28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 23 Mart 1937 Hurrem Sufltaunı Tarihf tefrika : 66 Yazan : M. Turhan Tan a>ı|rırıı~ , | ıru1ı~ınnrLı~ıı~ı^ı~ ı~ıı~ırır*ıı"'ı 'ı J~X.fl Şehir ve Memleket Haberleri Fırsat bekliyen muhtekirler Inhisarların aldığı tedbir üzerine maksadlarında muvaffak olamadılar Almanyaya karşı kredilerin kesilmesi üzerine Bursa ve Kocaeli tütünlerinin satışlannda hasıl olan ve ancak birkaç gün devam eden durgunluk, Inhisarlar idaresinin aldığı ciddî tedbirler üzerine bertaraf olmuştur. Bu piyasalardan ecnebi rejiler için tütün almakta olan şirketlerin >eni siparışler almış bulunmalan üzerine bu tütünlerin piyasası yeniden canlanmış fiatlar yükselmeğe başlamıştır. Bu sebeble, Aîman kleringinden te haddüs eden vaziyeti fırsat bilerek pi yasayı düşürdükten sonra ucuz tütün almak istiyenler maksadlarında muvaffak olamamışlardır. İnhisarlar İdaresi, bu sene en hararetli ve olgun mevsimini yaşıyan tütün piyasamızda her hangi bir spekülâsyon yapılmasına mâni olmak ve bütün gayrimeşru cereyanlara karşı müstahsilin hukukunu korumak için nâzımlık vazifesinin icabı olan bütün tedbirleri almıştır. Bazı alıcılar, mahsulün fazla ol masından dolayı fiatlann çok düşeceğini düşünmüşler ve ileride ecnebi piyasalara satmak üzere düşük fiatlarla stoklar yapmak istemişlerdir. Fakat bu sene, tütünlerimize Avrupa ve Amerika tarafından memulün fevkinde bir alâka gösterilmiş ve hiç ümid edilmedik miktarda büyük siparişler verilmiştir. Bu yüzden fiatlar düşmemiş, bilâkis, yeni rökoltenin nefasetine uygun bir nisbet bularak yüksel miştir. Tütünlerimize karşı gösterilen bu fazla rağbet, mahsulün iyi yetişmesi, iyi bakılması ve ecnebi fabrikatörlerin istediği şekilde iyi denklenmesinden ileri gelmektedir. Son bir iki senedenberi yalnız tütün ziraatinîn ıslahma değil, tütünlerin en makbul ve modern usullerle işlenmesine, bilhassa tütünlerin âdilerini ayırarak nefasetlerini uzun müddet muhafaza ede bilecek bir şekilde ambalâjlanması işine ehemmiyet verilmege başlanmıştır. Bu usulleri öğrenen Türk köylüsü, tütünü nü karışıksız ve iyi bir surette denkle mektedir. Bu vaziyet dünya tütün sanayiinin tütünlerimize karşı olan teveccüh ve itimadını bir kat daha artırmıştır. Bu sebebledir ki bu seneki satışlar, gelecek senelerde devam edecek ve tütün rökoltemiz vasatî olarak 55 60 milyon ki lodan aşağı düşmiyecektir. Piyasalann arzettiği müsbet temayüller, 65 milyon kiloyu geçen rekoltenin tamamen ve bugünkü fiatlarla, kısa bir zamanda satılacagını göstermektedir. Siyasî icmal İspanya işleri ve devletler spanyada dahilî harbin bir Avrupa harbi doğurmaması için devletlerin bu memlekette olup biten işlere kanşmamaları maksadile Londrada teşkil edilen beynelmilel komite, İspanyaya silâh ve gönüllü girmesinin men'i için denizden ve karadan sıkı bir kontrol konulmasım kararlaştırmıştı. Fakat kontrol koymakla İspanya işlerinin, Avrupa politikasını bozmak tehli kesi bertaraf edilemedi. İki hâdise vaziyeti, ahiren, fena halde kanştırdı. Bunlardan biri şudur: Madridin muhasara ve zaptedilmek tehdidi karşısmda bulunmasından dolayı Akdeniz sahilindeki Valensia'ya nakletmiş olan sol cenah partileri hükumeti, İngiltereye bir nota verip kontrolun