25 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURIYET 17 Şubat 1937 Dünyanın en garib memleketîni ziyaret Burada bütün Prensesler merasim ve kabul günlerinde yarı bellerine kadar çıplak olarak dans etmeğe mecburdurlar Spor işlerinde yeni bir kargaşalık Son istifalar ve aziller etrafında ortaya atılan rivayetler Son zamanlarda spor işlerimizin ye niden bir kargaşalığa doğru gittiğmi büyük bir teessürle görüyoruz. Futbol Fe derasyonu reisi Hamdi Emin Çapm istifasından sonra bu vaziyet daha açık bir şekilde kendini gösterdi. Futbol Federasyonu reisinin istifası, evvelâ Federasyon reislerinin Ankarada bulunmak mecburiyetinden ileri geldiği zannedilmişti. Fakat işin içyüzü bu de ğilmiş. Hamdi Emin Çap, istifasının se • beblerini şu şekilde anlatıyor: «Balkan kupası kongresine iştirak et tik. Kongr» mukarreratmı 13 teşrinisani tarihinde umumî merkeze yazdık, fakat bugünc kadar cevab alamadık ve bittabı Balkan federasyonlanna karşı garib biı vaziyette kaldık. Pariste yapılacak olan dünya kupasına iştirak için 15 şubata kadar müspet veya menfi cevabımızı organizasyon ko mitesine bildirmek mecburiyetinde idik. 2 şubatta müstacel kaydile umumî merkeze bildirdık. Fakat maalesef buna da cevab gelmedi. Dört senelik bir çalışma programı yapmak istedik. Fakat bu mevzu etrafında konuşmak bile kabil olamadı. Antrenörlerin mukaveleleri 8 kânunuevveldenberi tasdik edilmedi ve Federasyona aid olan antrenör istihdamı meselelerine keyfî bir şekilde müdahale edildi. Spor talimatnamesi için bir heyet teşkil olunmuştu ve çalışmalanna devam ediyordu. Birdenbire bu heyet hiçe sayılarak hazırlanan müsveddeler alındı ve henüz hiçbir netice çıkmadı.» Eğer eski Federasyon reisinin bu saydıklan doğru ise spor işlerimizin akıbe • tinden endişe etmemek kabil değildir. Diğer taraftan futbol baş antrenörü M. Booth'un vazifesine nihayet verildiğini öğrendik. Bunun da sebeblerini öğ renmeği pek merak ediyoruz. Bir adamı baş antrenör diye angaje ederek kendisine yüzlerce lira harcirah vererek memlekete getirmek, gene birkaç ay müddetle kendisine avuc dolusu para vermek ve kendisinden hiçbir fayda te min edilmeden birdenbire mukavelesini feshetmek anlaşılmaz bir meseledir. Buna sebeb olarak antrenörün umumî merkezin emirlerine itaat etmediği ileri sürülüyor. Fakat bu bahaneye de insanın aklı pek yatmıyor. M. Booth senelerce Mısırda antrenörlük yapmış, yaşını, başını almış; makul bir adamdır. Kendisin den vazifesinin haricinde aykın bir iş yapması, mukavelesiflin hükümleri dışında hareket etmesi beklenemez. Başvekilimiz dün şehirde geniş lelkikler yapiı Prensesler Hukumdar Seyyıd Abdurrahmanın huzurunda dansediyorlar Bugün Holandanın bir müstemlekesi bulunan Cava adasmın ortasmda asır lardanberi müstakil yaşıyan ve şimdı dış politika işlerinde Holandaya tâbi olan Surakarta isminde bir islâm devleti vardır. Halihazırda hükümdan Seyyid Abdurrahman Paku Buvano'dur. Vaktile bu devlet Mataram împaratorluğu namını haizdi ve kırk milyon nüfuslu cümlesi müslüman olan Cava adasına baştanbaşa hâkimdi. Şimdi bu devlet adanın yalnız orta ve lâkin en zengin tarafına hâkimdir. Nüfusu 2,000,000 dur. Bu islâm devleti şimdi bütün dünyanm nazan dikkatini celbediyor. Sebebi de çok büyük medeniyet yaratan eski Hindistan ve havalisinin en eski âdet ve usullerinin hiçbir tebeddüle uğramaksı zm burada yaşamakta olmasıdır. Asır Iarca evvel Hind ülkâlannda yaşıyan dinî, siyasî ve idarî usuller bu islâm hü kumetinde olduğu gıbi devam etmekte dir. Holanda bu islâm devlerinin dahilî işlerine karışmamakta, eski tarihî âdat ve an'anelerinin bozulmamasına ve bir büyük müze gibi yaşamasma son dere cede ebemmiyet vermektedir. Bunun için Hind Felemengi umumî valisi ve diğer büyük Felemenk memurlan hükümdar Seyyid Abdurrahmanın payitahtını ziyaret ettikleri zaman Avrupaî değil, yerlilere mahsus merasim yapılmasını muvafık bulmaktadırlar. Dünyanm en büyük müstemleke impiratorluğunun şefi bulu nan Hind Felemengi umum valisi, Surakarta hükümdarımn otoritesini tebaasınm nazannda muhafaza için merasimde hükümdara takaddüm etmemekte ve Seyyid Abdurrahmanın murassa tahtmm yanıbaşmdakı bir sandalyede mevki al maktadır. Bu garib ve eski diyarı ziyaret eden Avrupalılar buralardaki garib âdetler hakkında çok merak uyandmcı malumat vermektedirler. Bunlann temin ettiklerine göre bu islâm hükumetinin başlıca kuvvei askeriyesini teşkil eden muhafaza kıt'ası tıpkı îngilizlerin İskoçya muhafız askerlerine benziyen bir kıyafettedir. İngiliz Kralının muhafız tskoçyalı alay efradı ve zabrtanı gibi bu müslüman askerler de kısa ceket ve uzun eteklik giymektedirler. Bir fark varsa İskoçya askerlerinin etekliklerinin deseni şatranclı kare olduğu halde Cavalı muha fızların etekliklerinin deseni şarkkâri ve fantezi şekilleri ihtiva etmektedir. Bu muhafız kuvvet şiddet ve sertliğile meşhur olduğundan yerli hükumetin her tarafında hükümdar Seyyid Abdurrah manın sözünü geçirtmektedir. Surakartada tesadüf edilen garib âdet Sekiz yaşındakl Veliahd mulâzım rutbesinde lerden biri de hükümdar ailesine ve za degâna mensub bütün prenseslerin, gö ğüslerinin yansı çıplak bir kıyafetle ba letler gibi dansetmek mecburiyetinde olmalandır. Veliahd da henüz sekiz ya şında olduğu halde mülâzim rütbesile kendi yaşmdaki prenslerin bölüğünde her gün talim yapmaktadır. Bu memleketin en garib âdeti merasimde yalnız hükümdar ve yahud has misafiri Hind Felemengi umumî valisi ayakta durabilir. Diğer memurlar, hatta uşaklar ve hizmetçi kızlar bile otunırlar. Hükümdar işaretle müsaade etmedikçe kimse ayağa kalkamaz. Bu da gösteriyor ki herhalde işin içinde bir kargaşalık ve insicamsızlık vardır. Ve bu kargaşalık ve insicamsızlık gittikçe de büyümektedir. Bittabi bunun zaran doğrudan doğruya Türk sporuna ve Türk gencliğine olacaktır. Şimdiden na zan dikkati celbeder, son vaziyetler hakkmda umumî merkezin efkârı umumiyeyi tenvir etmesini bekleriz. Marcel Thil'in rakibi diskalifye edildi Paris 16 (A.A.) Orta siklet dünya şampiyonu Marcel Thil ile Kanadalı Lon Brouillard arasmdaki maçta Ka nadalı boksör, altıncı ravundda rakibinin belinden aşağı kısmma vurmuş olduğundan diskalifye edilmiş, maç ta bu suretle bitmiştir. olmadığını anladı. Son derece enteressan ve hususî mahiyette bir hasta olduğu için, daha doğrusu kendilerine mükemmel bir tetkik zemini teşkil edeceği için hastane, Hasan Azmiyi hususî bir odaya kapadı; ona bir hastabakıcı tahsis etti, ki hergün, her saat hastalığın seyrini takib ederek not tutsun... Hasan Azminin hapsedildiği bu oda vakıâ demir karyolayı aldıktan sonra pek az boş yeri kalan ve bir tarafında küçük bir masa ile bir iskemleden başka eşyası olmıyan bir oda idi. Fakat temizdi. Pencerelerinden bol güneş ve hava giriyor, geniş bir kır manzarası görünüyordu. Yalnız pencere, parmakııklarla kapalıydı. Buradan dışan fırlamak değil, iğilmek bile kabil değildi. Hasan Azmi bu hapisaneyi en küçük bir itiraz hareketi göstermeden kabul etti. Odasına yerleşti. Yalnız mümkünse kendisine bazı kitablar, gazeteler ve yazı yazmak için kâğıd verilmesini rica etti. Ertesi hafta başhekimin kâtibi bir delilik nöbeti geçirmişti. Bu vesileden istifade ederek Hasan Azmi kendisini ha tırlattı ve başhekimin yanmdaki kalem odasına yerleşerek kendisinden bir saniye I Köşe minderinin esrarı I Evet... Bu bususta en küçük bir şüpheye mahal yoktur. Zaten bu mesele hakkında beni tedavi eden doktor Fuad İstanbulda sıkı bir tahkikat yaptıracağını da vadetmişti. Pekâlâ... Bu tahkikat yapıldı.. O halde benim hüviyetim hakkında kanaat gelmiş olacak. Benim Hasan Azmi olduğum tahakkuk etti, değil mi? Elinde bir fiş tutan genc bir hastabakıcı sert ve yanmüstehzi: Hayır, dedi. Yapılan tahkikatla Hasan Azmi Beyin elyevam istanbulda olduğu ve hiçbir zaman kaybolmadığı sabit olmuştur. Ne dediniz? Ne dediniz? Kabil değil, dehşetli bir yalan... Müthiş bir tuzak kurmuşlar. Size fena malumat ver mişler... tik... Buradaki sükun hiçbir yerde yoktur. Bu sükun içinde kimse sizi rahatsız etmiyecek, tahrik edemiyecek ve biz hafızanızın henüz karanlıkta kalan noktalarını aydınlatmak, bazı müthiş sarsmtılarla bozulan aklî muvazenenizi yerine getirmek için size yardrm edeceğiz. Size tekra rediyorum beyefendi, ben tam sıhhatime kavuştum. Hafızam yerindedir ve emindir. Ben ne bir deli yim, ne demuvazenesiz, meczub... Bu noktada aramızda ihtilâf yok. Tamamile sizinle hemfikirim. Yalnız sizi tedavi etmeyi deruhde eden doktor Fuad Bey on gün kadar bir yere gitti. Bize, sizin en az bir hafta istirahat ettirilmenizi tavsiye eden odur. Tabiî gelir gelmez sizi görecek, onun reyine göre bir hafta tam manasile istirahat ederseniz tamamile iadei afiyet etmiş olacaksınız. Evet, evet... Dostum... Tahkikat muhakkak fena idare edilmiştir. MuhakHasan Azmi bu vaziyette tamamile kak birçok noktalar gizli kalmıştır. İşte teslim olmak, sakin görünmek, kendisini bu tahkikatı tamamlamak ve meseleyi deli sanan adamlara kızmaksızın hakikaiyice aydmlatmak için sizi buraya getirt ti göstermek yolundan başka çıkar yol Başvekilimiz, havuzlarda tamir edilen bir vapuru tetkik ediyor, Fabrikalar Müdiriyetinin önünde, sağda yeni yapılan bir geminin kaburgası gözden geçirilirken, Molda Deniz Ticaret mehtebi talebeleri arasında IBaftarafı 1 inci sahifede] Yeni deniz inşaatı tezgâhları hendıs ve işçileri tarafmdan îstanbulda parak beraberce yemek yemişlerdir. TopSultan Aziz zamanında Türk donan kurulan bir makineyi tetk;k ederek mü lantıda Başvekilimizden başka Iktısad masınm inşaatı için kurulan, sonra muh hendısıni tebrik etmiştir. Vekili Celâl Bayar, Riyaseticumhur Utelif devirlerde takviye edilen bu fabri Fabrıka ve havuzlann bulunduğu sa mumî Kâtıbi Hasan Rıza, Vali ve Belekalar ve birçok gemilerin inşa edildiği taş hada da yeni bir proje ile büyük ıslahat diye Reisi Muhiddin Üstündağ, Deniz kızak mütarekeden sonra metruk bir ha yapılacaktır. Burada iki yeni kızak ma Müsteşan Sadullah Güney, Başvekâlet le gehniştir. Şimdi buradaki binalann halli kurulacak, fabrikalar tevsi edilecek, Kalemi mahsus müdürü Vedid, İktısad bir kısmı harab olmuş, fakat taş kızak ve yeni bir dokümhane kurulacak ve bütün Vekâleti Kalemi mahsus müdürü, Liman tesisat en modern bir şekle sokulacaktır. umum müdürü Raufi Manyas, muavini küçük havuz rasanetini muhafaza etmişBaşvekilimiz Van gölü için yapılmakta Hâmid Saracoğlu, İş Bankası İstanbul tir. Mütehassıslarla Vekâlet müşaviri şubesi müdürü Yusuf Ziya, Tahilisiye Van der Perten burada vapur yapılabi olan vapurları da gördükten sonra havuzlardan ayrılmıstır. umum müdürü Necmeddin, Türkofis leceği hakkında rapor vermişlerdir. Devlet, Halicde yeni fabrikalar ve Kuruçeşme kömür depolarında müdürü Suphi Zıya, Van gölü işletme Başvekılımızle beraberlerindeki zevat müdürü, Denizyollan müdürü Sadettin, kızaklar kurarak yeni gemiler inşası işini buradan sonra Kuruçeşmedeki kömür deAkay müdürü Cemil, Uyuşturucu Mad ele almıştır. Bunun için lâzım gelen prodeler Inhisan müdürü Hamza Osman jeler hazırlanmış ve önümüzdeki sene polarına gitmislerdır. Başvekilimiz Kurubulunmuşlardır. bütçesine icab eden tahsisat konulmuş çeşme depolarınm hepsini görebılecek bir mevkide deniz üzerinde Liman Umum Gemi süvarisi Said Kaptan da bulun tur. Bu tesisata hemen başlanacak ve Müdürü Raufi Manyastan izahat almış duğu halde yemek yenilmiş, yemek es taş kızak, ufak bir tamir gördükten sonve Liman Umum Müdürü burada şimdilik nasmda, ve yemekten sonra Başveki ra burada 5000 tonluk bir yeni vapur 600 metro murabbalık bir saha üzerinda limiz limanın vaziyeti, alacağı şe tezgâha konulacaktır. Aynca küçük nayeni depolar yapılacağını söylemiştir. kil ve yapılacak tesisat hakkında iza vuzda da yakın sahiller için bir vapur yapılacaktır. B^u arazi üzerindeki binalar Plânlar üzerinde vaziyeti tetkik eden Bav hat almıştır. Bu arada Liman umum vekilimiz buradan sonra Deniz Ticaret müdürü Raufi, limanda yapılacak tesisat kâmilen İktısad Vekâletine verilmekte mektebine gitmiştir. hakkında sekiz sahifelik bir rapor ver dir. Şimdi ciheti askeriyenin tahtı işgalinDeniz Ticaret mektebinde miş ve Ismet înönü bu rapor üzerinde de bulunan binalardan bir kısmının tahliyesine başlanmıştır. izahat almıştır. Deniz Ticaret mektebine karşı büyük bir alâka gösteren Basvekıl İsmet înönü, Havuzlarda Egeden aynlırken Başvekilimize Haydarpaşa limanile limanın münasebetleri Bundan sonra havuzlar ve fabrikala burada yeni yapılan inşaatı, yatakhane etrafında izahat verilmiştir. ra gidilmiştir. Üç numaralı havuzun ya ve dershaneleri gezmiş ve yarım saat kanma çıkan Başvekilimiz, burada tama dar mekteb müdürü Zekiden izahat al Halicde men iktısad Vekâleti fabrikaları tarafın mıştır. Mektebin bahçesine çıkan BaşveBaşvekilimiz bundan sonra berabe dan yapılmış olan bir motörü tetkik etmiş kil muhtelif sınıfların genclerile ayn ayn rindeki zevatla beraber Halice gitmiş, tir. (Liman Hizmeti) ismi verilen bu konuşmuştur. yeni meyva halini, Atatürk köprüsü inşa motör çok mükemmel bir şekildedir. Ismet İnönü, genclere: atını görmüş ve Hasköy yakınmdaki eski « Kaç yaşındasın? Ne olacaksın? Üç numaralı havuzda tamir edilen bir Taşkızak mahalline gidilmiştir. Motör vapurdan sonra marangozhaneyi ve bu Nerelisin?» gıbi sualler sorarak vaziyet ler buradaki küçük havuza girmiş ve ka rada yapılan 25 şarpiyi gören Başveki ve hallerile alâkadar olduktan sonra genc raya çıkan heyet eski deniz fabrikalannı, limiz, ağac kurutma fırmını görmüj ve denizcilere hitaben şu sözleri söylemiştir: küçük havuz namile anılan denizaltı ge havuzlan birer bircr tetkik etmiştir. Bu« Yeni gemiler ahyoruz, yeni ge rada Müsteşar Sadullah Güney, Başve miler yapacağız. Bunları hep sizin dira mileri havuzunu, eski askerî bahrî inşaatı, top fabrikalannı, ve büyük taş kızağı ge kile havuzlann vaziyeti ve tamirleri, tev yetli ellerinize vereceğiz. Yalnız size güveniyoruz. Sizler nekadar iyi çalışırsanız zilmiştir. Başvekilimiz bütün bu kısımlar sileri için düşünülenleri atalatmışbr. kendinizin ve memleketin alacağı netice da yapılacak îş, varılacak gaye hakkında îsmet İnönü bundan sonra bir vapur de o kadar iyi olacaktır. Denizciliğimizin etraflı izahat almıştır. için her şeyi yerli olmak üzere Türk mü yükselmesi sizin yüksek malumat ve bil ginize bağhdır. Size muvaffakiyet dile • aynlmıyan gardiyandan da, hastabakı betmiş, artık muessesenm esaslı unsurlarim genc devizciler!» cıdan da kurtuldu. nndan biri addedilmeğe başlanmıştı. Güzel San'atlar Akademisinde Bu vaziyetten istifade etti ve hemen Başhekim tam Hasan Azminin vücudünBundan sonra otomobillerle Fındık • » ilk günü Murad Ferdiye bir mektub de, boyunda, yaşmda bir adamdı ve belıdaki Güzel San'atlar Akademisine gi yazdı. Mektubda başmdan geçenleri an kâr olduğu için şifahanede yatıp kalktığı latarak sabık polis memurunu imdadma halde hemen her gece îzmire kadar ine dilmistir. Burada bir salonda İstanbul liçağınyordu. Mektubun zarfını şifahane rek tatlı geceler geçiriyordu. Hasan Az manında yeni yapılacak büyük yolcu sanin damgah zarflanndan seçti ve tıpkı mi bazı romanlarda okuduğu firar hâdi lonunun maketleri bulunuyordu. Bir jüri resmî mektublar gibi postaneye göndertti. selerini hatırladı. Bir hastanedeki has tarafından tetkik edilecek olan bu maketHalbuki başhekimin yeni kâtibi henüz talardan biri müdürün elbisesini, gözlü leri evvelâ Başvekilimiz görmüş ve bir şüpheli vaziyetten kurtulamamıştı. Onun ğünü almış, müdürün kıyafetine girmiş kısmını beğenmiş, bir kısmını tenkid et için ilk günlerde bütün işlerinin sıkı bir ve kaçmıştı. İşte bu romanı düşünerek miştir. kontroldan geçirildiğini Hasan Azmi bil onun gibi hareket etmeğe karar verdi. Ismet inönü bundan sonra direktör miyordu. Bu yüzden günlerce Murad Fakat Hasan Azmi için parasız iş gör Bürhan Toprağın rehberliğile AkademiFerdiden haber bekledi. Ne gelen vardı, mek, kaçmak, saklanmak kabil olmadığı yi gezmiştir. Başvekilimiz Çallı İbrahim ne giden... atölyesini, heykel kısmını ve daha bazı aiçin bu firar teşebbüsüne bir de para çalEğer kendi yerini hakikaten başka bir mak cürmünü ilâve ermek, hastanenin ka tölyeleri gezdıkten sonra bir çıplak moHasan Azmi işgal ediyorsa Ferdi gene sasını boşaltmak icab ediyordu. Bu kü del üzerinde çalışan gece serbest talebebu mektubun verdiği haberi merak edip çük kasanın on beş günde bir yoklandı sinin mesaisini görmüş ve Şark Tezyinî San'atlar şubesini gezmiştir. tahkikata başlıyacak, hatta bizzat İzğını ve içinde az miktarda para bulunduBaşvekilimiz bu kısma büyük bir alâ mire kadar gelecekti. rulduğunu biliyordu. ka göstermişlerdir. Başvekilimiz burada On beş gün geçti ve bu on beş günün Bir akşam fırsat eline geçti. Başhekim, canlandınlan Türk san'atlannı ticarî sasonu zavallı hasta için pek acı günlerin başlangıcı oldu, bütün ümidleri kınldı. lam şifahaneden çıkacağı sırada kendi haya koyabilmek için icab edenîere di Fakat bir gün geldi ki artık kendi başr sini birisi ziyarete geldi ve doktor otur rektifler vermiştir. Başvekilimiz Akademiden saat 18.30 nın çaresine bakmak kararile ne yapıp ya mıya mecbur oldu. pıp kaçmayı düşündü. Çabukluğu, dü Hasan Azmi, bundan istifade etti. da aynlırken şunlan söylemişlerdir rüstlüğü, intizamı, temiz iş çıkarması sa Hemen başhekimin pardesüsünü giydi. « Burası bana çok ümid verdi, çok yesinde başhekimin nazan dikkatini celmemnunum. !> [Arkast varl
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear