chaugoslavyada vukua gelen şiddetli fırtma temps, Hariciye Nazırı Delbos, Tekaüd ve kasırgalar neticesinde hâsıl olan zarar Nazırı Riviere, Mareşal Petain, Amerika 50 milyon dinar olarak tahmin edilmek sefiri VVilliam Bullit ve General Perhing tedir. bulunmaktadır. Bitliste dolu yağdı Akşehirdeki suiistimalin mahiyeti Akşehir muhabirimizin iş'arma atfen gazetemizin 20 temmuz tarihli nüshasında Akşehirde 70 80 bin liralık bir buğday koruma suiistimali meydana çıka rıldığını yazmıştık. Konya Defterdarlığından aldığımız bir tezkerede. Akşehirde bir fabrikamn 35 çuval un kaçırdığı tesbit edildiği ve kanunî muameleye başlandığı, diğer fabrikaların muameleleri de tetkik edilmekte olduğu bildirilmektedir. Hep memnun olurlar, ve gülerler, dedim. O da kahkahasını salıverdi: Fahreddin Ağa da memnun olur, dedi, sonra bir adım daha atarak tekrar durup döndü, ve kendisine bövle amelî bir çare buluveren baskâtibi tatvib etmek istiBu öyle bir zaruret idi ki başta hünkâr verek: Dikkat etrim. dedi; sizin araolarak ona herkes münkad olacaktı, alâbanızın tekerleklerinde lâstik vok. Seref kadar olan Fahreddin Ağa da!.. An Beye söyleyin de onlara lâstık koydur cak... Ancak hünkârın ona vaidleri vardı, bu sun... Halid Ziya UŞAKLIGİL vaidler yapılamayınca ona sunulacak acı