22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 8 THndfcinun 1939 Gemi miçoluğundan Kral naibliğine yükselen adam Lord Readingin hayatı Musiki tenkidi DÜNE NAZARAN NASIL YAŞIYORUZ? Buyük yüruyüş müsabakası Şerif Muhiddin Targan konseri Mezad yerinin verdiği not: Halk eşyasını satıyor! Fakat Mezad memuru «Bunları alan da gene halk, diyor, bu senealıcıda satıcıda azalmıştır ve bu belki refahın geldiğine delâlet eder!» Fakir bir Yahudi çocuğu olan Reading 12 yaşın 58 kilometroluk bîr meda iken gemi miçosu olarak gittiği Hindistana safe üzerinde yapılacak 45 sene sonra Kral Vekili sıfatile gitti Beyoğlu Halkevi Spor şubesi tarafından tertib olunan büyük yürüyüş mü sabakasının son hazırhkları ikmal edil miştir. Kânunusaninin 19 uncu pazar günü yapılacak olan bu müsabaka 58 kilometroluk bir mesafe üzerinde ola caktır. Muntazam bir yürüyüşle asgarî 12 saat snrecek olan bu yanşta herhangi bir hataya sebebiyet vermemek için Şışli Kilyos yolu üzerinde muhtelif noktalarda daimî hakemler bulunacaktır. Yürüyücüleri de otomobil, motosıklet re bi sikletle muhtelif kontrol hakemleri takıb edecektir. Bu müsabakaya îstanbul Dağcılık kulübü, Beyoğlu Halkevi, Beyoğlu Spor kulübü, Taksim Kurtuluş kulübile Ga latasaray kulübünden şimdiye kadar 35 sporcu kaydedılmiştir. Müsabakanın başhakemlığini Halkevi Spor direktörü Naili yapacaktır . Şişli Kilyos yürüme müsabakasına birçok tanınmış atletlerimiz de iştirak e ;.vıc ve gazel karısile beraber kendisine Marki unvanmı ve Londra deceklerdir. eşhrinin serbest hemşeriliğini tevcih et Boks sporuna ehemmiyet miştir. verilecek Lord Reading bundan sonra daha ziîstanbul Boks heyeti yeni bir boks or yade Yahudi meselelerile meşgul olmuş, ganizasyonu hazırlamıştır. Zaman za bundan dolayı birçok defalar hücuma maman parlayıp, sönen boksun esash bir şeruz kalmıştır. kilde yapılabilmesi ve kulüblerimizin bu Lord Reading meb'us olarak hiçbir spora lâzım olan alâkayı verebilmesi için zaman büyük iş görmüş sayılamaz. Bumümkün olduğu kadar fazla maç yapına rağmen Kamarada Kanunlar Encü lacaktır. meni reisliğinde çok faydalı bir unsur Boks heyetinin hazırladığı programa olmuştur. göre kânunusani ve şubatta üç teşvik müLord Readîng, Hariciye Vekili olasabakası yapılacaktır. rak 193! de ancak birkaç ay hizmet etHer sınıf boksöre açık olacak bu mümi«rir. Buna herşeyden evyel sebeb sabakalardan sonra bütün sıkletler ara sında îstanbul birinciliği müsabakalan yapılacaktır. Boks heyeti şampiyonada muvaffakiyet gösteren boksörleri tesbit ettikten sonra, o sıkletler üzerinde Yunanistandan boksör davet edecektir. üstad Şerif Muhiddin ve piyanist Ferdi Von Ştatzer «Şerif Muhiddin Targan» şehrin günlerdenberı değil, haftalardan, aylardan beri hasretle bekledıği konserini dün akşam Fransız tıyatrosunda verdı. Saat yırmi bıre doğru, bıraz sonra salonu kaplıyacak olan musiki havasını daha evvelden teneffüs etmeğe başhyan hassas ve güzide bir dınleyici kütlesi sessiz bir heyecan taşıyarak parteri, balkonlan ve locaları doldurmağa başlamıştı ve bu dinleyici kütlesi Şerif Muhiddinin geçen seneki kon sennde de olduğu gibi kendi şahsiyetile alâkadar bir renk taşıyordu. San'atkâr, yanmda kıymetli piyanist Ferdı Şitatserle, beraber sahnede görünür görünmez zaptedilmez takdir duygulannın tam bir boşalışı halinde coşkun alkışlarla karşılandı. Yüksek ve açık alnı, tatlı dalgalarla başının arkasına frakının yakasına doğru uzanan saçlarile piyaniste dönerek profılini gösterdiği zaman Şerif Muhiddin, elindeki eski ve kıymetli viyolonsel ve programın ilk numarasın daki (Boccerini) sonatile kanşarak asil ve klâsik bir tablo teşkil ediyordu. Gözleri dinlendiren bu asalet ve klâsisizm tablosu biraz sonra kulaklan okşıyan sesler halinde kuvvetlenerek de vam etti. Maalesef bizde bütün konser lerde tiyatro idarecilerinin bir türlü anlayıp önüne geçemedikleri bir hal tekerrür etti. O asil ve akademik havayı, konsere geç kalan ve eserin sonuna kadar dısanda kalmak ihtiyatkârlığına her ne dense lüzum görmiyen bazı zevatın, yer gösteren garsonlarla müştereken çıkardıklan gürültü hayli tatsız oldu. Sıra «Haydn» in viyolonsel edebiyatında mühim bir yer işgal eden konsertosuna geldiği zaman çok şükür herkes yerine yerleşmişti. Musikiyi her türlü alâyiş duygusunun fevkine çıkararak güzelliği sadelık ve sarahatin büyük derinliklerinde arıyan ve şüphesiz bulan Şerif Muhiddin bu güç ve büyük eserde eskiden «sehli mümteni» denilen en mütekâmil olgunluk mertebesini gösteriyordu. Mezad daîretinde satılık efya gozden gecirîltyvt Lord Reading 931 de eviendiği Yalnız taçlı demokrasiler, kralla idare olunan memleketler arasmda değil; belki de en demokrat idareye mazhar olduklannı iddia eden milletler için bile Lord Reading (Riding) öyle bir misaldir ki bir misli daha îngiltereden haricde aranamaz. Londrada bir yemiş kabzımalı olan Isaacs isminde bir Yahudinin oğlu ola rak 1860 da doğan Rufus Daniel ilk gittiği hususî mektebde hocalanna mü temadiyen karşı geldiği için, buradan çıkarılmı; ve esasen çalışkan bir talebe olmadığından babası da onun ta küçüktenberi bitmiyen ısrarlan üzerine, Hindistana sefer yapan gemilerden birine miço olarak vermeğe mecbur olmuştur. Fakat oğluna karşı bir türlü muhabbetini yenemiyen baba, geminin kaptanına tenbih ederek ona mümkün olduğu kadar fazla eziyet ederek denizden bıkurması için ricada bulunuyor. Rufus hakikaten bi rinci seferin sonunda denizde gezmenin ne demek olduğunu anlıyarak bir daha Hindistana 45 sene sonra, fakat bu se fer oranın Valii Umumisi olarak gitmiş,tir! Atletizm hakemleri için kurs açılıyor Istanbul Atletizm heyeti, önümüzdeki mevsim zarfında yapılacak müsabaka larda hakemlik yapacaklar için, Atle tizm Federasyonunun nezareti altında bir kurs açacakur. Ana nasihati Hindistan seferinden sonra Rufus Londrada borsa oyunlanna giriyor. Fakat çok geçmeden bu işten gırtlağına kadar borclu olarak çıkıyor. Zavallı Rufus kendisinin iş adamı istidadından mahruro olduğu şüphesine düşerek nevmid oluyor. Bir taraftan borc; bir taraftan da mesleksizlik yüzünden nihayet cenubî Amerikaya kaçmağa karar veriyor; fakat tam bu esnada anası imdada yetişerek onu hukuk imtihanı için çalışmağa razı ediyor. Beş sene sonra Rufus Daniel 38 yaşındayken hukuk doktorasmı alarak işe başladığının daha birinci senesi ken disine büyük bir şöhret yapıyor, senede yedi bin îngiliz Iirasından fazla para kazanmağa başlıyor. 1902 senelerinde Sir Carsonla biribirini takib eden karşılaş malarında Rufus îngilterenin birinci avukatı olduğunu ispat edecek müdafaalarda bulunuyor. Rufus Isaacs hiç şüphesiz ki îngiliz avukatlannın en büyüklerinden biriydi. Meşhur müdafaalanndan biri sabahtan akşama kadar sürmek şartile dokuz gün devam etmiştir. l ! Lord Reading Hindiatan Valii umumisi iken Lordun siyasetle başının hoş olmadığıdır. Yüksek fikirlerini, Lord hiçbir zaman parlak söylevlerle ifadeye muktedir olamamış, belki de bu noktadan kendi kendinin noksanını bildiği için siyaset âle minde kalmamağı tercih etmiştir. Lord Reoding ve ahlâkı Lord Reading nereye gittiyse, hangi işle meşgul olduysa hiçbir vakit insanlar arasmda kıskançlık ve hased gibi hislerin meydan almasına müsaade etmemiştir. Belki bir noksanı, insanlan fazla sevmesi, onlara müsaid davranmasıydı. Fakat hemen hemen kırk yaşına kadar hayatta muvaffak olamayışı bu hususta büyük bir amil olmuştur; çünkü başkalarına karşı sert davranmak istediği zamanlar, kendi hayatını hatırlamış, onlara ıslahıhal için fırsatlar vermek lüzumunu hissetmiştir. Muvaffakiyetin en yüksek derecesine vardığ ızamanlarda bile daima mahviyetperver kalmış, insanlann hata yapabile ceklerini kabul etmiş ve herkese en bü yük hüsnü niyetle muamele etmiştir. Hele paraya tamah etmeyişi ırkına has noksanlanndan başlıcasma karşı koymuş olduğuna çok kuvvetl ibir delildir. Lord Reading 1931 de evlenmiştir. Kansı Kınm harbinden sonra düveli muazzama tarafından kurulan Düyunu Umumiye medisi azasmdan Mr. Charles Chaurnaudin kızıdır. Lord Readingin Hindistan Valiliği zamanında maiyetinde kâtib olarak hizmet etmiş, zeki ve derin tetebbülerile tanınan bir kadındır. Hindistan mesaili üzerinde en sahibi salâhiyet erkeklerle bir tutulmaktadır. Genc ve güzeldir. Lord Reading sefir Lord Reading 1913 te îngilterenin Amerika sefaretine tayin edilmiştir. Bu memuriyette harbin sonuna kadar kalan Lord memleketine 1919 da avdet etmiştir. 1919 dan 1921 e kadar iki seneden kısa bir müddet îngiliz Adliyesi Baş znüddeiumumisi olduktan sonra Kral tarafından Hindistan Umumî Valiliğine tayin edilmiş ve 1926 senesine kadar o rada kalmıştır. Lord Reading için Hin distanda muvaffak olmak, bir Yahudinin oğlu olması münasebetile hayli güç bir mesele idi. Aralanndaki uyuşamamaz lığın yüzde dobanı din işlerinden çıkan muhtelif ırklar üzerinde bir Yahudinin müessir oalbilmesi hakikaten inanılması güç şeylerdendi. Fakat Reading öyle hareket etti ki muanzlannı da, taraftarla nnı da memnun etti. Bilhassa o zamanlar şöhretinin en yüksek şahikalannda uçan Gandiye kar51 bütün Hindlilere karşı gösterdiği dürüst ve dostane muameleyi esirgememiş, ancak aylarca süren faydasız nasihatlerden sonra onu cezalandırmağa mecbur kalmıştır. Lord Readingin Hindistan Valii U pıumiliği esnasmda Hindistan bütçesi tevazün ettirilmiş, islâm galeyanı teskin edilmiş ve memlekette sükun ve asayiş iade edilmiştir. O kadar ki Gandinin tesiri Lordun idare zamanında en az hissedilmiştir, denilebilir. Hindistandan avdetinden sonra Kral Hakem kursu ilk toplantısını 28 kânunusani salı günü Beyoğlu Halkevi îstanbul Mıntaka merkezinde yapacakbr. Bu hakemlere Atletizm Federasyonu Viyolonsel ile udu, şarkla garbi ayni tarafından lisans verilecek, bunlar îstan sahne üzerinde, âdet hılâfına, kavgasız bul Atletizm heyetinin resmî hakemleri gürültüsüz birleştiren san'atkârın prograolacaktır. mındaki ud kısmı gelmişti. Ud üzerindeki Hakem kursuna devam edecekler me görülmemiş ve isitılmemiş tekniğıle kendi yanında Şinasi Reşid, Said, Rauf, Ve eserlerini ve etüdlerini çalan Şerif Mudad Abud, Hikmet, Rebii Refik, Maz hiddin gene kendi eserleri olan saz semahar Nazım, Ali Rıza, Musa Kâzım, Ce ilerine gelince konserin başındanberi demil, Hikmet, Ekrem Rüştü, Feridun, vam eden alkışların makamında, hüzYusuf, Receb, Talât bulunmaktadır. zamdan, nihavendden ateş alan bir kuvBursa ve Haydarpaşa liseleri vet peyda olmuştu. Güzide virtüoz üç defa yeniden sahneye çağırıldı ve üçünde arasında de programın haricinde olarak gene kenHaydarpaşa ve Bursa liseleri arasın di eserlerini çaldı. Udda sade görülmemiş da Bursada futbol ve voleybol müsaba değil, yaklaşılamamıs olan bir ajilıte başkalan yaplımıştır. Voleybol maçını lanmızı döndürdü. Programın son kıs156156 gibi yüksek bir oyunla Haymında (Bach), (Faure), (Falla) ve darpaşa lisesi kazanmıştır. (Popper) den çaldığı eserlerden maada îki lise arasmda yapılan revanş maçmı gene program harici olarak ve büyük 157150 ile gene Haydarpaşa lisesi coşkunluk ve ısrarla tiyatroyu çınlatan kazanmıştır. alkşlara karşı san'atkârlara has bir cö Futbol maçı 11 berabere nihayetlenmerdlikle Popperden son derece hareketli miştir. Haydarpaşa lisesi Bursa San'atlar mektebile de futbol maçı yapmış, oyun iki eser daha çaldı ve hâlâ süren alkışlar 30 Haydarpaşanm galibiyetile sona er arasında konser bitti. Şerif Muhiddin ancak kendisi dinlenerek hakkında bir fikir edinilecek bir artisttir. Sözle ifade edilmek istenen meziyetlerini tasvirde muvaffakiyet belki de mümkün değildir. Onu bu yazıdan daha Asirden verilen haberlere göre Hicaz iyi tanımak istiyenler, çok temenni ettiğiKralı İbnissüud Ahissaya gelmiştir. Bura miz ikinci bir konserinde bu fırsatı kaçırda Bahreyn hâkimi Ahmed bin îsa ve di mamahdır. ğer emirlerle görüşecektir. Bu seyahat MESUD CEMlL ve görüşmelerin Hicaz hükumetile Bah reyn emareti arasmda ticarî ve askerî bir ittifak akdile ilgili olduğu ve bu meselede îngilizlerin rol oynadıkları söylenmektedir. miştir. Küçük, esmer bir kadın. Kolunda ıanki çalmış gibi utanarak taşıdığı bir çıkınla bir gişeye yaklasıyor. Yavaş sesle birşeyler konuşuyor. Bir diğer adam vezneden dört lira kadar bir para alıp cebine sokuyor.. ve telâşlı adım|arla uzaklaşı yor. Karanlık kubbelerin altında kuvvetsiz gözler gibi zayıf ışıklarla yanan ampullerin tamamile aydınlatamadığı bir yolda ilerliyoruz. Onümde giden rehberim yanmdakine soruyor: Ne terhin etmiştiniz? Bir dikiş makinesi. Bir dikiş makinesi mi? Tahta bir kapı açılıyor. Onde Ter hin memuru, arkadan rehnini al mağa giren bir zatla ben içeri giriyoruz. Burası, Sandal bedesteni ikraz sandığma terhin edilen eşyanın saklanıldığı ambar. Duvardaki rafların içinde bohçalara sarılmış çıkınlar, radyo aletleri, yazı makineleri, gramofon ve plâklar, ve bu koskoca ambarın ortasında sayısız dikiş makineleri. Rehnini geri almak için para vermiş olan adam, bu bir sürü dikiş makinesi arasında kendisine aid olanın hangisi bulunduğunu gözlerile seçmeğe uğraşırken, memur makinelerin üzerindeki etiketlere bakıyor. Ben de eski bir konsol saatinin yanındaki çıkından fırlamış olan beyaz atlas üzerine sırma işlemeli bir seccadeye bakıyorum. Ve bu seccadenin tertemiz ve ihtiyar bir ev kadmının, lâ vantaçiçeği kokan ceviz sandığından çıkmış olduğunu düşünüyorum. Obür tarafta ucundan eski bir pantalon fırlamış bir paket, daha ileride bir kocaman bohça... Memura: Nedir bunun içindeki? diye soruyorum. Sandık esyası, yatak çamasın... Birden rehnini almağa gelen adam sevincle bağırıyor: îşte benim makinem!... Memur numaralan karşılaştırıyor: Buyurunuz, doğruymuş. Ve borcunu ödeyip makinesini alan insan, yangından mal kaçırırcasma büyük bir sevincle kapıdan dışarı fırlıyor. Rehin vermeğe gelenler çok mu dur? diye soruyorum. Evet!... Eskiye nisbeten daha fazla mı? Her sene daha artıyor.. Bunun sebebi nedir? Sefaletin artması mı?.. Zannetmem. Bence bunun sebebi daha fazla halkm burasını öğrenmiş ol masıdır. Çok kişi burada en ehemmiyetsiz esyaya bile para verildiğini bilmezler. Tabiî burası tanıldıkça gelenler de artacaktır. Burada bir liradan yirmi beş liraya kadar para verilir. Adam burada sırtından ceketini çıkarıp para alabilir. İki ayda ödemek şartile.. Bu parayı dört taksitte ödemek gibi bir kolaylık vardır. Tabiî öğrenildikçe gelenler de artıyor. Böyle olduğu halde borcunu ödemiyenler bulunur mu?. Bulunur... Fakat ekseriyet gelip malını geri alır. *** Dört yüz otuz, dört yüz kırk.. Beş yüz... Beş yüz... Geniş bir masanın etrafında kucağına san satenden bir yorgan almış olan bir adam dolaşıyor... Anfiteatr şeklinde yapılmış sıralarda oturan alıcılar yavaş sesle yorganın fiatını arttırıyorlar. O satılıyor. Onun yerine bir semaver, sema verden sonra plâk kutusu, sonra tabak takımı, sonra yastık yüzü. Evinin hususî eşyasını böyle mezada çıkaran talihsizler kimlerdir?.. Satıcıların kim olduğunu göremiyorum. Yalnız alıcılar bana daha fazla esnaf gibi geliyor. Dışarı çıkıyorum. Büyücek bir salonda büfeler, dresuarlar ve kanape takımlan, masalar, karyolalar, soba lar ve avizeler mezada çıkmak için sıra bekliyorlar. Ve duvara asılmış bir levhanın içinde on yaşlannda kadar görünen pembe elbiseli bir kız çocuğu ellerini birbirine kavuşturmuş, gözlerini iri, iri açmış, sessiz bir korku içinde satılacağı dakikayı bekliyor... Bu resim muhakkak bir aile resmi, bir annenin, bir büyükannenin miniminiliğini gösteriyor ve şüphesiz uzun seneler bir aile evinin duvannı süslemiştir, uzun seneler ona muhabbetle bakılmışbr^. Ve işte bugün... Sandal bedesteninde mezad sırasınî, güzetliyor. *** Halı mezad dairesinde aynî sesîer var.. îsparta seccadesi... Kıymeti mu hammenesi 19 lira... Kenarlan dolduran insanlar dikkatle seccadeye bakıyorlar ve mezad... On beş liradan açılıyor... On beş... On beş... On beş bu çuk... On altı... On altı... On yedi.r, Ve bu sesler yükselirken kırmızı ze • minli zarif îsparta seccadesini kendi talihine terkedip mücevheraün mezad edıldiği salona geliyorum... Mezad bitmiş... Camekânda bir tek mücevher olarak yalnız küçük bir kadın saati var... Ustü mineli ve elmaslı eski moda bir saat. *** Sandal bedesteninin çok nazik bîr memuru suallerime cevab veriyor: Burada üç kısım mezad vardır. Mücevherat, halı ve eşya... Geçen senelere nisbeten bu sene hangi kısımda daha fazla iş var? Bu sene eşya kısmında en çok faaliyet var. Halk eşyasını satıyor. Eşyanın kıymeti azdır. Onun için herkes alı yor ve iş çok oluyor. İkinci halı gelır. Uçüncü mücevher... Neden böyledir?.. Halkm elinde mücevher kalmarhîş gibidir, tahbi de yoktur, mücevheratın kıymeti pek düşüktür. Bundan bir sene evveline kadar da en fazla halı sahlıyordu. Fakat halı da galiba kimsede kalmadı.. Şimdi söylediğim gibi en fazla gramofon, kürk, esvab, kanape takımı, büfe filân gibi şeyler satılıyor. Satıcılar kimlerdir? En fazla ortahalli dediğimîz aileler... Onlar satıyorlar. Ya alıcılar?.. Doğrusunu istersenîz alıcılar da daha fazla gene onlar. Ben daha fazla müşterinin esnaf olduğunu zannediyorum. Tabiî esnaf ta var.. Fakat esnaflar asil halı filân gibi şeyler alıyorlar. Ev eşyasını alanların çoğu gene halktır. Herkes burada ucuz alır, en ufak bir kusur etiketin üstüne yazılır, muntazam ve emin alışveriş edılir. Çok kişi mezaddan mal almağı tercih eder. Eski senelere nisbeten bu sene eşyasını satanların adedi artmış mıdır? Hayır, bilâkis bu sene azalmıştır bile. Hem alıcı, hem de satıcı azdır bu sene... Bu neye delâlet eder?.. Çok şükür memlekete refahın geldiğine... Yahud da, diyorum, halkta satılacak mal kalmadığına... Muhatabım gülüyor ve beni tasdik mi ediyor, yoksa ilk fikrinde sabit mi?.. Bu gülüşün manasını ben sezemiyorum. Hicaz Kralmın siyasî faaliyeti Hava Kurumuna 2000 lira veren vatandaş Basra körfezindeki emaretler hududuna mücavir olan Necid arazisinin birkaç noktasında îngilizler bazı tayyare han garlan inşa etmek istemişlerdir. îbnissü ud bu inşaatı memleketinin siyasetine uygun görmedığinden îngilizlere red cevabı vermiştir. îmam Yahya son zamanlarda Yemen ordusunun asrî bir şekilde tanzimine karar vermiş, bunun için icab eedn teşeb büslere girişmiştir. îmam Yahya bu maksadla Irak Kralına müracaat ederek ordusunun ıslahı için yüksek rütbede beş zabitle askerî mekteb için on muallim gönderilmesini istemiştir. Şubeye davet Kartal Askerlik şubesinden: Kartal Askerlık şubesi mıntakasında bulunan yerli ve yabancı zabit namzedi olarak şimdiye kadar kalmış olanların ellerindeki asker belge ve nüfus cüz danlarile hemen şubeye baş vurmaları ilân olunur. Taksîmde, Şatic apartımanmda 3 numaralı dairede oturan mühendis .»>med Fahri, dürl Ti : A Hava Kuru mu İstanbul şube sine, defaten 2 bin lira vermek sure tile üye olmuştur. Bu vesile ile Ah med Fahrinin resmini koyuyoruz. Hamiyetli vatan • • daşımızı tebrik ve Mühendis Ahmed takdir eder ve emFahri salınm artmasını dileriz. SUAD DERV1Ş Itizar : Dün çıkan eskiye nazaran nasıl yaşıyoruz yazısının ikinci sütununun ortasında bir cümlede (çok yakm bir zamanda) dizıleceğine yanlışlıkla, (çok yakın bir mazide) diye dizilmiştir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear