Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHUEÎYET 17 Mart 1936 Suad Derviş Odanın ortasında duruyor ve küçük dudağını titrete, titrete ağlıyor. Ellerim sızlıyor. Üzerinde yünden bir hırka var.. Vücudüne bol ve büyük gelen bir kadın hırkası... Kollarım hiddetlenmiş bir hindi kanadları gibi kabartmış. Çıplak ayaklannda bu küçük ve çıplak ayaklara pek büyük gelen bir çift eski potin var. Ağabeyi Hasanm eski potinleri... Nefes aldıkça ağzından burnundan dumanlar çıkarak ağlıyor: Pek sızlıyor ellerim... Pek acıyor ayaklarım. Çok üşüyorum. Hay geber... Geber anlayor mu sun?. Sen de geber... Ben de gebereyim de kurtulalım. Kenarda bir köşe minderine büzülmüş oturan genc bir kadın ümidsiz gözlerle çocuğuna bakıyor... Ahşab konağın camları sıtmaya ya kalanmış bir hasta çenesi gibi tıkırtı larla titriyor. Rüzgâr pek sert esiyor. Camın üstünde en usta ellerle örülmüs dantelâlar var... Çocuk burnunu çeke, çeke ağlıyor.. Üşüyorum, pek üşüyorum. Canım acıyor. Ellerimi karıncalar ısırıyor. Kadın yerinden fırlıyor: Gel bakayım yanıma.. Gel. Ve çaresizliğin verdiği asabiyet içinde onu adeta hırpalıyarak kendine çekiyor... Gel gir şu yorganm altına. Yere serilmiş olan yatağa beraberce giriyorlar. Ver şu ayaklarım dizlerimin ara sına. Buz gibi bir çift ayağı dizleri arasına alıyor. Yün blüzünun önünü acıyor: Sok ellerini göğsüme... Sok. Esasen soğuktan mustarib yücudü nün en sıcak kalmış noktalarına da bu eller dokununca bütün vücudü ürperiyor. Haydi şimdi ısınırsm... Ben sana demedim mi yataktan çıkma diye? Küçük oğlan hıçkırıyor: Ne fena annesin sen! Neden odun almadm? Oduncularda odun dolu, kömür dolu... Niçin gidip almıyorsun? Genc kadın gözlerini kapıyor: Akşama ağabeyin getirecek, diyor. Parasız odun bulamam ki... Git al oduncudan... Bu kadar so ğuk varken herkes nasıl odun yakıyor? Sus saçmalama... Zaten canımın sıkmtısı var, bir dayak atarım ki sana.. *** Nazillide yapılan pamuklu kombinası Inşaata hararetle devam ediliyor Safranboluda köy kanununa ehemmiyet veriliyor RADYO (^ Bu akşamki program J İSTANBULi 18 dans muslltisi (plâk) . 10 haberler 10.15 muhtellf plâklar 20 oda mu&lklsl (plâk) 20.38 stüdyo orkestraları 21,30 son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu Ajansınm garetelere mahsus havadis servisi verilecels. tlr. VtYANA: 17,10 gramofon . 17,55 konuşma 18^0 piyano konseri 19 konuşmalar 19,30 fransızca ders 19.55 konuşma 20,05 haberler, hava raporu ve saire 20.15 Tilusal yaym 20,30 karışık yayın . 21,05 ulusai musikl 21,40 haftamn makalesi . 28,05 haberler 23,15 şarküar ve opera havalaru 23,55 sualler ve cevablan 24,05 konuşma24.20 eflenceli konser. BERLİN: 17,05 musiki 17,35 spor . 18,05 gramo fon . 19,05 Münihten 20.05 konuşma • 20,25 Rus şarkıları . 20.50 günün aklslert « 21.05 haberler 21,15 Rus dansları ve ha. vaJarı . 21,30 gramofonla opera yayuu m 23,05 haberler . 23,35 Hamburgdan. BUDAPEŞTE: 18 35 salon orkestrası 20 konferang « 20,30 piyano konserl 21,40 opera yayını . 22,35 haberler 24.05 cazband fcakımı. BtTKREŞ: 18,20 grramoforıla konser 20.05 haber» ler . 20,20 keman konseri 21 Şan konse. ri 21,35 senfonik konser 23.20 gece kon. seri 23,50 fransızca ve almanca haber ler . 24.05 gece konserL LONDRA rRegionall: 20,05 haberler 20,35 Org konseri 20,55 İskoç orkestrası . 21.50 «gardrobda bir 6lüm» piyes . 22,50 askeri konser 23,20 salon musikisi 24,05 haberler 24,15 dans orkestrası . 1.05 gTamofonla dans musikisi . 1.20 Droitwlch. PARİ8 TPoste Parlsien]: 20.40 gramofon 21.15 haberler 21,40 operet yayını 21,55 Parls hayatı . 22,20 karısık yayın . 23,05 orkestra konseri24,35 gramofonla hafif musiki. ROMA18 20 eğlencell konser 19,30 yabancı dillerde yayın . 20,05 haberler, ingilizce konferans 20.25 ingilizce haberler 20,50 fransızca haberler . 20,55 Yunanlstan İçin yayın 21,20 haberler . 21,40 Reaîe tlyatrosnndan naklen üç piyes. Küfecilik eden Hasan eve cebleri boş döndü. Onun için bu gece bir tek yatağın içinde iki oğul bir ana, aç yatıyorlar. Bu fırtınada kimin küfeciye ihtiyacı olur ki... Oda soğuk... Pek soğuk. Herbir tahtasının arasmdan esen buz gibi rüzgârla dolu bu odada küçük bir yatağın i çinde üçü birbirlerine sokulmuşlar, ı sınmağa gayret ediyorlar. Küçük Ali uyuyamıyor. Ateşi düşü " nüyor.. Isınmak için biraz ateş... Ye küçücük kalbi bir ateşperest gibi bu iştiyakla adeta huşu içinde. Ateş!... Ah bir parça ateş olsa... Köşebaşındaki kö mürcü dükkânı hayalinde canlanıyor. Üstüste dizilmiş odunlarm ne tatlı bir kokusu vardır... Bu koku aç midesinde bile bir istek uyandırıyor. Siyah kö mürler... Tozlu kömürler... Hayır, hayır o kömür istemiyor... Odun istiyor.. Çünkü odunun alevli a levli yandığını biliyor... Alev... GözleOdanın' ortasındaki küfe.. Perdeler, ri ısıtan, kıvrıla, kıvrıla havaya yükseminder tamamile ateş almış. Yataktan len alev... Alev olsa o kıvrıldıkça, o yükseldik fırlıyan kadın bu manzaranın dehşetile acı acı bağırarak ortada canlı bir alev çe küçük Ali karşısına gelip baksa. Bu üç vücudün içinde titreştiği kü gibi dönen küçük Aliye yaklaşıyor... çük yatak. Bu üç insanın içinde yavaş Hasan da kardeşinin üstüne atıhyor ve yavaş soğuduğu küçük yatak ne sevim Ali korku ve can acısile kendinden gesiz... Ali dışarı çıkmak istiyor... Yatak çerken beş yaşının tecrübesizliğine rağtan fırlamak.. Kalkmak... Ayaklarının men müthiş birşey anlıyor anasının bir küçücük parmaklarından başlıyarak.. sözü bir şimşek gibi zihninde canlanı Tabanlara yayılan ve sinsi, sinsi ilerli yor.. yerek ta dizkapaklarına kadar yükse «Ah bir gebersen de kurtulsak.» Ve len bu soğukluk küçücük kalbini kor küçük Ali acı bir sesle bağınyor: kutuyor.. Ana... ölüyorum... Açhk ta onu yordu galiba... Minimi *** hi dimağında öyle büyük bir karışıklık Evet fakirlere oda oda kiraya veri var ki... len eski viran köşk bu karh gecede kıUyudu rau yoksa.. Herşey nekadar zıl bir cehennem gibi alev saçarken... bir rüyaya benziyor... Dışanda yanan Beyaz bir otomobil içinde hastaneye sokak lâmbasının ışığı pencereden içeri kaldırılan küçük Ali... Bej'az otomobidolmuş... Yataklarının başucunda, yer lin içinde ölüyor. SUAD DERVÎŞ de duran kibrit kutusuna vuruyor.. Kibrit kutusunun üzerindeki eşkâli bile gösteriyor. Peki amma Ali bunu kapalı gözlerile nasıl görüyor? Nazilli (Hususî) Pamuklu kombi Fırtınanın salladığı bir ağacın gölgenası inşaatı hararetle devam ediyor. si duvarda kavuklu bir cin hayali gibi kımıldanıp duruyor. Eğiliyor, kalkıyor, Birinci parti ihale edilen apartımanlar, revir, antre, direktörlük dairesi yapısı sağa, sola kıvnlıyor. Alinin parmakları kibrit kutusunu bitmek üzeredir. îkinci partiye dahil garaj,'mamulât tutmuş olacaklar galiba. Kibrit kutusu yerinden kalktı. Fakat Alinin parmak ambarı, ham pamuk amban ve diğer kıİarında hiçbir duygu yok. Ali kibrit ku sımların inşaatı da devamdadır. Esas fabrikanın temelleri de atılmaktadır. tusu elinde mi diye anlamak istiyor. Nazilli istasyonundan fabrikaya doğAh biraz «teş olsa... Azıcık bir ateş. Alinin bir ayağı da yorgandan çıktı ru atılan demiryolunun inşaat: bitmişgaliba!.. Fakat bunu Ali anlamıyor. tir. Makinelerin montajını yapacak olan Yorgan o kadar ince ki, yorganlı veya Rus mütehassıslar bugünlerde bekleni yorgansız olmanın bu harareti sıfırdan yorlar. înşaatta 400 amele ile 100 usta aşağıya düşmüş olan odada bir farkı ve kalfa çalışıyor. yok... Bu inşaat, Nazilli hayatmda derhal teAli... Şimdi annesinin yanından ha sirini göstermiştir. Nazilli merkezi, fifçe kayarak yer döşeğinden buz gibi (Aşağı Nazilli), (Yukan Nazilli) ol tahtaların üstüne süzülüyor. Ve vücudü mak üzere iki kısımdır. Fabrika şehrin tahtalara temas edince, yatağın odadan aşağı çarşısındadır. Burada husust ve ve kendi vücudünün döşeme tahtala beledî faaliyet te artmıştır. Fabrika cirından nekadar daha sıcak olduğunu varındaki tarlalarda kazinolar bile inşa hissediyor. edilmektedir. Şimdi ayağa kalktı... Elinde kibrit Şehrin tenvirat ihtiyacı da fabrika kutusu... Ayaklarının ucuna basarak i dan temin edilecektir. Çünkü mevcud lerliyor. Kenarlara bakıyor... Geçen yaz tesisat ihtiyacı karşılamamaktadır. Aderenin içindeki bostanda paçavralan, şağı Nazillinin imarına aid bir proje çöpleri ne güzel yakmışlardı. hazırlanmış ve Vekâlete gönderilmiştir. Ateş.. Ah odada bir ateş olsa annesi îki şehir parçası arasmda 15 metro genekadar sevinecek. nişliğinde yeni bir cadde açılmağa başAteş.. Ah bir parça ateş... Ali odamn lanmıştır. Şehre yeniden su getirilecekortasma ağabeğinin küfesini getiriyor.. tir. Kombina, Nazillinin iktısadî ve ziOnun içine köşe minderinin üstündeki ral kıymetini çok artıracaktır. Halk, paçavraları dolduruyor.. O kadar yavaş şimdiden büyük sevinç duymaktadır. yavaş, öyle sessiz yapıyor ki, ne annesi ne de ağabeyi uyanıyor. Şimdi kenarda bir de yırtık bir gazete parçası buMu... Onu da paçavralann aEğer kendinize kolayca bir iş bulmak rasına koyuyor. Sonra kibrit kutusunisterseniı, eğer bulduğunuz işte süratdan bir kibrit alıp çakıyor ve onunla le yükselmek isterseniı bir ecnebi lisanı evvelâ kâğıdı tutuşturuyor. Şimdi ufak bir alev kızıl pul elbiseli öğreninîz. Bir Fransız bayanı çabuk ve bir kantocu kız gibi kıvrılmağa başla emin bir surette fransızca öğretir. Gadı.. Küçük alev.. Küçük alevcik... Kır zetede F. D. adresine müracaat. mızı bir dil gibi karanlık odanın havasını yaladı... Ali ellerini birbirine kavuşturmuş bu Mülga Şurayı Devlet azasından meraleve bakıyor.. hum Bay Muhsinin eşi merhum Bayan Rüya mı görüyor yoksa... Rüya mı, Eminenin ruhu için 22/3/936 pazar güsahi alev mi bu... Evet, alev.. Ateş!... Nihayet ateş... Ve bu alev nü öğle namazından sonra Kısıklı cagizli bir derd gibi paçavraları içten içe misinde Mevlid okunacaktır. Arzu e yakmağa başladı.. Yanan paçavraların denlerin teşrifleri rica olunur. ne tuhaf bir kokusu var... Bu kokuyu içine sindirmek istiyen Ali geniş bir neHALK OPEKETi Pransız Tiyatroro fes alıyor. Ateş ufak çıtırdüar çıkarmağa baş ladı. Şimdi bir paçavra daha tutuştu. Bu akşam Wf V "X 'ö Fakat Alinin düşündüğü alev... Büyük saat 20,30 da alev ısıtacak, ısıtıcı ateş ortada yok,. Zozo Daimas Küçük çocuk bir ucu tutuşmuş pa ve Kofinyotisle çavrayı eline alıyor sallıya, sallıya köSon haftalan şe minderinin üstüne atıyor.. Isınmak istiyor.. Tahtalar ne soğuk.. Bir başka paçavrayı da pencerenin kirli tülden Cuma akşamı Şirin Teyze perdesine yaklaştırıyor. Pencere ne ça Gişe gündüz açıkrır. Telefon: 41819 buk tutuştu.. Bir ande alev.. Büyük bir Fiatlar: 35, 50, 60, 75, 100, 125, locs alev... Ali geri dönmek isterken bir 300, 400, 500. denbire başmda bir sıcaklık hissedi yor... Sıcakhğın zevkini tatmadan müthiş bir acı ile küçük ellerini başma götürüyor... Alevler kısa saçlann telle rinde rakseden minimini alevler... Shirley Temple Anne... Anne... Çocuk müthiş bir feryad koparıyor.. ••* Nahiye Müdürleri, köy kâtibleri ve muallimlerin toplantısında bulunardar Safranbolu (Hususî) Kazamıza tâbi yesinde köylü üç kuruşluk davasını taiki yüze yakın köy vardır. Bunların kib için yirmi saat ötede mahkemeye hepsinde köy kanunu tatbik edilmek başvurmaktan kurtulacak, çalılık, funtedir. Şimdiye kadar bu kanunun em dalık ve taşhk yerlerde vücude getirilerettiği işler arasında yol, köprü, mek cek tarlaların mahsullerinden toplana teb, köy konağı gibi birçok işler ya cak para da köy kasasında biriktirilip imar işlerine sarfedilecektir. pılmıştır. Mart ayında tatbikına başlanan 1936 Kaymakam Ihsan Kaya köy kanunu tatbikatile bilhassa meşgul olmaktadır. köy bütçesi ve yukanda sayılan işlerin 1936 senesinde yapılacak işler arasına sureti tatbikı etrafında görüşmeler yapılmak üzere nahiye müdürleri, köy köy mahkemelerinin teşkili ve ortakla muhtarlan ve kâtibleri merkeze davet tarla açılmaa da programa ithal edil edilerek kendilerine konferanalar ve miştir. rilmiş ve vazife ve salâhiyetleri hak Köy mahkemelerinin kurulması sa kında anlaşılmıştır. Fransızca dersleri Mevslmln en bUyük muslkill filimi DiCK POVVELL RUBi KEELER 10,000 figüran JOAN BLONDEL 14 yıldız ZAZU PITTC GUY KIBEE 300 genç dansöz kız BAYANLAR HUGH HERBERT ve saire Pek yakında AŞK GÜZELLiK EN TATU MUSiKi En son moda danslar En yeni şarkılar En meşhur orkestralar En eğlenceti bir mevzu Nöbetci eczaneler Bu &ce nöbetçi olan eczaneler sunlardır: İstanbul clhetindekller: Aksarayda (Ziya Nurl), Alemdarda (8ırn Rasim), Bakırköyünde (Merkez), Beyazıdda (Sıtkı), Eminönünde (Hüsnü Hay . dar), Penerde (Arif), Karagtimrükte (Arlfi. Küçükpazarda fHikmet Cemll), Sa. matya, Kocamustafapaşada fRıdvan), Ş«hremininde (A. Hamdi), Şehzadebaşuıda (İsmall Hakkı). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (Hldayet), Hasköyde (Hatt), Kasımpaşada (Mertoez), Sarıyerde (Osman), Şlşlide fNecdet Ekrem), Taksimde (Kanzuk), (Karakla Kürkçiyan), (Güneş). Usküdar, Kadıköy ve AdalardakUer: Büyükadada (Merkez), Heybellde (Yu « suf), Kadıköy, Altıyolda (Merkez), Modada (Moda), Usküdar, Ahmediyede (Anmedive). MEVLID BRODVAY MELODi 1936 Holirudun «n jfflıel kadınları • GSzler ve koiakUr için hakikî riyafet Halk Opereti r i P E K Sinemasında Yakında HALiME Usküdar Hâle SİReması Güldüren Gözler Şehzadebaşı 8HIRLEY TEMPLE KÜÇÜK ALBAY Bu Perşembe akşamından itibaren Hoş tebessumfi ve sanşın buklelerile küçük VEFAT Sabık Reji müdürlerinden tskeçeli Bay Yusuf dün vefat etmiştir, Cenazesi 17 mart 936 salı günü saat 11 de Feneryolunda Yeverağa sokağındaki köşkünden kaldınlarak öğle namazı Göztepe camisinde kılındıktan sonra Sahrayıcedid mezarhğına defnedilecektir. MevIâ rahmet eyliye. SARAY Sinemasına tekrar gelecektir. Çocuklara tenzilâtlı fiyatlar. Filminde TURAN TIYATROSÜ rFRANZISKA GAAL* DOKUNMA KALBİME görülmemiş muvaffakıyetler kazanıyor Yerlerinizi evvelden temin ediniz. Tel. 42851 Yeni son zaferi olan f HALK OPERETi PEK 1 Bu akşam YAVRUNUN GECESi Sanatkâr Naşid, Halide ve arkadaslaıı Senenln son bUyUk R Opereti YAKINDA DENÎZ KIZI EFTALY ASADİ Konseri S. ATtLLA REVÜSÜ S U M E R Sinemasında BAAROVA nın ( Katharina die Letzte ) Yazan; Y ^ 2 oyun birden NEZtHE MUHIDD1N MUzik : SEZA1 ve SEYFEDD1N ASAL BARKAROL . VENEDİK ŞARKISI •HMBB.1BHI Bugün T ÜR K sinemasında • M »«i B B a H H H M GUSTAV FROEHLICH VE LiDA ne güzal filmi. Zabıta romanımız: 67 Kanlı Bilmece Yazaıt: Edgar Wallace Içeri yalnız gireceğim. Diye fısıldadıktan sonra ağ^r a|ır merdivenden çıktı. Her yaptağı hareketi ancak büyük bir gayret sarfederek ya pabiliyordu. Birinci katm sahanlığında soluk ışık!ı bir kandil yanıyordu. Sahanhk genişti, mavi bir halı ile döşenmişti. İki şezlong bir de geridon vardı. Ursula, arasıra, kitab okumak üzere oraya oturduğunu söylemişti. Çünkü tavan camekânh olduğu için çok sıcak havalarda aglabiliyordu. Oradaki halı da buruşmuştu ve mavi şezlongun üstünde... Tab, dudaklarına kadar gelen feryadı zaptedebilmek için kendini giiç tuıtu. Şezlongun üstünde kan vardı! Büyük, geniş bir kan lekesi görünüyordu. Korku ve dehşet içinde, bu lekeyi elile yokladı ve parmaklannâ bakü. Evet, k*ndıl Dizleri titremeğe başladı, bir saniye düşercesine dizçöktü ve yüzünü iki elile rak tanzim etmişri. Zenginlik! Bu emeli, muvafakat edecekti. Reddetse bile, Reks, olduğunu biliyordu. Salonun penceresini kadar olduğu yere çökercesine oturdu ve kapadı. bütün düşüncesi bu muazzam kudreti e evden çıkmadan evvel ona sahib olacak açtı ve içeri girdi. sonra yeniden bir gayret göstererek kalkle geçirmeğe, beşer zâfmın ve beşer hod tı. Bu düşünce Reksin adeta nefesirfi ke37 Artık Ursulanm evinde bulunuyordul tı, Ursulanm oda kapısına kad?r gitti, binliğinin arzu edebileceği herçeyi göz siyordu. Onun salonundaydı! Bu odada bizzat Reks Lander, yağmur altında otomotokmağı çevirdi. desinin ayaklan altına sermek için ser • Karverin, bir akşam, az kalsın onu onun cazibesi duyuluyordu. Kabil olsa bilini sürerken gülümsüyor, dimağı bü Elini muma siper ederek odaya girdi. yük bir endişe yükünden kurtulmuş gibi vete sahib olmağa matuftu. keşfedecek olduğu dönemeçte arabasım orada kalacak, onun elini sürdüğü her Yatakta birisi yatıyordu. Saçlan yaslı geliyordu. Bütün güçlüklere, mucize ka«Tab artık öldü, itirafnamem de yan durdururken, yüksek sesle, kendi ken şeye takılıp kalan onun havasını koklı ğm üzerine, yelpaze gibi yayılmış, çeh bilbden bir hal çaresi bulmuştu. Artık dı kül oldu» diye düşünüyor, memnun o dine: yacak, vaktile Doughty caddesinde, maresi örtülü kalmıştı. Tabm kalbi adeta acele etmiyordu; hedefi artık muayyen luyordu. Bu itirafı yazdığına şimdi nadim Ben deli miyim? diye soruyordu. sasının başında saatlerce onun tahayyül duracaktı. Uyku dolu bir ses: Bir deli bu kadar hesablı tedbirler a ettiği bu odada da saatlerce kalacaktı. di, gayesi emniyet altındaydı. Dört sene olmuştu. Tabı, Mayfielde çağırdığı za Kim o? diye seslendi. denberi bütün zihnini hasrettiği, gizli man hiç böyle bir tasavvuru yoktu. Yap lamazdı. Bir deli, hizmetçinin polise te Cebinden büyük bir fener çaıkardı ve Ve Ursula yatakta döndü, eî'ni gâz gizli, yüzlerce resmini toplayıp biriktirdi tığı budalalığa kızryordu. Bunu yapmak lefon etmeğe kalkışacağı ihtimalini hesab aydınhğını etrafta gezdirdi. Küçük pi lerine götürerek Taba baktı. TaL: ği, çehresini görmek, sesini iîitmek için, la delilik etmişti? delilik mi? Kaşlarını ederek telefon telini koparmak için üze yanonun üstünde bir gül demeti duruyor Ursula! diye mınldandı. üstüste akşamlarca fırsatlar kolladığı, çatn. Hayır deli değildi. Ursula Ard rine atmak üzere bir ipe bağlı ağır bir du, bu demetten bir gül aldı, dikenlerini A ! Tab sen misin? dimağındaki bütün düşünceleri silip ata fern gibi güzel ve zarif bir kadını sev cisim getirmeği düşünemezdi. Bir deli, kopardı ve ceketine iliştirdi. Bu gülü buO esnada, Ursulanın, yastıgın aîtın cak kadar kuvvetli bir fikri sabit halinde mek pekâlâ aklı başmda bir hareketti. Hollandı bağlamak için şu kadar, tele raya Ursula kendi elile koymuştu, bah dan madenî pmlblı birşey çıkaHığını, kendini bağladığı kadın artık onundu. Bir servet kazanmağı istemek ve bunu fon telini koparmak için bu kadar diye çeden kendi elile koparmıştı, belki üstüsonra gene yastığın altına soktuğunu Tab Tab onun aşkile alay ettiği gün, Ta ele geçirmek için en son çarelere baş vur diye hesab ederek ip satın alamazdı. ne bir buse de kondurmuştu... Başını Reks Lander, bahçeye girerken: gördü. Ursula, yatakta doğruldu: ba kar^ı nefret duymağa başlamıştı. Genc mak delilik değildi. Her devirde, insaniğdi, dudakları çiçeğin narin yapraklarına T a b ! Ne var> Ben deli değilim, diye düşündü. kızın kalbini çaldığını öğrendikten sonra lar, kendi vaziyetlerini düzeltmek için temas etti. hemcinslerini öldüregelmişlerdi. Onlar Mum, Tabm elinde titriyordu.. Dü ise bu nefret büsbütün arttı. Ev kapkaranlıktı. Ursulanın yat Kapı kilidli değildi. Reks, salondan şürmemek için masanın üstüne bırakh. Reks, sahib olduğu büyük servet sa da deli değildi ya! Kendisi ise hiç deli tığı yukan katın pencerelerinde hiçbir değildi. Muayyen bir plânı vardı, delile ışık görünmüyordu. geniş bir methale girmişti. Bir köşede, esUrsula: yesinde, Ursulayı »tedigi gün alabilece, ğinden hiçbir zaman şüphe etmemişti. Bü rin muayyen projesi olmaz. Ne var sevgilim? diye lordu. Evi, evvelce. dikkatle muayeneden ge ki bir saatin tiktakları işitiliyordu. (Arkan var) Tab cevab veremedi, yatağın önüne tün hayatını da bu kat'iyete uygun ola Hemen o gece Ursula ona varmağa çirdiği için, girilecek yerlerinin nereleri |