26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHUBIYET 14 Ikincikânun 1937 Jiran sarayında bir aşk macerası Kral Zogo Macar Kontesi Mikes'le evleniyor Bir İsveç güreş takımı gelecek Resmen işkence yapıhyor Kırıkhanda Türkler kamçı ile dövüldü Antakyada muazzam bir nümayiş Şam 13 (Hususî) Sonkâmınun 12 nci günü Antakyada Türkler tarafın dan sabahleyin saat 9 dan öğleden son raya kadar muazzam bir nümayiş yapıl mıştır. Havanın kar fırtınasile kapanmıı olmasına rağmen nümayişe 20,000 den fazla insan iştirak etmiştir. Kadınlar, erkekler, mekteb talebelerile muazzam kafileler halinde nümayiş kafilesine kanşmışlardır. Kadınlar bile nümayiş kafilesine katılmışlardı. Antakyadaki bitaraf müşahidler nümayişi köprü civarında bir binanm çansmdan seyretmişlerdir. Ken dileri halk tarafından selâmlanmışlardır. Halk, nümayiş esnasında: « Yaşasın Atatürk! Yaşasın istiklâl! Yaşasın Hatay!» diye bağırmış lardır. İBaftaraft 1 ind sahif€de\ ŞEHRİN IŞIKLARI Edirnekapı Sıhhat merkezinde bir saat Hududları içindeki 20 bin nüfusu hastalıktan koruyan bu müessese 20 bin kişile teker teker meşgul Şimdi Peşte pastahanelerinde yeni çeşid bir pasta İsveç takımı federasyona müracaat etti yapılıyor ve kırmızı iki yürek üzerine şu îsveçin meşhur güreş takımlarmdan biri olan Brovd Karen, Avrupada bir isimler yazılıyor: Ahmed Hanna turneye çıkmış ve bu arada şehrimize de gelmek için Güreş Federasyonumuza müracaat etmiştir. Bu takımda müteaddid defalar O limpiyad şampiyonu olmuş pehlivanlar vardır. Ve son Berlin Olimpiyadında İsveç millî takımmdaki birkaç oyuncu bu kulübe mensub bulunmakta idi. Bu takım mart sonlarma dogru şehri mize gelebilecektir. Uçüncü kır koşusu îstanbul Atletizm Ajanlığı tarafın • dan tertib edilen üçüncü kır koşusu 24 kânunusanide Veliefendi sahasmda ya pılacaktır. Galtasaray denizcileri çayı Kral Zogo Kontes Hanna Miket Arnavudluk Kralı Birinci Zogo, me re Ahmed Zogo, bu kadının büyüleyici muriyeti mahsusa ile Tirana gönderil güzelliğini hâlâ unutamıyordu. Baron miş bulunan Macar Kontu Bethlen'le uzun müddet Tiran sarayında yaşamış yeğeni Kontes Hanna Mikes şerefine ve sonra Avusturyaya dönmüştü. Şimmutantan bir resmi kabul tertib etmiş di servet ve sâman içinde ve belki de ti. Tiranda Kral sarayının geniş salo hâlâ Kralı düşünerek yaşamakta idi. nunda, fraklı davetlılerle beyaz fesli, Kont Bethlen, Kralm bir zamanlar sırmalı cepkenli, dar poturlu davetlile resmen nişanlısı olan genc kızı da dürin dekolte kadınlarla, başlan örtülü şünüyordu. Acaba bu sevgüiler şimdi kadmların toplandığı şarkla garbın bu neredeydi? luştuğu bu yerde birbirlerine tanıştırıO gece, Kral Zogonun, maceralarının lan Kral Zogo ile Kontes Hanne Mikes, hikâyesi ve onun şimdiki hayatınm merasimin devam ettiği müddetçe, bir debdebesile gözleri kamaşan Kontes birlerini gözden kaybetmemişlerdi. Hanna Mikes, saraydaki hususî sine Kontes Hanna Mikes, budapeştenin mada en son Amerikan filimlerinden en güzel kıa diye şöhret bnlmuştu. O birini de seyretmiş, Kralm, şahsına gece arkasındaki mavi tuvaleti, bu tu mahsus bir sinemaya sahib bulundu valeti süsliyen incecik dantellerile, es ğunu görerek büsbütün neşelenmiş, eğki masallardaki prensesleri hatırlatıyor lenmişti. ve muhitine daha başka bir cazibe serKontes ve Kont, davetliler gittikten piyordu. sonra da, bir müddet sarayda kaldılar. Kontes, Kont Bethlen'i Romadaki Ertesi gün, Kralın, amirlerine amade sefarethane binasında ziyarete gittiği bulundurduğu lüks bir otomobille Ti gün, onun Tirana memuriyeti mahsusa ran civarmda bir gezinti yaptılar. ile gideceğini öğrenmiş ve refakat ar Rivayet edildiğine göre, işte o gii zusu göstermişti. Şimdi, Arnavudluğu nün akşamı, Kral Zogo, Kontesle iz ziyaret etmiş olmaktan büjHik bir haz duyduğu halinden anlaşılıyordu. Kon divaca talib olmuştur. Ertesi sabah, Macar radyolan bu hates, o gece, Arnavudluk Matbuat mü beri bütün dünyaya yayarken, Kral ve dirile görüştüğü sırada, Kral Zogonun hayatı hakkmda birçok şeyler öğren Kontes, yüksek diplomasiyi kale büe almadan birbirlerine delice âşık olmuş di. bulunuyorlardı. Şimdi, izdivac karan Yalnız, Matbuat müdürünün, Kralm hayatı hakkmda verdiği malumat sıra resmen ilân edilmeden evvel nazırla sında zikretmeden geçtiği bazı nokta nn, saray ricalinin ve sefirlerin anlaşlar vardı ki, yeğenile Matbuat müdürü maları, mutabık kalmaları icab ediyor. Bir yandan, Budapeşte pastahanelerinarasındaki muhavereye şahid olan Kont Bethlen'in son derece merakmı de, yeni çeşid bir pasta yapılmağa başmucib oluyordu. lamıştır. Kırmızı renkli iki yürek, üzeZogo, menfada bir kadmla tanışmıştı. rinde de beyaz şekerle yazılı şu iki Bu, bir barondu. Rivayet edildiğine gö isim: «Ahmed Hanna> Galtasaray Denizcilik şubesi tarafınLâzkiye 13 (Hususî) Reyhaniyedan hazırlanan senelik çay ziyafeti o deki kanlı hâdiseyi takib eden günün aknümüzdeki cumartesi günü Tokatliyan şamı Kınkhan mesalihi hassa zabiti jansalonunda yapılacaktır. darma vasıtasile Türk ileri gelenlerini Arsenal başta gidiyor toplamış ve Suriye aleyhtarlığı yapma îngiltere lik maçlannın 25 inci hafmalannı söyliyerek kendilerini kamçılartasmda Arsenal, lik şampiyonu olan la dövmüşler, aleyhtarlık ettikleri takdirSanderlond'la karşılaşmıştır. 60,000 sede akıbetlerinin feci olacağmı söylemiş yirci önünde yapılan bu maç 1 1 be lerdir. rabere bitmiştir. Arsenal bir puvan farkla likte en Reyhaniyede Türkler başta bulunmaktadır. kontrol altmda Kırıkhanda döğülen Jürkler Sıhhat merkezinde bakılan yavrular Istanbulun kenar bir semtinde dokuz mahallenin yirmi bin canına kanad ger * miş bir müessese. Çukurbostanm eski medres* çahsı altmda yepyeni bir ruhla işliyen (Edirnekapı sıhhat merkezi) ne girer girmez, ilk bakışta göze çarpan hiçbir fevkalâdelik farkedemezsiniz. Beyaz ehnrarlar arasında beyazlara bürünmüş hemşirelerin sessiz sadasız gidip gelişleri... Burası, bir nastane mi, dispanser mi, nedir? Hayır, burası, yurdun hiçbir tarafında yazık ki henüz eşi bulunmıyan ambaşka âlemdir. Onlara sorarsaruz, alacagınız cevab, kısaca şudur: Hududumuz içindeki yirmi bin nüfusu hastalıktan korumak vazjfesile mücellefiz. Müphem, değil mi> Bu vazifeyi ifa için nasıl çalışırsınız? Buyurun... Camlı bir kapıdan dört bir tarafı camlı bir odaya giriyoruz. Başhemşire bir ö r nek dolablardan birinin gözünü çekerek sıra sıra zarflardan birini alıyor ve anlatıyor: Dokuz mahallenin her evinin, daha doğrusu her ailenin burada işte böyle bir dosyası vardır. Bu dosyada bu ailenin herşeyi yazıhdır. Bakınız meselâ şu elimdeki: Oturduklan ev ahsab mıdır, kâgir midir, kaç odahdır, bu odalann hangi sinde yatarlar, hangisinde otururlar, hangisinde yerler, mutfaklan nerededir, kaç ayakyolları vardır, ev ne zamanlar güneş görür, rutubetli midir, rüzgâra ma ruz mudur, ne zamandanberi burada oturuyorlar, nekadar kira veriyorlar. Bu kira kacançlarının kaçta biridir, aile reisi ne iş yapar, nekadar kazanır, kazancını evine getirir mi, ayyaş mı, kumarbaz mı, uslu akılh mı, evine bağh mı, sıhhati nasıldır, hasta ise ne gibi hastalıklan var dır, eşi nasildır, kaç çocuklan olmuştur, kaçı sağdır, kaçar yaşındadırlar, mektebe ğı, kömür, röntken filmı... Hatta saat Eret saat. Bir evdeki hastaya, muayyen za • manlarda, dakika şaşmadan ilâcını ver « mek icab ediyordu. Fakat bu fakir evde saat yoktu. Bittabi derhal kendilerine bir saat verdik. ' İşte, sadece bu üç cümle size bu h*« yır müessesesinin nasıl çalıştığmı anlat • mağa kifayet edebilir sanınm. Biz, hasta ayağımıza gelsin diye beklemeyiz. Hastayı gider arar, bulu • ruz, ve bilhassa hastalık doğurabileceli sebebleri kökünden izaleye çalı§ınz. Bu çatı altmda röntkeninden, lâbo * ratuanndan tutun da diş muayenehane • 3İne kadar, bütün hastalıklarla mücadele edebüecek her türiü teçhizat ve bunlarm başında değerli mütehassıslar var. Bir yandan da propagandayı ihmal etmedikleri görünüyor. Gene son onbir ayda sade kendi mıntakalarmda bu mat* sadla tam 426 konferans verdiklerini ha« tırlamak, bu sahada da nasıl eşi görülme» mi) bir gayretle çahştıklarını isbata kâ • fidir. Soruyorum: Manevî himayeniz alündaki yuva* ların içinde en fakirleri ne haldedirler? Bir odada oturan üç çocuklu bir ana baba. Bu baba veremden yatıyor. Ana bir yandan ona bakıyor, bir yan « dan da evin nafakasını temin için çalı 4 şıyor. Çamaşıra, tahta silmeğe gidiyoıt Çocuklar mektebdedirler. Fakat bütün gayretine rağmen bu kadıncağız ayda on liradan fazla kazanamıyor. Bu on lira " nın ikisini oda kirası olarak veriyorlar. Sekizile beş nüfus geçiniyor. Bereke» versin çocuklann öğle yemeklerini, de * vam ettikleri mekteb temin ediyor. Beş nüfus.. Ve bu be| nüfusun yaşaması için gün* de yirmi altı buçuk kuruş. Yani adam başına, yuvarlak hesab günde beş kuruş! Tahmin edebilirsiniz ki, bu muhitis bu (Sıhhat merkezi) olmasa, bahtsızlı ğın bu haddine düşmüş yuvalar, çoktan son nefeslerini verirlerdi. Edirnekapı sıhhat merkezi bir yan • dan evlerle ayn ayrı meşgulken, bir ta • raftan da hududu dahilindeki sekiz mek* tebi daimî bir nezaret altmda bulundu • ruyor. Doktorlan, bu çocukları muntazaman muayene ediyorlar ve böylece hastalık lardan koruyorlar. Her çocuğun dosyasında, her hali yazılı. Ağzındaki noksan dişlerin sayısına kadar. Müessesenin değerli başı doktor Kut • siden, bu çok insanî, çok hayırlı işlerini görürlerken müşkülâta maruz kalıp kalmadıklannı anlamak istiyorum: Meselâ, size kapısını açmak iste * miyen evler de bulunuyor mu? Yazıhanesinin gözünden çıkardığı bir istatistigi uzatarak: 2063 ailede bir tek. Demek ki iki binde bir! Müessesenin sol tarafını işgal eden Iâboratuar, röntken ve muayenehaneleri gördükten sonra, sağa sapıyoruz. Burada bir örnek önlüklerile tertemiz elli yavru. Sabahları işe giden ve evde kimseleri olmıyan analar, çocuklanm buraya bırakırlar, akşamüstü işten çıkınca gelir, ahrlar. Bu çocuklar burada bir mütehassıs muallimenin nezareti altmda okuyorlar, oynuyorlar, yiyip içiyorlar.. Bir yanda oyuncakları, bir tarafta öğle yemeğinden sonra yatıp uyuyacaklan karyolalan, ötede ayrı ayn diş fırçalan, taslan, şurada banyoları... Muhakkak ki, bu yazının dar çerçevesine bu hayir müessesesinin büyüklüğünü sığdırabilmek imkânsızdır. Ve yazık ki, bin tanesine muhtac olduğumuz bu sıhhat merkezi, henüz eşsiz, bir taneciktir. Kulübümüzün senelik kongresi 16 ikincikânun 1937 cumartesi günü saat 19 da kulüb merkezinde toplanacaktır. Bütün Akınsporlulann yazılı gün ve saatte kulübde bulunmaları ehemmi yetle ilân olunur. Akınspor kulübünün kongresi tzmit Akyeşil Spor kulübünün kongresi îzmit (Hususî) îzmitte, Akyeşil Sporun senelik kongresi, kulübün de miryolundaki yeni binasında yapılmışır. Kongreye, hâmi reis bulunan Ge neral Mürsel Bakunun gelişi, gencleri çok sevindirmiş ve ayn bir neşe kat mıştır. Toplantı çok hararetli olmuştur. Kulüb reisliğine Emniyet müdürü Şerif, azalıklara da Ayşe, Fevzi, Halil, Salâhaddin, Fehmi, Hulusi, Rıza, Nazmi ve Hilmi seçilmişlerdir. Bu arada General Mürsel genclere hitaben çok alkışlanan bir nutuk söy lemiştir. Humus 13 (Hususî) Reyhaniye deki hâdiseden sonra Türk mahalleleri jandarma ve polis tarafından kontrol altma alınmıştır. Kânunusaninin 10 uncu akşamından itibaren Türk mahallelerinde dolaşan devriyeler tarafından raslanan Türklerin üstleri aranmıştır. Ve sıkı inzıbatî tedbirler alınmıştır. Reyhaniyede yaralanan Arablar Haleb 13 (Hususî) Reyhaniyede yaralanan Arablar hükumet ve mesalihi hassa zabitliği tarafından itina ile tedavi edilmişlerdir. Arab yarahlardan 8 kişi halkı tahrik maksadile Vataniler tarafından Haleb hastanesine nakledil mişlerdir. Hatta doktor getirilmek iste nildiği zaman mahallî hükumet tarafından mümaneat edilmiştir. Çünkü bu zamanda halka verilen cevab şu olmuştur: « Doktor, mesalıTıi haısa zabitleriain yamndadır, gelemez.» Türkleri tecziyeye kalkati Türk hâkim! C. F. R takımı gitti Şehrimizde iki müsabaka yapan Ro manyanm C. F. R. takımı Bükreşe gitmiştir. Şazi Tezcan Güneşe girdi Beykoz kulübünün eski kalecisi ve futbol hakemlerinden Şazi Tezcan Beykozdan istifa ederek Güneş kulübüne girmiştir. Genc bir Tıbbıyehnın olumu ŞEHİR tŞLERl Kabataş. halkının Belediyeye müracaati Kabataş ve Fındıklı halkı namına dün Belediyeye bir şikâyet vaki olmuştur. Bu şikâyete göre Kabataşta, araba apuru iskelesi karşısmda, tramvay te^akkuf mahallinin üst tarafında, eski ir duvar vardır. Halk hergün, tram /aya binerken bu duvarm önünde bekemektedir. Halbuki yıkılmak üzre bu.unan bu duvar, son yağmurlar dola sile büsbütün tehlikeli bir vaziyet alıştır. Günün herhangi bir saatinde u duvarın yıkılmasile bir facianın vuku bulması muhakkak görülmektedir. Böyle bir faciaya meydan vermemek çin duvarın bir an evvel yıktırılması ica edilmektedir. Şikâyet Beyoğlu kaymakamlığma gönderilecektir. Tıb Fakültesi 3 üncü sınıftan Ada nalı Nedim Köymen tıbbın nadir kaydettiği bir hasrtalıktan lösemi monosi ter'den kurtulamıyarak dün gözlerini hayata kapamış ve bu acı ölüm bütün Üniversite muhitini derin bir teessüre boğmuştur. Çünkü Nedim bütün yüksek tahsil arkadaşlannın sonsuz teveccühüne, sevgisine, dürüst karakte rile ve kibar hareketlerile hak ka zanmış bir Toros evlâdı idi. Arkadaş lan onu dün elleri üzerinde Beyazıddan Topkapıya kadar bütün bir sevgi ile taşımışlar ve ona son saygılarını, gözyaşlannı armağan bırakmışlardır. Kederli ailesine, Toroslulara, Tıbbiyelilere ta ziyelerimizi beyan ederiz. Resim merhumun tabutunu arkadaşlarının elleri üzerinde gösteriyor. Datiliye Vekâleti, küçük el sanatları ıakkında yeni bir kanun projesi hazaramıştır. Bu projenin birçok maddeleri Belediyeyi ve esnaf teşkilâtmı alâka dar etmektedir. Bunun için Vekâlet gerek Ticaret Odasmdan, gerekse Beediyeden bu husustaki noktai nazar arının bildirilmesini istemiştir. Küçük el sanatları için yapılacak kanun Bir gemici yandı Hasıriskelesinde bağlı mulunan Hamdinin motörünün başaltındaki kamarasmda mangal yakan ve ısmmak üzere mangalın üzerine eğilen Zonguldaklı Mustafa, kömürden çıkan gazle zehir lenmiş ve bayılarak ateşin üstüne düşmüştür. Tehlikeli surette vücudünün muhtelif yerlerinden yanan Mustafa etraftan yanık kokusunu duyan ve imdada ko şan gemiciler tarafından kurtarılmış ve hastaneye kaldırılmıştır. Şehrimizdeki bütün evlerden ayda onar kuruş hava tehlikesi aidatı alınacaktur. Bu parayı Türk Hava kurumunun murakabesi altmda mahalle mü messilleri toplıyacaklardır. Hava tehlikesi aidatı İktısad Vekâleti memleket tersane ciliği üzerinde tetkikat yaptırırken îstinye Dok şirketinin vaziyetini de ayrıca tetkik ettirmiştir. İktısad Vekâleti Başmüşaviri Fonder Portenin yaptığı tetkikat bundan dolayıdır. Bazı gazeteler şirket imtiyazının bir ay sonra biteceğini, hükumetin şirkete yeni imtiyaz vermiyeceğini yazmaktadırlar. Halbuki, İstinye şirketi imtiyazlı bir şirket olmadığından yeniden im Yeni Alman konsolosu tiyaz verilmesi mevzuubahs değildir. Yeni Alman başkonsolosu M. Rudolf Hükumet, münasib görürse, şirketin on Mentzingen şehrimize gelmiş ve İstinyedeki mevcud tesisatını satm a eni vazifesine başlamıştır. Eski baş lacak ve Halicdeki fabrika ve havuz onsolos doktor Toepke yarın akşam larla birlikte işletecektir. Berline hareket edecektir. îstinye Dok şirketinin vaziyeti Şehir bütçesi Belediye Daimî encümeni, şimdiye kadar Vilâyet, Maarif, Sıhhiye, Fen heeti ve İktısad müdürlüğünün bütçe erini tetkik etmiş ve bunlardan ekse isine, son şekillerini vermiştir. Yalnız Fen heyeti bütçesi için bir iki içtima daha yapılacaktır. İktısad müdürlüğü lütçesine, kavun, karpuz ve sebze için fapılacak yeni hal paviyonunlan için eçen sene verilmiş olan 90 bin liraya u seneki bütçe ile 10 bin lira daha i âvesi muvafık görülmüştür. Haleb 13 (Hususî) Reyhaniye deki hâdisenin müsebbibi Arablar oldu;u halde mahallî hükumet tarafından A" rablara bir sorgu bile sorulmamıştır. Buna mukabil Türkler aranmış ve bunlann arasında tevkifat yapılmrçtır. Türklerin şiddetle cezalandırılmalan hakkmdaki emirler bütün adliye, ve hukuk esaslarının hilâfına olarak verilmiştir. Esasen Kırıkhandaki Türk hâkimi Türklerin aleyhinde olduğunu mütead did defalar bildirmiştir. Bu adam son lâdiseler dolayısile, Türkleri şiddetle tecziye edeceğini açıkça ve herkesin yaıımk ifade etmiştir. Hâkimin bitaraflıktan ayrılmış olması ve niyetini izhar et mesi dolayısile bu hâkime itimad edemi idiyorlar mı, bir iş göriiyorlar mı, ne vayeceklerini Türk halkı müşahidlere bil ziyettedirler... Ve sayıyor, sayıyor, sayıyorlar.. dirmişler ve tahkikat heyetine bir Türk Nihayet: hâkiminin ilâvesini istemişlerdir. tşte, diyorlar, her "aile, bizce, böyReyhaniyede grevler ve ece gizli kapaklı bir taraflan kalmıya halkın tazyiki :ak şekilde mahım olduktan sonra vaziŞam 13 (Hususî) Reyhaniyede emiz başlamış demektir. grevler başlamıştır. Polisler ve jandar * Başlıyan bu insanî, mukaddes vazife malar, milisler kol kol Türk evlerini basöyle devam ediyor: maktadırlar. Halk sokaklara çıkmamakEdirnekapı sıhhat merkezi, mıntakası tadır. ahilindeki her yuvanın manevî, müşfık Türklerden Altunioğlu Abdurrah )ir babasıdır. man, Sırn, Kürd Hâmidi tevkif etmiş Hem§ireler, her gün çantaları ellerur rdir. Bir çok Türkler de aranmakta de sokak sokak, kapı kapı dolaşıyorlar, dır. er yuvaya giriyorlar ve onlann derdleKınkhan mesalihi hassa zabiti; muh rine, sevinclerine ortak oluyorlar. :ar Abdurrahmanı 10 sonkânunda geçen Şu evde bir hasta mı var, doktor, flâç hâdiseler hakkında Türkler aleyhinde şe lazırdır. Fakat her şeyden evvel, has hadette bulunması için tazyik etmiştir. alığın önüne geçmek vazifesile mükellef Ağır yarahlardan Memiş ismindeki Tür Idukları için, girdikleri evde, bu işle ;ün ikamet ettiği yere doktor getirihnesi meşgul oluyorlar. için müracaat edilmişse de zabıta müsaMeselâ yatak odası güneş mi görmüade etmemiştir. Yaralmın hali fecidir. M, nasihatle, tatlı sözlerle onu değiş " Reyhaniye hâdisesinden tonra irtiyorlar, ayakyolu sıhhi mi değil, çareTrablusşam 13 (Hususî) Son kâ ine bakıyorlar. Evde bir gebe mi var, nunun 10 uncu günü Reyhaniyede vuku na bakıyorlar, yeni doğmuş bir çocuk bulan hâdiselerden sonra Türk halkı Su mu var, onun kundağile, sütile, uyku riye zabıtası tarafından silâh kuvvetile sile, her şeyile alâkadar oluyorlar, şu adağıtılmış ve bunu müteakıb bir Arab nanın gözleri, dişi, yahud ne bileyim ben heyeti milis kumandanı Kapiten tarafm karnı mı ağnyor, şu babanın saçlan mı dan müşahidler heyetinin huzuruna çıka dökülüyor. Aklmıza ne gelebilirse, hepsi nlmıştır. ile, her şeyle alâkadardırlar. îyi amma, diyeceksiniz, fakir bir Poliste yeni tayinler ile bu nasihatleri yerine getirmek kud Emniyet müdür muavini Kenan me etinde değildir ki... zuniyet almış olduğundan ikinci şube Evet amma, Edirnekapı sıhhat mer müdürü Necati vekâleten müdür mukezi de sade kuru nasihat veren bir müesavininin işlerine bakmaktadır. İkinci :ube cinayet masası âmiri Tahsin bi ese değildir ki... işte, şu deftere bakın: Son on bir ay 'inci şube müdürlüğü kadrosuna, E minönü merkez memuru ve eski cina içinde muhtac 1164 kişiye ne verme yet masası âmiri Mehmed de tekrar ci miş ki... ayet masası âmirliğine tayin edilmişEkmek, et, süt, ilâç, kundak, tereyaerdir. gı, şeker, erzak, peynir, yoğurt, balıkya KANDEMtR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear