Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17 İVincilcânun 1937 CUMHURİYET Antakya TARIHI Yazan Hataylı Ahmed Faik Türkmen Maltepe Askerî Lise<i Felsefe muallimi Sabık Kayzer gripten hasta... Prenses Juliana kendisini ziyarete gidecek Akademi iki kuvvetli profesör kazandı M. Belling ve L. Levy dün güzide bir davetli kütlesi huzurunda ilk derslerini verdiler Masallar hakikat mi oîacak? Doorn 16 (A. A.) Sabık Alman împaratoru Wil [Baştarafı 1 inci sahîfede] yalnız atölyelere inhifar eden çalısına helm. odun keservrupa ^araylarının çoğunda oldir. Normandiya vapurundaki birçok du değıl, bütün günümüzü dolduran her an ken soğuk almış ve duğu gibi O?manlı saraymda dâ var tezyinatı kendı^ının olduğu gibi 1937 calısmamızdır. Bundan sonrası bazı nasigribo tutulmuştur. cüclerin mevfciîeri vardı. GerKendisi odasından Paris sergisi için de birçok işler kendisı hatlerdir. çı saray cüceleri, diNizlrr kadar muteber dışarı çıkmamak ne tevdi edilmistir. Pari'te Scandinave ve Artık sizinle mesleğinizi alâkadar eden tutulmazdı. Çünkü dislizlik. esrarı muhatadır. Colla resim akademılerınde profesör ve teknık vasıtalara aid şahsî tecrübelerim faza etmekte tabiatüe amil nldusundan 26 Sabık İmpara en büyük san'at teşekkülleri müessis ve den istifadenizi deneyeceğim. Şu nokta üo nakı«a ile malul olanlar «aravda yüketrafındaki Qdun y(lrarken ram müna«ebetile yazdığı su şııri göre torun azalarındandır.) aribe Miskioğlu Bau Nâfi: zerinde ısrarla söyliyebilirim ki bu yolda sekce yer ve değer alırlardı. Fatih Sultan zevat, Prenses Ju yakalanan Kayzer 1887 de Antakyada doğdu. Antak lim: Af. Leopold Levay'nin konferansı bır tek metod mevzuu bahsolamaz. Ben Mehmed. «adrazarplann hıızura çıkma liana ile Prens Bernhard'ın yeni bir bal yanm z^rrçrin ve nüfuzlu bır ailesine menBayramlık müseddes Konferansın esaslı kısımlanm aynen kendi hesabıma bana en prarik stelen yo ları zamanında diUizlerin de hazır bu ayından avdette Doorn'a gelmelerini subdur. P«deri Antakya ve civarında Bugün iyd oidu artık ehli dilcii ber kenar lu tercıh edeceğım. Fakat şura«ı da mulunmalarmr âdet haline koyduğu gibi naklediyoruz: olstın belkemektedir. şöhret kazanmıs, bir naklî ılimler âlimiyhakkaktır ki herke* kendisine mizacma rikâb denijen merasim sünleri de onlar Resim san'atı san'afkânn sah.'î güzelŞerabt feyz akmv sişeierdpn bir pivar olsvn Prens Bernbard. şimdiye kadar bir di. Bay Nâfi Antakya medreselerinde Nevayi ud ile demsaz ohıp rrnttrib hezar lik, görüş ve duruşlarını renkler ve şekiî uygun bir yol seçebilir. padişahlann yanında bulunarak Kızlarkaç kere Doorn'u ziyaret etmiŞse de olsvn kuvvetli bir tahsil gördü. Şahsî mesaısıle Ar7u ettiğiniz takdirde atölyelerimiz ağasma. Basçuhadara. Hazine kehyasılerle ifadesi demektir. Prenses Juliana daha hiç İmparatoru Divan Edebiyatını tetebbü ettı. En zıj'ade Sefapi menedenler isterim hep zan rar »örmemi.ştir. San'atın gayesı en son haddine kadar de bu bahi« üzerinde daha uzunuzadıya na vr sair saray ağalarına padişahm e • ohun Nâbinin tesirine tâbi olarak inkişaf edi Cihan varsin yıkılsın küsei meyhane var Prenses Juliana Londraya gidecek ferdiyeti inkisaf ettirmek ve onu kemale konıışabilecek ve teknik bahisler günde mirlerini işaretle tebliğ ederlerdi. yordu. Bu sebebden (Nabıı zaman) naolsun Luhey 16 (A.A.) Prenses Juliana eristirmek olduğıına görp bertim tutmak lik konusmalarımızın mevzuunu teşkil eCücelere bu kadar yüz verilmemekle mı müsteannı kullanarak şiirler yazmağa Sebu endam saki daim olsun berhüdar ile Prens Bernhard, İngiltere Kralı Al istediğim yolda da herşeyden evvel sah decektir. olsun beraber yrne hayli ilhfat edilirdi. Bu inbasjadı. Bay Nâfi evvelâ Divan Edebitıncı Georg'un taç giyme merasiminde siyete hürmet edilecek ve onun inkişafı Heykeltraş M. Belling san minyatürleri rikâb teşrifatına dahil vatı üstadlarına nazireler yapmak ve be Kamaşsin gözleri sofilerin bu bczmi si'fı hazır bulunacaklardır. Veliahd Prenses ıçın çahşılacaktır. (Ortamektebe devam edebilecek bir betten Juliana. validesi Holanda Kraliçesi Wildeğillerdi. Maskaralık, soytarıhk vapanğendiği eski şiirleri terbi ve tahmis etmekSan'atın yüksek tezahürlcri hep ayni çağda boyacı, ressam ve afişçiferin ya lardan baskalan Enderon kitabhanele Bahar olsun acılsin Inlrler feyıi muhab helmina' yı temsil edecektir. le Antakya muhıtındekı edebî hayata betten kanunlara itaat eder. Fa^at bunların hep nında çıraklık yapıyorken, bir dekoras rinde memurluk. hastanelerde zabitlik kanştı. Fakat çok geçmeden şu karakte Havatı taze bulsvn ehli dilber zerki ülfetten sinde de ferdî d«»hanın yani iman ve aşk yon atölyesinde şef olunca Berlin Aka yaparlar, bazan da kurenalık demek olan riftik vasıfla akranı arasında hususî ve Hiida hifz eylesin yârânı her bir aamâan. •tan mürekkeb kuvvetli bir şahsiyetin demısınde tahsiline devam etmiştir. 1914âfetten mıimtaz bir mevkı tuttu: Meşrutiyelıcn [Ba^tarafı 1 inci sahıfede] damgası vardır. 1923 arasındaki tecrübe devresinde  musahiblik hi/metine tayin olunurlardı. sonra Fazıl Ahmed (Divançei Fazıl) J Cihan r>arsin yikılsın kösei meyhane var ğılacak ve gemilerden bir kısmı Madera Bunlardan bir tane«inin hikâyesi hem dem, Çeşme ve Üç Ses gibi kendisini haHer eserde onu yapan san'atkârın olsun istikametinde bir kısmı da Cesablanca ıle Türk edebiyatına yenı bir saha a^rice tanıtan eserler vermiş, bundan sonra gülüncdür, hem acıklıdır: Rivayete göre kendisi, onun bir aksi gizlidir. Ferdlerin mıştı. Muhitindeki simalan Divan Ede Sebu endam saki daim olsun berhüdar gidecektir. sırf monümantal heykeltraşile meşgul Deh Sultan İbrahimin şaheser sayılacak olsun namütenahi oluşu ve zaman içerisinde bu bivatı şiirlerile tasvir etmek suretile kariIngiliz filolarının manevrası olmuştur. Marienburg'daki Hindenburg kadar boysuz bir cücesi varmıs, kedi yavtenevvüün daima yenileşmesi yüzünden katiirize ediyordu. Bu çığır az zamanda Çiçeklerle. ipcklerle dovnnsm ta:e dilberler Londra 16 (A.A.) Ana vatan arma'inı yapan kendi'idir. Eserlerini teş rusu gibi yanmdan ve hatta koynundan dir ki bütün zenginliğine rağmen bugün Karanfilden nesimi subhdan hos bu süTürkiyenin her tarafında taraftarlar ve füosu senelik ilkbahar seyahatını yapmak hır ve konferan«lar vermesi icin Avrupa ayırmazmıs. Bir gün Sadrazam Kara rünsünler amatörler bulmuştu. Işte Antakya muhi Setvnsin k%rpe nazan yavrular memnun üzere pazartesi günü hareket edecekt'r mazinin tekrarlanmasına imkân yoktur. da ve Amerikada birçok şehirden davet Mustafa Pa^a huzura çıkmak için müsaGüzelliğe varabilmek için riayel ediltinde de Bay Nâfi bu sahada çalışmış ve görilnsunier Filo doğrudan doğruya Cebelüttarika ade ister, Deli İbrahim de cücesini koymesi lâzım gelen ilk ve en mühim kanun Sefamtzdan bunalsın zümrei n&dan serta gitmektedir. Oradan Akdeniz filosura muvaffak olmuştur. Suriyeden Türk ornuna sokup ve kürkü ile örtüp istenilcn Heykeltraşın konferansı set dulan çekilirken Arablar her tarafta ol Cihan mrsın ytktlstn köşei meyhane var iltihak edecektir. Mü^terek manevralar hcrseyden evvel san'atkârın kendi kendiDün verdiği konferansın esaslı kısım müsaadeyi verir. Vezir, o meşhur vakarisini aldatmamasıdır. duğu gibi Antakya Türkleri arasında da olsun subatta yapılacaktır. Manevralardan ev, le mühim bir işi anlatmıya koyuladursun, Sebtı endam saki daim olsun berhüdar vel filoya mensub birçok gemiler âdet o1San'atkâr tabiat karşısında mütevazî, larını ayrven naklediyoruz: Arablık propagandası yapıyorlardı. Bitolsun Bugünün genc heykeltraşının vaziyeti cücenin kapandığı sıcak göğüste canı sıduğu üzere Afrika limanlarından bazı samimî, basit olmalıdır. tabi Hatay Türkleri bu küstahça prokılır, biraz nefes almak emelile başını Resmin yeni incilini ortaya atan Ce benim n«slime nisbeten daha çok kolaypaeandalara kulak asmıyorlardı. Fakat Usandik hayli demler mephasi nari ce larını ziyaret edeceklcrdir. Şarkî Akde dır. Çünkü bizler eski hakikatlere vara kürkün yakasından dısarı çıkarır. Fakat henncmden nizde ve bilhassa Yunan sulannda da bu zanne'dir. Bugünkü san'at endişelerimiArab propagandacıları bir iki Hataylı Bu şehrin farkı yokmu şehri dilsuzu mu gezinti yapılması mukarrerdır. zin kaynağı olan bu san'atkârın tesiri bilmek için birçok tecrübe safhaları ge Sadrazamın harıl harıl konuştuğunu göTürkü itmaa ve satın almağa muvaffak harrevıden muazzam olmuştur. Onun tesiri bugiyı de çirmek mecburiyetinde idik. Biz ölü bir rünce de dayanamaz, dilini çıkarıp masolmuslardt. îşte buna telmihen Bay Nâ Yeter vaiz butıald\k şiddeti âlâmı matemAtinadan verilen malumat akademik tedris usulile antik san'at zev karalık yapar. den aynı hızla devam etmektedır. mınin yazdığı bır manzumeden bir iki saAtina gazetelerı yazıyor: kinden usandırılmıştık. Bugün biz tekrar Beşaret yokmudur lirdevsten htç camdan Cezanne kaybolan kanunlan buldu. tır ştörelim: Bu ayın sonlarına doğru İngılterenın Kara Mustafa Paşa, tarihin şehadetile cemden bunu anlamak ve hissetmek bahtiyarlı Atlantik ve Akdeniz donanmalanna men O bir taraftan an'ane ile kırılmış olan ğındayız. de sabit olduğu üzere, lâübaliliğe tahameşrafi belde ashn ihfaya şitab Cihan varsın yıkılsın köşei meyhane var sub kuvvetli bir filo Yunan sularına ge bağları tekrar tesis ederken diğer tarafEen asilim aslımı inkârı etmem irtikâb. mül etmez bir adamdl. Cücenin kendisilt Olen Alman heykeltraşı Adolf von oU ;ı n Bay Nafinin Fazıl Ahmed vadisinde lecektir. Atina Ajansının Londradan al tan da büyün san'at sahalarında ycpyeeğlendiğini görünce zıvanadan çıkacak Sebiı endam sâki daim olsun berhüdar Hıldebrandt'ın senelerce evvel neşret ni ufuklar açmıştır. vazdığı şiirlerden de bazı parçalar görekadar kızar, ve hemen elini Padişahın olsun dığı bir telgrafta yirmi parçadan mürekmiş olduğu «Şeklin problemi» adlı kitalim: keb bir Ingiliz filosunun İyonyen denizinCezanne'in ileride san'at bakımmdan bı bir müddet Alman hududları haricin koynuna sokup minimini mahluku yaka Biraz uzıyan bu fash bıtırmezden ev de manevralar yapacağı bıldırılmekte ffice gündiir biz seni ey miri Hikmet bekolduğu kadar felsefî plânda da büyük de dahi heykeltraşlann «Incil» i gibi te lar, Yahköşkünün açık duran pencereleriz v«l yukanda adı gecen Müfti Akif E dir. «inden denize fırlatır. bir ehemmiyeti olduğu görülecektir. Bir aktlh şoförün avnile avdet bekleriz lâkki edilmiş, Hıldebrandt'ın ileri sür fendinin torunlanndan da kısaca bahsetHaber verildığine göre Küın ElızabctCezanne sadece özün, e^asın ifade?ini Yüz kiloluk gülleleri çok uzaklara Kaftvei biUur önünde sakiniz şamü seher mek lâzımdtr. Hatay ilinin edebî muhi le Abertin kruvazörü ve hastahane gem: arıyordu. Halbuki ondan sonra gelenler düğü heykeltraşlıktan «resim tesiri» ni taatacak kadar kuvvet sahibi olan Kara leb eden meşhur «Relief nazariyesi» u Tekyei günci hüdadan taze kısmet bekleriz tinde ehemmiyetli mevki alan bu iki karsi bu ayın 21 inde Korfu adasında bu bunu mücerredin ifadesi olarak arayışlaMustafa Pasanm bu sert hamlesile cücedeş Bay Vedi Münir ve Bay Zübeyir lunacaklardır. Gene ayın 21 inden şuba rını ileri götürdüler ki bu da gayet man zun müddet için mer'î kalmıştır. Biitçede çoktan bitirdik fash jevkalâdeyi Biz kelımemn tam manasiie bu bir ta nin alacağı hızı ve denizde bulicağı yeri Bir sahavetkâr dilberden mürüvvet bekleriz Münırdir. tın 1 inci gününe kadar dünyanın en bü tıkî idi. raflı nazariyeden uzaklaştık. Kübızmi ıd tasavvur etmek kolaydır. Padişah ise bu Bay Vedi Münir 1867 ta,rihinde An yük harb gemisi Hood zırhlısile Ripols Mücerredin ifadesmı anyanların ba rak ettik; bugün heykeltraşlıktan istedi hal önünde küplere biner: Intihabmdan bu carhın görmedik bir faide takyada doğdu. Yüksek bir tahsil gö dretnotu da geleceklerdir. Bundan baş şında Picasso'yu, Sürrealistleri ve saireyi ğimiz şey eserin her cihetten tam tesir Müvtahibi sani gibi hâlâ ziyafet bekleriz Vay, der, benim cücemi ne hakla remediyse de kendi kendini iyi yetiştirdı, ka Ingilterenın Akdeniz ıkinci fılosunu görüyoruz. yapmasıdır. Bu suretle heykeltraşhkta denize atarsm? Eahtn uğrarsa eğer İskenderuna ey seba teşkıl eden gemılerden iki kruvazör, on Vazifem sizleri bazı hatalara düşür malum olan «yedi iyi görüş» ile iktifa eSthhati yurvn içun senden inayet beklerız boş zamanlannı tetebbüle geçirdi. Bu Diye tepinmeğe girişir. Lâkin Kara muhrib de Patras lımanında bulunacak mekten korumağa çalışmak olduğu için gün kendisini Antakya edebî muhıtının den Cellini'yi de geçmiş oluyoruz. Hil Mustafa Pasa, soğukkanlılığını ele ala Mesti camı a"k ohıp yatmis Fiizuli Nâbij,a bir muharriri ve edebiyat münakkıdı ola lardır. Hood zırhlısi ilk defa olarak Yu şunu da söylemek isterim: debrandt'ın müz'iç diye tavsif ettiği kü rak şu cevabı verir: «Biz olar yattıkça» ustad ile növbet bef:rak tanımaktayız. Bay Vedi Münirin e nan sularına gelmektedir. Cezanne'in muhteşem dersi, bu büyük bizm bizim heykeltraslıkta en çok ehemlerız Ben senin vekılinim, Baş Veziri debî tenkidleri ne dereceye kadar kuv istidadlı san'atkârın samimî gayretleri bir mıyet verdiğımiz şeydır. Biz yenıdcn etBulgaristanda belediye Nabii Zaman arasıra Antakya m'uhinim. Bir cüce bana dilini çıkaramaz, ben vetlidir. Edebî eserlere kıymet takdir emüddet sonra sadece nazari ve zihnî kal rafı ihata eden boşluklarla münascbeti tmdeki hâdiseleri dc karikatürize edcr. o küstahın haddini brldirdim. Şimdi sen, intihabatı derken kullandığı ölçünün kıymetı ne mağa mahkum bir anlayışın ihanetine uğ tesise çalışıyor, tekrar müşterek bir meŞu parçalar ise lise muaHimleri hakkın dilersen beni cezalandırabilirsin. Sofya 16 (A.A.) Kral, Belediye indir?.. Bittabi burada bu meselelerin tahramıştır. Bu yüzden şimdi yeni bir nevi sai takib etmek istiyoruz. da yazılmıştır. tihabat kanununu tasdik etmiştir. Ka Onun nasıl takla attığını görme liline geçmiyeceğiz. Bay Vedi Münirin Biz «tabiati vücude getirmek» çılgınlıMuallimini kiramın imtihanları nun annelere intihab hakkı vermekte akademizm doğmustur ki bu da an'ane^ n sen. Kâfir, terbiyeli güvercin gibi evmün&sebetile muvaffak olduğu makaleler çoktur. Is Iere bağlı olduğunu iddia eden öteki a ğında değiliz; bilâkis uzvî olarak nesvüVaktimiz pck hoş geçirdik bir zaman mey tanbulda yüksek bir tahsil yapmış o'ısay dir. kademizm kadar soğuk ve lüzumsuzdısr. nema bulan şekiller gibi san'at eserleri rile çevrile denize iniyordu. Siyasî partiler mefsuh kalmakta bernuş olup * * * Bunlann da düştükleri hatalardan bırisı vapmak istiyoruz. A'orf attik kahrei billurda hem pür cuş ohıp dı bugün Türkiyenin muharrirleri arastn devamdır. ' Fn nihayet na'remiz İskenderunda guş da ismi okunur bir şahsiyet olurdu. Bay taşkın ve ferdi bir hassasıyete karşı gösBu noktalar tasavvur edilen tedrisatta • Macaristanda bir birlik kuran cüceleolup rasında Serveti Fünun tesiri altında kalVedi Münirin Antakyada birkaç sene evterdıkleri ihtiyatsızca aşktır. Bu ıhtıyat tatbik edildiği takdirde, her talebî ile rin son günlerde Milletler Meclisıne müAh pe'er ccktik bclâyı imtihana dus olup. mış hikâyeler çoktur ki burada bu uzun * * * sızlık onları delilerin ve çocukların desen ayrı ayn ve kendi ferdî kabiliyetlerine g5 racaat ederek kendilerine bir yurd gösvel nesrolunan (Yeni Mecmua) da çok yazılardan misaller getıremej'iz. Yal Nagıhon dvştü semadan imtihan bir tas kuvvetli yazılan vardır. leri etrafında lüzumundan fazla bır alâ re esaslı bir surette meşgul olmak şarhle rerilmesini i^tediklerini geçenlerde Avrunız Vedi Münirin Serveti Fünun şairlegibi Bilhassa bunlar arasında içtimaî haya ri tesirile yazmış olduğu şiırlerden bir par ka göstermelerine sebebıyet vermıştir. • vâsıl olmak istediğımiz hedefe hiç şüphe pa gazeteleri yazmışlardı. Bu münaseKıidı fas esrarıimz bir vaseza yoldas gıbı betle cüceler hakkmda sütun sütun yazıBu cazib hatada gerçi tehlikeli bir yoktur ki erişilecektır. Zan ederken biz onu yağh, güzcl bir as gibi ta aid yazıları ehemmiyetlidir. Bay Ve çayı görelim: Ah neler ccktik belâyt imtihana du? olup di Münirin bir de polis romanı Antak Ben bu hedefi, genc Türk heykeltraş lar basılıp gidiyor. hakikat mevcuddur. Fakat şu da unutul'n nerde münteham nerde Demek ki Guliver'in, ziyaret ettiğim mamalıdır ki ruh tazeliğile kültür bunlar neslinin kendi ülkesi tarafından verilecek Nâfi arasıra yalnız muhıtındekı yanın (Yeni Gün) gazetesinde tefrika e Khnbilir kaç bin asrın âvare bırbırlerınden nefret eden iki fazılet dc büyük vazifeleri yabancı ülkelerden yar masallarda dinlediğimiz cüceler diyan kalmaz. Mensur parçalar ve hecc dilmistir. Antakya edebî muhitinde Ser İşleyüp ördüğü şu silsileye .Katılup savnlan beser hayran: ' ğıllerdir. Bunu bize bütün şaheserler a dım görmeden müstakil olarak kendi ba yıkında hakikat olacak?.. Ne iyi, ne kalmaz. Mensur parçalar ve hece ve veti Fünun edebiyatçıları tesirini en çok Bu tereddüdde çırpınır elân şma başarabilecek vaziyete gelmesinde iyi? çıktan açığa isbat edebilirler. vcznile şiirler, Divan Edebiyatı üstadları hisseden Vedi Münir" olmuştur. AntakBu muarnma bilinmiyor heyhat Anlasılmaz muaddelâtı hayat En ij'i netice veren çalışma süphe?iz ki görüyorum. M. TURHAN TAN tarzmda manzumeler de yazar. Bir bay yanın (Yeni Mecmua) sında yazıları a Nüfus ve ır fan Eski ve tam bir Türk yurdu olan Hatay pek çok Tülk âlim ve şairi yetiştirmiştir Büyük manevralar vermiş olduğunu düşünerek utandı. Her Bir müddettir onu unutmuş gibi davran sıl olup ta.bu kadar kayidsiz kalabiliyor du. Onu görür görmez kollannı açtı: şeyden bir parça anladığı için fikirlerine dığına şaşıyordu. Bir yıldırım darbesi ha du? Bununla beraber, birdenbire her Üstadım! Sabahtanberi bucak bukarşı alâkalı görünmesini bile artık mana linde gelip geçen bu vak'a hakikatte yal günkü benliğinin arkasında daha derin, cak seni arıyorum. Nerekrdesin? sız buluyordu. «Fikir adamının heyecanı, nız muhayyelesinin fantezısınden mi ıbadaha mahrem bir başka benliğinin yaşaDemirin dalgm tavırla, cevab verme ona göre bir varyete heyecanından fazla retti? Yemekten sonra hemen çıktılar. dığını kissetmeğe başlamıştı. Ölüm kor den girmesi üzerine hemen koluna sa nedir?» diye düşündü. Ayni alâkayı büs Yaya kaldırımından giderken, Aydınla kusile, mücadeleyle kabuk bağlamış ve rıldı: Cumhuriyetin ictimaî romanı: 9 3 Yazan: Hilmi Ziya bütün zıd insanlara karşı da göstermi birlikte olduğunun farkında değilmiş gö artık kolay kolay meydana çıkamıyacak Mühim isler var. Hadi gel, şöyle Sizin nasyonalizminiz, üzerine güm ekserisinin tahmin ettiği gibi kızacak veya soğuk davranacak yerde, bilâkis o yecek miydi? Onda herşeyden haberdar rünüyordu. Yolu kaplıyor, ıslak taslara mış zannettiği bu hasta ve çelimsiz benls tenha bir yere gidelim. diye en yakındaki rük damgası vurulmuş Piyer Lotı nüshasmdan başka bir şey değildir. Siz nunla fazla alâkadar olmuş, hatta öte olmak iddiası var. Daha söze başlarken bakarak dümdüz yürüyordu. Öteki kâh ğin, ne zamandanberi büsbütün yok etmek kahveye şötürdü. Bu saatte yolcular azalıyor ve kahvehalkı bilmıyorsunuz, tanımıyorsunuz! kileri ihmal ederek bir aralık yalnız o o sanki «beyhude yorulma, hepsinden kaldırıma çıkıp kâh yere iniyor ve artık ve kurtulmak istediği bu tehlikeli tarafın, Tanıyamazsınız! Müsaadenizle izah e nunla konuşmuş, ilk sözlerinin hararetini haberim var» demek ister gibi gülümsemi konuşulacak bir şey kalmadığı için ken görünmeden, farkedilmeden nasıl işleyip nin dumanlı havası, ruhları yalnız olandeyim: O, sizin aykın diye hücum etti kaybetmemesi için onu bu yolda uzun yor muydu? Hayır.. O bir kadın değil, dini onun yanında ağır bir yük gibi hisse derinleştiğini ve ötekilerin kendi cür'etin lan kendine çekiyordu. îsimsiz, hüviyetbir süs, bir oyuncak, bir gece eğlencesi.. derek sıkılıyordu. Bununla beraber hc den ürk«cek kadar kuvvetli göründüğü sıfeiniz düşünceler, Türk mılletıni emper müddet söyletmeğe çalışmıştı. O kadar dalmıştı ki bunlan adeta yük men ayrılıp gitmek istediği halde müna rada, birden nasıl bir gayzer gibi fışkır siz bir gürültü herkesi şükununda serbesl Ne Demir, ne ötekiler o gündenberi yalizmin elinden kurtaracak yolları göstebjraktıs*ı için, bir kenara çekiüp rahatren yegâne ışıktır. Hanımefendi, cesare bu kadınla bir daha karşılaşmamışlardı. sek sesle Aydına söyler gibi mırıldanı sıb bir söz bulamadığı için lüzumsuz ye dığmı şimdi anlıyordu. sız edilmeden konusmağa başladılar. Onu gerçekten sevmemiş miydim? ditimi mazur görün. Biz kozmopolit değ: Fakat Azminin gittikçe barizleşen kindar yordu. Bu kadın tarafından tekrar davet re Divanyoluna kadar yürüdü. îki arkaye düşündüğü zaman asıl en fazla zayıf !iz. Insanî bilgiden kuvvet alıp önce ezi bakışlarına o bundan başka sebeb bulamı edildiğini hatırladı. Azmiyi içten içe ku das orada kendiliğinden ayrıldılar. Seni ne kadar sevdiğimi tahmin elen memleket, sonra bütün insanlık için yordu. Bir müddet sustuktan sonra Ay durtan asıl mühim nokta da herhalde bu olduğunu ve her zamankinden daha kuv demezsin! diye Arif söze girjşti. Öteki Demir, aksama kadar odasına kapandın basını sallıyarak itiraz £tti: olmalı. «Fakat bu çocuk hakikaten doğ dı. Makalesini bu saatlerde yetiştirme=i vetle .«evdiğini görüyordu. Belki bu da ler gibi sade dosfum değiîsin. Ayni za üğraşıyoruz! Yok canım.. Hiç bu şıllık için seni ru düsünüyor» diye kendi kendıne söy lâzım geldıği için, şımdı kaç kereler sa kikada tekrar ona dönmüş olsa, basını manda üstadımsın, rehberimsin. Ne yapBu sözler mecliste soğuk bir duş tesiri lendi. Bir salon bebeği yüzünden onu tırların üzerinde oynıyarak, hiddetle kâ tehlikeye koyacak kadar ileri gittiği hal tımsa hep sana danıştım, senin fikrini alfeda eder mi? vapmıştt. Orada hazır bulunanlardan hiçDemir, ihtiyarsız dudaklarını ısırdı. Bu boş yere nicin kırmalı? Bir kortizan mı ğıdı buruşturup atmıştı. Asağı ine^miyor, de bayrağı elinden atıp ötekıleri terkede dım. Doğrusu.. biri, hatta bir dereceye kadar Demirin arkadaşları bile bu izahattan memnun ol kadın hakkında, bir dostu tarafından bile yım? Yoksa âşık mryım? Bu anda yüzü dışarı cıkamıyor, ve gündelik işlerine aid bileceğini düşündü. «Fakat bu alçaklık !x Demir, onun bu uzun mukaddem*yi mamışlardı. İhtimal ki onlar daha zi olsa bu kadar açık hakareti işitmek istemi birden sapsarı oldu. Bıraktığı yerde aca en ufak bırşey yapamadan odada sırıirü diye söylenerek kendi kendınden ürktü. neden yaptıimı henuz anlamadığı sibi, yade bir münakaşa kapısı açılmasmdan yormuş gibi görünüyor. Bununla beraber ba şimdi neler oluyordu? Müthiş bir adımlarla dolasıp duruyordu; «utanıla Ve simdi bu dakikada hemen onları bul «aatlerdir zihnine sapîanan fikirden de çekiniyorlardı. Fakat orada bulunanların ona hak veriyordu: O şüphesiz demi komploya uğrıyarak oradan bır menıı cak şey! Hakikaten zayıfım» diye ken mak. gene aralarında coşarak kendini bu kurtulamadığı için dalsın VP kederli dubas döndüriicü uçurumdan kurtarmak iç:n ruyordu. Arif. bu h^lini farkcfhzi için asıl hayret ettikleri cihet, bu sözlerdcn mondain'lerin âlemine mensubdu. Arala gibi tardedildiğini hatırladı. Eğer haki di kendıne söyleniyordu. mevzuu o tarafa götürmede se »onra Ferıha Fıkretin ona karşı gösterdı rında uçurum olduğunu bılıyordu. Şimdi katen sevmiş olsaydı, zıhnini bu kadar Daha dün her tehlikeyi gnze alacak evden fırladı. (Arkar Arif ne zamandır matbaada bckliyorpi muameleydi. Hakikaten genc kadın, birdenbire ona lüzumundan fazla değer çabuk başka seyler îşgaî edebilir miydi? kadar kendini kaybettiği halde, şimdi na adcum