Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 22 Mart 1936 Dil üzerinde çalışmalar Türkçede menfi anlamlar ((Siz)) ekile yapılan ((Gönülsüz)) ve ((Uygunsuz» kelimelerinin tahlili GÖNÜLSÜZ (Gönül) kelimesindeki (n), ötedenberi bütün Türk lehçelerinde sağır kef denilen ve genizden söylenen (nğ) dir ki bunun tahallulile (n = ğ) olduğu malumdur. Buna katılan (süz) parçasındaki (s) nin de (ğ) den değişme olduğu, bu mürekkeb ekin dünkü yazımızda yapılan analizinden anlaşılmıştı. Bu iki tebadül gözönünde tutulursa (gönülsüz) kelimesinin etimolojik şekli şu olur: (1) (2) (3) (4) (5) (öğ 4 öğ f ül + üğ + üz) (1) Öğ: Ana kök yerine geçen ve onun anlamını kendinde temessül ve tecelli ettiren birinci derece prensipal bir köktür. (Öğ = ög = ök = öy) olduğu malumdur. Burada kök anlamı doğrudan dogruya «zekâ, akıl, duygu» dur. (2) Oğ: Ana kök mefhumunun kendisine taalluk eylediği süje veya objeyi gösteren prensipal elemandır. (3) Ül: Bir süje veya objeye taalluk eden «zekâ ve hassasiyet» in şamil, yaygm, mutlak olduğunu gösterir. Ög öğ f ül = ögöğül) şeklinde baş vokal düşerek ve ikinci elemanın (ğ) si de (n) ye çevrilerek kelime, son morfolojik ve fonetik şeklini alır: GÖNÜL. (Gönül) : «aleitlâk zeka ve hassasiyetin kendisine taalluk eylediği manevî ve mücerred bir obje» demek olur ki insanlann (gönül) dedikleri mefhumun anlamı da bundan ibarettir. Görülüyor ki burada (gönül) kelimesi henüz hiçbir süjeye taalluk etmemiş mücerred bir mefhum halindedir. (4) Üğ: (Gönül) mefhumunun kendisine taalluk ettiği süjeyi gösterir elemandır. (5) Üz: (Gönül) mefhumunun bu süjenin çok uzağında te<x... u ^ m ı , yani bu süjenin (gönül) den uzak ve onunla ilişiksiz bulunduğunu anlatan ektir. Bu son (üğ + üz) elemanlarının yanyana gelmesi, gene (ğ) nin (s) ye çevrilmesini intaç eder. Bu (ğ) nin vokali düşerek iki eleman kaynaşır ve (süz) mürekkeb şeklini alır. Bu da (gönül) kelimesine eklenerek (gönül + süz = gönülsüz) olur ki «zekâ ve hassasiyetin mutlak olarak taalluk eylediği obje veya süjenin bir şahsın veya bir şeyin çok uzağında bulunuşunu», yani «o şahıs veya şeyin gönülden uzak ve mahrum bulunduğunu» anlatır. ( Kitablar arasında Halk İçin Hekim Oğüdleri Operatör Bayan tffet Naim Onurla Ortaköy Şıfa Yurdu sahib ve Başhekimi doktor Asım Onurun birlikte yazıp bastırdıklan tHalk îçin Hekim Ögüdleri» adlı kitab bize. üzerinde uzun uzun durulması lâzım gelen bir eser göründü. Doktor Asım Onuru, bilhassa doğum işlerine bakmak, bebekleri korumak fikrile kurduğu Şifa Yurdu dolayısile ötedenberi tanıyoruz. Bayan İffet Na im de ehliyetini, hazakatini ispat etmiş ve adını tanıtmış bir operatördür. Fa kat onlar, yalnız hasta tedavisile meşgul olmuyorlardı, zaman zaman eserler neşrederek bilgi ve görgülerinden he pimizi müstefid etmek te istiyorlardı. Asım Onur bu yolda hemen hemen rökor yapmıştır. Bir buçuk düzineye yakın ilmî eser yazmıştır. Bu yeni kitab, operatör Bayan îffet Naimin de yardımmı ihtiva etmek suretile ayrıca bir kıymet alarak, işte o neşriyat serisine bir numara daha ilâve etmiş oluyor. Biz, fennin kendine mahsus çetrefil dilini azamî derecede sadeleştirerek ve adeta konuşma dili haline koyarak yazılmış olan bu kıtabı, günün en hayırlı bir eseri olarak kabul etmekte tereddüd etmedik. Çünkü sayın doktorlar, her ferdi uzaktan veya yakından alâkalandıran sıhhî bahislere temas etmişler ve bu sıhhat işlerinde nasıl davranmak lâzım geldiğini hepimizin anlıyabileceğimiz bir dille tatlı tatlı anlatmışlardır. Kitabda neler yok?. Bir tütün tiryakisi yataktan kalkar kalkmaz ağzma takıp ta ancak yatağa giderken hasretli bir zaruretle ağzmdan bırakabüdiği bir sigaranm kendisine ne gibi faydalar ve ne gibi zararlar verdiğini bu eserde, yepyeni vesikalara sarıh olarak, göre cektir. Günün yorgunluğunu üç, beş kadeh alkolün vadettiği neş'e ile gidermeği itiyad edinenler, bu hareketin nasıl bir bilânço ile kapanacağım bu kitab dan anlıyacaklardır. Kahve düşkünleri o siyah suyun taşıdığı esran gene bu kitabda aydmlamış bulacaklardır. Bu kadar mı ya, daha neler ve neler var? Meselâ midelerini fennî bir liste nin himayesine bağlamak istiyenler, faydalı veya zararlı yemekler hakkın da bu eserde etraflı malumata tesadüf edecekleri gibi şeker, tifo, nezle, grip, zatürrie hastalıklarından korunma yollarmı da gene bu kitabda bularak gerçekten müstefid olacaklardır. Buluğa ermek üzere bulunan kızlarm, annelık hazzma imrenen ve o hazza eren kadınların bu kitabdan elde ede cekleri istifade de büyüktür. Demek oluyor ki «Halk İçin Hekim Öğüdleri» ni yazanlar, hakikaten bu öğüdleri vermişlerdir. Şimdi sıra halkındır, okuyucularmdır. Çünkü öğüdü, ehl olanlar verir ve gene ehl olanlar din ler. Bunun biri vazife ise öbürü borc dur. Kadm kıyafetine giren erkek Birçok dolandırıcılık cürmile tevkif edildi İrfan admda 33 yaşlarında bir adamm kadm kıyafetine girerek şehrimizde birçok ailelerin mahremiyetine hulul etmek ve bu evlerden birçok kıymetli eşyalar çalmak suçundan hakkında Üsküdar Müddeiumumiliğince tahkikata başlanmıştır. İrfan, Üsküdarda yaptığı son bir macerada j'akayı ele vermiştir. İrfanın son macerası şöyle olmuştur: Üsküdarda oturan Saraylı Esma isminde bir kadınla tanışmış ve şalvarlı bir vaziyette ihtiyar kadının evine devama başlamıştır. İhtiyar Esma, bir gün içinin çok sı kılmakta olduğunu söylemiş, İrfan da: «A.. Teyzeoiğim, sen merak etme, ben fala bakarım, sıkıntını geçiririm» de miştir. ~ Bunun üzerine İrfan, Esmanm fa lına bakmış ve tesadüfen söylediklerinden bazıları doğru çıkmıştır. Bu sırada Saraylı Esmanın komşusu Müşfika da misafirliğe gelmiş, oda İr fanla tanışmış ve falcılıktaki mehare tini duyunca kendisine baktırmıştır. İrfan, Müşfikaya kocasının başka bir yere tayin edilecegini söylemiştir. Akşam evine giden Müşfika kocasından başka bir yere tayin edildiğini duyunca İrfanm hakikaten büyük bir falcı olduğunu anlamıştır. İrfan, ertesi sabah gene bu kadmın evine gitmiş ve birçok sözlerle kadın cağızın maneviyatına hâkim olmuştur. Bundan sonra Müşfikayı kandırarak kolundaki bileziğin uğursuz olduğunu ve bunun kendisine verilmesini söyle miştir. Kadm evvelâ bileziği vermek istememiş, fakat karşısmdaki kadının büyük bir falcı olduğuna inandığından bileziği vermiştir. Dört gün sonra gene Müşfikanın evine gelen İrfan elinde tuttuğu bileziği uzatarak «bunu okudum, artık uğur suzluğu kalmadı» diye kadına vermiş, bu suretle Müşfikanın İrfana karşı itimadı fazlalaşmıştır. Bir müddet sonra, İrfan, «perim, sandığında bulunan elmaslarm, altmların ve diğer mücevherlerinin sana uğursuzluk getirmekte olduğunu söylüyor. Onları da bana ver, bende dursun» de miştir. Müşfika, mücevherlerinin bir kısmını o gün İrfana vermiştir. Aradan birkaç gün geçince İrfan gene Müşfikanın evine gelmiş ve sandıkta bulunan diğer mücevherleri de istemiştir. Müşfika, bunları vermek istemeyince İrfan: « Eğer mücevherleri vermezsen, yarın akşam ağaclar gibi şişeceksm» demiştir. Zavallı kadın bunun üzerine son mücevherleri de İrfana teslim etmiştir. İrfan, bunları Doğancılar parkında bir ağacın altına gömeceğini söyliyerek kadının elinden bir de 50 liralık almış ve İcra dairesine müracaat ederek bir ödeme emri çıkartmıştır. Bu muamele üzerine İrfanın yaptığı sahtekârlıklar meydana çıkmış ve evvelki gün yakalanmıştır. Üsküdar Müddeıumumiliği kadın kıyafetinde dolaşan İrfan fcakkında tah kikata devam etmektedir. İrfanm çaldığı eşyalar meydanda yoktur. Polis bunları aramaktadır. CAMİDE BULUNAN ÖLÜ Tarabyada cami içinde ölü bir adam bulunmuştur. Yapılan tahkikatta bunun Tarabyada Belediye caddesinde oturan Süleyman adında bir adam olduğu an laşılmıştır. Ölüm hakkında polis tahkikat yap maktadır. Şeker fabrikalarımızın verimi (1) (2) (3) (4) (5) (uy + ug f un f uğ + uz) (1) Uy: Ana kök yerine geçen ve onun anlamını kendinde tecelli ettiren birinci derece prensipal köklerden biridir. «Tarama Dergisi» nde bu kelimenin anlamları şöyle sayılmışur: I. Fikir, huş, tefekkür, hayal, tahayyül (ısık anlamının abstre mefhuma nakli) ; II. Sada, aksisada, haber, vât (ana kökün ses anlamının temessülü); III. Kasd, meram, niyet (birinci anlamların temessülü) ; IV. Vakit, (ana kökün zaman anlamının temessülü); V. Hayvanatı bakariye (ana kökün kuvvet ve kudret anlamının temessülü). Görülüyor ki bu prensipal elemanda ana kökün «kuvvet, kudret, ışık, zaman, ses» anlamlan temessül etmektedir. Bu temessülün neticesi olarak «uy» sözü, ana kök mefhumlannın taalluk ettikleri süje veya obje üzerinde «tetabuk» u anlamını da verir. (2) Ug: Ana kök anlamının taalluk eylediği süje veya objeyi gösteren elemandır. (Uy) ile birleşerek (uyug) şeklini alır ki (uyuk) gibi tetabuk eden şahıs veya şey anlamını vermiş olur. (3) Un: Bu tetabukun süjenin yakın muhitine de taştığını gösteren ektir. Bir süjenin, en yakın sahasında ana kök mefhumile birleşerek ona uyduğunu anlatan söz, bu (uygun) sözüdür. Burada yal nız ikinci elemanın vokali düşmüştür. (4) Uğ: (Uygun) anlamının üzerinde tecelli eylediği süje veya objeyi gösterir. Morfolojik şekilde son (z) nin fonetik tesirile (us) olmuştur. (5) U z : (Uygur) anlamının (uğ) süjesinden çok uzak sahada bulunduğunu, yani bu süjede uygunluk vasfı olmadığını gösteren ektir ki işte «menfi anlamı» bundadır. Bu analizler, «siz» mürekkeb ekınin, biri süje veya obje gösteren «iğ» ve diğeri uzak saha gösteren «iz» olmak üzere iki elemandan kurulduğunu, «iğ» in konsonunun sonradan «s» ye çevrildiğini ve menfî manasımn uzak saha anlamile «z» de olduğunu ispat etmiştir [ 1 ] . 935 te 53,257,061 kilo şeker istihsal edildi Fiatler indirildikten sonra ise bu mühim gıda maddesi Balkanlar ve bir kısım Avrupa memleketlerile kıyas edilemiyecek kadar ucuzlamıştır Turhal şeker iabrihası Filen 1935 yılı başmdanberi «Türkiye şeker fabrikalan» adı altında toplanmış olan Alpullu, Uşak, Turhal ve Eskişehir fabrikalannı işleten şirketin birkaç gün evvel heyeti umumiye içtimaı yapıldı. Bu toplantı memleketimizdeki şeker fabrikalarının vaziyetini, gerek bu yıIm ve gerek geçen yıllann çalışma vaziyetini tebarüz ettirdiği için şayani dikkattir. Heyeti umumiyede okunan rapordan bazı kısımlan alıyoruz: kuku ile beraber onun yukanda kaydedil diği gibi rasyonel bir surette işletilmesi v. istihsal maliyetinin indirilmesi suretile şekeri ucuza maletmeği gözönünde bulundurarak bir yandan bir kısım bankalanmızın iştirakile «Türkiye Şeker Fabrikaları» şirketini kurarken, diğer yandan da şekerden alınan istihlâk resmini mühim bir derecede indirmek suretile halkın kolaylıkla şeker istihlâk edebilmesini bilfiil tahakkuk ettirmiş bulunmaktadır. Bugün kristal şekerin kilosu fabrikalarda ve en mühim piyasa yeri olan îstanbulda 25 kuruştu. Şekerin memleket içindeki bugünkü fiatı ise, şeker sanayii bizden çok eski olan komşularımızın fiatlanndan ucuz olduktan başka, Almanya, Cekoslovakya, Avusturya, Macaristan, Italya ve Lehistan gibi şeker sanayiinin anavatanı sayılan Avrupa memleketlerindeki fiatlardan da ucuzdur. Filhakika kristal şekerin kilosu Romanyada 31, Bulgaristanda 38, Fransada 28, Avusturyada 31,5, Çekoslovakyada 32, Almanyada 38, Macaristanda 46, Lehistanda 49, Italyada 67,5 kuruşrur. Şeker fiatlarının indirilmesinin şeker istihlâki üzerindeki tesirlerine gelince, bunun nekadar verimli olduğunu 1935 yılı ağustosundan itibaren şubat 1936 ya kadar olan alü aylık şeker satışlarile 193435 yıhnın ayni aylarına aid şeker satışlannın aşağıdaki mukayesesi, bunu açıkça göstermektedir. 935 yılı vaziyeti /. N. D1LMEN UYGUNSUZ Burada (suz) mürekkeb eki (uygun) gibi sıfat olarak kullanılan bir kelimeye gelmiştir. Deskriptif gramerin müstesna şekillerinden sayılan bu şekli de analiz edelim. Kelimenin etimolojik şekli şu dur: I. Turk Dıll Lugati; Lençei Tatarî; Büyük Türk Lügati «Osmanlı, Kazan, Çağatay lehçeleri»; Radlof, I. «Kazan, Teleüt, Şor, Lebed, Kırgız, Karakırgız, Küerık, Çagatay lehçeleri > n . Türic Dili lugati; Tercümanülluga; Uygurca Kur'an tercümesi, III. Meta İncili tercümesl; Turk Dili lugati. IV. İbnimühenna lugati. V. Radlof, I. «Altay, Tob, Tarancı, Çağatay lehçeleri». [1] Bu anallzlere yann da devam edecetiz. Venizelosun cenazesi (Baştarafı 1 inci sahifede) tedir. îngıltere hükumetinin Paris el çisi Venizelosun karısile çocuklarına hükumeti namma tazıyette bulunmuş tur. Fransada kadınlar arasında spor merakı 1935 yılı içinde dört mıntakadan elde edilen 334,046 ton pancar ehemmiyetli hiçbir zarara maruz kalmaksızın Alpullu fabrikasında 89, Eskişehir fabrikasında 63, Turhal fabrikasında da 67 gün çalışılarak işlenmiştir. İşlenen bu 334,046 ton pancardan 33,257,061 kilo kristal ve 19,880,050 kilosu da kesme olmak üzere cem'an 53.257,061 kilo şeker elde edilmiştir. Bundan başka 283,398 kilo kristal şekere tekabül eden 339,814 kilo ham şeker elde edılmis ve gecen yıldan ambarlarda kalmış olan 664,946 kilo ham şeker de işlenmek suretile 570,484 kilo kristal şeker alınmıştır. Bu münasebetle bizde millî şeker sanayiınin kurulmasına başlandığı 1926 yılından bugüne kadar fabrikalarımızın istihsal miktarlarını ve yıl yıl mazhar olduklan inkişafı gözden geçirmek faydalıdır. Ilk faaliyete geçtikleri 1926 yılı içinde Alpullu ve Uşak şeker fabrikalan 615,000 kilo seker istihsal etmişlerdi. Bu iki fabrikanın müteakıb yıllardaki istihsalleri ise: 1927 de 5,163,000, 1928 de 4,582.000, 1929 da 8,139,000, 1930 da 13.070.000, 1931 de 22,777,000 ve 1932 de ise 27,435,000 kiloya varmıştır. Milli şeker fabrikalarımızın umumi tatışları ton olarak 1934 ağustos. 1935 şubat 2890,200 3073,850 3740,150 4536,850 5842,650 4724,250 3687,500 1935 ağustos1936 şubat 4013,750 3884.250 6511,550 6684,850 6875,350 6499,000 6426.000 Hanyada yapdacak merasim! Ağustos Eylul Birinciteşrin İkinciteşrln Fiatlerin indirilmetinin Birincikânun verdiği neticeler Ikincikânun Hükumet, şeker sanayiimizin tahak Şubat Atma 21 (Hususi) Girıd adasımn Beledıye ve cemaatler heyetleri bütün adada Venizelos için 40 gun matem tu tulmasına karar vermiştır. Hanya Belediyesi de cesedin gömül düğü günün ertesine kadar her gün öğle zamanı eski muhariblerden bir borazanm «selâm dur!» emrini verdikten sonra hükumet tellâlının: <Elefterios Venizelos öldü!» diye baBİR ÇOCUK DAHA KAYIB Dün ğırmasına karar vermiştir. bir adam emniyet ikinci şube müdür Venizelosun cesedi Halefadaki evinin lüğüne müracaat ederek Kurdiş a karşısmdaki küçük kiliseye gömüle dmdaki oğlunun kaybolduğunu bildir cektir. miştir. Polis bu çocuğu aramağa başlamıştır. Amerikada yankesicilere verilen ceza 105 yaşındaki golfçu Zecrî tedbir! Ermeniler Galata kilisesine boykot yaptılar Ermeni Patrikhanesi ruhanî meclisi tarafından Galata kilisesi hakkında geçenlerde neşredilen beyanname üzerine halk bu kiliseye karşı boykut ilân etmiştir. Halk, Patrikhane ile ruhanî meclisi tanımak istemedikleri halde kilisenin idaresini ellerinde bulunduranlan varidattan mahrum etmek üzere kiliseden mum satın almamağa başlamıştır. Diğer taraftan kiliseye girenlerin mum yakması âdet olduğundan, herkes mumunu haricden tedarik ederek kiliseye gitmektedir. Bu yüzden ilk defa olarak Galata kilisesi civannda seyyar mum satıcılan görülmüştür. Bunun kârlı bir iş olduğunu gören civardaki bakkal ve tütüncüler de kilise mumu satmağa başlamışlardır. Kiliseye karşı halkm aldığı bu zecrî tedbirin müessir olacağı Ermeni mehafilinde temin edilmektedir. Şu gördüğünüz adamlardan ortadaki Amerikalı sivil polis, diğerleri de Amerikalı yankesicılerden bir gruptur. Bunlar, hapisanede bedava yeyip içmeğe bırakılmamakta, ayaklarına kaçmamaları için zincir vurularak kendilerine her gün muntazaman sokak temizlettirilmektedir. Yankesicilere bizde de böyle bir ceza tatbik olunamaz mı acaba? Fransa posta ve telgraf işlerinde çalışa n kadm memurlar arasında son zamanlarda spora ve bilhassa eskrime karşı büyük bir rağbet gösterilmeğe başlanmıştır. Yukanki resim posta ve telgrafçı genc kızlan eskrim antrenmanı yaparken göstermektedir. Amerikada seylâbdan sonra hastalık başladı (Baştarafı 1 inci tahifede) \ yabilmek için M. Ruzveltten müstace mişleri aç halde bulunan ailelerine gö len 10 milyon dolar tahsisat istemiştir. türmüşlerdir. Askerle felâketzedeler çarpıştt Feyezanın verdiği maddî zarar 300 Nevyork 21 (A.A.) Berleşik devletmilyon tahmin olunmaktadır. lerin on dördünde, su baskını yüzünden Sarî hastalıklar başladı ölenlerin sayısı 240 ı bulmuştur. Ko Pittsburg «Amerıkada» 21 (A.A.) nektiköt, Niyu Hempşayır, Maine ve Su baskınına uğrıyan yerlerden Pensil Massaçüşsetste nehirleri yükselmekte vanyada üç ve Ohioda bir şehir, tifo, devam ediyor. Portlandda örfî idare ikızıl ve kuşpalazı vak'alarına tesadüf e lân edılmiştir. Pıttsburgda ahaliden bir dildiğinden, sıkı bir karantinaya tâbi çoğu, sularm getirdiği bulaşık yiyecektutulmuşlardır. leri yemişler, kadınlarla çocuklar şeh Oralardaki Kızılhaç teşkilâtına yar rin çarşısmı yağma etmışlerdır. dım etmek üzere askerî doktorlar sev Mılıs askerlerı ahalinin üzerıne ateş kedilmiştir. ederek 12 kişiyi yaralamışlardır. Pensilvanya ilbayı vaziyete karşı ko Birçok kimseler tevkif edilmiştir. Amerika donanması manevraya çıktı San Pedro Amerikada 21 (A.A.) Burada ve San Diegoda toplu bulunan bütün Amerikan donanması mühim manevralar yapmak üzere denize açılmak emrini almıştır. Donanma, beş günlük bir manevradan henüz dönmüştür. M. Kamerer Tokyo elçisi oluyor Paris 21 (A.A.) Kabine, Fransanın Ankara büyük elçisi M. Kammererin, Japon hükumetinin muvafakat cevabı gelir gelmez, Fransanın Tokyo büyük elçiliğine tayinine karar vermiştir. Atina Universitesinde grev bitti Şu gördüğünüz adam James Miles ısmındeki Amerikalı ıhtiyardır. 105 yaşmda olmasına rağmen her gun muntazaman ddrt saat golf oynamaktadır. Her yerde bir Zaro Ağa çıkıyor! Atina 21 (Hususî) Üniversite talebesile riyaset divanı arasında husule Atina 21 (Hususî) Bahriye Na gelen itilâf üzerine talebenin grevi ni zın Papanagopulos esbabı sıhhiyeden hayet bulmuştur. Pazartesi günü bütün mektebelr açüacaktır. dolayı istifa etmiştir. Yunan Bahriye Nazırı istifa etti