Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
28 Nisan 1937 CUMHTJKTYET Bundan bir müddet evvel Tramvav otobüs şoförlerinden Izzet Çakır kansı Fatma ile samimî arkadaşı olup ayni mu essesede çalışan Yunusu apartımamnda zina yaparlarken cürmü meşhud halincie Nihayet, dün, bir de meşhud cürümİçeride neler oluyor, farkında değilim. yakalamış ve Ubanca kurşunile kansın) ler mahkemesi huzuruna çıktık. Malum ya, şahidler, ancak çağınldıklan üç yerinden vurarak öldürmüş ve arka Ve zannediyordum ki, böylece, cürmü zaman hâkimin huzuruna çıkabilirler. daşı Yunusu da başından kurşunla ağır meşhud mahkemeleri kurulabdanberi Nihayet, bize de sıra gelmişti. surette yaralamıştı. Yunus bilâhare yapı îstanbulda, matbuata temas eden bir Koridorlarda mübaşirin gür sesi achlan tedavi neticesinde kurtulmuştu. davaya bakmak, ilk defa olarak Beyoğlu mızı çınlatırken, biz de içeri giriyor Yazan: M, Turhan Tan O zamanlar efkân umumiyeyi işgal cürmü meşhud üçüncü sulh eeza mah duk. 2 etmiş olan bu aile faciasının Ağırcezada kemesine kısmet oldu. And içtik ve olaru biteni gördüğümüz Onaltmcı asrm ilk yarısı içinde cenub rında ve Onsekizincî asrın başlarında A devam eden muhakemesi nihayet dün neDostlarımıza, evvelâ, mahkeme huzu gibi anlattık. Slavlanmn bahtı tamamile karalaştı, ta vusturya ordularının işgali altına düştü ticelenmiştir. runa, hamdolsun, suclu olarak çıkma Yerlerimize oturunca, hâkim, fotoğ rihleri kapanır gibi oldu. Sırblar, Hırvat ise de bu değişiklik uzun sürmedi, yeni rafçı arkadaşa, mutecavizi göstererek, Kansını öldüren Izzet Çakır 18 seat dığımızı tebşir etmek isterim. lar, Dalmatlar, Herseklilcr, Karadağlılar müstevliler geri püskürtülerek eski vazi ağır hapse ve Yunusu da öldürmeğe te • Sonra, bir hayli garib olan üç buçuk sordu: Tarziye verse, kabul eder misiniz? istiklâllerini kaybetmişlcrdi, Osmanlı ve yet iade olundu. Fakat bu devrede A şebbüsünden 10 seneye mahkum olmuş saatlik sergüzeştin hikâyesine geçeyim: Hatırlarsınız: İki ay kadar evvel, Gazeteci değil mi, nedense yüreği Avusturya devletlerinin idaresi altına vusturyalılar, Sırbistan halkına isyan fik tur. Ancak vak'anın mahiyeti Izzeti suç Beyoğlu sokaklanndaki şiveleri, ifade yufka oluyor: geçmişlerdi. Hepsi bir milletin efradı olan rini aşılamağa fırsat bulmuşlardı ve hayli işlemeğe şiddetle tahrik etmiş olduğundan leri, imlâları bozuk levha ve vitrinler Ederim bayırr bu muhtelif Slav zümrelerinden çoğu kuvvetli propagandalar yapmışlardı. Ay gerek kanunî ve gerekse takdirî hafifle den bahseden bir yazı yazmış ve güzel Fakat, mütecav. mi, tarziye iOsmanlı bayrağı altında yaşıyordu. ni zamanda Osmanlı devleti de tefessüh tici sebebler dolayısile cezası bir sene türkçemize sarahaten ve alenen vaki o çin uzattığı elinir, ^et parmağını 5 Genclik iğrendirmez, imrendirir. (1521) de Belgradın sukutu, cenub etmiş, adaletten uzaklaşmış, bir çapulcu altı aya indirilmiştir. lan bu hakarete, alâkadarlarm dikkati kaldırarak, hâlâ, yarı ;ehdidkâr bix va Genclerin yaptıkîarını beğenmiyenler, o Yunusu öldürmeğe teşebbüsünden de ni celbetmek istemiştik. Slâvlarınm ekseriyetini bu vaziyete dü idaresi sistemine girmiş, bütün halkı ziyette; işleri yapamıyanlardır: Hasedin ihtiyarhükmedilmiş olan 10 sene ağır hapis ceşürmüş oluyordu. Türkler dahi dahil olmak üzere canlaO yazımızm resimlerinde teşhir edilen Arama, bir daha resmimizi çekme laşmışı! zası ayni sebeblerden dolayı hafifletile bu kabil bazı levhalar, hemen hepsi er ğe kalkışmamak şartile!.. demeğe yel Yugoslavyanın sıklet merkezi Sırbis rından bezdırmıs bulunuyordu. 6 Dostlar var ya, kâfi. Neyc düştandı. O ülkede oturan Sırblar ortodoks Saraym cahil ve zalim idaresi yüzün rek her iki suç için ceman 1 sene 11 ay tesi gün sahibleri tarafindan kaldırıl tenmez mi? man anyorsun (Bu söz, « Ahibba şivei mı§, yok edilmiştL Hep şaşırmış, bakakalmıştık ki, adakalmışlardı. Türkler araziyi has, zaa den Yeniçeri ocağı da nizamını keybet hapis cezası hükmolunmuştur. Ancak Beyoğlundaki bozuk levhalar, mın aklı başına geldi ve kıpkırmızı, tit yağmada mephut eyler, a'dayı Hüda met ve timar olarak bir takım nahiyelere miş ve eşkiya yatağı halini almıştı. Istanyalnız bizim resimlerini koyduklarımız riyen elini fotoğraf muhabirimize u gÖ5termesin asari izmıhlâl bir yerde» taksim etmiş, her nahiyeye bir kadı, bir buldaki Yeniçeriler yapılara, gemilere boğuştuklannı münakaşa götürmez suret dan ibaret değildi. zattı: beytinin mefhumunu andırır.) müsellim koymuş, örfi ve şer'î tekâlifi o balta asarak, sokaklarda sergi açarak te ispat eder. Affedersiniz! Fakat daha ertesi günler, alâkadarlaı Basamak basamak ikbal merdivasıtalarla tahsil etmekte bulunmuş olma halkı soydukları gibi taşra Yeniçerileri Kara Yorgi, silâha sanldıktan sonra rm bu işe ehemmiyet verdiklerini ve Adalet yerini bulmuştu. Mütecaviz venine çıkmak mı, mertebe mertebe riiyalarına rağmen Sırbları kendi millî an'ane de düpedüz eşkiyalık yapıyorlardı. Köy Şumadya taraflarında ilk Sırb millî sözde türkçe yazıldıklan halde, türkçe beş lira mahkeme masrafmı tediye ededa yükselmek mi iyi. Ben ikincisini tercih lenni muhafazada scrbest bırakmışlardı. lüleri ve şehirlileri haraca kesiyorlardı. meclisini, Skouptchina'yı topîadı, kendini den başka her şeye benziyen bu tabelâ rek ucuz kurtuldu. ederim. Her köyde halk tarafından seçilmiş bir Asırlarca burunları kanamıyan, devletçe başsergerde intihab ettirdi ve Osmanlı ve vitrinlerin evvelâ ihtarla, sonra ceza Bu hâdiseyi, biz gazetecilerin arasıra 8 Hümaye söyle: Bülbülün kargakomite, Knez adilc bir kocabaş (muhtar) mevzu vergilerden başka bir akçe cerime devletine değil, o devlete de asi olan Ye ile ortadan kaldırılması için icab eden başlarına gelenlerden birini daha an dan aşağı tutulduğu yerlerde dolaşmasm. latmış olmak için yazmıyorum. vc bir serdar bulunuyordu, idarî ve adlî vermiyen ve kendi hallerinde refaha bü niçerilere karşı ayaklandığını ilân etti. lere emirler verdiklerini duymuştuk. Fakat Beyoğlu caddesinde abuk sa9 Cehlin bir nişanesi de çirkinliği Aradan haftalar, aylar geçti. işlere onlar bakıyordu. Her nahiyede rünüp yaşıyan Sırblar, bu yağmacılık Bunun üzerine Sırbistanda oturan Slâv buk ibareli levhalarile güzel türkçemi beğenmektir. \ Bekledik, durduk. Oberknez unvanını taşıyan bir serkerde devrinde çok ıstırab çekiyorlar, ister iste müslümanlar, sipahiler ve binlerce Türk Ve gördük ki, düimize yapılan bu »lenî ze hakaret edenlerin, bu yaptıkları ka10 Dost elinden yara alan yabancı vardı, köylerin idari âmirliği vazifesini mez Avusturyanm telkinlerine kulak veri Kara Yorgi'nin bayrağı altına geçti. tecavüse hiç kimse müdahale etmiyor bahati. pek te bilmiyerek yapmadıkları sitemlerinden şikâyet etmez. görüyordu. yorlardı. Srebernitsa'lı H a a Bey adh bir Türk, ve bu çirkin hal, böylece sürüp gidiyor. nı anlatmak için yazıyorum. 11 Sen onu kürsüde görme, evinde Piskoposlar ve papazlar Rum mille1787 yılında Ruslarla Avusturyalıla Kara Yorgi ordusuna barut ve erzak teÇünkü, dünkü bu hâdise de gösterir Ne çabuk unutuyoruz, ne kolay affegör. Bak, telkini bırakıp salkıma nasıl tinden intihab olundukları için Sırbların rın ittifak ederek Osmanlı İmparatorluğu darik ediyordu. diyoruz, dedik ve bir daha hatırlatmak ki, iki ay evvel hatası yüzüne vurulanlardan biri, inad ederek, o çirkin levha sarıhyor? dinî vaziyetleri siyasî ve idarî vaziyetle aleyhine açtıkları Harb, Sırblardaki hoşO sırada Uçüncü Sultan Selim Padi istedik. rinden çok fenaydı. Çünkü bu piskopos nudsuzluğun açığa vurulmasına fırsat ver şahtı ve Yeniçerileri ortadan kaldırmak Dün işte bu maksadla, fotoğrafçı ar ları yerinden kaldırmamış, ancak tek 12 Güneşin zerre görüldüğü yerde rar teşhir edileceğini anladığı zaman ba büyüklük pek küçükleşir. lar halkı ve hatta Sırb ırkma mensub di, birçok gencler Viyana sarayının emri istiyordu. Sırbların Yeniçeriler aleyhine kadaşla beraber Beyoğluna çıktık. Araştırmağa lüzum yok, adım başm zusunun zoruna güvenerek, bir mille papazları kıyasıya soyarlar, tiirlü türlü ne girdi, Osmanlılarla harbe girişti, Ka ayaklandıklarını işitince memnun oldu, 13 Yolcu, eğer ciddı ise, yalnız tin diline reva gördüğü taarruzu, bir eziyetlere sokarlardı, yalnız Ipek, Rava radağ da, Rus Çariçesi Katerina'nın ve İstanbula gelen murahhaslarma iltifat et da, bu çeşid, tahmin edeceğimizden begidiş düşünür. İniş, yokuş değil. başka taarruzla idame etmenin yolunu niça ve Perzerinde bulunan Sırb zaviyele Avusturya İmparatoru İkinci Jozefın ti, Bosna valisi Ebubekir Paşaya da Ka ter yazılarla karşılaştık. 14 Altın gerdanlığı eşekler takıtutmuştur. Ve asıl garibi, iki ay evvelki yazımızri eski teskilâtları, kalemsi binalan, silâh teşvikile zaten ayaklanmıştı, binbaşı Vu ra Yorgi ile birliktc hareket etmesi için yor, zararı yok. Bari bize boyunduruk Bu; la teşhir edilen ve her satırında güzel ları ve Osmanlı devletinden aldıkları imti kasovitch'in kumandasında gelen dört bin ferman yolladı. Bile bile türkçeye hakaret ediyo vurmasalar? türkçemizle alay eder gibi kötü hatalar r yaz fermanlarile hatırı sayılır bîr kuvvet kişilik bir A\ usturya fırkasınm yardımile Ebubekir Paşa, Belgradın Kara Yor sırıtan bir levhanın hâlâ yerinde dur rum ve edeceğim! 15 Kavi olduğun vakit zayıflann viicude getiriyorlardı. Işte bu zaviyeler, kanlı mücadeleler yapıyordu. Demekten başka bir manayı ifade e yardımına koş. gi tarahndan muhasarası sırasında Sır duğunu hayretle gördük. eski Sırb patriklerinin mezarlarını muhaBu, Sırblar için, tam bir ihtilâl değildi, bistana geldi, bayrağını onun bayfağı Fotoğrafçı arkadaş bana baktı, ben o der mi? 16 Kuru lâfla büyüklerin yerine Dün biz, tesadüfen karşılaştığımız faza etmiş, millî an'aneleri yaşatmış ve ihtilâl hazırhğı idi. Fakat (1803) te Ye yanına dikti. Bu, hiçbir tarihin kaydet nt baktım, ve objektifimiz levhaya çevgeçilemez. Büyük olabilmek için büvük böyle demek mevkiinde olanlardan bi millî ülküyü besleyip büyütmüştür. Zavi niçeriler Sırb knez'lerinden ve papazla mediği bir hâdisedir. Sırblar, millî istik rildi... doğmak, büyük işler yapmak gerek. Böyİşte tam bu sırada camında bu çirkin rini adaletin huzuruna çağırdık. yelere bağlı mektebler de vardı, oralarda rından bir çoğunu Avusturyalılarla bera lâllerine kavuşmak için kan dökerken yale olmasa yeryüzünde küçük kalmazd1. Ya ötekiler?.. vatansever papazlar yetiştirilirdi. Bütün ber hareket ettikleri bahanesile ve fakat nıbaşlarmda bir Türk fırkasının da, o levhayı taşıyan dükkândan üç dört kişi Sokak ortalarmda, herkesin gözleri 17 Ey üzüm kızı. Gerçekten güzel , fırladı. Bir anda fotoğrafm etrafını sarSırblar için zaviyeler mukaddes olup her onlarm mallarını, mülklerini gaspetmek emelden bıhaber, fakat o emele hizmetdılar ve içlerinden biri fotoğrafçı ar önünde. türkçemize hakaret edenlerin gelinsin. Ne yazık ki arasıra boşanmaya • fırsatta ziyaret olunurdu. Muayyen gün kaygusile öldürünce ihtilâl patlak verdi, kâr olarak, kendi kanını döktüğünü görükadaşı ite kaka, nihayet yakasma ya yakalarma yapışacak, onlardan hesab hak kazanıyorsun. lerde zavıyelerin her bırinde umumî ayin Sırbistan baştanbaşa çalkalandı. yorlardı. Bunun sebebi, üç yüz yıl ayni pışarak resim çekmekten menetmek is soracak kimse yok mudur? 18 Mes'ud olmak mı istiyorsun? ler yapılır, eğlenceler tertib oîunur, Millî istiklâl ülküsüne bel bağhyarak bayrak altında yaşıyan Sırblarla Türkle tedi ve bütün ihtarlara rağmen taarruz Kandemir Bşka bir âlem, bilhassa yeniden Âdem raksedilır ve pazarlar kurularak alışverişe silâha sarılan Sırbların başında şimdiki rin gerçekten kardeşleşmiş olması ve zul ve tecavüzüne nihayet vermemekte inad icad etmeli. girişilirdi. Sırb krallarımn, imparatorları Kral haşmetlu îkinci Piyer hazretlerinin me, zalime karşı ayni kırgınhğı taşımakta etti. Izmirde Zeytincilik Enstitüsü 19 Serkeşlik şahlanmak demektir: nın, millî kahramanlarının Pesmes deni büyük dedeleri Halk ta toplanmış, bu küstah taarruzu Kara Yorgi Kara bulunmasıdır. tzmir (Hususî) Hükumet, zey Çok şahlanan azıverir! len menkıbeleri de buralarda dinlenilirdi. George vardı. Jakob Nenadoviç, papaz Evet, Sırbların ilk istiklâl mücadelesini seyr ediyordu. tinciliğin inkişafı mülâhazalarile ve 40 20 Her sözün zamanı, her nüktenin Derhal polise müracaat ettik. Türklerin Sırbistanı işgal etmeleri, A Lokala Zaraviç, knez Miniko, Piyer Ebubekir Paşanm kumandası • altmdaki bin lira sarfı suretile îzmirde bir enstitü mekânı vardır. Ve yetişen polis memurile, önümüz vusturyanın cenub Slâvlarını boyunduruk Dobriyinaç, Glavaş, Veliko gibi serger Türk fırkası himaye etti, kuvvctlendirdi, de mütecaviz delikanlı, Beyoğlu merke açmağı kararlaştırmıştır. Müessesenin 21 Herkesin anlayışına göre bir altına almalarına mâni olmuştu. Eğer deler de ona yardım ediyorlardı. nitekim o mücadelenin en seçkin siması ve zine gittik. başına, ihtısasını Italyada yapmış, tec zannı vardır. Onun için dünyanın bir Türkler bu milleti memleketlerine el ko Burada kayda değer bir hâdise var yeni Sırb tarihinin bellibaşh hâliklerin • Merkezde, takdire lâyık bir süratle i rübelerini artırmış gencler getirilecektir. adı «âlemi zunun» dur. yarak himaye etmemiş olsalardı, Avus dır: Kara Yorgi 1787 de Avusturyaya den biri olan Kara Yorgi'yi de îbrahim fadelerimiz alındı. Esasen Ege mıntakasında çalışan bir 22 Nifakla ülkeler elden gider. turya cenuba sarkacak ve Sırbları çok giden Sırb genclerindendi. Ziştoy mua Dureşaç ölümden kurtarmıştı, Oradan, hemen beş dakikalık bir me mütehassıs mevcud bulunmaktadır. Vifakla cihan zaptolunur. acıklı bir duruma düşürecekti. Bu bakım hedesinden sonra ilân olunan aftan isti1803 ten sonra yıllar geçti, birçok ma safedeki Beyoğlu Adliye dairesine varBu enstitünün Bornuvada, ziraat mek23 Çok nazlanan güzel, bağlann dan Türk istilâsı Sırbların lehine bir hare fade ederek memleketine dönmüştü, To ceralar göriildü. Fakat Türklerle Sırbla dık. tebi civarında kurulması muhtemeldir. ket olmuş ve onları Avusturya tehlikesin polya'da oturuyordu. Yeniçeriler hazır rın üç yüz yıl birbirlerini incitmeden ya Evvelâ davacı olan fotoğrafçı arkadaş Bu suretle Bornuva, ziraat mektebi, onun çok ve çiçeklerin pek bol olduğıınıı bilden kurtarmak, dahilî işlerinde serbest ladıklan katliâm defterinin başına onun şadıklarının hatırası unutulmadı ve 1933 la, dava edilen delikanlı, arkasından biz çiftliği, haşarat enstitüsü, bağcılık ens miyor demektir. bırakmak suretile bugünkü mes'ud vaziye adını geçirmişlerdi. İbrahim Dureşaç adh te bu hatıranın yerine Türk Sırb ittifakı şahidler Müddeiumumî muavininin hu titüsü, müstakbel ehlî hayvanat sergisı 24 Hayır işte istihareye lüzum yokzuruna çağırıldık. te namzedlemiştir. tur. bir müslüman, dayıların kararını Kara konuldu. Ve yarım saat kadar süren bu sorgu ve zentincilik enstitüsünü sinesinde top 25 Hak her yerde buîunur: Deyrii Sırbistan, Ondokuzuncu asrın başla Yorgi'ye haber verdi ve genc ihtilâlcinin Kökü gönüllere yerleşen dostluklar lardan sonra, bitişik odanın kapıları a hyan büyük bir ziraî merkez, bir çalıj ma, araştırma, yetiştirme, »lah etme, is mescıd bu baktmdan birdir. rına kadar Türk bayrağı altında nisbeten fırarını kolaylaştırdı. Bu vâkıa, Sırblarla sarsılmaz! çıldı: Beyoğlu cürmü meşhud üçüncü bahtiyar yaşadı. Onyedınci asnn sonla Türklerin değil, Sırblarla Yeniçerilerin M. TURHAN TAN M. TURHAN TAN sulh ceza mahkemesi harekete geçmişti. tasyonu haline gelmiş bulunacaktır. TÜRKSIRB D0STLU6U Osmanlı idaresinde ilk ihtilâllenn sebebi Tarihte Karısmı öldüren sof ör mahkum oldu Izzetin cezası hafifletîci sebeblerden dolayı 1 sene 11 aya indirildi Fotoğrafçımıza hücum eden bir dükkâncı Tabelâlarında türkçemize hürmetsizlikte inad eden bir adam, fotoğrafçımıza da resim aldırmak istemedi; fakat mahkemeye verilince... Meşhud cürümler mahkemesinde Özlii sözler ar bir çerçeve içinde dönüp dolaşan şark şiiri, arasıra köhne mihverini atlamış, züİf tellermden ve çene çukurlarmdan kurtulup hikmete, nükteye kavuşmuştur. Vur abalıya kabilinden o şiire boyuna yumruk savrulurken bu noktayı da gözönünde tutmak, inciyi çakıldan ayırd etmek insaf vecibesi olsa gerektir. Işte çiğnenmemesini gerekli gördüğüm özlü sözlerden birkaç nümune: ' Bir sır ki mahfillerde kulaktan kulağa devrolunur, nasıl gizli kalır? 2 Zevk, hazır mı? jhmal etme, kaçırma, istifade et. Bak, Âdem babamız bile kısmeti kalmayınca cenneti terkediverdi. 3 Beğenmiyor musun: Kürenin devrini değiştir! 4 Ot bitmedi, anladık. Bağın günahı ne? Türk bayrağı altında iki millet çok iyî geçiniyordu. Fakat yeniçerilerin Sırblara zulmü halkın ayaklanmasına sebeb oldu Cumhuriyetin edebî tefrikası: 60 BİZ İNSANLAR Yazan: Peyami Safa Evet, dedi, yalnız hayvanlar sevmiyorlar ve insanlar seviyorlar. Yüzünde, ilk defa, istıhzaya benzer bir hareket görünüp kayboldu. Orhan kendini toplıyarak: Evet, dedi, «güç» mutlaka «gayritabiî» sayılmaz. Güç nadirdir ve nadiri vücude getirmek insana mahsus bir kabiliyettir. Hayvan nadiri değil, umumiyi ve alelâdeyi vücude getiren bir tekrar makinesidir. Değil mi? Nadir olduğu için de aşkların çoğu aşk değil. Çoğu bedbaht. Söylerken düşünüyor ve ağır ağır dönen bakışlarile, baktığı, fakat görmediği eşyanın satıhlarını okşuyordu. Bazı panltılara Lakılan gözlerini kurtarmak için başını silkelemeğe mecbur olarak ilâve etti: Öyle ise, değil mi, kadının mes'ud olması için sevmesini öğrenmesi lâzım. Bu neticeye ne çabuk gelmişlerdı? Orhan temel fikirlerinden birini yıkan bu sözü tasdik etmekte tereddüde düştüğü için, gene zayıf bir sesle: Evet, dedi. yorum. Babam o kadar, doğrusu şimdi, tulamadığını belli eden bir ısrarla: Birşey oldu mutlaka, dedi, kibrine o kadar kafalı adam değildi, fakat ka yediremiyor, söylemiyor amma var bir rakter sahibiydi. Karakterden ne anlıyorsunuzî şey. Başına birşey geldi onun. Bilmiyorum. Nasıl anlatayım? Bu Vedia birdenbire korkutulmuş gibi sıçbir sağlamlık; nasıl denir? Ruhun sağ rıyarak sordu: lamlığı... Bazı adamlar var ki hem her Ne gelebilir yenge? Düsünüyordu: Ya erkek? Bunu Ve Ben demin biraz ağzını aradım. şeyi hissederler, hem de çok dayanıkhdıaya sormak ihtiyacını duydu. Fakat Birşey olmuş. Galiba Beyoğlunda bir dırlar. Dayanıklı... Bilirsiniz ki onlar muhakemesinin direksiyonunu ona tevdi hakarete uğramış. Kavga mı etti dersi kolay kolay fütur getirmezler. fütur deretmeğe mecbur olmak biraz gücüne gidi niz? Söylemiyor. Yapmaz ama pek onu ler, değil mi? yordu. Kızm yüzüne baktı. Gözgöze runa dokundularsa... Evet. geldiler. Orhan ürperır gibi oldu ve şaşırVedianın hareketsiz durdukça rengi a Çok meyus anları vardır, babam dı. Bir sükutun boşluğunda büsbütün çılan gözleri gene dalıyordu. Samiye gibi meselâ... kederin son derecesini şaşırmamak için sormağa mecbur oldu: Hanım bir anın kimsesizliği içinde kendi hissederler, öyleydi o, sapsarı kesilirdi , ' Ya erkek? kendine söylüyormuş gibi mınldandı: fakat... Bu zehir ona kuvvet verirdi. Bugün onun halini beğenmedim. Yılmazdı hiç. Bir de, felâket veya teh Onu bilmiyorum. Erkek daha kuvlike uzakken çok kederlenirdi de yaklavetlidir. Daha çok sevmelidir. Fakat ça Hiç böyle olduğu yoktu. şınca metaneti artardı. Sonra çok güveOrhan, düşünceli başını salladı: lışmağa da mecbur. Evet, ağır bir kederi var gibi, de nilecek adamdı. Çok doğru adamdı. îşte Vedianın birdenbire gözleri daldı. Sakarakter böyle birşey bence. Bahri de lona giren Samiye Hanımın ayak sesle di. Henüz oturmıyan Samiye Hanım bir karakter sahibi çocuktur. Onu hiç böyle rini duymamıştı. Kadın Orhana yaklaşşey arar gibi uzaklaşmıştı. Vedia, bakış görmedim ben de. Yıkılmıştı bugün, yı tı: Bahri özür dileyip gitti, dedi, biraz lan onu takib eden Orhanı süzüyordu. kılmış. istirahate ihtiyacı varmış. Belliydi zaten. Bunu hisseden muallim gözlerini kıza çeVedia sustu ve sarardı. Bir itham karKusuruna bakmazsınız. Biz oturuz, ko virdi. Onun bakışlarında kendisine aid şısmdaymış gibi kuvvetli bir müdafaa hanuşuruz. Nesi var çocuğun? Hüznüme bir düşünce sezer gibi olmuştu. Vedia ya reketile gerilerek: kalanan bir duygusunu gizlemek isteme Fakat... dedi, zavallı çoeuk, zedokundu çok. kidir, herşeyi ona anlatmak kolaydır, faVediaya baktı. Kız dirseklerile vücu di: Biliyor musunuz? dedi, erkekte kat benim kafa dediğim başka şey... dünü sıkarak, dizlerini birbirine yapıştırarak susuyordu. Samiye Hanım onunla ben yalnız ne arıyorum? Küçüktenberi îki elile geniş bir daire çizer gibi yabu meseleyi konuşmak ihtiyacmdan kur böyleyim. Yalnız kafa ve karakter an parak ilâve etti: Anlatamıyorum. hakkmda mutlaka bir fıkiıleri vardır. FaGözleri süzüldü ve ba§ı g«ri çekildi: kat bu da birşey, büyük bir şey, keşke biz de böyle olsak fakat, biraz dikkat Anlatamıyorum. Ellerile ayni hareketi yaparak devam ediniz... Hep ezberlemiş gibi söylerler... Birbirlerile konuşa konuşa birkaç hazır etti: Böyle... Geniş bir «conception»... söz bellemişlerdir. Onlan tekrarlarlar. Hani, yaşhlar arasında bazan öyle a Tabiî buraya gelenlerden bahsediyorum, damlar vardır ki en «complique» bir me entellektüelleri nasıldır bilmij'orum. Velseleyi kendilerine anîatırsmız da değil hasıl, kibirliliğime vermeyiniz, beğenmemi? bir dururlar, kaşlarını çatıp düşü dim onları da... nürler ve size öyle birşey söylerler ki sizi Orhan, sırf Vedianın biraz dinlenmesizden daha iyi anladıklarmı görürsünüz. sine fırsat vermek için alelâde birşey söyBir de erkeklerin malumathlarını çok sc lemeğe mecbur oldu: verim. Bilmek çok güzel şey. Bilen bir Memleketimizde hakikî münevver erkek konuştuğu zaman içime ferahhklar çok azdır, dedi. geliyor; göğsüme bir aydınlık doluyor Değil mı? Yengem bizde sosyete Fakat... hayatı olmamasından sıkâyetçi. Olsa ne Önüne bakarak devam etti: olacak? Iste biz burada biraz yapıyoruz. Bu iki şey: Kafa ve karakter yan Tanıdıklanmız, sevdiklerimiz geüyorlar. yana çok az geliyor. Ben böyle bir ada Yok, gene yok... Tabiî... înkâr etmiyema hemen hiç raslamadım gibi birşey. İlk yim... Hepsinin ayrı ayrı meziyetleri var. bakışta Avrupalılar böyle görünürler. Başka o; fakat... Yengemle bunu çok konuşmuşuzdur. Yorulmuştu. Nefes aldı ve sordu: Görünürler diyorum. Karakterlerine bir• Anlıyorsunuz değil mi? şey demem. Zaten o da pek değil mi? Bakıştılar. Orhan gözlerini kapıya.aîc, kolay belli olmaz. Fakat kafaları ben tam bir hareketsizlik içinde ve kısık bit de buraya gelen sekiz on kişiden başka sesle cevab verdi: ecnebi tanımadım ya kafalan ilkönce Anlıyorum. çok dolu görünür. Bir kere hepsi, hangi Sesini biraz daha alçaltarak ilâve etti meslekte olursa olsunlar, muhakkak ken Erkeğin en asil tarafını arıyo di memleketlerinin edebiyatını adım adım , nuz. Bunun üstünde bir insnn kıyme' takib ederler. Her muharrir, h«r eserl yoktur. (4rfc<Wı var)