Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET 26 Nîsan 1937 Hurr Tarihl tefrika : 100 Yazan : M. Turhan Tan (Tercüme ve iktibas edilemez) ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Soy adları için yeni bir tamim Yalan ihbar yüzün Kaçak katlller hâlâ den çıkan hâdise ele geçîrilemedi BerlinRoma mihveri ve Avusturya enedikte, îtalya ve Avustnryt öaşveküleri arasında cereyan «den gÖTÜşmeler, beklendiği veçhile, Avusturyanın, Berlin Roma siyasî mihverine kat'î surette tâbi olacağı neticesine varmışar. îki memleketin mukadderatını elinde bulunduran M. Mussolini ile Dr. Şuşnig, Venedikten ayrimadan evvel, neşrolunan resmî tebliğde dahi, bu hakikat teyid edilmiştir. Bütün bu müzakereler ve neticeleri muntazaman Macaristana bildirilmiş olduğundan ve Macar hükumeti de hiçbir itirazda bulunmadığmdan bu devlet dahi, eski temayülü ve karan üzere, Avusturya ile birlikte, Alman Italyan siyesî bir ligi grupuna sağlam olarak bağlanmış kalıyor. Her iki Başvekil, Tuna havzasında diledikleri umumî teskilâhn Almanyasız tasavvur ve tahakkukuna imkân olmadığını ayrıca tesbit etmişlerdir. İtalyanm, Almanya ile yapbğı anlaşma gibi, Yu goslavya ile de akdettiği muahedenin, Orta Avrupa devletlerinin menfaatleri ne uygun olduktan başka umumî sulhun tahkimine de yarıyacağını müşahede etmişlerdir. Venedik müzakerelerine dair, îtalya hükumetinin naşiri efkân gazeteler tarafından verilen mütemmim malumata göre bütün görüşmelerde, hâkim ve esaı mevzu, Almanyanın Orta Avrupadaki va ziyeti olmuştur. Avusturyadaki millî sosyalist hareketinin, Alman tahrikinden ziyade, Avus turyanın içinden gelme bir hareket olduğu ve Avusturyalılann katolik mezhebi ne salik olmalan, iki Alman memleke tınin önlerindeki muazzam meseleler karşısmda duyduklan tesanüde tesir edemiyecegi tesbit edilmiştir. Gene Italyan gazetelerinin neşrettiği tafsilâta göre, Avusturyadaki millî sos yalistler, yakında, Avusturya hükume tine ve bu kabinenin dayandığı teşkilâta iştirak edecekîerdir. Yani nazileri hükumetten ve memleketin siyaseti üzerinde nafiz teşkilâttan uzak tutmak maksadile Avusturyada katolik papas partisinin vücude getirdiği diktatörlük, nihayet asıl gayesini terke italyanm tavsiyesi ve hatolmuşttfr.'' ttalya, Orta Avrupada bir derece «ısajı»l»giltere tarafındaa ;da hoş görülen hâkim bir vaziyet sahibi bulunduğu zaman, Avusturyanın ergeç Al manya ile birleşmesine yol açacak olan, nazilerin bu memlekette hükumet mes uliyetine ortak olmalarma şiddetle ımı halifti. Katolik papas partisi bu muhalefete dayanarak Avusturyanın istiklâli davasile diktatörlük kormuşru. îtalya, politika ve sevkulceyş cihetinden faali yetinin sıklet merkezini Akdenize nakil ve gayretini de yeni imparatorluğunu sağlamlaştırmağa hasrettikten sonra Orta Avrupadaki mevkiini Almanyaya bırakmışhr. almıyanlar yakınPadişah, askerin gönlünü avlıyor! Soy adıtakib edilmeğe Ölen bir adam öldürüldü Abdullahla Tevfiğin nasıl diye ihbar edildi da kaçtıklan da kat'î surette Dün şehrimizde Büyük Karadeniz oVezire ve Defterdara kızgın olan ocakhları başlanacaklar belli değil telinde bir ölüm vak'ası olmuş ve bu ö kendisine minnettar etmek için yeniçerilere ve Veznedar Hüsnünün Jcatili Abdnllah Dahiliye Vekâleti vilâyetlere gönder lümden sonra akla gelmiyecek kadar karışık meseleler çıkmıştır. ve Hataylı Tevfik tevkifaneden kaçal diği bir tamimde her Türkün öz admdan sipahilere ellişer altın dağıttırdı Karacabey orman memurlarmdan A beş gün olduğu halde el'an bulunama başka soy adı da almağa ve taşımağa Hünkâr, düşüncesinin bu noktasında gözlerini kapar, Hurremini temaşaya dalardı. Onun yarican dediği bu güzel mahluk, şu hayalî temaşa sırasında da sihirini hissettirir ve geceleri dağıtan se her ışığı gibi kocasınm kafasındaki kara mülâhazalan silrp süpürürdü. Süleyman, sevgili kansuıdaki bu hassiyete de hay randı ve onu, her yarayı bir lâhzada iyi eden efsanevî nuşidârulara bcnzetiyor, İçin için kutluyordu. Hayraniyetle karışık şükran duygu Iannı Hurreme bildinneği de ihmal et mezdi. Hemen her gün ona mektub yolluyor ve adasıra mektublanna gazeller de üâve ediyordu. Şiirler, evvelki seferler sırasında yazılıp gönderilenler gibi hep aşıkaneydi ve ekseriya şu şekildeydi: na fırsat vermemişti. Ayağmın tozile o işe temas etmek istemiyordu. Hatta, ordu büyüklerine yiizünü göstermek ve orduya iltifat etmek için büyük bir divan kurdurduğu vakit te «günün büyük me selesi» halini almış olan Vezir Def terdar kavgasından haberi yokmu§ gibi davrandı, îbrahim Paşaya «Tebriz fa tihi» sıfatile hil'at giydirirken tskender Çelebiye de uzun bir yürüyüş sırasında askeri iyi beslediğinden dolayı sırmalı bir kaftan ihsan etti. Hünkâr, kendi düşüncelerine göre hareket ediyordu. Ibrahimin Tebrizi yağma ettirmemek yüzünden Yeniçeri leri ve Sipahileri kızdırdığını, Defterdann da askere bahşiş dağıtılmasma Hazineyi korumak bahanesile nza gös termiyerek o kızgınlığı körüklediğini bi liyordu. Ondan ötürü ilk yapılacak işler sırasına askerin gönlünü avlamak mad desini koymuştu. Vezire ve Defterdara kırgm olan ocaklılann kendısme minnettar kalmalannı istiyordu. Bu sebeble, gene o divan günü, Hazine sandıklannı açtırdı, Yeniçerilere ve Sipahilere ellişer altm dağıttırdı. mecbur bulunduğu cihetle söylenişte, yazıjta ve imzada buna riayet edilmesi lâzım geldiğini bildirmiştir. Bazı muhaberelerde, birçok yazı metinlerinde hâlâ soy adı kullanılmadığı görülmüştür. Bu ka nunî icaba bilhassa resmî muamele ve muhaberelerde ehemmijretle riayet edilmesi emredilmiştir. Diğr taraftan İstanbul Vilâyeti henüz soy adı almamış olanlan sıkı bir surette takibe karar vermiştir. Istanbul nüfus idareleri henüz soy adlannuı kayidlerini ikmal edememişlerdir. Bu muamele kısa bir zamanda ikmal edilecek, müteakıben soy adı almamış olanlarm isimleri kütüklerden çıkanlarak polis vasıtasile taki barta bulunulacak ve bunlara Vilâyel makamı tarafından birer soy adı verilecektir. Ayni zamanda bunlar hakkında Vilâyet idare heyeti kararile para cezası kesilecektir. Para cezası vermiyenler hakkında hapis kararı verilecektir. li hem kalb hastalığını tedavi ettirmek ve hem de gezmek maksadile mezuaen fehrimize gelmiştir. Yanında kansı ve iki de küçük çocuğu bulunan Ali Büyük Ka radeniz oteline inmiş ve otele indikten bir saat «onra birdenbire üzerine bir fe nalık gelerek ölmüştür. Hemen çağırılan iki doktor Alinin kalb sektesinden öldüğünü bildirmişler, biraz sonra gelen zabıta doktoru da ayni şekilde rapor vermişiir. Tam bu sırada Galata polk merke zine bir müracaat vaki olmuştur. Mü racaati yapan ahçı Osman oğlu Alidir. Ali merkeze nefes nefese girmiş ve şunlan söylemiştir: « Koşun, Büyük Karadeniz otelinde bir adamın hayatı tehlikededir. Otele biraz evvel inen bu adamı otel sahibi Hüsnü ve adamlan öldüreceklerdir.» Hemen birkaç polis Büyük Karadeniz oteline koşuyorlar ve fühakika otele yeni inen bir adamın biraz evvel öldüğünü dehsetle öğreniyorlar. Bu tüyler ürpertici hâdise karşısmda zabıta derhal Müddeiumumiliği haber dar ediyor ve nöbetçi Müddeiumumî Hikmet vak'a yerine gidiyor. Hâdise çok kanjıkür. Müddeiumumî etraflı tahkikat yapıyor. Doktorlar kalb sektesinden öldü diyorlar. Tanıyanlar (bu adamın esasen kalb hastalığı var dır) diyorlar. Kansı (kalbi ağndı ve kolumda öldü) diyor. Cesedin üzerinde hiçbir başka eser göremiyen Müddeiu mumî kalb sektesinden öldüğüne kanaat getiriyor ve bu defa ihban yapan ahçı Aliyi isticvab ediyor. Ali şunlan söylüyor: « Bana bunu otelin sahibi Hüsnünün eski ortağı söyledi ve (git karakola haber ver) dedi.» Halbuki, Hüsnünün ortağı îsmail de İJİ şöyie diyer? • > * * * » *; n « Vakıâ ben Aliye boyle bir ha •is^K verdiıt •amraa öldüreceklee ^eoae dim, ölmüş dedim.» Iş bu şekilde kanşıklıktan kurtuluyor. Müddeiumumî bunun üzerine Ali ile Ismaili cürüm tasnii suçile mahkemeye vermi? ve cesedi de Morga göndermiş tir. Ali ve Ismailin dün geç vakit duruş malan yapılmış ve duruşma tahkikatm ikmalbe kalmıştır. mıçlardır. Harta Abdullah ve Tevfiğin nasıl kaçtıklan bile daha kat'î şekilde tesbit edilememiştir. İki katilin nasıl kaçtıklan meselesfl bir taraftan Müddeiumumî muavinlerin den Sabri meşgul olurken diğer taraftan da istanbul zabıtası şehrin altmı üstüne getirerek kendilerini aramaktadır. Em niyet ikinci şube müdürü Necati dün pazar olmasına rağmen Emniyet müdür lüğüne gelmiş ve mütemadiyen direktifler vererek katillerin yakalanması işile biz zat meşgul olmuştur. Şu anda bütün şehir tam manasile bir kordon altındadır. Ve iki kaçağm sak lanmalan mümkün görülen ve şüphe e dilen her yer göz hapsine alınmıştır. Zabıta gerek Abdullah, gerek Tevfiğin şehirde olduklan kanaatindedir. Fakat îstanbuldan uzaklaşmalan ihtimaline binaen Emniyet Umum Müdürîüğü bütün memlekete dikkat edilmesi emrini ver miştir. tstanbul Vilâyeti Jandarma ku mandanlığı da şehrin dışını taramakta dır. Abdullah son senelerin en azılı ve kurnaz katillerinden biri olarak tanın mıştır. Bu adam veznedar Hüsnüyü öldürürken büyük bir soğukkanhlık göstermiş, günlerce zabıtayı peşinde koşturarak y&kalanmamış, veznedarm ölüsünü kendi elile göstermiş ve Müddeiumumî idamını isterken gözünü bile kırpmamıştı. Hataylı Tevfik te Suriyenin en azılı katillerindendir. Yaptığı cinayetten sonra hududu geçerek Suriye ve Fransız zabıtasmı atlatmış, sonra da Türk jandarmasmı uğraşürmışbr. Bu iki şeririn ya kalanmasına selâmeU umumiye namına büyük bir ehemmiyet verilmektedir. Dün pazar olmasına rağmen tevkifa neye bir tek kişi yaklaşnnlmamış ve tahkikata devam edilmiştir. rulmaktadır: e buna nasıl imkân buldular? 2 Onlar kestiyse testereyi ve de mirin kesilmesi için lâzım olan yağı nereden tedarik ettiler? 3 Parmakhğm kesildiği nasıl duyulmadı? 4 Demir parmakhğm dar deliğinden bilhassa geniş omuzlu olan Abdul lah nasıl çıkabildi? 5 On kadem açıklığı nasıl atla dılar? 7 Bu atlayışı nöbetçi kulelerinde bulunan jandarmalar niçin görmedi? 8 Şu vaziyette kapıdan çıkmıj olmalan ihtimalleri... 9 Tevkifane dahilinde ve haricinde bulunduğuna şüphe edilmiyen elleri kimlerdir? Bütün bunlann cevablan aydmlatıl mağa çalışılmaktadır. Ey saba benden varup j/ârin derü divanın öp Hâkipayîne yüzün sürer gîbi damanın öp Aşk meydanında top U, oynasun düber, serin Fvsat elverdikçe mahji zülfunün çevkânın öp Oöz karasm haüedip yatdtm nigâre namesin Okudukça buse cer eyle lebi handanın op Tahtı ac (1) üstünde hâli san Habeş Sultanıdtr Şimdi orduyu lüzuımuz yere yorgunKaşlan tuğrasını gördün, hemen ünvanin öp luğa «evkedenleri cezalandırmak sırası Kâbei ulya yuzüdür, örtüsü zülfü siyah gelmişti. Lâkin bunda acele etmek doğ Ey Muhibbtt Perdeyi keffet riihi rahşamn öp ru değildi, iyi bir inceleme yapıp hakikî Oöreîden zülfü Leylâsm gönül sevdaya düfmüştür Olup Mecnun gibi şeyda yürür, sahraya diifmuştür Gönülden bir nefes gitmez lebi hamrası dildarın Hemen 61 rinde benzer kim meyi hamraya düşmuştur Gel ey servi htramantm gözüm yaşına rahmeyle Ki merdümzadedir aher görürsün pâye diişmuştür Aceb bttsem guli ra'na ne yüzden benzemif yâre Bayasut an terketmiş, hemen ortaya düşmüituT Antnçin Padişah oldum seraser cümle uşfaka Hümayı zulfi dilberden başıma s&ye düşmuştüT. MÜTEFERRİK îstanbul üzerinde tenezzühler Dün öğleden sonra Devlet Havayol ları idaresinin bir tenezzüh tayyaresi halka mahsus uçuşlar yapmıştır. Muhtelif postalarla yirmi beşe yakın merak lıyı İstanbul, Beyoğlu, Boğaziçi, Ada larla Yeşilköy üzerinde dolaştıran tayyareye ayni zamanda Ankara tstan bul seferini yapan posta tayyaresi de refakat etmekte idi. Halka mahsus olan bu uçuşlar dün epeyce alâka toplamıştır. Müsaid hava larda tekrar edilecek olan bu uçuşlara iştirak etmek istiyenleri Devlet Havayollarının bir otobüsü Yeşilköye mec canen taşımaktadır. suç sahibini meydana çıkarmak icab ediyordu. Görünüşe bakılırsa en büyük suçlu İbrahimdi. Hünkâr, bu hakikate ka naat getirmiş olmakla beraber vezirini sefer sırasında cezalandırmak istemediğinden ikinci derecedeki suçlulan araştırı yordu ve bu işi de teenni ile, ihtiyatla yapıyordu. Tebrizde veya oraya yakm bir yerde meydan harbi yapılamıyacağı, Safevî oğlu tahmasb'la nekadar uğrajılırsa uğraşılsm temas edilip savaşa girişile miyeceği anlaşılarak Bağdada yürümek kararlaşmca ilk harb plânının değiştiril mesindeki isabetsizlik bütün fecaatile meydana çıktı ve suçlulara birşey yap rrramak zarureti daha kuvvetle hissolunFakat bu aşk düşünceleri, bu şiir eğ du. lenceleri ona hakikati unutturmuyordu Çünkü Tebriz Bağdad yolu, Di ve kurak topraklann boşuboşuna kanla, yarbekir Musul Bağdad yoluna na şehid kanile sulandığını sık sık hatırlayıp zaran çok sarptı, mevsimin ilerlemiî olüziilüyordu. Nitekim bütün Tebriz hal ması sebebile o sarplık on kat ziyadeleşkını yollara dökerek kendisini karçılama mişti. Dağlarda, çamurlu ovalarda top ğa çıkan tbrahime de üzüntüsünü söyle lar, ikidebir çukurlara gömülüyor, uçu di: rumlara yuvarlanıyor ve bu yüzden or Bunlar, dedi, kuru gösterişler. dunun yürümesi güçleşiyordu. Yük hayYirmi yıl önce babam da buraya geldi. vanları birer birer değil, onar onar, yir Hem senin gibi elini, kolunu salhyarak mişer yirmişer ölüp gittiğinden ağırhkladeğil, baş verip ba§ alarak geldi. Şu ö rın taşmması da gün başına derece de nüme dizdiğin halk tarafından karşılan rece imkânsızlaşıyordu. dı, harıl hanl alkışlandı. Lâkin ne ka Sultan Süleyman, kendine mahsus azandı?.. Hiç!.. Bir gün göç borusunu öt ğırbaşlılıkla uzun bir müddet bu güçlüktürdü, orduyu önüne katıp İstanbul yo lere, bu sıkıntılara tahammül gösterdi. lunu tuttu, Tebrizi gene sahiblerine bı Lâkin bir boğazdan geçilirken denk denk raktı. Bizim de yapacağımız bu. Üç gün, ağırlığın uçurumlara yuvarlandığını, yüz beş gün şu tarumar olmuş ülkenin konu top arabasmm yakılmasına ve toplann ğu olacağız, sonra kös kös yurdumuza toprağa gömülmek suretile terkolunma döneceğiz. sına mecburiyet hasıl olduğunu görünce Ve sert sert vezirinin yüzüne baka dayanamadı, îbrahimi yanına çağırdı: rak ilâve etti: Gördün mü, dedi, Tebrize gitme Viyanadan döndüğümüz gibi! nin sonunu?.. Sana bu kân kim teklif etBununla beraber sitemini ileri götür ti? medi, Avcanda kurulan otağına girer Def terdar kulun? girmez güleryüz takındı, îbrahimi yanı Ya senin aklın neredeydi? başına oturtup uzun uzun söyletti, Bağ(Arkast var) dad üzerine yapılacak hareketin plânmı dinledi. Biraz sonra da ona sofra kur (1) Buradaki ac, fil dişi demektir ve kedurtarak sakilik ettirdi, saz çaldırttı, koş Ilme arabcadır (Hâl) de «ben> demek olduğuna göre şair, sevgılisinin beyaz yüma okuttu, iyi bir yorgunluk çıkardı. zündeki beni, fil dışinden taht uzerinde oBütün bu mahrem muıahabe srrala turan Habeş Padişahma benzetmiş oluyor. rında Iskender Çelebiden söz açılmasıM. T. T. Mersin Valisi dönüyor Ankarada Dahiliye Vekâletile temasta bulunarak şehrimize gelmiş olan Mersin Valisi Rükneddin Nasuhi bugün Mereine gidecektir. Karadenizdeki serseri mayîn imha edildi Geçenlerde Trabzon açıklarmda görülen serseri mayin evvelki gün Karade nizin Anadolu kısmında Sarısu mevkîinde kumlara saplı bir halde bulunmuş ve alâkadarlar tarafından imha edil miştir. Balık hakkında malumat isteniyor İktısad Vekâleti vilâyetlere gönderdiği bir tamimde balıkçılık ve bahk sana Türk Dif Tabibleri cemiyetiyii hakkında mufassal malumat istemişnin f aaliyeti tir. Bu malumat arasında tutulan balıkKaçak suretile çalışan diplomasız ve ların cinsi, ihrac ve istihlâk edilenlerin müsaadesiz evlerinde hasta kabul edemiktan ve o civarda konserve fabrikası rek di§ hekimliği yapan bazı kalfaların bulunup bulunmadığına aiddir. mesleğin şeref ve haysiyetini ve ayni zamanda sıhhati umumiyeyi haleldar eŞayani imtisal bir hareket Haber aldığımıza göre, Adana Mülî den kanunsuz faaliyetlerile yakından aMensucat Fabrikası Limited şirketi lâkadar olmağa başlıyan cemiyet mü stajyer olarak yetiştirdiği iki Türk gen dürlüğü, kaymakamlıklarla beraber ocini iplikçilik ve dokumacılık ihtısası larak faaliyete geçmiştir. Bu meyanda yapmak üzere Fransaya göndermiştir. Beyoğlu ve İstanbul taraflarında çalışan Bu hareketin diğer fabrikalar için de sekiz, on kişiye cürmü meşhud yaptırabir nümunei imtlsal olmasını temenni e rak Adliyeye verdirmişlerdir. deriz. SAGUK İŞLERİ Karabükte çalışan İngiliz mütehassısIzmir (Hususî) Kültürparkta bazı lardan Karniski ile bir mühendis arkamüesseseler tarafından yapnnlacak olan daşı dün şehrimize gelmişler ve akşameğlence tesisatı, muayyen müddetle inti ki trenle Londraya hareket etmişlerdir. fadan lonra belediyeye kalacaktır. Bunlardan, şehir namına istifade olunacak * tır. Brüksel enternasyonal fuannda birin ciliği kazanan Viyanah doktor Rozenfeld idaresindeki 9 bayandan mürekkeb bir orkestra sergi kazinosu için angaje edil miştir. Bu yıl fuarda tertib edilecek muhtelif eğlenceler, futbol, güreş, tenis müsabakalan, at yarışları münasebetile lzmire fazla kalabalık geleceği düşünülmüş ve otel ve pansiyonlardan başka bazı ailelerin müsaid evlerinden istifade olunması, bunun için de aileler nezdinde teşebbüste buunulması kararlaştmlmıştır. îzmir sergisine hazırlık Karabük mühendislerinden biri Londraya gitti Mürettibler cemiyetinin dünkü toplantısı Konservatuar Koro heyetinin konseri Damadından edindiği çocuğu düşürmüş Konservatuar orkestra ve koro he yeti, yarın akşam Fransız tiyatrosunda profesör Muhiddin Sadakın idaresinde bir konser vereceklerdir. Musiki âlemi tarafından alâka ile beklenen bu konserin muvaffak olması için büyük bir itina gösterilmektedir. Güzide san'atkâr Muhiddin Sadak yorulmak bilmiyen bir gayretle gerek orkestrayı ve gerek baştan aşağı kendi talebeleri tarafından teşekkül eden koro heyetini aylardanberi bu kons«r için hazırlamaktadır. Programda Haydn'in mevsimler isimli oratoriosundari, Schubert'in, Brahms'm eserlerinden seçümiş güzel parçalar vardır. Ayrıca miUî bestekârlarımızdan Ce mal Reşid, Adnan ve Mesud Cemilin de koro için armonize ettikleri bazı halk türkülerı dinletilecektir. Resmimiz, Konservatuar koro heyetini muallımleri Muhiddin Sadakın idaresinde çahşırken göstermektedir. Malkara (Hususî) Buraya tâbi Dünkü içtimada hazır bulunan müTettibler Ballı köyünde dere boyunda bir çocuk ölüsü bulunmuş, yapılan tahkikat netice Dün Eminönü Halkevinde toplanan sonra bütün matbaa işçilerini davet esinde bunun Küçükhızır köyünden Mus Türk Mürettibler cemiyeti, nizamname derek her şubeden azası bulunan bir itafa kızı 45 yaşlarında dul Hanifeye aid nin tadil ve ıslahı ve cemiyetin bütün dare heyeti seçecektir. matbaa işçilerini bir arâya toplıyarak Bugünkü toplantıda seçilen idare heolduğu anlaşılmıştır. <Matbaa İşçiler Cemiyeti» ne çevrilme yeti şu kimselerden mürekkebdir: Sorguya çekilen Hanife damadile gaysini birçok münakaşalardan sonra kabul Hamid (Açık Söz), A. Mehmad, îzzet rimeşru münasebet neticesinde hamile kal etmiştir. (Akşam), Saim (înhisarlar), Selim dığını ve yolda sancısı tutunca vaz'ı hamNizamnamede tadil ve ıslah için yeni (Cumhuriyet), Sırrı (Devlet), Hafız Ceedip üsttarafını düşünmeden çekilip git bir idare heyeti seçilmiştir. Bu idare mal, A. Münir, Küçük Ahmed, Süreyya tiğini itiraf etmi§tir. heyeti nizamnamede tadilât yaptıktan (İnhisarlar), Cenani (Son Telgraf). Avuıturyadaki katolik papaz dikta törlüğü, îtalya tarafından bırakıldığım hissettiği zaman, Çekoslovakya ile an laşmağa temayül etmişti. Çekoslovakya dahi bunu fırsat bilerek Avusturyayı bir Orta Avrupa federasyonu fikrine çek meğe ve bu suretle Tuna havzasmı Al DENİZ tŞLERİ manyaya karşı büsbütün kapataoak ve italyanm arkasını açıkta bırakacak bir Denizyolları memurlarının plânı tahakkuk ettirmeğe çahşmışh. Çeprotestosu doğru değil koslovakya Başvekili, geçenlerde ViyaDün, bir akşam gazetesinden naklen naya gelerek yaptığı müzakerelerde hep Devlet Denizyolları memurlarının üc bu gayeyi gütmüştür. retlerinin indirilmesi yüzünden idareyi Şimdi M. Mussolini tekrar müdahale protesto etmiş olduklarmı yazmıştık. Salâhiyettar bir zattan öğrendiğimize ederek Avusturyanın yalnız kendisine göre böyle bir protesto hâdisesi cereyan merbutiyetini sağlamlaştırmakla kalma etmemiştir. yıp bu devleti Berlin Roma politika mihverini beraberce kurduğu Almanyaya dahi iyice yakınlaştırmıştır. Çekoslovakyanm yaptığı teşebbüslerin bu surete akim kalması Almanyada büyük memnuniyetle karşılandı. Berlin Roma mihverinin Orta Avrupada bütün kuv vet ve tesirini göstermesinin temin edil diğine hükmolundu. İngiliz matbuab dahi bu neticeyi teyid etmekte ve Avusturyanm, Almanyaya iltihakı ihtimalinin çok kuvvet bulduğunu kaydetmektedir. Avusturyanın Çekoslovakya ile bir * ikte hareket etmemeğe kat'î karar vermesi en ziyade Macaristana derin nefes ıldırmıştır. Çünkü, bu devlet, büsbütün ecrid edilmiş bir vaziyete düşmekten çok korkuyordu. Hulâsa Venedik mülâkatı Orta Avrupada dahi Berlin Roma mihverini sağlamlaştırmıştır. Maharrem Feyzi TOGAY Cumhuriyet Nushası 5 knnışfar. Harîç için 2700 Kr. 1450 > 800 • Soktur Abone şeraiti SenelUt Alü aylık Oç aylık Bir aylık Türkiye için 1400 Kr. 750 • 400 • 150 »