22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 Şubat 1936 CUMHURİYET SON MABERLEC, veTELSiZLE TEt Nasyonal sosyalizmin Dünkü Mecliste Arzuhal Encümeninin dördüncü yılı başladı bir mazbatası münakaBerlindeki şenlikler 35,000 Nazinin Hitler önünde yaptığı resmi geçidle ve «Selâm sana!» sesleri arasmda bitti Berlin 31 (A.A.) Nasyonal sos yalistlerin iktidar mevkiine gelmelerinin üçüncü yıldönümüne aid şenlikler bir fener alayile sona ermiştir. 35,000 Nazi M. Hitlerin önünde bir geçid yapmışlardır. Bu geçid, iki saat devam ermiştir. M. Hitler, nümayişler do layısile bilhassa inşa ettirmiş olduğu bir balkondan kendisine sadık olan bu in sanları selâmlıyordu. Saat 20,30 da bir projektör, M. Hitlerin üzerine çevrilmiş ve kendisi uzun süren «selâm sana» nidalarile selâmlanmıştır. Geçidi yapan otuz beş bin nazinin arkasından genc kızlar geçmişler ve geçid bu suretle hitama ermiştir. Bu alayda Guillaume de Hohenzol lernle Avusturyalı nazilerin bir lejyonu gözlere çarpıyordu. Geçidden sonra halk, 10,000 meşaîe ile tenvir edilmiş olan Başvekâlet binasına yaklaşmış ve Führere çiçekler atmış br. Alaylar , saat ikiye ka^ar sokaklarda dolaşmıştır. Şimdi nasyonal sosyalist re jiminin dördüncü senesi başlıyor. mensublarını artırmak suretile kuvvet peyda etmektedir. Bu cephenin şimdi a zasının miktarı iki milyondur. Yani A vusturyalı ergin kimselerin yüzde kırkı bu cepheye dahil bulunmaktadır. Şuşnig Starhemberg kabinesi, bir resanet man zarası arzetmektedir. Bakanlar arasmda ihtilâf ve husumet yoktur. Dollfuss zamanmda olduğu gibi otuz bin milisten ibaret kalmıyan ve iyi talim ve terbiye görmüş yüz bin askere malik olan müsellâh kuvvetin kayid ve şartsız müzahereti. Naziler, kudretsizdirler ve Almanyanın askerî yardımı olmadıkça kudrete sahib olmalanna imkân yoktur. Bunlar, halihazırda gizli gizli propaganda yapmakla iktifa etmektedirler. Bununla beraber, geçenlerde yapılmış olan nazi davası, nazi tethiş teşkilâtının henüz mevcud olduğunu göstermiştir. Haricde Avusturya, zecrî tedbirler a leyhinde açıktan açığa vaziyet almıştır. Fakat bir müddettenberi îtalyan dostluğunu muhafaza etmekle beraber İngilterenin ve Küçük Itilâfın sempatilerini elde etmek yolunu bulmuştur. İngilizler, son zamanlarda Credi tansaltın istikbalini temin etmişlerdir ve mihveri Viyana ve Pragdan geçmek ü zere iktısadî bir Tuna grupu vücude getirilmesi fikri süratle ilerilemektedir. Nihayet, Avusturya vatanperverlik fikrinin yeniden canlanması hanedan fikrinin yeniden canlanmasını intac etmiş tir. Avusturya zimamdarlan ve halkm miktarı günden güne artan bir kısmı, Habsburg hanedanınm tekrar memlekete gelmesine taraftardırlar. Buna ise bu babda kat'iyyen azminden vazgeçmiyecek görünen Yugoslavya ile, Prag ve Bükreş hükumetleri ve bilhassa M. Hitler muarız bulunmaktadırlar. Kral taraftarlan, Belgrad hükumetile bir uzlaşma yolu bul mağa çalışmaktadırlar. Prag ile Bükreş ise vumusak vüz göstermektedirler. AZILAR Yazan: Ismail Habib İHEM NALINA MIH1NA İki yanlış! 1 şalarla kabul edildi Ankara 31 (Telefonla) Meclis bugün Tevfik Fikretin başkanlığında toplandı. Askerî tayinat ve yem kanununa ek lâyiha Başvekâlet talebile geri verildi. Zarurî ve mücbir sebeblerle tahsiline imkân görülemiyen 598,932 lira 4 ku ruşluk Hazine alacağmm silinmesine dair Başvekâlet tezkeresi kabul edildi. Bir münakale lâyihasından sonra Diyarbekir saylavı General Kâzımın arzuhal encümeninin bir kararının Umumî Heyette müzakeresine dair takriri ve Arzuhal Encümeni mazbatası okundu. Mesele orduda müstahdem iken hukuka da devam etmiş ve bitirmiş olan $akir Orsün Meclisin karan mucibince mütekaidler gibi muvazzaflıktan ihtiyata nakli ve terfi sırası gelmişken kıdem defte rinden isminin çıkarılmasıdır. Şakir bunun üzerine karann kendisine tatbikı doğru olmadığmdan tashihini istemiş, fakat iddiasını dinletemeyince Yüksek Meclise müracaat etmiştir. Arzuhal Encümeni vaziyeti inceledikten sonra şu kanaate varmıştır: (Harbiye mektebi tahsiline aynca hukuk tahsili de inzimam eden Şakirin bu tahsil usul ve mevduat dahilinde bu meslekte bir feyiz ve terakki icab ettirirken kendisinin hiçbir terfi görmeden kalmasına bir içtihad sebeb olmuş ve olacakhr. Yapılan bu muamelenin mevzu hükümlere uymadığmı gören encümen Şakirin dileğinin yerine getirilmesini muvafık görmüştür.) Bundan sonra General Kâzım fikir Ierini anlattı ve sonunda tekaüd edilmiş veya istifa ile ayrılmış olanlann orduda muvazzaf olarak istihdamının kabil olamıyacağını söyledi. Fıratm tercümeihali: 2 Asıl Fırat Bu yaman Kömürhan yarmasını Fırat kendi elile yarattı. Bu, suyun testere oluşu ve enerjinin graniti yenişidir! Muradla Karasu birleştikten sonra artık asıl Fırat birkaç yüz metro genişliğinde ve beş altı metro derinliğinde güçlü kuvvetli, alımlı salımlı bir nehirdir. Bü tün vatandaki akar suların en dolgun havzası işte burası. Kuvvete kim boyun eğmez? İşte sağdan soldan haşmetli Fırata biat eden edene: Kimisi ceviz ağaclarile gölgeli çayırlar üstünden dalgın bir akışla süzüle süzüle; kimisi cilâlı çakıllarını tesbih taneleri gibi şakırdatarak sallana sallana; kimisi de delidolu, dallar bu daklar sökerek, sert cezbeli sıçrayışlar yapa yapa gelip Fıratın koynunda eridi ler. Nehir, yüzünü batıya çevirmiş, Malatya ovasına doğru yürüyor. Değil mi ki Fırat o topraklara özünü bıraktı, artık orada ağaclar büyümez, fışkırır; meyvalar sulanmaz, şurublarşır; ve dallar orada çiçek açmış değil gözün alabildiği kadar genişlikler üstüne renkli bir şehrâyin serilmiştir. Ovada bayram var! Su suyu arar. Fırat sırf ovadaki Toh mayı almak için buralara kadar geldiğini göstermek ister gibi Tohmayı ahr almaz birden ovayı bırakarak doğuya döner, iki suyun birleştiği bu nokta eski îstanbul Bağdad yolunun tam ortasıdır. Yayla ile çölü, Anadoluile Irakı, İran sınırlarile Suriyeyi yekdiğerine bağlıyan yolların kavuşma yeri de orasıydı. İki suyun kaynaştığı yerde çeşid çeşid kıt'alar da elele tokalaşıyor! Telekten sonra cenuba yönelen nehrin niyeti belli ki hep kıble istikametinde yürüyüp gitmektir. Ne çare ki karşısına Toroslar çıktı. Başı bulutlar üstünde bir engel. Nehirler uysal olmayı da bilirler. Dağı yenemiyeceğini anlıyan Fırat yolunu bırakarak yeniden doğuya döndü. Fakat nehir bu yenilişi bir türlü unutmamıştır, sönmez bir kinle hâlâ ve hâlâ dağların şimal kıyılarını kemirip duruyor! Keban Madendenberi iki üç yüz kilometroluk bir yolculuk esnasında Fırat çeşid çeşid hüner gösterdi. Aklına esince, Malatya ovasına inmeden önce yaptığı gibi, iki yüz metro genişlik ve beş altı metro yükseklikle buğulu köpükler içinde sağır uğultulu bir çağlıyan kurar. Canı isteyince, îzol taraflannda olduğu gibi, sert ve dalgalı yataklar üstünde bir teviye sıçrayışlar yaparak fıkırdar. Ötede, Deveboynunda, 250 metro yüksekliğinde granit bir yarımadaya çepçevre sarıl maktan hoşlanır; beride, Taşbaş taraflannda da bakarsın ki eni iki kilometroluk bir yatak içinde irili ufaklı bir sürü ada yaratmıştır. Hep ayni yaşamakta heye can yok, Fırat çeşidli yaşamayı biliyor! İşte Kömürhana varmadan önce nehir yayvan bir tembellik içindedir. Akmıyor yatıyor gibi. Şüphesiz nehirler tam uyuyamazlar, onlarda uyku yok, uyuklama var. Duramazlar, ancak durakhyabilirler. Fı ratın aktığı belli değil amma kaydığı da belirsiz. Fakat ne oldu? Uyuklayıp du raklıyan nehir, birden tehlike borusunu işiterek fırlamış gibi, telâşla derlenip toplanmağa, aceleyle hızlanıp kabarmağa başladı. Nehir Kömürhan boğazındadır: Bütün ömrünün en büyük savaşını geçiriyor. Kendi yapısı kendisine belâh bir ha pisane oldu. Duvarları çok yüksek, çıkamazsın; yanları çok sağlam, itemefcin; boyu çok uzun, günlerce ve günlerce tü ketemezsin. Burada gündüzler gece gibi. Gök ancak bir dilim maviliktir. Yukan da ziya bir kılıc sırtı kadar görülür. Korkunc bir ıssızlıkla sonsuz bir gürültü. O kadar ıssız ki Fırat dünyanın üstünde değil böğründe akıyor. Gürültü o kadar çok ki boğazm üstünü sıralıyan meşe ormanlarındaki minare boylu ağaclar dışarıda rüzgâr olmasa bile boğazın içinden taşan kat kat uğultulann dalga dalga çarpışlarile sallanmaktadır! Kafese yeni tıkılan aslan ne yapar? Fırat ta, köpüklü yeleleri ürpermiş, bu dar ve derin hapisten kurtulmak için bü yük sıçrayışlar yaptı. Fakat her defasında yere düştü. Her düşüşten sonra ye • niden sıçrayış. Hırsla şahlan, hıncla in. Üşenmeden saymışlar, Fıratın bu sıçrayış ve düşüşleri tam üç yüzü bulmuş. însanlar buna sadece «Fratın şelâleleri» diyorlar. Denizlerin fırtması üsttten, nehirlerinki alttan olur. Rüzgâr, denizi dışından; yatağın çıkıntılan ise nehri dibinden sallar. Denizinki kabukta cümbüş, nehrinki içten köpürüş. Fırat yeniden ovaya kavuştuğu zaman yalnız çok uzun bir boğazı geçmiş değil üç dört gün bütün gövdesini saflıyan korkunc bir fırtınayı da geçir miştir. Geçmiş olsun sevgili Fırat! Artık Bireciğe kadar bir iki yüz kilometroluk en rahat bir gidiş. Nehirlerin bahtları ki yataklarile Ölçülür; yatak fazla basıksa nehir öfkelenip taşmış, fazla genişse utancından büzülmüştür; yatak darsa su delirir, yumuşaksa yatak dev rilir; halbuki Bireciğe kadar üç dört günlük yatak: Yanları sağlamdır, yıkılmaz; yüksektir, taşırmaz; ne yatakta a şınma, ne suda aşma var. Geniş değil, yayılsın; dar değil taşsın. İniş yok, nehir kosmuyor; Yokuş yok, oymuyor. Böyle uygun bir yatağı Fırat Adene, yani «adem» e kadar bir daha bulamıyacak! Artık seninle gidemem Fırat, işte yad illere düştün. Bilirim, Türk toprakların dan ayrıldığına çok pışmansındır. İşte Arabistan çöllerinin binlerle kilometroluk kızgınlığı içine mavi bir damar gibi u zandın. O cehennem uzunluğunu serinletmek için kendini kavuruyorsun. Çöl gü neşi üstünden suyunu ucurup çöl toprağı altından suyunu soracak. Haydi, çöller yolcusu, bahtın açık olsun, Tanrı gücünü artırsın, ve... umduğuna ermiş ol! Havas muhabirine göre Avusturyada vaziyet Viyana 31 (A.A.) Havas ajansı muhabirinden ' Hitler siyasasının Avusturyada suya düşmüş olduğu nasyonal sosyalis rejimi nin dördüncü yıldönümünde artık beda het mertebesine vâsıl olmuş bir hakikat tir. Korporasyonlar teşkilâtı, batî bir surette kuvvetlenmektedir. Dollfussün vü cude getirmiş olduğu kanunî cihaz, nor mal bir surette işlemektedir. Birleşik sendikasınm etrafında üç yüz bin kişi yani amele sınıfının yüzde 40 ı vardır. Şu hale göre bu grupta amele sınıfının takriben yüzde seksenini bir araya getirmiş olan sosyal demokratlar efradının bir kısmı bulunmaktadır. Vatanperverler cephesi, mütemadiven nümde haftalık bir Fransız mecmuasile bir de Hachette kütübhanesinin çıkardığı re • simli ansiklopedilerin mimarlığa aid nüshası duruyor. Her ikisinde de iki tane kocaman yanlış var. Mimarlığa aid ansiklopedinin 20 nci sahifesinde, Bizans mimarisinin şaheser lerinden Ayasofya mabedi diye tutmuşlar, Sultanahmed camisinin resmini koy muşlar. Diyeceksiniz ki, bizim gazete lerde, sizin de arasıra yaphğınız yanlışlar nevinden bir hata yapmışlar, Ayasofya nın yerine Sultanahmedin resmini koy • muşlar... Bunun gazetelerdeki yanlışlara benzer yeri yoktur. Bizim gazetelerdeki bu gibi yanlışlar, ayni sahifedeki iki kli şenin, makine dairesinde sahifenin stro tipisi yapılırken yerlerini değiştirmesinden ileri gelir. Ansiklopedi ismini taşıyan bu kitabda ise, böyle bir yanlış olamaz. Çünkü yalnız Ayasofyadan bahis vardır; Sultanahmedin ismi geçmiyor. Sonra düsününüz ki, «Mimarhk» ismile çıkarılan bir ansiklopediyi yazanlann ve tertib edenlerin Ayasofyadan ve Sultanahmed den haberleri olmadığı gibi, Bizans ve Türk mimarilerinden de haberleri yok tur. Eğer biraz mimarlıktan anlasalardı, dö'rt minareli ve Bizans tarzında olan Ayasofyanın yerine altı minareli ve bambaşka bir üslubdaki Sultanahmedin resmini koymazlardı. Ayasofyanın kubbesi kadar kocaman bir yanlış yapan bu ese » rin, gelin de, siz şimdi bir mimarî ansik» lopedisi olduğuna inanın! Öteki haftalık Fransız mecmuası dt. «Miroir du Monde» yani «dünyanın aynası» dır. Bu aynada da aynasız bir yazı gördüm. O da, Habeş harbine aid oan sözde askerî bir yazıda... Habeşis tanda geçenlerde İtalyanlar, Dolodan başlıyarak Habeş topraklarında 300 küsur kilometroluk bir taarruz yapmışlardı ya, sayın Fransız askerî muharriri, İtal yan cenub ordusunun sol cenahında Dolo mevkiinden başlıyan ve şimaligarbî isti kametinde inkişaf eden bu taarruzu alıp sağ cenaha nakletmiş, şöyle diyor, «bu taarruz, General Grazianinin kıt'alarını, bir tek muzafferana hamle ile, üssülharekelerinden 120 kilometro mesafeye ve bilhassa doğru Harrar yolu üstünde kâin Sassebaneh mıntakasma götürmüşrür. Bu ileri hareketin sevkulceyşî ehemmiyetini küçük görmemeliclir. Çünkü, yalnız Harrar ciddî bir tehdide maruz kalmıyor, bu şehirle beraber, Habeşistanın belkcmiği olan Cibuti Adisababa demiryolu da tehdid altma alınıyor. ilâ» Muharririn bahsettiği Sassebaneh mıntakasile Dolu mmtakası arasında 500 kilometro mesafe vardır. Dolo Habeşista • nın en cenubî üssüdür; Sassebaneh is« Dolonun şimalişarkisindedir. Biri Kenya hududundadır; öteki lngiliz Somalisine yakındır. Anlaşılıyor ki bu yazının erkânıharbi bizim, saltanat devrindeki kur'a neferleri gibi sağmı solunu bilmiyormuş. Bari hartasınm bir tarafına soğan, öte tarafına sarmısak assa da bu kadar yanlış haltlar kanştırmasa... Geçenlerde, gene bu sütunda Fransız lann 20 nci asır Larousse ansiklopedisin de, meşhur Japon Amiralı Togonun ölümünü yanlış yazmış olduğunu yazdığım zaman, tanıdığım bir genc, koca ansiklopedinin değil; benim aldandığımı iddia etmişti. Onun pek güvendiği ansiklope diler ne yapalım ki, bazı meselelerde de işte böyle yanılıyorlar ve arasıra çok bilen çok yanılır, sözünün dogrulufhmu isoat ediyorlar. Millî Müdafaa Bakammn sözleri '«»»«uııııııııııımnmillinilinilHIIIIIIIIIHIIMIIIlllllHlllimuıııımuııın İngiltere Kralı Dün Meclisi hassm ilk toplantısını yaptı Londra 31 (A.A.) Kral, bu sa bah Buckingham sarayında meclisi hasm ilk toplantısını yapmıştır. Bu mecliste bilhassa Ramsay Mac Donald ile, Sir John Simon ve Canterbury başpiskoposu bulunmuştur. Fransız kabinesi Uzun münakaşalardan sonra itimad aldı Paris 31 (ÖzeTT^ Saat 11,30 da toplanan Parlamento iki defa müzakerelerini tatil ederek saat 15 te ve 19 da tekrar çalışmalarına başlamıştır. Bugün aşağıdaki üç mühim takrir verilmişti: 1 Franklen Bobyonun Cumhuri Sovyet Erkâmharbiye Reisi tngiliz yetçi merkez grupundan ademi itimad Mtlâh fabrikalarım geziyor takriri, Londra 31 (A.A.) Bu sabah Yu2 Martta yeni intihabat yapılma nanistan prenslerinden Paul ile Litvinof sını taleb eden radikal sosyalistler tak ayni trenle hareket etmiş olduklan gibi riri, şimdi bütün ecnebi mümessilleri de hare3 Kabineye itimad verilmesini is ket etmiş bulunuyorlar. tiyen müttehid sosyalistler takriri. Sovyet Rusya Müdafaa Komiseri muMüzakerelerden sonra Franklen Bobavini Maresal Tuhaçevski, Litvinofla İn yon takririni geri aldığından, Başvekil giltereye gitmişti. Mumaileyh, îngiltere Alber Saru tekrar kürsüye çıkarak kasilâh fabrikalarım gezmek için bir müd binenin programı hakkında uzun iza hat vermiştir. det îngilterede kalacaktır. Muhtelif partilere mensub saylavlann Litvinof tekrar Edeni ziyaret etti sözlerinden ve münakaşalarından sonra, Londra 31 (A.A.) M. Litvinof, dün akşam yeniden Edeni ziyaret etmiş kabine itimad meselesini mevzuu bahs et ve akşam yemeğini Dış İşleri Bakanhğı miş ve şu takririn kabulünü istemiştir: «Meclis hükumetin beyanatını tasvib Daimî Sekreteri M. van Sittart ile yemişve kendisine itimad ederek her türlü ilâ tir. veyi reddeder ve ruznameye geçer.» Rusya tngiltereden istikraz mt Bunun üzerine reye müracaat edilmiş yapıyor? ve kabine 196 reyle itimad kazanmıştır. Berlin 31 (ÖÖzel) Stokholmda Sosyalistler de dahil olmak üzere 361 çıkan Svvenskagblat gazetesine göre, Sov meb'us lehde 165 meb'us da aleyhde rey yetlerin Hariciye Komiseri Litvinof în vermişlerdir. Komünistler müstenkif kalgiltereden bir istikraz akdetmek üzere mışlardır. Londrada müzakerelere girişmiştir. Millî Müdafaa Bakanı General Kâzım da kürsüye gelerek dedi ki: « Halihazırda hizmetinden istifade ettiğimiz bir arkadaş hakkmda mağdu riyeti mucib olacak hiçbir fikrim olmadığını evvelâ söyliyemem.» Kâzım Ozalp sözlerine şöyle devam etti: « Bu meselede arkadaşlanmız başka başka düşünmüşlerdir. Bence bu mesele bir kere de Muhtelit Encümende tetkik edilmelidir.» Mazhar Müfid (Denizli) de dedi ki: « Verilen izahatten hakikaten müstefid olduk. Askerlikten çekilen bir adam orduda istihdam olunabilir; kadroya giremez. Fakat bu adam hukuk müşavir liği yapmak şartile istifa ediyor. Demek tarafeyn uyuşmuştur. Böyle şarta muallâk istifa olur mu? Beş yıl hizmetten sonra kanun çıkınca ihtiyata nakledileceksin, demek doğru mu? Millî Müda faa Bakanının beyanatmdan anladığım da şudur: «Suimisal olur» diyorlar. Buna imkân yoktur. Kanun sarihtir.» Mazhar Müfid mazbatanın reye konulmasmı istedi ve şiddetle alkışlandı. Bundan sonra Tarık (Giresun) ve Şükrü (Çanakkale) sual sordular, fakat mazbata reye konularak kabul edildi ve Meclis dağıldı. tSMAlL HABtB Meclise gelen lâyihaar Hoptman davası yeniden görülüyor Trenton 31 (A.A.) Vali Hof man tarafından Nevjersey Polis müdürü Şvartzkofa gönderilen bir mektub üze rine, Lindbergin kaldmlan ve öldürülen çocuğu hakkındaki tahkikat filen tekrar başlamış demektir. Vali bu mektubda, bu işte methaldar bütün şahısların meydana çıkarılması için derin ve bitaraf araştırmalar yapılmasını Polis müdüründen istemekte ve Hoptmanm bu işte yalnız olmadığmı gösteren bir "ok sebebler saymaktadır. Ankara 31 (Telefonla) Denizyollarında ihdas edilen yeni müdür muavinliğine getirilecek kimse hakkmda muhtelif ihtimallerden bahsedilmiş. bu arada Başacenta Ziya, Müsteşar Hüsamed dinin de isimleri geçmiştir. Yaptığım tahkikata göre bu zevatın tayini mev zuubahs değildir. Yeni vazifeye geti rilecek zat tespit edilmişse de henüz muamelesi gizli tutulmaktadır. Ren meselesi Almanyanın müstemleke talehi kat'ileşiyor Londra matbuatı FranCenevre 31 (A.A.) Zürihte çıkan sayı tenkid ediyor Nüvel gazetesinin Berlindeki muhabiri gazetesine yazıyor: Siyasal mehafilde martta yapılacak yeni reyiâmdan bahsedilmektedir. Bu reyiâma mevzu bulmak için, müstemleke talebleri ilk plâna konulmuştur. Ankara 31 (Telefonla) Millî Müdafaa Vekâletinin 1935 yılı deniz bütçesinde açılacak hususî bir fasla 2,100,000 lirahk fevkalâde tahsisat konulmasına ve 1936 yılına sarî taahhüd icrasma dair kanun lâyihası Bütçe Encümeninden geçerek Meclis ruznamesine alınmıştır. Memurin kanunu muvakkat encümeni de kanunun bazı maddelerile 1777 sayılı kanunun 3 üncü maddesini değiştiren lâCoğrafyacıların «Kanyon» dedikleri yihayı müzakere etmiştir. Lâyiha önü dik duvarlı derin boğazlar nehirlerin sonmüzdeki toplantıda görüşülecektir. Bulgaristan buğday ihracmı suz didişmelerinden doğdu. Kömürhan boğazı yalnız Anadolunun değil yeryümenetti zünün de en ünlü kanyonlarındandır. Bir Sofya Bu sene Bulgaristanda buğ boğaz ki beş altı yüz metro derinliğinde, day mahsulü geçen senelere nisbetle ancak kırk elli metro enliliğinde, ve ükdaha az olduğu için hükumet şimdiden her nevi buğdayın harice ihracmı me lüm büklüm yüz elli kilometro uzunlu netmiştir. Elde mevcud buğdaylarla Bul ğundadır. Bu yaman yarmayı Fırat kendi garistanı yeni mahsul zamanına kadar elile yarattı. Bu, suyun testere oluşu ve enerjinin graniti yenişidir. idare olmak istemektedir. Denizyolları müdür muavinliği Londra 31 (A.A.) Star gazetesi guya Almanlarm Ren mmtakasını tekrar askerî bir hale koyacaklarına dair Paris matbuatmın neşriyatım tenkid ederek diyor ki: <Fransızlar bu suretle Ingiltereyi BelAnkara Müddeiumumisinin bir çika ile bir taraflı bir askerî muahede tekzibi akdine sevketmek istiyorlar. Son za Ankara 31 (A.A.) Ankara Cum manlarda Fransız ve Belçika general leri İngiltere üzerinde bu hususta mü huriyet Müddeiumumiliğinden: essir olmak istemişlerse de muvaffak 29 ikincikanun 1936 tarih ve 6208 olamamışlardır. numarah Akşam gazetesinin üçüncü saMalcolm Macdonald kaza hifesinde Ankara Polis Müdürü Sadri geçirdi hakkmda yalan şehadetten dolayı ilk tahkikatın açılmasına karar verilmiş ol Londra 31 (Özel) Müstemlekâ duğu yazılmaktadır. l§bu neşriyat haki Nazın Malcolm Macdonald bugün bir kate mugayirdir.» otomobil kazası geçirmiştir. Londra 31 (A.A.) Kalkütadan bil dirildiğine göre, İhariada kömür made ninde infilâk olmuş ve şimdiye kadar beş yerli ve bir Avrupalmm cesedi çı karılmıştır. 4 Avrupalı ve 15 yerli henüz ortada yoktur. 29 yerli yaralanmıştır. Kalküta 31 (A.A.) Alınan son ha berlere göre, Bihar eyaleti dahilinde kâin kömür madeninde vukua gelen infilâk neticesinde ölenlerin miktarmm çok fazla olmasmdan endişe edilmek tedir. Amelenin büyük bir kısmı, henüz maden kuyusunun dibinde bulunmak tadır. Başka bir infilâk vukua gelme sinden korkulduğu için yardım teşeb büslerinden vazgeçilmiştir. Sunbury 31 (A.A.) (Pansilvanya Amerika) VVilliam Porter ismi verilen yolculara mahsus ekspres treni, Sus quchanna nehri üzerindeki bir köprü • den geçerken yoldan çıkmıştır. İki vagonla lokomotif, nehre yuvarlanmıştır. Diğer bir vagonla iki yataklı vagon şimendifer bayırı boyunca devrilmiş ve ateş almıştır. Ölenlerin ve yaralananlarm mikta rını şimdiden tayin etmek mürnkün değildir. İki feci kaza Bir tren nehre yuvarlandı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear