Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
28 Mayıs 1935 CUMHüBIYET 13 f Dünya hâdiselerinden akisler J Deniz tayyarelerî Ilk Deniz tayyaresinin tecrübeleri 25 yıl evvel bugünlerde yapılmıştı Yazaa Yunanistanda Kralın avdetini istiyenler artıyor Balkan Andlaşması devletleri Kral Jorjun diyevini iyi karşılamışlar (Baştarafı I inci tahîfede) Venîzelosun kendisi idi. Eğer bu son hareket olmasaydı, halkın fikrini değiştir mesine hiç bir sebeb olmıyacak, cum huriyet baki kalacaktı. Tekrar ediyorum, bu meseleyi isyan hareketi doğurdu. Venizelos kendi getirdiği cumhurivet rejimini öldürmedi ise de vurduğu öldürücü darbe ile bitap bırakmışnr. Venizelosun «rejim tehlıkede olduğu için isyan hare ketinin basma geçtim» gibi sonradan bulunmuş sözlerine çocuklar bile inanmaz. Cumhuriyet Venizelosun çocuğu demekti. Yaramazlık yapan çocıığunun kulaklannı çekecek yerde onu öldürmeğe t» şebbüs eden aklı başında bir baba ta savvu redilebilir mi? Venizelosun muvaffak olamadığı son secimden sonra Yunanistam terkedip dış memleketlerde yaşaması lâzım idi. Bunu vaktile kendisi de söylemiş iken yapma dı, memlekette kaldı, bu bir tehlikf idi. îşte 1 mart cinayeti. 1 mart hâdısesi yalnız dahilde zarar yapmamıştır. Hariçte yaptığı zarar ta savvur edilemiyecek kadar cok büyük tür. Bir defa Yunanistan hakkmda arsıulusal bir itimadsızlık havası yaratta. Eğer hükumet çarçabuk bu facianın önünii almasaydı vuvarlanmakta olduğumuz çu kurdan bizi kimsenin çıkarması mümkün olamıyacaktı. Lesbos halkile görüştüm, Livadya ahalisile birlikte paskalye kuzusu yedim. Asahnva doktorlannm evinde rakı iç tim. Ben Venizelosun ismini îöylrdikçe, alınlar kırışıyor, bakışlar sertleşıyor, ağızlar kapanıyordu. Dostlarımla birlikte Midilli adasmda otomobille dolaşırken, Venizelosun lâ kırdısı açıldı. Bu ismin sert hecalan şo förün kulağına her gidişte, adam bize dönüyor, bu eski cumhuriyet şefınin işkence ile ölmesi temennisini ifade eden sözler söyliyordu. Başka bir sefer, Korfoda, sevdiğim eski bir tamdığa tesadüf ettim. Bu zat, bundan bir sene evvel, keskin bir Veni zelos taraftarı idi. Bitkin, ve dfnıokrat Iarın yakında kazanacaklarından kat'î surette emindi. Onu değismiş, büsbütun başk bir adam olarak buldum. Gizli bir sıtmanın ateslerile yanan bir hasta gibi, yüzünün çizgileri öfke tesirile çukurîaşmıştı. Kalabalıktan sıyrılıp ta evine girdi ğimiz zaman bana, hiddetten boğulur gibi bir sesle: «Her şeyi bozdu, her şeyi berbad etti, dedi, bir bunak gibi hareket etti.» Venizelosun ismi, artık dört duvar arasında bile yüksek sesle söylenmiyor. Venizelosun son hareketi, cumhuriyete olan inanlarını onun şahsına bağlamış olan muazzam bir taraftar kütlesini inkisan hayale uğrattı. Siyasal sebeblerden dolayı ismini söyliyemiyeceğim bir adada görüştüğüm bir jandarmanın sözlerinden anladığıma göre, Venizelos zekâya istinad ediyor. Halbuki Çaldaris, kuvveüni, cehaletten alıyordu. Müntehiblerin zekâsı ve cehaleti demek isterim. Dar bir lokantada, yanyana yemek yerken bu jandarma bana dedi ki: Bu adamn münevver olmıyan halkınm baştan başa Kral taraftan olduğuna inanmız. Münevver olan bizler... Etrafına bakmdı, uçuşan sineklere bakındı, kendi dudaklarile en yakm kulaklar arasmdaki mesafeyi gözlerile ölçtükten sonra: ... Venizelosa inanmıştık.. Diye Hâve etti. Jacques Mortane (Türkiycd* nesri hakkı (Cumhuriy*t) • aiddir. Fotoğraf muhabirleri bazan iyi bir resim almak için hayat larını bile tehlikeye koyarlar, vahfi hayvanların kafeslerine kadar girmekten çekinmezler. Ilk deniz tayyaresi yapıldığı zaman kara tayyarecihği artık adamakılh ılerlemiş bulunuyordu. Louis Bleriot kara tayyaresile Manş denizini urarak aşmıştı. Diğer muvaffakiyetler dahi tevali edip duruyordu. Lâkin havadan ağır olan uçma vasıtasınm su sathmdan yük selebilmesint henüz çare bulunmamıj u. Suyun sathından yükselebilecek tayyareyi icad etmek ve bunun ilk uçuş tec murabbaına ve ağırlığı 475 kiloya baliğ rübesini yapmak şerefi *Marsilyalı mü oluyordu. Bu deniz tayyaresi (Canard) tipinde idi. lstikamet ve derinlik dümeni hendis Henri Fabre nasib olmuştur. önünde idi. Gnome sisteminde bir devvar Şu kadar var ki (deniz tayyaresinin motörle mücehhezdi. Kuvveti 50 beygir babası) addolunan bu zata fikir ve ilham idi. veren kendısinden evvelki müjdecileri Henri Fabre dört yıl sessiz sedasız ve unutmak nankörlük olur. âkin muntazam bir usulle çahşarak 1910 Daha 1909 ve 1906 senelerinde Lou senesi başlangıcmda tayyaresini ikmal etis Bleriot ve Ernest Archdeacon tayya mişti. Tayyare vücude gelmiş ise de tecrenin temast için sathı alâstikî olan suyun •übesi yapılmamıştı. Mucidın kendisi pitopraktan daha müsaid olduğunu düşü otluk bilmiyordu. Şimdıye kadar bir taynerek motörsüz tayyarelerini iptidaî hal areye hatta yolcu sıfatile de binmemişde sabihler olan üstüvanî borularla teç i. Bidayette kendisi tayyareyi çekecek hiz etmişlerdi. romorköre binerek tayyaresinin uçtuğuGabriel Voisin tarafından yapılan na şahjd olmak istemişti. Fakat sonradan Ernest Archdeaconun makineji 1905 bizzat tayyarede bulunarak uçtuğunu yahaziranının sekizinde Sen nehrinde tec kmdan görmeği düşünmüş, yıllarca emek rübe edılmişti. Rapiere motörbotu tara vererek vücude getirdiği eseri kendi elile fından çekılen ve Gabriel Voisin tarafın tahrib etmek felâketine maruz kalacagıdan idare olunan bu tayyare suyun sat nı akhna getirmiyerek tayyaresile evvelâ hında on beş metro yükselmiş ve yüz met kendisi uçmağı kararlaştırmıştır. ro uçmuştu. Tayyarenin suyun sathından kalkması için ilk yapılan tecrübe budur. 1905 temmuzunun sekizinde dahi Louis Bleriotnun motörsüz tayyaresi gene Gabriel Voisinin idaresinde tecrübe edilmiştir. Lâkin rüzgânn sert bir çarpışile tayyare yuvarlanarak suya düşmüş, Gabriel Voisin altında kalmıştır. Gabriel, enkazın altında ve suyun içinde elli saniye kalmış ve tellerin arasında beyhude bir menfez aramış ve nihayet kanadlarda açılan bir yanktan kendisinı kurtarabılmiştir. Mumaileyh bu sergüzeştini şu suretle anlatır: « Hoş gitmiyen bir tarzda banyo yaptım. Lâkin şapkamdan başka bir zıyaa uğramadım. Kaybettiğim şapka enfes bir panama idi. Delicesine bir hovardalığım tuttuğu zaman 14 frank 90 santimi feda ederek satın almıştım.» Dünyamn en büyük deniz tayyareri Da. X yordu. Gazi azaltmış, öndeki sabih suya değmiş, gerideki zarif bir iz bırakarak hafifçe suya temas etmiştir. Deniz tayyaresile yapılan bu ilk uçuşta 500 metroluk bir mesafe katolunmuştur. Bu muvaffakiyetten coşan Henri Fabr yeniden uçuşlar yapmış ve hatta virajlara bile kalkışmıştır. Tayyaresi muti bir hayvan gibi istenilen her manevrayı yapmış ve endişe edılecek hiçbir alâmet göstermemiştir. Bilhassa tayyarenin suya inmesi tasavvur edılemiyecek kadar tatlı olmuştur. Mucid bu suretle dört senelik emeğinin parlak neticesini ve mükâfatını artık elde etmiştir. Bu deniz tayyaresinin baslıca kuvveti sabihlerinde idi. Bunlar artık tesadüfe bağlı üstüvaneler değildi. Şikagolu Mis Helen Fortney, yirmi yaşında bir genc kızdır. Vücttdü tıpkı bir erkek atlet gibi gelişmiştir. Pek küçük yaştndanberi boksa çahşmaktadır. tyi lüverver kullamr. Kendisine huSU8Î fiolit hafiyeri mesleğini intihab etnvştir. Amerikanın ilk kadın oolis hafiyesidir. Bu muvaffakıyete şahid olan sayılı seyircilerin sevincine payan olmamıştır. Tayyarenin motörünü yapan Laurent Seguin yolcu olarak tayyareye binmiş, Henri Fabr tayyaresini gölün ortasına tayyare gene idare olunabilmiştir. kadar bir romorköre çektirmiş, sonra her Bu muvaffakiyet üzerine çok geçmetürlü ihtiyat tedbirlerini alarak ipi çöz den devletin salâhiyettar memurlan ö müş, tayyare dalgalann üzerinden kaya nünde resmî tecrübeleri yapılmıştır. Henrak ilerlemeğe başlamıştır. Tayyareci ha ri bir gün öğleden sonra bir mubaşir ve vanın sırlarına vâkıf olmadığından tay iki jandarmanın refakatinde gelen M. yarenin tatlı yürüyüşünden mestolmuş ve Bozimin önünde Mede limanında tecrüşin kolay olacağını zannetmiştir. belerini icra etmiştir. Mucid tayyaresini Tayyare otomatik bir surette istikran denizin sathında iki defa mükemmel suhaiz olmak üzere düşünülerek yapılmış rette yukselterek uçmuştur. olduğundan suyun sathında en ufak bir Bu muvaffakiyetli tecrübeler 1910 sefalso bile yapmamıştır. Havanm istisnaî nesi 28 martında yapılmıştır. Bugün surette durgun olmasmdan istifade etmek bunlann kıymeti yalnız tarihî olmalannistiyeö Hendi Fabr tehlıkeyi göze aldır dadır. Maamafih o zaman bu uçuşlar mağa karar vermiştir. bir hariJsa sayılmıştı. Henri Fabrin tayyaresi 1910 senesi mayısının on yedisinde on metro irtifada iki kilometro mesafe katettikten sonra aşağı inerken hasara uğramıştır. Bundan sonra mumaileyh tecrübelerine devam etmemiş, fakat bir zaman sonra harikalar yaratan deniz tayyaresini beşeriyete hediye etmiştir. Italyalı Algellonun deniz tayyaresile saatte 709 kilometrodan fazla mesafe katettiği günlerde (deniz tayyaresinin babası) Henri Fabri yadetmek, onun yirmi beş senelik hatırasını kutlulamak bir vazifedir. Eli gazin düğmesinde olduğu halde tayyaresine sürat vermiştir. Gerideki sabihlerden biri kalkmış, pilot endişe ederek sürati azaltmıştır. îki kanada aid zaviyei vürudu düzeltmiş, bu defa da gerideki iki sabih birden kalkmıştır. Tayyare öndeki sabih üzerinde muvazene bulBundan sonra Gabriel Voisin, Louis muş, biraz sonra bu dahi kalkmıştır. Bu Bleriot ile birlıkte iki deniz tayyaresi yap suretle »nucid deniz tayyaresinde ilk uçumışlardır. Bunlar üçer tane çift sabihle şunu yapmışbr. ikişer kat'ı nakıs şeklinde höcerelerden Deniz tayyaresile yaptığı bu uçuş mürekkebdi. Her birinin 24 beygir kuvkendisine büyük haz vermiş, lâkin mucid vetinde motörü ve ikişer pervanesi vardı. Bunlarla bir sene tecrübeler yapıldı, çok ileri gitmekte ısrar etmemiştir. Çünfakat büyük neticeler elde edilemedi. kü tayyaresini nasıl çevireceğini bümiMotörler kâfi değildi. Sabihlerin adı vardı. Fayda ve tesirleri hayalden ibaretti. 1905 senesinde deniz tayyaresi meselesini hal i/n İtalyada profesör Enrico Forlouini ve Ingilterede Barton ve Ro\vson çalışmışlardı. Ingilizlerin yaptıklan deniz tayyaresinin verdiği en mühim qetice tayyare bir metro yükseldikten sonra bunu çeken romorkörün halatuıın kopmasından ibaret kalmıştır. 1906 ve 1907 de Amerikah Ludlow, Hampton Roddeta tayyaresini bir torpitobota çektirerek tecrübeler yapmışbr. Lâkin bir uçurtmaya benziyen makinesi bu tecrübe esnasmda parçalanmıştır. 1907 de Orville ve Wilbur Wright biraderler yirmi beygir kuvvetinde bir motörle mücehhez bir deniz tayyaresi yapmışlarsa da tecrübe günü akşamı çıkan bir fırtına esnasmda makine harab olduğundan tecrübe yapılamamıştır. **• "Afrika yerlilerinin garib meskenlerinden bir nümune... Bun lar hem mesken olarak, hem de düşman kabilelerin gelip gelmediklerini görmek üzere gözcü kulesi gibi kullamlır. İsyan ,ayni zamanda askerî mehafile Yunanistanm süel teşkilât ve kuvvetleri nin bozuk ve cephanesinin noksan olduğu kanaatini verdi. Bunun için vaziyetin normallesmesile hükumetin yapacağı en bi rinci xazife kara, deniz, hava kuvvetlerini en kısa yoldan tamamlamaktır.» M. Politis bundan sonra muharririn eski Yunan kralı Jorjun çocuksuz olması dolayısile geçenlcde amcasmın kızı Marina ile evlenen Insıltere Kralınm oğullarından Dük dö Kent lehine tahtından vaz geçeceğini, M. Maksimosun Lon draya giderek kral ile görüşmüş olduğu hakkındaki sayialardan malumatı olup olmadığını sorması üzerine «bunlann hepsi uydunnadır. Ne kral tahtından va7 gecer, ne de Ingiltere Kralınm oğlu bos bir taht bekliyen mazullerdendir. Mak«îmosun Londraya gittiği de yalandır» demi«i, bunBunu söylediktea sonra, bütün ordu dan sonra sözlerine şunları ilâve ermiş gibi, kendisinin de Kralı beklediğini yüktir: sek sesle söyledi. « Kralın bu yakınlarda yapt ğı be Kral mı? dedim. Hangi Kral? yanat vardır. Yunanistana dönmesi an Jandarma gözlerini havaya dikti, müpcak halkın ekseriyetinin istemesile mümhem bir işaret yaptıktan sonra, selâm verkün olduğunu, Yunanistana gelince de di ve ayrıldı. büyük babasının takib etmiş olduğu siyaJandarmaların, Kralın gelmesini beksete devam edeceğini, daima partilerin üstünde kalarak milletin birliğini temin ede lemeleri, ortalıkta bir Krallık havası ceğini, Yunanistana dönerse Balkan and estiğini gösterir. Onu takib eden günler, Iaşmasının en müfrit bir müdafii olacağı jandarmaların haricinde tetkikat yapum. nı, kendisinin tahtta bulunmasının an Sordum, dinledim, umumî meydanlarda, tant için bir zâman teşkil edeceğini söy çarşıalrda, aşağı tabaka muhitlerinde lemisti Diyevin (beyanat) bu son kıs yüksek sosyetelerde vurdum duymazlıkmı gerek Balkan memleketlerinde, at tan gelerek tahkikata devam ettim. rekse diğer memleketler siyasî mehafilinÇobanlann, rençberlerin, aşağı tabade çok iyi tesirler bırakmıştır.» ka halkm, Yunanistan tahtına bir Kra Fransız gazetelerinin neşriyatı KANSIZUK i idn yegane de«ı kanl ihya eden etibba t»r*fra<J»n tertin edılaıw«r. Nörasteı zaflyet ' Chloroı Maruf Fransız muharrirlerinde Mo ris Bedel Pariste çıkan Jurnal gazete sine ju yazıyı yazmıştır: « Venizelosun Yunanistanda hâlâ birçok dostlan ve pek az taraftan olduğu doğrudur. Orada şöhret ve kin geçici şeylerdir. Bizim indimizde de çok değerli bazı tezleri sık sık müdafaa ettiğini unuimadığımız Venizelos, siyasaya meflun bir memleket olan Yunanistanda öi«edenberi demokratik fıkirleri temsil etmekte bulunduğu için seviliyordu. Venizelos, bütün bir milletin sabahtan akşama kadar ve gecenin büyük bir kısmını, Venizelosa karşı Çaldarisi, Plâstirasa karşı Kondilisi, Alsibyada karşı Nisyası, Temistoklise karşı Aristidi müdafaa etmek için toplandığı sayısız ufak kahvehanelerin canlı bir kahramanı idi. Bugünkü Yunanlınm, dünkü Yunanlı gibi, fikirlerden ziyade şahıslara, maz ruftan ziyade zarfa önem verdiği muhakkaktır. Yunanlı, bir şahıs için seve seve dövüşür, fakat bir Slâv gibi mühim mef kureler uğrunda, bir Fransız gibi hak ve adalet uğrunda ölmez. Onun, volunda can vereceği bir fikir vardır: Yurd kaygusu. Fakat bu kaygu, öüilerin ke miklerinden, dirilerin etlerinden yapılmıştır. Fakat, Yunan milleti, artık Venizelos uğruna ölmek istemiyor. Artık Çaldaris yoluna da ölmek niyetinde değildır. O, simdi yaşamak istiyor ve şimdı kımın icin yaşamak istiyeceğini aramakla mesguldür. Bu son haftalar Korfolular ve Giridliler arasında geçirdim, Samus, Andros ve lın gelip oturmasını bekledıkleri kanaatine vardım. Bunlar, ancak dağda keçi çobanhğı edecek kabiliyette insanlardı. Fakat, Samus bağcıları, Andros dükkâncılan, Lefbos otomobil şoförleri arasında da Kral taraftarlarına rasgeldim. Bunlar, münevver değilse bile, zeki adamlardır. Bazı Atina salonlannda, sarayda yapılacak kabul resmini sabırsızlıkla bekliyen kadmlar gördüm. Ordunun, hapishanede olmıyan tekmil zabitlerinin, açık açık Kral taraftarlığı etüklerine şahid oldum. Bütün bu Kral taraftarları, Kralı istiyorlar. Fakat ismini belitemiyorlar. Bekledikleri ve istedikleri Kral, ikinci Jorj mudur? Yoksa onun amca oğullarından biri midir? Kralın şahsı onlan pek alâkadar etmiyor gibi görünüyor. Özgenlik taraftarlannm bu hususta tem emelleri var, o da, gelecek Kralın her kim olursa olsun, yapılan hakaretleri affetmesini, ve nihayet memleketin iyiliği için çalışmış olan yurdseverleri mazur görmesini bilen bir kimse olmasıdır. Cumhuriyetçiler arasmda inanlı Kral taraftarlarına rasgeldim. Bunlar bana tereddüdsüz: Ne yapahm? Fikirleri biribirinden ayıran bir cumhuriyet şefi olacağına, başımızda kalblen birleştiren bir Kral bulunsun. Memleket bu değişmeden çok şey kazanacaktır, dediler. Bu işte demokrasi ne kazanacak, diye sordum. Cumhunyetçilerden biri: Çok şey kazanacak, diye cevab verdi. | Devlet Demiryolları ve limanları işletme Umum Idaresi ilânlan| Muhammen bedeli 2500 lira olan 800 • 850 devirli ve mütemadi cereyanlı bir aded dinamo Haydarpaşa gar binası dahilindeki Ko misyon tarafından açık eksiltme ile satın alınacaktır. Açık eksiltme 5/6/935 çarşamba günü saat 10 da Haydarpaşada gar binası dahilindeki Komisyon tarafından açık eksiltme ile satın alınacaktır. Açık eksiltme 5/6/935 çarşamba günü saat 10 da Haydarpaşada gar binası dahilindeki Komisyonda yapılacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin 187 | liralık muvakkat teminatı vermeleri ve kanunun tayin ettiği vesikalarla kanunun dördüncü maddesi mucibince bu işe girmeğe manii kanunî bulunmadığına dair beyan name ile eksiltme günü saatine kadar Komisyona müracaatleri Iâ zımdır. Bu işe aid şartnameler Haydarpaşa gar binası dahilindeki Komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır. (2711) X2eçenlerde uzun bir makale ile Cenub kutbundaki seferin den bahsettiğimiz Amiral Byrd Amerikaya avdetinde Vafing tonda Reisicumhur Roosevelt tarafından karştlanmif ve tebrik edilmiftir. iskender Yunan klâsiklerinden Yeni çiktı M. Hanri Fabnn Berredeki küçük gölde yaptığı tecrübeleri yukarıda söyledik. Mumaileyhin yaptıgı tayyare tek saühlı olup sathının mesahası 24 metro Mefhur Plütark'ın Haydar Rifatın tercümesi 60 kuruş