vaz'ı arifesinde, külliyetli miktarda îtalyan askerinin General Franco'nun elindeki Iimanlara ihrac e dildiğini, bu kuvvetlerin Madrid cephesine yığıldığım ve bu şehrin şimali şarkisindeki Guadalajara cihetinden İtalyanla rın yardımile ihtilâlcilerin ilerlemeğe muvaffak olduklannı söyliyerek bu İtalyan kuvvetlerinin geri alınmasını istemiş ve meselenin ademi müdahale komitesinde bakılmasmı resmen taleb etmiştir. Bu resmî taleb karşısmda İngiltere Hariciye Nazırı Eden, komiteye müra caat etmeden evvel, îngiliz kanallan vasıtalarile tahkikat yaptırmakta ve diğer taraftan gayriresmî olarak îtalyan hükumetile temasta bulunmaktadır. Bunlardan alınacak neticelere göre, Eden meselenin komitede bakılıp bakılmamasma karar verecektir. Fakat bu sırada M. Musolini, Trablusgarbda söylediği nutukta, îtalyanm îspanyada hiçbir gözü olmadığını ve dahilî harb bittikten sonra Italyanın îs panya ile hususî hiçbir alâkası kalmrya cağmı temin etmiştir. Bu sözler, îtalya nın, herhangi suretle îspanya topraklarmda yerleşerek îngilterenin zaranna Akdenizdeki emniyet ve muvazeneyi bozmıyacağına teminat teşkil edeceğinden bu devlet, îspanyaya, îtalyan askerî kuvvetlerinin çıkanlmasile ileride kendi menfaatlerinin tehdid altmda kalmıyacağma herhalde kanaat hasıl etmiştir. Binaenaleyh, îngiltere Valencia hükumetinin müracaatini Îngilterenin hususî menfaat Ieri noktasmdan değil; İspanya işlerinin Avrupa sulhunu tehdid etmemesi gibi umumî bir noktadan tetkik edecektir. Bu suretle îspanya işlerinde, İngiltere ile İtalya arasmda Akdenizin umumî vazi yeti hakkmda görüş ihtilâf ve zıddiyeti tahaddüs edecek değildir. İtalyanın, îspanyaya yerleşmiyeceği temin edildikten sonra, burada bir Sovyet devleti teşekkül etmemesi için İngil terenin memnunen İtalya ile beraber çahşacağı şüphesizdir. Bu suretle Akdenizin bir tarafında ilk defa İngiltere ile Italyanın beraberce çalışmalan ve yürümeleri için bir fırsat çıkmış oluyor. Vaziyeti kanştıran ikinci hâdise de Valencia hükumetinin İngiltere ile Fransaya şimalî Fası resmen peşkeş çekerek yaptığı müracaattir. îspanyanm hhnayesi altında bulunan şimalî Fas Cebelüttank boğazına cenubdan hâkim bulunduğun dan îngiltere burasınm kuvvetli bir İs panyol devletinin elinde mükemmel bir üssülhareke olmasım hoş görmiyecekrir. îtalya ve Almanya gibi, kuvvetli devletlerin buralarda yerleşmelerini ise hiç is temez. Fransa dahi, Trablusgarb cihetinden hem askerî ve siyasî noktadan, hem de islâm âlemini korumak propagandasile tehdid edilen şimalî Afrikadaki müstemleke imparatorluğunun, şimalî Fasta kuvvetli bir faşist hakimiyetinin teessüsü üzerine büsbütün tehlikede kalacağmı pek iyi biliyor. Valencia hükumeti, şi malî Fasta, îngiliz ve Fransız menfaat lerinin hâkim olmasını teklif etmekle bu iki büyük devletin muzaheretmi temin edeceğini hesab etmiştir. Fakat, îngiltere, kendisine hususî menfaatler teklif edil • * mesi üzerine, dünya politika âlemi kar şısında çok müşkül mevkide kaldığından bu teklifin reddedilmesi muhtemeldir. H II Doğru değil mi? Seyyahlara bunları mı göstereceğiz? Üç, dört gün evvel Galata rıhtımmda polis salonu karşısmda bir eşek ölüsü yatıyordu. Bu muhte rem mahluk öldükten sonra sahibi leşi alıp götürmeğe lüzum görmemiş. Koskoca cesed, etraftan haber verilmesine rağmen, alâkadarların gözüne ilişmemiş ve ol duğu yarde uzun müddet kalmıştır. İşin fena tarafı, ayni gün Lâmartin ismindeki Fransız vapurile İstanbula bir hajli seyyah gelme sidir. Bu seyyahlar salondan çıkar çıkmaz eşek ölüsünü görünce ba şma üşüşmü^ler, resim almışlar, vaziyeti tehzil eden bir takım sözler söyliyerek gülüşüp gitmişler dir. Alâkadarlardan rica ediyoruz haydi kendimiz bu kabil vaziyet lere belki alışmışızdır, bari sey yahları böyle çirkin manzara karşısında bırakmıyalım. (Tercüme ve iktibas edilemeı) Memlekete seyyah getirmek için Her şeyden evvel bir otelciler birliği vücude getirilecek Memleketimize seyyah celbini kolay laştırmak üzere yeni tedbirler alınmak tadır. Bu maksadla, Belediye reis mua vini Ekremle Türkiye Turing ve Otomobil Kulübü reisi Ali Şükrünün iştirakile İstanbuldaki otelciler, Perapalas otelinde bir toplantı yapmışlardır. Toplantıya iştirak eden otelciler, Türkiyeye seyyah celbini kolaylaştıracak tedbirleri müza kere ederek, herşeyden evvel bir «otel ciler birliği» teşkiline karar vermişlerdir. Mevcud «Otelciler cemiyeti» ile alâkası olmıyacak olan bu birlik Avrupadaki otelciler birliklerine benziyecektir. Birliğe ancak muayyen şeraiti haiz oteller girebilecektir. Bu meyanda hiç olmazsa akar suyu, her katında banyosu, telefon ve saire gibi asrî vesaiti bulunmak şart oacaktır. Birliğe îstanbuldan başka Türkiyenin diğer şehirlerinde modern şeraiti haiz oteller de iştirak edebilecektir. Tarihte işlenmiyen bir cinayet İbrahim Paşa, şair Figaniyi çırılçıplak ve ters olarak bir eşeğe bindirtti, sokak sokak dolaştırttıktan sonra zavallıyı astırdı Bazan zulme de sapıyordu. Kendini hicveden şair Figaniyi astırması işte o zalim hareketlerden biridir. Figani, Ib rahim Paşanın kanşık ve karanlık emeller ardmda gezdiğini sezenlerdendi. Bu sezişini düpedüz söylese, hulyayı suç saymış olacaktı, gülünc mcvkie düşecekti. Onun için başka bir yol tuttu, halkın taassubunu tahrıke kalkışü, Bodinden getirilerek vezir sarayı önüne konulan heykelleri vesile tutup İbrahim aleyhine dedikodu yapmağa koyuldu. Halk şairin sözlerine çarçabuk kulak kabartmıştı. Çünkü mitolojide nurun, fennin, san'atm, marifetin ilâhı olarak tanılan Apollon'un, av ve ismet hâmisi Di ane'ın, kuvvet timsali Hercule'ün hey kelleri bütün İstanbullulan heyecana düşürmüştü. Uzun ve dalgalı perçemile, parlak kenverile, elindeki yayı ile, göz ahcı güzelliğile Apollon, kısa gömleğile ve yanındaki dişi geyikle Diane, canavar kanile kızıl benekler içinde kalmış kaf tanile Hercule, o devrin hem cahil, hem müteassıb halkmın gözünc çok çirkin görüniiyordu. Hele gebe Rum kadmlannm sürii siirü At meydanına gelerek Diane heykelinin önünde dizçökmeleri, ondan mitolojik an'aneye uyarak yardım dilemeleri bütün sinirler üzerinde nahoş tesirler yapıyordu. Halk, Rumdan dönme olan lbrahîmin bu heykelleri dikm«kten başlıyarak ya vaş yavaş kendi eski dinini ilân edeceğinc zahib oluyordu. Figani, bu gülünc zehaba tercüman oldu, şair meclislerinde îbrahim Paşa aleyhine ateşli sözler söyledi ve nihayet vezirin gazabına uğra di. Bugünün idrak seviyesine göre Figaninin hareketi, şüphe yok ki, suçtur. Fakat o gün için çok tabiî bir hareketti. ibrahim Paşa, kendi adı etrafmda dedikodu yapılmasına müsamaha cdemiyece ğini göstermek kaygusile bu tabiilğe bakmadı, Osmanlı tarhinde o güne kadar işlenmiyen bir cinayeti irtikâb etti, geveze şairi yakalattı, çmlçrplak ve ters ola rak bir eşeğe bindirtti, sokak sokak dolaşhrtb, ve kendine mensub adamlann bol bol attıklan çamur ve tükrükle zavallıyı girlettikten sonra astırttı ( 1 ) . Şeriati bilmek, dedi, kazaskerlere mahsus değildir. Yann müfti ile îstanbul kadısı gelsin, davayı dinlesin. Suçluyu, onlann vereceği hükme kadar serbest bırakma, Tomruğa koy! Vezir, kendi fikrinde artık ısrar ede mezdi, çünkü içini yersiz ve gereksiz o • larak açığa vurmuş olurdu. Ondan ötürü padişahın emrine uydu, suçlu hocayı büyük âlim îbni Kemalle îstanbul kadısı Sadeddinin huzuruna çıkartü. Bu iki bilgin gene Hünkânn gözü önünde ilmî usule uygun sürekli bir münakaşa sonunda Kabızı ilzam etmişler ve idam ettirmişlerdi. İbrahim, ileride kendine yâr olacağmı tahmin ederek ölümden kurtarmak iste diği cesur hocayı cellâda teslim etmek mecburiyetinde kalınca nüfuzunun sar sılmadığım herkese göstermek için fırsatlar aramağa koyuldu ve bunu bir zabıta vak'asında buldu. Kim oldukları belli olmıyan bir hırsız çetesi Sultan Selim camii civarında bir eve girerek içinde bulunanları çocuklan dahi istisiıa etmeden öldürmüşler ve ellerine geçen eşyayı alıp savuşmuşlardı. îbrahim, sıkı araştırmalara rağmen cinayeti işliyenlerin izi bulunmayınca odun yancılığı, ciğer satıcılığı yapan Arnavudlardan sekiz yüz kişiyı toplattı, cellâdlara verdi. Görünüşte, hırsızlık yapmak istiyenlere gözdağı veriyordu. Hakikatte ise, bir pire için bir yorgan yakmağa muktedir olduğunu halka anlatmak istiyordu. Halk, bu korkunç harekete için için lânet okurken Padişah, susuyordu. Çünkü faiz işinde mahcub olan nedimini bir kere daha utandırmaktan çekiniyordu ( 2 ) . I Doğru değil mi? Idman bayramı 19 mayısta yapılacak şenliklerin programı hazırlanıyor Aşkla zevk arasmda müvazene kurmakla oyalanan Hünkânn gafleti ve Vezirin hulyalara kapılıp taşra işlerine sırt çevirişi, yer yer isyanlar çıkmasma da sebeb olmuştu. Zulme karşı ilk ayaklanma, îçelde yüz gösterdi. Yüz akçelik mahsul vermiyen tarlasına iki yüz akçe vergi konulmasından dolayı îçel Valisine şikâyette bulunan Süğlünkoca adlı bir ihtiyar Türkmen, adalet umduğu kapıdan sakalı tıraş edilerek kovulması üzeO, devrin idrakine uyarak heykelleri rine o mıntakadaki aşiretlerin başına geçput saymak gafletini gösteren şaire bu a ti, îçel merkezini bastı, Vali ile Kadıyı, ğır cezayı reva görürken ve söz hürriye haksız vergiler tarheden kâtibi öldürdü. tine, kalem serbestisine cellâd satırile (Arkast var) darbe indirerek Osmanlı tarihinde «şair (1) Figani, bir toplantıda kendi gibi şair ö'Idürmek» bid'atini tesis ederken bizzat olan üç beş arkadaşile konuşurken vaktile hür düşünceli görünmek fırsatlannı ka Gazneli Sultan Mahmud için söylenmiş çırmryordu. Hocalar güruhundan Kabız acemce bir beyti şu surete yakın şekilde adlı birini, en büyük bir töhmetle divana tercüme etmişti: «Bir HallL evvel gelip getirilmesine rağmen, iltizama kalkışma esnamı etmişti şikest Sen Halillm şimdi geldin, halkı ettin putperest!..» Sadrıası da o cümledendir. Bu hoca, Hazreti zamın adı Halil İbrahim oldugundan bu îsanm Hazreti Muhammede tercih edi tercumede ona telmih vardı ve ibrahim Paleceğini iddia ediyordu. Onaltıncı asırda şa, şiiri sened tutarak Figanîyi ölüme mahkum etti. SolakzadeS459460. ve îstanbulda böyle bir fikir ortaya at(2) «Her çend ki bu fesadı edetıler tcmak, kelleyi koltuk altına alıp ölüm aracessıis olundu. Kat'en sureti şer'a girecek mağa çfkmak demekti. Divan da, heye mertebe zuhure gelmedi. Akıbet ırgadlıkla candaydı, meseleyi incelemeğe koyul esvakı sehri devreden bikâr Arnavud kısmından olmak ihtimall verilip bazı alâim muştu. dahi zâhir olmağln ekmekçi, mumcu, telKazaskerler, ilmî münakaşa usulile lâl, aşçı, odun yarıcı kısmından ve bilcümKabızı ilzam edecek yerde yobazca dav le bekâr makulesinden sekiz yüz kadar ranıyorlardı, suçlu hocayı «kâfirsin, mel âdem ahzolunup çarşılarda, sokaklarda, cemiyet yerlerinde katlolunup eşkiyaya unsun» diye boyuna tekdir ve tahkir e baisi havfü haşyet olup andan sonra bu diyorlardı. Kabız ise fikrinde ısrar et makule fesad zuhur etmedi.> mekten çekinmiyordu. Kazaskerler, ağız Peçevi S: 127. dolusu küfür savurduktan sonra suçlu nun idamma hüküm verince İbrahim PaDENtZ tŞLERl şa, kaşlannı çattı: Efendiler, dedi, hükmünüzü doğru bulmuyorum. Çünkü siz, şu adamla konuşmadmız, meseleyi soğukkanla ve karşı karşıya incelemediniz. Söğüp saydınız, sonunda da «ölüm» hükmü verdiniz. Ben bu maskaralığı kabul edemem. Hünkâr, Kubbealtı denilen divanın üstünde henüz yeni açılmış olan kafesli pencerenin arkasındaydı, muhakemeyi dinliyordu. Vezirin, kazaskerler tarafından verilen hükmü reddettiğini görünce sinirlendi ve İbrahim Paşayı yanına çağırtarak sordu: îsayı Muhammede tercih eden bir rmilhid niçin cezalandırılmadı? Bir şairi, küçücük bir beyti sened tutarak öldürtmekten çekinmiyen Sadrı azam, o günün telâkkilerine göre en bü yük bir suç işlemiş olan hoca Kabızı padişahın önünde de müdafaa etmek cesaretini gösterdi: Kazaskerler delil aramadılar, bürhan aramadılar, hiddete kapıldılar, he rifi bir çırpıda mahkum ettiler. Hükmü zayıf buldum. Hünkâr, vezirinin şuur altmda yaşı yan kanşık fikirlere uyduğunu sezeme mekle beraber vaziyete karjı kayidsiı kalamadı: MALİYEDE Üç aylıkların tediyesi Maliye Vekâleti hazirandan itibaren üç aylıkların küsuratm aynen fakat gene vâhide iblâğ formülü baki olarak ödenmesini alâkadarlara bildirmiştir. MÜTEFERRtK Zehirli gazler kursları Zehirli gazlerden korunma çarelerini öğretece kursların açılacağını yazmış tık. Mahalle bekçileri evleri dolaşarak her evden bu kurslara iştirak edebilecek iki kişinin isimlerini kaydetmek tedirler. Millî Sanayi Birliği heyeti Ankaradan geldi Ankarada bulunan Millî Sanayi Bir liği heyeti dün şehrimize dönmüştür. Heyetle birlikte evvelce Ankaraya gitmiş olan Birlik Umumî Kâtibi Halid de gelmiştir. Birlik heyeti, Ankarada, muamele vergisi meselesi, ham madde işi ve sanayiden alman mükerrer vergilere dair temaslarda bulunmuştur. Bu meyanda Birlik tarafından muamele vergisi hakkında hazırlanan proje de Vekâlete takdim edilmiştir. Heyet Ankaradan müspet intıbalar la aynlmıştır. Akaym yaptıracağı yeni vapurlar Bu hususta Istanbuldaki otelciler arasında prensip itibarile bir anlaşma husule geldiğinden, yakında birliğin teşkili cihetine gidilecektir. Belediye, Turing Kulübü ve atelciler bundan sonra sık sık temas ederek, seyyah celbi işinde daimî surette Maarif Vekâleti, bu sene 19 mayısta tesriki mesai edeceklerdir. yapılacak jimnastik şenliklerini îstanbul halkmın kolayca seyretmesini temin için ŞEHİR tŞLERl merasimin ayni günde Kadıköy Fener Halka fena muamele eden stadmda ve Taksim stadında yapilmasmı alâkadarlara bildirmiştir. îstanbul ve tahsildarlar Beyoğlu cihetindeki mektebliler Taksim Belediye rüsumunu tahsil eden tahstadyomunda yapılacak merasime iştirak sildarlardan bazılarmm zaman zaman edeceklerdir. Merasim Galatasaray lisesi mükelleflere fena muamele yapmakta müdürü Behçet tarafından idare edile olduklarmdan şikâyet edilmektedir. Bu cektir. Boğaziçinin her iki sahilindeki or kabil muamelenin önüne geçilmesi ve haklı şikâyete maruz kalacaklann tecta mekteblerle liseler, Üsküdar ve Ka ziyeleri cihetine gidileceği alâkadarlara dıköyündeki mektebliler de Fener sta büdirilmiştir. dmdaki merasime iştirak edeceklerdir. Belediye müfettişleri Buradaki merasim de Erenköy lisesi müartırılıyor dürü Mahir tarafından idare edilecektir. Belediye Teftiş heyeti kadrosunda Bu seneki şenliklere, mekteblilerden mevcud olan on müfettiş, bugünkü ih başka bütün spor kulübleri, Halkevlerine tiyacı karşılamadığı için müfettişlik tâbi spor teşekkülleri de iştirak edecek kadrosuna yeniden üç müfettiş daha ilerdir. Halkevlerine mensub spor teşek lâvesine karar verilmiştîr. Bu suretle külleri ritmik jimnastik hareketleri yapa hazirandan itibaren müfettiş adedi on caklardır. Merasim günü, Boğaziçinden üçe çıkarılmış olacaktır. gelecek olan mektebler hususî vapurlarla Liman idaresile Belediye Kadıköyüne geçeceklerdir. Şenlik prog arasmda bir mesele çıktı ramı, yakında toplanacak olan jimnastik Liman idaresinin Galatada Kalafat muallimleri tarafından hazırlanacaktır. yerinde yaptırmak istediği amele evleri ve dispanser arsası yüzünden Bele diye ile Liman idaresi arasında bir mesele çıkmıştır. Bu arsada evvelâ tetki Cumhuriyetin «Doğru değil mi?> başlığı altındaki yazısmı okudum. Ce kat yapan Liman idaresi arsayı bu iş vab veriyorum: Benden Tıb günü için, için muvafık görmüş ve arsaya bir ehlivukuf tarafından kıymet koydurtmuşfakülte dekanı iki şey istedi: Gündüz tur. Bu yeminli eksperler arsaya 13,000 konferans salonunda bir toplanma, gelira kıymet koymuşlardır. Bu fiat aşağı ce otelde bir eğlenme. Her ikisine vukarı Liman idaresnin işine geldiğinmüsaade ettim. Konferans salonunda den arsamn Limana satılması için Betertib edilen toplanma programmdan lediyeye müracaat edilmiştir. Belediye konserin çıkartılması sebebi eskiden de bu talebden memnun olmuş, nihayet beri Üniversite konferans salonunun iş fiat teklifine gelmiş, fakat işte bun yalnız derslere, konferanslara, resmî ve dan sonra mesele karışmıştır. Beledi ilmî toplamşlara hasredilmesidir. ye, 13,000 lira kıymet konulan bu yere Edebiyat Fakültesine, Edebiyat gece tam 114,000 lira istemiştir. Liman idasinde müzik yapmak üzere vaki olan resi, bu vaziyet karşısmda Türk işçisinin içtimaî kalkınmasma ve sağlığına müracaatinde ayni şey söylenmiş ve bu taalluk eden bu işi münasib bir arsa gecenin Fransız tiyatrosu binasmda bulununcıva kadar tehir etmiştir. yapilmasmı, rektörlük temin etmiştir. HALKEVİNDE Konferans salonunda konser tertibine müsaade vermemekliğin musikiyi tak Konferans dir etmemekle hiçbir münasebeti olmaEminönü Halkevinden: 23/3/937 salı günü Evimizin Cağal sa gerektir. Çünkü, rektörün musiki düşmanı olmadığını ve klâsik musikiyi oğlundaki merkez salonunda profesör Dr. Mustafa Hayrullah tarafından (Keanlıyacak kadar sevdiğini, kendisini tayif verici zehirlerle mücadele) mevzunıyanlar bilir. lu bir konferans verilecektir. Üniversite Rektörü Bu konferans bütün yurddaşlara a çıktır. C. Bilsel Rektörün cevabı Akay idaresinin haricde yaptıracağı yeni iki vapura aid mukavelenin bu günlerde imzası beklenmektedir. Mu kavelenin imzasından itibaren 18 ay sonra bu vapurlar idareye teslim edilmiş olacaktır. Şartname ve projeleri hazırlanmış, teknik ve malî hususatında da tam bir itilâf hasıl olmuş bulu nan bu vapurların ikisi de şimdikiler den biraz daha büyük ve 16 şar mil süratinde olacaktır. Akay idaresinin Adalar hattma tahsis edeceği bu vapurların evvelce tahmin edilen fiattan daha pahalıya çıkacağı anlaşılmıştır. Bu itibarla hükumetin yeni vapurlar için kabul ettiği 10 milyon lirahk tahsisattan Akay idaresine munzam bir münakale yapılması lâzım gelmiş, bn, yapılmıştır. • Karaya oturan vapur kurtarıldı Muharrem Feyzi TOGAY Ihtifalci Ziya merhum için merasim yapılacak Türk matbuatına ve kültürüne uzun müddet hizmet etmiş, ayni zamanda eski eserlerin muhafazası için yorul madan çalışmış ol,an İhtifalci Ziya merhum için cumartesi günü saat üçte Eyübsultanda merhumun kabrinde merasim yapılacak, hatırası taziz edüecektir. Bir infilak Şehremininde Millet caddesinde sütçü Mehmedin evinde evvelki akşam müthiş bir infilak olmuştur. Büyük bir tesadüf eseri olarak infilak esnasmda alt katta kimse olmadığından insanca bir zayiat olmamış, bir odamn duvar ları harab olmuştur. Patlıyan maddenin ne olduğu arastınlmaktadır. Şüpheli bir ölüm Veznecilerde Nadirbey sokağında 20 numaralı evde oturan kunduracı Cavid dün evinde ölü olarak bulunmuştur. Cesed üzerinde yapılan tetkikatta şüpheli bazı izler görünmüş ve cesedin Morga kaldırılmasma lüzum hasıl ol muştur. Tahkikata devam edilmektedir. Nevruz merasimi yapılamadı Bu sene Nevruzun îranlılarm millî matem günlerine tesadüf etmesi mü nasebetile İranlılar tarafından yapıl ması mutad olan merasim dün yapıl mamıştır. Ayni zamanda bu yüzden, İran konsoloshanesindeki resmi kabul de yapılamamıştır. Yeşilköy açtklarmda karaya oturan Bucarest vapuru. Birkaç gün evvel Yeşilköy önlerin de karaya oturan Romanya bandırah Bucarest vapuru, Gemi Kurtarma şirketinin Alemdar ve Hora tahlisiyeleri tarafından kurtarılmıştır. Vapur, kayalık bir yere ve yan ya rıya oturduğu için kurtarılma işi hayli güç olmuş ve teknesinde de bir yara açılmıştır. Bu yara muvakkaten kapatılmıştır. Bucarest vapuru bugün Köstenceye gidecektir, Cumhuriyet Abone şeraiti Nüsbası 5 kurnştur. Türkiye Hariç için için Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Alb aylık 750 » 1450 • Üç aylık 400 » 800 • Bix aylık 150 • Soktur
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear