Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kırmızı taraf kat'i bir taarruza hazırlanıyor CUMHÜRİTET 12 Birfnctteşrfn 1937 Manevraların üçüncü günü Atatürkün dün harekât sahasında alınmış re simlerinden IBaştarafı l inci sahifede] Atatürk Nazilli iBa$tarafı 1 tnci sahifede) kombinasınm önünde Kırmızının yeni mevziinde daha ciddî ve daha kat'î muharebeler bekleniyor. Kırmızı hava kuvvetleri Mavinin bugün taarruzuna ve ilerlemesine çok alçaktan hava taarruzlan yapmak suretile hayli mâni olmuştur. Kırmızı hava kuvvetleri motörlü Mavi birlikleri alçaktan bombalamıştır. Yann Kırmızı tarafın taarruza geçmesi ve muharebenin yeni bir safhaya girmesi muhtemeldir. baskın şeklinde epeyce büyük kuvvetler çıkardığı farzolunmuştur. Baskın şeklindeki bu ihrac hareketinin bir faraziyeden ibaret olduğu hakikati üzerine karilerimizin nazan dikkatlerini celbederim. Diiş manın bu ihrac harekâtmı takib eden diğer ihrac hareketleri de hep bu faraziyeIer üzerine kurulmuş ve vaziyetin her şekli hep aleyhimize olarak gösterilmek suretile Türk ordusunun bu müşkül vaziyet ve en fena şerait altında bu istilâyı nasıl durdurup atacağı mütalea olunmak istenilmiştir. îşte bu suretle düşmanın Urla arkasmda Demircili, Sığacık, Çukuraltı limanlan gibi yerlerden çıkardığı hemen bir kolorduluk büyük bir kuvvet içeriye doğru sekiz on kilometro ilerledikten sonra hemen 25 kilometro uzunluğunda bir cephede alelâcele yetişen Türk kuvvetleri tarafından tevkif edil miştir. Düşman kuvvetlerine nisbetle zayıf olmakla beraber Türk kuvvetleri vaziyeti tesbit etmiş olduklanndan düşman bu cepheyi ileriletebilmek için yeni yan hareketlere lüzum görmüş. Gene Kuşada sı tarafından da yeni baskın şeklinde oldukça kuvvetli yeni asker çıkarmıştır. Türk kumandanı, bu yeni ihrac hareketini de alelâcele oraya gönderdiği bir dağ livamızla karşılamıştır. Vaziyetin gösterdiği karşılıklı hareketlerin manası şudur: Düşman faik kuvvetlerile binnisbe zayıf müdafaa kuvvetlerimizi yandan tazyiklerinin de yardımile biran b'nce içeriletmek istiyor. Türk kumanda heyeti ise alelâcele harb sahasma yetiştirdiği kuvvetlerle düşmanı oyalarken arkadan hazırladığı yeni kuvvetlerle harb sahasına yetişmek ve vaziyeti lehimize çevirmek programını takib ediyor. Bizim arzettiğimiz ilk cephelerdeki kuvvetlerimiz bin nisbe zayıf olmakla beraber düşmanı oyalamağa yetiyorlar. Bunlar çetin harbler yapmak şartile icabını takdir edince birer miktar çeküiyorlar. Düşmanm acele iş görmeğe ihtiyacı vardır. Çünkü mevcud Türk kuvVetlerini mağlub ederek kadro harici kılmazlarsa bunlar az zamanda takviye olunacaklar ve o zaman vaziyet bütün bütün müşkül olacaktır. Bu halde düşman yeni bir teşebbüse daha girişerek bu defa Kuşadası garbında Samsun yarımadası ile Menderes nehri arasından ve takriben Bafa gölü taraflarından, hep gene baskın şeklinde, bir motörize kıt'a çıkarıyor. Bu motörize kuvvetler Kuşadası karşısmdaki müdafaa kuvvetlerimizin yanlanna düşerek onları ricate icbar edecekler ve böylelikle bütün cephelerdeki düşman kuvvetleri önlerine gelen mânilerden bir an evvel kurtulmuş olacaklardır. Kırmızı «Türk» kuvvetlerin küman da heyetleri bu yeni düşman kuvvetlerine karşı süvari kuvvetleri göndermekle beraber motörize düşman kuvvetlerinin geçeceği yollan bozuyor, oralarda bataklıklar vücude getiriyor ve bu tabiî mânileri topçu ateşi altına alıyor. Motörize düşman kıtaatı kolay kolay ilerlemiyor, fakat bütün cephede şiddetli bir harb devam ediyor. Düşman kuvvetleri faiktir. Zorlukla da olsa ileriliyebiliyor. Bu dakikada Söke, ya düşmüş, ya düşmek üzeredir. Fakat Türk kuvvetleri bu ilerilemeği çok müşkülleştiriyor ve asıl maksadı zaman kazanmak olan plânını tahakkuk ettiriyor. Şimdi saat 4. Tayyarelerimîz düş man harekâtı üzerinde cür'etkâr ve çalâk istikşaflar yapıyorlar. Biz, karargâhla beraber Aziziyeye çekildik. Uzaktan top sesleri geliyor. Anlaşılan Menderes istikametinden ilerilemek istiyen motörize kuvvetlerin yollan kesiliyor. Arkadan gelen takviye kıt'alan kuvvetlidir. vam ederken Söke istasyonundan Söke ovasma ilerilemek istiyen düşman mo törlü kuvvetleri barikadlara ve Kırmızı süvarinin mukavemetine uğramıştır. Zırhlı otomobillerin süvari ile çarpışması çok enteresan olmuştur. Motörlü kıt'alar Bağlararası köprüsüne geldikleri zaman mükemmelen gizlenmiş olan Kırmızı süvarinin 200 metrodan açtığı ateş baskınına uğnyarak kargaşalığa düçar olmuşlardır. Fakat liva kumandanı takviye gönder miş ve Kırmızılan geri atmıştır. Maviler köprünün bir tarafını zaptetmişlerse de Kırmızılar köprüyü tahrib ettiklerinden Menderesi geçememişlerdir. Motörlü Mavi liva yolunu değiştirerek ilerilemiş, Moralıyı ve istasyonu zaptetmiştir. Bazı motörlü kıt'alar, Kırmızı kıt'alardan bazılarının gerilerine düşmüşlerdir. Mavilerin Kuşadasındaki kuvvetleri de muhtelif istikametlerden şiddetli bir taarruza geçmişlerdir. Atatürk harekât sahasında Yolsuz sarp arazide geceyi geçiren Atatürk de manevra sahasma hareket ettiler. Yanlannda lsmet Inönü vardı. Söke halkı ve mektebliler Atamızı şiddetle alkışladılar. Atatürk evvelâ motörlü livanm ilerilediği Söke. ovasına, sonra Kuşadasma, oradan Çamlığa geldiler. Bugün yardırmadığımız cephemîzî yaÖğle yemeğini orada, vagonlarında yerm da tutabileceğimiz anlaşıhyor. Bun diler. Ve istirahat ettiler. da muvaffak olundu mu üçüncü gün vaBugünkü harekât şu suretle hulâsa eziyet bizim lehimize olarak dönecek ve dilebilir: Motörlü liva bir baskmla Sökedüşman denize sürülecek ve dökülecekyi zaptetmek için hücuma geçmiş, zayıf tir. Bütün bu vaziyetlerî müdrik olan Kırmızı müdafaa kuvvetlerinin anudane halk, harekâtı büyük bir emniyetle takib mukavemetine rağmen Sökeyi işgal etediyor. Onlara sorsanız düşman sahile miştir. Kırmzılar, her karış toprağı müdafaa ede ede çekiliyorlar ve zaman kazanbile çıkamazdı. Söke eşrafından bir zat şunları söyle mak istiyorlar. di: Harekâta bugün de devam edilecek Bize silâh vermiş olsaydınız şimdi tir. Bu sıcak havada yolsuz, çetin arazidenize dökmek için çırpındığımız düşma de iki taraf da büyük bir bedenî tevekkül nı halkla biz daha başlangıcda karaya göstermişlerdir. Taşlı yokuşlarda tırmanan bu kahramanlara hayran olmamak bile çıkarmazdık. kabil değildir. Onlan her gören «AslanYUNUS NAD1 lar» demekten kendini alamıyor. Söke 10 (Harekâtı takib eden arkadaşımızdan) Bu sabah şafakla beraber harekât başladı. Mavi taraf iki koldan enerjik bir taarruza geçti. Ayni zamanda Mavi tayyareler de Kırmızı tarafı keşfe kalktılar. Bu sebeble Söke semasmda doğan güneş şiddetli hava muharebelerine şahid oldu. Mavilerin hava kuvvetleri daha üstündü. İlk harekât de ABIDtN DAVER Aydına yapılan hava baskınt Aydın 11 (Hususî muhabirimizden) Dün gece Mavi tarafa aid tayyareler şehre bir baskın yaptılar. Şehir çok güzel maskelendiğinden tayyareler şehri göremeden gittiler. Asaf rib etmişlerdir. Bu hareketten maksad da kıtaatın trenden nasıl inip nasıl vaziyet alacaklarını, şimendifercilerin ittihaz edecekleri tedbırleri gözden geçirmektir. Şu bir iki günün hülâsasmı yapıyorum. Büyük Şef manevra sahasını teşriflerinin ertesi sabahı Güllübahçeye gelerek buradan harekâtı takibe başlamış ve Balatovasına geçerek motörlü kuvvetlerin ilerleme hareketlerini, ârızalı arazideki muharebeleri ve teferruatı gözden geçirmişlerdir. Refakatlerinde îstnet înönü ile profesör Bayan Afet, General Rüştü vardı. Bugün de muharebelerin cereyan ettiği yeni sahalar üzerinde alâka ile durmuşlardır. Mavinin hava filosunda ve bombardıman hareketlerinde Sabiha Gökçen vazife almış bulunuyor. Mavi kuv vetlerden bir kısmı zırhlı livanm himayesi altında ilerliyerek Çamlığı işgal etmiş ve Aydm İzmir demiryolu irtibatını kesmişlerdir. Bundan sonra harekât birdenbire ehemmiyet kesbetmiştir. Bugün Mavi kuvvetlerin taarruzu şi malden inkişaf etmeğe başlamıştır. Mavilerin karşısındaki zayıf Kırmızılar geri hatlara muntazaman çekilmekte ve takviye kıtaatınm yetişmesi için vakit kazanmağa çalışmaktadırlar. Bursallı önünde Mavi zırhlı liva ile Kırmızı süvari livası, dağ alayı ve muhafız alayınm bir taburu arasında çetin bir muharebe olmuştur. Kırmızılar muan nidane bir mukavemetten sonra geri çekilmişlerdir. Yarın daha şiddetli muharebelere intızar olunmaktadır. Mareşal Fevzi Çakmak, ordu müfet tişi Orgeneral İzzettin, diğer generaller, mab'uslar Bursallı tepesınden manevraları yakmdan takib ettiler, Atatürk de ayrıca bir kafile ile manevra sahasını dolaşıyorlardı. Öğleden sonra zırhlı iiva Turhanlarda bir gedik bulmuş, Sınırh istikametinden sarkarak Karapınarda, oradan önde zırhlı otomobilleri ve motosiklet bölüğü ile Aydına girmiştir. Bu ilerleyiş hakem tarafından kabul edilecek olursa Kırmızıların vaziyeti garib bir safhaya girmiş olacaktır. Maamafih Aydına girişin askerî bir kıymeti haiz olup olmadığı ancak bu akşam anlaşılacaktır. Kırmızıların da fevkalâde bir harekette bulunmaları beklenmektedir. Büyük Şef istirahat vakitlerini Cam ya yakın bir mevkideydi. Yolun kenarında inşa edilmiş bulunan bu otelin zemin katı büyük bir salondu. Oradan, tahta trabzanlı bir merdivenle, birinci kattaki odalara çıkılıyordu. Otele bitişik diğer bir binada, hudud muhafız efradı oturuyordu. lıkta geçirmektedir. Fevzi Çakmak ve diğer kumandanlar cepheden cepheye dolaşmakta ve vaziyetin son inkişafını tetkik etmektedir. Halkm manevralara gösterdiği alâka bilhassa nazan dikkati celbetmektedir. Halk, Atatürkü her geçtiği yerde şiddetle alkışlamakta, büyük tezahürat yapmaktadır. Bilhassa ihtiyarlar sevincle ağlamaktadırlar. Yazı Isleri Müdürümüzün .gönderdiği tafsilât Aydın 11 (Sureti mahsusada giden Yazı Işleri Müdürümüzden) Bu sabah erkenden muharebe tekrar bütün şiddetile başlamıştır. Mavi sağ cenahında bulunan motörlü kuvvet ler Kırmızının Menderes civannda ki kanadını yakalamak ve geri terti batlan kesmek için Germencik ve şark umumî istikametinde tazyik ve ileri hareketine devam etti. Bunun karşısm daki Kınmız süvari kuvvetleri de Mavi motörlü kuvvetlerin hedeflerine varmalarına mâni olmağa çalıştılar. Hatta Bu maksadla motörlü kuvvetlerin yan ve gerilerine taarruz ederek vazifelerini taarruzî bir surette yapmağa çalıştılar. An cak Aydın şosesi istikametinde taarruz eden Mavi piyadelerin sayıca üstün kuv vetlerle yaptıklan taarruzlar karşısında evvelce hazırlanan müdafaa mevziinin kanadma çekilmeğe mecbur oldular. Mavi tarafın kumandanı değişti Mavi tarafın kumandasını bu akşann dan itibaren Korgeneral Mümtaz idare edecektir. Manevra sahasında arazi son derece çetin ve sarptır, buna rağmen her taraf kuvvetlerinin gösterdiği yürüyüş kudreti ve askerlerin hakikî bir muhare bede imiş gibi gösterdikleri heyecan cidden iftihara değer. Atatürkün yüksek takdirleri Harekâtı her tarafta yakmdan takib' eden Atatürk Mareşale şu sözleri söy lemiştir: « Bütün komutanlar iyi karar ve riyorlar, iyi düşünüyorlar, iyi yapıyorlar. Asker çok zindedir, bu çetin arazide çok tahammül gösteriyorlar. Komutanlardan, askerden de memnunum.» Çamlıktan Ortaklara giden Derbend boğazında iki taraf arasında cereyan eden son derece şiddetli muharebeyi Atatürk büyük bir dikkatle takib etmiştir, Mavi taraf bu boğazı bir günde almak istediği halde Kırmızının burada iki gün mukavemet etmiş olması boğazın müdafaası bakımından bu çetin ve kahramanca müdafaa bilhassa takdiri celbetmiştir< Köylüler her tarafta askere ve komutanlara yemişler ikram etmektedir. Atatürk refakatinde îsmet înönü Vekiller ve diğer zevat olduğu halde her tarafı dolaşmakta ve halk tarafından candan alkışlanmaktadır. Mavinin merkezinde evvelki akşam Sökeyi zapteden kuvvetlerin Germencik istikametinde yaptığı taarruzlar arazinin daha arızalı olması dolayısile daha ağır inkişaf etmiştir. Mavi taraf merkezi sıkletini daha ziyade kendi sol cenahında tutarak Aydın demiryolunun şimalinde Kırmızı şimal sağ kanadını hayli tazyik etmiştir. Fakat Kırmızı taraf toplanmasını tamamlamak için oldukça ciddî muhaABtDlN DAVER rebeler vermek suretile kendi sağ cenahında bir buhran husulüne mâni olmuşMuhaceret ve müstemleke tur. Öğleden sonra geç vakit yeni Kırkonferansı mızı takviye kuvvetlerinin muvasalatı Kırmızının bir cenahtaki vaziyetini tehliCenevre 11 (A.A.) Muhaceret keli olmaktan kurtarmıştır. ve müstemlekecilik meselelerini tetkik etmek üzere 28 şubat 1928 de CenevreKırmızı tarafın bugün taarruza de eksperlerden mürekkeb bir konferans geçmesi bekleniyor toplanacaktır. Komisyonun programı şuHarekâtm heyeti umumiyesi Kırmızı dur: nın plâna tevfikan şarka doğru çekilmesi Muhaceret ve müstemlekecilik saha « ve Mavinin ilerlemesi suretinde devam et lannda teknik ve malî beynelmilel te§ miş ve vaziyet tesbit edilmiştir. Yann riki mesai. [SEHER VAKTil Belkisi, hududa kadar birlikte götürmeliyiz. Şayed bu işle kat'iyyen alâkası yoksa, Fransız casusu onu tabiatile tanımı yacaktır ve Matmazel Belkis de, bu suI Yazan: Çevıren: | retle, nazarımızda tebrie etmiş olacaktır. Aksi takdirde, hakikat meydana çıkar, 1 Maurice Dekobra 45 Hamdi Varoğlu mesele de hallolunur. Hatta misafirimden dahi. Durun baka yapmıştır. Gelgelelim, Matmazel Belkis Miralay bir an düşündü ve nihayet yım... Düşüneyim... Evet, tam yemeğe Mahmudu, yemekten itibaren bir dakika karannı verdi: oturacağımız sırada, biraz evvel, telefon gözden kaçırmadım; yalnız, Herzen'in Frankl, dedi, yanm saate kadar etmek için, içeriki küçük odaya geçmiş getirdiği haber üzerine aşağıya indiğim Feldkirchen'e hareket edeceğiz. Nezarettim. Farzedelim ki, Matmazel Belkis zaman müstesna! Şu halde, Herzen, siz ten, kuvvetli iki otomobil istiyeceksiniz, Mahmud, bu iki üç dakikalık gaybubet söyleyiniz bakalım. Matmazel Belkisin, altı emniyet müfettişini, otomobillerden ten bilistifade yazıhanenin gözünü açıp, bu odaya girerken, halinde bir gayrita birine, Groener'le birlikte bindireceksi şifre defterini almış olsun!.. iyi amma, biilik gördünüz mü? Bu nokta üzerinde niz. Biz, Matmazel Mahmudu yanımı söyliyeceğiniz sözün ehemmiyeti pek büçekme kilidliydi. za alıp öteki otomobile bineceğiz, ve ön yüktür. Emin misiniz miralay? den gideceğiz. Otomobile bineceğimiz Hennîngs, tereddüdsüz cevab verdi: Kat'iyyen eminim. Defteri çekmedakikaya kadar, Matmazel Mahmud, Ben, yazı odasma girdikten biraz ye bizzat koydum ve çekmeyi kilid maiyetinizdeki memurlardan birinin ne sonra, bu kadının, öteki odadan buraya ledim. Kilidde zorlanma alâmeti yok. zareti altında bulunacak ve hiç kimse, Demek ki, bu kadının yanında, iz bırak girdiğini gÖrdüm. Bana, sigara aramağa hiçbir bahane ile, kendisine yaklaşmıyamadan kilid açabilecek bir maymuncuk geldiğini söyledi. Yazı odasmda, bir sacaktır. var. Esasen, icab ediyorsa, üstünü da a niye bile yalnız kalmamıştır. Hal ve tavMiralay, ellerînî uğuşturdu ve Hen rayabilirsiniz. Şu halde, gene farzedelim rmda şüpheyi calib hiçbir şey bulunma nings'e dönerek: ki, bu kadm şifre defterini alıyor, Gre dığmı kat'î olarak söyliyebilirim. Azizim, dedi, îçmden oyle geliyor ener'e veriyor. Metrdotel de, suretini çıHennings'in bu kat'î ifadesi, Polis ki, Siyah Kartal otelinde mühimce bir kardıktan sonra, defteri ona iade edi Müdürünü gene tatmin edememiş ola av yapacağız. yor. Defter, çekmeceye ne zaman iade cak ki, başım sallıyarak: *** edilmiş olabilir? Ya, Groener'in kendisin Gayet tabiidir ki, bu takdirde, metrde bir maymuncuk vardtr ve defteri çek dotelin cürmüne iştirak etmiş olması ih Siyah Kartal oteli, Isvîçre hududuna meceye o koymuştur, ki, bu takdirde, timali pek uzak kalır, dedi. Lâkin, ne takriben 2 kilometro mesafede, Feldkirçekmeceyi bizzat o açmış ve defteri o olursa olsun, içimde hiç şüphe kalmama chen kasabasının methalinde ve Rhin çalmış olabilir; yahud da, bu işi, kadın sını isterim. Bunun için de, Matmazel nehrinin Constance gölüne aktığı nokta lin avlusunda, gelişigüzel bir köşede sak kabul ebnez şekilde mahva sürükliyebi « lanacak; Hennings, hudud muhafızla lirdi. rile birlikte, yaban keçisi avcısını bek Alman karargâhı umumisinin telgrafmi liyecekti. da haber verilen bu avcı, belki de Sybii'in Saat, gecenin onu olmuşru. Bütün ter yardımcılanndan birisiydi; belki de, otetibat alınmış, herkesin vazifesi tesbit edil le gidince onu tanıyacak, derhal tevkif emişti. Hennings, yaban keçisi avcısmın dilmesine sebebiyet verecek bir şekilde Harbiye Nezaretinin filâmasını taşı geçeceği yolun civarmı tarassuda memur hareket edecekti. yan iki otomobil, otelin önünde durduğu edilmesi için, miralay nezdinde ısrar et Böyle bir feciaya, ne pahasına olursa zaman ortalık kararmıştı. Polis memur mişti. Bu ısrannda sebeb vardı. olsun, meydan vermemek, bunu temin elarile mevkufun otomobilden inişleri, kaSybil ile, Pennvvitz'in çalışma odasm debilmek için de, yaban keçisi avcısını gösabada heyecan uyandırdı. Havadis, a da ilk karşılaştığı o elîm dakikadan son rüp, otele girmeden evvel kendisile ko ğızdan ağıza yayıldı. Evlerinin kapısı ö ra, onunla başbaşa kalmağa imkân bula nuşmak icab ediyordu. nüne çıkan kasabalılar, birbirlerine: mamıştı. İsticvabdan sonra, kansmm bu Hennings, sabırsızlıktan ve endişeden, Ein Spion! Ein Spion! işte oynadığı rolü daha etraflı surette öğ harab bir haldeydi; dayanamadı, ada* Diye, bir casus tutulduğunu haber ve renmeği pek istemişti. Sybil'in de, ken mı yanyoîda karşılamağa karar verdi. disile yalnız konuşmağa can attığını his Avcının, hududdan Feldkirchen'e giden riyorlardı. Polis Müdürü tarafından celbedilen sediyordu. Fakat, bu arzuyu açıkça izhar yılankavî yolu takib ederek, ormandan Pennvvitz'den veya bu tarafa doğru geleceğine hiç şüphe yokotel sahibi Penizek, verilen emirleri ke etmek, yahud Frankl'dan habersiz onunla görüşmeğe tu. Maiyetindeki dört muhafız nefere, mali hürmetle dinledi. O akşam, otel, mühim bir casusluk meselesinin son saf kalkışmak çok tehlikeli olurdu. Birbirle ona göre talimat verdi ve neferleri yolun hasına sahne teşkil edecekti. Dört emni rine karşı yabancı gibi hareket etmeğe, sağına ve soluna serpiştirdi. Neferler, düyet müfettişi, kendi halinde müşteriler gi ve bu korkunç karşılaşma sahnesine doğ dük sesi işitir işitmez, bu akşam gelmesi bî, salona dağılıp oturacaklardı ve o şe ru sessiz sadasız yürümeğe mahkumdu beklenen adamm etrafmı kuşatacaklar ve silâhlarını çevirip nişan alacaklardı. kilde oturacaklardı ki, iki masanın etra lar. fını kuşatmış bulunacaklardı. Bu iki maGüzel, yıldızhk bir geceydi. Ay, bu Hennings, kansmın bu akşamki feci sanın birinde Groener oturacaktı. Öteki durumunu tahmin ediyordu. Memleketi lutsuz bir semada, olanca revnakile yani, o akşam orada mevcudiyeti meşrut nin düşmanı olan devletlerin emrinde bir nıyor, ormanı bir ışık tufanına boğuyor olan bir kadın işgal edecekti. Miralay von casus olan Sybil'i, metrdotel ile müştere du. Hennings ve adamlan, orman civaPennwitz, merdivenin üst başında giz ken çalışırken, kendi gözlerile gönnüştü. nnda, üç çeyrek saat, boşuboşuna dolaşlenecek, casusu gözetliyecekti. Frankl, Yaban keçisi avcısmın, Siyah Kartal o tılar. yanma müfettişlerden ikisini alacak, ote teline geîmesi, bu itibarla, Sybil'i, tamir '(Arkast var)