25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 Mart 1936 CUMHURtYET Adolph Menju vekansı hastaneden çıktılar Birî mide ülserine, öteki zatürrieye tutulmuş olan iki artist ölümden yakalarını güç kurtardılar Holivud, mart (Hususî) Malum ya, felâketlcr yalmz başlanna canlan sıkılacağı için bir insana, yahud bir aileye hep birden muasallat olurlar, orada toplu şekilde eğlenceli ve hayhuylu bir devir geçirirlenniş. Bu noktaya, Adolphe Men Jounun üzerinde de doğruluğunu pek güzel ispat etb. Üç ay evvel bir akşam yorgun argın stüdyodan evine döncn Adolphe yemekten sonra istirahat etmek üzere uzandığı kanapeden müthiş bir mide sancısile fırlamış., etrafındaküer derhal doktora telefone etmişler, doktor, aktörün hemen hastaneye kaldmlmasmı tavsiye etmış ve hastanede hastalığın mide ülseri olduğu anlaşılmıştı. Adolphe tehlikeli bir ameliyat geçirdikten »onra ıki aydan f azla kaldığı hastanede tam iyileçmek üzere iken kansı Vera Tesdale zatürreeye tutulmu$, o da kocasının yamndaki odaya yatmlmıştı. Nihayet geçen gün karı koca tamamile şifa bulmuş bir halde kolkola hastaneden çıkülar, nekahet devrelerini geçinnek üzere evlerine gittiler. Şımdi eski kuvvet ve kudretlenni toplamağa çahşarak yeni filimler çevirmeğe hazırlanıyorlar. Makineler bile muayyen zamanlarda dinlendirilmeğe, ve yağlanmağa ve te mızlenmeğe muhtacdırlar. Onlardan çok nazik bir yapı mahsulü olan insanlann da istirahate ihtiyaclan muhakkaktır. Ondan çjfvelki meşgulıyetleri bir tarafa bırakarak fasılasız yirmi dört senedir filim artistlıği etmekte olan Adolphe, senede bir iki hafta gıbi kısa müddetler müstesna olmak üzere şöyle tam dinlenme denebilecek bir istirahat devresi geçırmemişü. Onun için böyle bir hastalığa tutulmuş olmaıı pek te fevkalâde bir hâdise sayılamaz. Evet, Adolphe Menjou îlk filmini 1912 de yaptı. Beyaz perdeye hayalini ancak yedı aylık bir sahne hayatından sonra aksettirmeğe muvaffak olmuştu. O vakıt yırmi dört yaşında olan Adolphe askerî akademide ve üniversite makine mühendıslığı şubesindeki tahsilini yapmış, bazı şirketlerde memur olarak çalışmış.ü. Fakat Adolpheu böyle memurluk filân tatmin edemiyordu, çünkü annesi Irlandalı olduğu ve kendisi Amerikada doğduğu için ingilizceyi mükemmel bildıği kadar, babasının Fransız olması dolayısüe de fransızcayı yanlışsız konuşuyor ve yazıyordu. Çocukluğunda düşüp kalktığı arkadaşlanndan da ispanyolca öğrenmişti. Boyle bir adam ne dıye beş on dolar için tozlu ve basık yazıhanelerde hayatını çüriitsün. Binaenaleyh mektebde iken tem sillerde çok muvaffak olduğunu ve amatör aktörler cemiyetinde idare azası bulunduğunu hatırlıyarak artistlige intisab etmeği düşündü ve bu karannda nekadar isabetli davrandığım da aradan pek çok zaman geçmeden anladı. 1912 deki filmini bırçok kordelâlar takib etti. Fakat Umumî Harbin yarısmda Amenka da muharebeye kanşınca mesaisi yanm kaldı. Çünkü ıhtiyat zabiti olarak Italyan hududuna gönderildı ve rütbesi pek kısa bir müddet içinde yüzbaşılığa yükseltildi. Adolphe iki sene içinde burada italyancayı da mükemmelen öğrendi. Mütareke olunca tekrar Amerikaya döndü ve asıl muvaffakiyetli eserlerini ondan sonra vücude getirdi. Seyırcilerle birlıkte fılım amilleri ve rejisörlerin nazan dıkkatini bilhassa «Parisli Kadm» fılminde celbetti. Sözlü filim çıkınca Adolpheun yıldızı büsbütün parladı. Çünkü hem mükemmel bir karakter aktörü olunca, hem de dört lisanda kordelâ yapabılmek kudretini haiz olunca insan neler vücude getirmez. Marlene Dietrichin «Yanık Kalbler» inde oynadı. Fransızca olarak Claudette Colbertle birlikte «Esrarengiz Mister Parke» yi, «Mon gosse de Pere» i çevirdi ve daha yirmiye yakın kordelâ yaptı. Son olarak kansile birlikte Harold Loydun «Saman Yolu» fılminde oyna mıştı. Çünkü kansı Vera Tesdale de sizce hiç meçhul olmıyan bir artisttir. Eddie Cantorun «Roma Çılgmlıkları» nda baş kadm rolünü oynıyanlardan biridir. Vera, Adolphe gibi melez değildir. O, tam bir Amerikalıdır. Çocukluğundanberi heves ettiği sahne artistliğinden bir müddet sonra sinemaya geçmiş, sesli sessiz yirmiye yakın filim çevirmiştir. Adolphetan evvel, Wılliam O'Neal ile evlenmiş, 1933 te ondan aynlarak Adolphe Menjouya varmıştır. O zamandanberi Holivudun en mes'ud çiftlerinden biri olarak gösteril mektedirler. Haftanın haberleri Iskoçyalı Mary Fredric Marchla Katherine Hepburne, Radio firketi hesabına «Iskoçyalı Mary» isminde bir filim çevirmeğe başlıyacaklardır. Yeni iki filim Gary Cooper ile Carole Lombarde «Jeneralin Ölümü» isminde bir filim çevirmektedirler. Bu kordelânın mevzuu Çindeki son ihtılâllere aiddir. Bundan sonra da «Mazi ve Hal» kordelâsmı yapacaklardır. Kral gidiyor Grace Moore «Kral Gidiyor* isminde bir filim yapmağa hazırlanmaktadır. Artist bu filimde tanmmış Viyanah kemancı ve bestekâr F. Kreislerin birçok eserlerini, bu arada «Viyana Kaprisleri», «Sevmeği Öğren!.», «Sessizce Saadet», «Sevginin Zevkleri» parçalannı söyliyecektir. Kreislerin «Sevginin Istırablan» ile onun olmıyan diğer bir hava da orkestra ile çalınacaktır. Yirminci asır Şarlonun son filmi «Yirminci Asır» bu haftanın basmda Pariste gösterilmeğe başlanmıştır. îlk gala akşamı hayir cemiyetleri menfaatine olmak üzere beher bilete bizim paramızla 12 buçuk lira fiat konmuş, fakat bunun neticesi salon hemen hemen boş kalmıştır. Sinema ancak ertesi günden itıbaren dolup boşalmağa başla mı?hr. Banyosuz filim Cecile B. de Mille yirmi iki senelik bir rejisördür. Şimdiye kadar yaptığı büyük küçük mutlaka her fılminde bir banyo, çıplak insanlann yıkandığı bir havuz ve saire sahnesi vardır. Fakat son çevirmekte olduğu «Samsoır ve Dalila» kordelâ sında ilk defa olarak böyle birçey yoktur. Simendifer kondüktörünün < yetiştirdiği genc artist Bugün servet ve şöhret içinde yüzen Dick Powel mevkiini en güç elde edenlerden biridir Memleketimizde geçen ekseri şarkılı | fılimlerde bu genc ve güzel seslı artısti gördünüz: «Kırk ikıncı sokak», «Altın arayıcı kızlar», «Güzeller resmigeçidı», «Vonderbar», «Bayanlar», onun yarattığı en iyi eserlerdır. Bugün servet, şöhret ve her türlü dünya mefahirine sahıb olan Dick Povvell yükselmiş olduğu mevkii en güç elde eden san'atltârlardan biridir. îradesı kuvvetli olmıyan bir genc olsaydı, şimdı muhakkak hayatta lâalettayin bir ferd olarak kalacaktı. Fakat binbır mü|külâta göğüs gererek gayesine varmak için yorulmadan, ümidsizliğe düşmeden çalış ması, uğraşması onu nihayet emeline ka vuşturmuştur. Kısaca anlatacağımız hayatını okuduktan sonra sizin de bu sözlerimizi tasdik edeceğinizde şüphe yoktur. Dick Powell 1904 senesbde Arkan sasta doğdu. Henüz yedi yaşında iken sahneye çıktı, çocuk rolleri oynadı, güzel şarkılar söyledi amma, tahsil için sahne den aynldığı on seneyi müteakıb tekrar ona dönmek isteyince hiçbir tiyatro direktöründen kabul yüzü görmedi. Ailesi fakirdi. Başka hiçbir dayanacak yeri de yoktu. Hayatını kazanmak için kilise, hatta Musevî havralannda şarkı söyle mek mecburiyetinde kaldı. Bir taraftan bu işi yapıyor, diğer taraftan da şan akademısine devam ediyordu. Maksadı opera artısti olmaktı. Akademiyi bıtirdı. Lâkin bütün operalar kendisinden en küçük bir rolü bile esirgediler. Onun için bir müddet kilise ve havra şarkıcılığından daha kazanclı bulduğu cıhetle elektrik ustabaşılığı yapb. Sonra bir para kolleksiyoncusunun yanında çalıştı. Onu müteakıb biraz da telefon kumpanyasında memurluk yaptı. Nihayet bir dostu onun bazı şehirlerde dolaşıp konser vermesine tavassut etti. Altı ay Amerikanm ekseri taraflarını gezdi. Fakat neticede beş parasız ve ümidsiz bır halde evıne döndü. Bir haftalık istirahat ona lâzım gelen enerjiyi vermeğe kifayet etmişti. Dans dersleri almağa başladı. Mükemmel bir dansor olmuştu. Bunun neticesi bazı dansmglerde vazife buldu. Lâkin bir müddet sonra gene iş.siz kaldı.Dans bilen ve sesi güzel olan artistlere rağbetin fazla olduğunu işittiği tndianapolis şehnne gitmeğe karar verdı. Işte bu seyahat esnasmda tanıdığı şimendifer kondüktörü ona bugünkü parlak istikbalini hazırladı. Dick beş parasız yük vagonlanndan birinin içerisine girip saklanmıştı. Kon düktör onu orada keşfedınce polıse teslim etmek istemişti. Fakat Dick macerasını anlatmca adam yumuşadı. Ona birkaç şarkı söyletip te güzel sesini isitince arkadaş oldular. Dicki trende bedava götürdükten maada kendisine ceb harclığı \erdi. Bir banjo almasına ve Indianapoliste en kibar dansingde vazife bulmasma ta vassut etti. Heyhat, fena talih orada da yakasına yapıştı. Dansing iflâs etti. Dick açıkta kalınca kondüktör ona bir tavsiye mektubu verdi. Delikanlı Brodway ti yatrolanndan binne kontrolör oldu. O zaman orada Ginger Rogers bir komedi oynuyordu. Dick güzel artistin nazan dikkatini celbetti ve «Saadet Macerası» nda bir rol teklif etti. Ve bu sahnedeki «Saadet Macerası» Dickin hakikî «saadet macerası» nın başlangıcı oldu. Sesleri hakkmdaki hükümler Sırasile birçok kadın yıldızlarla muhtelif filimler çevirmiş olan Herbert Marshale bir mecliste hangisinin sesini daha fazla beğendiği sorulmuş, o da şu cevabı vermiştir: Claudette Colbertin sesi tatlı, Marlene Dietrichinki tesirli, Kay Francisinki cinsî cazibe dolu, Norma Sheareninki kalbde yara açacak derecede sevgi terennüm edici, Margaret Sullavanınki ise tıpkı bir genc kızın sesi gibi ince ve hoştur. İ En yukartda: Dick Potvel «Bayanlar» «Alkapon», filminde Joan Blandelle Vera Ruby Kceler aratında. Yukartda Adolphe Men'jou ve kansı Teşdol. Onun altında: filimlerile «Ben bir pranga Paul Muni yeni büyük bir şöhret kazanan kaçağtyım!» çevirmeğe başladığı «Doktor Pastör» kordelâsında çocuğudur. İlk defa Yahudi tiyatrolartnda rikan sahnesine geçmis, bunu müteakib Pastö'r rolünde. Paul Muhicret etmiş bir aüenin oynadıktan sonra Ame etmistir. Memleketimişde rotva Almanyada ilk defa Güstav Fröhlich ile birlikte yetismiş güzel ve kuvvetli artistlerden aynadığı biridir. /«filminden almıştır. mVenedik Şarktst* ve «Maskeli Balo» filimlerile görülen Lida Bartninden de anlaşılacağı veçhile atlan Rustur. Bilhassa trajedi oynamaktaki kudret ve maharetile föhret Hatta bunların içinde Amerikadan Ttddad etmektedir. bulmustur. Bu iki mühim teklifler sonra birçok sinema kumpanyalanndan Karı koca bir arada Harold î < > ' • ' "Saman Yo•" lu» nou.^.e . . t l , ^ j ue karısı Vera Tesdalein birlikte göründükleri ilk fılimdir. r gelenler de vardır. Lida Barogitmek aratında te • Büro kadını Clark Gable ile Jean Harlow «Buro Kadını» isminde yeni bir fılım çevirmektedirler. ni aslen Yahudidir. Polonyadan Amerikaya wa simdi Avrupada kalmak veya Amerikaya de filme intisab
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear